loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

akil insanlar heyeti

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

ayı sözlük'te tartışma başlatmak

tartışmanın kötü bir şey olup olmadığına dair bir kamuoyu yoklaması yapmaya gerek kalmadan genel kanının olumsuz bir bok olduğu gündüz gözüyle seçilebilmekte. halbuki hayır, tartışma iyileştirir, güzelleştirir, inadını sınar, iknanı gösterir, zaafını gözler önüne serer. diğer yandan sözlükte tartışmaya girmeme özgürlüğünü dibine kadar yaşama hakkın olduğunu bilirsin. tartışmalı olduğunu düşündüğün sözler için elindekini ardına koymama potansiyelini diğer yazarlara gösterirsin. ha "kendi pisliğinde boğul pis düşman" seviyenden de taviz göstermeyebilirsin ve geri çekilebilirsin. neticede kimse kimsenin şakağına, taşağına silah dayayıp zorla bir şey yaptırmıyor. ha bam teline basan olursa da mahalle baskısına gidebilir, dişini gösterebilirsin. burası benim çöplüğüm babında anlamlı başlıklar altında bol imalı entiriler girer "ben lafımı ortaya korum beğenen alır..." gibisinden saçlarını arkaya atabilirsin. her şey yeterlilik fiiliyle alakalı.

(bkz: sen git kurtar kendini ben onları oyalarım)

melih gökçek

tuhaf bir adam. kalkmış israil, mavi marmaradan dolayı özür diledi diye sokakları, caddeleri afişlerle süslemiş. hay allah memleket, sen çok yaşa...

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?a...

nokta kullanmama sorunu

ayı sözlükte yaygın olarak görülen bir sorundur. bir değil, iki değil... sanki şinasi bu memlekette doğmadı ve noktalama işaretleri yazı diline sokulmadı. vay arkadaş, yazarken nasıl gözünüz dönüyorsa artık unutuveriyorsunuz da nokta candır, derli toplu bir görüntü için olmazsa olmazdır. ifadeyi toparlar ve ne demek istediğinizi noktalar. rica ederim aslanım gralçam be. nokta. bitti.

homofobik üniversiteler

bir zamanlar trakya üniversitesi hormonlu domatesi hak edecek denli homofobik davranışlar sergilemiş idi.

ayı sözlük yazarlarının spoiler ibaresi kullanmaması

film, kitap vs gibi bir tahkiyeye sahip sanat ürünlerine dair yazılan en sıradan ve niteliksiz girdi bile spoiler içerecektir. örneğin "çok niteliksiz; zaman ayırmaya değmez bir film!" girdisini inceleyelim. bir tanım. görüş bildiriyor. filmin konusunu anlatmıyor. fakat...

mesela incir reçeli filmini izlemedim diyelim. ama konusunu biliyorum. ayı sözlük'e girip neler yazılmış diye bir göz atmaya kalkıyorum ve yukarıdaki girdiyle burun buruna kalıyorum. şimdi yazarın bilgisi ile benim bilgim birleşiyor ve şöyle bir sonuca varıyorum: "hiv ile ilgili niteliksiz; zaman ayırmaya değmez bir film imiş!" bu durumu değiştiremezsiniz. kalıcı ya da geçici olsun her halükarda olumlu veya olumsuz, okuru önyargı ile donatan girdilere sahip başlıklardır film, kitap vs başlıkları ve spoiler denen hede kullanılmıyor diye çok hatalıymış gibi görmemek gerek. şayet ben spoiler yerine "çıplaklık", "kilosu on iki rupiden yarım kilo bamya" gibi tabir ve sözler kullandığım gibi bazen hiç spoiler'a ihtiyaç duymuyorum. burada benim değil, okurun dikkatli olması gerek. filmi izledikten ya da kitabı okuduktan sonra okusun başlığı. onun için en sağlıklısı. şahsen kendim öyle yaparım.

(bkz: şair burada katılmadığını söylemek istiyor)

idefix

şikayetlere günler sonra cevap veren site. halbuki atı alan üskadarı geçti. diğer yandan yine de iyidir.

bugün, belki de hiç bir zaman dinlemeyeceğim şarkıları dinliyorum. ceylan ertem hariç tabi. başıma gelmez derdim nasıl geldi. ha biri...

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

ceylan ertem

ali adlı parçasıyla beni benden almış bir sanatçı. o nasıl muhteşem bir yorumdur. ali diye bir sevdiğim olsun istedim hatta.

nohut pilav

ev yemeğinin en seyyarı ve masumu. tavukla birlikte bir aşkın mutfak dünyasını temsil eder.

eşcinsellerin aslında demek istedikleri

-orayı biliyorum. güzeldir.

aslında demek istedikleri ya da içlerinden geçen tahkiye tam olarak tutunamayanların 43. sayfasına denk gelen dördüncü bölümünde yer almıştır. mukaddes muharrir adeta bir geyin on saniyelik hayatıni hülasa etmiştir. saygıyla anıp iktibas ediyorum:

turgut’un oturduğu apartman, büyük şehrin kuzey doğusunda, enlemi kırk bir derece sıfır sıfır dakika kuzey ve kırk bir derece sıfır sıfır dakika bir saniye kuzeyle boylamı yirmi dokuz derece on iki dakika doğu ve yirmi dokuz derece on iki dakika bir saniye doğu olan noktalar arasında sıkışan bir arsa üzerine kurulmuştu. apartmanın dünya üzerindeki bu konumunu anlayabilmek için biraz astronomi bilmek gerekiyordu. oysa, turgut’un arkadaşlarının karıları, bu bilgiden yoksun oldukları halde, apartmanı 'elleriyle koymuş’ gibi buluyorlardı. selim ise -bilimsel tanımları uygulamakta her zaman güçlük çektiği için- yarım saat oralarda dolaşıp durmuştu ilk geldiği gün. bina, enlem ve boylam noktaları arasına sıkıştığı gibi, daha yüksek birçok apartmanın arasında ezilmişti. bu nedenle, kuzey rüzgârlarına kapalıydı ve güneyindeki apartmana bitişik tavan, yağmurda biraz akıyordu. insanın kendi evi olmadıkça, bunlara katlanmak gerekiyordu. çocukların odasının penceresinden bakılınca -biraz da sola, dışarı sarkmak şartıyla- karşıdaki iki apartmanın çatı katları arasındaki küçük boşluktan, önce bir iki servi ağacı ve daha uzakta soluk mavi renkli bir çizgiden ibaret olan deniz görünüyordu.

(bkz: oğuz atayı içmek istiyorum)

film dinlemek

son iki aydır aamir khanın oynadığı filmlerin müziklerini günde milyon kere dinleyen biri olarak son iki aydır yaptığım eylem. şarkı çalarken ilgili sahne, göbek atmalar ama asıl sahnelerle birleştirilmiş bir kolaj çalışma gibi kulağımdan akıp gidiyor. filmleri dinliyorum. ben filmleri dinliyorum. ve ben normal olduğumu da iddia ediyorum.

(bkz: anne kafamda bit var)
(bkz: çağrışımda serbestlik fırkası)

topraktan babam çıksa yerim

siska ayi

sigarayı bırakışımın on birinci gününde dört kilo almış biri olarak toplam iki haftada altı kilo arttım. evet ben de sıskaydım. ben de ayılar içinde bir zürafa zayıfıydım. hoş gelmiş olan yazarcan, sigarayı bırak ve her canın çektiğinde yarım ekmeği devir... abur cuburun dibine vur. al kiloları sonra spor salonu... ve gitsin yağlar gelsin kaslar... buna inanıyorum. ı have a dream. dostum insan daha bir keyifleniyor böyle durumlarda *

bahçelerde maydanoz
bu ne biçim kırmızı
geldi pek sıska ayı
yaşasın kurban bayramı.

(bkz: erler film iftiharla sunar)

queer tahayyül

muhtemelen perşembe günü elime geçecek olan kitaptır. kargoların insafına kalmış olmayı hatırlatsa da heyecanla bekliyorum.

yeni yüzyıl üniversitesi

bu üniversite, köklü bir devlet üniversitesinden rica ve ısrarla getirtilen bir türk dili profesörünü, iki yıl sonra kendisine haber bile vermeden işten çıkarmış. adam normal mesaisi bittikten sonra kapının önüne bırakılan sarı zarfı almış vs... nedeni ise fen edebiyat fakültesinin rağbet görmemesi. ve o adem-profesör hala işsiz. hocamız öğüt vermişti: siz siz olun kapağı devlete attıktan sonra asla özel üniversiteye gitmeyin. sonra emekli olabilmek için çok uğraşırsınız diye...onun bu tavsiyesini kulağıma küpe yaptım.

not: ilk iki cümlenin dedikodulu geçmiş zaman ile yazılmış olması gerçekliğini bozmuyor. *

gabile.com

gay, biseksüel ve lezbiyen kelimelerinin ilk iki harflerinin bir araya getirilerekten oluşturulduğunu on saniye önce fark ettiğim sitenin ismi. o değil de, herkes yakınmış siteden. o kadar mı kötü? hayır bu kadar kötüyse, iyiler çok mu az? hala öyle midir ki? neticede bakıyorum ve son entri maya kehanetinden önce girilmiş. ve o entride bu konuşulanlar orada konuşulsaydı çoktan atılmıştık diye bir tecrübe paylaşılmış. ve sanki... sanki herkes bir anda susup etrafına bakmış ve bu başlığı terk etmiş gibi.

(bkz: nilayı harcayacaklar matmazel )

boynuna sarılmak istiyorum ayı sözlük. bir de isim versek sana ayı sözlük deyince uzun oluyor sanki. ne bileyim mahmut mu deseydik ne diyeydik?
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

yüksek lisans

master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.

isao takahata

hayao miyazaki'nin ruh ikizi, uzun soluklu mesai arkadaşı; başarılı bir animasyon yaratıcısı. ateşböceklerinin mezarı harikulade bir sanat eseridir.

(bkz: grave of the fireflies)

grave of the fireflies

isao takahatanın 1988'de yazıp yönettiği ve en güçlü savaş karşıtı filmlerden sayılan animasyonu.

https://www.imdb.com/title/tt0095327/

* açlıktan ölen setsuko'nun seita(abisi) deyişi hafızama kazınacak nadir repliklerdendir ki içinde koca bir savaşı, ikinci dünya savaşını barındırır bu replik.

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

samed behrengi

komünist olduğundan şüphelenildikten sonra bedeni aras nehrinde bulunmuş azeri kökenli iranlı yazar. tıpkı bizim sabahattin ali gibi bir son. fakat onun azeri olduğu için öldürüldüğü de söylenmektedir. neden öldürüldüğü değil ölümünden kimin sorumlu olduğu ortadır.

küçük kara balık adlı masalı çok güzeldir.

andımız

varlığımı türk varlığına armağan etmemek için okullardaki mukaddes sabah ayinine geç gitmişimdir. tek ayak üstünde bahçe kapısında bekletilmedim mi? evet. çok da fifi. muhteşem eğitim sisteminden kurtulup da hayal kurabilmek için güzel bir zaman aralığını teşkil ediyordu.

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **