köpek
tek bekledikleri biraz şefkat çok az sevgi öyle bir yürek var ki öyle bir bakiş var ki ihanet sonuna kadar sadakat ölümüne dostluk kapıdan içeri girer girmez atlayıp zıplamaları en kötü anında seni anlayıp seninle oynaması ne dersen de ne kadar kızarsan kız gine seninle ginede senin ve senden sonra onlarda ölü
sevgiliye söylemek istenip söylenemeyenler
kimdi giden kimdi kalan
kimdi giden, kimdi kalan
giden mi suçludur her zaman
ne zaman başlar ayrılıklar
dostluklar biter ne zaman
her geçen gün bir parça daha
aldı götürdü bizden
aynı kalmıyordu hiç bir şey
değişiyordu kendiliğinden
artık çözülmüştü ellerimiz
artık bölünmüştü yüreğimiz
birimiz söylemeliydi bunu
ötekini incitmeden
kimdi giden kimdi kalan
aslında giden değil
kalandır terk eden
giden de bu yüzden
gitmiştir zaten...
murathan mungan
ya ben sana geç kalmışım ya sen bana çok erken
keşke hiç denk gelmeseydik öylesine boşlukta kayıp bir zaman olarak kalınsaydı hiç yasanmasaydı yada butun her şey i resetlemek mümkün olsa
don
renk olarak beyaz ve kırmızı deli ediyor.
gelmiş geçmiş en salakça sorular
yolda yürürken gördügün birisinin ilk kelimesi nedon (ne yapıyorsun ) ebeyin amı gerizekalı körmüsün bir yere yetişmeye çalışıyorum
starbucks
güzel sıkılmadan tek başına bile oturalacak yerlerden birisi
cinsel tacize maruz kalan çocukların eşcinsel olma ihtimali
dunyadaki en kötu olaylardan biriside bu
vize haftası
boktan ogrenincinin yusuf yusuf ettigi hafatadır gecesi gunduzu karıştıgı sikik bir donem
üniversiteye gir gerisi kolay
asıl hayat unv de başlıyor kolay diyen gelsin karşıma yeni tanıdıgın kişilerle ev tut ne bok olduklarını sonradan tanı artık şansına parasız pulsuz geçen rezil bir donem ha diplomayı aldıktan sonraki umitsiligide saymıyorum
pazar ve yalnızlık
sıfr evdeki sessizlik bozulsun die seyretmedigin tv nin açık durması kendi anahratınla kapıyı açmak candan erçeçtinden yanlızlık şarkısnı dinlemek durmadan pencereye dikilip saatlerce dışarıyı seyretmek yapacak hiç bir şeyin olmadıgından daha pazar gununden pazertesiye hazırlanaıp gereksiz siterese girmek gibi boktan bir şey kapıyı çaldıdıgında açacak kimsenin olmadıgını anlamak gibi boktan bir gun sevgilinin en çok olmasını istenilielen boktan bi gun
pazar ve yalnızlık
rüyaların, umutların ve hatta hayallerin tükendiği yerde başlar yalnızlık. istemediğin yüzlerle uyanırsın yeni güne, sevmediğin parçaları dinlersin radyoda, izlemediğin televizyon programlarına tutuklu kalırsın, telefonlar çalmaz, çalsada iletişim kopukluğu yaşarsın zaten, eskisinden daha çok sigara tüketmeye, şişeleri atmak için büyük çöp poşetleri almaya başlarsın, yalnızlık ıssız kalmak gibi birşey olur, zaman geçer kimseyi kaldıramaz olursun, yaşam içerisinde ki hiç birşeye sabrının kalmadığını anlarsın, dünya dönmeye devam eder ertesi gün, sonra ki gün, önümüzde ki hafta, gelecek ay... hep aynıdır. uykun ne kadar gelirse gelsin kovarsın ruhundan, yalnız uyumak zor gelir, soğuktur , üşürsün. sanki bütün evren sana cephe almış gibi kaçarsın insanlardan, yerli yersiz ağlarsın,gülersin. "nasıl gidiyor hayat" sorularına kıl olmaya başlarsın , ağzının ucuyla "iyi" der geçersin. gündeme biraz bakıyım dersin, canın sıkılır, "noluyor lan bu dünyaya" dersin, başkalarının acılarına ortak olmaya çalışırsın beceremezsin, zor gelir. sözler verirsin kendine "bu pazar güzel bir kahvaltı yapacağım" diye, uyandığında hoca ikindiyi okuyacak nerdeyse, vazgeçersin. ayılmak için bir kahve yaparsın, ve iliklerine kadar yalnız olduğunu hatırlarsın. ayakların üşüdğünde "çorabını giy oğlum" diyen bir annenin olmaması gibi birşeydir yalnızlık. ruhunu ve sadakatini bir yerlerde unutmaktır. arayışlara son vermektir. nefes alıp verirken kabir azabı çekmektir.ölümsüzmüş gibi yaşamaktır ... ! (alıntı)
ayı sözlük yazarlarının öğle yemeği menüsü
oglene bi şey yok akşama hine makarna yada çeşidi.
ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar
yıldız tilbe hani gitmesen diyorum
sevişirken başa gelen komik olaylar
otel odasında deli gibi şevirken nerem deydi yada neresi deydi bilyorum ama birimizden birisinin bir yerleri telfon avisesine çarpmış ve avize açılır açılmaz resepsiyoun baglanmış ve butun iniltiler aşagıya 5 dk sonra kapı tak tak
-------iyimisiniz efendim bi sorun varmı
____yoo bi sorun yok ? deyip mal mal bakıştıktan sonra
........ efendim sizin odadan tel geldi anlayamadıgımız çok kötu sesler geldi
____ hmmm hatlarda bi sorun oldu galiba ve
ve deli gibi seviştigin sevgili adayı 5 dk bile durmadan bu utançla burad aduramam deyip çekip gitmesi ahg ne kötu bir gundu
para maymunları bile bozuyor
valla akıllarına bir şey diyemecem ama dostlukları on numra
hoşlanılan erkekle duş almak
guzel olur sex te dahat rahat daha içten yalanır.
para maymunları bile bozuyor
araştırma yale üniversitesi nin maymun laboratuarında başlıyor.
araştırma yale üniversitesi nin maymun laboratuarında başlıyor. 7 adet capuchin maymunu, bir ana kafeste ve birçok küçük deney kafesinde para kullanmayı öğreniyorlar. para olarak gümüş renkli somun kullanılıyor. süreç gayet basit: ana kafesten bir maymun alınıp, deney kafesine konuluyor. bu maymuna gümüş renkli somun veriliyor. maymun öncelikle somunu kokluyor, ağzına sokuyor. bu aşamada tepsi içinde çeşitli yiyecekler getiriliyor: elma, üzüm ve jell-o. amaç her maymunun sevdiği yiyecek türünü bulmak ve bu yiyeceği elde etmek için parayı kullanmalarını sağlamak. deney kafesindeki maymun elmayı seçiyor. araştırmacılar maymuna elmayı vermeden önce elinde parayı alıp elmayı öyle veriyorlar. bu süreç haftalarca sürüyor ve maymunlar birkaç hafta sonra, ellerindeki somunun yani paranın gücünü keşfetmeye başlıyorlar. maymunlar paranın kullanımını; araştırmacılar en çok tercih edilen yiyeceği öğrendikten sonra, yeni bir süreç başlıyor: fiyatlandırma. bu yeni süreçteki amaç, maymunların insanlar gibi rasyonel kararlar verip veremediğini görmek. böylece araştırmacılar, birçok maymunun tercihi olan jell-o nun fiyatını iki katına, elmanın fiyatını yarım somun ve üzümün fiyatını 1 somun yapıyorlar. sonuç ilginç: maymunlar paralarını en çok yemek alacak şekilde harcamaya başlıyorlar. 1 somun verip 2 elma almayı; 2 somun olan 1 adet jell-o almaya tercih ediyorlar. ilerleyen günlerde, ana kafesten deney kafesine alınan bir maymun, bir tepsi içinde bulunan 12 somunu görüp aniden çılgına dönüyor. paraların bulunduğu tepsiyi ana kafese fırlatıp kendisi de ana kafese dalıyor. gökten para yağdığını gören ana kafesteki maymunlar, somunları kapışmaya başlıyorlar. olay kayıtlara maymun tarihindeki ilk banka soygunu ve hapishane firarı olarak geçiyor. bütün bu kargaşa içinde, araştırmacılar ana kafes içindeki maymunlardan parayı geri almaya çalışıyorlar. ortalık biraz yatışınca erkek maymunlardan biri, dişi maymunlardan birine yaklaşıp ona elindeki somunlardan birini veriyor. bunun karşılığında dişi maymun ve erkek maymun cinsel ilişkiye giriyorlar. işin ilginç yanı, bu iki maymunun işi bittikten sonra, dişi maymun, erkekten aldığı parayı araştırmacıya getirip, bununla üzüm almaya çalışıyor. bu olay da kayıtlara maymun tarihindeki ilk fuhuş olarak geçiyor. üniversitenin araştırma etik bölümü, maymunlar üzerinde yapılan para araştırmasının, maymunların yaşam koşulunu, değerlerini ve gündelik yaşamlarını tamamen değiştirdiği ve zedelediği gerekçesiyle, araştırmayı iptal edip, maymunlara para verilmesini yasaklıyor.
-alıntı-
biz aşkı meleklerden çaldık
ne taşımayla ne değirmenle ne de okyanusla devam ediyor herzaman bitmeye mahkum kalıyor sonra bahaneler birinden birisi hiç bir şey olmamış gibi yola devam ediyor kendi domuzluğuyla digeride salak salak avutuyor kendini
gittiği yere kadar
gittiği yere kadar gidecek aşkım
dur dediğin yerde bitecek
ayrılık ikimizi yakacak aşkım
acısı hem sana bana yetecek
başladığı yere döner biten sevdalar
uyanırsın bir bakarsın bitmiş belalar
ne tarafa gitsen aynı hüzün, aynı telaşlar
sorun bende değil aşkım, sorununla kaçışın var
bir sen inandırdın beni, başıma gelmeyen kalmadı
hani her dediğin olacaktı, bi dediğini diğeri tutmadı