pessoa

Durum: 101 - 0 - 0 - 0 - 24.08.2020 01:10

Puan: 1446 - Sözlük Kezbanı

8 yıl önce kayıt oldu. 7.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 6

uzak durulması gereken kadınlar

1 - cinsiyetçi küfür eden
2 - feminizmi kötüleyen
3 - feminizmi kötüleyen erkeklere yağ çeken

feminenler sakın yazmasın

feminen gadınlar bana yazabilir

sözlükçülerin nick hikayeleri

gugıla yazınca çıkıyor

ödünç kitap vermemek

verdin mi geri gelmiyor o kitap. ayrıca bu hayattaki nerdeyse tek bagim onlar. her seye karsi aramdaki bir barikat gibi. varlıkları iyi hissettiriyor. bir arkadasim 2 kitabım duruyo yaklasik 3 senedir. aklıma düstügünde sinir basiyor.

wapa

dandik bir app. kullanıcı arayüzü iyi olsa da calisma konusunda sıkıntılı. veriyi geç alıyor. insanı krizi sokuyor.

bilgi yarışmasında ilk soruda elenen akademisyen

çok enteresan geldi bana birinin çiçek ol lafından bir şey anlamaması? yurt dısında eğitim aldıysan baska tabii ama burada egitim alan birinin bilmemesi beni güldürdü

hacker

birkaç terminal komutuyla ortamlarda hava atabilirsiniz. nasil mi? bir dm kadar uzağınızdayım. şaka şaka. o işler öyle herkese söylenmez.

alttaki yazara soracaklarım var

ben uzak mesafeye karşı olmayan fakat yanyana insanın 5 duyu organıyla hissederek birlikte zaman geçirmesinin taraftarıyım. mesele kıskançlık değil, mesele özgüven eksikliği değil. mesele yalnızca yanyana olunamayan boş, elektronik, cansız zamanlar. ben bir mesajla seni seviyorum diyip durmaktansa gözünün içine bakarak, aynı odada bir köşeden diğer köşeye bagırarak, insanların icinde yine yanyana birden elini tutarak söylenmesi taraftarıyım.
benim sıkıntım bu tuşlarla, bu mini ve dev ekranlarla, bu aşağı yukarı kaydırmalı sistemlerle derdim.

koklamak, görmek, dokunmak, hissetmek ile geçirilecek zamanları heba etmekten başka bir şey değil bu. sevgi böyle yaşanmamalı. eskilerin yaşayacak teknolojisi yoktu. uçak yoktu, evler insanlar şehirler böyle dipdibe değildi. onların yaşaması çok normal ama bizim için değil. dokunabilmeyi yazabiliyorlardı, koklamayı da. bi mektup iletilir mi iletilmez mi belli değil, bekliyordun o kadar. şimdi yanyana olman için bir sürü imkan var ve sen yine en zoru seçiyorsun. buna yüreğin varsa, ben yaparım hissederim de hissettiririm de yani bir gelecek var diyorsan yaşa öyle gelişine. bu hayat senin ister uzak mesafe ister yakın mesafe ister aynı evde hiç fark etmez. zaten önemi yok bu hayatın. öyle de geçer böyle de geçer sadece geçer. sonra da ölürsün biter. her şey herkes gider ve biter. entropiiiiiiiii.

neyse konumuz bu değil. duygularının yoğunluğuna bak. aşık mısın? hayal kuruyor musun? ölene dek birlikte olmak istedigin kişi bu mu? gibi soruları kendine sor. cevapların pozitifse yardır değilse sal. ne bileyim ya.

hayata nasil bakıyorsun sen onu söyle

trans erkek

bazen düşünüyorum heteroseksüel bir kadınla mı, biseksüel bir kadınla mı yoksa trans kadınla mı beraber olunmalı diye. çünkü heteroseksüel kadının trans erkek adına çoğunlukla bir bilgisi olmuyor. boş boş bakıyorsun suratına. bedenin kadın, hareketlerin maskülen, kimliğin trans erkek.

geçenlerde bir kadınla buluştum. konuşurken(buluşmadan önce yazışırken) benim ne olduğumun onun için bir önemi olmadığını yani insanları insan olarak görüp sevdiğini söylemişti.

buluştuğumuzda sık sık "kız" sözcüğü kulaklarıma çarptı. o an üzülsem belki ağlamaya başlardım ama duymamazlıktan geldim ilkinde. sana istemediğin bir şekilde hitap edilmesi o kadar iğrenç ki. sonra zaten yanlış insan olduğunu anlayıp saldım.

hayatımın daha önceki evrelerinde saçlarım kısayken ve daha erkeksi bir görünüme sahipken hayatıma dahil olan kadınlarla başta her şey iyiyken bir yerden sonra anlıyorsun yetmediğini. biri çıkıp çocuk istiyorum ben anne olacagım diyip senden ayrılıyor. bir diğeri erkeklerle olduğu gibi değil diyip ayrılıyor. halbuki sen elinden gelebi yapıyorsun yetmek için. tüm çaban karşındaki insanı mutlu etmek üzerine kuruluyken herkes gitmeye çalışıyor. diyorsun ki sevgim her şeyi kurtarabilir, şefkatim her şeye yetebilir. o kadınların daha önceki kötü deneyimlerini(şiddet, küfür, taciz) dinledikten sonra o günlerinin travmasini unutsun atlatsın diye ekstra çaba gösterirken gidiyorlar. neden? çünkü bir çükün yok. neden? çünkü sen çocuk yapamazsın. olmaz yani. seni sen olarak görüp sevemiyorlar. sonra boş boş duvara bakıyorsun. dallara, ağaçlara bakıyorsun bir ağaç olmayı yeğliyorsun ki bu zaten daha faydalı olurdu.

yazarların şu anki ruh halleri

içimden hiçbir şey gelmiyor ama bunun nedeni yalnızca hava

asdfsdsdf diye gülen insan

ben sesli güldüğümde öyle yazıyorum. karsi tarafa gülmekten yere düstügümü gostermek adına

kullanmak için can atılan replikler

(canlı yayın ya da sunum)

+projenin sahibi kim?
- pessoa
pessoa : hea ben yaptım

ideolojik figürlerin sömürülmesi

aşk

melankoli

adolf hitler yazar olsa açacağı başlıklar

yeni güne uyanırken verilen ilk tepki

kedim! kedim nerde!?? hah oglusum burdaymis.

ted kaczynski

manhunt unabomber dizisinin başrol oyuncusu. reeldeki versiyonu da harvard matematik mezunu anarko-primitist kişilik.

manhunt unabomber

gerçek bir olayı anlatan, şu anda 1. sezon çekilmiş olan discovery yapımı dizi. dizide zamanında anarko-primitist olan, harvarddan mezun bir matematikçinin sanayi ve endüstri toplumuna karşı yazdığı manifesto ve bunları hedef alarak bomba yolladığını anlatıyor. dizide geçen kişi şu an 76 yasinda ve hapishanede. manifestosunu pdf ve türkçe olarak etilen.nette bulabilirsiniz. kitap olarak da mevcut.
(bkz: ted kaczynski)
(bkz: theodore kaczynski)

intihar

basılması için yayımcıya verdikten 10 gün sonra intihar eden yazar edouard leve kitabı.
  • /
  • 6

ayı sözlük itiraf

düşünecek vakit bulduğum günlerde de, hep olduğu gibi bolca sigara içiyorum. içtiğim her sigaranın bana verdiği zararı düşünmeye ayrılacak kadar bir düşünce payını da yazmaya ayırabilirim. kimi anlarda hissedilebileceği varsayılacak olanların yokluğu, soğuk gecelerin temiz kokulu sabahları öten kuşlarla birlikte soluduğumuz havaya katmakla da olsa paylaştığımız yokluğu beni yazmaya itebilir. sıcaklığa daha yakın akşamlarda tek başıma, odamda olsun, balkon ya da terasta olsun yürüyebildiğim —çemberler, dönüşlü yollar çizecek şekilde— dolanabildiğim, dolaşabildiğim yerlerde olsun, yalnız olduğumu gerçekten hissedebildiğimde neyi arıyor olduğumu anımsamaya çalışırım. neyi istediğimi, ne demeye çalıştığım belli ediyor olacaktır.
eski arkadaşlarım hatırıma geldiği zaman onların yalancılıkları kadar bana verdikleri değeri de görür gibi olmaya çalışıyorum. olduğum gibi kalmadığımı görünce hatırlanmadıklarını değil de, önemsenmediklerini yine anlamak için

bana verilen bu öfke çok değişti, bir sürü aşamadan geçti. aynı kalanları unutmayı seçtim. kimsenin aynı kalmaya değer görülemeyeceğini her geçen gün ile daha da iyi anladığım söylenebilir. meyve suyu ile çeşitli gazlı içecekleri karıştırarak yaptığım turuncu sıvıdan içiyorum.
beni önemseyen kimseler arasından yaşam biçimime saygı duymayanları, kendi üstün yönlerini yüksek sesle söyleyebiliyor olmanın gerçek özgürlük olduğu kanısına varmış olsalar bile diyeceklerimi kimsenin duymadığı bir yere gitmeye gerek duymadığım söylenemez. bağırmadan da yaşanabileceğini kendime kanıtlamak için öncelikle yapılması gerekenleri yapmak içimden gelmediğinde sırtımı arkaya yaslayıp kafamı kaldırarak odamın duvarına asılı olan saate bakıyorum. aynı yerde duruyor.

kimin neyi ne şekilde yaşayabileceğinin ölçüsünü ben tutmuyorum, en azından bu yaşadığım yerde. yatağımın üzeri biraz dağınık. bir ayna almak istiyorum. uzun uzun bakıp hiçbir şey dememek için yeterli gördüğüm tek şey ayna şimdilik. bakmayı sevdiğim şeyler arasında şarj aletimin kablosu da var. esinti, odamın sessizliği içinde varlığını sürdürüyor. sokaklar karardı, boşaldı, uzak, boğumlu bir gecenin altında kaldı. yanık tütün dumanı perdelerimden süzülüp akıyor dışarı.
renkleri düşünüyorum, düşlüyorum. hepsi birbirinin aynı değil; öyle olduğu söylenemez diyenlerden değildim önceden.
solgun bir umutla yazmak için dişlerimi dilimle sıvazlıyorum. pençelerim karanlık.
iri gülüşlerle yanından geçip gittiğimi duymamış olanlarla birlikte, sisli bir sabah ışığı bekliyoruz. iki elim de boş; uzanıp kırdığım bir çalının dalını hatırladığım yere gitmeden. gölgelerin seçilemez olduğunu kim söylerse söylesin, onların giysileri ne kadar kirlenmişse kirlensin, beklemek bitmiyor.
durduğum yerde, tam da ucunda durduğum yerde sivrilen bir sıcaklık var. sıcağında bulunduğum sivrilik ile ucunda vardığım bakış aynı olmamalı. hamburger paketinden çıkan iki kağıt tuz görüyorum. sesleri ıslak gibi. gidecekleri yer, benim gitmelerini istediğim yerdir.

Toplam entry sayısı: 101

trans erkek

bazen düşünüyorum heteroseksüel bir kadınla mı, biseksüel bir kadınla mı yoksa trans kadınla mı beraber olunmalı diye. çünkü heteroseksüel kadının trans erkek adına çoğunlukla bir bilgisi olmuyor. boş boş bakıyorsun suratına. bedenin kadın, hareketlerin maskülen, kimliğin trans erkek.

geçenlerde bir kadınla buluştum. konuşurken(buluşmadan önce yazışırken) benim ne olduğumun onun için bir önemi olmadığını yani insanları insan olarak görüp sevdiğini söylemişti.

buluştuğumuzda sık sık "kız" sözcüğü kulaklarıma çarptı. o an üzülsem belki ağlamaya başlardım ama duymamazlıktan geldim ilkinde. sana istemediğin bir şekilde hitap edilmesi o kadar iğrenç ki. sonra zaten yanlış insan olduğunu anlayıp saldım.

hayatımın daha önceki evrelerinde saçlarım kısayken ve daha erkeksi bir görünüme sahipken hayatıma dahil olan kadınlarla başta her şey iyiyken bir yerden sonra anlıyorsun yetmediğini. biri çıkıp çocuk istiyorum ben anne olacagım diyip senden ayrılıyor. bir diğeri erkeklerle olduğu gibi değil diyip ayrılıyor. halbuki sen elinden gelebi yapıyorsun yetmek için. tüm çaban karşındaki insanı mutlu etmek üzerine kuruluyken herkes gitmeye çalışıyor. diyorsun ki sevgim her şeyi kurtarabilir, şefkatim her şeye yetebilir. o kadınların daha önceki kötü deneyimlerini(şiddet, küfür, taciz) dinledikten sonra o günlerinin travmasini unutsun atlatsın diye ekstra çaba gösterirken gidiyorlar. neden? çünkü bir çükün yok. neden? çünkü sen çocuk yapamazsın. olmaz yani. seni sen olarak görüp sevemiyorlar. sonra boş boş duvara bakıyorsun. dallara, ağaçlara bakıyorsun bir ağaç olmayı yeğliyorsun ki bu zaten daha faydalı olurdu.

adolf hitler yazar olsa açacağı başlıklar

evrim doğruysa bugün neden maymunlar insan olmuyor

evrimin başını okusanız bu sefer de evrim doğruysa primatlar neden insan olmuyor diyeceksiniz. okumadığınız, araştırmadığınız konuda soru sormak niye? evrimi anlasan zaten bu soruyu sorduğun için kendinden utanırsın.

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği kitaplar

ayı sözlük yazarlarının en tuhaf takıntıları

kapıları dirsekle açmak ve ellerimi yıkıyorum sonsuzluga giden bir el yıkayıs

(bulasıkları yıkadıktan sonra ellerini yıkamak)

trans erkek

bazen düşünüyorum heteroseksüel bir kadınla mı, biseksüel bir kadınla mı yoksa trans kadınla mı beraber olunmalı diye. çünkü heteroseksüel kadının trans erkek adına çoğunlukla bir bilgisi olmuyor. boş boş bakıyorsun suratına. bedenin kadın, hareketlerin maskülen, kimliğin trans erkek.

geçenlerde bir kadınla buluştum. konuşurken(buluşmadan önce yazışırken) benim ne olduğumun onun için bir önemi olmadığını yani insanları insan olarak görüp sevdiğini söylemişti.

buluştuğumuzda sık sık "kız" sözcüğü kulaklarıma çarptı. o an üzülsem belki ağlamaya başlardım ama duymamazlıktan geldim ilkinde. sana istemediğin bir şekilde hitap edilmesi o kadar iğrenç ki. sonra zaten yanlış insan olduğunu anlayıp saldım.

hayatımın daha önceki evrelerinde saçlarım kısayken ve daha erkeksi bir görünüme sahipken hayatıma dahil olan kadınlarla başta her şey iyiyken bir yerden sonra anlıyorsun yetmediğini. biri çıkıp çocuk istiyorum ben anne olacagım diyip senden ayrılıyor. bir diğeri erkeklerle olduğu gibi değil diyip ayrılıyor. halbuki sen elinden gelebi yapıyorsun yetmek için. tüm çaban karşındaki insanı mutlu etmek üzerine kuruluyken herkes gitmeye çalışıyor. diyorsun ki sevgim her şeyi kurtarabilir, şefkatim her şeye yetebilir. o kadınların daha önceki kötü deneyimlerini(şiddet, küfür, taciz) dinledikten sonra o günlerinin travmasini unutsun atlatsın diye ekstra çaba gösterirken gidiyorlar. neden? çünkü bir çükün yok. neden? çünkü sen çocuk yapamazsın. olmaz yani. seni sen olarak görüp sevemiyorlar. sonra boş boş duvara bakıyorsun. dallara, ağaçlara bakıyorsun bir ağaç olmayı yeğliyorsun ki bu zaten daha faydalı olurdu.

2017 başkanlık referandumunda tercihin ne olacak

tüm mamaların tek bir kedide toplanmaması için hayır.

ayı sözlük itiraf

dünyayı hedonizm,narsisizm,egoizm yönetiyor ve ben bunu kabullenemiyorum. herkesin herkesi eşitçe sevebilmesini, bununla böbürlenmemesini bekliyorum ama gördüklerim böyle olmuyor. dünyayı ve insanların bu yaşam tarzını kabul le ne mi yorum

ayı sözlük intihar tayfa

(bkz:ayi sozluk hayat yalakası tayfa)

biz de hayatı sevenlerden rahatsızız. hayatı bu kadar sevmek ciddi bir hastalıktır. anlamsızlıkları göremeyecek kadar kör olmak... göz doktoru olarak camus, cioran,kierkegaard,sartre öneriyorum

evrim doğruysa bugün neden maymunlar insan olmuyor

evrimin başını okusanız bu sefer de evrim doğruysa primatlar neden insan olmuyor diyeceksiniz. okumadığınız, araştırmadığınız konuda soru sormak niye? evrimi anlasan zaten bu soruyu sorduğun için kendinden utanırsın.

kitap okuyan enstrüman çalan yabancı dil bilen kariyerli gay

kitap okuyan enstruman calan intermediate seviye ingilizce bilen(lol) trans erkek...

kariyersizliği de ekleyelim.

tamam bu başlıktan gidiyorum