pillimiyango43

Durum: 718 - 0 - 0 - 0 - 27.11.2020 02:52

Puan: 10348 - Sözlük Kaşarı

7 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 36

ayı sözlük yazarlarının şu an yaptıkları

zap yaparken beyaztv'de takıldım, 5g bağlantı hızı ile koronavirüsü arasında bağ kurmaya çalışıyorlar, absürtlüğün dibi tarafından esir alındım.

özür dilerim

haksızken, hak sahibine hakkını teslim etmek gerekir, bir çok insan cümleyi kurmaktan itinayla kaçınır ama emin olun hiçbir yerinizden bir şey eksilmez, gururunuz da dahil.
aksine rahatlar ve hiç kimse umursamasa bile kendi gözünüzde kendiniz yücelirsiniz. önemli olan da bu zaten.

sigaraya yapılan son zamlar

ahaha üstteki yazar fazlaca hırs yapmış. sıkıntı yok, içmek istedikten sonra 5 liralıkta, 20 liralıkta, hatta o görülen pembe rüyalarda 40 lira da olsa içen içer zaten.

de anlayamadığı nokta şu olmuş; sigaranın zararını inkar eder, yararından bahseder vb. hiçbir noktada bir yorumum olmamış.

"zamlara yanlış taraftan bakılıyor" diyen birinin, yapılan zamların sigarayı bırakmaya teşvik için yapılıyor olduğunu düşünmesi...o davşana kanmamak gerekiyor demek ki, zira götüreceği diyarda açık algı mümkün değil belli ki. ne zaman ki bu kafadan istedim, o zaman tutarım o davşanın elinden, merak etme :)

ayrıca bir de tavsiye, sigara içenin arkasından yürümek yerine iki adım solundan, sağından, daha gerisinden ya da önünden yürümeyi deneyin, çünkü adamın dibinden yürüyüp, sokakta rahat yürüyedim diye şikayette bulunmakta pek mantıklı değil, sonuçta sokakta yürüyeceksin diye yolları boşaltma şansımız yok ne yazık ki.

ha bu arada, sigaranın içilme alanının kısıtlanması, şu an yürürlükte olan kanunun yasakladığı içilemez alanlar vs tüm bunları savunan bir içici olarak yazıyorum ama " içemeyeceksiniz o sigarayı! " fazlaca iddialı olmuş... onu da alice harikalar diyarı'nın yaptığı kafaya veriyorum.

gözlerinin içi gülen adam

kolisi iyi olan koliye aşık olmak

sigaraya yapılan son zamlar

sigara zamlarını, sigaradan uzaklaştıma, tütün tüketimini azaltma ve bunun gibi iyi niyetli sebeplere bağlayan polyanna arkadaşları gözlerinden öpüyorum.
hatırlatmakta fayda var, burası türkiye ve ekonomisinin temeli vergiler. hani böyle " devlet sizi düşünüyor " gibi hayaller peşinden koşmadan önce alkol ve tütünden alınan vergilerin toplam devlet gelirindeki payını bir araştırın derim.
bu bağlamda araba alırken bir tane de devlete alıyor olmamızı karbon salınımının azaltılmasına, içecek fiyatlarının iki kat zamlanmasını şekerli içecek tüketiminin azaltılmasına ya da elinizdeki cep telefonunu satın alırken bir tane de devlete hediye etmiş olmanızı sar değeri, kanser riski vs yüzünden kullanmamaya teşvik gibi pembe rüyaları görmeye devam edebilirsiniz.

edit : bu arada dün cep telefonlarına kültür ve turizm bakanlığı vergilendirilmesiyle, %1 oranında “fikir ve sanat" ek vergisi geldi. zararlı denildikçe kullanmaya devam ediyorsunuz...

göğüs kılı

kapladığı alan olarak böyle göbeğe de yayılıyorsa...
insan olarak garip yaratıklarız, kendindekinden kurtulmaya çalışıp karşısındakinde çok seveni var, kendinde sevip karşısındakinde hiç sevmeyen var.
bir gün birisi -ne garip kılların var, demişti, meğerse yoğunlukla orantılı yarısı beyaz, yarısı siyah duruyormuş, böyle zebra gibi. adam yıllardır bende olan bir şeyi benden önce fark etmiş

sevgilisi varken başkasına yazan insan

bunun bir de sevgilisi olan adama yazan insan modeli vardır ki, biz hiç görmedik, duymadık, bilmiyoruz.

şehir efsanesi

90 lı yılların, gençlik/korku filmlerinden biri.

lades kemiği

bütün tavuk yeniyorsa lades tutuşmadan olmaz.

gözlerinin içi gülen adam

artık o gülen gözlü adamların, bu güzel sözlere karnı tok büyük ihtimalle

tuğba ekinci

yıllar önce, bülent ersoy show'da "delikanlım" yorumuyla kulakları kanatmış, performansı twitter'da #trendtopic olmuştur. kendini kanıtlamak adına sabah programlarından birine katılıp, çıkış şarkısını yine canlı okumuş ve bir nesle artık geri dönüşü olmayan şekilde zarar vermiştir.

homofobik doktor

haberi yanlış anlamadıysam, kınama ve para cezası tabip odası onur kurulu tarafından verilmiş. para cezası zaten bir anlam ifade etmiyor, kınama kısmı da sözlü.
savcılığın açtığı dava henüz sonuçlanmamış, umarım o davadan sağlam bir sonuç çıkar.

oh olsun

müslüman eşcinsel

yadırgayanı yadırgamamak elde değil. evet, adamın inandığı din, bu tür ilişkiyi yasaklamıştır ve evet adam kendi inancına göre günah işliyordur da, bundan sana ne?
öyle çok seviyoruz ki üzerimize vazife olmayan konularda ahkam kesmeyi, akıl vermeyi.

bira göbeği

ayva göbek şeklindeyse, dünyanın en seksi şeylerinden birisi

kaşarlar yazmasın

size bir hikaye anlatarak başlayayım;
bir gün akşam saat 10 gibi taksimden dönüyorum, otobüste hani şu öndeki koltuktan 1 basamak yüksek olan koltuklardan birine oturdum. yolculuk yaklaşık 40 dakika. önümdeki adam açtı horneti, telefonun ekranı camdaki yansımadan net bir şekilde görünüyor. başladı ilk profilden, profil sınırı gelene kadar sanırım sadece bir ya da iki profil atlayarak istisnasız her profile yazdı.2 durak sonra sayfayı yeniledi ve aynı şeyi yeni açılan profillere yaptı ve bu döngü ineceği durağa kadar yaklaşık 25 dakika falan aynen bu şekilde devam etti. içimden arkadaş bu nasıl bir hırstır, nasıl bir azimdir diye geçirdim. bu adamın normal olduğunu savunabilecek birisi çıkar mı aranızda? yani hiç mi bir beğeni kıstasın, aradığın bir özellik olmaz arkadaş, cidden nefes alsın yeter mi?

adamla ortam dediğimiz mekanlardan birine girersiniz, içeride bulunan kişilerin %99u ile enseye tokat, g..te parmak, geri kalan %1 ile de o an tanışır, yanına gelen bir tanıdığı sizin için -yenisi mi bu ayol, diye sorar.

yolda yürürsünüz, bir önceki sevgilisi, kolisi artık adına ne derseniz, tüm yatak hayatlarını ayrıntılarıyla öğrenirsiniz, öğrenirsiniz diyorum çünkü sadece sen öğrenmezsin, yanında, önünde, arkanda yürüyen de öğrenir.

abartılı olduğu, yapmacıklığı her halinden belli olan, ben buradayım diyen şuh kahkaha bulunduğunuz yeri inletir ama ne vardır ki o, ne olduğunu sorgulayan gözlerle dönen tüm kafalarda, sonuçta sahibine göre gayet doğaldır.

tanışmak, sohbet, ileri sohbet için karşılıklı oturduğunuz masada fark edersiniz ki aslında adam telefonundan hala başkalarıyla tanışmaya da devam ediyor.

şimdi bu yazdıklarımın üzerine, tüm bunları normalleştirebilen, tarzı, davranış şekli bu olan adamlara saygı göstermek boynumuzun borcu! ancak zurnanın zırt dediği yer aynı saygının -kaşarlar yazmasın diye aranan birine de gösterilmesi.

kendi adıma kaşarlık denilen olgunun, geçmiş sevişme sayısıyla bağlantılı olduğunu hiçbir zaman düşünmedim, ama ar ve edebin korunması, her şeyin bir yeri ve zamanı olduğu fikrini sonuna kadar savunuyorum dolayısıyla o sıfatın yozlaşmayla kazanıldığına inanıyorum.

ayı sözlük itiraf

bugün akşam üzeri, asla yapmayacağım bir şey yaptım, hayatımda ilk defa sadece fotosunu gördüğüm ve toplamda dört cümle yazıştığım biriyle tanıştım. -selamlar, -avm'nin üst katında x yerde yemek yiyorum, -yalnız? -evet, gelsene... bu kadar. ne olacak ki, diyip bindim asansöre, çıktım yemek katına.
plansız bir durum ve önceden verilmiş başka bir sözüm olmasından dolayı kısa bir sohbet oldu ama nasıl güzel, nasıl tatlı adamın teki namussuz. şu kadarını söyleyeyim, elimden tutup -hadi deseydi, gitmiştim adamla. o an bu hissettiğimi ne belli ettim, ne de söyledim. eğer iletişim sürerse bir gün zaten anlatırım ona da, benim pek içimde kalmaz. ama o güne kadar ne siz okudunuz ne de ben anlattım ona göre...
şimdi düşündüm de, ister misin adam sözlük yazarlarından biri olsun, rezilliğe gel

30 yaşını doldurmuş olmak

yüzündeki çizgilerinle, saçındaki beyazlarla,
benim için eskisinden daha güzelsin.
bırak varsın geçsin yıllar, bitsin artık bu korkular,
her yaşın ayrı bir güzelliği var.

olgun gay

bu gruba dahil olan biri olarak, eleştirilen ya da övülen kısımların tümüyle kişiliklerin çarpışmasından kaynaklandığını düşünüyorum. yanlış beklentimiz, karşımızdakinin kafamızda oluşturduğumuz profile uyum sağlaması, dolayısıyla tersi durumda hezimeti de ağır oluyor. yoksa kişi 7 sinde neyse 70 inde de o, gram değişmiyor. genç arkadaşların içinde de yok mu, boş kafalı, aklı bacaklarının arasında gezen, 5 dakika sohbet edemeyeceğin, iki cümleyi bir araya getirmekten aciz, bir sonraki neslin sözlükte haklarında yazacakları, geleceğin olgunları? işin ilgi kısmı çıkarlardan, alışverişten, beklentilerden farklı olarak gerçekten içgüdüsel ise o zaman kendimize uygun olanı bulmakta yine kendi görevimiz. işin kondisyon kısmıysa daha da göreceli, ne adamlar gördü bu 40 lık, yaşı 30 a gelmemiş ama yatakta ölüden hallice, tek derdi sok, çıkar olup, selamı s..inin, g..ünün fotoğrafıyla vermeye çalışan.
  • /
  • 36

her güzel şeyin bir sonu vardır

her çirkin şeyinde sonu olduğunun net ispatıdır. kendini güzel sanana ceza niteliğindedir. karbonfiber misin pzvnk.

sevgili tarafından tecavüze uğramak

ilişkilerin çoğunda yaşanan yaygın bir şey aslında bu ama çoğu zaman dile gelmez veya inkar edilir. ama bunun çizgisinin nerede çekileceği konusunda emin değilim.
mesela ben dün sevgilimle buluştum. seks yaparken ona çok acıyor çıkar dedim. o "dur geliyorum zaten" diyerek 3-5 saniye daha ilişkiye devam etti. bu durumda bana tecavüz etmiş olduğunu söyledim ona ama kabul etmedi kesinlikle.
tecavüz illa ilişkinin başından itibaren olacak bir şey değil bence. dur dendiği zaman durulmalı diye düşünüyorum.

aşık olduğundan emin olamamak

filmler, kitaplar ve efsaneler biz insanlara hep karnında hissedilen kelebeklerden, beyin aktivitesinin düzgün çalışmamasından, beyaz ata binmiş kısmetlerden bahsededursun gerçek aslında biraz farklıdır.

aşk ve sevgi öğrenilebilir kavramlardır. değer veriliyor, görülüyor, birlikte geçirilen zamanda vücut mutluluk hormonlarını bolca salgılıyorsa yani mutlu hissediyorsanız ve birlikte uyuyor ve dinlenmiş hafif uyanıyorsanız emin olabilirsiniz.

ölmesi gereken ünlüler

yarım aklımla ve yanlış algılarımla isim veremeyeceğim başlıktır. yine de kimsenin ölmesini istemem gibi ahlaki doğruculuk da yapamıyorum. aklıma deadpool 2'deki deadpool'ün hitler'i öldürmek için geçmişe gittiği sahne geliyor. bebek hitler'e bir şey yapamıyor ama adamın ileride yapacaklarını biliyordu. o aşamaya gelince muhtemelen ölmesini istediğim kişiye karşı vicdani bir tutum geliştireceğim. ama ölmesini istediğimiz ünlünün ölümüne biz sebep olmayacaksak bu kararı daha rahat verebiliyoruz değil mi! ben toplumda bölücü, insanlara zararı dokunan, kötü örneklerin (ama en uç olanlarının) ölmesini isteyebilirim ama işin derinine inince orada karar mekanizması düzgün bir ritmle çalışmıyor. böyle düşününce de ölüm denen şeyin insan eline bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. karmakarışık...

deeper and deeper

içinde yer alan pek çok gizli hit gibi harcanan bir erotica parçası. şarkı 90ların başında dünyaya yayılan dans müziğinin tanımı gibidir.



hoşlanılan erkekle duş almak

komik diyaloglarında geçtiği duş.

--hey nereye?
-ee işim bitti hayatım.
-- . gusül abdestialmadın ama.
-off yaaa.
(abdest alınmaya başlanır)
--öyle değil öyle olmaz!!
-ama benim mezhebime göre böyle alınıyo.
--hayır benim dediğim gibi alacaksın.
-öff ya öliym ben öliym iyi ki duş alalım dedik hacca yolluyacaksın adamı.
--züküşürken böyle konuşmuyordun ama !!
-assdfsdfg

ayı sözlük itiraf

insanlar ne kadar mantıklı, sağduyulu, tutarlı düşünse de bazı konularda olaylar düşüncelerini desteklediğinde çok salakça fikirlere kapılabiliyor. lise dönemi ergenliğiyle platonik bağlandığım okulumuzun müdür yardımcısı vardı. neredeyse aradan on sene geçmiştir. platoniklerin arasindan en tutkuyla bağlandığım adamdı. hayatta bana bir fırsat sunulsaydi, her türlü onunla değerlendirmeyi seçerdim. o kadar olağanüstü bir şey gibi geliyordu ki tenimin tenine değmesi; aşkı sevgiyi geçtim, sırf nasıl bir histir bu merağından belki de en çok istediğim şeydi. bilen bilir platonikler durup dururken birine bağlanma olayı değildir. dogru ya da yanlış karşı tarafın da tavırları seni buna sürükler. etkisini yitirdiğinde karşılık konusunda en iyimser düşündüğüm adamdı kendisi. yeni yaslarimin getirdiği tecrübe ve olaya birkac sene uzaktan bakınca en ufak bir alaka görmüyordum bile. hatta yakın zamanda onu gördüğümde karşılaşmamak için elimden geleni yaptım. ama dün telefona dalmışken iş yerinin oradan birinin geçtiğini farkederken kafamı kaldırır kaldirmaz birinin gözleriyle içeriye göz gezdirdigini gördüm. aynı zamanda yürüdüğü için tam gözler bana kayınca işyerini de geçmiş oldu. bir anlık noluyor lan dedim kendi kendime. anlam vermeye çalışıyorum. oldukça düşündüklerimden uzak ihtimallerden yana kullanıyorum mantığımı ama hafiften de aklım başka yana kaymiyor da değil. hani bir şey olacağından değil. biliyorum kırk yıl böyle sürse hiçbir şey olmaz ama içinin bi yerlerinde bir şeyler cız ediyor yine. gecem onu düşünerek geçti. hala karşıma çıkınca ayaklarım titriyor.

nefesin ile dertleşmek

o bile beni anlamıyor artık, vazgeçti dinlemekten

ayı sözlük günlük

yalnızlıktan geberiyorum artık günlük.
virüs yüzünden tüm sosyal aktivitelerim iptal oldu -iyice de başarıyordum sosyalleşmeyi- bir haftadır evdeyim.

evdeyken yalnızlığım daha çok canımı acıtmaya başladı. okul , iş yoğunluğundan dolayı çok hissettirmiyormuş meğersem.

yeni anladım

mesajını beklediğim kişi bana dönmedi (yine)
ah korona ah onu bu pazartesi buluşmak için ikna edicektim oysaki. bu muhabbet geçsin diye 3-4 gün bekledim fakat o bana , sana sonra yazıcağım dediği şeyi bile yazmadı yedi günde.
üzdü..
daha yazmayacam ona.

kısmet açma büyüsü bilen var mı ? büyü filan yaptırmayı düşünüyorum artık. kafayı yemeye başladım. kendimi yine instagramda çiftlere bakarken yakaladım. ulan biz bir tanesini bulamıyoruz millet polyamory ilişki yaşıyor. hemde kütahyada.

birazdan ağlayarak uyumaya çalışacağım (yine). iyi uykular günlük.

ayı sözlük günlük

merhaba günlük iki gündür bekliyorum. bekliyorum fakat yazmayacağını da biliyorum.
hep mesajları ben attım ama sıkıldım ya birazda ben ilgi göreyim. sürekli kovalayan taraf ben olmak istemiyorum hep seven hep seven ben , sevilen onlar. sıkıldım.

ne de zor sevecek sevilecek biriyle tanışmak.

neden kimseyi bulamıyorum ki günlük. sanki bedenimi saran anti-gay enerjisi var.

çok kıskanıyorum sahilde oturup birbirlerinin gözlerinin içine bakan insanları. dudağım ne zaman bir dudağa değecek ?
içimdeki boşluk ne zaman kapanacak ?
ne zaman teninin kokusunu içime çekeceğim onun ?
ne zaman keşke zamanı durdurabilseydim diyeceğim ?

her an ölecekmişim gibi.
sevilmeden , sevişmeden , sevmeden ölmek istemiyorum.

Toplam entry sayısı: 718

albertcamus

bak bu da ilginç oldu; açtığı başlıkların yüzde doksan dokuzunda keskin ifadeler, genellemeler ve sıfatlandırmalar bulunan birinin, ön yargıdan şikayet ediyor oluşu biraz garip değil mi?
sanmıyorum ki burada bulunan herhangi biri, yazdıklarını okuyarak seni tanıdığına kanaat getirsin, ama bir yandan da kabul etmek gerekir ki, yazdıklarımızı okuyan kişilerin hakkımızda fikir sahibi olmaları için ellerindeki tek veri ne yazık ki yine bizzat yazdıklarımız.
gelelim esas en üzücü olan, kurgu bir karakter olduğun ve üzerine alınmadığın kısma; yani yazdıklarının asında senin düşüncelerin olmadığını, yarattığın kurgu karakterle rahatça itham ederken, kurgu karakterini itham edenleri tuhaf olarak görüyorsun, o zaman şimdiye kadar yazdıklarını okuyan bir yazarın şunu sormaya hakkı yok mu, sen bizle kafa mı buluyorsun?

feminenlere ilgi duymayan gay

biri de benim. ama o çok bilmiş yargıların aksine sebep ne dışarıdan fark edilme kaygısı ne de cinsiyetçilik safsatası. sadece cinsel anlamda ilgimi uyandırmıyor, bu kadar basit.
bir de bunun üzerinden maruz kalınan ayrımcılık suçlamaları var ki o daha da vahim.
yani anlamıyorum, sen kıllı/kılsız, kaslı/kassız, uzun/kısa, büyük/küçük, genç/yaşlı olsun diye bir bir sıralarken ayrımcılık yapmıyorsun da ben feminen olmasın diyince mi ayrımcılık yapıyorum?

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

içerken yanında, -nabersin, keyifler iyi mi, diye sorabileceğin birinin olmadığını,
sinemada, yanındaki koltuğa kaykılmak yerine koltuğu ortaladığını,
kahve, sohbet isterken, kahve içip telefona gömülmüş olduğunu,
eve dönüşte, arayıp -bir şey lazım mı, diye sorabileceğin birinin olmadığını,
libidon tavanken, kendini bilgisayar, telefon vb başında porno izlerken bulduğunu fark ettiğin tüm o anlar.

covid-19

kronoloji müthiş;
sabah saatlerinde, dünya bankası corona virüsüyle mücadele eden ülkelere 12 milyar dolar ayırdığını açıklıyor,
sonrasında imf aynı amaçla 50 milyar dolar bütçe ayırdığını açıklıyor,
öğle saatlerinde sağlık bakanlığı'ndan "bu virüsün şu anda türkiye'de olma ihtimali çok yüksek" açıklaması geliyor,
geceyarısı da ilk vaka duyuruluyor.

saldırmak için başlık açmak

amaç yazara saldırmaksa, sitenin bir de özel mesaj sistemi olduğuna göre gereksiz hareket.
yok aslında derdim yazara saldırdığım deklare olsun, diğer ayıcanlar da görsün derseniz, saldırdığınız kişinin dışında kim umursar ki?

albertcamus

bak bu da ilginç oldu; açtığı başlıkların yüzde doksan dokuzunda keskin ifadeler, genellemeler ve sıfatlandırmalar bulunan birinin, ön yargıdan şikayet ediyor oluşu biraz garip değil mi?
sanmıyorum ki burada bulunan herhangi biri, yazdıklarını okuyarak seni tanıdığına kanaat getirsin, ama bir yandan da kabul etmek gerekir ki, yazdıklarımızı okuyan kişilerin hakkımızda fikir sahibi olmaları için ellerindeki tek veri ne yazık ki yine bizzat yazdıklarımız.
gelelim esas en üzücü olan, kurgu bir karakter olduğun ve üzerine alınmadığın kısma; yani yazdıklarının asında senin düşüncelerin olmadığını, yarattığın kurgu karakterle rahatça itham ederken, kurgu karakterini itham edenleri tuhaf olarak görüyorsun, o zaman şimdiye kadar yazdıklarını okuyan bir yazarın şunu sormaya hakkı yok mu, sen bizle kafa mı buluyorsun?

aktif olduğunu her fırsatta dile getiren yazar

napsın adamlar? elbette her fırsatta dile getirecek yoksa adamları eşcinsel zannediyorsunuz.

ayı sözlük itiraf

bugün akşam üzeri, asla yapmayacağım bir şey yaptım, hayatımda ilk defa sadece fotosunu gördüğüm ve toplamda dört cümle yazıştığım biriyle tanıştım. -selamlar, -avm'nin üst katında x yerde yemek yiyorum, -yalnız? -evet, gelsene... bu kadar. ne olacak ki, diyip bindim asansöre, çıktım yemek katına.
plansız bir durum ve önceden verilmiş başka bir sözüm olmasından dolayı kısa bir sohbet oldu ama nasıl güzel, nasıl tatlı adamın teki namussuz. şu kadarını söyleyeyim, elimden tutup -hadi deseydi, gitmiştim adamla. o an bu hissettiğimi ne belli ettim, ne de söyledim. eğer iletişim sürerse bir gün zaten anlatırım ona da, benim pek içimde kalmaz. ama o güne kadar ne siz okudunuz ne de ben anlattım ona göre...
şimdi düşündüm de, ister misin adam sözlük yazarlarından biri olsun, rezilliğe gel

neden en popüler yazar sen değilsin

söyleyeyim sana; sözlük beni konuşsun diye değil, ben konuşabilmek için sözlükte varım.

ayı sözlük itiraf

bugün çocukluk arkadaşım olan bir dostumla kahve içerken, bir anda aslında onun yanında ne kadar sıkıldığımı fark ettim, orada oluş amacımın sadece rutini devam ettirmek olduğunu, zevk almadığımı...
ve daha da kötüsü, sonrası çorap söküğü gibi geldi. yaşadığım hayattan, birlikte olduğum kişilerden haz duymadığım dank etti.
merak ettiğim, tanımak istediğim kişileri tanıyamadığımı, hayatıma bir anlam katamadığımı, uzun zamandır kimseye tutkuyla bağlanmadığımı ve o ilgiyi gösteren kişilere de haklarını teslim etmediğimi düşündüm.
kötü bir gündü kısacası.

ölümden sonra hayat varsa neden müminler hemen ölmüyorlar

başlığın sahibi için, öncelikle ahirete inanmaman kendi açından iyi olmuş çünkü bir adım öne yürüyüp, kendini bir yerlerden atmakla allah'a ulaşma fikrin tümüyle yanlış. boşu boşuna kendine yazık edermişsin.
her ne kadar senelerimi işin ilmine vermemiş olsam da basit bir şekilde; dine göre ahiret, hak etmeden önce uğruna çaba gerektirir. yani daha basitçe; bir ödüldür. ödülün iyi veya kötü olacağını senin dünyevi yaşamındaki kararların belirler. sana verilen ödev o yaşamı layıkıyla, gösterilen doğrularla yaşamandır. içinde doğmuş olduğun, yaşadığın toplum seni yargılarken bile değiştirmen için bir seçim hakkın var, en basiti müslümanların aldığı kararların yaşam haklarını, sosyal haklarını tehlikeye sokmadığı bir toplumda yaşamayı değerlendirebilirsin? bu hakkı kullanmak yine senin hür iradenle sınırlı.
ikincisi, biraz daha kafa yorup düşünürsen, hayat tarzını, gay olmanı eleştiren kişilerin dininin ne olduğu (burada müslümanlıkla eşleştirmişsin) çok önemsiz bir nokta, zannediyor musun ki o kişi başka bir dine inansaydı senin gay olmanı ya da yaşam tarzını hazımsayacaktı? hiçbir din eşcinsel ilişkiyi onaylamaz dolayısıyla konu dini inanış ya da inançsızlık değil kişinin kendisinden mütevellittir.
çıkış noktan doğru olsaydı bütün dinsizler, inançsızlar ya da müslüman olmayanlar gay olmanı normal karşılardı ama ne yazık ki yok öyle bir dünya.
ayrıca kur'an-ı kerim'de iman edilmesi için zulmetmek diye bir şey yoktur, yine eleştirdiğin din değil kişiler olmalı.

adamı göt gibi ortada bırakan sorular

yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan?

aktif eşcinsellerden soğuma sebebi

hangi birinden başlayayım bilemedim dediğim başlık.
adamın boyuna göre aktifliğine, pasifliğine pay biçmek, (1.70 altı pasif, 1.70 üstü aktif olsun mu?)
dinlediği müzik türüne, sanatçıya göre değerlendirmek, (pop dinleyenleri toptan pasif kabul edelim mi? aktifler ne dinlesin?)
kasıntı olmayı aktife mal etmek, (gelişmemiş kişilik, kendini bilmezlik, iyi olanı üstlenip diğerini yamamak, ben ulaşılmazımcı pasifleri napcaz? ayrımcılığın dibi?)
feminenlikten hoşlanmamak, (acaba karşındaki kişinin sözünün eri olmamasıyla alakası olmayıp sadece bahsi geçen davranış türünden hoşlanılmaması olabilir mi, her pasif feminen, her aktif maskülen zorunluluğu yürürlüğe mi girdi?)
arz talep sikerimciler, (sabaha kadar evirip çevirip sik beni, domaltıp kökle bana, uzun olsun, kalın olsun, büyük olsun, 5 katlı olsun deliğimi doldursuncu pasifler? yok mu sayıyoruz onları?)
icraat, bak bu iyiydi (ben şöyle yüzükoyun yatayım, 5 saat sonra iş bitince çevirirsin beni? oldu başka bir emriniz efenim?)

rimming yaptığı dudaklarıyla öpüşmeye çalışan tip

midem kalktı, aseksüelliğe giriş dersi gibi.

feminenlere ilgi duymayan gay

feminenlere ilgi duymayanları homofobik olarak damgalayan feminenlerin kaç tane feminen adamla birlikte olduğunu sorsak?
tanıdığım hiçbir feminen arkadaşımın şimdiye kadar feminen birine ilgi gösterdiğini görmedim.
atmaya gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz da, var mı aranızda bir cengaver, ben feminenim ve feminenlerden hoşlanıyorum diyebilecek?
Henüz takip ettiği biri yok.