sıska ve kuru götlü güvenliğe tercih edeceğim güvenlik tipi. düşünün, sabah kendimi işe zor getirmişim. sıska göte bakıp "myyyk, meeeh" türevi tepkiler yerine koca göte bakarak "o göte bülbül öte" ruh haliyle güne ve işe başlamak isterim. bu şekilde hem ben hem de çalıştığım kurum kazanacaktır. bir de 2 güvenlikse tam 4 tane ediyor yan yana. zaten ben kendimi korurum güvenliğe gerek yok. efet.
birçok bölümünü izlediğim mükemmel ötesi reality show. saç avcılarımız programın ilk bölümlerinde kolayca kurban bulabilirlerken ilerleyen zamanlarda türk kadını şovun içeriğini ve saçlara neler yapıldığını öğrendikçe katılmayı reddetmeye başladı ve program sona erdi. benim gözümde hala bir masterpiecetir bu şov. yalnız 50 bölüm varsa 48'inde düğün ya da kına saçı yapmaya çalışıyorlar (spoiler). favorim tabii ki tayfun, allstara da katılan.
dejenere,çürümüş ya da mide bulandırıcı insanlar değillerdir. gündelik hayatta yetmezmiş gibi burada bile beyin kıvrımlarına tutuculuk serpiştirilmiş insanlar bir şekilde türüyor ve aklının kesmediği ya da beğenmediği şeyi ilginç eyemlerle* kınıyor. bana göre değil de geç arkadaşım, ne gerek var tükürmeye bilmem ne yapmaya. tükürüğü bile değmezmiş, haspama bakar mısın ya? sonra aynı bakış açısı ve tükürükler size ya da bulunduğunuz alt kültüre yöneldiğinde rererö. kötüsünüz, çok kötüsünüz.
6-7 sene önce hande ataizi izdviaçta da çıkıyordu. o zamandan beri severim, hala seviyorum. yorumları ve tavsiyeleri zaman zaman cinsiyetçi olsa da türkiye gerçeğine uygun olarak konuşmaktadır. yıllarca isveç ve amerika'da yaşadıktan sonra gelmiştir ülkeye. ingilizcesi de epey kuvvetli. fakat botoksu biraz abartmış bence. ayrıca o kontür nedir arkadaş, drag queenler o kadar sert çekmiyor? bir de akatlar'da oturuyor kendisi. rispekt.
inkar etmek ya da kabullenmektense harekete geçmedim, kilitlendim. başka şeylerle ilgilendim falan. üniversite 2-3 gibi de i have to clean my closet diyerek harekete geçtim*. alttaki; hiç tahammül edemediğin insan tipi nedir?
bilişsel davranışçı terapilerin bu bozukluğun prognozu üzerinde olumlu etkisi olduğuna dair makaleler mevcuttur. ben eleştirel psikoloji okumalarına her daim öncelik veren ve ottan boktan nem kapan bir araştırmacı olarak bdtlerin bu bozuklukta (sınırlı bir süre zarfı için) etkili olduğunu kişisel deneyimlerime dayanarak da söyleyebilirim. yukarıda sözünü ettiğim makalelerdeki istatistikler etkileşim sürecinden 3 ay-6 ay-1 yıl aralarla veri toplanarak elde edilmektedir genelde, fakat mesele bdtnin bu bozukluğu tamamen ortadan kaldırıp kaldırmadığıysa, bozukluğu yaşayan kişiye ait faktörler tam da burada devreye giriyor diye düşünüyorum büyük oranda. self-awareness is the key tabi ki tüm bu süreçte.
tropikal aşırı lifli bir meyve. tam soymayı bilmiyorsanız (benim gibi) lifleri işi zorlaştırıyor. ibrahim tatlısesin hülya avşarla öpüştüğü sahneyi mangoyla yaşamışlığım çok vardır bu yüzden. (bkz:köfte ekmek yer gibi öpüşmek). ama tadı güzel, ekkksantirik.
totally absolutely completely gay olan şahsımı zaman zaman düşündüren kadın vokal. yeni single çıkarttı. ilk live performansında az daha düşüyordu (gasp, allah korusun).
obsesif kompulsif bozukluğa yakın kişilerin çoğunu delirtecek eylem. kardeşimi delirtiyor mesela. sizi sinir ettiklerinde maruz bırakabilirsiniz bu eyleme. exposure therapy gibimsi bir de xd
oldukça kötü bir duygudur diye tahmin ediyorum, elim ayağım boşalır lan (bkz:neden aseksüel oldum?) oral seksin bile bir ton bakteri transferine yol açtığı gerçeğiyle ilgili makalelerden sonra bir süre evde oturucam galiba. neyse tez yazarım.
fiziksel olmayanını yaşamıştım önceden, ama geçen hafta fizikselimsisini yaşadım, ama anlatması uzun. üşenmezsem yazıcam bi ara. travmatize falan olmadım, ama çok tuhaftı.
utangaçı herkes yazmış ben de ekleyeyim. gereksiz özgüven hep itici geliyor. fiziksel olarak kısa boylu (1.60-1-70), kara kuru, kıllı yünlü, tercihen sakallı, bakımsız ve kendini parfüme kreme vs. boğmayan, renksiz gözlü, yamuk burun. bunun yanında, samimi, hafif ruh hastası, ps ve pcdeki bilimum spor oyunlarından anlayan, gece 4'te kalkıp nba maçı izleyebilen beylerle çaya çıkabilirim. yamuk burun demiş miydim? xd
knight online login ekranı müziği. o zamanlar premiumsuz fakir bir ipne olduğum için çaresizlik ve sevinçten havalara uçmak gibi bipolar duyguları bir arada hatırlatır bana:/
akp adlı örgütün, parlamentoda hesap bile vermeden 10 yıldır ülkemizde ağırlayıp yedirip içirdiği büyük göçmen topluluğu. uluslararası hukukta veya mültecilik hukukunda yer almayan çok geniş haklarla donatılmış olup, ülkenin siyasal, ekonomik ve toplumsal yapısında geri dönülmez tahribata sebep olmuşlardır. *)
buyrun benim. yani şöyle bir şey var, kimisi kendini baya baya kadın hissediyor. ama erkek vücudundan da memnun. bu tarz bana hitap etmiyor maalesef. aşk bu, kızılötesi, yaralı müzesi, hareket edemem.
aylar hatta yıllar sonra ariana grande’yi uk resmi listesine doğrudan 1 numaradan sokan parça.
son albümü ile plak şirketini zarar ettirdiği iddia edilen, albüm lansmanları için pete davidson ile plak şirketi tarafından reklam aşkına zorlandığı iddia edilen şarkıcının son albümü baya güzel aslında. ancak albümün the light is coming’in karanlık klibi ile başlayan karanlık talihi bir türlü dönemedi.
ard arda tekliler yayınlanan albümden çıkan bu parça öyle vaavvvv dedirtmese de en azından ingiltere’de liste başı olması anlamından güzel bir hareketlenme.
hiçbir kimseye zararı yok ise (hayvanlar dahil) yaşama deneyimine saygı duyduğum kişidir. kanımca 70 80 senelik ömrün doğru yaşama şekli yoktur tüm yaşamlar üniktir.
dejenere,çürümüş ya da mide bulandırıcı insanlar değillerdir. gündelik hayatta yetmezmiş gibi burada bile beyin kıvrımlarına tutuculuk serpiştirilmiş insanlar bir şekilde türüyor ve aklının kesmediği ya da beğenmediği şeyi ilginç eyemlerle* kınıyor. bana göre değil de geç arkadaşım, ne gerek var tükürmeye bilmem ne yapmaya. tükürüğü bile değmezmiş, haspama bakar mısın ya? sonra aynı bakış açısı ve tükürükler size ya da bulunduğunuz alt kültüre yöneldiğinde rererö. kötüsünüz, çok kötüsünüz.
saçma bir piramittir. saçma demeyeyim de outdated. 1940'larda (ki daha postmodernizmin p si yoktu ortada. postmodernizmden etkilenmeyen bir psikoloji ya da herhangi insana ait bir bilimin ortaya attığı bir teoriyi önemsemek şu an epey saçma geliyor bana) oluşturulan bu piramitteki önermeler hiyerarşik düzendedir, bir adım tamamlanmadan öbürüne geçemezsiniz ki "tamamlamak" da ayrı bir muamma. listedeki ihtiyaçların hepsi çevreye, kişiye, bağlama göre değişebilen dinamik bir yapıdalar. hani olur ya ben fizyolojik ve güvenlik ihtiyacımı karşıladıysam sevgi ve saygıyı atlayıp kendini gerçekleştirme adımına geçmek isteyebilirim, ama piramit öyle demez, "hoop dur annem, sırada ait olma ihtiyacı var" der. bir nevi determinizm oluyor bence. hoş diğil.
utangaçı herkes yazmış ben de ekleyeyim. gereksiz özgüven hep itici geliyor. fiziksel olarak kısa boylu (1.60-1-70), kara kuru, kıllı yünlü, tercihen sakallı, bakımsız ve kendini parfüme kreme vs. boğmayan, renksiz gözlü, yamuk burun. bunun yanında, samimi, hafif ruh hastası, ps ve pcdeki bilimum spor oyunlarından anlayan, gece 4'te kalkıp nba maçı izleyebilen beylerle çaya çıkabilirim. yamuk burun demiş miydim? xd
ben de geçenlerde denk geldim bu türün bir üyesine. nasıl aldatıldığıyla ilgili 1 saat falan konuştu galiba. arada bir içimden sapıkça "benim ol bebeyim, ben seni boş bırakmam o yüzden aldatacak zaman da kalmaz eheueheheh" dedim ama dirty talka kaydırmaya çalıştıkça uzaklaştı ve beni artık tanıyamadığını söyledi:( tipi de ne yazık ki tam benlikti, o yüzden dinlemek zorundaydım ama benim de sınırım var ulan. evrim böyle bir şey galiba, elde etmek için katlanmak zorundasın, katlanamadığım için osbire mahkum oldum mesela. evrim neydi, evrim fedakarlıktı*
dejenere,çürümüş ya da mide bulandırıcı insanlar değillerdir. gündelik hayatta yetmezmiş gibi burada bile beyin kıvrımlarına tutuculuk serpiştirilmiş insanlar bir şekilde türüyor ve aklının kesmediği ya da beğenmediği şeyi ilginç eyemlerle* kınıyor. bana göre değil de geç arkadaşım, ne gerek var tükürmeye bilmem ne yapmaya. tükürüğü bile değmezmiş, haspama bakar mısın ya? sonra aynı bakış açısı ve tükürükler size ya da bulunduğunuz alt kültüre yöneldiğinde rererö. kötüsünüz, çok kötüsünüz.
vovovovovo sivilleri hedef alan eylemleri terörmüş. ama onlar da öyle yapmasın yha sivilleri hedef almasınlar.
ambulans tarıyor lan adamlar göt. hastane tarıyor. doktor öldürmeye teşebbüs ediyor. otobüs durağında bomba patlatıyor, metro çıkışında bomba patlatıyor. terörist olmak için daha ne yapsın? ben de mesela işidi terör örgütü olarak görmüyorum. arada bir hava limanı bombalıyorlar, askeriyenin önünde bomba patlatıyorlar işte efendime söyleyeyim birkaç düzine masum insan ölüyor ama olsun ideolojileri var. ideoloci matters.
herhangi bir sos veya bir çorba bile bekleyince güzelleşiyor arkadaşlar. o sebeple çok da şey yapmamak lazım. neden şarap değil, çünkü o çok klişe olurdu.
vovovovovo sivilleri hedef alan eylemleri terörmüş. ama onlar da öyle yapmasın yha sivilleri hedef almasınlar.
ambulans tarıyor lan adamlar göt. hastane tarıyor. doktor öldürmeye teşebbüs ediyor. otobüs durağında bomba patlatıyor, metro çıkışında bomba patlatıyor. terörist olmak için daha ne yapsın? ben de mesela işidi terör örgütü olarak görmüyorum. arada bir hava limanı bombalıyorlar, askeriyenin önünde bomba patlatıyorlar işte efendime söyleyeyim birkaç düzine masum insan ölüyor ama olsun ideolojileri var. ideoloci matters.
dejenere,çürümüş ya da mide bulandırıcı insanlar değillerdir. gündelik hayatta yetmezmiş gibi burada bile beyin kıvrımlarına tutuculuk serpiştirilmiş insanlar bir şekilde türüyor ve aklının kesmediği ya da beğenmediği şeyi ilginç eyemlerle* kınıyor. bana göre değil de geç arkadaşım, ne gerek var tükürmeye bilmem ne yapmaya. tükürüğü bile değmezmiş, haspama bakar mısın ya? sonra aynı bakış açısı ve tükürükler size ya da bulunduğunuz alt kültüre yöneldiğinde rererö. kötüsünüz, çok kötüsünüz.
queensofthestoneage
horizonmersin
toz pembe degil hayat
mutfak masası
pester
plot twist
futurelavirs
sphynxinator
biribiri