heteroseksüel bir erkekten hoşlanmak

ortaokul ve lise dönemlerimin kabusu durum. hele ki hoşlandığım erkek bir de kızların gözdesiyse, açık vermemek için ekstradan kastığım durumdur.
eğer platonik bir aşktan bahsediyorsak:

depresyon turuna hoşgeldiniz!

ağlama duvarı sağda,
zırlama bölümü solda,
ilerde gördüğünüz suratınıza doğru kahkaha atan kızlar da bu çocuğun hoşlandıkları,
hemen solda hoslandıgınız cocugun kankileriyle ibne muhabbetini göreceksiniz,
şuracıktaki ışıldayan yer hayaller dünyası, fakat aslında çer çöp, nükleer atık buralar hep..
şu anda malum erkeğin yanından geçiyoruz, size ne kadar da öküzün trene baktığı gibi bakıyor değil mi?
ne bekliyordunuz sayın yolcular?

- yeter ben iniyorum.
*
"kaççç kurtar kendiniiii" diye suratının ortasına haykırmak istediğim insanlar var.

edindiğim kötü tecrübelerden olur, bir de ad mı koysam bu duruma.* *
3ün 1ini alamamaktır. ilk kez antidepresan kullanmama sebep olan , ailemin ailesiyle konuşması da beni yerin dibine sokan durumdur. en iyisi aşık olacağını hissettiğinde hemen oradan uzaklaşmaktır.
berbat bir durumdur.dünyanın düzenine lanet ettirir.yaşama sevincini kaybettirir.ona o kadar yakınken aynı zamanda en uzak olmak sizi çok üzer.bi kutu cipralex atar mısınız üzerime?
hoşlanmak ne ki sen bir de sevmeye gör, dediğim hezeyanlar silsilesinin yazıldığı başlık!
kesinlikle daha seksi oldukları için normal karşıladığım olay.
hayatımın en büyük hatası olup, en uzun süreli acılara yol açan birşeydir.
eşekliğim nedeniyle yaşadığım iğrenç bir deneyimdir...
sevişeceğin ve uyuyamacağın anlamına gelen geceler...
onu en çok senin hak etmene rağmen o çoğu kez senin farkında bile olmaz. sen onu düşünürsün hayal kurarsın, bazen acaba hakkında düşündüklerimi bilse diyip kendi kendine durduk yere kahkaha atmana sebep olur. tabii insanlar sorduğunda "aklıma komik bir şey geldi" dersin -size gore komik benimse hayallerim- neyse çoğu kez hayatıma sokayım dedirtir ve henüz sönmemiş sigaranla yenisini yaktırır.
içten içe gizli gay olduğunu tasarlayarak umutlanma çabalarını, en ufak harekete derin manalar yükleme uğraşlarını beraberinde getiren durum. aşka da dönüşebiliyor.
yapmayın etmeyin yoksa ibrahim tatlısesten bir kulunu çok sevdim dinler durursunuz sabah akşam.

(bkz:tecrübe)
en son 2017 yılında yaşadım bunu. zaman zaman da gelir aklıma. üzücü bir durumdur bu. hiç bir suçun günahın yoktur ama ceza çekersin, canın acır. onun imkanları, onun hakları, onun hayatı, onun geçmişi... düşünür durursun, kendininkiyle kıyaslarsın. bir halt ettik bari düzeltelim de diyemezsin, umutsuz bir vakıadır, çözemezsin. benim tavsiyem uzaklaşmak, çekip gitmektir. yeni bir iş bul, yeni bir şeyler yap. unutur gidersin. hayat bizler için böyle ne yazık ki. ha güneş doğmuyor mu doğuyor onu belirtiyim. sümsük sümsük üzülmeyin.
zor olsa gerek. henüz yaşamadığımdır şahsen. doğrusu, galiba her şeyden önce “hetero lan bu” diyerek kendimi direkt bloke ediyorum duygusal anlamda. ama tabii bu taşş gibi heterolara cinsel obje olarak bakıp fırsat kollamayacağım anlamına gelmiyor. ehehehe
işin duygusal tarafında olmayacak duaya amin demem, belki bir çeşit kendini koruma/savunma mekanizması ama duvarı yüksek örerim.
işin diğer tarafındaysa, hayal etmekten zarar gelmez :)
sonuçta seçebileceğiniz birşey değil.bakıyorsunuz ve bir anda oluveriyor.sonra da olabilir mi diye düşünürken buluyorsunuz kendinizi.
samimi arkadaş olun. hal ve hareketleri ile kızlarla ilişkileri zaten tiksindirecek. hiç öyle ağlama duvarına dönmenize gerek yok.
hiç anlam veremediğim olay. sikişmeyi istemek ile hoşlanmak arasında bariz bir ayrım olduğu içindir belki bilemiyorum.
yahu nasıl yani hiç dokunamayacağın,öpemeyeceğin,güzel sözler söyleyemeyeceğin birisinden hoşlanırsın ki?
belki de birini tanıyarak ve emin olarak hoşlanmak yaşanmışlık veya yaşlanmışlık ile alakalıdır?
  • /
  • 3