spor müsabakalarında zafer sonrası havaya açılan ateş
aynı anda hem salak hem de ruh hastası olmayı başaran insan
(bkz:
tıp ve bilimsel veri denen dalganın her 20 yılda bir ters yüz olup "eski inançlara göre" diye başlayan cevizler yumurtlaması)
geçmişte homoseksüeller akıl hastanelerinde tehlikeli delilerle aynı mekanlara hapsedildiler; dövüldüler, işkence gördüler... hatta idam edildiler! 1973 yılında ise amerikan psikiyatri birliği homoseksüelliği akıl hastalıklarının tanısal ve istatistiksel kitabı kapsamından çıkarttı!
"hasta" derken dikkat edecen! papağan gibi bi takım akıllı zevatın lafını yinelemeycen.
edit (meraklısına):
1980 yılında bdsm de aynı kitap (akıl hastalıklarının tanısal ve istatistiksel kitabı) kapsamından çıkartıldı!
yarrak
eski sevgilinin hayatınıza kazandırdıkları
ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar
a pale horse named death - devil in the closet
gaylerden gaylere tavsiyeler
showbiz'in entrysinden sonra olmak gibi bir talihsizliğin yükünü taşımak pahasına yazıyorum:
cüzdanında, cebinde daima iki -rakam ile 2- condom bulundur.
sevişirken başa gelen komik olaylar
4 gün önce başıma gelmiş bir olaydır: bir müşteri, beni yaşadığı apartmanın kapıcı dairesi karşısındaki depo benzeri yere götürebileceğini söyledi. kapıcının işine bir yıl kadar önce son verilmişti, bu yüzden alt kat tamamen boştu.
kabul ettim.
alt kata indik, müşteri demir bir kapıyı anahtarı ile açtı... ve o eski daire, yeni deponun dibine ilerleyip diz çöktüm ve işe giriştim.
birkaç dakika geçmemişti ki "sen ne yapıyorsun orada? diye bir ses duyarak kendimi birşeylerin (sarhoşluktan hatırlamıyorum) arkasına attım. adam karanlıklar içinden toparlanarak çıktı, gelen kadını yine hatırlamadığım birşeyler diyerek yatıştırdı... ve birlikte çekip gittiler! beni depoda kilitleyerek!
inanılmaz bir bunalım içinde, depo kapısına tekmeler atmamak için dişlerimi sıkarak ne kadar bekledim? yüzyıl? on dakika? bilmiyorum.
neyse... müşteri geldi ve beni kilitli olduğum yerden kurtardı.
kolay gecelerden biriydi anlayacağınız.
edit: gelen hatun yöneticiymiş.
dostlara tavsiye: artık her bir yerde -yerini sadece yöneticilerin yerini bildiği, gizli- kameralar var. "burda yok, biliyom, gel" diyenlere pek güvenmek yanlış. ayırca raflardaki çiçek arkaları, masum kalemler, kapalı -ama ilginç pozisyonda duran- cep telefonları da kuşkulu nesneler. kendini bir sabah x... bilmemne dot com da izlemek istemeyenler lafıma kulak vermeli.
eşcinsellikten kurtulmanın yolları
ağır abi, ya da delikanlı bir tiple "özel" bir saat geçirmek.
kaltak
ayı sözlük itiraf
erkeklerden aslında hiç hoşlanmıyorum, zorla veriyorum. evet... çünkü tembel orospu çocuğunun biriyim. her insan gibi çalışamıyorum.
çalışamamaktan yoruldum artık.
polis işkencesi kaynaklı trans intiharı
intihar adlı eylem, çevresel koşullarla değil, psikolojik koşullarla ilgili bir olaydır. bunun kanıtı, intihardan kurtarılan kimselerin -onları intihara iten koşullar aynı kaldığı halde- girişimlerini büyük oranda yinelememeleridir.
böyle kendine acıyan yaklaşımlarla olmaz bu iş. yaşamadım bilemem, ancak transların yüzleştiği zorlu koşulların intihar nedeni olduğuna inanmıyorum. evladını yitiren kimseler arasında intihar etme durumu diye birşey duyulmuş mu? ya da kanser vakalarında? kaza sonucu sakat ya da kör olanlar arasında? tabii ki vardır, ancak trans bireyler arasında olduğu kadar değil.
asla, asla "trans bireyler dengesizdir" demeye getirmiyorum. tüm yüreğimle, kanımdan hissediyorum yaşadıkları zorlukları. ama bu şekilde "vah vah, bak bir tane daha intihar etti, ne de haklılar" yaklaşımı, verilmesi gereken savaşa ihanettir.
kimin hayatı kolay bu dünyada? kim dertsiz? ve kaç kişi intihar ediyor? ben trans bireyler arasındaki intihar eğilimini sosyolojik bir yönlendirmeye bağlıyorum. bir kalıp oluşturulmuş, ve bu şablon tüm trans bireylere uygulanıyor fark ettirilmeden. doktorları bu nedenle sevmem, bir teşhis koyarlar, gerçek kılarlar. beyin -her ne kadar henüz kabul edilmese de- bu şekilde işler. bedende, bir yer yaralandığında dokuları onaran o güç, adam bilmeden neleri iyi eder. dr denen zevat adını bir koyar, adam kendi kendini hasta etmeye başlar. inandırmak herşeydir.
trans bireylere sesleniyorum: eze eze yaşayın. bıçak dayanınca, güçlü adamdan (insan anlamında kullanıyorum) kan çıkmaz... ve o adam yaşar. böyle eğilip bükülerek, nazlı kişilikler üstlenerek, "mağdur kahramanlığa" sığınarak hiç bir halt yapılamaz. bıçak dayanınca sen de ona dayanacan kardeş, kan çıkmayacak. başka da bir yol yok çözüm olarak.
tamam ben de bunaldım başka dertlerden, birlikte cavlağı çekelim... çekelim de, nereye gidildiğini kim biliyor?
bana daha rahat, dertlerden, şu andaki acılardan "asude" bir yere gidildiğinin kanıtını göstersin bir can, ulan şu anda balkondan atlamayan... (puşttur diyecektim ağız alışkanlığı). tek bir çözüm vardır: boş vermek! pandora'nın kutusunda kalan ümit değil, boş verebilmektir aslında.
sevgilisi varken başkalarına kayıtsız kalamamak
sevgilisi yatakta zayıftır... net.
göğüs kıllarını jilet ile alan insan
inci sözlükteki homofobik yaklaşım
duyuyolar
anlatçakmış
arındırıcaz
getiricez
temizlicez
aydın, entelektüel birikimi yoğun biri olduğu belli. eğitimli adamdan zarar gelmez.
başkasına bağımlı yaşamak
bu benim. bir çeşit meslek diyebilirsiniz.
nedeni tabii ki tembellik. birinin -bir ölçüde de olsa- eline bakarak yaşarken çekilen acı, alın teri ile para kazanırken çekilen acıdan çok daha az geliyor. zayıf bir kişilik belirtisi tabi ki. elimde olsa kazırdım bu yanımı. savaştım da... değişmeyi beceremedim.
yine de hakkımı yemeyeyim: kadınlarla olan ilişkilerimde pek çoğunu şaşırtır bu huyum; mutlu eder. onların eline bakmam tabii ki; ama hetero ilişkilerimde bile -farklı şekilde de olsa- bağımlıyım..
bir eşcinselin intihar mektubu
bu kadar "acıların çocuğu" ya da "mağdur kahraman" edebiyatı sadece beyin biokimyası ile ilgili... şartlarla değil.
intihardan kurtulanların çok az bir bölümün -koşullar aynı olsa da- girişimini yineliyor.
gerçekten inanamıyorum! burası dünya, dert dolu. aman kimse bizi anlamamışmış. ulan kim kimi anlıyor? senelerce hasta olan, hasta bakan insanlar var. evladı ölen, işyeri batan, kolunu bacağını, gözünü kaybeden!
allah aşkına herkes aklını başına toplasın ve laga luga ile dert küpünü oynayacağına gizli mizli eğlenmeye baksın. bu "gamlı baykuş" frekansının sonu çok kötü yerlere varır. neyi çekersen o gelir. vampir, davet edilmediği eve giremez.
erkek adama "ay canım yandııı, küsttüüümmm" yakışır mı be? çatır çatır yaşayacağız. biz erkeğiz. aq, acayip sinirlendim
ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar
erkekleri itici yapan detaylar
saat, gözlük ve araç markasına takmaları...
ayı sözlük yazarlarının en nefret ettiği şehirler
şu şehri (uzun saçlarım yüzünden gerginlik çıktı).
mersin (göz altına alındım).
tek başına kaldırması zor olan şeyler
kadınlar! ve ağır motosikletler (yatırdığımda tabii ki!)
(açıklama. sadece 60 kiloyum da!..)