olayları uzaktan izlemeyi tercih eden bünyelerin değişimler karşısında hayıflanma ifadesidir.
dünyanın geleceği için çaba sarfediyor ve bu inşaatta çalışıyorsanız, emek veriyorsanız yolunuza devam ederken duymasanızda olur...
kirli ve yağlı şeyleri temizlemekte kullanılan, türlü yağlarla alkaliler birleştirilerek yapılan madde.
kalıp sabun, sıvı sabun ( el sabunu, vucut sabunu) gibi çeşitleri vardır. kokulu, kokusuz olabilir.
akşam güneş battıktan sonra içinizde yeşeren, yarın güneşin yeniden doğacak olmasını bilmektir,
karanlık çökünce, yuvanıza girip bir oh demek ve içerdeki sessizilik ve güveni dinginliği hissetmektir.
telaş içinde unuttuğunuz duyguların koruyucusu , sizi kendinizden fazla düşünen birisinin varlığıdır, dengede tutar dünyamızı.
butimar bu dünya bir lokmayla tükenmez sende payına düşeni istediğin kadar al
sevdiğim meslek grubudur, lafları değil gönlünün istediğin sever, sevmiyorsa öldürsen sevdim demez harbidir...
sikişme eylemine "sikişmek" der "aa nasıl yani" dersen "siktir lan ananın koynunda eylen" der biter.
bildiğin tükenmez kalemin mucididir. (lászló józsef bíró (1899&1985) budapeştede doğmuş gazeteci olarak çalışan bir zatdır. "len bu kalem işi sakat yazılar yetişmiyo bide kağıtta çabuk kurumuyor ben buna bir icat yapayım" der ve ilk defa 1931 budapeşte uluslararası fuarında ürününü teşhir eder. ilk başlarda bildiğin matbaa mürekkebi kullanır ama bu kalem içinde yürümez, sonra kimyacı kardeşiyle kafa kafaya verirler ve yeni tip bitr mürekkep geliştirirler ve olur. 1938 de paris te patenti alınır. sonra bu işler arjantine taşınır ordada bir patent alınır falan. daha sonra bu patenti 1950 marcel bich satın alır ve adı "bic" firmasıya anılır olur.
açılış programı
08:00 alandan çıkış benim refakatimde şehre giriş.
10:00 toplanma, istiklal marşı, bayrak sallama
11:00 kahvaltı
12:00 neden kondom kullanmalıyız adlı sinevizyon gösterisi. kondumun nasıl kullanılacağına dair pratik gösterim.
13:00 yerli ingiliz ayıların katılacağı bir soru cevap paneli. ingilizler hakkında özet bilgiler.( ingiliz bulursanız tabi...ararsınız artık)
15:00 hyde park açılımı, hoplama, zıplama, böğürme, ağaçlarda sırt kaşıma
18:00 akşam yemeği "döner"
19:00 soho da serbest zaman
24:00 herkes sağlammı yoklaması tekrar dağılma serbest zaman
01:00 xxl a gideceklerle gruptan ayrılma
06:00 sabah oldu biz neredeyiz ayılma toparlanma,
latincesi aurum:ışıldayan-parlayan; kimyasal sembolu au.
5000 yıldan fazladır değerli bir elementtir. parlak sarı renktedir. asitlere karşı dayanıklıdır, kolay işlenebilir. ışıltılı,ağır bir metaldir çevresel faktörlerle kolay tepkimeye girmez.hiçbir zaman paslanmaz, kararmaz ve donuklaşmaz. az bulunurluğu sebebiyle kıymetlidir ve çağlar boyu değişim aracı yada zenginlik sembolu olmuştur.
altın gibi kalbi var- altın gibi delikanlı - kişinin ne derece kıymetli özelliklere sahip olduğunu gösterir.
bide simya yapacam bakırdan altın yapacam diye uğraşanlar vardır. olmaz kardeşim git kimya oku.
kafasını öne eğmiş size doğru gelen birini görürseniz bu burç grubundandır haberiniz ola.. öle "vanilla sevişme" ,"soft dokunuşlarla ilerleyelim" falan bilmez toslaşa toslaşa sabahı edersin demedi demeyin... inandığına gözü kör bir sadıktır, olaki bir bağı yoktur kimseyle, cumartesi tekyon kalabalığını "tek tek zamanla olur bu iş" deyip hedefe alabilir. senden önce girer kavgaya huyu bu korumayı sever...çok bunaltmayacan, sorgulamayacan o ait oldugunu bilir, hoplar zıplar çayırda çimende zararsızdır gelir dizinin dibinde yerini bilir. eğlencelidir, rekabeti sever, tahrik olma konusunda pek çaba sarfetmenize gerek yoktur o zaten hazırdır zirveye tırmanmak için, flörtü sever fıldır fıldırdır gözleri, helede etrafında onu tutan birkaç aday olsun....seyreyle gülüm eğlenceyi...
kafasını öne eğmiş size doğru gelen birini görürseniz bu burç grubundandır haberiniz ola.. öle "vanilla sevişme" ,"soft dokunuşlarla ilerleyelim" falan bilmez toslaşa toslaşa sabahı edersin demedi demeyin... inandığına gözü kör bir sadıktır, olaki bir bağı yoktur kimseyle, cumartesi tekyon kalabalığını "tek tek zamanla olur bu iş" deyip hedefe alabilir. senden önce girer kavgaya huyu bu korumayı sever...çok bunaltmayacan, sorgulamayacan o ait oldugunu bilir, hoplar zıplar çayırda çimende zararsızdır gelir dizinin dibinde yerini bilir. eğlencelidir, rekabeti sever, tahrik olma konusunda pek çaba sarfetmenize gerek yoktur o zaten hazırdır zirveye tırmanmak için, flörtü sever fıldır fıldırdır gözleri, helede etrafında onu tutan birkaç aday olsun....seyreyle gülüm eğlenceyi...
hele lastiğinde calvin clain vb. yazanları, sünnet elbisesine maşallah gibi.yapmayın, yaptırmayın.böyle deneysel giyim kuşam falan yakışmaz bir ayıya.o koca gövdenin orta yerinde bir avuç bez parçası öyle bakıyor aynada kendine...hayal edebildin mi kendini ayı? hıı hayal edebildin mi? tövbe kıyamet alameti gibi evlerden ırak.
genelde masa başında kalp krizi, mide kanaması geçirerek ofis içinde ölen kimselerdir, apandisti patlayıpta umursamayan, "içimde bir sıcaklık hissediyorum kaloriferi az kapatın" diyerek son nefesini verenleri duymuşluğum vardır... ofiste böyle "lambırs, gümbür, hoydaa, amannn" diye bir gürültü duyulur kafalar kaldırılır, ahanda bir masada kafa yok. "gittiii gittii koç gibi abim gitti" diye zılgıt çekilir... bayanlar bayılır, erkekler "ölüye kim dokunacak sıçtık lan" diye birbirine bakar..o bakışı görmediysen bilemezsin ancak yaşaman gerekir tarif edemiyorum... 1 ay kendine gelemezsin ofiste... acaba bugün sıra hangi masada sendromuna sokar seni... sinek vızıldasa aman azrail geldi der ter dökersin, şizofren olursun "hayat boş, çalışmak nahoş" dersin; bütün insan kaynakları alarma geçer bu beklenmedik budist akım, ferrarisini almadan satan bilge havalarını dağıtmak için...bir yandanda merhuma söverler içten içten, lan 5 yıllık iznin içerde duruyor git bi tatilde öl, mangalda öl, yedi içti gitti diyelim amk. derler...