fiddy

Durum: 387 - 0 - 0 - 0 - 07.02.2013 22:38

Puan: 7530 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

-
  • /
  • 20

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

broken bells - october

yazarları etkileyen edebi alıntılar

sözlük yazarlarının hastalıklı düşünce listesi

bazen hayatımın truman show'daki gibi filme alındığını, her an beni izleyen insanlar olduğunu düşünüyorum. *

ilk eşcinsel deneyim

duygusal deneyim: 5 yaşındaydım, benden büyük, 5. sınıfa giden bir kıza aşık olmuştum, şiir bile yazmıştım * * *, 5 yaşındayken şirin bir velet olduğum için beni seviyordu o kız bayağı *, tabii sonra o mezun oldu ortaokula geçti ben orda kaldım. ikinci sınıfa geçtiğimde ben başka bir kıza aşık oldum ve 4 sene o kızdan hoşlanmaya devam ettim.

fiziksel deneyim: 15 yaşındaydım, tanımadığım biriyle tek gecelik bir deneyimdi. yaşça benden büyüktü, ismi cansu, soyadını öğrenmedim bile. bazen keşke aşık olduğum biriyle olsaydı diyorum, ama genel olarak tanımadığım umrumda olmayan biri olması benim için iyi oldu, gergin değildim.

aldatmak

asla yapmam diyordum ama yaptım, komik olan sevgilim ve onu aldattığım kadının isimlerinin aynı olmasıydı.

sadece fiziksel bir şey değildi, aldattığım kadına sırılsıklam aşıktım * , beraber olduktan 1-2 gün sonra da ilişkimi bitirdim zaten.

yine de vicdan azabı çekmiyor değilim, o zamanki sevgilim çok tatlı bir kızdı. *

garip seks

kahpe kader

bugün bütün gün mırıldandığım şarkıdır, 3 metre yarıçapıma giren herkes "fiddy repertuarına nolmuş senin?" diye sorma ihtiyacı hissetti.

lgbti temalı kitaplar

jeanette winterson ve sarah waters'ın hemen hemen tüm kitapları.
fingersmith
tipping the velvet
affinity
written on the body *

ayrıca sucking sherbet lemons vardı, yazarını hatırlamıyorum ama ilginç kitaptı.

eşcinsel olduğunu belirtmenin yolları

mekana beğendiğim bir kadın girince jim carrey'in maske filminde yaptığı gibi gözlerimi yuvalarından çıkarıp, dilimi yerlere serip, kurt gibi uluyorum, anlamayan kalmıyor.

görsel için bakınız:

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

rona kenan & asaf avidan - yesterday is here (tom waits cover)

uyuyan sevgiliyi izleyen salak sevgili

bu salaklardan biriyim, evet. daha beraber olmaya başlamadan önce yan yana uyuduğumuz bir gece olmuştu eski sevgilimle, uyandığımda bir eli başının altında, ağzı hafif açık, saçlarındaki beyazlar yüzüne düşmüş * şekilde uyuyordu, onu o halde ne kadar izledim bilmiyorum, üzerinden 1 yıl 3 ay geçti tam olarak, hala çok net bir biçimde gözümün önüne geliyor.

tek örnek bu değil tabi, ama aklıma ilk gelen buydu.

sözlük yazarlarının hayat sloganları

en sevdiğim sitelerden biri olan "a softer world"den alıntıdır.

"judge if you want. we are all going to die. i intend to deserve it. my last words will be 'yeah, i had that coming.'"

çeviri: "istersen yargıla. hepimiz öleceğiz. ben bunu haketmeyi planlıyorum. son sözlerim 'evet, bunu bekliyordum.' olacak."

sözlük yazarlarının lakapları

clint mansell

requiem for a dream, the fountain, moon, black swan gibi filmlerin müziklerini bestelemiş olan, özellikle together we will live forever ve the last man parçalarıyla beni benden alan, günümüzün en iyi contemporary classical bestekarlarındandır.

popmundo

16 ağustos 2008'de başladığım, r&b sıralamasında 1.liğe kadar yükseldiğim, sonra öss'ye hazırlanırken yoğunluk sebebiyle karakterimin öldüğü güzel online roleplay oyunudur.

2.0 ile sıçmış batırmıştır.

yaran yanlış okumalar

bugün "nationally touring" * yerine "naturally torturing" * okudum. söz konusu olan kişi çok sevdiğim, ve şiirleri kalbimi titreten bir şair olunca gayet uygun oldu aslında.

richard

en yakın arkadaşımın bana taktığı lakaplardan biridir richard. kuruluşu şu şekilde olmuştur:

fidan - - ) fiddy - - ) fidik - - ) dick - - ) richard * *

ayı radyo

kardiyoloji'yi geçer geçmez yayın yapmak için başvuracağım radyodur.

heteroseksüellerden hoşlanan homoseksüel

sürekli oluyor efenim, sürekli oluyor. acı verici bir durum ama, güzel de bitebiliyor.

başta hetero sandıklarım, kendini hetero diye tanımlayan pek çok kadın * sonradan benimle beraber oldu yani. hala hetero olduğunu iddia edenlere ne desem bilemiyorum.

sikerim böyle aşkın ızdırabını

ağzımı doldura doldura söyledim az önce, "eeeeh, yeter be, sikerim böyle aşkın ızdırabını" şeklinde.

iyi gelmedi dersem yalan olur.
  • /
  • 20
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 387

hobisi gizli pasiflik olan heteroseksüel

benim yakın bir hetero arkadaşımla konuşmuştuk bunu, kendisi anal uyaranlardan zevk aldığını kabul ediyor, kız arkadaşlarıyla da çeşitli deneyimleri olmuş * henüz denememiş ama sevgilisine strap-onla pasif olabilirmiş dedi mesela, ama bu adam hetero yani. ben özellikle konuştum, beni de biliyor, açık görüşlü de bir arkadaş, gizlemezdi yani benden eğer eşcinsel olsaydı. sorduğumda söylediği şey:

"bana erkekler çekici gelmiyor, kadınlar beni tahrik ediyor, öyle erkekliği göt deliğiyle bağdaştıranlardan da değilim, zevk alacağım bir şeyse niye yapmayayım?" dedi bana, ki haklı. *

böyle de bir versiyonu var yani bunun.

lykke li

kleerup'la ortak çalışması olan until we bleed parçasına ölürüm!

(bkz: ben bunu yerim dediğiniz şey)

amsterdam acoustics

genellikle avrupalı müzisyenlerin, amsterdam sokaklarındaki canlı akustik performanslarının videolarının bulunduğu muhteşem youtube kanalı. eskiden "mokummercials" adındaki bir kanalda yayınlanıyordu videolar, kısa süre önce "amsterdamacoustics" adında bir kanal açıp videoları oraya taşımaya başladılar.

performanslar birbirinden güzel, gruplar birbirinden tatlı, videoların çekildiği her yerin apayrı bir güzelliği var. şiddetle tavsiye ederim, gidin izleyin.

favori performanslarım:










adow






mokummercials: http://www.youtube.com/user/Mokummercial...

amsterdam acoustics: http://www.youtube.com/user/amsterdamaco...

the l word

bir kızla beraber bu dizinin herhangi bir bölümünü izlerseniz, o bölüm sırasında veya sonrasında sevişeceğiniz neredeyse garantidir, o kadar tahrik edici sahneleri vardır.

ilk sezonlarını çok sevmeme rağmen, sonlara doğru beni sinir hastası etmiştir, her bölümde "lanet olsun senin gibi kadina jenny! ölsen de kurtulsak!!" diye bağırmaya başlamıştım bir noktada.

--- spoiler ---

nitekim öldü de kurtulduk.

--- spoiler ---

müzikleri muhteşemdir ve pek çok inanılmaz grubu keşfetmemi sağlamıştır. dizide alice piezsecki karakterini canlandıran leisha hailey gerçek hayatta da lezbiyendir ve uh huh her adında muhteşem bir grupta müzik yapmaktadır. sadece müzikleri için bile iyi ki izlemişim şu diziyi diyorum.

kıbrıs

memleketim. oradayken rahat edemediğim, orada değilken özlediğim, akdeniz'in 3. büyük adası.

fahiş fiyatlardan bahsedilmiş, haklısınız çok pahalı kıbrıs'taki fiyatlar, bunun sebebi de ticaret yapabildiğimiz tek yer olan tc'nin %50 gümrük vergisi alması. gazetelerde, dergilerde falan görmüşsünüzdür, kktc fiyatı neredeyse 2 kat daha pahalı her şeyin.

ingiliz hayranlığı konusuna gelince, böyle bir durum yok. varolan durum şu: kıbrıs'taki savaş ve politik belirsizlik sebebiyle yüzbinlerce kıbrıslı ingiltere'ye göç etti, kıbrıs'ta yaşayan kıbrıslı türk sayısı, ingiltere'de yaşayan kıbrıslı türk sayısından daha az. yurtdışında yaşayan bu insanların çoğu, gayet anlaşılabilir bir şekilde, bir süre sonra memleketlerine dönmek istediler, 20-30 sene ingiltere'de yaşadıktan sonra ister istemez ingiliz kültüründen alışkanlıklar kalıyor.
kıbrıs'taki eğitim sistemi zamanında ingilizlerin kıbrıslı rum ve türk öğrenciler için ortak olarak hazırladığı eğitim sistemiydi, kktc'nin en iyi okulları türk maarif kolejleri (eski adıyla, ingiliz koleji), 100% ingilizce eğitim veriliyor bu okullarda, üniversite başarı oranı da inanılmaz yüksek. doğal olarak, pek çok genç bu okulları kazanmak için çabalıyor ve ingiliz sisteminde eğitiliyor. ben öss öğrencisiydim, lisenin son 2 yılında farklı şekilde ders almaya başladım ve açıkça söyleyebilirim ki türkiye'nin sisteminden en az 4 kat daha iyiydi o sistem.
ada ingiliz sömürgesiyken ingilizler buraya kendi sistemlerini oturtmak için bayağı uğraşmışlar, hala daha devlet okulları dahil tüm okullarda 1. sınıftan itibaren ingilizce dersi veriliyor, turizm açısından da önemli bir yer olunca, aşağı yukarı herkes rahatça ingilizce konuşabiliyor.
bu tarz sebeplerden ingiliz kültürünün etkileri görülüyor kıbrıs'ta (trafik de soldan mesela) fakat bu hayranlıktan değil, yerleşmiş ve mantıklı sistemler olduğu için.

ayrıca, yavru vatan tanımını sevmiyorum, sevmeyeceğim.

eşcinsel olduğunu belirtmenin yolları

mekana beğendiğim bir kadın girince jim carrey'in maske filminde yaptığı gibi gözlerimi yuvalarından çıkarıp, dilimi yerlere serip, kurt gibi uluyorum, anlamayan kalmıyor.

görsel için bakınız:

kadın kadına seks

çok iyidir, güzeldir, dünyada daha çok olması gereken şeylerden biridir kesinlikle.

mitlerin aksine, "yapay bir girme çıkma" o kadar yaygın değildir, hatta oran olarak gayet azdır. penisimiz olmasa da çok şükür ellerimiz, bellerimiz, kollarımız, bacaklarımız mevcuttur, ve cinsellik - kadın erkek ayrımı olmadan - sadece tek bir organ temelli olmamalıdır zaten.

uzun tırnaklı lezbiyen olmaz, olmamalı, olmasın. travmatik deneyimlerim oldu.

oyuncak kullanmayı ben şahsen tercih etmem, fakat benim de bir strap-on'um var, adı recep, kendisi bir süredir dolabımda duruyor, fazla aksiyon görmedi. böyle "aksesuar" kullanan kadınlar tabii ki vardır, benim de arada bir canım çeker yani, ama bu tamamen roleplay şeklinde olur, en azından benim için. "yapay penis kullanacağına gerçeğini alsana işte!" diyen her adamı "benim yapay penisim 23cm ve ereksiyon problemi yok" diyerek itinayla morartıyorum. ayrıca, önemli olan genital organlar değil sadece.

en büyük bir diğer sıkıntı, lezbiyenlerdeki aktif - pasif dinamiğinin anlatılmasıdır. ben de bu konuda çok yardımcı olamayacağım.

cennetin ırmakları

ceyl'an ertem'in ütopyalar güzeldir albümün 5. parçasıdır. "mabel'in şarkısı" olarak da geçer. albümdeki en sevdiğim şarkıdır.

bir hayatın tükürüldüğü yerde,
aktı şol cennetin ırmakları
bir bezden gördüm ben orda
ahla boyalıydı tırnakları

gözlerinde uykusuz masallar
dizlerinde hala kendi çocukluğunu sallar

ah beyim yapma dur, bir kızım var benim
aslında doğmadı henüz, ama kalbimi emer
beyim dur biraz, nerde benim düş payım
gönlüme geçmez liran, biraz izin ver unutayım

bir rüyanın büküldüğü yerde
yosun tuttu oyunun yorgun taşları
kapkara sürgüler çekildi sonra
çatıldı cennetin o şen körpe gül kaşları

gözlerinde uykusuz masallar
dizlerinde hala kendi çocukluğunu sallar

ah beyim yapma dur, bir kızım var benim
aslında doğmadı henüz, ama kalbimi emer
beyim dur biraz, nerde benim düş payım
gönlüme geçmez liran, biraz izin ver unutayım

beyim yapma dur, bir kızım var benim
aslında doğmadı, ama kalbimi emer
beyim dur biraz, nerde benim düş payım
gönlüme geçmez liran, biraz izin ver unutayım

gay bar

bazen ortamının suyu çıkabilen, çoğu zaman eğlenceli olan mekandır. yurtdışında çok daha tatlıdırlar fakat ülkemizde genelde "acaba bu gece kiminle yatsam?" modunda takılan insanlar bulunur.

ayrıca bir gay barda dansederken beni erkek zannedip arkadan sarılan, ve elini kasığıma atınca orada penis bulamadığı için travma geçiren adamın yüz ifadesi asla aklımdan çıkmayacaktır.

lezbiyen pornosu izleyemeyen lezbiyen

lezbiyen pornosu genelde hetero erkeklere yönelik yapıldığı için, sahte göğüslü, kırmızı stiletto giyen, silikonlu dudaklı, uzun tırkanlı kadınlar yer alıyor çoğu zaman, izleyemiyorum midem kaldırmıyor.

ayrıca uzun tırnaklı lezbiyen olmaz arkadaşım! olmaz yani! * ağrıyor yahu! *

bir de malum, sürekli araya katılan erkekler oluyor. *

düzgün lezbiyen pornosu nadirdir, ve hepsi ücretlidir. * suicide girls tavsiye edilir.

homofobik homoseksüel

kendileri de gayet eşcinsel * * * * * olmalarına rağmen, eşcinsel insanlar arasında sınıf ayrımı yapıp, kendileri kadar "üst seviyede" olduğunu düşünmedikleri kişileri (bkz: elit gay) küçümseyen kimselerdir.

günlük hayatta en çok gördüğüm, kendileri dışardan anlaşılmayacak kadar maskülen olan eşcinsel erkeklerin, daha feminen olanlara bu şekilde davranmalarıdır.

+ lan bu x de tam bir puşt.
- abi ne diyorsun, sen de eşcinselsin işte.
+ ben eşcinselim oğlum ama puşt değilim.

şahsen duyduğum bir konuşmadır kendisi.

bu gibi insanların hızlıca nesilleri tükenmelidir, zira heteroseksüellerden gelen baskılara bir de homoseksüellerden gelen baskılar eklenince olay biraz sıkıntılı oluyor.

mortal kombatta hangi karakter

scorpion, kesinlikle scorpion, ama sub-zero'yu da severdim.

diş hekimi

lisedeyken tıp isteyen pek çok gencin mottosu "tıp olmazsa diş yazarım"dır, bu sebepten ötürü asıl isteği hekim olmakken dişçi * olan pek çok kişi "dişçi değil, diş hekimi!" şeklinde düzeltmeler yaparak, "tüm derslerimiz aynı zaten, bir de bizde el becerisi çok önemli" diyerek kendilerini iyi hissetmeye çalışır. tıpçılar ise kendilerini onlardan üstün hissettiği için * onları küçümser.

tıpçılar ve dişçiler arasında gerek üniversite süresince, gerek iş hayatında bu gerilim sürer. tabi ki herkes böyle yaklaşmaz, fakat her tıpçı ve her dişçi bunun bilincindedir.

büyük hastanelerde dişçileri kimse adam yerine koymaz çünkü hastanelerde inanılmaz bir hiyerarşi mevcuttur, ve bu düzende dişçiler gerçek hekimler olmadığı için en altlarda yer alır, en üstlerde ise cerrahlar bulunmaktadır.


edit: bir tıpçı olarak dişçilerle bir alıp veremediğim yok, pek çok diş öğrencisi arkadaşım var ve onların işi de gerçekten zor, bir yere kadar eğitim yakın olsa da 2. sınıftan itibaren yollar ayrılıyor ve farklılaşıyor, hekim değiller ve öyle olduğunu iddia edenler beni geriyor.

ekonomi üniversitesi

aynı özellikte bir diğeri için (bkz: yakın doğu üniversitesi)



edit: lisede eşit ağırlık öğrencisi olan, benim şahsen tanıdığım gerizekalı adamın biri şu an tıp 3. sınıf ise, ben o okula okul demem. şu an ydü diploması sahibi olan, veya sahibi olacak olan en az 100 moron örnek verebilirim, hangi ydü öğrencisi yazdığıma alındı bilmiyorum ama kader kahpe kader, okulun hali bu.

dipnot: okulun sahibini şahsen tanıyorum, eski sevgilim de orada çalışıyor, parayı vereni okula kabul ediyorlar (özellikle yabancı öğrencileri) ve para ödendiği sürece o diploma alınıyor.

kendisine ibne diyen gay

kelimeleri sahiplenmekle alakalı bir durum bu. sonuçta "homo" kelimesi de, "gay" kelimesi de, "eşcinsel" kelimesi de hakaret olarak, aşağılama amaçlı kullanılıyor. "ibne" kelimesi de bunlardan farklı değil, zaten aynı anlamda*.

eğer biz bu kelimeleri sahiplenirsek, kelimenin oluşturduğu etkiyi hafifletebiliriz.

kullanılış şeklinden dolayı "kötü kelime" olarak düşünüyor insanlar, gay ve homo'dan farkı yok bence, insanların algısında bitiyor olay.


benzer bir durum için (bkz: kadın denilmesini hakaret olarak alan kadın modeli)
Henüz takip ettiği biri yok.