karpuzsever

Durum: 1970 - 0 - 0 - 0 - 21.01.2017 23:37

Puan: 32220 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

This is 2013. First base is anal.
  • /
  • 99

izmir

kadıköy bir şehir olsaydı, sanki izmir'e benzerdi gibime geliyor. ikisi de kurtarılmış bölge gibi, tek oralarda rahat hissedebiliyorum. insanları da rahat zaten; ne ankaradaki gibi aşırı düzenli ve sistematik ne de istanbul gibi kaos içindeler. ortada bir yerde işte. ayı popülasyonunun olmaması, lubunyalar cenneti halinde olması "bence" hoş olmasa da; gecenin 4ünde hiç sorun yaşamadan sokaklardan yürüyerek geçebilirsiniz hani.

zaten her yere yürüyerek gidiliyor, o da ilginç bir şey hani. "çiğdem"ini kapıp asansörden alsancaka kadar falan yürüyosun. * kadıköyde, rıhtımdan modaya yürüyünce bile yorulabiliyor insan, ama izmirde öyle bir şey niyeyse olamıyor.

american horror story hotel

2 ve 3. sezonun başarısından sonra * 4. sezonda bozutan, 5. sezonla da önümüze sade ve sadece lady gaga sunan bir şey haline gelmiştir. her zamanki gibi jenerikleri olduğundan fazla sayko, delice ve harikadır. ama dizide asla bulamazsınız bunları, özellikle bu sezon. sonlarda çılgınlık, ters köşe yaptırcak şeyler beklersiniz; geçmiş sezonlardaki gibi, ama olmaz, olmadı. o kadar şey söyledi yapımcı, çok farklı olucak, daha karanlık olucak gibisinden, hani? bir yanda lady gaganın "yaaaass mamaa come thru!" görüntüsü, diğer yanda birkaç gey sevişmesi seksi, işte aralarda meh detircek vampir hikayesi; belki biraz, başlarda oldukça sıkıcı olan, ama biraz, ilgi çekici olan cinayet kurgusu falan... yetmedi bence, bana.

he bir de, jessica lange yok, 989356545 tane lady gaga olsa neye yarar o olmadıkça.

--- spoiler ---

keşke o matkaplı seks yaratığının olayı da çözülseydi, ben mi kaçırdım, üstünde mi durulmadı, anlamadım yani. bilen biri mesajlasın.

--- spoiler ---

rocky horror picture show

2016'nın sonlarına doğru modernleşmiş haliyle bir televizyon filmi yayınlanacak olan kült müzikal film. 70lerin korku, gerilim, bilim kurgu filmlerinin derlenip içine biraz gökkuşağı serpiştirilmiş halidir. 2016 yapımında efsanevi dr. frank-n-furter ı son zamanlar en gözde, beybisi trans oyuncu laverne cox canlandıracaktır. * ayrıca orjinalini canlandıran tim curry de katılacaktır filme. hastalığından dolayı tekerlekli sandalyede olan oyuncu, filmde de tekerlekli sandalyedeki the criminologist i canlandıracaktır. * merakla bekliyoruz efendim.

one punch man

tek yumrukla bütün canavarları öldürebildiği için sıkılmış, bıkmış, kel kalmış; tek eğlencesi market indirimi falan olan ve gayet "sıradan" bir antreman programıyla bu hale gelen bir kahraman(?) ve diğer anime seriler gibi 3 basamaklı bölüm sayısına ulaşmadan hemen izlemek lazım.* ilkinin bu denli başarısından sonra, ikincinin çıkması kaçınılmaz ayrıca. *

lip sync battle

8 sezondur* rupaul izleyen biri olaraktan gram etkilemeyen lip synclerdir açıkcası. bazılarında kostüm bile yoktur nerdeyse, ayakta durup ağız oynatıyolardır sadece. *ama 2. sezona güzel bir giriş yapmışlardır queen b * ile. umarım daha fazla şov, dans, kareografi olur. *

sinema tarihinin en iyi öpüşme sahnesi

*

bridget jones final mesela? tam da şuanki mevsimlere uygun bir sahne hani. *



brokeback mountain'daki 4 yıllık bekleyişten sonraki hunharca öpüşüşüşü olur mu? *

porno filmde feminen adamın aktif olması

* neden insanlara yanlış geliyor anlamıyorum. illa bir karakter, rol biçilmek zorunda mı yani. sert insan da pasif olur, ki bazılarının hoşuna gider, ama feminen birinin aktif olması öh, pis, sümük, feminenler ölsün, #nofem yazmalar... neyse, uzuvu olan herkes aktif olabilir bence, abartcak bir şey değil sonuçta. *

zerrin egeliler

şıvay zerrin egelileri akla getirtmiştir. *

*

arvellian

ilk defa katılmanın heyecanından olsa gerek, kasıl kasıl kasılmaktan üstündeki dar gömleği patlayarak yırtacağını düşündürtmüştür. ama süt gibi bir çocuk olmasındandır heralde, geek görünümüyle kenarda oturmakla yetinmiştir.* daha fazla açılıp saçılmasını bekliyor olacağım gelecek zirvelerde ve daha çok sohbet etmeyi umut ediyorum, daha az gürültüsüz bir yerde. *

smellycat

doğumgünüsüşüsü öncesi de tanışıp sevdiğim bir insandı kendisi. pek bir sevimli, temiz birine benziyor. * bütün zirve akşamı masadan masaya konsamatrislik yapıp mutluluk dağıtmıştır millete. ayrıca benden 1 yaş küçük olmasına rağmen kim baksa 10 yaş fark var denilcek türden genç, çıtır, dipdiridir. * danslarını göremeden ayrılmış olmam üzdü gerçi ama bir dahakine karşılıklı dans etmeyi bekliyor olacağım.

world of dance

4-5 senedir dünyanın dört bir yanındaki dansçı gruplarının aşırı doz sekronizasyon zehirlenmesi yaşatacak ve mash-up şarkılarla kulaklarını delirtecek düzeyde yarıştıkları yarışma. young ve adult olarak ikiye de ayırmışlardır, özellikle 7-8 yaşındakilerin toplanıp dudak uçuklatan cinsten şeyler yapmaları izlenilesidir. ayrıca asyalıların oldukça başarılı oldukları da görülmektedir bu konuda.



* *

bülbülü öldürmek

(bkz: to kill a mockingbird)

1960 yılında çıkmış harper lee'nin tek romanıdır.** halen amerikadaki ilkokullarda, liselerde zorunlu olarak okutulmaktadır nerdeyse. irkçılık, tecavüz, toplumsal cinsiyet, kadının ve erkeğin yeri gibi halen güncel olan konuları 10 yaşındaki scout isimli tomboy tarzı bir kızın gözünden anlatılmaktadır. hikaye aslında scout'un okula başlamasından önceki yaz tatilinde başlar ve 3 sene boyunca başından geçenleri anlatır, kendi ağzıyla, anlamlandıramadığı şeyleri, karşı eve karşı olan korkusu, bir "hanımefendi" olma sürecindeki düşünceleri, davranışları, uyumsuzluğu ; büyüdükçe anlamlandıracak olması gibi bir süreç. bunun yanında kendisinden 4 yaş büyük abisi jem'in de gelişimi, ergenlik dönemleri, erkek olma aşamaları işlenmektedir. bunun yanında bir zenciyi savunan avukat babası atticus, aile ve ahlak-edep konusundan ahkam kesen halası alexandra gibi karakterler de bulunmaktadır.

ayrıca 1962 yılında 3 oscar ödüllü filmi de yayınlanmıştır.

mad max: fury road

--- spoiler ---

aslında birçok açıdan kötü ama alt mesajları açısından iyi olabilecek bir filmdir. max karakterinin toplasan 1 sayfa etmeyecek kadar repliği vardır, ve en ufak bir kişilik yoktur filmde. diğer karakterler en azından bir amaç, duyguları, kişilikleri vardı. max ise neden geldiği neden gittiği ne yapıp ettiği bilinmeyen, hiçbi açıklama olmadan yaşanan bi ton flashback dışında, oldukça sönük kalmıştır kendisi.

2 saatlik filmin 1,5 saati araba kovalama sahneleriyle geçmiştir. ama sıkılınabilir sahneler değil, oldukça başarılı yapmıştır gene george miller.

filmdeki bütün o petrol, su olayını geç; filmin tek amacı feminizm propagandası gibidir. bu konuda birçok eleştiri yazılmıştır, değildir ya da öyledir, bana göre öyle. anti-patriarkal bir duruşu vardır. bekaret kemerinden, kadının bir mal olarak alınıp kullanılması; tek amacının "üreme" olduğu, hatta onlara kısaca "breeders" etiketi yapıştırıldığı; ölüp ölmemesi önemli değildir, yeterki çocuk doğurabilsindir. vesayre vesayre, yani bu konu, max'in kendisinden daha çok yer doldurmaktadır. sadece süt üreten şişman kadınlar, bi grup butch milf de işin tatlı bir eklentisi olsun. *

--- spoiler ---

mad max

ilki 1979 yılında çıkmış olan ve seri denmeyecek türden 4 filmden ibarettir. seri denmez pek fazla çünkü her filmde geçmiş filme dair bir şey olmuyor. ilk film ile ikinci film arasında bağlantı yok max dışında. olay sadece avustralyadaki petrollerin tükenmeye başlayıp dünyanın alacağı hali göstermektedir. bunların yanında filmin yarısından çoğunu kaplayan araba takip sahneleri vardır ve onu ünlendiren şey de budur.

4. film ise ne bir sequel, ne bir prequel, ne bir remake... dünya aynı dünya, max aynı max, diğer her şey farklı. artık petrol savaşlarının yanına su faktörünü de koymuşlardır. vazgeçilmez olan kovalama sahneleri bütün filmi kapsamaktadır bu sefer nerdeyse.

gidip eski filmlerinin fragmanlarına bakmanızı önermem, çünkü bütün film izlemiş oluyorsunuz, pek bir şey kalmıyor geriye. *

gay ilişkilerdeki en büyük sorun

hetero ilişkilerde "flört" döneminin aylar, yıllar alması; cinsel anlamda yakınlaşmaların çoook sonralar gerçekleşmesine rağmen; gay ilişkilerde bunların hepsi 1 hafta içinde olup bitebiliyor. bulduğu an hemen tüketme çabasında. heterolar gibi ağır ağır hazmederek, birbirini cidden tanıyarak, birbirlerini tüketmeden, halen birbirleri hakkında keşfedecek şeyleri olarak devam etmemektedir. özellikle cinsel anlamda varın yoğunu harcayıp birkaç hafta sonra elinde sunabilecek bir şey kalmazsa bitebilir. zaten karşı taraf da kapı eşiğinde beklediğinden, gitti gidecek hani. çok emek, az tüketim...

belki yasal anlamda bir görünürlüğü, geleceği olmadıklarından umursanmıyordur ilişkiler. tabiki de ilişkilerin tek amacı "evlilik, aile, çocuk" değil, bitti o tür şeyler artık, yani önce heteroların ideallerinden uzaklaşıp aslında bir adamla evlenmeden de 10-20 yıl yaşanabileceğini bilmesi gerekir. "yaşayacağım, tadacağım çok şey var, elveda!" diyebilir; ama 40-50 yaşına gelip basurdan ameliyat olunca yıllar önce bıraktığı o adama geri döner.

ehliyet sınavı

zamanında absürt derecede kolay ve kısa olan sınavın etkilerini şuan trafikte öküzce kullanan insanlar görebiliyoruz. hatta o zamanlar yazılı sınav daha zormuş, motor özellikle falan. peki ya şimdi? yazılı sınav kek gibi olmuştur. motorun ne olduğunu bilmeden ehliyet veriyolardır resmen artık.

o yüzden olsa gerek, bu sene baya değişiklik yapıp milletin "amına komaktadırlar". direksiyon sınavında arabada ayrıyetten 3 kişi olması yetmiyormuş gibi, bi de sizi dışardan zebani gibi gözlemleyen müfettişler koymuşlardır. rampalarda, park alanlarında, belli başlı bölgelere yerleştirmişlerdir ve en ufak, cidden en ufak hatada sınavınızı bitirir. geçen seneye kadar sınavda birkaç hak verirlerken, şimdi taammül yoktur. dubaya dokunduğun, kaldırıma dokunduğun, tek hamlede park ettiremediği, stop ettirdiğin an biter sınav. ister 30 dakika boyunca sorunsuz, harika, kaymak gibi sür, arabayı tam yolun kenarında durdururken o hatalardan birini yaptığın an; tırt...

*

*

avcılar'da müzisyenlere gerici saldırı

hangi müziği çaldıklarını merak ettim. meydanda durup israil top 10 falan mı seslendiriyorlardı? ki öyleyse adam bunu nerden biliyor? belki hristiyan; belki kpop; belki kedi kesmeli kanlı acılı şeyler; hindu tarzı şeyler söylüyorlardır? müzikten rahatsız oluyorsa, ezan sesini mp3 olarak indirip "loop"a alarak dinlesin kulaklığıyla. millet nasıl her gün 5 vakit ezan dinleme özgürlüğüne* sahipse, onlar da kendi müziklerini yapmakta özgür hani, okey? hem sakin ol, rabbin bunları seni sınamak için yolladı, nefsine hakim ol, gelme oyuna ey müslüman! *

dünyanın sonu

seninle başlamıyor ama seninle son buluyor. öldükten sonra dünya varmış yokmuş umrunda değil çünkü yoksun; anlamı, gereği yok. hem herkes kendi farklı dünyalarda, farklı şekillerde yaşıyor. yan komşuyla benim yaşadığım dünyayı bir tutabilir misin? pek değil. o belki dünyanın son günleri olduğunu düşünüp karamsarlıkla dolaşıyodur, bense dünya bitmeyecek diye düşünüp lay lay lom diye geziyorumdur...

bob's burgers

foxta yayınlanan ve hamburger restoranına sahip 3 çocuklu bir ailenin oldukça absürt ve eşsiz karakterlere sahip dizisi. aşırı huysuz ve her şeyi reddederek dolaşan, dükkandan başka pek bir şey düşünmeyen baba bob, ona tezat bir biçimde her konuda heyecanlı ve sıcakkanlı olan karısı linda; her bölümde "butt fetişistliği"ni dile getiren ergenliğin ortalarında olan ve karşıdaki pizza dükkanının sahibinin aşırı gey oğluna olan aşkıyla yanıp tutuşan tina; pis kokulu, en aptalı, en safı, elindeki orgla ya da ses çıkaran ne varsa müzik yapmaya çalışan gene; ve son olarak diziyi izlemek için en büyük paya sahip olan, kafasındaki pembe tavşan kulaklıklı şapkasıyla dolaşıp herkese bağıran, herkesi dize getiren, orjinallikte çığır açmış louise. özellikle sürekli babasına karşı cephe alması, daha ilk bölümden "murderer" diye bağırması ve her bölümde ayrı bir entresan olayla kardeşlerini etkileyip belaya sürüklemesi falan; eşsiz biri sonuç olarak.

shingeki no kyojin

sonunda filmi çıkacak olan manga. animesinde olduğu gibi 2 part tarzı bir şey yapmalarını beklerdim ama birleştirmişler ve tek film yapmışlar. fragmana bakarsak muazzam bir iş çıkarmışlar. titanların o iğrenç vücutlarını ve kocaman ağızları, hele o eren'in titan hali falan, karakterlerin animedekine benzemesi *; becerebilmiş gibi duruyor. ve sanırım orman sahneleri olmayacak; büyük eksiklik.


  • /
  • 99
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1970

gey

gey diye üstelememe rağmen "bazı" eşcinsel arkadaşlarımın inadına "gay" demesi. gay diye yazılınca gay diye okuyorum, olmaz, aslında gey. sanırım gay kelimesi çok evrensel bir kelime olduğu için, yani her dilde kullanılan bir kelime olduğu için kullanıyorlar. ama gey demek daha doğru bence. gay yazıp gey okumak da saçmalık.

top sakal

dokunulası, hacimli, cezbedici kıllar topluluğu.

* *

künefe

yorumları okudukça salyaların ağız kenarından akmasına sebebiyet veren, sıcağı daha makbule geçen, şerbetli bir tatlı.

aktifim ama gay değilim

tunatuan

laf atışlarımı sözlü olarak da belirtmeme rağmen, halen bana sıcak davranan, gülücükler atıp sarılan * tatlımsı bir yazar. bir dahaki zirvede tekrar görüşmek ve daha fazla kaynaşabilmek dileğiyle.

rimming

sözlük yazarlarının evde kalmış gay kurusu olma nedenleri

bu lafı söyleyenlerden haz etmem. herkes bir arayışta, herkes bi depresyonda. arıyorum bulamıyorum, şöyle böyle olmalı, kıçı şöyle, boyu böyle, işlevleri bıdı bıdı bıdı bıdı. hay kaltak ibne, sen ne sunabileceksin de kriter koyuyosun ya? psk arkadaşımızın da dediği gibi, o uygulamalar, o kadar aşağlayıcı, sömürücü, nefret kusulası bir yerki. herkes kendi sikini altın kaplama, hatta altın kaplama yetmemiş üstüne kristaller döşetmiş falan sanmaları. önce şu, muhtemelen türkiyedeki bi %80-90 ibne; ilişki, sadakat arıyorum diyip, önüne gelenle sikişip, yetmezmiş gibi ilişkileri varken bi piçlik yapmışlardır. ama kimse kendine toz konduramıyor. anca ağlıyolar, sızlanıyolar. o kadar sahte ve yapmacık ki...

tamam, hak da veriyorum. elbette evde kalmayı haketmeyen insanlar vardır, mutlaka, mükemmel olanlar, hatta mükemmel olduğunu bilmeyip ona mükemmel olduğunu anlatacak birisi, birileri... ama yukarıda anlattığım "insan yiyen insancıklar" yüzüne, onlar da malesef samanlıkta iğne ararmışcasına ilişki arıyorlar, evde oturup nutella kaşıklayarak bu tarz benim izliyolar, rimelleri aka aka. türkiyedeki bozuk eşcinsel toplumun düzelmesini bekleme, ömrün yetmeyebilir, kendini düzeltmeye çalış. he, düzeltilmeye ihtiyacım yok harikayım diyosan, e o zaman niye evde kaldın? yukarıdaki 2 sebepten biridir muhakkak.

daha lafım bitmedi editi: o uygulamalara tekrar dönersek. tekrar o insancıklara dönersek. sonra bunu heteroseksüel toplumu da katarsak. boşanma oranlarını falan da katarsak. sonuç, her şeyin kolay ulaşılabilir olması, insanlardaki değeri ve sadakati öldürüyor. kapitalist insancıklar gibiler, emek verenleri sömürüyolar, uğraşanları sömürüyolar... üzgünüm valla, şu zamanda bir çoğu sik dışında bir şey düşünmüyor. sorry about that.

ayı sözlük yazarlarının penis boyları

fasıl gecesi kimde kalınacağı sorunsalı

+merhaba. - göz kırpar, sırıtır -
"merhaba canım" - o da sırıtır, hınzır hınzır -
+rahat edebileceğimiz bir evin var mı? - parmakları adamın gömleğinde dolaşır -
"sana her zaman kapım açık" - hınzırlığın dibi.hormon kokusu -
+gelin arkadaşlar ev buldum! - arkadan 10-20 sözlük yazarı gelir -

tarzı bir taktik de uygulanabilir. *

ayı sözlük yazarlarının yaşları

gusül abdesti alan geyler

allahuekber wuhuu

looking

umarım son sezondur diye umduğum dizidir kendisi. komik değil, dramatik değil, eğlenceli değil. düz bir çizgide "hayattan" eşcinseller. sağolsunlar, geylerin "cinsellik" dışında en ufak bir şeyden bahsetmediklerini, yapmadıklarını gösterildiği dizi.* paddy karakterinin varlığı bile, diziyi izlememek için büyük sebeplerden. bu kadar kezbanlığa, aptallığa, saflığa, pimpirikçiliğe gelemedim. ve asla sex and the city ve girls dizisi ile karşılaştırılmamalı. onlar gibi asla olamazlar, yetişemezler, efsane olamazlar... 2 sezonluk the new normal bile bundan daha fazla şey katmıştır bence. *

ne akılda kalıcı cümleler, ne akılda kalıcı karakterler, ne büyük olaylar. adın da belli olduğu üzere, bütün dizi "aramakla" geçecek, ama hiçbi yere varılmayacak. fazla gerçek.

ramazan nedeniyle onur yürüyüşüne katılmamak

tek beni sevsin istediğiyle yatsa da olur'cu model

güçlü, sağlam, düzgün, anlayışlı ve emek vermişliğe, yaşanmışlığa, zaman harcanmışlığa dayalı bir ilişkiye sahipse; cinsel anlamda denenebilecek, yapılabilecek her şeyi yapıp kendinizde keşfedecek bir şey kalmadıysa*; mümkün olabilir "belki". becerebilenler, yapanlar var mı? var. ama adam gidip başkalarıyla sikişip sana gelince "kalkmıyosa"*; yanındayken growlr, hornet fıldır fıldır dolaşıyorsa (tabi oralarda sevgilisiyle fotosunu koyup ilişkisi olduğunu söylemektedir, neyse, bu ayrı bi konu)*; daha 2-3 aylıkken böyle bir şeyi teklif ettiyse*; planlarınızı koli için iptal edebiliyorsa* falan filan... kendini aşmış, tanımış, tamamlanmış, mutluluğunu hiçbi şey bozamıyorsa; iki medeni insansanız; ya da cidden gerizekalı saftirik biriyseniz; olabilir yani. *

(bkz: kocam değil mi ister döver ister siker insanı)

bi de bunu tatlandırıp, ballandırıp, bi bok becerdiğini sanarak etrafa anlatanlar vardır. "ya canım biz çok medeniyiz, bak ne kadar mutluyuz, biz mutluysak siz de yapabilirsiniz." diyerek ne kadar modern, avrupai ve erişkin bir çift olduklarını kanıtlamaya çalışabilirler. *