karpuzsever

Durum: 1970 - 0 - 0 - 0 - 21.01.2017 23:37

Puan: 32220 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

This is 2013. First base is anal.
  • /
  • 99

the descent

klişeydi. yaratıksız korku/gerilim yapılamıyor mu artık? paranormal activityden sonra piyasa çöktü ve orjinal fikir tükendi sanki. aynı şeyleri, farklı mekanlarda, daha iğrenç görüntüye sahip yaratıklarla yapıyo gibiler. ama en azından bu seferki aptal, bir şey beceremeyen karakterler değil, dişe diş savaşan tiplerdi.

--- spoiler ---

mağarada insanlığından çıkıp yaratıklaşan filmler görmedik mi? the hills have eyes benzeri şeyimsi gibimsi falan... ayrıca o kadar insanlıktan çıkıp ortama adapte olup evrimleşen insanlar, nasıl olur da "çocuk yaratığı" ölünce güzelim saçlarıyla* gelip duygulanabilir?

hem ayrıca daha ilk saniyeden belliydi kaltak holly'nin o adamla bir şeyler karıştırdığı, o bakışlar, gıybetler, adamın soğukluğu... ve holly'nin neden herkesi bilinmeyen bir mağaraya getirdiği tam olarak cevaplanmadı bile. kocanla aldattım, konuşulabilecek en uygun yer kimsenin bilmediği bir mağara. nays... *

en azından cinli, dini, şeytanlı şeye bağlamadılar sonunda, ona sevinebiliriz. hem hiçbirine tecavüz de etmediler, bu da ilginç yani; normalde mutlaka bir şekilde cinsellik oluyordu korku filmlerinde.

fragmanı daha etkileyiciydi hatta, susuzluk, klastrofobi falan saydırıyodu. ama kimsenin şikayet ettiği olmadı hani psikolojik anlamda.

--- spoiler ---

ikinci filmin fragmanının, başka karakterlerle aynı şeyi işlediklerini ve ilki kadar pozitif yorumlar almadığını görünce; izlemeye gerek yok sanırım. ayrıca, bu filmi alien'la karşılaştırmak, hatta aynı cümle içinde kullanmak, bahsi geçmek o kadar saçmaki. alien yahu, kim kafa tutabilir.

stonewall

bu sene çıkacak olan filmine karşı boykot kampanyaları başlamıştır. aşırı beyaz vari bulunmuş ve isyanlardaki zenci hareketine fragmanda nerdeyse hiç rastlanmamasından dolayı, oldukça çok negatif tepkiler görmüştür. ayrıca sadece geyler oluşu ve transların, dragların olmayışı da bu tepkileri de arttırmıştır. umarız fragmanı kadar beyaz vari olmayıp şaşırtır. *

the butler

2013 yapımı, siyahı haklar tarihini anlatan ve baya uzun bir dönemi kapsayan dram filmi. 8 amerikan başkanlığı döneminde beyaz sarayda kahya olan bir zenci adamın etrafında geçiyor olaylar. 1920lerde çocukken ailesiyle pamuk çiftliğinde çalışmasıyla başlayan film, 2008 obama seçimlerine* kadar geniş bir zamanı kapsamakta. diğerlerinden biraz farkı, saray içindeki başkanların tavırlarını, duruşlarını ve politikalarını da içermektedir... ama tabi film çok fazla detaya inememektedir, sadece 2 saate 80 yılı sığdırabilmek açısından.

her sene mutlaka böyle siyahi insanların mücadelesine dair filmler çıkmaktadır ama bunun ne faydası olduğu bilinemez çünkü polisler halen zencileri öldürmeye devam ediyorlardır. hatta belki kışkırtıcı etki bile yapabilir bu filmler. ama artık kölelikten başlayıp murada erme tarzı aynı konulara sahip filmler yapmayı kesip, zenci hareketinin başka taraflarına yönelmeleri gerekli bence, hani.

süt

vallaha o kadar sene sudan çok süt içmiş biri olaraktan bir faydasını gördüğüm söylenemez. 190 boyunda, kemikleri güçlü, bağışıklık hödösü tavan bir insan olmadım. aşırı dozdan geri teptiyse bilemeyeceğim. içinde hiçbi bok bulunmayan kapalı süt de değil hani, bildiğin ineğin memesinden emercesine falan... ama süt gibi bir çocuğum, valla bak, yeminle! *

postmodern jukebox

gatsby tarzı coverları beni çıldırtır derecede muazzam olup ruhunuzu doyuran cinsten şeyler yapan topluluk. hatta güzel şarkıları daha da güzel yaptıklarında, bi nevi ruhsal orgazm yaşıyorsunuz. bütün vücudunuza dokunup oturduğunuz yerde kıvranıyorsunuz. touch this skin, darling. touch all of this skin!

young and beautiful :

habits :
*
criminal :
*
stay with me :
*

tek beni sevsin istediğiyle yatsa da olur'cu model

güçlü, sağlam, düzgün, anlayışlı ve emek vermişliğe, yaşanmışlığa, zaman harcanmışlığa dayalı bir ilişkiye sahipse; cinsel anlamda denenebilecek, yapılabilecek her şeyi yapıp kendinizde keşfedecek bir şey kalmadıysa*; mümkün olabilir "belki". becerebilenler, yapanlar var mı? var. ama adam gidip başkalarıyla sikişip sana gelince "kalkmıyosa"*; yanındayken growlr, hornet fıldır fıldır dolaşıyorsa (tabi oralarda sevgilisiyle fotosunu koyup ilişkisi olduğunu söylemektedir, neyse, bu ayrı bi konu)*; daha 2-3 aylıkken böyle bir şeyi teklif ettiyse*; planlarınızı koli için iptal edebiliyorsa* falan filan... kendini aşmış, tanımış, tamamlanmış, mutluluğunu hiçbi şey bozamıyorsa; iki medeni insansanız; ya da cidden gerizekalı saftirik biriyseniz; olabilir yani. *

(bkz: kocam değil mi ister döver ister siker insanı)

bi de bunu tatlandırıp, ballandırıp, bi bok becerdiğini sanarak etrafa anlatanlar vardır. "ya canım biz çok medeniyiz, bak ne kadar mutluyuz, biz mutluysak siz de yapabilirsiniz." diyerek ne kadar modern, avrupai ve erişkin bir çift olduklarını kanıtlamaya çalışabilirler. *

hallelujah

the o.c.'nin 3. sezon finalinde çalarak çok göz yaşları döktürmüştür zamanında.



ilk defa 1. sezon sonunda çalarak duyurmuştur kendini bana aslında.

hiçbiriniz bi the bear from far olamadınız. özlettin be usta, sen yokken buralar hep çaylak troll doldu.

dutchbear

yavuz sultan selim köprüsü

marmaray ve metrobüsler ne kadar etki yaptıysa trafiğe o derece etki yapacaktır. * hani en basit ve sade biçimiyle düşünürsek; istanbula yapılan hiçbir ulaşım yatırımı trafiği azaltmayacaktır bu denli nüfus arttığı sürece. konu kilit yani.

zonguldak'ta iki kişinin cinsiyet değiştirmesi

zonguldak olduğundan emin miyiz, kesin mi? orayı da mı etkilemiş ibneler, oysa önceden ne arar la zonguldakta. hadi bartın, tunceli, niğde* anlarım da; zonguldak çok bozmuş.

ileri derece oral ilişki haramdır

bamyanın elzem, patlıcanın yasak olduğunu ima eden beyandır. *

ayrıca şu karikatürü akla getirtmiştir, su yerine pipi koyarak okursak. *

bearhairy'nin yaprak sarmaları

tabiki de beyaz pirinçten yapmadı o sarmaları. yani bana bir dahaki buluşmamızda beyaz pirinçten yapmamasını diliyorum; bir köylü olaraktan etli yapmasını isterim hani, köy etidir lezzetlidir. sanki anasının karnından pirinçle çıktı!? * ayrıca hangi ara sarma yaptığını idrak edemedim, otobüste sarıp asfaltta mı pişirdi? peheyt, duyan da işsiz güçsüz sanır.

ayı sözlük ikinci heybeliada zirvesi

gelmeyi düşündüğüm, ama o kadar hamurlu yiyecek olduğunu duyunca suratımın ekşidiği doğrudur. * ya da dergiyle alakam olmasa bile düşünüyom hani halen gelmeyi. beyaz unsuz, saf şekersiz ve bimden alınmış soleysiz bir şey yapsam yiyen bulunur mu? ona göre... **

ok diyen insan modeli

bi de bunun bir üst derecesi "peki" vardır. "artık daha fazla yazma, ilgim dışısın, git kenarda öl" ün kısaltılmış hali.

47 numara ve 40 numara ayakkabının aynı fiyata satılması

çocuk giysilerinin, olgun insan giysileriyle aynı ya da daha yüksek fiyata satılmasıyla da benzer bir şeydir. *

crocs

(bkz: tupperware)

neden mi? çünkü ikisi de aptalca bir fiyata sahip. tuvalet terligini ya da plastik su sisesini bu kadar fiyata satınca insanlar "pahaliysa kalitelidir hödö hödö" diyip satin aliyor. igrenc olmalari ise başka bir konu, yeterki pahali olsun bosver cirkinligini, "pahali giydigimi herkes görsün bilsin. gereksiz seyler alacak kadar param var okey?" *

akran zorbalığı

kırılması zor bir döngüymüş gibi. muhtemel çocuk evde kavga, gürültü, şiddet görüyodur. ve bunu sorgulayıp kavraması ilkokul dönemlerinde biraz zor olduğundan, onlar gibi davranmaktadır. okula başlayana kadar melek gibi olup okula başladıktan sonra pisleşen bi ton çocuk var. ortaokulda tavan yapıp lisede ya düzelir ya da ciddi anlamda daha beter hale gelir. üniversitede bile halen zorbalığa devam ediyolarsa, kafaları 12 yıldır gelişmemiş demektir. bunun çözümü tek bir yerden başlamaz sanırım. aile ve okul entegre bir şekilde olmalı ve tabiki tek faktör bu değil. halen "mahalle kültürü" denen şey önemini sürdürüyor ve çocuk üstünde bazen ailesinden çok daha etkili olabiliyor.

ben zorbalık yaşamadım, ya da görmedim duymadım umursamadım, ama ilkokulda yaşayan bir arkadaşım vardı. her gün laf yerdi, "kız gibisin" "kıvırtıyosun" "nazik, yumuşaksın" "light erkeksin" * sonra bu çocuk liseye başlayınca heralde değişme gereği duyup kendini kandırmaya, kasıntılaşmaya, kendini gizlemeye başlamıştır. ve şimdi de, üniversitede, bu kapanışlığın pek sağlıklı olmayan bir patlayışı görülmektedir. az biraz sorunlu, daha kendini yeni kabullenmiş ve keşfetmiş bir insan olaraktan.

happy moon's

ayran'ın 5 lira olduğu mekandır. çünkü isviçre'nin dağlarında yemyeşil otlaklardaki ineklerden sağılan sütle yapılan yoğurdun, en ufak katkı maddesi olmadan, plastik kaba koymadan, resmen oradaki inek yetiştiricilerin gelip masanıza sunduğu ayrandır. yani verdiğiniz paraya değer. *

minnakdipnot: oysa mutfakta dost ayranı bardağa döktüklerini herkes biliyor.

(bkz: aptalca pahalı olan mekanlar)

bir erkeğin en güzel olduğu an

bir şeye odaklandığı, hiçbir şeyi farketmediğinde suratına bir şey fırlatıldığı an. **

not: kadınsıyım.
  • /
  • 99
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1970

gey

gey diye üstelememe rağmen "bazı" eşcinsel arkadaşlarımın inadına "gay" demesi. gay diye yazılınca gay diye okuyorum, olmaz, aslında gey. sanırım gay kelimesi çok evrensel bir kelime olduğu için, yani her dilde kullanılan bir kelime olduğu için kullanıyorlar. ama gey demek daha doğru bence. gay yazıp gey okumak da saçmalık.

aktifim ama gay değilim

full aktif

hapşırırken sıçmak

tunatuan

erkeğim, kocacım gibi lafları ağzından düşürmeyen, daha önce de dediğim gibi sekskolik, fetiş bir arkadaşımızdır kendileri. karşı masadan kucak dolusu sevgiler yolluyorum ona, kasmaya devam. tdk'da staj görüyormuş ayrıcadan (bkz:#107588)

rimming

ayı sözlük yazarlarının penis boyları

sözlük yazarlarının evde kalmış gay kurusu olma nedenleri

bu lafı söyleyenlerden haz etmem. herkes bir arayışta, herkes bi depresyonda. arıyorum bulamıyorum, şöyle böyle olmalı, kıçı şöyle, boyu böyle, işlevleri bıdı bıdı bıdı bıdı. hay kaltak ibne, sen ne sunabileceksin de kriter koyuyosun ya? psk arkadaşımızın da dediği gibi, o uygulamalar, o kadar aşağlayıcı, sömürücü, nefret kusulası bir yerki. herkes kendi sikini altın kaplama, hatta altın kaplama yetmemiş üstüne kristaller döşetmiş falan sanmaları. önce şu, muhtemelen türkiyedeki bi %80-90 ibne; ilişki, sadakat arıyorum diyip, önüne gelenle sikişip, yetmezmiş gibi ilişkileri varken bi piçlik yapmışlardır. ama kimse kendine toz konduramıyor. anca ağlıyolar, sızlanıyolar. o kadar sahte ve yapmacık ki...

tamam, hak da veriyorum. elbette evde kalmayı haketmeyen insanlar vardır, mutlaka, mükemmel olanlar, hatta mükemmel olduğunu bilmeyip ona mükemmel olduğunu anlatacak birisi, birileri... ama yukarıda anlattığım "insan yiyen insancıklar" yüzüne, onlar da malesef samanlıkta iğne ararmışcasına ilişki arıyorlar, evde oturup nutella kaşıklayarak bu tarz benim izliyolar, rimelleri aka aka. türkiyedeki bozuk eşcinsel toplumun düzelmesini bekleme, ömrün yetmeyebilir, kendini düzeltmeye çalış. he, düzeltilmeye ihtiyacım yok harikayım diyosan, e o zaman niye evde kaldın? yukarıdaki 2 sebepten biridir muhakkak.

daha lafım bitmedi editi: o uygulamalara tekrar dönersek. tekrar o insancıklara dönersek. sonra bunu heteroseksüel toplumu da katarsak. boşanma oranlarını falan da katarsak. sonuç, her şeyin kolay ulaşılabilir olması, insanlardaki değeri ve sadakati öldürüyor. kapitalist insancıklar gibiler, emek verenleri sömürüyolar, uğraşanları sömürüyolar... üzgünüm valla, şu zamanda bir çoğu sik dışında bir şey düşünmüyor. sorry about that.

ayı sözlük yazarlarının yaşları

fasıl gecesi kimde kalınacağı sorunsalı

+merhaba. - göz kırpar, sırıtır -
"merhaba canım" - o da sırıtır, hınzır hınzır -
+rahat edebileceğimiz bir evin var mı? - parmakları adamın gömleğinde dolaşır -
"sana her zaman kapım açık" - hınzırlığın dibi.hormon kokusu -
+gelin arkadaşlar ev buldum! - arkadan 10-20 sözlük yazarı gelir -

tarzı bir taktik de uygulanabilir. *

allahuekber wuhuu

tek beni sevsin istediğiyle yatsa da olur'cu model

güçlü, sağlam, düzgün, anlayışlı ve emek vermişliğe, yaşanmışlığa, zaman harcanmışlığa dayalı bir ilişkiye sahipse; cinsel anlamda denenebilecek, yapılabilecek her şeyi yapıp kendinizde keşfedecek bir şey kalmadıysa*; mümkün olabilir "belki". becerebilenler, yapanlar var mı? var. ama adam gidip başkalarıyla sikişip sana gelince "kalkmıyosa"*; yanındayken growlr, hornet fıldır fıldır dolaşıyorsa (tabi oralarda sevgilisiyle fotosunu koyup ilişkisi olduğunu söylemektedir, neyse, bu ayrı bi konu)*; daha 2-3 aylıkken böyle bir şeyi teklif ettiyse*; planlarınızı koli için iptal edebiliyorsa* falan filan... kendini aşmış, tanımış, tamamlanmış, mutluluğunu hiçbi şey bozamıyorsa; iki medeni insansanız; ya da cidden gerizekalı saftirik biriyseniz; olabilir yani. *

(bkz: kocam değil mi ister döver ister siker insanı)

bi de bunu tatlandırıp, ballandırıp, bi bok becerdiğini sanarak etrafa anlatanlar vardır. "ya canım biz çok medeniyiz, bak ne kadar mutluyuz, biz mutluysak siz de yapabilirsiniz." diyerek ne kadar modern, avrupai ve erişkin bir çift olduklarını kanıtlamaya çalışabilirler. *

ramazan nedeniyle onur yürüyüşüne katılmamak

looking

umarım son sezondur diye umduğum dizidir kendisi. komik değil, dramatik değil, eğlenceli değil. düz bir çizgide "hayattan" eşcinseller. sağolsunlar, geylerin "cinsellik" dışında en ufak bir şeyden bahsetmediklerini, yapmadıklarını gösterildiği dizi.* paddy karakterinin varlığı bile, diziyi izlememek için büyük sebeplerden. bu kadar kezbanlığa, aptallığa, saflığa, pimpirikçiliğe gelemedim. ve asla sex and the city ve girls dizisi ile karşılaştırılmamalı. onlar gibi asla olamazlar, yetişemezler, efsane olamazlar... 2 sezonluk the new normal bile bundan daha fazla şey katmıştır bence. *

ne akılda kalıcı cümleler, ne akılda kalıcı karakterler, ne büyük olaylar. adın da belli olduğu üzere, bütün dizi "aramakla" geçecek, ama hiçbi yere varılmayacak. fazla gerçek.

gusül abdesti alan geyler