sabah sabah sevgili koynundan çıkıp işe gitmek
ahh ahh sevgilim yanımda olaydı da yanından kalkıp işe gitmesi kalaydı.
fikir intihali
son zamanlarda canı sıkkın olsa dahi yüzünden gülümsemesini eksik etmemiş , samsun zirve ye gelmesini çok istediğim zirve bahane benim görmek istediğim, gördüğüm an pos bıyıklarından öpeceğim kişi.
serdar ortaç
ne kadar beğenmesekte her yaz şarkılarıyla ortalığın a. koyan kişidir. demet akalının erkek versiyonu.
çocukken hayal edilen tanrı şekli
sabah ereksiyonu
kişiden önce dimdik ayakta olan uzvun sabah ki duygu yoğunluğuna verilen isimdir. erekte olmuş uzun volkanik patlamalar yapmazsa bir süre halini koruyabilir. yataktan çıkmadan işi halletmeli ya da doğru duşa gidilmelidir.
anne özlemiyle dinlenen şarkılar
yaşar kurt-korkuyorum anne
yazarların bugün nasılım sorusuna verdikleri cevaplar
iyi değilim. darmadağınık bir haldeyim. ellerim titriyor yazarken. kahvem buz kesmiş. içiyorum. ağzımın tadı yok. sigaram bitmek üzere ve ben birazdan ofisten çıkıp 1 paket sigara daha alacağım. gece nasıl geçecek onun düşüncesi kapladı içimi. uyku da tutmaz büyük ihtimal. bi kaç soğuk kahve daha içer sabahı getiririm diye düşünmekteyim. elimde de çok proje vardı zaten. en azından onları çizerim. bugün böyleyim, biraz yorgun, biraz umutsuz, biraz kırgın. dolmuşa binip, kafamı o soğuk cama dayadığımda günün özeti geçecek gözlerimin önünden yine keyfim kaçacak ister istemez. bugün garibim, anlaşılması zor. düzelecek.
hivron
bayıldığım grup. bablisok şarkısıyla tanıdım. tanıdıkça daha çok sevdim.
gelmiş geçmiş en iyi türkçe dizeler
bende tarçın sende ıhlamur kokusu
yürürüz başkentin sokaklarında
bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi
üstünde iki yonga: çarşamba, bir de cuma
ayrılık lafları etme sevgilim
önümüz temmuz önümüz ağustos nasıl olsa
kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz
sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da
kimi zaman neden kalabalığın içinde duruyoruz da
kimi zaman bir köşe arıyoruz en sapa
işimiz mi yok, şu akay'a sapalım istersen
istersen garson girelim ilkyazın gazinosuna
börekçi! diye bağır istersen şurda
kısmet çıkar -sanırım- emek'te oturan kıza
abiler! abiler! diye bir şey satayım ben
mendilim kalmamış kağıt peçete yok mu çantanda?
üç peseta gibi bir paraya dondurma yemiştim
madrid'te yemiştim, ve çatılardan kanguru akıyordu
londra'da
seversin mi beni, doğru söyle ama? - sigara?
ne eflatun etin var, yanarca mı yanarca
inan selimiye'nin minareleri gibisin
her seferinde başka yoldan çıkılır nirvanaya
cemal süreya
gelmiş geçmiş en iyi türkçe dizeler
benim yüzüm bir bayram telâşıdır
küller ve biraz da deniz artıklarıyla
ben ki çocuklarla büyüdüm ve
(bu yüzden uzundur ya biraz kollarım)
bir denizde bir akşam gittim ölümü
yosunlar rüzgârlar gözleriyle balıkların
hâlâ saçlarıma takılmış bulurum
bir balığın pullarını ve tuzu
şimdi bir yolu yürüyoruz ya seninle
birden üçüncü sınıf bir lokantadayız işte
bir kadın senin ağzınla gülüyor ve
ne mutlu ne mutsuz.
nedir mi mutluluk diyorsun
bir eylülü gitmek belki de böyle
(eylül ki en kanayan aydır tarihte)
ve birden o adam gösterisine başlıyor
yırtılan sesiyle.
sanki sarı beyaz kara
sanki bütün ırklar birlikte bağırıyorlar
ve sanki insanlığın hali.
ve soruyorum kendi kendime
lokantalar neden insanlığın haline benzer
böyle bir dünyadayız işte yürüyoruz yürüyoruz
ağzımdan diyordum daha çok ağzımdan öp beni
insan yaşarken bilmez yaşadığını.
sözlük yazarlarının en seksi yerleri
taşaklarımla göt lalem arasındaki mükemmel boşluk.
ayı sözlük itiraf
size masum olmadığımı söylemiş miydim?
zamanın çok acımasız olduğunu?
insanların çok güçsüz olduğunu ve masumiyetin artık parayla satıldığını?
sadece ben masumum sanırdım bir zamanlar. daha ufaktım. kuzenim koynuma girdi. sonra içime. masumiyet o anda çarşafın içinde kayboluverdi. ağladım. iç çamaşırımı oyuncak küreğimle kumlara gömdüm. ağladım. sonra masumiyet denilen şey hiç hayatımda olmadı. beyaz yalanlar siyahlara dönüverdi. pembelere zaten yer yoktu. yıprandım. akraba denilen kavramdan nefret ettim. her birini hayalimde öldürüp öldürüp dirilttim. parçalandım. parçalarım hayallerim oldu. hayallerim umutlarım. dik duramadım. eğildim karşımdakilere. çocukluğumun acısı geçmemişti işte. büyüdüm, büyüdükçe hırçınlaştım. hırçınlaştıkça can yaktım. canımın acısı yine geçmedi inanın. siyahlara büründüm bir süre. kilo alıp alıp verdim. gülemedim. canımın acısı sigara izmaritleri sapladı bileklerime. kendi canıma kıyamadım. o an vazgeçtim hayattan. kan görebilecek cesaretim yokken, başka kanlar uğruna savaşmamalıydım. dayanamadım. aşka inandım. kayboldum içinde. kanımı görebildim belki de ama elimdekilerden mahrum kaldım. öldüm öldüm, dirilmeden tekrar öldüm.
bdp heyetinin karadeniz turu
yazdığım yazıya eksi oy alsamda doğruluğu onaylanmış tur olmuştur. trabzona gelemeden topuklamışlar ve ankaraya gitmişlerdir. tüh! karadeniz özgür olamicak.
duyulduğunda küfür ettiren reklam replikleri
alllllll beni alllllllll..
bdp heyetinin karadeniz turu
sinop'tan sonra samsun'da yaşanan olayları baz aldığımızda özgür bir karadeniz yalanını pek inandıramamış partinin karadeniz turu.
en beğenilen film replikleri
yeri gelecek buz gibi yaraklar yiceksin.(şahin k)
kıçını parmaklamak
sıkıldığın zamanlarda ne yapacağını düşünürken ve pofhhh larken uzaktan bir ses gelir 'kıçını parmakla'.
fikir intihali
o benim bebeğimmmm yahu. öperim öperim falan hani.
orgazmdan daha zevkli anlar
eski sevgiliyi tanımlayan kelime
bensiz anlam ifade etmeyen insanlar topluluğu.