loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9670 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

yazmak

yazmak yıkanmaktır. yazmak özgürlük ve yazmak kimi zaman kusmak. yazmak kaçış, ardına bile bakmadan bazen. yazmak gün geliyor sessizliği bozmak belki de aksine sessizliğe boyun eğmek. yazmak mukaddes bir eylem ve yazmak masumiyet, naiflik ve bütün mevzuya inat nezaket. yazmak...

gece okunan şiirler

edip cansever'in harikulade bir mensur manzume gibi duran tahkiyeli şiiri çağrılmayan yakup. ikinci yeni akımına inatmışçasına, sanki beni bağlamazsınız istediğimi yazarım demek için yazmış da yanlışlıkla süper bir şey ortaya çıkmıştır. tavsiye ederim.

öpünce geçer

yetişkin iki erkekten biri diğerine bir sebepten dolayı -günlük hayatta büyüdüğünde unutursun deyip sallanmayan küçük durumlar- öpeyim de geçsin aşkım deyince pek bir alımlı olur. bu sebepten söyleyiverir insan 'öp de geçedursun. geçmezse tekrar öper misin?'. çamura yatmak, bir sonrakini garantiye almak gibi bir şey. insanoğlu çiğ süt emmiş anacım.

aslan burcu

gururu onu bitirir. gururu en büyük çıkmazıdır. bir yengeç asla ama asla aslana yakınlık duymamalıdır. üzülür. onun hükümranlığı altında ezilir, büzülür, yok olacağını anladığında kendiyle birlikte aslanı da yakar. bitirir. ilişki biter ama etkisi 'ulan ne yaşadım ben böyle ?' dedirtir, iki tarafa da. heyhat! beni hep aslanlar buluyor sözlüğüm, hep aslanlar. aslan gibi gelip kesi gibi oluyor gittiklerinde. ve bu git- fiili söz konusu olduğunda yengeç pişman olsa da aslan geri dönmez. bu da önemli bir husus.

3 idiots

bugün tam olarak saat yediyi on üç geçe izlemeyi bitirdiğim, izlerken kah ağlamak kah gülmek kulvarlarında sayısız helak olmayı kazandığım film. bu tuhaf ve anlaşılmaz tanımdan sonra;

film dostluk bağı, yaşamın neden anlamlılığı, aşk ve neredeyse görülmeyecek incelikte bir kapitalist sistemin rekabet eleştirisini bünyesine alıp yoğurmuş. mühendislik nedir ne değildir ve mühendis kim olabilir sorularına da çok güzel yanıtlar veriyor. ağladığım ilk sahne daha filmin yönetmenin kendini boynundan tavana astırdığı güzelim mühendisin intihar sahnesiydi. buna benzer yine bir mühendisin üçüncü kattan kendini atıp intihar ettiği sahnede ağlattı. velhasılı kelam ağlıyorsun arkadaş. yengeç ve balıksan helak oluyorsun. haa gülmekten yarıldığın ve tebessüm etmekten, mutlu ve memnun olmaktan da yoran bir film. hemen her karesi usatalıkla işlenmiş. hayli uzun olmasına rağmen hiç sıkılmadan izleyebilirsiniz. ama filme tuvalet molası vermek ihtiyacı doğabiliyor.

bir diğer muhteşem/harikulade film için lütfen çekinmeden:

(bkz: the fall)

kürk mantolu madonna

bir kitapta ağlama tecrübesi yaşamak istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim. fakat diyeceklerim var ey okur! şayet tahammül sınırın yüce değilse raif efendi'nin pasif, kabullenici ve hiç bir surette reddedici olmayan kişiliği sizi çıldırtabilir. ta ki gerçeği öğrenene kadar. bir maria puder bir raif efendi'yi nasıl mahveder vesikasıdır bu uzun hikaye. (s. ali roman değil, uzun hikaye demiştir bu uzun hikayesine.) ağladığım sahnelerden biri, raif'in maria'dan olan kızını hayatında ilk defa -ve son defa- gördüğü sahneydi. okumak, okumak ve okumak... unutmamak gerek. acı nasıl çekilir görmek gerek.

arap sabunu

yeni nesil burun kıvırır ancak en iyisinden bir akdeniz 'arap' sabunu karşısında, şimdikilerin şampuanları halt eder. hala kullanırım. tabi arap sabunu öyle her zaman hoş da kokuyor değildir. üstüne şampuan. kepek oranı daha bir azalıyor. zaten nereden çıktı bu kepek? yüce sabun!elbette şampuan icat edildi saç derisinin mertliği bozuldu.

charles baudelaire

büyük adam. büyük şair. gezeğen ruhlu erkek. bir zamanlar çıkan k dergisiyle tanışmıştım. unutmadım bir daha. unutulur mu tanrı aşkına. andre gide ile bir aşk macerası olmuştur. kafası atmış toplum içinde gide ı eşeğin uzuvlarıyla tanıştırmış rezil ü risva eylemiştir. kaçtığı afrika'da gencecik yaşta sizlere ömür.

at avrat silah

üçü de bel/erk ile ilişkili göçebe hayat kalıntısı inanç.
koy beline silahı, atla ata, al önüne avradı oh ne ala memleket. orta asyalardan böyle geldik biz evlat diyü ağlaşır ccc-ciler.
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

yüksek lisans

master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

samatya

istanbul'un fatih ilçesine bağlı bir semt. yakın zamanda önemli oranda ermeni ve rum nüfusuna sahip bir semtti. son dönemlerde öldürülen yaşlı ermeni kadınlarla adı duyulmuştu. *

grave of the fireflies

isao takahatanın 1988'de yazıp yönettiği ve en güçlü savaş karşıtı filmlerden sayılan animasyonu.

https://www.imdb.com/title/tt0095327/

* açlıktan ölen setsuko'nun seita(abisi) deyişi hafızama kazınacak nadir repliklerdendir ki içinde koca bir savaşı, ikinci dünya savaşını barındırır bu replik.

begüm

timurun soyundan gelen hatunların kullandığı ünvan.

türklerde ve türk-moğol devletlerinde kast sistemi yoktur ancak herkesten farklı olarak bir hanedan vardır. ve hanedana en çok destek çıkanlar. hanedan devleti yöneten aileye deniyor ve türklerde bu kişiye han deniyor. ve han'ın karısına da hanım deniyor. timur imparatorluğu denilen zaman diliminde durum kast sistemini anımsatacak denli karışık. timur bir beydir. her ne kadar han'ı avucunun içinde oynatsa, devleti ve dünyayı kendi istediği gibi yönetse de han değildir. neden mi? çünkü han, kan bağını gerektiren bir şey olup cengiz han'ın kanından olanlarca kullanılabilen bir ünvandır. timur ise halktan bir çocuk. nasıl kullansın? onun asıl ünvanı beg'dir. ve eşinin ismi de begüm. hanım, begüm. han ve hanım'ın kan bağıyla süregeldiği bir dönemden sonra, yani timur'dan sonra beg ve begüm de kan bağını anlatır olmuştur. timurun kanından olanlar sadece beg ve begüm olabilmiştir. öyle ki ben beg'im ben begüm'üm dediğin zaman senin şecereni çıkartabiliyor adamlar.

malumunuz, timurla yıldırım bayezıt 'han' savaşmışlardır. birbirlerine küfür dolu mektuplar göndermişlerdir. yıldırım mektuplarının altına han imzasını attırınca timur küplere binermiş; lan oluuumm sennn cengiz hanının soyundan gelmiyonki söğütlü vatandaş diye. tabi yıldırım bunu bilmiyor ve sallamıyor. han ünvanını kullanıyor. artık buna mı sinirlenmiş ne timur sen saldır yıldırıma. darmaduman et adamcağızı. tabi bir koltuğa iki karpuz sığmaz.

andımız

varlığımı türk varlığına armağan etmemek için okullardaki mukaddes sabah ayinine geç gitmişimdir. tek ayak üstünde bahçe kapısında bekletilmedim mi? evet. çok da fifi. muhteşem eğitim sisteminden kurtulup da hayal kurabilmek için güzel bir zaman aralığını teşkil ediyordu.

gay ilişkilerdeki en büyük sorun

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **