loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

yazmak

yazmak yıkanmaktır. yazmak özgürlük ve yazmak kimi zaman kusmak. yazmak kaçış, ardına bile bakmadan bazen. yazmak gün geliyor sessizliği bozmak belki de aksine sessizliğe boyun eğmek. yazmak mukaddes bir eylem ve yazmak masumiyet, naiflik ve bütün mevzuya inat nezaket. yazmak...

gece okunan şiirler

edip cansever'in harikulade bir mensur manzume gibi duran tahkiyeli şiiri çağrılmayan yakup. ikinci yeni akımına inatmışçasına, sanki beni bağlamazsınız istediğimi yazarım demek için yazmış da yanlışlıkla süper bir şey ortaya çıkmıştır. tavsiye ederim.

öpünce geçer

yetişkin iki erkekten biri diğerine bir sebepten dolayı -günlük hayatta büyüdüğünde unutursun deyip sallanmayan küçük durumlar- öpeyim de geçsin aşkım deyince pek bir alımlı olur. bu sebepten söyleyiverir insan 'öp de geçedursun. geçmezse tekrar öper misin?'. çamura yatmak, bir sonrakini garantiye almak gibi bir şey. insanoğlu çiğ süt emmiş anacım.

aslan burcu

gururu onu bitirir. gururu en büyük çıkmazıdır. bir yengeç asla ama asla aslana yakınlık duymamalıdır. üzülür. onun hükümranlığı altında ezilir, büzülür, yok olacağını anladığında kendiyle birlikte aslanı da yakar. bitirir. ilişki biter ama etkisi 'ulan ne yaşadım ben böyle ?' dedirtir, iki tarafa da. heyhat! beni hep aslanlar buluyor sözlüğüm, hep aslanlar. aslan gibi gelip kesi gibi oluyor gittiklerinde. ve bu git- fiili söz konusu olduğunda yengeç pişman olsa da aslan geri dönmez. bu da önemli bir husus.

3 idiots

bugün tam olarak saat yediyi on üç geçe izlemeyi bitirdiğim, izlerken kah ağlamak kah gülmek kulvarlarında sayısız helak olmayı kazandığım film. bu tuhaf ve anlaşılmaz tanımdan sonra;

film dostluk bağı, yaşamın neden anlamlılığı, aşk ve neredeyse görülmeyecek incelikte bir kapitalist sistemin rekabet eleştirisini bünyesine alıp yoğurmuş. mühendislik nedir ne değildir ve mühendis kim olabilir sorularına da çok güzel yanıtlar veriyor. ağladığım ilk sahne daha filmin yönetmenin kendini boynundan tavana astırdığı güzelim mühendisin intihar sahnesiydi. buna benzer yine bir mühendisin üçüncü kattan kendini atıp intihar ettiği sahnede ağlattı. velhasılı kelam ağlıyorsun arkadaş. yengeç ve balıksan helak oluyorsun. haa gülmekten yarıldığın ve tebessüm etmekten, mutlu ve memnun olmaktan da yoran bir film. hemen her karesi usatalıkla işlenmiş. hayli uzun olmasına rağmen hiç sıkılmadan izleyebilirsiniz. ama filme tuvalet molası vermek ihtiyacı doğabiliyor.

bir diğer muhteşem/harikulade film için lütfen çekinmeden:

(bkz: the fall)

kürk mantolu madonna

bir kitapta ağlama tecrübesi yaşamak istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim. fakat diyeceklerim var ey okur! şayet tahammül sınırın yüce değilse raif efendi'nin pasif, kabullenici ve hiç bir surette reddedici olmayan kişiliği sizi çıldırtabilir. ta ki gerçeği öğrenene kadar. bir maria puder bir raif efendi'yi nasıl mahveder vesikasıdır bu uzun hikaye. (s. ali roman değil, uzun hikaye demiştir bu uzun hikayesine.) ağladığım sahnelerden biri, raif'in maria'dan olan kızını hayatında ilk defa -ve son defa- gördüğü sahneydi. okumak, okumak ve okumak... unutmamak gerek. acı nasıl çekilir görmek gerek.

arap sabunu

yeni nesil burun kıvırır ancak en iyisinden bir akdeniz 'arap' sabunu karşısında, şimdikilerin şampuanları halt eder. hala kullanırım. tabi arap sabunu öyle her zaman hoş da kokuyor değildir. üstüne şampuan. kepek oranı daha bir azalıyor. zaten nereden çıktı bu kepek? yüce sabun!elbette şampuan icat edildi saç derisinin mertliği bozuldu.

charles baudelaire

büyük adam. büyük şair. gezeğen ruhlu erkek. bir zamanlar çıkan k dergisiyle tanışmıştım. unutmadım bir daha. unutulur mu tanrı aşkına. andre gide ile bir aşk macerası olmuştur. kafası atmış toplum içinde gide ı eşeğin uzuvlarıyla tanıştırmış rezil ü risva eylemiştir. kaçtığı afrika'da gencecik yaşta sizlere ömür.

at avrat silah

üçü de bel/erk ile ilişkili göçebe hayat kalıntısı inanç.
koy beline silahı, atla ata, al önüne avradı oh ne ala memleket. orta asyalardan böyle geldik biz evlat diyü ağlaşır ccc-ciler.
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

yüksek lisans

master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.

isao takahata

hayao miyazaki'nin ruh ikizi, uzun soluklu mesai arkadaşı; başarılı bir animasyon yaratıcısı. ateşböceklerinin mezarı harikulade bir sanat eseridir.

(bkz: grave of the fireflies)

grave of the fireflies

isao takahatanın 1988'de yazıp yönettiği ve en güçlü savaş karşıtı filmlerden sayılan animasyonu.

https://www.imdb.com/title/tt0095327/

* açlıktan ölen setsuko'nun seita(abisi) deyişi hafızama kazınacak nadir repliklerdendir ki içinde koca bir savaşı, ikinci dünya savaşını barındırır bu replik.

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

samed behrengi

komünist olduğundan şüphelenildikten sonra bedeni aras nehrinde bulunmuş azeri kökenli iranlı yazar. tıpkı bizim sabahattin ali gibi bir son. fakat onun azeri olduğu için öldürüldüğü de söylenmektedir. neden öldürüldüğü değil ölümünden kimin sorumlu olduğu ortadır.

küçük kara balık adlı masalı çok güzeldir.

andımız

varlığımı türk varlığına armağan etmemek için okullardaki mukaddes sabah ayinine geç gitmişimdir. tek ayak üstünde bahçe kapısında bekletilmedim mi? evet. çok da fifi. muhteşem eğitim sisteminden kurtulup da hayal kurabilmek için güzel bir zaman aralığını teşkil ediyordu.

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **