marti

Durum: 351 - 0 - 0 - 0 - 29.03.2012 01:07

Puan: 9078 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

kaçıp gitme zamanı yaklaştı
  • /
  • 18

milli piyango

bana hiçbir şey çıkmadı. iyi ki bilet almamışım. param cebimde kaldı.

kırmızı ve siyah

fransız yazar stendhal ın günümüzden 130 yıl önce yazmış olduğu, ama bugünün türkiyesinin sosyal yapısını çok iyi anlatan romanı. roman kahramanı julien sorel fakir bir köylü çocuğu olarak dünyaya geldiğinde kendi kaderinin de babası ve diğer tüm ataları gibi ırgatlıktan öteye geçmeyeceğini anlar. bunu değiştirmenin tek yolu ya din adamı olup siyah cübbeyi seçmek, ya da asker olup kırmızı üniforma giymektir.
son 30-40 yılın türkiyesine baktığımızda da özel okullarda iyi bir eitim alma, ya da aile işininbaşına geçme gibi bir şansı olmayan anadolu çocukları iyi bir eğitim alabilmek ve toplumda saygın bir meslek edinebilmek için ya askeri okullara yöneldiler, ya da tarikatların kucağına düşerek önce mücahit, sonra müteahhit oldular.

anayasayı askerlerin yazdığı yıllar boyunca asker olmak hem maddi, hem de sosyal olarak çok avantajlıydı ve tercih hatası sonucu bir tarikatın kucağına yerleşen küçük şakirtler onları yıllarca kıskançlıkla izledi. ne zaman ki sam amcanın ortadoğu ülkeleri için uygun gördüğü bilinçsizleştirme ve sömürme amaçlı ılımlı islam politikasının rüzgarını arkalarına aldılar, işte ozaman savaş baltalarını gömdükleri yerden çıkardılar. fransız köylü çocuğu julien sorel in kırmızı ve siyahına karşılık türk halkı da haki ya da yeşil renkten birini seçmek zorunda kaldı.

oysa eşcinseller dışında hiçkimse gökkuşağındaki renklerin herbirinin ne kadar güzel olduğunu ve biraraya geldiklerinde daha da güzel gözüktüklerini, bize dayatılanın dışında daha farklı ve güzel seçenekler olabileceğini haykırmaya cesaret edemedi.

hoşlanılan erkekle duş almak

biri caps versin artık.

kedi

"ona sahip olamazsınız, o sadece onun hayatını daha güzel hale getirmek için harcadığınız çabaya tenezzül ederek sizi onurlandırır" gibi bir laf duymuştum.

hayvanlarda eşcinsel davranışlar

orfoz balıkları doğduğunda hermafrodittir. 8-10 yaşlarında ergenlikle beraber cinsel olgunluğa eriştiklerinde dişi olurlar. hayatlarına dişi olarak bir süre devam ettikten sonra 20-30 yaşları arasında tekrar cinsiyet değiştirerek erkek olurlar ve ölene kadar böyle kalırlar. bu metamorfozu eşcinsellik olarak adlandıramasak da transeksüellik mevcuttur.

anemon balıkları ise hepsi erkek olarak doğar ve bir ailedeki erkek yavruların büyümesi ailenin en iri ve güçlü üyesi olan anne tarafından baskılanır. anne öldüğünde baba bir kaç saat içinde dişiye dönüşür ve tamamı erkek olan yavruların içinde en gürbüz olanın büyümesine izin vererek onu kendisine eş yapar. burada da transeksüellik, ensest gırla gider.

pigalle place

paris in meşhur sex shoplarının, strep-tease clubların, kısacası seks üzerine herşeyin olduğu muhiti. parisin meşhur metrosuyla heryerden kolayca ulaşılabilir bir yerdedir. ana cadde üzerinde daha çok sex ürünleri ve erotik filmler satan dükkanlar vardır. gürültülü clublar da buradadır. ara sokaklarda ise evler bulunur ve buralarda sanatını icra eden kadınlar camda bekler. yoldan geçen erkeklerle camdan pazarlık ederler.

erotik film satan dükkanlar genelde üç dört katlı ve çok büyük mağazalardır. eğer pigalle de birisiyle tanışmak isterseniz bu dükkanlardan birine girip gay videoların bulunduğu katta takılmanız yeterlidir. ya da sex oyuncaklarının bulunduğu bölümde vibratörleri dikkatle incelerseniz on saniye sonra etrafınızda bio-enerjiyle çalışan vibratörler peydah olur.

ilk ziyaretinizi gündüz yapmanız tavsiye edilir. ama abartmaya da gerek yok, en azından kahvaltınızı yapıp öyle gidin derim. çünkü saat dokuzdan önce buralar hep kapalı oluyor. aslında geceleri de son derece güvenli bir mekandır. yanınıza gelip sizinle muhabbet kurmaya çalışan adamların hepsi iyi giyimli, paris beyefendileridir. her koşulda giderleri vardır.

çirkin ama seksi adam

abla

seni anne şevkatiyle sevip üzerine titreyen ama aynı kuşaktan olduğunuz için çok daha iyi anlayan ev içindeki koruyucu melek. eşcinsel olduğumu ilk öğrenen insandır aynı zamanda. ona açıldığımda "sen benim kardeşimsin ve seni çok seviyorum. hiçbir şey bu gerçeği değiştirmeyecek. tek istediğim seni mutlu görmek" diyerek bana destek olmuştu. "bunca yıldır neden bu yükü tek başına taşımaya çalıştın" diye de kızmıştı.
6 yıl birlikte yaşadığım erkek arkadaşımla beni sık sık yemeğe çağırır, gittiğimiz zaman da orada kalmamız için ısrar eder, sonra ikimize tek bir yatak hazırlardı. erkek arkadaşım vefat ettiğinde yine en büyük desteğim o olmuştu. sanırım o hayatımda olmasaydı, hayat bu kadar katlanılır olmazdı.

ayı sözlük itiraf

internet aracılığıyla ilk tanıştığım kişi üniversitede profesördü sözlükçüm. üstelik adam tüm türkiye de isim yapmış birisiydi. bana karısından boşanmak üzere olduğunu ve benimle yurtdışında evlenip orada yaşamak istediğini söyledi. o sırada çalıştığım işten ve hayatımdan çok memnundum, kabul etmedim. o yine de boşandı ve tek başına yurt dışına gitti. bence uğruna iş güç feda edilecek adamdı.

ayı sözlük yazarlarının yaşları

anket var dediler geldik

2012 itibariyle 41 oluyorum sözlük. sanırım en yaşlı ben çıktım.

göbek

erkeğin çekiciliğine on puan üzerinden not vereceksek göbek tek başına sekiz puan eder.

go ask alice

columbia universitesi sağlık departmanı tarafından kurulmuş olan online danışma ve destek platformu.

gelen sorular konunun uzmanı tarafından, soran kişiyi asla yargılamadan, yaftalamadan ve büyük bir samimiyetle cevaplandırılıyor.
sol üst köşedeki arama kutucuğuna "am i gay" yazıp, alakalı sorulara verilen cevapları okuduğunuzda, "ulan bunlar insansa, bizim aileden sorumlu bakanımızın türü ne diye sorası geliyor insanın.
ingilizceniz yeterliyse her türlü sağlık, psikolojik ve cinsel sorunlarla ilgili en doğru, en sağlıklı bilgiyi edinebileceğiniz bir platform.
ülkemizde de bu zihniyette akademisyenlerin ve kurumların olması dileğiyle.

http://www.goaskalice.columbia.edu/

martı

richard bach ın jonathan livingstone adını verdiği karakter ve onun hikayesini anlatan kitabı.

hayata geliş amacının sadece karnını doyurmaktan ibaret olmadığını düşünen ve bu yüzden toplumdan dışlanan, kovulan ve aşağılanan bir kuşun öyküsü. hayata geliş amacının evlenip, yuva kurup, çocuk yapmaktan ibaret olmadığını düşündüğü için toplum tarafından aynı muameleyi gören eşcinsel bireyler için küçük bir ilham kaynağı.

büyükayı

sözlükteki üyelerden birinin nicki sandım da geldim.

türk erkeklerinin seks hakkındaki yalanları

sevgilisi yokken sevgilim var diyen insan

sağ eline aşık olmuş olabilir.

tanışma sürecinde sorulanlar

ben en güzel birlikteliğimle (ki ben iş için çok uzaklara gidene kadar yıllarca sürdü) hamamda göbek taşının üzerinde tanışmıştım. sohbet ederken önce hemşehri olduğumuzu, sonra meslektaş olduğumuzu, sonra da evlerimizin birbirine 100 metre mesafede olduğunu öğrenmiştik. benden hoşlandığını anlamıştım. bana "hafta sonu beraber yürüyüşe çıkar mıyız?" diye sordu. ben de "seninle her şeye varım" dedim. ilk sevişmemizden sonra o sözün kendisine cesaret verdiğini ve benim de ona karşı boş olmadığımı o an anladığını söyledi.

bu da böyle bir anımdır.

kırmızı renk iç çamaşırı giyen erkek

uuu beybi, bende bi hareketlenme oldu sanki.

tecrübe

facebook ve hatta internetin bile olmadığı 80 li yıllarda çok sevdiğimiz tanımı şuydu: "tecrübe, yenilen kazıkların bileşkesidir".

geçenlerde yeni bir tecrübe edindim de ordan aklıma geldi.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar



spiritus dei les prêtres
  • /
  • 18
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 351

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

kim ister ki gay olmak

bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.

martı

richard bach ın jonathan livingstone adını verdiği karakter ve onun hikayesini anlatan kitabı.

hayata geliş amacının sadece karnını doyurmaktan ibaret olmadığını düşünen ve bu yüzden toplumdan dışlanan, kovulan ve aşağılanan bir kuşun öyküsü. hayata geliş amacının evlenip, yuva kurup, çocuk yapmaktan ibaret olmadığını düşündüğü için toplum tarafından aynı muameleyi gören eşcinsel bireyler için küçük bir ilham kaynağı.

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

kim ister ki gay olmak

bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

ingilizce bilmeyi maharet sanmak

askerden sonra çalıştığım amerikan firmasında proje departmanı tamamen boğaziçi endüstri mühendisliği mezunlarından oluşuyordu. adamlara birşey söylemek istediğinde muhabbet genelde şöyle oluyordu;

martı : ben, piç :projeci ingilizceci çocuk

martı: ben tahmini bütçeyi haftaya gönderirim, bunu önümüzdeki dönemin eylem planına alabiliriz.
piç : aaa tabi onun benefitine bakmak lazım, rantabl bişeyse hemen bacıtı onaylarım ben.
martı : o zaman bu döneme de yetişir.
piç : ama bu kuartırın aksiyon planını değiştirmek bi sürü korıspondıns gerektirir şimdi, biz onu gelecek kuartır yapalım
martı : oldu o zaman. ha bu arada babanın götüne koyiim.

kürt erkekleri

antalya da, daha doğrusu güney sahilinde yaşayanlar uygun ücret karşılığında 85 yaşındaki kadından tutun da, 16 yaşındaki oğlana kadar yaş, cinsiyet ve hatta tür bile ayırdetmeden her türlü canlı ile birlikte olabilir. <br>genelde para karşılığı seks arayan zengin dulların veya eşcinsellerin olduğu mekanlarda üzerlerine yapışan ama yakışmayan gömlekleriyle ve o yüzlerindeki tuhaf sırıtışla müşteri beklerler. müşterilerinin çoğu erkek olsa da kendilerini eşcinsel olarak görmezler.

her başlığın altından şarkı sözü çıkması

evet sözlükçüm, son haftalarda sözlüğün adeta bir şarkı sözü arşivi, müzisyen, gitarist, piyanist şantör, albüm tanıtım sitesine dönüşmesi halidir. en ciddi başlıkların bile altından ya albüm tanıtımı, ya şarkı sözü çıkmasıdır.
sol çerçevede kafama göre bir şeyler göremeyince karma butonuna nazikçe dokundum ve darbe diye başlık görünce "hemen gireyim, sözlük yazarları bu konuda neler düşünüyormuş öğreneyim, ben de iki satır döktüreyim dedim ama evet, tahmin ettiğiniz gibi o başlık da sadece bir şarkının sözlerini paylaşmak için açılmıştı.
tamam müzik güzeldir, hoştur ama sol çerçevedeki başlıkların yarısından fazlasının eurovision, albüm tanıtımı, şarkı sözü vs olması da insanın kendisini konservatuarda öğrenci gibi hissetmesini sağlıyor.

bütün müdürler göttür

bunların genelde kapı zillerinde bile "nüfus müdürü ahmet bilmemne" diye yazar. birisiyle yeni tanıştıklarında birşeyin müdürü olduğunu söylemek için can atarlar, belki unutursunuz diye hemen kartviziti dayarlar.

fransa

milliyetçiliğin sürekli yükselişte olduğu bu ülkede devlet başkanının macar asıllı, first lady
in ise italyan olması ironik bir durumdur.
fransa avrupa
ın önemli bir ülkesi olmakla birlikte aslında fransızların sandığı kadar da önemli değildir.
fransızların kibar ve naif insanlar olduğu şeklinde ülkemizde yanlış bir kanı vardır. avrupada en fazla sigara içen, alkol tüketen, kötü araba kullanan toplumsal kuralları iplemeyen insanlar topluluğuna kısaca "fransız ulusu" denir. hepsi katolik olmakla birlikte yaşam tarzlarına baktığınızda bunu tahmin etmek zordur.

fransa kültürüyle gurur duyar ama bütün fransız şarkıları birbirinin aynısıdır ve insanlar fransız filmlerini de erotik sahneleri hatırına seyreder.

fransız mutfağı denen şeyse her boka kremalı ve hardallı sosu boca etme ve kontrast tatları karıştırma üzerine kurulu deneysel bir çalışmadır.

fransa ekonomisinin avrupada almanyadan sonra ikinci büyük ekonomi olması şaşırtıcıdır çünkü fransızlar sürekli grevdedir. başlıca ihracat ürünleri nükleer silahlar, arazi mayını, güdümlü füzeler, tanklar ve askeri helikopterdir. bir de parfüm ve peynir satarlar.

ülkenin doğasına ve iklimine gelince; aslında fransızlar burada yaşamıyor olsa güzel bir ülkedir.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.