post travmatik stres bozukluğu ile beraber kendimde bulunduğunu düşündüğüm ruh hali. düşünmekle olmuyor tabi, tanı konması için doktora gidilmesi gereken hede. "öyle değildir ya, öyle olsa duramazdın" şeklinde geçiştirmekte pek mümkün, tabii eleminizden kederinizden zevk alacak mazoşistliğe ulaşmamışsanız şayet.
"yolun düşerse kıyıya bir gün ve maviliklerini enginin seyre dalarsan, dalgalara göğüs germiş olanları hatırla, selamla, yüreğin sevgi dolu çünkü onlar fırtınayla çarpıştılar eşit olmayan savaşta ve dipsizliğinde enginin yitip gitmeden sana liman gösterdiler uzakta"
yusuf yusufum şu an. cahillikten başka en kötüsü nedir diye soracak olursanız cahil olduğunuzu bile bile o konu hakkında boyunuzdan büyük işlere kalkışmanızdır derim.
kendi elleriyle besleyip büyüttükleri akrebin günü gelince kendilerini sokması durumudur. suudların, körfez ülkelerinin( katar ve kuveyt vb) ve türkiyenin bu cihatçı vahşilerin finansal kaynağı olduğunu dünya alem biliyor. olan sivillere oluyor, her zamanki gibi.
+alerjik astım ile kombinlediğim muzdarip olduğum dert. otomatik olarak en sevdiğiniz mevsimin kış olmasını sağlıyor, neredeyse rahat ettiğiniz tek mevsimdir çünkü. allah kahretsin bunu, yaşam enerjimi tüketti. ilaç kullansan ayrı dert kullanmasan ayrı dert. kullansanız tüm gün yorgun, bitik ve uykulu halde geziyorsunuz, modu inanılmaz düşürüyor.
pisinge, ankara'dan yaşlı, küçülmüş gözler ve kızarmış burun ile bildirdi.
toprağa ölüm düştükten sonra hiroşimada tüm bitkilerden önce yeşeren bir açelya şimdi kadıköy-rıhtımda neyi çağrıştırıyor sana sen söyle ey direnç çiçeği, neyi ...
askıda falakada / her mevsimde dört açan hücrede zindanlarda / güneşsiz ışık saçan günleri utandırır gözündeki söz senin / içindeki öz senin"
yaşama gözlerinle dalmak gerek,bir devrin sembolü diyorlar şimdi adına...
bünyesinde bulunduran entrylerle kan donduran, dehşete düşüren korkunç başlık. bir o kadar da rahatsız edici. sinir bozucu.
tecavüz mağduru olduğunuzu düşünün, sadece bir anlığına. tecavüz mağduru olduğunuzu düşünmenize de gerek yok aslında, bu travmayı yaşamış birinin olabileceği ihtimalini düşünmek bile yaralayıcı olmaktan kaçındırır insanı.
"üzme kendini bu kadar sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var .... günler sarmal bir yay gibi bunu unutma bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir bunu unutma seni ben her yerinden öperim bunu unutma "
ramazan orucu yerine tutulan bir oruç yoktur bu bir. inançları gereği muharrem orucunu tutarlar, inançlarında ramazan orucu yoktur bu da iki. dolayısıyla ramazan yerine muharrem tutuluyor diye birşey yok bu da ikinin a bendinin bilmem ne fırkası.
sünniler neden ramazan orucu tutuyor sorusu nasıl saçma bir soruysa aynı saçmalıkta bir soru bu da üç. cevabı oldukça nettir çünkü; "inançlarından dolayı"
sivas katliamında diri diri yakılarak katledilen canımızdan biri. madımak otelindeki mızıkalı fotoğrafı oldukça can yakan fotoğraflardan biridir. zira yüreğine ölüm korkusu düşenlerin korkusunu dağıtmak için mızıkasına davranır, "ederlezi"nin melodisi yükselir. dışarıda katliam hazırlığı yapan bir güruh, cehennemin ortası ve içeriden yükselen mızıkanın melodisi. güzelim naif insan.
"sonra onlar çılgınlık bitip sürü dağılınca, yapayalnız gecelerde durgun ve dilsiz, yastıklara çivili bir mızıka sesiyle uyanmazlar mı asaf'ın ateşlere karşı çaldığı?..
bir otel odasında gencecik çocuklar çırpındıkça bir yudum soluk için üzerine benzin döküp oynayanlar onlar birgün öpmeye eğilince çocuklarını dudaklarında duman ve yanık et kokusu boğum boğum tıkamaz mı soluklarını?..
sevgisiz bir tanrının kinle büyüttüğü ölüme tapınan o siyah adamlar onlar birgün yağmurlardan sonra güneş salkım salkım dallarda yanarken rüzgârdan utanıp sudan korkmazlar mı?..
ayrılık herkesin kapısını çalar birgün dağlar kararırken ya da günün eşiğinde onlar, saz kırıp şiir yakanlar içlerinde gezinen kederi bir türküyle bastırmak isterlerse derinden ve sessiz çalmazlar mı duvarlara kirli bedenlerini?..
kimse temizim demesin, kimse bütün bir ülke odun taşıdı behçet'in yangınına... onlar, secdesi küf kıblesi korku olanlar onlar birgün ölüm menevişlenince içlerinde tütmez mi kirpiklerinde "dumanı lekesiz biri" "
"sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler yalan her şey gibi aşklarınız da. yaşamı ölüm diye anlatıyorlar size yalanı gerçek diye. ne leylakların tomurundan haberiniz var ne önünüzden kara bir tabut gibi geçen geceden. sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler yalan aşklarınız da. "
sevgi nedir bilmeyen yürekleri kararmış, iyiye ve güzele dair tek bir zerre dahi içinde barındırmayanlar tarafından katledildi bugün, temmuzun ikisinde.
kesinlikle dalgasına söylemiyorum; laiklik... o chpli laik teyzeler felan. dışarda daha çok gibilerdi sanki. şimdi her yerde cihatçıvari giyinimli insanlar, (nefret söylemiyse de söylemi çünkü cidden nefret ediyorum.)nerden ve nasıl türediniz lan bi anda böyle?!
diri diri yakıldığı gerçeğinin altında yüreğimin ezildiği kadın. cehennemi , dünyadayken yaşattılar bu gencecik kadına. transfobisi olan her kişinin, üzerinde katil yazan, boynuna asılmış bir yaftadır her trans cinayeti. ve dahası, politiktir. birikmiş koca bir ahtır.
bir kadın isterse kendini doğurabilir. bir kadın isterse dağ başında bile kalsa dimdik durabilir. mücadele verebilir, sıfırdan başlayabilir. burada karanlık çöktüğünde yalnız hissetmiyorum kendimi. siz iyi insanlar iyi ki varsınız. kadın arkadaşlarım, hiçbir zaman kirpiğiniz yere düşmesin. alnınız hep dik; dimdik onurlu kalsın. bir kardeş olarak ellerimi avucunuzda hissediyorum.
sohbet ederken keyif aldığım ince düşünceli ve pusulası vicdanı olan yazarlardan biri. hangi ortam( ortamdan kasıt sanal-reel) olursa olsun böyle insanlara (ki siyaset,şiir, müzik ve edebiyat konuşabileceğiniz insan sayısının azlığını düşünecek olursak) denk geldikçe çok seviniyorum gerçekten. bir yerlerde iyi insanların var olduğu düşüncesi mutlu ediyor.
son söylediği sözlerle ilgili her yerde chplilerin "ama" şeklinde savuşturmalarına denk geliyorum, en son babamla tartıştım. "yok öyle demek istemedi aslında..."
eski kafalılıktan olsa gerek, bu tarz uygulamalara hoş bakmıyorum. insanı metalaştırdığını düşünüyorum. pazardan karpuz seçer gibi ne o öyle tövbe estağfurullah.