robertpaulsonunkocamemeleri

Durum: 106 - 0 - 0 - 0 - 15.10.2023 13:02

Puan: 2696 - Sözlük Kezbanı

7 yıl önce kayıt oldu. 7.Nesil Yazar.

I'd like to believe that you're aware enough even now to know that there's nothing sadistic in my actions.
  • /
  • 6

fade out

şarkı amerikalı grup r.e.m ve ben okri’nin famished road adlı kitabından ilham alınmış.
sanılanın aksine korku ve acıyı konu etmektedir.
ayrıca radiohead’ın remix yapılmasını istemediği tek şarkısıdır.

thom yorke şarkısı için şu sözleri dile getirmiş.
https://www.reddit.com/r/radiohead/comm...

miço

başlığı görünce bir duygulanmadım değil.
ilkokulda teneffüste nöbetçi öğrenciye yakalanmadan okuldan kaçıp, okulun hemen bitişiğindeki büfeden bu dergiyi alırdım.
çok güzel bir içeriğe sahipti.
bulmacalar,öğretiler,hikayeler,hediyeler.
en güzeli de yalvaç’ın gizli defteriydi benim için.

sakin

şu an dinlediğim için başlık açılmış mı diye bakıyordum ki açılmış.

sakin; 1999 yılında ankara’da kurulan, istanbul’da büyümeye devam eden ve artık bir neslin sadece hatıralarında kalan indie rock grubu. şimdilerde “onurr” ismiyle tanıdığımız ve birçok pop şarkısına imza atan onur özdemir ve özdemir dereli tarafından kuruldu. 2002-2005 yılları arasında düzenlenen birçok gençlik festivalinde ve babylon, manhattan gibi önemli mekanlarda sahne aldılar. o yıla kadar iki adet demo albüm kaydeden sakin, dönemin popüler internet sitesi myspace’e koydukları şarkılarla prodüktörlerin dikkatini çekmeyi başardı. 2006 yılı, grubun patladığı yıl oldu.

2007 yılında rolling stone dergisi tarafından “gelecek vaat eden 10 yerli grup” arasında gösterildiler. en büyük performanslarını ise aynı yıl mtv türkiye tarafından canlı yayınlanan radar festivali‘nin ana sahnesinde sergilediler.

2008 yılında “hayat” albümü, rakun müzik etiketiyle satışa sunuldu. albümde bulunan tüm şarkıların altında sakin grubunun üyelerinin imzası vardı. özellikle, 2004 yılında yaşanan hızlandırılmış tren kazası ardından besteledikleri “denek hayatım” parçası büyük beğeni topladı.

albümleri çıkmadan önce, seneler boyu verdikleri konserler ile kendilerine kemik bir dinleyici kitlesi yaratan grup, 2011 yılında vizyona giren “bizim büyük çaresizliğimiz” filminin müziklerini hazırladı ve aynı yıl son konserlerini vererek ve hayranlarını büyük hayal kırıklığına uğratarak tüm müzik faaliyetlerine son verdi.
ve böylece güzel bir indie rock grubu bizlere veda etti.

hiv

virüs vücuda girdikten 2-4 hafta sonra, ateş, lenf bezlerinde büyüme, döküntü, kas ağrısı vb. şikayetler oluşturabileceği gibi,
bu dönem hiçbir belirti görülmeden de geçirilebilir. kişinin en bulaştırıcı olduğu dönem akut enfeksiyon dönemidir.

-sessiz dönem-

bu dönem geçtikten sonra, virüs vücutta hiçbir belirti yapmadan ortalama 7-10 yıl kadar taşınabilir.
bu süre içinde kişinin bulaştırıcılığı devam eder. belirtisiz süre bazen birkaç yıl kadar kısa,
bazen de 10 yıldan çok daha uzun olabilir.

-ileri dönem (aids)-

hiç tedavi görmeyen kişilerde hastalıklar ilerler ve aids dönemine girilir. virüs vücudun savunma sistemini giderek zayıflattığından,
bu döneme kadar hiçbir tedavi görmemiş bireyler enfeksiyonlara ve kanserlere karşı tüm dirençlerini yitirirler ve çeşitli
organlarında kanserler, enfeksiyonlar oluşur. hiv ile yakın zamanda enfekte
olan kişilerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:

*sık ve kolay hastalanma
*uzun süren yüksek ateş
*ileri derecede istemsiz kilo kaybı
*uzun süren öksürük
*tekrarlayan yaygın uçuklar
*ağızda pamukçuk
*ağır ishal

fakat bu belirtiler riskli teması takip eden gün başlamazlar.

hiv ile enfekte olmuş ve tedavi görmeyen bireyler yıllarca bu dönemde kalabilir ve bulaştırıcılıklarını sürdürürler.bu dönemde de
hiçbir müdahale yapılmadığı yani hiv tedavisine başlanmadığı takdirde hastalık ölümle sonuçlanır.
fakat doğru zamanda tanı almış ve tedaviye başlamış bireyler için böyle bir risk yoktur ve hiv+ bireyler yaşam kalite ve sürelerinden bir şey kaybetmeden sağlıklı bir ömür sürdürebilir,
çalışabilir, evlenebilir, hiv+ bireyler çocuk sahibi olabilirler.

günümüzde hiv ilaç tedavisinde kullanılan ilaçlar yaşam kalitesini arttırmak ve bulaş önlemek bakımından oldukça etkili. bu sebeple, herkesin düzenli olarak test yaptırıp eğer virüs taşıyorlarsa bir an önce tedaviye başlamaları çok önemli.

hiv ile enfekte olmuş tüm bireylerin bunu bilmeleri, tedaviye erişmeleri ve virus yüklerinin belirlenemeyen seviyeye ulaşması, dünya geneline hiv yayılımının kısa sürede ve tamamen durdurulabileceği anlamına geliyor.

b = b işte bu yüzden çok önemli.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

alttaki yazara soracaklarım var

beklentiyi düşürerek diyebilirim aslında. bir şeyi çok isteyerek beklemek, insanı ister istemez olumlu bir sonuç olacağına inandırıyor. sanırım aksini düşünüp, o şey olmadığı zaman hiçbir şey kaybetmeyeceği fikrini derinlerden çıkarıp ihtimalleri eşitlemeli. odağı olumsuz sonuca çevirmek insanı mutsuz eder mi? belki.
o zaman da bol bol sevdiğim şeyleri yaparak sindiriyorum o mutsuzluğu.

sana göre mutlak doğru var mıdır?
varsa/yoksa bireysel olarak fikrin nedir?

soft mu hard mı

kimsenin şaplak atma süresine kimse karışamaz.
ben mesela kalçama her 5 salisede bir tokat atılmasını tercih ederim.
ayırıca inatçı kişiliğimden midir nedir, kafama kafasıyla bastırmasını isterim. böyle keçi gibi sürtüşsün kafalarımız.
dirty talking hak getire zaten ki “give me a h(e)art massage” diye bağırmaktan öteye gidemiyorum.
niye? çünkü o kadar sert ki kalbim duracak gibi olur.

jessyjames

jessie: belaya hazır olun!
james: hem de çifte belaya!
jessie: dünyayı yozlaşmaktan kurtarmak için,
james: insanları bir çatı altında toplamak için,
jessie: sevgi ve belasını kınamak için,
james: yıldızların ötesine ulaşmak için,
jessie: jessie!
james: james!
jessie: roket takımı her zaman ışık hızıyla hareket eder!
james: ya teslim ol, ya da savaşa hazır ol!

jesse woodson james isimli amerikalı haydut bu iki anime dizi karakterine ilham olmuştur.

sözlük yazarlarının şu an düşündükleri

düşünmemeyi düşünüyorum.
kalabalık içinde kaybolmanın özlemini.
“salgın var allahın belası, mesaj at işte” diye kendi kedime telkinlerde bulunmayı.
sigarayı bırakamayışımın korkusunu.
ve sayamayacağım birçok şeyi düşünmemenin nasıl mümkün olacağını düşünüyorum.

lgbti+ edebiyatı

oscar wilde - teleny
mikhail kuzmin - wings
radclyffe hall - the well of loneliness
sibel torunoğlu - travesti pinokyo
reşat ekrem koç - erkek kızlar
gılgamış
ilyada ve odysseia

yazarların favori mevsimleri

kesinlikle yaz.
sanırım sıcağı, açılıp saçılmayı, yüzmeyi, etrafı cıvıl cıvıl görmeyi, pofuduk bulutları, geç saatlere kadar güneşin tepede olmasını, sabahlara kadar üşümeden sokaklarda olmayı çok seviyorum.
hatta yaz ayının çok çabuk bitmesi beni kısa süreli depresyona bile sokuyor.
ya bu yaz karantina mezvusundan evde oturursak diye kara kara düşünmeye başladım bile.
umarım yaz bütün güzellikleri beraberinde getirir.

7. koğuştaki mucize

2013 yapımı miracle in cell no.7 isimli filmin uyarlamasıdır.

başlıktaki filmi izlemedim o yüzden senaryoda değişiklik var mı yok mu bilmiyorum. ancak orijinal senaryo fazla güzel.
ilk izlediğim kore filmlerinden biri olup,kore sinemasına olan önyargımı da kıran filmler arasına çok rahat bir şekilde sokarım.

baba-kız duygusallığı ana tema olsa da sınıfsal ayrımı, adalet kavramının kişi ve kişilere göre yontulduğu gerçeğini güzel işlemiş.

güçlünün güçsüzü ezdiği bu düzende, suçlu diye damgaladığımız her insan gerçekten suçlu mu?

karantinaya bir kitap film dizi önerisi bırak

dizi önerisi; utopia
dennis kelly imzalı utopia, the utopia experiments adlı çizgi romanın fanları olan becky, ıan, wilson, grant ve bejan bir internet sitesinde bilgi paylaşımında bulunurlar. bejan’ın diğer scriptin elinde olduğunu ve internet üzerinden tanıdığı arkadaşlarıyla tanışıp bunu paylaşmak istemesi üzerine olaylar karışır.

kitap önerisi; fareler ve insanlar
eserlerinde işçi sınıfının koşullarına, örgütlenme biçimlerine sıkça yer veren john steinbeck burada da iki gezgin çiftçiyi konu alır. kendisi de bir dönem çiftçilik yapan yazarın romanlarındaki karakterlerin oldukça gerçekçi olması da biyografik unsurlar taşımalarındandır.

film önerisi ; the holy mountain
mesihvari bir karakter ruhani bir karakterin zihnine girer ve onun vasıtasıyla türlü gezegenleri mecazlayan renkli bir ekiple tanışır. buradaki herkesin kendi dünyası vardır ve izlediklerimiz de onların ayrı dünyalarıdır. artık kutsal dağa doğru başlayacak olan yolculuğun arifesindeyizdir.
jodorowsky her zamanki gibi kendi kafasındakini, kelimelerden bağımsız olarak resimleyerek portrelemesi zor bir filme imza atıyor.

çirkin gaylere tavsiyeler

hayır sen çirkin değilsin!
insanlar egoist,şekilci ve ahmak!
örneğin; bu başlığı açıp “çirkin gey” kavramını oluşturan yazar ve kişiyi fiziksel bir değişime itip, fiziksel görünüm ile kabul görülmesini öneren yazar.

erdoğan'ın halktan para istemesi

gülmeli,ağlamalı sinir krizi geçirmemek için zor tutuyorum kendimi.
katlanamıyorum artık bu adama.
7 aylık maaşını bağışlıyormuş üstelik.
hadi millet, maaş bağışlama challenge yapıyoruz.
ya sen bunlarla anca geri zekalıları kandırırsın.
aa doğru ya ülkenin %51’i geri zekalı zaten.
şimdi malum kesim “milli dayanışma yiaa” diye yine bunun arkasında duracak.
mikile mikile göt kalmadı millette, ne zaman akıllanacaklar bilemiyorum.
biz diğerleri için ise yol belli,çare yok.
kalabalık azınlığı emcüklüyor maalesef.
(bkz:sekse ihtiyacım yok hükümet beni her gün sikiyor)

ınside no:9

bbc’nin 2014 yılında yayınlamaya başladığı kara komedi,antoloji dizisidir.
dizinin hemen hemen her bölümü izleyiciyi ters köşeye yatırıyor.
vermek istediği sosyal mesajları ise kurguya çok iyi yediriyor.
her bölümde sabit kalan başrol oyuncuları olarak dizinin senaristleri var.
(bkz:reece shearsmith)
(bkz:steve pemberton)
farklı bir tarz yakalamak için midir bilemiyorum ama her bölümün başında 9 rakamını görüyoruz ve her bölüme aynı tavşan biblosu gizlenmiş.
(tavşanı farketmek hiç kolay değil)
sayelerinde uğurlu rakamım 8’den 9’a terfi etmek üzere.
o kadar güzel bir dizi.
karantina günleri için de öneri olsun.

anlamlı şarkı sözleri

saçlarımın boynuna geçti ipek sicim
gömleğinin bir kolunu darağacı belledim
bir ucu sen paslı makasın, bir ucu bendim
sığ yüzüne kapattığım saçlarımı kestim



ve birçok şarkısı.

şahsen şarkı sözü değil şiir yazdığını düşünüyorum.

bir matkap ve 100 çeşit uç takımı

kamyoncunun başlığı olduğunu tahmin edip, içeriye girmeden önce başlıktan çıkardığım sonuç; matkap gibi haşin bir aktif ve 100 çeşit pasif hikayesi.

murat övüç

fazla avam geliyor bana.
insanları dini ve milli duygularla sömüren bir vasıfsız.
cinsel içerikli esprilerinin altındaki amacı sezemiyorum. komik değil.
homofobik,transfobik olmasına değinmek bile istemiyorum.
sürekli ahlak dersleri verip, birilerine özelden penis boyu soruyor olması ikiyüzlülüğünün de büyük bir kanıtı. yani eleştirdiğim şey penis boyu sorması değil elbette.
altın varaklı eşyalarına bol bol kusuyorum.
birkaç gün önce hikayesine denk geldim.
bir futbolcunun yazdığını iddia edip onun sıkıntısını dile getirirken “toplara vur yavrucum her türlü topa vurursun sen” tarzı bir cümle kurup kahkahalar patlatması midemi bulandırdı.
değişik bir arkadaş.
esprisinin veya taklidinin yapıldığı ortamdan hızla uzaklaşıyorum.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

  • /
  • 6

sarah hegazy

"dünyaya: çok acımasızdın ama affediyorum" diye not bıraktıktan sonra sığındığı ülkede hayatına son vermiş bir aktivist. suçu mısır’da 2017 yılında bir konserde gökkuşağı bayrağı açmasıdır. bu yaptığının karşılığında tutuklanarak, işkence görmüştür.

https://www.kaosgl.org/haber/sarah-hegaz...

çirkin gaylere tavsiyeler

başlıktan da anlaşılacağı üzere bu denli şekilci, sığ düşünenlere itibar etmemeyi öğrenmeli ve her durumda kendisiyle barışık olmalı insan. insan kendini sevmez, saygı duymaz ve olduğu gibi kabul etmezse diğer insanlardan bunu beklemesi absürt olur biraz. önce sen kendi değerinin farkında olacaksın. elbette fiziksel veya davranışların açısından törpülemen gereken şeyler olacaktır. kendine zaman ver, kendini dinle, kendini sev. insanlar yeterince acımasız, bari sen kendine karşı şefkatli ol..

xalo ölmedi yavrularım o kalbimizde yaşıyor

insan nedir şimdi bildik*.


edit: okulda defterime, sırama, ağaçlara yazarım adını. ey xalooo.

xalo

güzel insan. çok özleneceğini de biliyor. bu da benden sana olsun.

xalo

kendisiyle konuşmaktan, dertleşmekten, goy goy yapmaktan çok keyif aldığım, sözlüğün bana kazandırdığı büyük insanlardan. tanıdığım ve belkide tanıyacağım en iyi insanlardan olabilir kendileri.
bir kere tanıştık artık yakasınıda bırakmam, benden kurtulamazsın efenim. iyi ki varsın xalocum

murat övüç

kendisi tıpkı sözlükte "benim de eşcinsel arkadaşlarım var" dedikten sonra işine gelmeyenlere "homo" diyenler gibi, "benim de ermeni arkadaşlarım var" dedikten sonra ırkçılığını kusmuştur.

malum hayat kurtarıcısı şovunu yapanların ermenilere hakaretlerine ses çıkartmayan nasıl olduysa kendi çapında para kazanan bir eşcinseli hedef göstermektedir. neden, çünkü murat övüç bir "homo"dur.

normaldir bu ülke şartlarında.

after life

gülmeye ihtiyacım olduğu için açmıştım bir baktım ağlıyorum. kendimi dolandırılmış hissettim. sonra ağlamaya ihtiyacım olduğunda açınca bu sefer çok güldüm. değişik bişe.

sözlükte uyuşturucuya özendirici başlıkların olması

bu konudan dem vuran yazarlarımız kendi +18 içeriklerine dikkat ederlerse soylu başganın ruhu duymaz.

umut güner

kendisini şahsen tanımıyorum. hakkında olumsuz düşünenler de mevcut görünüyor. ancak geçen gün "çocuk bayramı" üzerine yazdığı yazıyı buraya tekrardan ekliyorum. çoğu zaman sözlükte de karşımıza çıkan eşcinselleri aşağılayan seviyesiz başlıklar açan veya yorumlar yapan, çoğunlukla kendilerini bile kabul edemedikleri için faşistleşimiş, kokuşmuş leş zihniyetlerini tatmin için buraya gelmiş kimi troll, kimi kişilksiz tipleri de kapsayan enfes bir yazısı var.

al sana düşman: işte benim çocukluğum!

..."ve dün onlarca insan çocukluk fotoğraflarını paylaştılar. o fotoğrafların hepsinin arkasında binlerce hikâye var, engellenmişlikler, üzüntüler, kıskançlıklar var. ve insanlar bugünün ibnelerinin küçükken dalga geçtikleri, top tekerlek diye aşağıladıkları çocuklar olduğu gerçeği ile yüzleşmek istemiyorlar. ve hem bugünümüze hem geçmişimize dil çıkartıyorlar!...

https://www.kaosgl.org/gokkusagi-forumu-...

bisensual

sözlüğe alay içerikli entryler girmeye gelmiş onlarca benzeri gibi seviyesiz başlık ve entry sahibi vasat trolllerden biri.

Toplam entry sayısı: 106

hiv'den korkmayıp korona'dan korkan gay

hiv ile corona virüsü arasındaki büyük farkları kabaca değil de daha net ayırt edebilecek birisi olduğu için umursamıyor olabilir.
32 milyondan fazla insan hangi zaman zarfında ölmüş mesela?
tedavisi olan, öldürmeyen bir virüs ile ne olduğunu bilmediğimiz ve bu kadar kısa süre içinde çok fazla can alan bir virüsü aynı korku seviyesine çekmek biraz hiv+ bireyleri özellikle yeni tanı almış olanları korkutmaya çalışmaktan başka bir şey değil.
içi tamamen boş anlamsız bir karşılaştırma.
belki arkadaşın hiv pozitif olmayı sorun etmeyip, covid-19 olmayı sorun ediyordur.
neticede kimse kimsenin enfekte olmasına garışamaz.
korkulması gereken hiv değil böyle cahil cühela yazılara denk gelmek.

xalo

insan kurduğu ilişkilerde zaman geçtikçe “keşke daha önce tanısaydım” cümlesini çok nadir kurmaya başlıyor. belki de değerli hissettiği çok az insan için.
uzun zamandır bu cümleyi kurmamıştım birisini tanıdıktan sonra.
xalo bana bu cümleyi kurduran değerli bir insan oldu benim hayatımda.
fikirlerine, amacına, hayattaki duruşuna saygı duyduğum ve önemsediğim bir insan.
gitmesine çok çok üzüldüm.
neyse ki sözlük dışında da birbirimizin hayatında olacağımız gerçeği var.
yine de yazılarını çokça özleyeceğiz xalocuk.
seni iyi ki tanıdım*

alanya

5 senemi harcadığım ilçe.
bakın burası dışarıdan sizin zannettiğiniz gibi gülmelik eğlenmelik bir yer değil.
genelde yaz ayının canlılığına aldanıp kışın da öyle olacağını düşünmek büyük yanılgı.
şahsen ben bu yanılgıya düşerek yıllarımı yalnızlık içinde geçirdim.
mesela kışları burada yaşamak ıssız bir ormanda yaşamak gibi.
yobaz yerlilerin terörüne bol bol maruz kaldığınız bir yer.
3 mevsim şiddetli sağanak yağışı yağmur aşıklarını bile yıldırabilir.
yağmurdan çamurdan doğanın güzelliğini yaşamak gibi bir fırsatınız yok.
altyapı çok kötü. mesela jeneratörünüz yoksa kışları bol bol karanlık çağa gidebiliyorsunuz.
insan ilişkileri sıfır çünkü kışın insan yaşamıyor.
olabildiğince pahalı.
yaz aylarında turistleri kazıklamaya çalışan esnaf, kışın da öğrenciyi veya yerli olmayanı kazıklamaya çalışarak ahlaksız davranışından hiçbir şey kaybetmiyor.
kısacası yazın gidin eğlenin ama kışın yaşayarak kendinizi harcamayın.
ot gibi yaşamaktan başka hiçbir seçeneğiniz yok.

10 nisan 2020 sokağa çıkma yasağı

bu insanlar zaten yeterince stok yapmamışlar mıydı?
hani şu çölyak hastalarının ekmeklerine sırf bağışıklığa iyi geliyor diye göz diken açgözlü bir takım insanlar.
kanser hastalarını madur eden insanlar.
yetecek kadar alışveriş yapmayıp başkalarının hakkını gasp eden?
2 güncük yasak için birbirini ezmenin manası nedir tam olarak?
yeterli erzağı olmayan çıksın alsın olan da otursun götünün üstünde.
hem bu kuru kuruya sokağa çıkma yasağı da neyin nesi?
iki gün çalışmasa açlıktan ölecek insanlar var.
ne bir destek ne bir yardım paketi.
insanlar bir yerlerini yırttı yasak gelsin diye. neden hep bir şeylere geç kalınıyor ve yarım yamalak yapılıyor ayrıca?
millet harbe gitmiş gibi birbiri ile savaşıyor.
gülelim mi ağlayalım mı? kararsızız sayın cumhurbaşkanım.

seri eksi oy veren şahıs

iki gündür dadanmasının sebebi gayet açık aslında.
beklentisine karşılık vermediğim bir abaza veya haklı muhalefetimin altında ezilmiş bir andaval olma ihtimali çok yüksek.
özgüven eksikliği yaşayan ezikciğim.
sen eksi oy veriyorsun diye benim hayatımda hiçbir şey değişmiyor ama sen kendini bu şekilde tatmin ederek mutlu oluyorsun.
vizyonun yerlerde.
sırf biraz da olsa ezikliğini hatırlatmak için yazıyorum bunları. umarım en kısa sürede bu aşağılık psikolojisinden kurtulursun.
bileklerine kuvvet bebeyim, öptüm*

büyük penisli pasif

porno sitelerindeki çok tutulan bir videonun arka planında sözlük ismi falan mı geçiyor?
(bkz:yol geçen hanı)

hiv'den korkmayıp korona'dan korkan gay

hiv ile corona virüsü arasındaki büyük farkları kabaca değil de daha net ayırt edebilecek birisi olduğu için umursamıyor olabilir.
32 milyondan fazla insan hangi zaman zarfında ölmüş mesela?
tedavisi olan, öldürmeyen bir virüs ile ne olduğunu bilmediğimiz ve bu kadar kısa süre içinde çok fazla can alan bir virüsü aynı korku seviyesine çekmek biraz hiv+ bireyleri özellikle yeni tanı almış olanları korkutmaya çalışmaktan başka bir şey değil.
içi tamamen boş anlamsız bir karşılaştırma.
belki arkadaşın hiv pozitif olmayı sorun etmeyip, covid-19 olmayı sorun ediyordur.
neticede kimse kimsenin enfekte olmasına garışamaz.
korkulması gereken hiv değil böyle cahil cühela yazılara denk gelmek.

xalo

insan kurduğu ilişkilerde zaman geçtikçe “keşke daha önce tanısaydım” cümlesini çok nadir kurmaya başlıyor. belki de değerli hissettiği çok az insan için.
uzun zamandır bu cümleyi kurmamıştım birisini tanıdıktan sonra.
xalo bana bu cümleyi kurduran değerli bir insan oldu benim hayatımda.
fikirlerine, amacına, hayattaki duruşuna saygı duyduğum ve önemsediğim bir insan.
gitmesine çok çok üzüldüm.
neyse ki sözlük dışında da birbirimizin hayatında olacağımız gerçeği var.
yine de yazılarını çokça özleyeceğiz xalocuk.
seni iyi ki tanıdım*

alanya

5 senemi harcadığım ilçe.
bakın burası dışarıdan sizin zannettiğiniz gibi gülmelik eğlenmelik bir yer değil.
genelde yaz ayının canlılığına aldanıp kışın da öyle olacağını düşünmek büyük yanılgı.
şahsen ben bu yanılgıya düşerek yıllarımı yalnızlık içinde geçirdim.
mesela kışları burada yaşamak ıssız bir ormanda yaşamak gibi.
yobaz yerlilerin terörüne bol bol maruz kaldığınız bir yer.
3 mevsim şiddetli sağanak yağışı yağmur aşıklarını bile yıldırabilir.
yağmurdan çamurdan doğanın güzelliğini yaşamak gibi bir fırsatınız yok.
altyapı çok kötü. mesela jeneratörünüz yoksa kışları bol bol karanlık çağa gidebiliyorsunuz.
insan ilişkileri sıfır çünkü kışın insan yaşamıyor.
olabildiğince pahalı.
yaz aylarında turistleri kazıklamaya çalışan esnaf, kışın da öğrenciyi veya yerli olmayanı kazıklamaya çalışarak ahlaksız davranışından hiçbir şey kaybetmiyor.
kısacası yazın gidin eğlenin ama kışın yaşayarak kendinizi harcamayın.
ot gibi yaşamaktan başka hiçbir seçeneğiniz yok.

ilk aşkınızla buluştuğunuz ilk yer

2012 yılının ocak sonu veya şubat başı gibiydi. facebookta siyasi bir sayfada tanışıp uzunca bir süre konuştuktan sonra açıldık birbirimize. ben liseli bir ergen o da üniversiteye yeni başlamış, kendini ankara’ya atar atmaz zor da olsa birilerine açılma kararı almış hevesli bir çocuktu. hiçbir zaman hissedemeyeceğimi düşündüğüm büyük hisler beslemeye başladım zaman geçtikçe. birgün atladım gittim birkaç günlüğüne. hızlı tren yeni yapılmıştı ve bu kadar yakınken neden gitmeyim diye düşündüm. heyecandan 2 saate yakın olan yol günler sürmüş gibi güç bela indim ankara’ya.
bindim taksiye kızılay’a doğru gidiyorum. yol hala bitmiyor. izmir caddesinin girişinde attım kendimi dışarı. ankara’ya ilk defa bu kadar anlam yükleyerek gelmiştim.
kızılay avm’ye doğru yürüdüm. ziya gökalp tarafına geçeceğim. o kocaman yaya yolu da bitmedi yürürken. tam trafik lambasının altında bekliyordu. kolları birkaç santim uzun, yeşil parkası ile ankara’nın nüfusunu 1’e düşürdü oracıkta. sanki senelerdir tanışıyormuşuz gibi içten kucakladık birbirimizi.
sonra 3 sene boyunca hep sarıldık ankara’nın birçok yerinde, birçok trafik lambasının altında.

heteroseksüel bir erkekten hoşlanmak

hiç anlam veremediğim olay. sikişmeyi istemek ile hoşlanmak arasında bariz bir ayrım olduğu içindir belki bilemiyorum.
yahu nasıl yani hiç dokunamayacağın,öpemeyeceğin,güzel sözler söyleyemeyeceğin birisinden hoşlanırsın ki?
belki de birini tanıyarak ve emin olarak hoşlanmak yaşanmışlık veya yaşlanmışlık ile alakalıdır?

hiv'den korkmayıp korona'dan korkan gay

hiv ile corona virüsü arasındaki büyük farkları kabaca değil de daha net ayırt edebilecek birisi olduğu için umursamıyor olabilir.
32 milyondan fazla insan hangi zaman zarfında ölmüş mesela?
tedavisi olan, öldürmeyen bir virüs ile ne olduğunu bilmediğimiz ve bu kadar kısa süre içinde çok fazla can alan bir virüsü aynı korku seviyesine çekmek biraz hiv+ bireyleri özellikle yeni tanı almış olanları korkutmaya çalışmaktan başka bir şey değil.
içi tamamen boş anlamsız bir karşılaştırma.
belki arkadaşın hiv pozitif olmayı sorun etmeyip, covid-19 olmayı sorun ediyordur.
neticede kimse kimsenin enfekte olmasına garışamaz.
korkulması gereken hiv değil böyle cahil cühela yazılara denk gelmek.

en beğenilen film replikleri

beni sadist mi buluyorsun?
şu anda kafanın üstünde yumurta pişirebilirdim eminim.
eğer isteseydim.
biliyor musun, ufaklık?
şu anda bile yaptıklarımın sadistçe olmadığını anlayacak kadar kendinde olduğuna inanmak isterim.
şu diğerlerine karşı belki öyleyiz.
ama sana karşı, hayır.
hayır, ufaklık.
şu anda bu benim en mazoşist halim.
(bkz:kill bill)

how to sell drugs online fast

philipp kassbohrer ve matthias murmann tarafından yaratılan ve 6 bölümden oluşan komedi-drama türündeki netflix dizisi.

dizinin konusu;
moritz isimli nerd liseli bir karakterin, yurt dışında geçirdiği süre zarfında ekstazilere ilgi duymaya başlayan eski kız arkadaşını geri kazanmak umuduyla internet üzerinden uyuşturucu satmaya başlaması ile olaylar gelişir.
dizi gerçek bir olaydan esinlenilmiş.

şahsi fikrim netflixin teenage dizileri arasında en iyisi.
konusu uyuşturucu olduğu için ara ara görsel olarak zevkler yaşayabiliyorsunuz.
ikinci sezon onayı almış olması da mutlu etti beni.

ayı sözlük yazarlarının en iyi 10 dizi listesi

yabancı;
1-friends
2-breaking bad
3-heroes
4-sense8
5-sherlock holmes
6-shameless
7-black mirror
8-ınside no.9
9-utopia
10-prison break

yerli;
1-leyla ile mecnun
2-şahsiyet
3-fi
4-çılgın bediş
5-avrupa yakası
6-çemberimde gül oya
7-bir erkek bir kadın
8-hayat bilgisi
9-behzat ç
10-yaprak dökümü

çizgi-anime;
1-rick and morty
2-pokemon
3-death note
4-winx club
5-smurfs
6-south park
7-teenage mutant ninja turtles
8-mask
9-spider man
10-pink panther