yorgun pipi

Durum: 772 - 0 - 0 - 0 - 18.01.2015 17:17

Puan: 18492 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 39

biliyorsunuz alevi

ileri demokrasinin uslanmaz neferlerini (akp seçmenlerini yani) gaz getirmek için ileri demokrasinin mucidi tarafından söylenen söz.

istesek 3 ayda yerli uçak yaparız

lan kaç kere söyledim sana yıldırım, kinder sürpriz yumurtadan çıkan uçaklar sayılmaz!!!

ayı sözlük yazarlarının koleksiyonları

hayal kırıkları koleksiyondan sayılır mı?

gay sitelerinde kendini masör olarak tanıtan insan

kapıcıların apartman görevlisi, tezgahtarların müşteri temsilcisi, orospuların eskort olduğu gerçeği kadar gerçektirler.

seçimlerde boş oy kullanmak

bir protesto yöntemiyse de oldukça pasif bir protesto eylemidir bana göre. hani onun yerine sikişen 2 erkek resmi koysalar daha akıllıca bir eylem olabilir. aslında böyle bir şey güzel olurdu, lgbt dernekleri böyle bir kampanya başlatsa bütün gayleri kendisini temsil edecek bir eşcinsel siyasetçi olmamasını protesto etmek için zarfın içine gay pornosu resimleri atmaya çağırsa falan. ama nerde bizim lgbt derneklerinde o yaratıcılık nerde bizim eşcinsellerde o tek yüreklilik. *

akp tarafından meydanlara salınan dayak yiyici vatandaşlar

maaşlı dayak yiycilerdir ya da gönüllülerdir ya da hiç biri değildirler sadece gıcıktırlar. durumun ne olduğu sonucu değiştirmez. mustafa sarıgül böyle basit tahriklere yenik düşüyorsa büyük bir zaafiyet sahibidir. bu yine de onun ayıbıdır. orada tam olarak ne oldu, adam ne söyledi de mustafa sarıgül'ün damarına bastı bilmiyorum ama akplilerin akp'yi putlaştırıp eleştirememeleri gibi ben de chp'yi ya da sarıgül'ü putlaştıracak değilim. adam olmayı öğrensinler bir zahmet. yepyeni bir nesil var artık, şiddeti ve faşizmi şiddetle değil, kıvrak zekalarıyla kıvrandıran! bu insanları temsil edecek adamın davranış şekli bu mudur yani?

chp'den lgbt açılımı

kolay kolay hiç bir parti bu konuda samimiyet gösteremez. chp için de durum farklı değil.

homofobik rtük'ten kolombiya kriterli eşcinselliğe teşvik cezası

bir yandan da sevindirici bir haber sayılır, lezbiyenleri "eşcinsel" kategorsine sokmayı başarmış olduklarını anlıyoruz buradan. peki bunun neresi sevindirici?

biliyorsunuz bu hıyarları bu kadar hızlı eğitmek mümkün değil. şimdi eşcinselin ne olduklarını anladılarsa 10 yıl sonra cinsel yönelimin ne olduğunu öğrenirler. bir 10 yıl sonra eşcinsel haklarının ne olduğunu öğrenirler, bir 10 yıl sonra da nefret cinayetlerinin nasıl önlenebileceği üzerine kafa patlatmaya başlayabilirler. yani aşağı yukarı bir 80 yıl sonra istediğimiz gibi bir türkiye'de yaşayabiliriz. sıkın dişi biraz daha.

recep tayyip erdoğan'ın savunma mekanizması

kısaca özet geçmek gerekirse bizim oralarda yavuz hırsız ev sahibini bastırır derler. reconunkisi de aslında tam bu strateji, savunmadan çok saldırma üstüne kuruludur.

her saldırı/savunmasında mutlaka şu ögelere rastlanır: mağduriyet, kabadayılık, korku tesisi, ötekileştirme, önemli konuları ve kişileri itibarsızlaştırma, suyu bulandırma, tarihi çarpıtma, hedef şaşırtma, yalan ve iftira.

cümle içinde en çok kullandığı kelimeler ve ibareler şunlardır: cehape zihniyeti, darbe, bunlar, onlar, paralel, demokrasi, milli irade, 28 şubat, sandık, baş örtüsü, türban, geçmişte, biz yaptık ...

beyoğlu'nda ohal kararı

(bkz: oha)

polislerin bu hakka sahip olmadığını biliyorum az çok. ancak yolda bir polis durdursa üstümü aramak istediğini söylese bi dakka kardeşim ohal mi var diye sormam. çünkü bu hastalıklı adalet sisteminde o polislere atarlanmanın bir sonucu var. adam polise mukavemet falan gibi bir şey uydurup karakola buyur edebilir. bu yüzden donumun içindekini bile görmek istese açar gösteririm yemin ederim. başıma geldi mi? açıkçası yolda yürürken gelmedi. ama 2-3 kez arabamda bir kez de takside başıma geldi. arabadaki spermli peçetelere kadar her şeyi kontrol ettiler. yetmedi. cüzdanımı o da yetmedi çükümü yokladılar. *

dolayısıyla ohal olsa kaç yazdı olmasa kaç yazdı. zaten işler böyle yürümüyor muydu.

başbakan'ın talimatı ile twitter'a göç eden kavim

ben her şeye rağmen olaya iyimser bakıyorum. sığ argümanları ile yiyecekleri ayarlar belki biraz olsun savundukları hastalık üzerine düşünmeye itebilir bu tek hücrelileri. belki o sahip oldukları tek hücre spor yaparak çoğalmaya başlar. hatta kim bilir zamanla utanma, vicdan, empati gibi erdemler geliştirip düşünen organizmalara dönüşebilirler.

bu saatten sonra kronik akp sendromu hastalığı diğer sağlıklı hücrelere bulaşamaz. hastalık bu aşamadan sonra ya durağanlık gösterecektir ya da iyileşmeye başlayacaktır yavaş yavaş. o yüzden bırakın bu tek hücreli virüsler siber alemde diledikleri gibi dolaşsınlar.

cemaatin seçime birkaç gün kala patlatacağı bomba

buna benzer bir başlık ekşi'de de açılmış. **

https://eksisozluk.com/akpnin-cemaatten-yiyecegi-esas-darbe--4247904 *

beni en çok koparan öngörü şu oldu:

hükümetin çok önemli bir adamının eşcinsel ilişki kaseti çıkmazsa boş olacak iştir.

bizim millet hırsıza falan çok bozulmuyor da sevdiği adamın sikildiğini görünce kabullenemiyor. düşünsenize bir bakan falan kucakta hopluyor. işte o zaman kurtuluruz bunlardan.



2014 yerel seçimleri

2009 seçimlerinde manzara şuydu:

istanbul: akp %44.2, chp %37, mhp %5.1, saadet % 4.9, dtp %4.6, dsp %1.4
ankara: akp %38.5 chp %31,5 mhp, %26.9

açıkçası 2014 seçimleriyle ilgili güvenilir bir anket yok, anket dediğin şey zaten doğru bir denek grubuyla yapılmazsa yalnış sonuç verir. zaten yapılan anketlerin de tarafsızlığı oldukça şaibeli bir konu. o yüzden somut gerçekler üzerinden gidelim yani 2009 seçim sonuçları *

istanbul'da sarıgül'ün gerçekten de seçimi alması çok uzak görünmüyor. gelecek seçimlerde akp ufaktan kan kaybedecek, cemaatçi olan seçmen kitlesi oy vermeyecek. ancak sayılarının düşündüğünüz kadar çok olduğunu da sanmayın. çok çok %2'lik bir kaybı olur akp'nin. cemaat cephesinden. bir de akp'den çekilen özgürlükçü pişmanların oyları var. * ancak onların da harikalar yaratacağına ihtimal vermiyorum en iyi ihtimalle %1.5'tir sayıları. ve bu grubun oylarının çok az kısmı chp'ye eklenecek, oyları hdp'ye falan gider. yolsuzlukları, faşizmi ya da iftiraları görüp akp'ye oy vermekten vazgeçecek akp'li sayısı ise % 0.

yani bu durumda akp en iyi ihtimalle % 41'e falan düşer.

gelelim cehape zihniyetinin oy durumuna. chp'nin ufak tefek saçmalıklarını saymazsak şu an kaybettiği bir kitle yok denebilir. ve dsp'ye giden şişli oyları sarıgül'e eklenecek bu sefer. yani bu da oyunu %38.5'e çıkarır. açıkçası chp'den pek hazzetmese de sarıgül'ü umut ışığı olarak gören insanlar var ve akp'den dönen özgürlükçülerin bir kısmı chp'yi destekleyecek. işte asıl onların oyu bu seçimin kaderini belirleyecek eğer bu oran %2.5 üstüne çıkarsa seçim sonucunu küsüratlar belirleyecek.

bu konuyu açmamın sebebi biraz da buydu sevgili yazarcanlar. biliyorum ne chp'yi ne de sarıgül'ü o kadar çok sevmiyorsunuz ve sizi temsil ettiğini düşünmüyorsunuz. ben de sizinle hemen hemen aynı fikirdeyim. desteklemek istediğiniz partiler var ve seçimlerde onları desteklemek istiyor da olabilirsiniz. tabiki karar sizin ama bu konuda fikrimi söylemeden edemeyeceğim: oy vermeden önce bir önceki seçime bakarak şehrinizin profilini çıkarın. oyunuzu ona göre kullanın. diğer şehirlerde durum ne bilmiyorum ama istanbul'da akp virüsünden kurtulmak gayet mümkün görünüyor. * oyunuzu mhp'ye ya da hdp'ye vermeden önce 2 kere düşünün ve kendinize şu soruyu sorun "akp'yi bu şehrin başında görmek istiyor muyum istemiyor muyum?"


ben elimden geldiğince oyunu mhp'ye ya da hdp'ye falan verecek insanları ikna etmeye çalışıyorum. istanbul'da sonucu küsüratlar belirleyecek çünkü.

başbakanın mantıklı bir argümana ihtiyacı olmadığını fark etmek

aslında önemli bir kırılma noktası bu. bence kendisi de seçmenlerinin bu kadar trajik bir boyutta kendisine ibadet ettiğinin farkında değildi kabataş görüntüleri skandalına kadar. adamlar, adeta görme, işitme koklama gibi duyu organlarından vazgeçmişler, yerine recep tayyip erdoğan'ın duyu organlarını kullanıyorlar.

(bkz: insan gerçekten hayret ediyor)

akp'li tanıdıklarınız varsa bu kabataş olayıyla ilgili ne düşündüklerini sorun gerçekten siz de hayret edeceksiniz.

travesti replikleri

(bkz: bakağar mısın bakağar mısın topum aşağıya düştü verir misin)

başınıza gelmediyse komik bulmazsınız tabi. efem şöyle anlatayım taksim'in ara sokaklarında bir ara böyle bir olta atma tekniği vardı travesti bacılarımızın. avcı travestimiz, aşağıdan geçen potansiyel müşteriye *, aşağıya düşmüş olan * bir eşyasını vermesini rica eder. benimkisi bir baseball topu olmuştu * oldukça basit görünse de çok zekice bir reklam çalışmasıdır bu efem. çünkü böyle bir durumda 3 çeşit tepki verebilirsiniz.

1- duymamazlıktan gelip yürürsünüz ya da transfobik bir tepki vererek siktir lan falan derseniz. netice olarak bu tepkiyi veriyorsa müşteri olma potansiyeli yoktur.
2- topu alır ve ona fırlatırsınız, * * neyse efem bu tepkiyi veren insanların da müşteri olma gibi bir potansiyeli yoktur. sadece kibar bir insandır yardımcı olmaya çalışıyordur falan.
3- verilebilecek 3. tip tepki ise topu alıp apartman kapısına doğru yönelen adamdır. işte avcı travestimizin aradığı hedef kitle bu gruptur. bir bahaneyle iyi niyetli (!) genç adam içeri buyur edilir ve gereken teşekkür yapılır.

diyeceksiniz ki ulan gerizekalı kadın niye böyle bir zahmete giriyor. yüzsüz yüzsüz "gelsene sikişelim yakışıklı" demesini bilmiyor mu? biliyor tabi ama aynı zamanda türk erkeklerinin aynı andan hem homofobik hem de sikişgen olduğunu da biliyor. eleman apartmana girerken sikişmeye gelen bir ahlaksız değil, topunu düşürmüş zavallı bir kadına yardım etmeye giden bir hayırsever oluyor.

* * *

recep tayyip erdoğan'ın mustafa sarıgül'e sarması

rte'nin sarıgülü sansürle kaseti. videoyu izleyemiyorum. izleyen varsa deşifre etsin. iç mihraklar youtube'la oynuyor galiba şu an.

cemaatin seçime birkaç gün kala patlatacağı bomba

yok bunu bir yerde okumadım, bizzat kendi teorim. kendimi fettullah gülen'in yerine koydum. ** adam bayağa bir yıpratıcı gerilla atağı yaptı. öyle böyle değil. ancak sadece yıprattı. bunun ölümcül bi vuruşu olması lazım. bence o bombayı sona saklıyor. seçimden bir iki gün kala öncesine. çünkü türkiye'de gündem çok hızlı değişiyor. o bomba patladığında seçime kadar kaynamaması gerekiyor. yorgun pipi dedi dersiniz, seçimden bir iki gün önce cemaatin son bir darbesi olacak, bütün bunların çok çok üstünde bir şey.

hatta bu konuda fantezi tahminler üretebiliriz. ilki benden geliyor:

seçime hile karıştırdıklarına dair somut bir delil çıkacak.

zenginleri anlamak

valla ben bu insanoğlunun fakirini de anlamadımki.

demeyeyim demeyeyim diyorum ama kendimi tutamıyorum. şimdi o dalgası geçilen richie rich bebesinin annesi babası var ya. işte o ananın babanın yerinde olsaydınız "yauw milletin çocuğu açlıktan ölüyorken bizim çocuğa tekne almamız mübah değil" gibi komünist bir yaklaşım sergiemeyecektniz * hatta yat falan bile alabilirdiniz çocuğunuza.

oha lan farkında olmadan zenginleri anlamışım.

hediye olarak tekne alınınca ağlayan çocuk

izleyen kapitalistlerin nereden baksan yarısını komünist yapmış çocuktur.

o bu değil de hakikaten nefesimin bile çok fakir koktuğunu hissettim videoyu izledikten sonra.

aigai

çoğu konuda fikir ayrılığı yaşasak da hoşlarımın nereden baksan yarısını borçlu olduğum adam. bir de yakışıklı falan diyorlar. kim bilir, belki bir gün çiftleşiriz.
  • /
  • 39
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 772

ilk cinsel deneyim

en az 5 kere kutlanan 39 uncu yaş günü gibi bir şeydir gayler için. her defasında ilki gibi... ilkim olur musun ?

eşcinsellerin ünlü eşcinsellere yüklediği misyon

bu konuda üstünde konuşabileceğimiz pek örnek yok. ama elimizde olanlar kafi. bir cemil ipekçi gerçeğimiz var mesela. özelde cemil ipekçi genelde tüm ünlü eşcinseller üzerinden giderek eşcinsellerin ünlü eşcinsellere yüklediği haksız isteklere bir bakalım.

-eşcinselleri temsil ettiği bu yüzden iyi bir imaj çizmesi gerekliliği **
bir insanın "ben eşcinselim" demesi onu diğer eşcinsellerin temsilcisi yapmaz. tıpkı ünlü birinin ben yahudiyim demesi onu tüm yahudilerin temsilcisi yapmayacağı gibi. hiç kimse hiç kimsenin imajından sorumlu değildir. zaten herkesi memnun etmek de mümkün değildir. eğer insanlar tek bir örneğe bakıp genelleştirmeye gidiyorsa bu yine de o ünlüye imajını düzeltme zorunluluğu getirmez. toplumdaki eşcinsel imajıyla ilgili sorunun varsa, çık meydana millet eşcinsel görsün.

-eşcinsel haklarını savunması gerekliliği *
her koyun kendi bacağından asılır. ünlü biri, eşcinsel olduğunu açıklayarak zaten kendi savaşını vermiştir, ve istese de istemese de eşcinsel hakları için bir adım atmıştır. ama hiçbir koşulda kimsenin o kişiye o gruba mensup diye o grubun hakları için çarpışmasını talep etmeye hakkı yoktur. kaldıki o adam başarısını ve ününü o gruba borçlu değilse ortada bir minnet borcu falan da yok.

-kimliğini açıklaması talebi *
buna da çok rastlıyorum. hepimizin gay olduğunu bildiği ama bunu resmen açıklamamış olan ünlülerimiz var. niyeyse biz cinsel kimliklerimizi her ortamda saklama gereği duyarken, onların kimliklerini heteroseksüel arkadaşlarımıza bile ifşa etmekten hiçbir çekince duymayız. evet onların da bir ailesi, bir işi, bir statüsü, bir dışlanma ve mücadele korkusu var. bir de pişkin pişkin yok efenim "niye ibne olduğunu söylemiyor, halbuki böyle adamlar itiraf etse bizim işimiz daha kolay olur" diyebiliyoruz falan.

azis

bu adamı ne zaman görsem kafamda hep aynı senaryo canlanıyor. sanki sibel can la fatih ürek çiftleşmişler bir oğulları olmuş. sonra tarık mengüçle lady gaga çiftleşmişler bir kızları olmuş. sonra bu oğlanla bu kız büyümüşler ve çocuk yapmışlar. bir hermafroditleri olmuş. bu hermafroditle king kong çiftleşmiş ve azis doğmuş. öyle bir şey sanki. bunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

kadınlarla çok sikişen heteroseksüel erkeğin zamanla eşcinsele dönüşmesi

teori bana ait değil, 2 farklı heteroseksüel erkekten duyduğum bir iddiadır. kadınlarla çok sikişen adam artık sıkılıp başka şeyler denemek istiyormuş falan. ayol biz niye sikiştikçe kadınlara kayamıyoruz o zaman diye bir cevap vermek istedim, veremedim içimde patladı.

kadınlardan da hoşlanan bear

bunun için bir kelime vardı. hmmm neydi o... neydi o... biçersikersüel miydi, biskövitseksöel miydi. hah buldum

(bkz: biseksüel)
(bkz: biseksüel bear)

istanbul'da yaşamak için yeterli maaş

-asgari ücret alıyorsanız ve yalnız yaşıyorsanız, intihar edin demek istemem tabi bu sizin bileceğiniz iş. ama yine de üstünde düşünülmesi gereken bir seçenek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.000-1.300 arası maaş alıyorsanız, çöp arabalarının neden bu binaları da çöp diye alıp götürmediklerini uzun uzun düşüneceğiniz türden bir mahallede yaşayabilirsiniz. evinize köpek bağlamayı bir deneyin hele. sigara içmek gibi bir lüksünüz yoktur. öğünlerinizi işyerinizde yemek gibi dahiyane planlar yapabilirsiniz. buzdolabınızda bulunan yemekler şunlardır: oha buzdolabın mı var? eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler kısaca şunlardır: gabile'den koli düşürmeye çalışmak, park sahil gibi bir yere gidip pampişlerle çekirdek çıtlamak belki yanında bir tane de bira, 31 çekmek

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.300-1.600 arası bir maaşınız varsa, merkezi sayılabilen ama yine de köhne bir mahallede oturabilirsiniz, eğer şanslıysanız nispeten güzel bir semtte temiz bir 1artı1 de bulabilirsiniz. evinizin muhtemelen çirkin bir banyosu toparlanmaya çalışılmış bir mutfağı vardır, tek kelimeyle eviniz çirkindir ama ona alışacaksınız zamanla. kaçak sigara içmek gibi bir lüksünüz olabilir ya da haftada 2 paket 2001 sanırım sorun olmaz. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: makarna, bim yoğurdu*eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: gabile'den koli düşürmeye çalışmak, masasında plastik çiçekler olan bir kafede pampişlerle çay içmek belki bir tane de kola, zara'ya gidip asla satın almayacağın giysileri denemek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.600-1.900 arası bir maaşınız varsa, kötü bir mahallede iyi bir evi ya da iyi bir mahallede kötü bir evi karşılayabilirsiniz sanırım. evinizde böcük gibi ufak tefek sorunlar olabilir ama böcük zaten ufak tefektir işte. sigara için ama yine de bokunu çıkartmayın. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: makarna, beyaz peynir, o hafta kilerde hangi meyve sebze ucuzsa ondan, çikolata-kola gibi lüks tüketim ürünü sayılabilecek birkaç şey. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: romeoplanet'tan adam düşürmeye çalışmak, kendisine bohem hava vermeye çalışmış ama aslında sadece ucuz olan bir kafede pampişlerle bira içmek belki bir tane de baileys, kedi beslemek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 1.900-2.200 arasındaysa, oturduğunuz semti önceliklerinize göre seçme lüksünüze sahipsinizdir, işe yakın olabilir, koli merkezi taksim'e yakın olabilir, ya da sessiz sakin nezih bir yer olabilir. eviniz lükse değil belki ama sevimlidir. sigaranı iç anacım, bir şey olmaz. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: beyaz peynir, uyum marketten aldığınız hindi salam, biraz da tavuklu pilav. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: romeoplanet'ten adam düşürmeye çalışmak, iç dekoru bir iç mimara yaptırılmış olan bir kafede rakı içmek belki yanına biraz da meze, sinemaya gitmek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 2.200-2.500 arasındaysa, oturduğunuz semtteki binaların ufak şirin bahçeleri vardır ya da en azından mimarisi zevklidir. eviniz lüks sayılabilir, iyidir iyi. sigara da içersin nargile de. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: ton balığı, kırmızı et ürünleri, carrefour'dan aldığın pastane ürünleri. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: el altında bekleyen hazır ve nazır kolileri kaldırmak, canlı müzik çalan bir kafede şarap içmek belki bir kadeh de viski. caz konserine gitmek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 2.500-3000 arasındaysa, oturduğunuz semtle ilgili yaşadığınız tek problem arabanızı park edecek yer bulamamanızdır. ankastre dolap tam olarak ne bilmiyorum ama evinde kesin ondan vardır. amına koyim sigara mı içiyorsun utanmadan bir de, git ot mot bir şey bul. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: migros'tan aldığın havyar *. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: "seviyeli ilişki aramak, genellikle rezervasyonla müşteri alan bir restoran/kafede kola içmek *, haftasonu uludağa gitmek.

kullanışlı bir planetromeo profili açmanın incelikleri

koli bulamıyor musun? bulduklarını düşüremiyor musun ya da düşürdüklerini beğenmiyor musun? işte bu başlıkla tüm sorunlarına kökünden çözüm bulacaksın. doğadan özenle toplanan binlerce ayının deneyimlerinden yararlanarak artık senin de hergünün başka bir sikişle dolacak.

1-ilk adım ne istediğini belirleme adımıdır. onların ne istediğini boş ver sen ne istiyorsun?

2-aslında ilk adımı boş ver. hepimiz yarrak istiyoruz işte. burdan ne anlıyorsun? gözü dönmüş bir pasif olsan bile asla profilinde "bottom only" ya da "more bottom" gibi ibareler kullanma. unutmaki "top only"ler bile "top only"leri düdüklemeye çalışıyor.

3-feminenler uzak dursun, erkek erkeğe, feminenlere saygım var ama, erkeksi değilim erkeğim, feminenlerden hoşlansaydım heteroseksüel olurdum diye profillerde karşına çıkan ibareler seni yanıltmasın. bu ibare sahiplerinin yüzde 95'inde yüksek oranda östrojen hormonu vardır. bu herkesin bildiği ama yüksek sesle dile getirmediği bir gerçektir. bu adamlar bir araya gelip kendi aralarında erkekçilik oyunu oynuyorlar başka bir anlamda. yani üçüncü maddeden ne anlıyoruz? profiline bu tip şeyler yazmaman gerektiğini anlıyoruz. sadece çirkin ifadeler oldukları için değil, senin aslında feminenliğini bastırmaya çalıştığın anlamına geldiği için.

4-kendine güvenen gelsin, düzgün insanlar gelsin, yakışıklı bilmem kimler gelsin şeklinde oldukça garip ifadelere rastlayabilirsin profillerde. düşünecek olursan bu gay milletinde hakikaten yarım gram zeka kırıntısı bile yok. herkesin kendine güvendiği, herkesin kendini düzgün sandığı herkesin yakışıklı olduğu bir dünyada neyin filtresini yapmaya çalışıyorsun be gerizekalı? bir de şöyle bir durum var. bu elitçi, seviyelici ve düzgüncü arkadaşların yine yüzde 95'i varoş mu varoş apaçi mi apaçidir. yani dördüncü madde neymiş? asla düzgün-kaliteli-seviyeli-elit-kültürlü kelimelerini cümle içinde kullanmaymış.

5-isviçreli bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre planetromeo'da bir paragraftan uzun yazıların okunma başarısı is yüzde 5'tir. o yüzden boşu boşuna kendi kendini kasmana lüzum yok. yani beşinci maddeden ne anlıyoruz? (bkz: özet geç piç)

5.5- beş buçukuncu adım 5 ile 6 arasında bir ara adımdır. resimlerini ve yazılarını yüklemeden önce kendine bir rol seçmen gerek. önce seçmemen gereken rollere bir göz atalım istersen.

a- ortalık orospusu **
b- şirinlik muskası *
c- üstün insan * * * *
d- çirkef *

şimdi gelelim seçebileceğin rollere

a- olgun gay **
b- yeni düşmüş masum bebe ***
c- maço **
d- zengin **
e- gizemli ***

6-şimdi senin için en uygun rolü seçtiğine göre profil yazılarını buna göre yazabilirsin. e artık onu da bana yazdırmayacaksın değil mi?

7-ayı sözlük yazarlarının bamya fobilerinden de anlaşılabileceği gibi yarrak boyu gayler için düşündüğünden çok daha önemli bir kriter. romeo jargonunda s yarrağım yok demek, m küçücük bir yarrağım var demek, l eh ortalama bir yarrağım var demek. bu 3 seçenek de iş yapmaz. peki bu konuda ne yapabilirsin? bu konuyu hiç belirtmeyebilirsin ya da yalan söyleyebilirsin.

8-geldik en önemli konuya. resimleeeeeerrrrrr. bu aslında tek başına bir ana başlık ama konuyu elimden geldiğince toparlamaya çalışacağım.
ilk önce yapmaman gereken şeylerden başlayalım.

a- hayır öpücük atarak kameraya bakan fotoğraflarını koyma. hatta o fotoğrafları uzayın sonsuz boşluğuna gönder.
b-hayır tuvalet aynasında cep telefonuyla çektiğin resimleri de koyma.
c- resimlerde çok fazla gülme, hele hele gülmek sana yakışmıyorsa.
d- resimlerde poz verme, zaten bu konuda hiç biriniz başarılı falan değilsiniz.
e- yarrak ve göt resimleri ile kaldıracağın koliler genelde yarrak gibi ve göt gibi olmak üzere ikiye ayrılırlar. o iş de yaş.
f- göbeğini içine çekerek çektiğin resimleri de koymanı önermem. insan gözü diyafram ile kas arasındaki farkı seçebilecek kadar gelişmiştir.
g-barda çekildiğin resimleri de koyma. biliyorsun. biliyorsun gay lugatında gay bar eşittir ortalık orospusu.
h-aqua park'ta çekindiğin resimleri de koyma. bir nedeni yok. sadece çok klişe lan!
ı-gözlerinin resmini de koyma. biliyorum aynaya baktığında gözlerinle sevişmek isteyecek kadar narsistsin. ama inan bana iş yapmıyorlar.
i-spor salonunda çektiğin resimleri de koyma diyeceğim ama burası zaten ayı sözlük olduğuna göre o tür resimleri olanınız haliyle yoktur.

şimdi geldik koyman gereken resimlere: zaten yunan tanrısı isen yapman gereken fazla bir şey yok ama değilsen şunlar yapılabilir.
a-ucundan koklat resmi. puzzle'n 3-5 parçasını ver adamlara. bırak gerisini onlar tamamlasın. bırak seni bir max george yapsınlar. bırak seni bir joe manganiello yapsınlar.
b-gay olmaktan başka, karakteri olan, ruhu olan bir varlık olduğun mesajlarını veren resimler koyabilirsin. mesela play station oynarken ya da ne bileyim odun keserken falan *
c-maço objelerle görün resimlerle. mesela motorsiklte üzerinde * ya da basketbol topuyla *
d-erotik resimler koy ama pornografik değil.
e-resimlerde gözlerin kameraya bakmasın, böyle uzaklara bak, çok uzaklara. sanki hayatın anlamını çözmüşsün ve o sırrı kimseyle paylaşmaya niyetin yokmuş gibi.
f-lüks zevklerin ve yaşamın olduğuna dair bir sanrı yaratman lazım. sanki senin arabanmış gibi bir bmw'nin önünde resim falan çekil. yaratıcı ol azıcık.

9-şimdi geldik başka bir önemli konuya. ilk mesaj. açıkçası slm, nbr, tanışalım mı gibi tırt şeylerle birinin hemen etkilemen çok zor. ama evet yaratıcı olmakla uğraşamayacaksan bunlar en yaygın yöntemlerdir. fakat sen kolini hemen ağına düşürmek istiyosun. neler yapılabilir peki?

to be continued

gay ilişkilerdeki en büyük sorun

doğru olanın ya da olması gerekenin toplumca belirlenmiş bir kalıbı yok gay ilişkinin. çünkü gay olmak zaten baştan yanlıştır. örneğin heteroseksüel bir kız olsaydık eli yüzü düzgün işi gücü yerinde bir koca bulmak ve bulana kadar da kimseyle sikişmemek bulunca da 2 tane velet yapmak "doğru" olandı. dolayısıyla heteroseksüellerin eşcinseller gibi neyin doğru olduğunu anlamak için pek kafa yormadıklarını söylemek çok yanlış değil. olması gerekenin ne olduğunu bilirler, öyle olmasalar bile öyleymiş gibi göstermek zorundadırlar. öte yandan eşcinseller büyük bir tabuyu yıkarak gerçek hayata başlarlar. bence en büyük ve en en travmatik sorun bu. aslında buna bir sorun adını vermek doğru olur mu onu da bilmiyorum. ama hayatımızda iyi ve kötü adını verdiğimiz şeylerin temelinde bu olduğunu görüyorum. çünkü eşcinseller kuralları konulmuş bir dünyanın ferdi olmaya çalışmak yerine yepyeni bir ahlak ve yaşam görüşü inşa etmek zorundalar. bu da ucu açık bir özgürlük getiriyor. gerisi zaten zincirleme olarak yaşanıyor. ilişkileri hızlı tüketmek, doyumsuzluk, kabul görmemek, sadakatsizlik, normalleşme arayışı hep bunun sonucu.

arda boyları

türkü sevmeyen insanların bile tüylerini diken diken eden trakya türküsü. sanırım türkünün insanı en çok çarpan tarafı türküyü ölü bir kızın ağzından dinleme fikri.

tebrikler kızınız hamile

güldüren ender bir facebook paylaşımı

"oğlunuz ikidir cumaya gelmiyor." (diyanet işleri)

“kızınız yine alışverişte.” (ekonomi bakanlığı) **

“kızınız bir odun için her gece sular seller gibi ağlıyor.” (orman ve su işleri bakanlığı) **

“kızınız bir öküzü seviyor.” (tarım ve hayvancılık bakanlığı) **

"aslında kızınız iyi de çevresi kötü" (çevre bakanlığı) ** “kızınız barda eğleniyor.” (içişleri bakanlığı) **

“kızınız yine o çocuğun evine gidiyor.” (ulaştırma bakanlığı) **

“kızınız dün konserde, bugün sahilde öpüştü.” (kültür ve turizm bakanlığı) **

“geç kalmadan kızınızı evlendirin.” (aile bakanlığı) **

“kızınızın eline erkek eli değmemiş, milli servet resmen boşa akıyor.” (enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı) **

"oğlunuzu suriye ile savaşa sokuyoruz!" (milli savunma bakanlığı) **

“sağlık bakanlığı ismiyle "tebrikler! kızınız hamile." mesajları atan dolandırıcılara itibar etmeyiniz! kızınız valla burcular’da kaldı.” (emniyet genel müdürlüğü) **

“kızınızın maşallahı var, gelip alabilirsiniz” (diyanet işleri başkanlığı) **

"kızınız facebook'ta atatürk'ü seviyorum resmi paylaştı, bir daha olmasın." (atatürk araştırma merkezi) **

"kızınız, mayo değil bikini giymiş." (denizcilik müsteşarlığı) **

"sizin oğlan milli oldu." - (spor bakanlığı)

ayak kokusu

bir apış arası kokusu kadar tahrik edici olmasa da kendine has bir çekiciliği olan koku. hatta acıktırıcı bile sayılır.

(bkz: doritos nacho peynirli)

eşcinselliğin beş şartı

1-farklı ve özel olmak
eşcinsellerden bahsederken onlar diyerek ve tanıştığınız her insana onlardan farklı olduğunuzu ima ederek veya direkt söyleyerek bu şart yerine getirilmiş olunur.
2-kültürlü olmak
en az 3 yabancı diziyi hatmetmiş olmak ve birkaç tane de yabancı şarkı ve şarkıcı ismi biliyor olmak yeterli bu şartı yerine getirmek için.
3-tek gecelik ilişki aramamak
tabiki tek gecelik ilişki aramamakla tek gecelik ilişkilerin seni bulması aynı şey değil
4-erkeksi olmak
pantolon ve gömlek giyiyor olmak bu şartı yerine getirmek için yeterli. hatta etek, pembe ve transparan giymediğiniz sürece bu şart aşılmış olunur.
5-çanta
mükemmeliğin son rötüşü de denebilir bu şart için. tüm o önemli eşyaları amele gibi cebinde taşıyacak değilsin tabiki.

izmirlilerin güzel oldukları kadar küstah da olmaları

özellikle söz konusu izmir olunca çok hırçın olabiliyorlar.

bir izmirliyle karşılaşırsanız şu soruları sormanızı şiddetle öneririm. sorarken de yüzünüze en kezban ifadeyi takının.

1-izmir'de cami var mı?
2-izmir büyükşehir oldu mu? ....... -aaa ciddi misin?
3-tanıştığım bütün izmirli kızlar çirkindi, güzel olanları dışarıdan mı yerleşmiş acaba?
4-izmir'den sahilini çıkarırsan geriye dünyanın en çirkin şehri kalır diyorlar, kuzum sizin sahilinizden başka numaranız yok mu sahi?
5-izmir'de türbanlıları neden linç etmeye kalkışıyorsunuz?
6-neden izmir'de yaşıyorsun ki?
7-izmirlilerin izmirli olmaktan başka gurur duyacağı bir başarısı yok mu?
8-izmir'in geçim kaynağı daha çok tarım mı hayvancılık mı?
9-izmir'de niye kız kulesi gibi, galata kulesi gibi, boğaz köprüsü gibi şehirle özdeşleşmiş herhangi bir yapı yok?
10-istanbul'da ya da ankara'da yaşamak varken neden burada yaşıyorsunuzki?
11-izmirliler kendi yavurluklarını sindiremedikleri için mi faşist ve ırkçı oluyorlar?
12-bir izmirli günde ortalama kaç kez seks yapıyor?
13-sen nasıl izmirlisin, ağzın içki kokmuyor?
14-küçük şehirde yaşamanın ne tür avantajları var?

**

heterofobi

bir tepki olarak çoktan doğmuş olması gereken akımdır. bu tür uç ve anarşik yapılanmalara ihtiyacımız var. şu an için bütün gay barların kapısına " heteroseksüeller ve köpekler giremez" yazılsa bana yine de yeter.

öpüşmek

bir kulak yalamak bir kulak memesi kemirmek bir kulak ısırmak değildir
açıkçası bir türlü sevemediğim aktivite olmuştur. sanırım iyi bir öpüşken değilim ya da doğru kurbağayı bulamadığım için mi bilmiyorum. ama neden icat edildiğini bile anlayabilmiş değilim hala.
Henüz takip ettiği biri yok.