arvellian

Durum: 1977 - 0 - 0 - 0 - 09.01.2017 17:05

Puan: 30770 - Sözlük Kaşarı

12 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

vampyre of time and memory
  • /
  • 99

birini düşünürken yanaklarının ağrıdığını hissetmek

düşündüğün kişiyi düşünmemen gerektiğinin bir göstergesidir.

peçeteden kendi imkanlarıyla doğmak

radyasyon falan vardır işin içinde kesin. bunu başaran sonrasında süper kahraman falan da olmuştur.

batman v superman dawn of justice

sevgiliyle bilgisayar oyunu oynamak

oynanan oyuna göre değişik senaryolara sebep olabilecek durum.
mesela tekken ya da mortal kombat oynanıyorsa "aynı hareketi yapmasana yaa" gibi replikler ile birlikte küsme, darılma gibi küçük olumsuzluklar yaşanabilir.
league of legends, dota2 gibi bir moba oynanıyorsa muhtemelen birbirini kurtarma amacıyla mantıksız oynayarak oyuna sıçılabilir. kimse kusura bakmasın lol is better than sex değil yani.
bir korku oyunu oynamak herhalde en eğlencelisi olur. sarılarak, tırsarak oynanılır; konsol sevgililer arasında "şurayı sen geçsene"lerle gidip gelir.
kısaca hayaller hayatlar.

cinsel seks yaparken essay yazabilen erkek

yaratıcılıktan ölen erkektir. aldım listeye.
(bkz: ölmeden önce yapılması gerekenler listesi)

alttaki yazara soracaklarım var

bir süre acı içinde kıvranıp yalayarak geçirmeye çalıştıktan sonra imkanım varsa alkol alıp uyurum. imkanım yoksa ağrı kesici alırım. o da olmazsa ağlamaya başlarım sanırım.
hiç saçını boyattın mı?

yazdığı her hikayede önce kendini feda eden karakter

literatür açısından bakıyorsak* gerçekte olmadığı bir karakteri hikayede oldurmaya çalışmak diyebiliriz. kişi bu fedakarlığı gerçek hayatta yapmak istiyor ama yapamıyor, böylelikle çözümü edebiyatta buluyor. mesela gerçek hayatta pısırık olan berkecan yazdığı bir kurguda cillop gibi prensleri ejderhaların elinden kurtarabiliyor.

şişmanlığın günah olması

"boku yedik" tepkisi vermeme sebep olan durum.
bak yine yemek dedim.

alttaki yazara soracaklarım var

sonbahar. valla drama queen falan değilim ama sonbahar.
ilk randevun nasıldı?

karen gillan

kozmonot

astronot ile eş anlamlı olan terim. bildiğim kadarıyla ruslar kullanıyor bunu. bence daha havalı.

ayı sözlük'ün faşist ve milliyetçi olmaya başlaması

bir trolün gazıyla birbirine düşen sözlükçülerin yarattığı gereksiz durum. lan kıkır kıkır gülüyor yine gündem oldum diye sallamayın şunu da gitsin.

green apple

öğrenim kredisi

alıp almama konusunda çok pis kararsızlığa düşüren kredi. dört yılın sonunda hayata borçlu başlamak istemiyorum. bununla birlikte okul hayatımı rahat geçirmek de istiyorum. çok şey mi istiyorum?

türkiye'de geylerin aşırı kıskanç olması

türkiye'deki herkesin aşırı kıskanç olması şeklinde değiştirilmesi gereken başlık. kıskançlık gelenek olmuş artık, uçlarda yaşıyoruz millet olarak. kıskanmayan da kıskanıyormuş gibi yapıyor uyum sağlamak için.

hiç kimseyi sevmemiş gibi hissetmek

şu sıralar içinde bulunduğum durum. herkes eksik geliyor, kendim de dahil olmak üzere.

modern family

bugün başladığım ve ilk sezonunu bitirmek üzere olduğum şahane dizi. ortam müsait olsa anırarak güleceğim çoğu yerinde. komik olmasının yanında duygulandırıyor da. her bölümün sonunda bir aile özlemi sarıyor insanın içini.
favori karakterim tabi ki mitchell. isterse çocuklarımın babası olabilir.*

bira

bana uykulu bir mutluluk hali veren alkollü içecek.

ayı sözlük itiraf

az önce rocknrolla'yı izledim ve tom hardy'ye çok kötü şeyler yapmak istiyorum.
edit: eksileyen tom hardy herhalde.
(bkz: ayı sözlük yazarları arasında ünlü olması)

insan

  • /
  • 99
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1977

adem ve adem forum

ilk göz ağrım olan sevimli mi sevimli forum. kendinizi keşfeden taze bir ibne iseniz apollo abinizden azar işitip naramsin aplanızdan kucak dolusu kokulu öpücük alabilirsiniz. ya da tam tersi.
en kısa zamanda geri döneceğim forumdur.

çay içme bahanesiyle ilk buluşmada yapılabilecekler

bir kere çay içmek kendi başına yapıldığında bile huzurlu ve oldukça keyifli bir eylem. bahane olarak kullanmaya gerek yok bence. başka biriyle içildiğinde çok daha zevkli zaten.

eşcinsel aşk büyüsü

arkadaşlar inanmayın buna, a4 kağıtta fotoğrafla olmaz bu işler. platoniğinizin tükürüğü, saç teli, tırnağı falan lazım. çok daha güçlü olmasını istiyorsanız bir damla kan hatta, bakın bu da yılların vampirinden tavsiye size. ah bu günümüz büyücüleri... 3d printerla voodoo doll yapacaklar utanmasalar.

vampire: the masquerade - bloodlines

world of darkness dünyasında geçen 2004 yapımı bir rpg. bilgisayar oyunlarında, özellikle rpg türünde bir kült. bu yıla kadar farkına varmadığım ve son anına kadar bitirmemeye çalışarak özenle oynadığım; gizemli atmosferi, soundtracki ve interaktif hikayesiyle büyüleyen oyun.
karakterimiz karanlık los angeles gecelerinde egemenlik savaşı veren vampir hükümeti camarilla ve anarşist vampirlerin çatışmalarının ortasında vampire dönüştürülüyor. çatışma demişken politik bir çatışma söz konusu henüz. camarilla'dan izin almadan bizi vampire dönüştüren efendimiz idam edilince bir başımıza kalıyoruz ve bu kirli siyasetin içine bir piyon olarak giriyoruz. ek olarak vampirliğiyle gurur duyan ve insanları koyun gibi tüketen sabbat adlı bir örgütle uğraşıyoruz.
oyuna başlarken mevcut yedi vampir klanından birini seçiyoruz önce. ya da oyun önümüze bir test koyarak cevaplar doğrultusunda seçiyor klanı. bu klanlar yüzyıllar öncesinden gelen kan bağlarıyla oluşmuş.

brujah: asi ve savaşçı özellikleriyle öne çıkan klan. anarch movement'ı bunlar oluşturuyor genelde.
toreador: güzellik ve sanatçılıklarıyla öne çıkan klan. sosyal ilişkileriyle ön planda. oyun içi diyaloglarda kullandığımız baştan çıkarma ya da ikna etme özelliklerini en iyi bu klan kullanabiliyor.
malkavian: deli vampirlerden oluşan klan. söyledikleri hiçbir cümle ve yaptıkları hiçbir şey mantıklı değil. fakat deliliklerinde bir bilgelik olduğu söyleniyor. hiç beklenmedik şeyleri bilebiliyorlar. seçtiğim klan buydu ve oyun boyunca gaipten sesler duydum, televizyon ekranındaki spikerle konuştum ve dur tabelasına sataştım. diyalog seçenekleri gerçekten çok eğlenceliydi. mesela bir adamla konuşurken sırlarını, düşüncelerini falan biliyoruz. oyundaki karakterler tabi bıkıyor bir yerden sonra ve "malkavian geldi dağılıyoruz beyler" moduna bağlıyorlar. ilk oynayışta değil de ikinci için tavsiye ederim.
ventrue: aristokrat vampir klanı. camarilla hükümetinin yöneticileri. patron sınıfı yani çok hoşuma gitmiyorlar.
nosferatu: gölgelerde yaşayan vampir klanı. bu vampirler çirkinlikleriyle ön planda. dönüşürken deforme olmuşlar çünkü ve insana benzemiyorlar. fakat bunu bir avantaj olarak kullanıp camarilla'nın gizli ajanları olarak çalışıyorlar.
tremere: büyücü vampir klanı. gizemli konuşmaları, kan büyüleri falan var.
gangrel: doğayla iç içe takılan vampir klanı. yalnız kurtlar yani. hayvanlara dönüşebilme gibi özellikleri var.

birbirinden detaylı ve zekice yazılmış yan görevlerle donatılan santa monica, downtown, hollywood ve chinatown'da geçiyor oyun. oynayışınıza göre farklı sonlarla bitiyor.

masquerade ihmali dediğimiz bir olay var, kan içtiğiniz, vampir olduğunuz falan insanlar tarafından görülürse camarilla sizin hakkınızda "final death" emri veriyor. beş ihmal hakkımız var. bir de humanity puanımız var, ne kadar insancıl davranırsak o kadar farklı diyalog seçenekleri çıkıyor karşımıza. mesela tenha bir sokakta yalnız takılan birini gördünüz ve besleneceksiniz. o kişinin kanını içebilirsiniz ama öldüremezsiniz. öldürürseniz humanityniz düşüyor ve diyalog seçenekleriniz azaldığından konuşarak çıkabileceğiniz durumlardan savaşarak çıkmak zorunda kalıyorsunuz.
sonuç olarak "nerde o eski vampirler" diyen herkesin oynamaktan zevk alacağı bir oyun.

ayı sözlük yazar nicklerinin çağrıştırdığı imgeler

leoparsiz burjuva:
nehiryeli:
mr nobody:
wolibear:
smellycat:

sözlüğün hdplilerden oluşması

hatalı bir gözlem. ben ldp'liyim mesela. barajı kaldıracağını güvenerek verdim oyumu hdp'ye, pişman da değilim. sığ bir yorum olacak ama akp'ye koyduk mu? koyduk.
şu saatten sonra tek istediğim şey barış ve akan kanın durması. eminim hdp'ye oy veren diğer insanların istediği de bu. türkiye intikam döngüsünü kırarsa iyi yerlere gelecektir, artık umutla bakıyorum buna.

ayı sözlük itiraf

bugün yürüyüşe başlayayım dedim, gittim bir yürüyüş parkuruna yürümeye başladım emekli amcalar gibi. emekli amca demişken üç-dört tur attıktan sonra eşofmanlı bir amca jet hızıyla yürüyerek yanımdan geçti. ben de gaza geldim tabi, kaç yaşında amca bana parkurun tozunu attırıyor. hızlandım, deli gibi yürümeye başladım ve sonunda yetiştim amcaya. bi yan gözle baktı bana ve "hmpf"* efektiyle bastı yine gaza. iyice dellendim bu sefer, ride the lightning'i açarak yürüyüş atletine bağladım hemen. evet amcayı geçtim baya fakat vücudumu hissetmiyorum sözlük.
özet: spordan nefret ediyorum.

eşcinsel aşk

kendine ve diğerlerine nefret kusmaktan mütevellit sevmenin ve sevilmenin, saf ve karmaşık duyguların, özlemenin ve özlenmenin tadına bakamamış trajik insanların olmadığını iddaa ettiği duygu.
iki gey bi taksiciyle yattı diye (ki yatabilir kimseyi ilgilendirmiyor bu) (rastgele cinsel ilişkiye giren heteroseksüellerin aşkında bir sıkıntı yok ama değil mi?) koskoca aşk kavramını sikiş sokuşa indirgeyebilen çirkin zihniyetleri gösteren başlık ayrıca. uzaktan bakıp ağlayarak otuz bir çekmeye devam edin neden kimse beni sevmiyor diye. biz de yorulmalayım siz de.

eşcinsel evliliklerin abd'nin her eyaletinde serbest bırakılması

henüz gerçekleşen sevindirici olay. obama şu tweeti attı ardından:
"today is a big step in our march toward equality. gay and lesbian couples now have the right to marry, just like anyone else. #lovewins"

parti kursanız yanınıza alacağınız yazarlar

"hepsi" diyerek cevap vereceğim başlık. koca partide bir yer bulunur herkese mutlaka. ne kadar gerilsek de tartışsak da şu sözlüğe emek veren herkes değerli bence. valla politik olmaya çalışmıyorum hepinizi seviyorum.**

feminenlere ilgi duymayan gay

cinsellik konusunda kafası çok karışan insanları gösteren başlık. insan ilişkileri o kadar sığ boyutlara gelmiş ki yani... neyse.

halklailiskilerci

tuğçe kazaz'la bir akrabalığı olup olmadığını merak ettiğim yazar.

ayı sözlük itiraf

zorlama edebiyatçılar yüzünden çaya olan sevgimi dile getiremiyorum. valla fantastik edebiyat dışında edebiyat kültürüm çok yoktur, twitter'da cemal süreya rt'lemiyorum, zeki demirkubuz izlemiyorum. ama çayın yeri çok ayrı bende ya. şu an yazdığım bu girdiyi eksilemek istiyorum mesela, bu zihniyeti yaratana lanet olsun. *

sözlükteki türk kürt çatışması

öyle bir şey yoktur. ortada bir çatışma da yoktur. hdp'nin varlığını kabullenememiş insanların demokratik hakkını kullanan insanlara hakaret etmesi ve ülkenin %13'ünü terörist ilan etmesi vardır. varsın etsinler. nefret etmek kolay iş.

ayı sözlük itiraf

gözüm bir entry'yi okumadan önce entry'nin sağ alt köşesine kayıyor, buna göre okuyup okumayacağıma karar veriyorum ve zaman kaybını engellemiş oluyorum.