baskerwilleliwilliam

Durum: 291 - 0 - 0 - 0 - 28.09.2018 13:23

Puan: 3894 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 15

kutluğ ataman

istanbul modern'deki son işi ile şaşırtmıştır. bir dansöz kıyafeti içinde salt darbuka eşliğinde dans eden kişi kendisinden başkası değildir.

vücut geliştirme

an itibariyle başlamaya karar verdiğim durum.

eğreti gelin

"ödünç geldin, emanetsin evimde" dizelerini hatırlatan film. atıf yılmaz'ın vefat etmeden önceki son yapıtlarından biri.

zumbarayı

bilen bilir zumbara diye paranın geçmediği, insanların birbirlerine bilgi sahibi olduğu konularda dersler verdiği bir uygulama var. örneğin sosyoloji mezunu biri ilan veriyor 'sosyoloji hakkında paylaşımda bulunmak istiyorum' diye ve bu konuda bilgi veya ders almak isteyenler mesajla iletişime geçiyor ilanı veren kişiyle. ister internet üzerinden kamera karşısında, ister bir yer belirlenip o noktada buluşarak dersler veriliyor. ben de ayı sözlük oluşumu olarak zumbarayı adında bir uygulama düşündüm. bu başlık altında yazarların almak veya vermek istedikleri şeyler konusunda paylaşım yapıp birbirlerine destek olabileceklerini hayal ettim. hayal olarak kalmasın deyip uygulamaya dökme kararı aldım.

zumbaraya ilk taşı ben atarak başlatıyorum. sinema kuramları, sinema tarihi, senaryo yazımı, bağımsız sinema gibi sinema ile alakalı olan birçok konuda isteyenlere ders verebilirim. tam olarak ders olmasa da sohbet havasında bir sinema sohbeti de diyebiliriz.

siz de yabancı dil, uzmanlık alanlarınız (felsefe, matematik, tarih, edebiyat, müzik) gibi alanlarda hem ders verebilir hem de istek de bulunabilirsiniz. umarım işe yarar ve katılımı yüksek bir etkileşim elde edebiliriz.

hamsi tava

her akşam yesem bıkmayacağım ender şeylerden. bol limonlu ve iyice kızartılmışsa yeme de yanında yat.

sözlükçülerin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt

bağnaz bir annenin tüm aile içinde uyguladığı baskıya karşı çıkıp tam aksini yap. televizyon günah deyip düğmesine basıp kapattıkça sen tekrar aç hem de en yüksek sesle.

ayı sözlük iş ilanı

sanat alanında bir bölümde yüksek lisans yapıyorum. haftanın 4 günü boşum. bu boş günlerde harçlığımı çıkartabileceğim yarı zamanlı bir iş arıyorum. sigara içmiyorum, ingilizce başlangıç seviyesinin biraz üstünde. bir yaştan sonra aileden para istemek zor oluyor, zaten olmayan paranın nesini isteyeceksin. özetle iş arıyorum. fakat kariyer.net'deki gibi kapitalist önce okuluna saygı duyuyoruz, çalışma saatleri ona göre ayarlanacak deyip haftada 40 saatlik bir çalışma planı çıkartmayacak yerler olursa müteşekkir olurum.

sana öyle bir şey yaparım ki sevişenler denemedi

aylin coşkun adlı pop müzik icra eden bir şarkıcımızın bir parçasında geçen sözler.

(bkz: yorumsuz)

baytar

gençken az dinlemediğimiz sagopa kajmer parçası. ne dinlerdik hey gidi hey... müzik zevkimi sorgulasaymışım keşke o zamanlar...

derdime çare baytarım yok, dengeme destek tut ki durayım...

pier paolo pasolini

salo o le 120 giornate di sodoma filminden sonra öldürülmüş italyan yönetmen. filmlerinde fazlasıyla kilise ve din eleştirisi barındırması ölümüne giden yolu hazırlamıştır. sanat özgürdür, özgür kalacaktır anlayışını hiçbir zaman anlayamamış katiller tarafından öldürülse de pasolini ismi hala sinema dünyasında adı sıkça zikredilen ve saygı duyulan yönetmendir.
ve bilmiyorsunuz ama hala yaşamaya devam ediyor. siz öldürenler nerdesiniz? siz çünkü öldünüz ama pasolini yaşıyor.

a serbian film

bir diğer adı a serbian film olan yapım. izlemeden önce birkaç kez düşünülmesi gereken filmlerden. bir bunu bir de salo ya da sodomun 120 günü bunu izlemeden birkaç kez düşünün. (bkz: pier paolo pasolini)

f tipi film

birçok farklı yönetmen tarafından kısa film şeklinde çekilip daha sonra birleştirilerek tüm film haline getirilen film. tam olarak sayısını hatırlamasam 5 ya da 6 mahkumun hapishanedeki durumlarını anlatmayı kendisine konu olarak seçen f tipi film politik sinemaya örnek olarak verilebilecek son dönem nadir filmlerden. ayrıca dışarıdan temin ettikleri boya ile duvarları rengarenk boyayan mahkumlara içeriye boya sokmaları yasaklandıktan sonra, mahkumların bazı gıdaları kaynatarak elde ettikleri renklerle yine duvarlara boyaması, her ne kadar yasaklar koysanız da içimizdeki rengarenk boyaları yok edemeyeceksiniz mesajı vermektedir.

sports tv

italya erkekler voleybol ligi maçlarını canlı yayınlayan spor kanalı. birkaç yıl önce kadınlar ligini de yayınlıyorlardı fakat şu an sadece erkekler ligini yayınlayabiliyorlar. italya gibi voleybol konusunda dünyaya yön veren bir ülkenin ligini izleme şansı tanıdığın için teşekkürler sports tv

ntv spor

a spor, sports tv, trt spor gibi rakiplerine nazaran yayıncılık kalitesi bakımından bir adım daha önde olan kanal. her spor kanalı gibi büyük oranda futbola yer verse de diğer spor dallarını da tamamen görmemezlikten gelmiyor. görmemezlikten kasıt altyazı olarak farklı bir branşın maç sonuçlarını vermek yerine bu branşlara özel bütçe ayırarak özel programlara dahi yer veriyor oluşudur. fakat son zamanlarda küçülmeye gittiği gelen dedikodular arasında. bir diğer farklı spor branşlarına yer veren kanal için (bkz: sports tv)

knut hamsun

açlık adlı eserin sahibi ve aynı zaman nobel ödüllü yazar. birçok eseri bulunmasına rağmen en çok bilineni açlıkdır.

uzun süre berbere gitmemek

yaklaşık altı aydır uyguladığım durum. güzel bir makine aldım. hem etek traşı yapıyor, hem saçlarımı kesiyor, hem sakallarımı düzeltiyorum. oh, mis. paramda cebime kalıyor. filmlerdeki gibi ayna karşısına geçip oluyorum. bu sayede berber dayaması'ndan da kurtuluyorum.

sevgilisinin yaş gününde yaş pasta yapan kişi

sadece doğum günleri mi? işten/okuldan/kütüphaneden dönerken çok sevdiğini bildiğim için ayda bir de olsa yapmaya çalışmışımdır. öğrencilik halinden mütevellit bolca malzemesi olmasa da hunharca abanması sonucunda önünden çekip 'yeter yarına da kalsın biraz' demişliğim çok vardır.

sophia bilides

amanes parçasıyla tanıdığım balkanların en nadide seslerinden biri.

homojen dergi viral reklam kampanyası

planetromeo gibi sitelerde kendiniz hakkında yazmak istedikleriniz köşesine bazı üyeler etiketler yapıştırıyor. örneğin sevdiği kitap ismi veya film ismi gibi. o kısma homojen dergi de yazılabilir. ilgi alanları kısmına mesela. bu da bir fikir. veya dergide yer alan bir yazının ekran fotoğrafını alıp fotoğraflar kısmına koyabilir. aslında koyduğu yazı kendiyle ilgili söylemek istediği birşeyi içerir fakat yazının köşesinde homojen derginin amblemi olacağı için oradan da küçük bir reklam yapılmış olabilir. benim aklıma gelenler şimdilik bu kadar.

gölgeler ve suretler

bağımsız yönetmen derviş zaim tarafından çekilen 1960'lı yıllarda kıbrıs'da yaşanan türk-rum çatışmasını konu alan film. diğer derviş zaim filmlerinde görmeye alışık olduğumuz geleneksel türk sanatı ile sinemayı buluşturma durumu bu filmde de mevcuttur. bu seferki geleneksel türk sanatı örneği hacıvat-karagöz'dür. film içerisinde bir adet buğra gülsoy ve bir adet hazar ergüçlü barındırmaktadır. o zaman çok popüler değildiler bu oyuncular. şu an bu tür bağımsız bir yapımda yer alırlar mı bu bir muamma.
  • /
  • 15
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 291

marina abramovic

performans sanatçısı. 1960'larda ortaya çıkan vücut sanatı akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen marina abramovic fiziksel ve zihinsel sınırları zorlayan performanslarıyla dünya kamuoyunu şaşkına çeviren bir kadın. en dikkat çeken performanslarından biri balkanlarda 90lı yıllarda yaşanan bona-sırp savaşına dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdiği 'balkan baroque' isimli işidir.

link:

zenginin aktif fakirin pasif olması

fakir ama aktif bir gay olarak bu konuda devrim başlatmayı hedefliyorum.
(bkz:bütün fakir aktifler birleşin)

günün sözü

"birey televizyonda sudan iç savaşını, herhangi bir tuvalet kağıdı reklamıyla aynı duyarsızlıkla izlemektedir. televizyonu kapattıktan sonra sudan'daki iç savaş devam etse bile onun için bitmiştir. işte bireyin yaşadığı bu evren simülasyon evrenidir. her şey görüntülerden ibarettir ve cansızdır."

j. baudrillard

lgbti temalı filmler

tarafımdan izlenmiş ve arşivimde bulunan filmler. izlemek isteyip de bulamayanlara yardımcı olabilirim. iyi ki sinema var. başlıyoruz efendim.
dipnot: bazı filmlerin ana teması eşcinsellik olmasa da eşcinsel karakterler barındırmaktadır.

a single man: üniversitede akademisyen olan bir adamın yalnızlığını konu alır. hem gay hem olgun hem okuyan-araştıran bir erkek olmanın ister istemez yalnızlaştırdığını okuyabiliriz filmden. filmin yönetmeni ise ünlü modacı tom ford.

all you need is love: şu an konusunu tam hatırlayamıyorum ama çerezlik lgbti temalı filmlerden biriydi kanımca.

american beauty: yıllardır amerikan rüyasının birçok amerikan filminde gözlerimize içine sokulduğu durumu ters köşeye yatıran bir film. aslında o mutlu görünen, herşeye sahip olan amerikan ailelerinin kendi içlerinde nasıl da yalnız olduklarını ve başka limanlarda mutluluk aradığını gösterir. filmin baştan sona konusu eşcinsellik olmasa da içerisinde eşcinsel bir ilişkiyi ufak da olsa barındırır.

anlat istanbul: 5 farklı yönetmen tarafından çekilen, 5 farklı masalın birleştirilmesinden ortaya çıkan film içerisinde birçok yıldız oyuncuyu barındırırken bir eşcinsel ve bir transa da yer verir. hatta bu beş masaldan biri trans karakterin hayatına odaklanmaktadır. güven kıraç'ı bu filmde eşcinsel rolünde izlerken parmaklıklar ardında dizisinden tanıdığımız yelda reynaud'u ise travesti rölünde görüyoruz.

any day now: erkek eşcinsel bir çiftin annesi tarafından ilgilenilmeyen down sendromlu bir çocuğu evlat edinmeye çalışmasını anlatan duygusal bir film. hem eşcinselliğe hem de down sendromuna dikkat çeken bir film iki ötekiyi tek potada birleştirmeyi başarıyor.

ağır roman: mustafa altıoklar'ın yönetmenliğini yaptığı başrollerinde okan bayülgen ve müjde ar'ın oynadığı film içerisinde bir adet eşcinsel karakter barındırmaktadır. yan karakterlerden biri olsa da ((bkz: küçük iskender ) hikayede kendine oldukça fazla yer bulmaktadır. ayrıca filmde söz yazarlarının kraliçesi aysel gürel'i de izlemek mümkün.

billy elliot: tam olarak eşcinsel temalı film olarak değerlendirmek ne kadar doğru olur bilmiyorum ama cinsiyet rollerinin üzerine gitmesi bakımında izlenmesinde fayda olan film. erkek bir çocuğun yaşıtları gibi futbol oynamak istemeyip bale yapmak istemesi üzerine 'bale sadece kız çocuklarına özgü müdür, yapmak isteyeceğimiz dans, spor veya başka bir eylemin çeşidini toplum mu belirliyor, bir erkek dans etmek istiyor fakat çük buna engel midir, engelse çük ağır olduğu için dans ederken kişi zorlanır bu nedenle yapmaması gerekir diye mi hoş bakılmaz' gibi kafamda deli soruları çözmeye çalışan film.

black swan: başrolünde bir adet natalie portman barındıran hoolywood yapımı film. oscar adaylığı da bulunan filmi göze sokulur derecede olmasa da lezbiyen temalı filmler listesine sokabiliriz.

behind the candelabra: amerikada zamanında yaşamış eşcinsel piyanistin hayatını anlatan film. söylentilere göre zeki müren isimli sanat güneşimiz de bu piyanisti izleyip ondan esinlenmiştir sahne şovları ve kıyafetleri bakımından.

edit: a ve b harfindeki bazı filmler şimdilik bu kadar, diğerlerini ve diğer harfleri daha sonra ekleyeceğim.


planetromeo vs hornet

biri aşk arama adı altında seks aramak için kullanılan uygulama, diğeri ise açık ve net olarak seks aradığını ifade etmek için kullanılan uygulama. her ikisinde de 3 temel madde var. birincisi çıplak fotoğraf (mümkümse spor salonunda çekilmiş), ikincisi şunlar yazmasın, bunlar yaşamasın, onlar nefes almasın, herkes uzak dursun minvalinde bir başlık yazısı, üçüncüsü ise nbr, slm, foto(?) gibi kısaltmalarla yazılan mesajlar.
bu veya bu tür sitelerde ne kadar uzun yazılar karalasınız da birşey ifade etmezken fotoğrafınızı paylaştığınız takdirde sohbete telefonda devam edilmek istenen kişi olursunuz. yine de sanki planetromeo bir tık daha iyi gibi (kötünün iyisi) karşılaştırıldıklarında.

fisting

hiçbir zaman anlamadığım, anlayamayacağımı düşündüğüm bir çeşit seks eylemi. olur da tesadüf eseri porno içerikli sitelerde videosuna denk gelirsem hangi tuşa basıp bilgisayarı nasıl kapatacağımı şaşırıyorum. o derece anlamlandıramıyorum. yine aklıma geldi ve midem bulanmaya başladı.

hornet

bir nevi tımarhane olarak adlandırabiliriz. aslında normalleştirdiğimiz, sıradanlaştırdığımız bu bedene dayalı hızlı ve sınırsız tüketim dış pencereden baktığımızda korkutucu bir görüntü sunuyor. karşısında geçmişi olan, geleceği olan, hayalleri olan, gülümsemesi, mutlulukları, kitapları, müzikleri olan bir insanla değil etten ibaret bir ürün varmış gibi davranıyor çoğu üye. marketten gidip cips paketlerine bakıp beğenir gibi sevgili veya seks partneri seçiyorlar. beğenmediği paketi kenara itiyor, beğendiğini yedikten sonra gidip yenisini alıyor. tamamı ile bir ürünleştirme söz konusu. herşeyin modernizmle birlikte sermaye, tüketim ve ürün olduğu günümüzde insanlarda ürünleştiriliyor. fabrika çıkışı, seri üretimle üretilmiş bir paket muamelesine maruz kalınıyor. gör, beğen, almak iste, alabilmek için şartları oluştur, ürüne ulaş, tüket ve yenisini gör... böyle bir döngü söz konusu.

tek kelime ile korkunç insanın içinin bu kadar boşaltılması. boş beyinler haline gelmesi.

marina abramovic

performans sanatçısı. 1960'larda ortaya çıkan vücut sanatı akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen marina abramovic fiziksel ve zihinsel sınırları zorlayan performanslarıyla dünya kamuoyunu şaşkına çeviren bir kadın. en dikkat çeken performanslarından biri balkanlarda 90lı yıllarda yaşanan bona-sırp savaşına dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdiği 'balkan baroque' isimli işidir.

link:

bağımsız sinema

ticari olmayan sinema için kullanılır. fakat bağımsız filmlerin ne kadar bağımsız olduğu tartışmaya açıktır. neden mi?

bağımsız filmler bütçe sıkıntısı çektiklerinden dolayı genelde fonlara ya da festivallere başvurur. fonlardan alacağı belli bir miktar filmin yapımına, festivallerden alacağı ödüller sayesindeki ücretler ise bir sonraki filme katkıda bulunacaktır. fakat fonlardan ve festivallerden ödül veya para almak bu kadar kolay mı? öncelikle başvurduğunuz fon veya festivale uygun bir film yapmanız gerekmekte. her fonun ve festivalin kendi kıstasları vardır. bu çerçeve dışına çıkmadığınız sürece destek olunması gerekensinizdir. bu durumda şu sorunsalı ortaya çıkarır; politikadan, ekonomiden, egemen söylemden özetle dış etkenlerden bağımsız bir film ancak gerçek anlamda bağımsız olur. içeriğine veya biçimine müdahale edilen film nedeni her ne olursa olsun ne kadar bağımsızdır? kısaca tam bağımsız film izlemek neredeyse imkansıza yakındır. yinede ticari sinemanın heryeri ele geçirdiği şu dönemde nefes aldığımız tek yerdir bağımsız sinema.

göğüs ucunda halkası olan orta yaşlı erkek

bu halka sayesinde memesinin ısırılması sonucunda inanılmaz zevk aldığını söyleyen ve bu halkayı bu yüzden taktırdığını belirten orta yaşlı erkek modeli.

en iyi 10 türk filmi

ah güzel istanbul (atıf yılmaz)
eşkıya (yavuz turgul)
masumiyet (zeki demirkubuz)
anayurt oteli (ömer kavur)
kış uykusu (nuri bilge ceylan)
hamam (ferzan özpetek)
kaç para kaç (reha erdem)
ağır roman (mustafa altıoklar)
karanlıkta uyananlar (ertem göreç)
salkım hanımın taneleri (tomris giritlioğlu)

rona nishliu

üzerine söylenecek çok fazla söz olmayan eurovision performansını sergileyen inanılmaz bir ses. özellikle parçanın ortalarında yaptığı ses devrimleri esnasında tüylerim diken diken oldu desem abartmış olmam. izlemeyenler için;

ümraniye'deki giyim mağazasının kabininde seks yaparken yakaladığım çift

geçenlerde ümraniyede d ile başlayan çok popüler bir mağazanın şubesine gittim. 4 katlı bir mağaza ve en alt kati outlet bölümü. arada yolum çarşıya düştüğün de buraya uğrarım. gündüz saatlerinde kimse olmaz ki bu bir mağazada aradığım en büyük özelliktir. ne müşteri olsun isterim ne de 'nasıl yardımcı olabilirim' diye peşinizde kosan bir eleman. her neyse bir gömlek aldım ve kabinlerin olduğu yere yöneldim. her zamanki gibi tüm kabinler boştu biri hariç şaşırdım. çünkü genelde kimse olmaz o katta. neyse hemen yan kabine girdim. girer girmez 'yapma, yavaş sok, ah uh' gibi cümleler duydum. serde araştırmacılık kimliği var. hemen dikkat kesildim. kabinin kapısını açtım. hemen kabinlerin olduğu koridorda ayna vardı boydan boya. aynadan yandaki kabin yansıyordu. ve kabinin kapısı yere sıfır değildi. 10,20 cm kadar boşluk vardı. 4 bacak gördüm. pantolonlar sıyrılmışti. ve malum isi yapıyorlardı. sanki yapan onlar değil benmisim gibi ateşim çıktı, elim ayağım titremeye başladı. o şaşkınlıkla doğru mu yaptım bilmiyorum ama yukarı çıkıp görevliye durumu anlatmaya çalıştım. bu da ayrı bir mevzuydu utancımdan anlatamıyorum. derken bir şekilde görevliyi aşağa kata indirdim acil bi durum oldugunu hissettirerek. görevliye kabini gösterdim ve kabinin aynadan yansıyan görüntüsünü görünce kapıya vurdu ve dışarı çıkmalarını istedi. dakikalar sonra erkek olan çıktı ve çıkar çıkmaz kız içeriden kapıyı hemen kendi üstüne kapattı. görevli israrla kapıyı vurdu. yine çıkmadı.ben de bu kadar macera yeter deyip mağazadan ayrıldım. omrum boyunca o ani unutamayacağım sevgili sözlük.

edit: başlığı yanlış yazmisim telefonun azizliğinden dolayi yöneticiler düzetirlerse sevinirim. anlatım bozukluğu mevcut ve yazım yanlışı.

penis yalamanın yararlı olduğunun tespit edilmesi

three billboards outside ebbing missouri

çok iyi film olmasına rağmen en iyi film oscarını alamayacağını tahmin etmiştim. çünkü rakibi the shape of water'ı izlediğim an oscarını kime gideceği ayan beyan ortadaydı.