coqueteria

Durum: 698 - 0 - 0 - 0 - 26.01.2016 04:32

Puan: 17196 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 35

bira

tamam hemen tuvalete gidip vücudunuzdan atıyor olabilirsiniz ama bu sıcaklarda içini sulandırmadan * soğuk, asitli, doyurucu her yerde * içilebiliritesi olan, devamı getirilebilen, rahatça ısmarlanabilen bir içki hem sanki diğer içkiler kana karışıp,tüm vitaminlerini minerallerini bedeninize mi bırakıyor

boat on the river

ilkokuldan sonra girilen anadolu lisesinin hazırlık sınıfı müfredatına konmuş ve o dönemdekilerin ezbere bildiği parçadır. hatta bir yerde bunu tane tane söyleyen ya da eşlik eden görürseniz hangi anadolu lisesi diye sorabilirsiniz. * *

ahmet ümit

ahmet ümit okumak size keyiften başka bir şey katmaz, boş vaktiniz var ise ve televizyonla aranız pek yok ise dizi niyetine okunabilir. betimlemeleri çok nettir,dolandırmaz,temiz anlatır. zamanla kitaptaki karakter sigara yaksa siz de yakarsınız ve onun rakı vakitleriyle sizinki kitabın son sayfalarında eşleşir çok donanımlı bir insan olmazsanız belki ama sürükleyicidir ve kitap okuma alışkanlığı için tavsiye edilir. özellikle sherlock holmes ya da hercule poirot gibi karakterleri seven ama kitaplarını okumayanlar için idealdir. beklentiniz henüz yüksek olmadığından şaşırıp bolca keyif almanız muhtemeldir.

orospu çocuğu

yıllardır adını duyduğum fakat tanışması bu güne kısmet olan ünlü özel/tüzel kişilik. bilmeyen için ayırt etmek oldukça güç; aynı sen ben gibi insana benziyor önce fark edemiyorsun, neyse ki sonra kendini tanıtıyor da hmm diyorsun. * * *

çamlıca ya dev cami

arz-talep meselesi şimdi istanbulda olmayanlar bilmez burada öyle bir cemaat var ki sokaklarda namaz kılıyor, ibadethane bulamıyor.. ihtiyaç doğmuştu, çok lazımdı..*

tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar

ben gidiyorum ayda bir çocuk esirgemeye; hiç de bakan eden görmedim bu güne kadar..allah allaaah demek ben denk gelmedim..*

yeni anayasa

bizsiz anayasa olmaz diyelim de sivil toplum örgütlerine koşturalım ..

zaman makinesi icat edilse gidilecek ilk tarih

anneeee, babaaaa duruuun laaaayn.. diye basacağım tohum anıma gitmek istiyorum..*

kevbear

kendisinin istanbulda katılacağı ilk zirve için; valilikten alınmış şehrin anahtarı teslim törenli, aramıza hoşgeldin pankartlı, bursa yöresine ait halk oyunları ekipli, kurban kanının alnına sürülmesine varan heybetli bir karşılama planlamaktayız.

kürtaj

gırgır dergisinden bu haftaki gündemin cuk kapağı gelmiştir. *
.jpg)

inci sözlük

sonunda kitapları kendilerine yakışan bir yayınevinden * basıldı. piyasaya sürüldü. darısı bizim sözlüğe..
inci sözlük: insanlığa lanet ciciş baskı.

ayı sözlük magazin

spor salonlarında hoş birilerini bulmak uğruna kendini paralayan max blum un anoreksiya olduğu halde, halen kendini şişman sandığı, sahildeki kayalıklarda bol tuzlu çekirdek çitlemekten dudakları şişen naringergedan ın onların songül karlınınkiler gibi hafif botox olduğunu iddia edip, halen kendini elit sandığı, her hafta aşık olan, ev partileri veren hestianın, köfte ne demek hiç bilmem diyerek halen kendini kezban diye tanıttığı, ne zaman tatlı bir herif geçse ya kahve alma ya da tuvalete gitme bahanesiyle masadan kalkıp, adamların peşinden giden trajedinin halen başının bağlı olduğunu söylediği; kadın, erkek, dil,din,ırk demeden herkesin üzerinde ne olduğunu soran bankacibear ın halen kendini faşist sandığı alternatif bir zirve geçirdi bu sözlük..

kolayını bulmak

bir şeyi yapmaya cesaret edemediğimizde, bu onun zor olduğu anlamına gelmez, o şey cesaret edemediğimiz için zordur. ne kadar şaman yolu, tao öğretisi, kişisel gelişim zırvalıkları varsa bize bunu süslü laflarla iteler. mevlevi yaklaşımda bile yaratıcının dağına göre kar yağdırdığı söylenir. tümden gelirsek başımıza gelen, önümüze çıkan zorlukları kendi gözümüzde büyüttüğümüzü; tüme varırsak da daha önce birileri tarafından ulaşılmış, itiraf edilmiş, geçilmiş, aşılmış şeyler olduğunu görürüz..bir kolayı varmış demek ki..*

spor salonu maceraları

kendinizi boşuna oralarda yormayınız, zira portakal için mutluluk kayısı olmak değildir..*

kitaplar konuşur engeller yok olur

gönüllü okuyucu seçmelerinde elendiğim; benim yerime ilkokulda bağırarak andımızı okutan kızı seçtiklerine üzüldüğüm, her ne kadar geç kalınmış bir proje olsa da; kitap okurken yaşadığımız dingin ruh göçümüzü görme engellilerinden yaşamasına olanak sağlayacak kampanya.

jean genet

babası belli olmayan, annesi tarafından bebekken yetimhaneye bırakılan, 7 yaşında evlat edinilen, 10 yaşında hırsızlığa başlayan, 13 yaşında ıslah evine düşen..kaçan..her şeyden kaçan geçinmek için gene hırsızlık yapan..avrupanın tüm hapishanelerini gezdikten ve fahişelik yaptıktan sonra olgunlaşıp ilk şiirini yazan; çiçeklerin meryem anası , gülün mucizesi ve hırsızın günlüğü adlı eserlerin yanı sıra tiyatro oyunu da yazarı, yazardan çok öte hayat adamı, eşcinsel filozof.. kitapları sayesinde j.p. sartre gibi yazarları etkilemiş ve bu yazarların fransız cumhurbaşkanına yaptığı ricalardan ötürü serbest kalabilmiştir.
özgürlüğüne kavuştuktan sonra suç işlememiş ama anarşist yapısına münhasır hep ezilen tarafa yandaş olup; ses getirmesi için edebiyatını döktürmüştür.

elektriği olmayan köyde

elektriğin kesilmesinin sebebinin, trafo boyarken akıma kapılıp ölen işçilerin hayatlarının ucuzluklarına dikkat çekmek için bir protesto olduğunu öğrendim..

hırsızın günlüğü

(spoiler: daha çok romanlar ve tiyatro eserleri kaleme almış bir yazar olan genet, "hırsızın günlüğü"nde otobiyografik öğelere ön planda yer vermiştir. yaşamın en ücra köşelerine, hırsızların, fahişelerin, eşcinsellerin, pezevenklerin dünyasına son derece şiirsel bir dille, derin ve incelikli ruhsal çözümlemelerle nüfuz eden "hırsızın günlüğü", aynı zamanda erkek bedenine düzülmüş en edebi övgülere rastlanılan bir yapıttır.
erkek egemen toplumun iktidarına, söylemlerine ve davranış kodlarına hem 'karşı'dan meydan okumuş, hem de bu iktidarın 'erkek' ve 'polis' nitelikleriyle özdeşleşmenin küçültücü hazzını yaşamış olan genet, kendi deyimiyle 'korkak, hain, hırsız ve eşcinsel'dir. o, aşağılanmanın ve kendini aşağılamanın en üst mertebesinde bir 'aziz' gibi dolanırken, tamamen dışında kaldığı 'bizim dünyamız'a tuttuğu aynada, ahlakdışılığın, ihanetin, şiddetin imgelerini bir geçit töreni görkemi içinde seyrettirir.
yeraltında yaşayan, toplum dışı bu 'serseri'nin hayatı, birçok insanın dokunmaya bile cesaret edemediği kimi değerlere hayatın içinden yapılan bir saldırıdır. bu hayat "hırsızın günlüğü"nde bir şiire, fakat vahşi bir şiire dönüşmüştür. "hırsızın günlüğü", yanıbaşımızda duran ve görmezden gelinen bir dünyanın içerden betimlenişidir.
yasadışının estetiğiyle tanışmak için...)

gemi

şu an içine binip, uzaklaşıp, içindeki kaptanı denize attıktan sonra farelerini cebime doldurup kendisini de batırasım gelen, efil efil alıp başını gitme aracı.

eurovision 2013

rus nenelerin göremeyeceği yarışmadır. *
  • /
  • 35
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 698

saygınlık

renault

doktorlara yüzde beş indirim yaptığından; doktorlar zengin olmadan önce bu arabayı kullanırlar. çok yaygın olmasına rağmen iyi kullanıcılar arasında fransız teknolojisi, özellikle şanzuman kısmı kilometre arttığında sorun çıkardığı için tercih edilmez. *

80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak

annemizin ceket vatkasından meme yapmak , mermer sehpada kafa yarmak, asansörde fahrenheit ve brüt kokusuna boğulmak, bankanın verdiği kumbaradaki paraları günde 18 defa saymak, dandik tencerelerdeki dibi tutmuş pudingi kaşıklamak, misafirlikte uzatılan çikolatayı kibarca reddetme terbiyesi, kullanılmayan koltuk üstleri örtülü salondan anne evde yokken korkmak, akşam elma ve portakal soyup bıçağın ucundan yemek, kozalak toplayıp boyamak, yabancı dizilerde görüp ev köpeği için tutturup en fazla balık ya da muhabbet kuşu izni koparıp; o kuşa pis cimbom dedirtmeye çalışmak, keşke babam cosby olsa diye özenmek, semt pazarında annenin arabasını tutup kaybolmamaya çalışmak, hemen sofraya oturmak için ellerimi yıkadım diye, hemen uyumak için de diş fırçasını ıslatıp; dişlerimi fırçaladım diye yalan söylemek, yara bandını çok mühim ilaç sanıp karın ağrısı geçsin diye göbeğine yapıştırmak, kanayan dizlere daha tentürdiyot sürülmeden üfleyip bağırmak, evden çıkmadan mutlaka çişini yapmak, o zamanın matematik kitabı yazarı ahmet buhanın ölmesini istemek, akşam ezanından önce evde olmak, muzlu şampuanın tadına bakmak, pilavı ketçapla yemek, gece apartman yöneticisinden gizli kapıcıya inip kazana kömür at diye yalvarmak, yazın gelen kapıya yığılmış kömürlerden ufak bir parça alıp yere sek sek çizmek, tebeşir yutup ateş çıkarmak, casio saatlerle mahalle arkadaşlarının yaşlarını hesaplamak bu dönemin çocuklarına has hareketlerdir.

tunatuan

yanlışlıkla * fırçaladığım yazar. *

eksi oy seri eksi oy farkı

eksi oy koyar
seri eksi oy koymaz
eksi oy sorgulatır
seri eksi oy soğutur
eksi oy baba bakışı
seri eksi oy anne terliğidir

bir eşcinsel evladın aileye yaşattırdığı utanç

o ailenin eşcinsel evladına yaşattığı utançdan asla daha çok değildir.

80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak

annemizin ceket vatkasından meme yapmak , mermer sehpada kafa yarmak, asansörde fahrenheit ve brüt kokusuna boğulmak, bankanın verdiği kumbaradaki paraları günde 18 defa saymak, dandik tencerelerdeki dibi tutmuş pudingi kaşıklamak, misafirlikte uzatılan çikolatayı kibarca reddetme terbiyesi, kullanılmayan koltuk üstleri örtülü salondan anne evde yokken korkmak, akşam elma ve portakal soyup bıçağın ucundan yemek, kozalak toplayıp boyamak, yabancı dizilerde görüp ev köpeği için tutturup en fazla balık ya da muhabbet kuşu izni koparıp; o kuşa pis cimbom dedirtmeye çalışmak, keşke babam cosby olsa diye özenmek, semt pazarında annenin arabasını tutup kaybolmamaya çalışmak, hemen sofraya oturmak için ellerimi yıkadım diye, hemen uyumak için de diş fırçasını ıslatıp; dişlerimi fırçaladım diye yalan söylemek, yara bandını çok mühim ilaç sanıp karın ağrısı geçsin diye göbeğine yapıştırmak, kanayan dizlere daha tentürdiyot sürülmeden üfleyip bağırmak, evden çıkmadan mutlaka çişini yapmak, o zamanın matematik kitabı yazarı ahmet buhanın ölmesini istemek, akşam ezanından önce evde olmak, muzlu şampuanın tadına bakmak, pilavı ketçapla yemek, gece apartman yöneticisinden gizli kapıcıya inip kazana kömür at diye yalvarmak, yazın gelen kapıya yığılmış kömürlerden ufak bir parça alıp yere sek sek çizmek, tebeşir yutup ateş çıkarmak, casio saatlerle mahalle arkadaşlarının yaşlarını hesaplamak bu dönemin çocuklarına has hareketlerdir.

mastürbasyon bir soykırımdır

epilasyon bir fukuşimadır. *

ışığın sesten hızlı olması

okulda öğrendiğimiz, ışık hızının ses hızından yüksek olmasıdır. şimşek çaktığında önce ışığın gelmesi bize ardından gök gürültüsünün kopacağının habercisidir. peki bu günlük hayatımızda ne işimize yarar ki *
sesimizi tek tek duyuramayacağımız zamanlarda.., mesela batmanı çağırırken; ya da bir zamanlar erbakan döneminde yaptığımız gibi zaman aşımından düşen sivas katliamına karşı çıkarken..her gece aynı saatte ışıklar açılıp kapatılarak yakında gökgürültüsü geleceğini haber verebilir; öğrendiklerimizi pratiğe dökebiliriz..

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

ilk ötekileştirilenin günü...

öyle bir geçer zaman ki

bu şarkıyı çelik, erkin koraydan daha güzel yorumlamıştır diyenleri tek tek bulup döverim. *

bayan

adı üstünde insanı bayan bir tür..

azerice

bize eğlenceli gelen dildir. (bkz: azericede silah) fakat bunun yanı sıra kelimeleri başka bir dilden alıp, uyarlamak yerine, anlamına uygun bir felsefeyle isimleştirmeyi yeğlemişlerdir. örn: artık=fazla demektir.
http://mikiurl.com/r/cqiga9

ofis ereksiyonu

çalışmaktan haz alan adamın dramı.
Henüz takip ettiği biri yok.