dalyandeltasi

Durum: 643 - 0 - 0 - 0 - 12.02.2013 00:28

Puan: 8154 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

bear-bondage :D
  • /
  • 33

güç bende artık

bir metaformoz sekansını başlatan söz dizgisinin ikinci yarısı.

tam metin;

gölgelerin gücü adına! güç bende artık!

sonsuzluklar ülkesinin prensi adam * he man'e dönüşürken o'nun korkak pisicik'i titrek, atılgan adında yiğit bir kaplan oluverir.

bu sırrı bilen üç kişi daha vardır: general, büyücü ve orko.

dip not(lar):

1. iki kişinin bildiği sır değilken son tahlilde dört kişinin bildiğinin ne olacağı tartışmaya açıktır.

2. güç ''artık'' he-man'deyse daha önce kimdeydi sorusu hala esrarını korumaktadır.

3. bir de bunun transseksüel versiyonu vardı she ra diye. aynı güç onda varsa bu kılıç aile yadigarı gibi bir şey midir?

video anlatım için aşağıda linkler mevcuttur efendim:

adam'dan he-man'e nasıl dönüşülür görsel anlatım:


adora'dan she-ra'ya nasıl dönüşülür görsel anlatım:

sonu bile bile yaşamak

mor ve ötesi - sonu belli



hayat... kimi zaman romantik bir komedi, kimi zaman fantastik bir çizgi dizi, kimi zaman erotik bir müzikal olsa da her daim sonu başından belli olan kötü bir film; ucuz bir yapım...

başlıkları alt alta okumak

başlıkları alt alta okumak

başlıkları alt alta okumak

anasını sattığımın dünyası

fethullah gülen'e sorulacak tek soru

- bu yumurtalardan hangisi daha büyük?

- kabartma tozu pastayı ne kadar kabartır?

- krema nasıl böyle güzel kokar?

- babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?



ama

konulduğu yere göre tüm cümleyi ve düşünceyi baştan sona değiştirebilir:

- seni seviyorum, ama...

+ ... ama seni seviyorum.

sevgi

içimde kayıp bir kedi; bazen iki aşk arasında ezsem bazen anlamsızca o'na doğru (hala) sersemletsem de beslemeyi asla unutmadığım sarı, gri ve siyah renklerde boyanmış küçük bir kedi büyütmeyi beceremediğim.

fleshlight

vajina, popo ve ağız şeklinde çeşitleri olan erkek mastürbasyon aleti; bir nevi erkek dildosu da denebilir kendilerine.

köpek, eşek, tavuk, kedi vb. * önüne ne gelirse sikmeye doyamayan sapık türk erkeklerinin ilacı.

penisin en çok temas ettiği yer

kısa film

doll face



bizi bir bir köleleştiren televizyona yapılabilecek en güzel eleştirel bakışlardan biri bu kısa film. gittikçe daha da esiri oluyoruz o kutunun, gün geçtikçe daha da benziyoruz birbirimize ve tek tip insan modellerine evriliyoruz. televizyon… orada gördüğümüz gibi giyiniyor ve onun gibi konuşuyoruz…

serdar ateşer

gerek müzik sektöründen gerekse yazınsal işlerden ettiği gelirlerle kendine ait bir home studio kuran ve bu sayede istediği gibi müzik yapabilen ya da içindeki müziği dilediği gibi dışa vurabilen ender sanatçılardan biri serdar ateşer.

ilk albümü mütareke yılları ile istenildiğinde türkiye’de de farklı bir bakış açısıyla müzik yapılabilineceğini gösteren serdar ateşer ikinci albümü olan avdet seyri'yle geri döndüğünde onun müziksel zekasını özleyen kulaklarımızın ne kadar da kirle dolup pas tuttuğunu tekrardan hatırlatmıştır bizlere.

müzik konusundaki yeteneğini yaydığı o yıllarda bu yolda tek başına yürümek istemediğini gösteren en büyük delillerden biri ise bülent ortaçgil’in bu şarkılar adam olmaz albümüdür. oldukça sade bir kartonete sahip olan bu albüm esas vurucu noktasını içindeki parçalarda barındırdığını daha ilk baştan anlatıyor gibiydi; albüm baştan sona en unutulmaz bülent ortaçgil şarkılarını barındırıyordu. * * * * * * *

sonraki yıllarda mozaik grubu ve eren kazım akay ile yaptığı ortak çalışmalarla adını sıkça gördüğümüz sanatçı, bir yandan da reklam müzikleri ile de uğraşmaktaydı. kendisini son olarak mor ve ötesi grubu’nun yedinci stüdyo albümü olan güneşi beklerken’de prodüktör koltuğunda gördüğümüz serdar ateşer; üzülerek söylesem de; bunca uğraşın ardından ülkemizde tanınmayan ya da yeterince tanınamayan sanatçılar listesinde yerini almıştır.

müzik yapabilme niteliği yüksek olmasından ya da nitelikli müzikler yapabilmesinden dolayı iki filmin de soundtrack çalışmalarını yapma görevi olduğu gibi serdar ateşer'in ellerine teslim edilmiştir. bunlardan ilki nesli çölgeçen'in yazıp yönettiği 1987 yapımı olan selamsız bandosu ve derviş zaim'in yazıp yönettiği, bolca ödüle de sahip olan 2000 yapımı filler ve çimen adlı filmlerdir.

(bkz: istemeyerek)

evlat olsa sevilmeyecek tipler

kürtajın neden yasaklanmaması konusundaki teroilerden yalnızca biri.

dikkat! yüksek derecede şiddet ve cinsel öğe içermektedir.

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

yalnızlığın anlaşılmadığı tek bir an var mıdır ki...

içindeki yaz doymuşluğunun sıcaklığıyla cebindeki çakıl taşlarına dönen yalancı tanışmışlıklarını havanın serinlemeye başladığı şu günlerde birer birer denize attığın an; işte tam da o soğukluktaki an; gerçek yalnızlığı esas o zamanlarda yaşamış olduğunu kavradığın ana evrilir ve artık taşımak zorunda olmadığın o ağırlıkların yalnızlığında daha bir sen olur ve de ''tamam''lanırsın.

bülent ortaçgil

bülent ortaçgil'in ''sen'' albümünden olan ve nedense gerilerde kalmış telefon parçası vardır ve günümüzdeki gerçek olmayan sosyalleşmelerimizi sağlayan msn, skype, facebook ve twitter gibi internet tabanlı kanalların öncesini tetikleyen o cepte taşınan kutuyu öyle güzel de anlatır ki bence geri planda durmuşluğu da bu yüzdendir. *



şu an yaşıyor olduğumuz çıkmazların, yapay sosyalleşmelerimizin, içten ''gibi'' gözüken yalandan sohbetlerimize eşlik eden yabanıl hayatlarımızın, mazeretten yoksun bıraktığımız ve özgün olmaktan çoktan uzaklaşmış olan nefeslerimizin kimsesiz, yorgun, ağrılı ve tükenmiş buğusu, telefonun karşısında aslında hiç de olmayan, boşuna var etmeğe çabaladığımız ''kimsecik''lerin ne kulaklarını ısıtıyor ne de dudaklarını ıslatıyor.

kel emo

ağlamak için akla zarar bahaneler üreterek emo olmaya yeterli ve gerekli koşulları sağladığı yetmiyormuş gibi bir de bunların üstüne kel oluşu o'na bir level daha kazandırıyor ve bu akımın vazgeçilmezleri listesinde tepelere taşıyor.

emo

saçıyla tek gözünü kapatan bir insan topluluğu olması dolayısıyla teknik açıdan kel bir emoya rastlamak pek de mümkün değildir.

(bkz: kel emo)

emo

gıdalarını tam alamayan insan güruhu.

sözlük yazarlarının 2013 beklentileri

01.01.2013

... yine aynı sabah... yine aynı soğukluk... yine aynı hüzün... yine aynı telaş... yine aynı korku... yine aynı belirsizlik...

...ne beklentisinden söz edebileceğini(zi) sanıyorsun(uz) ki...

(bkz: bu neyin kafası)



bu bir beklenti değil; ama gerçekleşecek olan '' değişim'' kaçınılmaz... *
  • /
  • 33
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 643

son defa

kargo grubunun ''yarına ne kaldı?'' adlı albümünde bulunan parça; tracklist olark ikinci parça idi; yıl 1996.

ayı sözlük yazarlarının şu an okuduğu kitaplar

akif pirinçci - felidae

beş kitaplık bir serinin ilk ayağı olan felidae'de yazar, * * * * polisiye romanların tüm sıradan yapılarını kendine özgü alaycı üslubuyla harmanlayıp okuyucuya sunuyor; üstelik bunu yaparken romanın baş kahramanlarının hepsinin de kedi olduğunu düşündüğümüzde ortaya fabl türüne benzer; ama esasında polisiye masal görünümünde bir başyapıt çıkıyor. sabırlı okurlar için ki sürekli gerilim ve heyecanın alt üst edildiği bir anlatım mevcut sayfa aralarında, pek de o sabrı göstermek zorunda olduğunuz bir durum oluşmuyor okurken; sizi sürprizi bol bir son bekliyor.

not:

1. şu an okuduğum kitaplar bölümüne yazdığım halde sonunu biliyor izlenimini verdiğim bir yazı oldu farkındayım; biliyorum zira ki ilk okuyuşum değil bu eseri. hani beğendiğin bir parçayı tekrar dinlemek ya da sevdiğin bir filmi tekrar izlemek gibi bir eylemdir kitap okumak benim için.

2. kedileri seven bir yakınınız varsa mutlaka tavsiye edilesi türden bir romandır.

3. kitabı okuduktan sonra kedilere eskisi gibi değil de anormal gözlerle bakacağınızdan emin olun!

yıllardır aynı tarz müzik yapan insan

acıyor ama devam et

doyumsuz dar kıçlı ayıların mottosu.

kanırtmaya başladıysa da devam edilir.

dersimin kayıp kızları

orjinal adı iki tutam saç: dersimin kayıp kızları olan belgesel. izlediğimde ilk aklıma gelen ve beni düşündüren nokta bu insanların ne acısı yaşadıklarının bile belli olmayışıydı; ne bir ölü var ortada ne de devlet tarafından aranan bir kayıp; şimdi ölen yakınlarının mı yasını tutuyor bunlar yoksa kayıp çocuklarının silüetlerini mi bulmaya çalışıyorlar. konuyu derinlemesine araştırmaya kalktığınızda, ben insanım diyen birinin içini harbiden yakacak olan korkunç hikayeler var.

ilk aklıma gelenlerden biri; filmin ardından tbmm de yapılan toplantıya katılan erdal karakoç'un hikayesi. yıllardır ablası sakine ve amcasının kızı şemsi'nin izini sürüyor. ancak olaydaki hüznün boyutunu belirleyen bu değil; bu arama, iz sürme görevini ölne babasından bir miras gibi devralıyor ve devam ettiriyor.
ve daha nice trajik, ilginç, anlatılması zor hikayeleri barındırıyor bünyesinde bu olay.

merak edenler için;

olay hakkıında her türlü görsel ve yazınsal bilgi: http://www.dersiminkayipkizlari.com/?hom...

belgesel hakkında bilgi: http://www.sinemalar.com/film/125824/iki...

kitabını okumak isteyenler için: http://www.iletisim.com.tr/kitap/dersimi...

mahallenin bakkalının veresiye defteri

müjde ar bakkal alışverişinde! * *



not:

görüldüğü üzere
bir kalçaya büyük boy rakı
bir göğse büyük boy sana margarini
iki göğüs olunca konserve ve makarna da ekleniyor listeye

dip not:

bakkalın elinin çıplak memesine değmesiyle kirlendiğinin farkına varan sevgili müjde ar hemen listeye sabunu ekliyor ve ardından listenin vazgeçilmezi kaşar geliyor; hem de eski kaşar!

cumartesi anneleri

cumartesi günleri içimde duyduğum burukluğun nedeni onlar. onları gördüğüm ilk günü; hatta ''an''ı hiç unutmuyorum, yine böyle soğukların tenimizi kavurmaya, yüzümüzü kesmeye başladığı zamanların birindeydi; o soğuğa rağmen bunca insan neden burada toplanmış diyordum kendi kendime; çünkü erken sayılabilecek saatlerdi meydan için. fark etmemek mümkün değildi onları, ki ortalık savaş alanını da andırıyordu bakıldığında; bir sürü polis ve onların sayısıyla yarışabilecek derecede köpek vardı etrafta, bir yandan da kimlik kontrolü yapılıyordu onlara yakın duranlara ve anlam vermeye çalışıyordum tüm bu olanlara. o zamanki aklımla uzaktan seyre durdum olan biteni, konuşmalarını dinledim, feryatlarını işittim, acılarını duyumsadım, yaslarını tattım... diğer yandan polislere ilişti gözlerim ve yanlarındaki boyu dizimi geçen köpeklerine; aç kurtlar gibi geldi o an hepsi bana, ağızlarından yere damlayan salyalarının kokusunu duydum sanki; polisler de çok tuhaf gelmişti baktığımda, sanki bir olay çıkacağının bilincindelermiş ve bu her zaman gerçekleşen kısır döngüsel bir süreçmiş gibi duruşları, bakışları ve davranışları vardı... bunları düşünürken olan oldu tabii...

şimdi biliyorum ki;
onlar terörist annesi değil!
onlar faşistlerin yandaşları değil!
onlar ''anne'' işte adı üstünde...

onların istedikleri tek şey sarılabilecek, ağlayabilecek oldukları bir mezar taşı. *
onlar sadece ''anne''...
bunun cumartesi, pazarı olur mu?
bunun ırkı, soyu olur mu?
bunun doğusu, batısı olur mu?

pazar

tezer özlü'nün pazar günlerine karşı içten içe içe bir kin beslediğini düşünürüm; ona insan hayatının sıradan yanlarını, hep aynıymışcasına yaşanan o tipik sabah, öğle, akşam ritüellerini ve o burjuvazi geleneklerini yıkamayan insanın kırık boşluklarını anımsatırken varoluşsal sorularını çözümlemede bir takım yeni metod yolculukları yapmasına olanak tanıyor gibi belki.

tezer özlü pazar günleri için şunu der;

"pazar günleri... şimdilerde... sokak aralarından geçerken... gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaşmışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek.......... isterim hep."

tezer özlü - çocukluğun soğuk geceleri

göt lalesi

gizli bahçenizde açan çiçek

serdar ateşer

gerek müzik sektöründen gerekse yazınsal işlerden ettiği gelirlerle kendine ait bir home studio kuran ve bu sayede istediği gibi müzik yapabilen ya da içindeki müziği dilediği gibi dışa vurabilen ender sanatçılardan biri serdar ateşer.

ilk albümü mütareke yılları ile istenildiğinde türkiye’de de farklı bir bakış açısıyla müzik yapılabilineceğini gösteren serdar ateşer ikinci albümü olan avdet seyri'yle geri döndüğünde onun müziksel zekasını özleyen kulaklarımızın ne kadar da kirle dolup pas tuttuğunu tekrardan hatırlatmıştır bizlere.

müzik konusundaki yeteneğini yaydığı o yıllarda bu yolda tek başına yürümek istemediğini gösteren en büyük delillerden biri ise bülent ortaçgil’in bu şarkılar adam olmaz albümüdür. oldukça sade bir kartonete sahip olan bu albüm esas vurucu noktasını içindeki parçalarda barındırdığını daha ilk baştan anlatıyor gibiydi; albüm baştan sona en unutulmaz bülent ortaçgil şarkılarını barındırıyordu. * * * * * * *

sonraki yıllarda mozaik grubu ve eren kazım akay ile yaptığı ortak çalışmalarla adını sıkça gördüğümüz sanatçı, bir yandan da reklam müzikleri ile de uğraşmaktaydı. kendisini son olarak mor ve ötesi grubu’nun yedinci stüdyo albümü olan güneşi beklerken’de prodüktör koltuğunda gördüğümüz serdar ateşer; üzülerek söylesem de; bunca uğraşın ardından ülkemizde tanınmayan ya da yeterince tanınamayan sanatçılar listesinde yerini almıştır.

müzik yapabilme niteliği yüksek olmasından ya da nitelikli müzikler yapabilmesinden dolayı iki filmin de soundtrack çalışmalarını yapma görevi olduğu gibi serdar ateşer'in ellerine teslim edilmiştir. bunlardan ilki nesli çölgeçen'in yazıp yönettiği 1987 yapımı olan selamsız bandosu ve derviş zaim'in yazıp yönettiği, bolca ödüle de sahip olan 2000 yapımı filler ve çimen adlı filmlerdir.

(bkz: istemeyerek)

heteroseksüel

karşı cinse ilgi duyan, hasta olan, elde etmek için binbir taklayı geçtim üçlü salto çift burgu yapabilen birey.

(bkz: straight)
(bkz: str8)

yeni sözlük yazarları

göt

bazılarınınkinin karadelikten farkı olmayan, cinsel ritüellerin yapıldığı yer; mabet

müslüman eşcinsel

cenabet

kamyonu devirmek.

cinsel münasebette bulunma durumu sonrasında girilen hal-i ahval.

yakınında bulunulduğu takdirde etrafındaki tüm uğursuzluklara ve kara perşembelere göğüs gerilmesi gereken kişi ya da kuruluş.

bu hale erişmiş olan bireyin bütün kötü enerjileri içine çeken bir karadelik olduğuna inanılır.
Henüz takip ettiği biri yok.