dalyandeltasi

Durum: 643 - 0 - 0 - 0 - 12.02.2013 00:28

Puan: 8154 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

bear-bondage :D
  • /
  • 33

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

hüzün

bir diğer adı da yalnızlık olur çoğu zaman, acıtmaz da canını bazen ve nadir de olsa yapışır kalır eline, koluna; bırakmaz da üstelik; eksikliğini hissettiğiniz öyle anlarda bile sen aramaya başlarsın bu sefer de onu ki aslında hüzüne yapışan sensindir, yüzüne tükürenin de sen olduğu gibi küfürler sarfederken ipin ucuna tutunmuş vaziyette boşlukta sallanıp duran bedenine. kıyısına yabancı olduğun denizlere kürekle vuruyor olduğunuzu duyumsadığınız o yabancı anlarınızda, o kendinizi hem yabancı hissedip hem de tam da ben buyum işte dediğiniz içinden çıkamadığınız kuytularınızda, kumsalın ne kadar da uzak olduğunu anladığınız kayıplıklarınızı tadar, yitip gitmişliğinizin göz çukurlarınızda bıraktığı morlukları yalar ve eliniz, kolunuz olan hüznünüze tekrardan sarılırsınız.

...
dayan kalbim dayan
içine çevir gözünü
ne olur daha derinlere dal aşk senindir
...

emel müftüoğlu - hoşgeldin hüzün

horoz

horoz

dine imana gelmiş versiyonlarının da bulunduğu kümes erkeği.

allah diyen horoz:

http://www.dailymotion.com/video/xe1hp6_...

horoz

horoz

livata

islami inanca göre sapkın bir toplum olan lut kavminin son ekollerinden biri olarak yapmaya devam ettiğim; kadın ve erkekleri çakma şekli.

(bkz: anal aşk)

(bkz: anal seks)

(bkz: anal cesaret)

sevişirken bacağa kramp girmesi

sonrasında ''bana zaten giren girmiş'' diyerek sevişmeye kaldığı yerden devam edilir.

sevişirken bacağa kramp girmesi

bol kalsiyum ve magnezyum alındığında birşeyciğiniz kalmaz.

(bkz: göte giren kramp)

(bkz: 31 çekerken ayağa giren kramp)

su içsem yarıyor

bazılarına harbiden yarıyor:

su içsem yarıyor

ne yediğinden haberi olmayan insanların repliği.

ayılı şarkılar

rüya

bilinçaltında varolan sembollerin görüntülü bir sendrom geçirilmesi için ruha sunulmuş olan sanal gerçeklik ortamı.

kırlangıç

inanış ve kültüre göre farklı anlamlar yüklenen bu kuş, bazen umudu simgelese bazen ölen kişilerin ruhunu öteki dünyaya taşıma görevini üstlense de değişmeyen tek gerçek hep pozitif manada bakılmış olmasıdır.

göçmen

göçmen

olduğu yerde duramayan, ne orada ne de burada olamayan; biraz ıssız biraz da tutunamayanlardan ve yaptığı eylemin öyle ''gitmek'' fiiline de benzemediği yalnız; göç eder o, gider de bir bakıma ama bu gidiş özgür iradesiyle yaptığı bir seçimden çok itilmişliğin gölgesi altında zorlanıldığı bir yitişe dönüşür.

sevilmeyen kelimeler

(bkz: yalnızlık)

bazen bir kelime, zaman zaman bir cümle ve nadiren bir ömür olur...

müsevvid

müsevvid

yazı ve mana bakımından tekrar gözden geçirilmesi gereken çalışmaları; müsveddeleri, ilk nüshaları ya da temize çekilecek olan yazıları hazırlayan katip.

müsvedde

arapça bir kelime olan müsvedde ''esved'' siyah, kara kelimesinden türetilmiştir; genelde yazı ve mana bakımından tekrar gözden geçirilmesi gereken çalışmalar için kullanılır.

(bkz: müsevvid)
  • /
  • 33
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 643

son defa

kargo grubunun ''yarına ne kaldı?'' adlı albümünde bulunan parça; tracklist olark ikinci parça idi; yıl 1996.

ayı sözlük yazarlarının şu an okuduğu kitaplar

akif pirinçci - felidae

beş kitaplık bir serinin ilk ayağı olan felidae'de yazar, * * * * polisiye romanların tüm sıradan yapılarını kendine özgü alaycı üslubuyla harmanlayıp okuyucuya sunuyor; üstelik bunu yaparken romanın baş kahramanlarının hepsinin de kedi olduğunu düşündüğümüzde ortaya fabl türüne benzer; ama esasında polisiye masal görünümünde bir başyapıt çıkıyor. sabırlı okurlar için ki sürekli gerilim ve heyecanın alt üst edildiği bir anlatım mevcut sayfa aralarında, pek de o sabrı göstermek zorunda olduğunuz bir durum oluşmuyor okurken; sizi sürprizi bol bir son bekliyor.

not:

1. şu an okuduğum kitaplar bölümüne yazdığım halde sonunu biliyor izlenimini verdiğim bir yazı oldu farkındayım; biliyorum zira ki ilk okuyuşum değil bu eseri. hani beğendiğin bir parçayı tekrar dinlemek ya da sevdiğin bir filmi tekrar izlemek gibi bir eylemdir kitap okumak benim için.

2. kedileri seven bir yakınınız varsa mutlaka tavsiye edilesi türden bir romandır.

3. kitabı okuduktan sonra kedilere eskisi gibi değil de anormal gözlerle bakacağınızdan emin olun!

yıllardır aynı tarz müzik yapan insan

acıyor ama devam et

doyumsuz dar kıçlı ayıların mottosu.

kanırtmaya başladıysa da devam edilir.

dersimin kayıp kızları

orjinal adı iki tutam saç: dersimin kayıp kızları olan belgesel. izlediğimde ilk aklıma gelen ve beni düşündüren nokta bu insanların ne acısı yaşadıklarının bile belli olmayışıydı; ne bir ölü var ortada ne de devlet tarafından aranan bir kayıp; şimdi ölen yakınlarının mı yasını tutuyor bunlar yoksa kayıp çocuklarının silüetlerini mi bulmaya çalışıyorlar. konuyu derinlemesine araştırmaya kalktığınızda, ben insanım diyen birinin içini harbiden yakacak olan korkunç hikayeler var.

ilk aklıma gelenlerden biri; filmin ardından tbmm de yapılan toplantıya katılan erdal karakoç'un hikayesi. yıllardır ablası sakine ve amcasının kızı şemsi'nin izini sürüyor. ancak olaydaki hüznün boyutunu belirleyen bu değil; bu arama, iz sürme görevini ölne babasından bir miras gibi devralıyor ve devam ettiriyor.
ve daha nice trajik, ilginç, anlatılması zor hikayeleri barındırıyor bünyesinde bu olay.

merak edenler için;

olay hakkıında her türlü görsel ve yazınsal bilgi: http://www.dersiminkayipkizlari.com/?hom...

belgesel hakkında bilgi: http://www.sinemalar.com/film/125824/iki...

kitabını okumak isteyenler için: http://www.iletisim.com.tr/kitap/dersimi...

mahallenin bakkalının veresiye defteri

müjde ar bakkal alışverişinde! * *



not:

görüldüğü üzere
bir kalçaya büyük boy rakı
bir göğse büyük boy sana margarini
iki göğüs olunca konserve ve makarna da ekleniyor listeye

dip not:

bakkalın elinin çıplak memesine değmesiyle kirlendiğinin farkına varan sevgili müjde ar hemen listeye sabunu ekliyor ve ardından listenin vazgeçilmezi kaşar geliyor; hem de eski kaşar!

cumartesi anneleri

cumartesi günleri içimde duyduğum burukluğun nedeni onlar. onları gördüğüm ilk günü; hatta ''an''ı hiç unutmuyorum, yine böyle soğukların tenimizi kavurmaya, yüzümüzü kesmeye başladığı zamanların birindeydi; o soğuğa rağmen bunca insan neden burada toplanmış diyordum kendi kendime; çünkü erken sayılabilecek saatlerdi meydan için. fark etmemek mümkün değildi onları, ki ortalık savaş alanını da andırıyordu bakıldığında; bir sürü polis ve onların sayısıyla yarışabilecek derecede köpek vardı etrafta, bir yandan da kimlik kontrolü yapılıyordu onlara yakın duranlara ve anlam vermeye çalışıyordum tüm bu olanlara. o zamanki aklımla uzaktan seyre durdum olan biteni, konuşmalarını dinledim, feryatlarını işittim, acılarını duyumsadım, yaslarını tattım... diğer yandan polislere ilişti gözlerim ve yanlarındaki boyu dizimi geçen köpeklerine; aç kurtlar gibi geldi o an hepsi bana, ağızlarından yere damlayan salyalarının kokusunu duydum sanki; polisler de çok tuhaf gelmişti baktığımda, sanki bir olay çıkacağının bilincindelermiş ve bu her zaman gerçekleşen kısır döngüsel bir süreçmiş gibi duruşları, bakışları ve davranışları vardı... bunları düşünürken olan oldu tabii...

şimdi biliyorum ki;
onlar terörist annesi değil!
onlar faşistlerin yandaşları değil!
onlar ''anne'' işte adı üstünde...

onların istedikleri tek şey sarılabilecek, ağlayabilecek oldukları bir mezar taşı. *
onlar sadece ''anne''...
bunun cumartesi, pazarı olur mu?
bunun ırkı, soyu olur mu?
bunun doğusu, batısı olur mu?

pazar

tezer özlü'nün pazar günlerine karşı içten içe içe bir kin beslediğini düşünürüm; ona insan hayatının sıradan yanlarını, hep aynıymışcasına yaşanan o tipik sabah, öğle, akşam ritüellerini ve o burjuvazi geleneklerini yıkamayan insanın kırık boşluklarını anımsatırken varoluşsal sorularını çözümlemede bir takım yeni metod yolculukları yapmasına olanak tanıyor gibi belki.

tezer özlü pazar günleri için şunu der;

"pazar günleri... şimdilerde... sokak aralarından geçerken... gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaşmışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek.......... isterim hep."

tezer özlü - çocukluğun soğuk geceleri

göt lalesi

gizli bahçenizde açan çiçek

serdar ateşer

gerek müzik sektöründen gerekse yazınsal işlerden ettiği gelirlerle kendine ait bir home studio kuran ve bu sayede istediği gibi müzik yapabilen ya da içindeki müziği dilediği gibi dışa vurabilen ender sanatçılardan biri serdar ateşer.

ilk albümü mütareke yılları ile istenildiğinde türkiye’de de farklı bir bakış açısıyla müzik yapılabilineceğini gösteren serdar ateşer ikinci albümü olan avdet seyri'yle geri döndüğünde onun müziksel zekasını özleyen kulaklarımızın ne kadar da kirle dolup pas tuttuğunu tekrardan hatırlatmıştır bizlere.

müzik konusundaki yeteneğini yaydığı o yıllarda bu yolda tek başına yürümek istemediğini gösteren en büyük delillerden biri ise bülent ortaçgil’in bu şarkılar adam olmaz albümüdür. oldukça sade bir kartonete sahip olan bu albüm esas vurucu noktasını içindeki parçalarda barındırdığını daha ilk baştan anlatıyor gibiydi; albüm baştan sona en unutulmaz bülent ortaçgil şarkılarını barındırıyordu. * * * * * * *

sonraki yıllarda mozaik grubu ve eren kazım akay ile yaptığı ortak çalışmalarla adını sıkça gördüğümüz sanatçı, bir yandan da reklam müzikleri ile de uğraşmaktaydı. kendisini son olarak mor ve ötesi grubu’nun yedinci stüdyo albümü olan güneşi beklerken’de prodüktör koltuğunda gördüğümüz serdar ateşer; üzülerek söylesem de; bunca uğraşın ardından ülkemizde tanınmayan ya da yeterince tanınamayan sanatçılar listesinde yerini almıştır.

müzik yapabilme niteliği yüksek olmasından ya da nitelikli müzikler yapabilmesinden dolayı iki filmin de soundtrack çalışmalarını yapma görevi olduğu gibi serdar ateşer'in ellerine teslim edilmiştir. bunlardan ilki nesli çölgeçen'in yazıp yönettiği 1987 yapımı olan selamsız bandosu ve derviş zaim'in yazıp yönettiği, bolca ödüle de sahip olan 2000 yapımı filler ve çimen adlı filmlerdir.

(bkz: istemeyerek)

heteroseksüel

karşı cinse ilgi duyan, hasta olan, elde etmek için binbir taklayı geçtim üçlü salto çift burgu yapabilen birey.

(bkz: straight)
(bkz: str8)

yeni sözlük yazarları

göt

bazılarınınkinin karadelikten farkı olmayan, cinsel ritüellerin yapıldığı yer; mabet

müslüman eşcinsel

cenabet

kamyonu devirmek.

cinsel münasebette bulunma durumu sonrasında girilen hal-i ahval.

yakınında bulunulduğu takdirde etrafındaki tüm uğursuzluklara ve kara perşembelere göğüs gerilmesi gereken kişi ya da kuruluş.

bu hale erişmiş olan bireyin bütün kötü enerjileri içine çeken bir karadelik olduğuna inanılır.
Henüz takip ettiği biri yok.