winnie the pooh
winnie the pooh walt disney'in en başarılı tv dizilerinden biri. serinin konusu christopher robin adındaki bir çocuğun hayal dünyasında yarattığı 100 hektar ormanında geçen sevimli ve masum hikayelerden oluşur. karakterlerin hepsi oldukça iyi detaylandırılmıştır ve hepsinin farklı karakter özellikleri vardır. günümüz çizgi filmleriyle kıyaslama yapılacak olursa içinde olumsuz hiçbir öğe barındırmayan ve oldukça öğretici bulunan yapısıyla çocuklara rahatlıkla izletilebilinecek olan gerçek bir masal gibidir. obur ve sakin ayı winnie, korkak ama bir o kadar da kocaman bir kalbe sahip olan domuz piglet, bilgiçlik taslayıp liderlik yapmaya çabalarken en çabuk da soğukkanlılığını yitiren tavşan (ki adı da tavşandı), grubun en neşeli, hareketli ve durmadan kuyruğunun üzerinde zıplayan üyesi kaplan tiger, bezgin ve isteksiz olsa da hiçbir macerada arkadaşlarını yalnız bırakmayan gerçek dost eşek eeyore (igor) serinin başkahramanlarıdır. daha bir çok kahraman geçer çizgi dizde; ilk aklıma gelenler küçük kanguru roo ve annesi kanga iel baykuş ve köstebek.
winnie the pooh'un yaratıcısı a. a. milne'a ilham veren oğlu christopher'ın gerçek oyuncakları olan ayı, eşek, kaplan ve kanguru ingiltere'de sergilenmektedir. christopher'ın ayı oyuncağını hediye aldığı gün olan 21.08.1924 winnie'nin doğduğu gün olarak kabul edilir.
dip not: eski sevgilim bana winnie diye seslenirdi.
amele yanığı
türk insanının güneşi görür görmez atlet tişört kendini çayıra çimene attığı yegane yaz ritueli. özellikle ense ve kollarda görülen bu durum kimilerine beyaz kalan yerler için yapılacak olan özel fanteziye ön bir zemin hazırlar.
morrissey
the smiths grubunun eski vokali. etkileme gücü oldukça yüksek insanlardan biri. melankolik gecelerimin baş parçalarının sahibi. debresif geçmişimi suratıma tokat olarak yapıştırmaktan bir an olsun utanmayan söz yazarı. herkesin kalbini çalabilecek tarz ve çeşitlikte şarkılara imzasını atmış birinden bahsediyorum size ve boşuna bir ''müzik tanrısı'' olarak isimlendirilmiyor insanlar tarafından. beni benden eden ve bunalımlı gençliğimin karanlık meyvelerini olgunlaştırmama yardımcı ilk dinlediğim ''şey'' i ;
http://ayisozluk.com/lnk.in/879364
karşı konulmayacak ünlüler
yekta kopan;
türk öykü yazarı, seslendirme sanatçısı ve de program sunucusu.
kesinlikle çok yönlü ve karmaşık biri diyebileceğim insanlardan. ele aldığı tüm işlerde başarıyı bu denli yakalayabilen kişileri gördükçe mükemmelliyetçi kişiliğimden bir an olsun şaşmamam gerektiğini tekrardan yaşıyorum içimde.
öykü yazarlığı konusundaki başarısıyla kendisine olan ilgim daha da arttı son dönemde; en son kitabı olan ''kediler güzel uyanır'' da kentleşmenin üzerimize yıktığı o basmakalıp yaşamsal örgülerimizi öyle içten bir örnekle kurgulamış ki okuyunca pişman oldum farkına vardığımdan yeni baştan.
ses tonu çok değişik, bulunması güç ve karakteri de içinde barındıran bir tınıya sahip. ama öyle de b,ir sanatçı ruh taşımaktaki; o sesi her karaktere göre şekil değiştirebiliyor. en önemli ve akılda kalan seslendirdiği kişiler; jim carrey ve ice age / buz devri serisinden uyuşuk sid.
program sunarken kullandığı üslubu dikkat eden biri için anlatılmaz derecede takdire şayan diyebilirim. çok samimi, sıcak ve bir o kadar da meraklı oluyor soru sorarken; gerçekten o sorduğu konuyla ilgili öğrenmek isteği varmış içinde düşüncesi yaratıyor insanda.
bu sene düzenlenen altın portakal film festivali'nde sunuculuk yaparken tam röportaj sırasında uzaklarda düşen bir yıldırımın sesiyle korkudan almış olduğu tavırla beni yine etkilemeyi başardı. bakınız: http://ayisozluk.com/lnk.in/65d03e
kır saçları ve o yüzünü daha da belirginleştiren gözlükleriyle daha ne diyebilirim ki.
nescafe
granül kahve yada instant kahve markalarından biri; aslında türkiye'de o kadar çok tanınmış ve benimsenmiştir ki granül kahve ismi yerine ''nescafe'' kullanılmaktadır. bazıları jacobs bazıları nescafe sevse de önemli olanın kahveye eşlik eden sohbet olduğunu anlayan biri için markanın hiçbir önemi yoktur; kahveyi tatlandıran ona gerçek lezzetini veren tek malzeme karşında dururken yüzüne sıcak bir buse konduran kişiden başkası değildir.
ayşecik ve sihirli cüceler rüyalar ülkesinde
the wizard of oz / oz büyücüsü filminin 1971 yılında yayınlanan yerli uyarlaması. zeynep değirmencioğlu'nun oynadığı başka bir ayşecik filmi kısaca. bir de oz büyücüsünde cüce mi vardı yahu; senaristin inanılması güç derecedeki parlak zekası sonucu pamuk prenses kırmızı ayakkabılarını giyerek dorothy oluverip çıkmış ortaya ki kıyafetten de kolayca anlaşılabiliyor kim olduğu ayşeciğin.
bakınız: http://ayisozluk.com/lnk.in/fcf6e7
oz
sonraları gay marşı olarak kullanılmaya başlanan ''over the rainbow'' adlı parçaya ev sahipliği yapan amerikan fantastik müzikal film.
oz
the wizard of oz / oz büyücüsü 1939 yapımı amerikan fantastik müzikal film. fantastik hikayesi ve alışılagelmedik karakterleriyle, the wizard of oz yıllar boyunca tüm zamanların en çok bilinen filmlerinden biri ve gerçek bir klasik olmuştur. film müziği ''over the rainbow'' en iyi özgün şarkı akademi ödülünü kazandı. judy garland'ın dorothy rolüyle akıllara kazındığı ve bir klasik haline geldiği de rahatlıkla dile getirilebilir.
tek yön
geçen yaz gittiğimde kendimi o kalabalık arasında ufalmış, küçülmüş ve yalnız hissettiğim gece kulübü. belki de bu duruma neden daha ilk kez o tür bir yerde bulunma deneyimini yaşamış olmamdan kaynaklı yaşadığım bir iç hesaplaşma veyahut bir alışmamışlık hissi; bunu bilemesem de sonuç olarak pek de keyif aldığımı söyleyemem; karşımda dans eden bir ayı haricinde ilgimi çeken herhangi başka bir görüntü de mi olmaz yahu. arka taraflarına doğru gittikçe yaşça büyük olan gaylerin saf tuttuğu da aklımda kalan diğer bir anektod. aslında orada bulunan hemen hemen herkesin seninle aynı sırrı paylaştığını ve dolayısıyla benzer parçalardan oluştuğumuzu düşünmemin bir getirisi olarak rahat edilebileceğine inandığım o topluluk arasında kendini görmek de enteresan bir tablo oluşturur beynimde hala. belkide gittikçe kalabalıklaşan yalnızlıklarımızı doldurabildiğimiz mekanlardan sadece biridir burası...
quills
doug wright'ın ödüllü tiyatro oyunundan beyazperdeye uyarlanan quills, hayatının son 10 yılını hapis benzeri bir akıl hastanesinde geçiren marquis de sade'nin hikayesini anlatmakta. sadizmin filozofu olan de sade hastaneye kapatıldıktan sonra da her biri büyük tepki toplayacak yazılarını yazmayı sürdürür. de sade'ın çekimine kapılan hastanenin çamaşırcısı genç madeleine, de sade'ın yazdığı metinleri gizlice hastane dışına dağıtmaktadır. bu metinlerden biri olan justine'i napolyon okuyunca sinirlenir ve çok koyu bir muhafazakar olan dr. royer collar'ı, de sade'yi tedavi etmesi için hastaneye gönderir.
kesinlikle harika bir film. de sade'i anlamak ve hissetmek için bire bir diyebileceğim nadir yapıtlardan. onun nasıl bir ruh halinde olduğunu çok güzel anlatmış; özellikle kanla duvarlara yazı yazması o kararlığı ve başkaldırışı duyumsamak açısından önemli sekanslardan sadece biri.
gaylerin en sevdiği şarkıcılar
kendi adıma konuşursam;
cocteau twins
robin guthrie
sigur ros
jonsi & alex
perfume genius
antony and johnsons
dead can dance
brian eno
tim hecker
...
ve liste bu şekilde uzar da bitmez.
sipali
roman dilinde mangır yada para anlamına gelen bu sözcüğün ''şopar'' denilen insanlar tarafından kullanıldığı bilinmektedir.
durduk yere ayı sözlük yazarlarına koyan şarkılar
brian eno - an ending (ascent)
olduğun yere çivilenip boş boş bakma eylemini gerçeklemek için bire bir...
http://ayisozluk.com/lnk.in/7546ce
bir ayıyı ağlarken görmek
ağlayan erkek sesine dayanamayan ve aynı zamanda bir ayı hayranı olan kişi için yaşanıldığında unutulmayacağına emin olduğum an.
ayıların tembel olması
külliyen yalan, iftira ve gıybete girer. kişiye, bakış açısına ve yapılacak eyleme göre yorumlanmasına bağlı olarak oldukça farklı sonuçlara ulaşılabineceğinden her durum için bir ayı'nın tembel olduğu söylenemez. o göbeği yapmak bile başlı başına bir uğraşıdır.
sen çok iyi birisin
bilmem kaçıncı tanışmalarımızın herhangi birinde mutlaka duyulduğunu düşündüğüm ve sonunda ''ama'' ile devam eden ''arkadaş kalabiliriz fakat fazlası mümkün değil'' cümlesinin ana fikrinin çıkış noktasını oluşturan kaçış cevabı.
otel odaları
çoğu zaman kurtarıcı olduklarını düşündüğüm mekanlar.
radiohead
thom yorke'un melankolik sesiyle kaçmaya çalıştığımız o en dipdeki kuytularda dahi rahat bir nefes yüzü göremeyeceğimizi anladığım parçayı yapan grup; how to disappear completely.
ney
gürgen öz'ün ekibe dahil olduğu zamanlarda tv makinası'nda okan bayülgen'le iliğine kadar geyiğini çıkarttığı enstrüman. bakınız: http://ayisozluk.com/lnk.in/41168c
afrika birliği
afrika'da barışı ve birliği sağlamak, insan hakları ve demokrasinin bu coğrafyadaki gelişimine hız kazandırmak gibi amaçlarla avrupa birliği'nden feyz alınarak kurulmuş bir topluluk olmasına rağmen üyelik için tek kiriterin; koşulun bu kıta üzerinde bulunmak olması nedeniyle batı sahra'nın katılmasından dolayı rahatsızlık duyan fas'ın haricindeki tüm ülkelerin dahil olduğu birlik. not: resmi para birimi afro'dur; manevi babası muammer kaddafi'dir.