son yazdıklarına göre konuşulacak olduğunda, kendini heba eden depresif varlık...kabullenemiyorum içimizdeki zeki, yetenekli, eğitimli ve güzel insanların hayata küsüp mücadeleyi bırakmasını!!!!!!
cezerye gibi, mersin- tarsus yöresine özgü bir tatlı türüdür.
içli köfteye benzeyen, içi fıstık veya cevizle doldurulmuş irmikten yapılmış köfteler/kurabiyeler temel malzemesidir.
tümüyle şekersiz olan içi dolu kurabiyeler, çöven otundan elde edilen şekerli ve yoğun bir kremayla tatlandırılarak tüketilir.
eskilerin anlattığına göre, mersin'de pastaneler yaygınlaşmadan önce, odun fırınlarında baklava gibi tüm tepsilerde büyük dilimler halinde pişirilen eski kerebicin tadı muhteşem ötesiymişşş...geçmişte kalmış...
mersin ve tarsus yöresine özgü tatlı türü.
haşlanmış havuçların ezilerek şekerle birlikte kaynatılmasıyla oluşur. fındıklı, yer fıstıklı, şam fıstıklı ve cevizli çeşitleri vardır. az şekerli yapan ustaların tercih edilmesi gerekir. benim favorilerim fındıklı ve cevizlidir...
- bu tür ortamlarda "hoşgeldin" duymaya alışık olmadığından, biraz mahcup ve utanmış duruma düşen çömez...
- hepinize birer paket "cezerye" gönderesi gelmiş yazar...
doğu ülkelerinde güçlü olan sözlü kültür sayesinde, iki alanda zengin bir miras devralınmıştır: küfür ve beddua.
gerçekten kahkahalarla güldüren müthiş küfürler öğrendim bu başlıkta. fakat, içinde anne rolünün bulunduğu küfürleri hoş göremiyor insan. keşke tüm analı-anneli küfürler, beyne ve dile vurulan büyülü mühürlerle yasaklansa!
özgürlüklerine sahip çıkmak için eyleme geçen anadolu insanının, haziran direnişi'ndeki en anlamlı ve en birleştirici sloganı. üretene de usanmadan haykırana da bin selam olsun!
"ileri demokrasi" safsatasıyla dörtnala ilerleyen bir faşizm modelinde, ne yazık ki olağandır, doğaldır ve son olmayacaktır.
onlar "etmeye" doymuyorsa, biz de "söylemeye" doymayacağız: yuh be!
anüsün yapısı, doğanın erkek cinsine bir şakasıdır. çünkü, kasım kasım kasılan erkek cinsinin kromozomlarının yarısının anneden geldiğini (xy) hatırlatır ve erkeğe ikili rol oynayabilme şansı verir. anal seks, bu şansı kullanmak ve kullandırmak isteyen erkekler içindir.
- dünyadaki en eski dua tekerlemelerinden birisi.
- budizmin temel mantrası.
- evrensel döngüyle bütünleşmek ve huzura erebilmek için kullanılan kutsal tekerleme (bir tür meditasyon ezgisi).
babailerin, kalenderilerin, şeyh ahmet yesevinin, tasavvufun, bektaşi velilerin ve cümle erenlerin harmanlandığı anadolu gibi doğurgan bir ilahiyat denizinde, vahabi-selefi islamın şeriatını onaylamak, kabullenmek, benimsemek ve desteklemek nasıl mümkün olabilmektedir? tabi ki, 1970'lerden itibaren beyaz-anglo sakson-protestan efendilerin soktuğu çomaklar sayesindedir. günümüzde de, anadolu'nun geleneksel felsefelerine aykırı dayatmalar, zorlamalar ve insanlıkdışı dincilik modelleri yine batı'nın eseridir.
son olarak, laiklik, her ne kadar osmanlı atalarımızın 1800'lerden başlattığı aydınlanma ve monarşiye karşı direnme süreçleriyle öğrenilip fransa'daki seküler modelden alınmış olsa da, anadolu'nun ruhunda, köklerinde ve kanında mevcut olan bir anlayıştır. unutmayalım ki, osmanlı da hiçbirzaman pür-teokratik bir yapıda olamamış, örfi hukuk herzaman ağırlığını korumuştur...
anlamı ve önemi kritik tüm milli bayramlarımız gibi heyecanı ve birleştiriciliği bol olsun. gelecekteki yıkımları ve savaşları yaşayacak olan yeni nesillerin hafızalarında yeri olsun...tüm türkiye'ye kutlu olsun...
- memleketimin sembolü
- dünyadaki en güzel birkaç kokudan birinin kaynağı
- dünyadaki en zarif ve estetik çiçeklerden birisi
- insanda sarılası, yenilesi, içilesi veya bunların hepsini birden kapsayan bir eyleme geçilesi hisleri uyandıran müthiş bir güzellik!
- temel rakipleri turunç çiçeği, manolya ve kadir gecesi çiçeğidir.
- bir akdeniz memleketi olan ülkemde, narenciye üretimi yıldan yıla yok olmaktadır. hoş, narenciye üretsek de, narenciye kültürünü ve sanayini de yaratamamışız şükür! elin gavuru, memleketinde rastlayamadığı bu çiçeğin suyundan, tozundan ve kendinden envai çeşit gıda ve kozmetik ürünü üretmektedir.
- çocukluğumun en güzel kokularındandır "portakal çiçeği suyu"nun kokusu! devletimiz bunu da yasaklamıştır! kaçak alkol üretimini engelleme adına, doğal damıtım teknikleriyle bu suyu üretip tatlılarında tüketebilen çooook az insan kalmıştır...
- memleketimin sembolü
- dünyadaki en güzel birkaç kokudan birinin kaynağı
- dünyadaki en zarif ve estetik çiçeklerden birisi
- insanda sarılası, yenilesi, içilesi veya bunların hepsini birden kapsayan bir eyleme geçilesi hisleri uyandıran müthiş bir güzellik!
- temel rakipleri turunç çiçeği, manolya ve kadir gecesi çiçeğidir.
- bir akdeniz memleketi olan ülkemde, narenciye üretimi yıldan yıla yok olmaktadır. hoş, narenciye üretsek de, narenciye kültürünü ve sanayini de yaratamamışız şükür! elin gavuru, memleketinde rastlayamadığı bu çiçeğin suyundan, tozundan ve kendinden envai çeşit gıda ve kozmetik ürünü üretmektedir.
- çocukluğumun en güzel kokularındandır "portakal çiçeği suyu"nun kokusu! devletimiz bunu da yasaklamıştır! kaçak alkol üretimini engelleme adına, doğal damıtım teknikleriyle bu suyu üretip tatlılarında tüketebilen çooook az insan kalmıştır...
- memleketimin sembolü
- dünyadaki en güzel birkaç kokudan birinin kaynağı
- dünyadaki en zarif ve estetik çiçeklerden birisi
- insanda sarılası, yenilesi, içilesi veya bunların hepsini birden kapsayan bir eyleme geçilesi hisleri uyandıran müthiş bir güzellik!
- temel rakipleri turunç çiçeği, manolya ve kadir gecesi çiçeğidir.
- bir akdeniz memleketi olan ülkemde, narenciye üretimi yıldan yıla yok olmaktadır. hoş, narenciye üretsek de, narenciye kültürünü ve sanayini de yaratamamışız şükür! elin gavuru, memleketinde rastlayamadığı bu çiçeğin suyundan, tozundan ve kendinden envai çeşit gıda ve kozmetik ürünü üretmektedir.
- çocukluğumun en güzel kokularındandır "portakal çiçeği suyu"nun kokusu! devletimiz bunu da yasaklamıştır! kaçak alkol üretimini engelleme adına, doğal damıtım teknikleriyle bu suyu üretip tatlılarında tüketebilen çooook az insan kalmıştır...
4+4+4 adlı dört-dörtlük rezalet yasanın çıkartılmasından önce temel yönetmeliklerde yapılan trajik değişikliklerden, yasanın çıkartılma sürecinde yaşananlardan teog sınavı faşistliğine kadar uzanan süreçte, bu bakanlığın milli bir eğitim hizmeti vermekten alenen vazgeçtiği ve dindar-kindar militan zihniyete dönük yitik nesiller yaratma amacıyla gözünü kararttığı anlaşılmaktadır...
tevfik fikretleri ve hasan ali yücelleri yetiştiren bu topraklar, nasıl bir çılgınlığa doğru sürüklenmektedir?
vahlar ve geçmişler olsun...her bina cami, herkes imam olana dek durmak yok, yola devam!
hani herkes arkadaş,
hani oyunlar sürerken.
kimse bize ihanet etmemiş,
biz kimseyi aldatmamışken.
hani biz kimseye küsmemiş,
hani hiç kimse ölmemişken.
eskidendi, çok eskiden...
her ne kadar düştüğü söylense de, düştüğü yerin yüksekliği kolay kolay çıkılamayacak bir yerdir. mezopotamya üçlemesi adı verilen tiyatro oyunlarını yirmili yaşlarında yazdığı hatırlanırsa nasıl bir birikiminin ve hayal gücünün olduğu rahatlıkla görülebilir. özellikle geyikler lanetle oyunu roman, şiir, tiyatro, masal tadında okunur, seyredilir. böyle güzel bir şairi, yazarı kişesel zevkleri nedeniyle eleştirmek ve düştü, bitti, yok olmaya mahkum oldu demek bana göre insafsızlıktır.
şimdi ergen şiiri olarak nitelenen şiirlerini yaşı otuzun üzerinde olan hangimiz ezberlemedik ya da en azından okuyup ağlamadık. şairdir, yazardır, tükçeyi çok güzel kullanan ve konuşan bir entelektüeldir. türkiye'de yaşayan sanatçılardan kibrin en yakıştığı iki isimden biridir.(diğeri ismet özel) yazdığımı üç beş satırlık entryler de bile zilyon tane anlam bozukluğu, yazım hatası yaparken mungan'ı eleştirmek en azından benim haddim değil.
aşağıdaki dizeleri yazmış olan yazar, şair.
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim
imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu. ve elbet üzerinde durulmuyordu.
sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.
başlangıçta doğruydu belki. sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki
gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
ve hala bilmiyordun sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim
anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
bütün kazananlar gibi
terk ettin
katlettiniz lan ülkeyi.. yaşanmaz bir yere çevirdiniz, nefes alırken bile insan yaşadığına sevinemiyor artık. söylenecek onca söz varken sadece susmak geliyor artık içimden. televizyonu her açtığımda, twitter'a her girişimde, whatsapp'a ta her bildirimde korkar oldum..yeni bir felaketin, bombanın, facianın, maden kazasının, tacizin, tecavüzün, faşizmin, insan haklarının hiçe sayılmasının, taksime her gittiğimde gördüğü her kıza laf atan, arkasından köpek gibi takip eden her bir insan evladından, birbirine küfreden futbol fanatiklerinden, milletin ahlakını kendi leş ağzına sakız eden her ahlak bekçisinden, hırsızından katilinden, adaletinden polisinden askerinden teröristinden siyasetçisinden milletin hakkını rüşvet için gasp eden her kamu personelinden ötürü lanet olsun lan bu ahlaksız ülkeye bu bencil dünyaya..
sahi gitsem nereye gidicem lan sanki? ekvator'da bir yağmur ormanında ya da çölde bedevilerle beraber mi yaşıyım? alaska'da penguenlerin arasına mı yerleşiyim? ya da boğaz köprüsünden insanların gözü önünde kendimi boşluğa mı bırakıyım? ne yapayım lan ben?
bilmem kaç bin yıllık dünya tarihinde doğa doğa bu zamanı mı buldum insan olmak için? ya da niye insan olarak geldim lan ben bu tükürdüğüm dünyasına? avının peşinde olan bir kartal olarak ya da avından kaçan bir ceylan olarak niye gelmedim lan bu canına yandığımın dünyasına?
aslında en iyisi ne biliyor musun.. aç tv8'i izle survivor'u ya da bilmem ne izdivaç programını. düşünme hiç bunları, düşününce ne oluyor? üzülünce, kahrolunca ne oluyor? ne değişiyor? hayatında 36 dan sonra bildiğin 37 rakamı artık sana ne ifade ediyor? ne ifade etmeli??
bilmiyorum, sadece saçmalıyorum belkide..
son olarak da klişe belki ama bi hakkım varsa hiçbirinize helal etmiyorum ulan!
malumunuz cb seçimi 2'inci tura kaldı. başlığımızı açıp siz değerli yazarlarımızın isabetli yorumlarını alalım derim.
ayrıca bugünün bir özelliği var sayın okuyucular. 28 mayıs 2013, gezi parkı direnişinin başlangıcıdır. şimdi tam 10 yıl sonra bizi bir sınav daha bekliyor. hadi bakalım!
bir murathan mungan şiiri. gülden karaböcek ise eşsiz yorumuyla bu şiiri taçlandırmıştır. şiirde/şarkıda geçen, öyle kredi kartına sayısız taksitle yerleşilen, servisin ayağa kadar yapıldığı, sahte gülümsemelerin havalarda uçuştuğu otel odaları konseptinin dışındadır. burada duvar köşelerinde dışarıdaki arayışlardan eli boş dönenlerin hayal kırıklıklarından ağlar örülmüştür. ve yalnızlığın en saf halinden sınırsızca yararlanılabilir. çarşaflar, havlular sık değişir mi bilinmez ama yaşanmışlıkları yıkasan arıtamazsın bu odalardan. yumuşak yataklarda gömülmeyi seçenlerin yerini sert yataklarda acıya gömülmek zorunda kalanlar alır. ve gülden karaböcekin nefis yorumuyla odalar dolusu acı çöker üzerinize. ama iyi gelir.
ne kadar evrensel bir insan olduğunuzu, din, dil, ırk gözetmeksizin herkesle iletişim halinde olabileceğinizi dünya aleme göstermek için süper bir fırsat. seks için beden dilini kullanmanın, sadece tanışana kadar anlaşabilecek düzeyde dil bilmenin yeterli olduğu söylenebilir. ayrıca çekilecek kapris sayısı ülke dışına çıktıkça birçok nedenle azalabilir.
ben ibne değilim.
ben tanrının heybesinden yer yüzüne düşen bir cennet tohumuyum.
toprağına alışmaya çalışan mor bir menekşeyim.
kırılmaya yüz tutmuş, buzdan bir kalbim ben.
ben ibne değilim.
ben soluksuz bırakılan altından bir deniz atıyım.
gelinlerin belinden 3 kez geçirilen kırmızı kuşağın sonuncusuyum.
bereket getirsin diye yere atılan narım.
ben sizin geleneklerinizin altında ezilen incecik bir ruhum.
hey, ben ibne değilim.
ben bir insanım!
çokça sevildiğinizi hissettiginiz, huzura doyduğunuz, sağlığınızdan hiç şüphe etmediğiniz, keyfini sınırsız çıkarabildiğiniz harika bir bayram olmasını dilerim.
not; sürü misali sürüklenen insanlarca, salt ete ulaşmak için canlılara kıyımadığı bir bayram olmasını canı gönülden dilerim.
yaklaşık 2 haftadır izmir'deyim. insanlar pırıl pırıl, hayat dolu. her sokağında sevgiye ve şefkate doymuş sokak hayvanlarına rastlayabilirsiniz. böyle bir şehirde bunun yaşanması çok üzücü. hem aklı başında biri, masum ve muhtaç olana şefkatle yaklaşan insanlara nasıl kıyabilir?anlamakta zorlanıyorum. hayatta ne gayesi olabilir ki senin gibi birisinin? yaşamanı anlamlandıran hangi değere tutunabilirsin ki? çok merak ediyorum. sık kafana gitsin bence.
önceden yaptığı pislikler bir yana, iç güvenlik yasa tasarısı paketi rezaleti, hem cumhuriyetin hem de mevcut kazanılmış hakların yok sayılacağını göstermektedir.
gerçek niyeti korkunçtur. yazmaya bile ürküyor insan.
hepimizin sonunu getirmeye kararlı ve kontrolden çıkmış bir çete yönetmektedir ülkeyi...
candan katıldığım bir önermedir.
kadın veya erkek olsun, yemekten başka birşeye yaramayan tiplerden pek hoşlanmam zaten...
erkeklere daha çok yakışır gerçekten. bir tür zanaat gibidir bence.
uğraşarak birşeyler oluşturmak çok yakışır erkek kimliğine.
emperyalist britanya halklarının yüksek düzeyde yaratıcılık becerisini kanıtladıkları bir edebi tür: masal. meraklısı bilir, ingiliz ve anglo-sakson kültüründeki büyücülük, periler, hayaletler gibi sözlü edebi geleneği.
önünde şapka çıkartılacak tolkien üstad gibi modern masalcıların güzel eserlerine tipik örnektir bu seri.
diğeri yüzüklerin efendisi tabi ki...
eşsiz bir türdür masal. dünyanın korkunçluğunu unutturmak, gerçeklerden uzaklaştırmak, umut dağıtmak, iyilerin hep güçlü olduğu bir boyutu tasarlamak için biçilmiş bir kaftan!!
nitekim, demiştir ki bizim büyük üstad murathan mungan: masal derler, inanmazlar oğul. masala inanmayan, gerçeğe inanır mı hiç???
"canlılar belli bir andan sonra ölür; bilgisayarlar eskir ve evrendeki düzensizlik sürekli olarak artma eğilimindedir. bilim adamları düzensizliği entropi adı verilen nicelik ile ölçerler. sistemlerdeki düzensizlik arttıkça, entropi de ona paralel olarak artar. bununla birlikte faydalı enerji miktarı sürekli azalır. faydasız enerji (entropi) ise artmaktadır."
içilebilir insan sıvılarından birisidir yahu. anne sütü bir numara ise erkek menisi ikincidir.
çok eşli değilseniz, uzun bir zamandır birlikte olduğunuz ve sağlıklı olduğuna güvendiğiniz sevgilinin sütünü tüketebilirsiniz. aroması ve kokusu, er kişinin beslenme alışkanlıklarına göre farklılık göstermektedir.
ne çürütülebilmiş ne de doğrulanabilmiş, hep arafta asılı kalmış gizemli teorilerden birisidir. türkçe'ye "delik/oyuk dünya" teorisi olarak çevrilmiştir.
yerkürenin iç kısmında büyük bir boşluk veya oyuk olduğunu ileri süren bu görüşe göre, gezegenin merkezinde var olduğu düşünülen eriyik bir magma kütlesi değil, yerküre üzerindeki manyetik alanın oluşmasını sağlayan büyük bir boşluk bulunmaktadır. ayrıca, bu boşluk içerisinde, "iç güneş"(inner sun) adı verilen bir enerji kaynağı da vardır.
bu teorinin var olduğunu savunduğu boşluğa giriş için belli mağaralar veya tüneller var olup, en geniş giriş noktaları, dünyanın kuzey ve güney kutup bölgelerindedir.
bir iddiaya göre, nasa'nın kutuplar için uzun bir süredir uyguladığı fotoğraflama ve uçuş yapma yasağının nedeni budur.
bu teoriye destek olarak bazı efsanevi dayanaklar da gösterilebilmektedir. örneğin, amerikan yerli kabilelerinin efsaneleri ile yüksek tibet uygarlığı'nın eski dinsel metinlerinde, yerkürenin kabuğu altında yaşayan ileri uygarlıklardan ve bilge insanlardan söz edilmektedir.
"git evinde içkini zıkkımlan", "git evinde konuş ve yaz", "git evinde siyaset yap", "git evinde ateist ol", "git evinde sevgilinin elini tut" gibi faşist vecizelerin bir başka örneğidir.
kamusal alanın tüm farklılıklara kapatılmasını ve herkesin riyakarca maskelenerek davranmasını hayal eden totaliter zihniyetin göstergesidir.
sokaklar, caddeler ve meydanlar halkındır, bizimdir; belli bir zihniyetin veya silahlı gücün değil...
güya, çocuklarını ve gençlerini bizden çok önemsediğini göstermek isteyen faşist zihniyet, bula bula onların cinselliğini ve aşk yaşamını odağına almaktadır. bu durum, hayatın, demokrasinin ve insanlığın bittiği noktadır.
gençlerini bu kadar önemsediğini ileri süren binbirsuratlı riyakar zihniyet, öncelikle onların temel fizyolojik ihtiyaçları olan "iyi beslenme", "iyi koşullarda yaşama" ve "spor yapma" haklarına saygı gösterip tüm hassasiyetlerini ve paralarını bir akıtsın bakalım yiyorsa!!!
tanrıdan dileğim, yetersiz beslenen, bedenen ve ruhen yetersizlikler içinde yaşayan milyonlarca gencin elleri, aklı fikri onların kıçını ve zikini dizginlemekte olan sahtekarların yakasında olsun!!
" madagaskar sahillerinde kürk manto tanıtmak" kadar işlevsizleştirilmiştir.
çünkü, 12 eylül faşizminin ilk hedefi olan "özerk ve güçlü üniversite" varlığına son verilerek, tüm üniversiteler, toplumun ihtiyaçlarından ve demokratik siyasal ortamdan uzaklaştırılmış birer hizmet birimlerine dönüştürülmüştür.
hala birkaç köklü üniversite var olma mücadelesi verebilmektedir.
akademisyenlik mesleği de, bazı idealist emekçi akademisyenlerin fedakarlıkları sayesinde kısmen ve zorla yaşatılabilmektedir (bir yoğun bakım ünitesi gibi)...
hdp içerisinde değerli bulduğum 2 isimden biridir.
türkiye siyasetçisi olma yolunda devam eder ve ülkenin başkanlık faşizminden kurtulmasına da katkı yaparsa, sivilleşmiş bir parlamenter demokrasi ortamında en kaliteli siyasetçilerden biri olacaktır.
akp adlı örgütün, parlamentoda hesap bile vermeden 10 yıldır ülkemizde ağırlayıp yedirip içirdiği büyük göçmen topluluğu.
uluslararası hukukta veya mültecilik hukukunda yer almayan çok geniş haklarla donatılmış olup, ülkenin siyasal, ekonomik ve toplumsal yapısında geri dönülmez tahribata sebep olmuşlardır.
*)
içilebilir insan sıvılarından birisidir yahu. anne sütü bir numara ise erkek menisi ikincidir.
çok eşli değilseniz, uzun bir zamandır birlikte olduğunuz ve sağlıklı olduğuna güvendiğiniz sevgilinin sütünü tüketebilirsiniz. aroması ve kokusu, er kişinin beslenme alışkanlıklarına göre farklılık göstermektedir.
ayı sözlük felsefesine ve yazarlarına yakıştırmadığımdır.
fotoğrafa müdahale yetkim olsa, mutlaka kaldırılmasını sağlarım.
burası, bilgilendirme, paylaşım ve örgütlenme sözlüğüdür....
diğer ihtiyaçlar için, başka mekanlar-alanlar-siteler kullanılmalıdır...