horizonmersin

Durum: 5320 - 0 - 0 - 0 - 27.12.2024 01:17

Puan: 75928 - Sözlük Kevaşesi

12 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

nitimur in vetitum semper, cupimusque negata!
  • /
  • 266

ezan

güzel memleketimizin bir sonuca bağlanmamış ve tartışılması bile günah sayılmış tabularından biri.
neredeyse şirke varacak derecede kutsallaştırılmış ve sanki tanrının sesiymişçesine ululaştırılmış bir dinsel çağrı.
hiçkimse kusura bakmasın ama, daha estetik ve daha düşük desibelde sesler yayan bir iletişim biçimi olabilirdi.

ayı sözlük

ah arkadaşlar, vah yurttaşlarım!
işte, hem gavur deyip hem emperyalistlikle suçladığım insanların yaşadığı ülkelerdeki kültürel yapı, bu tür oluşumların ve çalışmaların beslenmesini ve gelişmesini destekliyor. kurumsallaşma ve sistem kurma ahlakı var adamlarda. hiçbirşeyi kişiselleştirmeden ve bireysel çıkarlar için topluluğun yararını çiğnetmeden işleyen mekanizmalar kurmayı öğrenmek zorundayız. çünkü, evren böyle işliyor. çünkü, sistemler böyle çalışıyor. çünkü, süreklilik ve kalıcılık böyle kazanılıyor. adamların şirketi 200, üniversitesi 300 yaşında! neden? çünkü, kendileri ölümlü, ama, ölümsüz sistemler kurmak için gereken ahlaka ve fedakarlık anlayışına sahipler...
türkiye gibi hafızasız ve eğitimsiz bir ülkede, bu tür arşivleme sistemleri kurup olayları, kişileri, rolleri, kavramları, bilgileri,...vb. kaydetmek paha biçilmez birşey!! etmeyin, kıymayın, ama hep koruyun, geliştirin, ilerletin, üretin üretin üretin üretin üretin üretin... ... ...
yoksa, gladyatör'deki bilge proximo'nun söylediğinden öte bir bok değiliz: gölgeler ve toz!

(bu bağlamda, bu sözlüğü kurana, geliştirene, destek olana, yazarlık yapana ve sahip çıkan herkese binlerce tebrik ve teşekkür!)

opus dei

"tanrının işi" ve "tanrının eseri" anlamlarında kullanılan latince deyim.
aynı zamanda, gizli bir hristiyan tarikatının adı.

sonbaharın kendisini hissetirmesi

"e yeter artık bu kadar ter, bu kadar bakteri ve pislik!" dedirten yaz mevsimine karşı kopacak bir halk ayaklanmasını frenleyebilecek yerinde bir müdahale.
herşeyin bir yeri ve zamanı var tabi.

(bkz: opus dei)

seven erkek

büyük bir ihtimalle, sevdiği tarafından manen ve/veya madden mütemadiyen z.kilen erkektir...iflah olmaz ama, mutludur en azından.

almanya'nın kürtleri ışid'e karşı silahlandırması

çıkar çatışması yaşayan emperyalistlerin, birbirlerinin canavarlarını döğüştürmesidir.
artık biliyoruz ki, ışid, bir ingiliz-amerikan frankenştaynıdır.
e almanların ziki yok mu? var elbet... işte bildiğiniz pokemonculuk a.q.!
olan bizim gibi mankurtlaştırılmış toplumlara oluyor.
birden ortaçağa dönüveriyor ortadoğu.
tüm öğrendiklerimizin ve kazanımlarımızın, binyüzlü batı medeniyeti kadar yalan ve iskambil kağıdından kuleler kadar dayanıklı olduğunu görmek çok ağır geliyor...tıpkı ölüm karşısındaki çaresizliğimiz gibi... kendi kaderini tayin edememekten daha acı bir şey var mı insanoğluna?

türkiye bölünüyor yeni bir devlet kuruluyor

yine aynı isim tamlamasını kullanmak durumundayım: yaşanılan dönemin sosyo-ekonomik, idari, siyasal ve hukuki vahametinin göstergelerinden birisi.
insanların düştüğü çaresizlik batağının işaret fişeği ve ileri demokratik akape politikalarının havai fişeği!
böyle şeyleri konuşmaya başlamış olmayı bile içine sindiremiyor insan, ama yine de şeytan dürtmüyor değil: akdenizsiz hayatta olmaz! bizi de alsınlar; hem ege diye bir şey yok ki, heryer akdeniz heryer diriliş!!

sevdiğim çocuk bana abi deyince

ah ahhh...ilacı, merhemi veya bulunduk bir çaresi yoktur...laftan anlamak gerekir...

kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime...

ibn-i haldun

tunuslu bilim adamı, din adamı, düşünür, devlet adamı, tarihçi, iktisatçı, eğitimci ve sosyolog.
özellikle sosyolojinin ve ekonomi biliminin temellerini atmasıyla ün salmıştır. fakat, haldun avrupalı olmadığı için, auguste comte onun yerine sosyolojinin kurucusu sayılmaktadır.
meşhur eseri mukaddime'yi herkese tavsiye ederim. karşılaştırmalı tarih, karşılaştırmalı uygarlıklar analizi, ekonomide emek ve fiyat ilişkisi, tarih çalışmalarında dikkat edilmesi gereken ilkeler,...vb. birçok muhteşem saptamaya imza atmıştır!
moğol istilası tüm ortadoğunun altını üstüne getirirken, kültürler, dinler ve diller çarpışırken, büyük üstadın yapmış olduğu çalışmalar hayret ve minnet uyandırıcıdır!
13.yüzyıl islam dünyasının, karanlığa gömülmeden önceki son ışıklarından birisidir!
ruhu her daim şad olsun, tanrı onu ve bizi, kendi katından bir ruh ile desteklesin!

sekste haz ve acı

hermann hesse'nin meşhur romanlarından olan " narziss und goldmund"da, roman kahramanlarından birinin yaptığı keşfi hatırlattı bana: "yüksek bir acı ile yüksek düzeydeki bir zevk anında, insanın yüz ifadesi neden birbirinin aynıdır?"
bu bir aşkınlık mı, yoksa bedenin algıladığı sinyalin şiddeti nedeniyle verilebilecek tepki olarak, yüz kaslarının fazla seçeneği olmamasından mı?
sekste de zevk ve acının birlikteliği böyle birşey sanırım...bir erkek olarak boşalırken hissettiğimiz o şiddetli zevkin, sanki bizi öldürüyormuş gibi tükettiğini hissetmeyenimiz var mı?

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

a great big world & christina aguilera - say something

sözleri harika...yaşlı çiftin yataktaki veda sahnesi öldürücü... son yıllarda beni en çok etkileyen parçalardan birisi...

..ve madonna'dan ilginç temalı bir parça daha: masterpiece /şaheser
öldürücü nakarat: nothing is indestructible!


yargıtay'ın çocuk tecavüzcülerini çocukla evlendirme önerisi

yaşanmakta olan dönemin sosyal, ekonomik, idari, felsefi ve ahlaki çözülmelerinin hukuki kanıtı.
dibe vurmuş bir toplumsal yapıdaki adalet felsefesinin acizliğinin göstergesi.

1 eylül dünya barış günü

inadına barış, inadına eşcinsellik, inadına insanlık ve inadına demokrasi!
yaşasın 1 eylül!

1 eylül

dünya barış günü.
bence bahar ve yaz mevsimlerinin azgınlığının sona erdiği ve yıllık hesapların sorgulandığı bir tarih için gayet uygun bir seçim!

eylül

- hüzünlerin yoğunlaştığı mevsimin başlangıcı.
- romantizme mal edilen güzellikleri anımsatır.
- ömürdeki baharların bitişini, ölüm öncesi ara dönemi ifade eder.
- edebiyat ve sanat ürünlerinde en yaygın ilham kaynağı ve en çok dile getirilen hazan mevsiminin simgesi.
- doğanın coşkusunun ve yaşam enerjisinin kaybolduğu sonbaharın tipik sembolü.
- çok sevdiğim bir isim. (hem de erkeklere de yakıştığını düşünürüm)
- telaffuzundaki seslerin beni çok etkilediği birkaç ay isminden birisi. diğerleri "nisan" ve "haziran". (bu ikisi de isim olarak kullanılmalı bence)
- arapça kökenli bir sözcüktür.
- doğduğum ay.
...e yarın 1 eylül...hoşgeldin demeli...

aileye açılmak

sözlüğün en duygusal ve en etkili dersler veren başlığı...
muhteşem paylaşımlar doğurmuş...
39'u bitirdiğim şu günlerde, ne yılların nasıl akıp geçtiğine inanabiliyorum ne de yaşanmamışlıklarıma nasıl dayanabildiğimi anlayabiliyorum...
bundan sonra söylesem ne olur, söylemesem ne değişir bilemiyorum. ama, bu cesareti gösterebilmiş tüm yoldaşların yüreklerinden saygıyla öpüyorum...

polis işkencesi kaynaklı trans intiharı

sonu gelmeyen ve neredeyse kanıksanmış trajediler silsilesi...
"hayatını yaşayamamış canavarlar"ın, "hayatını cesurca yaşayabilenler"i çekemeyip, dini ve toplumsal normları bahane etmeye hakkı yoktur. bu bahanelerle sebep olunan (dolaylı veya doğrudan farketmez) her can kaybı cinayettir...

(bkz: babanın anneyi öldürmesi)

babanın anneyi öldürmesi

korkunç ve cahil erkeklerin ülkesi türkiye'de son yıllarda ciddi bir tırmanış gösteren insanlıkdışı suçtur!
insanlık kadar eski en büyük günahtır!!
dinci ve hetero-egemen zihniyetin sultasına karşı ayaklanmadıkça, bu tür katliamların önü kesilmeyecektir...

sözlük yazarlarının en sevdiği giyim mağazası

bu tür başlıklarda marka belirtmemiz doğru ve serbest mi bilmiyorum.
çoğunlukla spor tarzda giyindiğim için o tür ürünlerin markalarını tercih ederim...

boys boys boys

içinde "boy" veya "boys" geçen her cümle, ifade, melodi, şiir,..vb. tahrik edebiliyor beni...
duran duran'ın "arena" albümündeki "wild boys" parçası, hem sözleri hem de müziğiyle kışkırtıcı ve unutulmaz idi!
lady gaga'nınki daha çok fast-food tarzı bir ürün bence.
  • /
  • 266
  • /
  • 54

mavi vatan


zeynep dizdar


hiper enflasyon


izmir katliamı


edis'in poposu


kuş olup uçsam sevgilimin diyarına


ağaç budamak


ateş ölçer


ayaklar baş oldu


ne olacak bu memleketin hali


tarikat


çocuklara musallat olan şıhlar


only time


mea maxima culpa


obivan kenobi


şeriat ve kadın


böğürtlen


ab-ı hayat


çilek şarabı


tam rekabet piyasası


  • /
  • 54

murathan mungan

hani herkes arkadaş,
hani oyunlar sürerken.
kimse bize ihanet etmemiş,
biz kimseyi aldatmamışken.
hani biz kimseye küsmemiş,
hani hiç kimse ölmemişken.
eskidendi, çok eskiden...

murathan mungan

her ne kadar düştüğü söylense de, düştüğü yerin yüksekliği kolay kolay çıkılamayacak bir yerdir. mezopotamya üçlemesi adı verilen tiyatro oyunlarını yirmili yaşlarında yazdığı hatırlanırsa nasıl bir birikiminin ve hayal gücünün olduğu rahatlıkla görülebilir. özellikle geyikler lanetle oyunu roman, şiir, tiyatro, masal tadında okunur, seyredilir. böyle güzel bir şairi, yazarı kişesel zevkleri nedeniyle eleştirmek ve düştü, bitti, yok olmaya mahkum oldu demek bana göre insafsızlıktır.
şimdi ergen şiiri olarak nitelenen şiirlerini yaşı otuzun üzerinde olan hangimiz ezberlemedik ya da en azından okuyup ağlamadık. şairdir, yazardır, tükçeyi çok güzel kullanan ve konuşan bir entelektüeldir. türkiye'de yaşayan sanatçılardan kibrin en yakıştığı iki isimden biridir.(diğeri ismet özel) yazdığımı üç beş satırlık entryler de bile zilyon tane anlam bozukluğu, yazım hatası yaparken mungan'ı eleştirmek en azından benim haddim değil.

aşağıdaki dizeleri yazmış olan yazar, şair.

ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim

imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu. ve elbet üzerinde durulmuyordu.
sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

başlangıçta doğruydu belki. sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki
gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
ve hala bilmiyordun sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim
anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
bütün kazananlar gibi
terk ettin

türkiye'den siktir olup gitmek

sadece şu anda sol frame de olan dört başlık yüzünden bile normal bir ülkede normal bir vatandaş olarak yaşasam dahi düşüneceğim bir durumdur..

(bkz: karaman'da 45 erkek öğrenciye tecavüz edilmesi)

(bkz: 13 mart 2016 ankara patlaması)

(bkz: 13 mart 2016 sosyal medyaya erişim yasağı)

(bkz: recep tayyip erdoğan)

katlettiniz lan ülkeyi.. yaşanmaz bir yere çevirdiniz, nefes alırken bile insan yaşadığına sevinemiyor artık. söylenecek onca söz varken sadece susmak geliyor artık içimden. televizyonu her açtığımda, twitter'a her girişimde, whatsapp'a ta her bildirimde korkar oldum..yeni bir felaketin, bombanın, facianın, maden kazasının, tacizin, tecavüzün, faşizmin, insan haklarının hiçe sayılmasının, taksime her gittiğimde gördüğü her kıza laf atan, arkasından köpek gibi takip eden her bir insan evladından, birbirine küfreden futbol fanatiklerinden, milletin ahlakını kendi leş ağzına sakız eden her ahlak bekçisinden, hırsızından katilinden, adaletinden polisinden askerinden teröristinden siyasetçisinden milletin hakkını rüşvet için gasp eden her kamu personelinden ötürü lanet olsun lan bu ahlaksız ülkeye bu bencil dünyaya..

sahi gitsem nereye gidicem lan sanki? ekvator'da bir yağmur ormanında ya da çölde bedevilerle beraber mi yaşıyım? alaska'da penguenlerin arasına mı yerleşiyim? ya da boğaz köprüsünden insanların gözü önünde kendimi boşluğa mı bırakıyım? ne yapayım lan ben?

bilmem kaç bin yıllık dünya tarihinde doğa doğa bu zamanı mı buldum insan olmak için? ya da niye insan olarak geldim lan ben bu tükürdüğüm dünyasına? avının peşinde olan bir kartal olarak ya da avından kaçan bir ceylan olarak niye gelmedim lan bu canına yandığımın dünyasına?

aslında en iyisi ne biliyor musun.. aç tv8'i izle survivor'u ya da bilmem ne izdivaç programını. düşünme hiç bunları, düşününce ne oluyor? üzülünce, kahrolunca ne oluyor? ne değişiyor? hayatında 36 dan sonra bildiğin 37 rakamı artık sana ne ifade ediyor? ne ifade etmeli??
bilmiyorum, sadece saçmalıyorum belkide..

son olarak da klişe belki ama bi hakkım varsa hiçbirinize helal etmiyorum ulan!

28 mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı 2. tur oylaması

malumunuz cb seçimi 2'inci tura kaldı. başlığımızı açıp siz değerli yazarlarımızın isabetli yorumlarını alalım derim.

ayrıca bugünün bir özelliği var sayın okuyucular. 28 mayıs 2013, gezi parkı direnişinin başlangıcıdır. şimdi tam 10 yıl sonra bizi bir sınav daha bekliyor. hadi bakalım!

otel odaları

bir murathan mungan şiiri. gülden karaböcek ise eşsiz yorumuyla bu şiiri taçlandırmıştır. şiirde/şarkıda geçen, öyle kredi kartına sayısız taksitle yerleşilen, servisin ayağa kadar yapıldığı, sahte gülümsemelerin havalarda uçuştuğu otel odaları konseptinin dışındadır. burada duvar köşelerinde dışarıdaki arayışlardan eli boş dönenlerin hayal kırıklıklarından ağlar örülmüştür. ve yalnızlığın en saf halinden sınırsızca yararlanılabilir. çarşaflar, havlular sık değişir mi bilinmez ama yaşanmışlıkları yıkasan arıtamazsın bu odalardan. yumuşak yataklarda gömülmeyi seçenlerin yerini sert yataklarda acıya gömülmek zorunda kalanlar alır. ve gülden karaböcekin nefis yorumuyla odalar dolusu acı çöker üzerinize. ama iyi gelir.

yabancı bir erkekle sevişmek

ne kadar evrensel bir insan olduğunuzu, din, dil, ırk gözetmeksizin herkesle iletişim halinde olabileceğinizi dünya aleme göstermek için süper bir fırsat. seks için beden dilini kullanmanın, sadece tanışana kadar anlaşabilecek düzeyde dil bilmenin yeterli olduğu söylenebilir. ayrıca çekilecek kapris sayısı ülke dışına çıktıkça birçok nedenle azalabilir.

arabasına kasko yaptırmayan insan

condomsuz anal seks yapan insandan daha fazla risk almaktadır.

ben ibne değilim

ben ibne değilim.
ben tanrının heybesinden yer yüzüne düşen bir cennet tohumuyum.
toprağına alışmaya çalışan mor bir menekşeyim.
kırılmaya yüz tutmuş, buzdan bir kalbim ben.
ben ibne değilim.
ben soluksuz bırakılan altından bir deniz atıyım.
gelinlerin belinden 3 kez geçirilen kırmızı kuşağın sonuncusuyum.
bereket getirsin diye yere atılan narım.
ben sizin geleneklerinizin altında ezilen incecik bir ruhum.
hey, ben ibne değilim.
ben bir insanım!

iyi bayramlar

çokça sevildiğinizi hissettiginiz, huzura doyduğunuz, sağlığınızdan hiç şüphe etmediğiniz, keyfini sınırsız çıkarabildiğiniz harika bir bayram olmasını dilerim.

not; sürü misali sürüklenen insanlarca, salt ete ulaşmak için canlılara kıyımadığı bir bayram olmasını canı gönülden dilerim.

izmir katliamı

yaklaşık 2 haftadır izmir'deyim. insanlar pırıl pırıl, hayat dolu. her sokağında sevgiye ve şefkate doymuş sokak hayvanlarına rastlayabilirsiniz. böyle bir şehirde bunun yaşanması çok üzücü. hem aklı başında biri, masum ve muhtaç olana şefkatle yaklaşan insanlara nasıl kıyabilir?anlamakta zorlanıyorum. hayatta ne gayesi olabilir ki senin gibi birisinin? yaşamanı anlamlandıran hangi değere tutunabilirsin ki? çok merak ediyorum. sık kafana gitsin bence.

Toplam entry sayısı: 5320

tek kişilik şehir

her birimiz, kendi bedenimiz ve zihnimizle, evrenin birer minyatür kopyasıyız aslında...
kendinin farkında olmayı başaranlarımız, birer küçük şehir kurmuş olur kendi içinde.

(bkz: kendini bil)

ölüm

sevdiklerimizi bizden koparma gücüne sahip en amansız canavar.

alkol alınan gece yapılmaması gerekenler

- eski sevgililerinizden ve aşklarınızdan bahsetmeyiniz.
-- eski özlemlerinizden ve hayallerinizden konuşmayınız.
--- eski başarısızlıklarınızdan, kayıplarınızdan ve mutsuzluklarınızdan bahis açmayınız.
---- yahu, eskiye dair herşeyin üzerine sünger çekip, bugününüzden ve yarınlarınızdan muhabbet ediniz!

çarşema sor

ezidiler, "yılın gelini" olarak görülen nisan ayında düğün yapmazmış.
kutlu olsun ve baharın ve tüm güzelliklerin yeniden başladığı bu ayın kutsallığı tüm insanlığın üzerine olsun!

harry potter

emperyalist britanya halklarının yüksek düzeyde yaratıcılık becerisini kanıtladıkları bir edebi tür: masal. meraklısı bilir, ingiliz ve anglo-sakson kültüründeki büyücülük, periler, hayaletler gibi sözlü edebi geleneği.
önünde şapka çıkartılacak tolkien üstad gibi modern masalcıların güzel eserlerine tipik örnektir bu seri.
diğeri yüzüklerin efendisi tabi ki...
eşsiz bir türdür masal. dünyanın korkunçluğunu unutturmak, gerçeklerden uzaklaştırmak, umut dağıtmak, iyilerin hep güçlü olduğu bir boyutu tasarlamak için biçilmiş bir kaftan!!
nitekim, demiştir ki bizim büyük üstad murathan mungan: masal derler, inanmazlar oğul. masala inanmayan, gerçeğe inanır mı hiç???

entropi

termodinamik yasalarından ikincisidir.

"canlılar belli bir andan sonra ölür; bilgisayarlar eskir ve evrendeki düzensizlik sürekli olarak artma eğilimindedir. bilim adamları düzensizliği entropi adı verilen nicelik ile ölçerler. sistemlerdeki düzensizlik arttıkça, entropi de ona paralel olarak artar. bununla birlikte faydalı enerji miktarı sürekli azalır. faydasız enerji (entropi) ise artmaktadır."

http://ayisozluk.com/lnk/a61702

meni yutmak

içilebilir insan sıvılarından birisidir yahu. anne sütü bir numara ise erkek menisi ikincidir.
çok eşli değilseniz, uzun bir zamandır birlikte olduğunuz ve sağlıklı olduğuna güvendiğiniz sevgilinin sütünü tüketebilirsiniz. aroması ve kokusu, er kişinin beslenme alışkanlıklarına göre farklılık göstermektedir.

türkiye'de akademisyen olmak

" madagaskar sahillerinde kürk manto tanıtmak" kadar işlevsizleştirilmiştir.
çünkü, 12 eylül faşizminin ilk hedefi olan "özerk ve güçlü üniversite" varlığına son verilerek, tüm üniversiteler, toplumun ihtiyaçlarından ve demokratik siyasal ortamdan uzaklaştırılmış birer hizmet birimlerine dönüştürülmüştür.
hala birkaç köklü üniversite var olma mücadelesi verebilmektedir.
akademisyenlik mesleği de, bazı idealist emekçi akademisyenlerin fedakarlıkları sayesinde kısmen ve zorla yaşatılabilmektedir (bir yoğun bakım ünitesi gibi)...

hollow earth teorisi

ne çürütülebilmiş ne de doğrulanabilmiş, hep arafta asılı kalmış gizemli teorilerden birisidir. türkçe'ye "delik/oyuk dünya" teorisi olarak çevrilmiştir.
yerkürenin iç kısmında büyük bir boşluk veya oyuk olduğunu ileri süren bu görüşe göre, gezegenin merkezinde var olduğu düşünülen eriyik bir magma kütlesi değil, yerküre üzerindeki manyetik alanın oluşmasını sağlayan büyük bir boşluk bulunmaktadır. ayrıca, bu boşluk içerisinde, "iç güneş"(inner sun) adı verilen bir enerji kaynağı da vardır.
bu teorinin var olduğunu savunduğu boşluğa giriş için belli mağaralar veya tüneller var olup, en geniş giriş noktaları, dünyanın kuzey ve güney kutup bölgelerindedir.
bir iddiaya göre, nasa'nın kutuplar için uzun bir süredir uyguladığı fotoğraflama ve uçuş yapma yasağının nedeni budur.

bu teoriye destek olarak bazı efsanevi dayanaklar da gösterilebilmektedir. örneğin, amerikan yerli kabilelerinin efsaneleri ile yüksek tibet uygarlığı'nın eski dinsel metinlerinde, yerkürenin kabuğu altında yaşayan ileri uygarlıklardan ve bilge insanlardan söz edilmektedir.

(bkz: şambala)
(bkz: agarta)

cinsel tercihini git evinde yaşa

"git evinde içkini zıkkımlan", "git evinde konuş ve yaz", "git evinde siyaset yap", "git evinde ateist ol", "git evinde sevgilinin elini tut" gibi faşist vecizelerin bir başka örneğidir.
kamusal alanın tüm farklılıklara kapatılmasını ve herkesin riyakarca maskelenerek davranmasını hayal eden totaliter zihniyetin göstergesidir.
sokaklar, caddeler ve meydanlar halkındır, bizimdir; belli bir zihniyetin veya silahlı gücün değil...
güya, çocuklarını ve gençlerini bizden çok önemsediğini göstermek isteyen faşist zihniyet, bula bula onların cinselliğini ve aşk yaşamını odağına almaktadır. bu durum, hayatın, demokrasinin ve insanlığın bittiği noktadır.
gençlerini bu kadar önemsediğini ileri süren binbirsuratlı riyakar zihniyet, öncelikle onların temel fizyolojik ihtiyaçları olan "iyi beslenme", "iyi koşullarda yaşama" ve "spor yapma" haklarına saygı gösterip tüm hassasiyetlerini ve paralarını bir akıtsın bakalım yiyorsa!!!
tanrıdan dileğim, yetersiz beslenen, bedenen ve ruhen yetersizlikler içinde yaşayan milyonlarca gencin elleri, aklı fikri onların kıçını ve zikini dizginlemekte olan sahtekarların yakasında olsun!!

selahattin demirtaş

hdp içerisinde değerli bulduğum 2 isimden biridir.
türkiye siyasetçisi olma yolunda devam eder ve ülkenin başkanlık faşizminden kurtulmasına da katkı yaparsa, sivilleşmiş bir parlamenter demokrasi ortamında en kaliteli siyasetçilerden biri olacaktır.

suriyeliler

akp adlı örgütün, parlamentoda hesap bile vermeden 10 yıldır ülkemizde ağırlayıp yedirip içirdiği büyük göçmen topluluğu.
uluslararası hukukta veya mültecilik hukukunda yer almayan çok geniş haklarla donatılmış olup, ülkenin siyasal, ekonomik ve toplumsal yapısında geri dönülmez tahribata sebep olmuşlardır.
*)

meni yutmak

içilebilir insan sıvılarından birisidir yahu. anne sütü bir numara ise erkek menisi ikincidir.
çok eşli değilseniz, uzun bir zamandır birlikte olduğunuz ve sağlıklı olduğuna güvendiğiniz sevgilinin sütünü tüketebilirsiniz. aroması ve kokusu, er kişinin beslenme alışkanlıklarına göre farklılık göstermektedir.

ayı sözlük profiline çıplak fotoğraf koymak

ayı sözlük felsefesine ve yazarlarına yakıştırmadığımdır.
fotoğrafa müdahale yetkim olsa, mutlaka kaldırılmasını sağlarım.
burası, bilgilendirme, paylaşım ve örgütlenme sözlüğüdür....
diğer ihtiyaçlar için, başka mekanlar-alanlar-siteler kullanılmalıdır...

edit: *
*

sanat

buhran zamanlarında yönelmemiz gereken.
bireyin ve toplumun can simidi.
Henüz takip ettiği biri yok.