hic kiskanmadim,bir daha olsa yine gelmem,o ne oyle hem zirve mirve adinda meymelet yok. (kiskancindan sabaha kadar somurttu ,seneye olan zirve icin safak saydi)
entryleri okuduktan sonra şaşırtan başlıktır. kadinlarin aleyhine yazilanlarin girilerin sadece kadinlara yuklenmesi de ayri bir gulunc geldi. seksi kullanmak,cok konusmak,çok para harcamak olsun ve ya bunun gibi şeylerin kadini erkeği diye bir sey yok. toplumun kadinlara yapistirdigi etiketler sadece ve ozellikle de bu sozluk de bu toplum etiketlerinin , yakistirmalarin kullanilmasi sasirtti. ve bu tabulardan bahsettim, bu tabulara göre ben de genelleme yapacak olursam daha mi insanciliz ne ? sevgimiz adam öldürmüyor mesela.
heralde bir benim yaşımı tutturmuş uygulamadır. bu uygulama yüzünden yakın arkadaşlarımdan biri (18) ''32 mi gösteriyorum ya ben'' diyerek depresyona girdi. ve avondan cilt yenileyici ve sıkılaştırıcı krem alma kararına vardı. amerikanın oyunuymuş arkadaşlar inanmayın
resmi adı kuzey kore demokratik halk cumhuriyetiymiş(!). sosyalist cumhuriyet devlet düzeninden çok kim jong-un'un keyfine ve egosuna nasıl gelirse göre yaşayan ülkedir. dünyaya gerilim yaratmaktan başka hiçbir faydası olmayan bir terörizm içindeler. ülke -kuzey kore- olarak ekonomi ve askeri olarak güçlense de halkı daima zavallı ve aç bırakan bir yapılanması vardır. ve halkın yetişkin insan kilo ortalamasının 58 olduğu söyleniyor. kim jong-un ; eniştesini köpeklere yedirerek öldürtmüş, yolsuzluk iddiaları olan bir bakanın evine füze atarak öldürtmüş, bu faşizmle yaşamak istemeyip ülkeden kaçan insanları yakalatıp öldürtmüş, gençlerden kan alıp kendine enjekte ederek genç ve dinamik kalabileceğini düşünen, ülkesinde sadece kendi yaptığı ve ya uygun gördüğü saç kesimlerine müsade eden, ve kendisi için ''övme''törenleri düzenleten ve adına demokrat lider diyen bir ütopik liderdir.-distopik. 2015 de yaşıyoruz ve umarım bu zihniyet ve liderler, bu adı cumhuriyet de olsa, sosyalizm de olsa, şeriat da olsa hepsinin sonunun aynı yere vardığı ''ego'' ve ''dünya hırsı'' düzeni artık yaşadığımız çağdan utanıp azalarak biter.
ne zaman ask konusu acilsa ölesiye kapisan gruplardir. bir de ikisini de dinleyince ikiside hakli geliyor. ama soyle dusunup "biriyle nasil tanismak isterdim" kritigi yaparsam ilk goruste askcilardan -misim oyle dediler.
bugün şahit olduğum olaydır. misafirliğe gittiğimiz bir aile dostumuzun oğluna(1,5) atatürk dedirtmeye çalısıyorlardi ve 1500.denemenin sonunda "adaürk" gibi bir tınıyı yakalayan çift birbirlerine aynı anda bakip gulumsediler ve anne kisisi duygulandi ,gozlerinden yas geldi ve baba kisisiyle sarilip gururla ogullarina baktilar. tabi aldi beni bir gülme. kalkip tuvalete gidip gulmemi tamamladim. geri geldigimde cocugu havaya"kucuk ataturk bu" "hoop ogluma hooop" diye atip seviyorlardi. tabi bu sefer yine aldi beni bir gulme gulmemek için titriyordum artik ki annemin bana attigi ciddili bakislariyla hikaye son buldu.
iki dirseğini de pencereye dayadı yüzü avuçlarında dışarıyı izliyordu. taa ki o el omuzuna dokunana kadar. başta irkildi, dönüp baktığında da kalakaldı. kapıdan gelen de aynadaki gördüğü kendisine bakan ifadesiz surat da beyninin oynadığı oyunlardan değildi,büsbütün gelen oydu,her şeyiyle oydu. şimdi ne yapacaktı ?
bana oyun mu oynuyorsun sen ? dedi aynaya bakıp. ne kitabı ne çayı, kahretsin yine başaramamıştı,''ikimizden biri bu gece yarısı bu aynada olmayacak'' evet,iki kişiydiler aslında ; o ve aynadaki ona benzeyen adam. aynadaki ifadesiz yüzüyle dikilip bakan vicdanından ne yapsa kaçamıyordu, artık ikisi birden yaşayamazlardı. birine veda etme zamanı gelmişti. savaşmaya hazırlardı. peki ya hangisiydi gerçek ?etiyle kemiğiyle kendisi mi yoksa yıllar önce söküp attığı vicdanı mı?
en sevdiğim gitaristin çaldığı müzik grubudur. criss oliva namı değer ''çelik pena'' nın gitarını abisi jon olivayla konuşturduğu efsane. power metal da favori grubumdur, her şarkısının bir hikayesi vardır ve beni hep hüzünlendirir. criss'in ölümünden sonraki yaptıkları hiçbir şarkıyı dinlemedim. ''edge of thorns'' favori albümleridir zaten crissin çalabildiği son albüm. ne kadar anlatsam azdır bu grubu.
kendini -bir lezbiyen tarafından ilişki teklifi alana kadar- lezbiyen olabileceğine son derece inandırmış kızlarımızdır. dikkat çekmek için ''yeaa kadın kadına çok estetik değil mi acaba lezbiyen mi olsam haha'' böğürtüleriyle dolaşırlar. çevremde de bol miktarda vardır böyleleri -bi bitmediniz amk-. cinsel yönelimlerimden habersiz tabi hepsi ama gelip sırnaşıyorlar ''çok seksisin,ateş gibi bakıyorsun en sevdiğim kadın tipi benimle sevişir misin ? haha''. tabi ben de gülüp evet ''olur'' diyorum ama dokunsam viyak viyak kıyameti kopacak tipler yani. gelip rahat rahat öpüp gayet göğüs muhabbeti yapıp açıp gösteren kızlar hatta. ama lezbiyenliğimi öğrendiklerinde bir daha yüzüme bakmayıp kaçacak olanları tanıyorum.lezbiyenlerin bütün kızları kestiklerini ve kendilerinden uyarıldıklarını sanan egoist lezbiyenfobikler, yapmayın ablalar,lezbiyenler de vardır.
ilk otobüsle iskenderun'a goturecek lezzet. domates sosu kasari acisi ve kizarmis ekmeyi bütün dönerleri knockout eder yere serer. bitmeye yakin ters cevirilir sonundan yenmeye tekrar baslanir. ayranla da denk getirilir. sevgiliyle yenmemesi gereken yiyecektir ,tabi acili soslu opusme deneyimi istenmiyorsa
arvellian sevilmez mi ya kutup ayim benim,dünyada en sevdigim insandir. birlikte her seyi yapabileceginiz dost tanesidir. arada fazla geekligi tutuyor kafami sisiriyor vuruyorum agzina,delirince de dayagimi yer arada bir. çok seviyorum sözlük. umarim bfff'im olarak da kutup ayim olarak da hep benimle kalir.
şuan çok bilinmese de bir süre sonra müziğiyle daha çok gündemde olacağını düsündügüm müzik grubu. alternatif müzik yapıyorlar,ilk dinlenildiğinde sesi kaan boşnak zannetmiştim. zaten müzik kalitesi de yüzyüzeyken konusuruza benziyor. sarki sozleri bakimindan bence yyk'dan daha basarililar. sözlerinden alinti yapmak istedim.
'' dur çok yorulmus gibisin , ama sen iyi bilirsin kosarak gitmesini'' " güneş vuruyor yüzüme yine aynı martılar seni ilk gördüğümle. bir dur iyi değil büyümek biraz samimiyetsiz ve acıyla dolu." . evdeki saat- biraz olsun
ağzınızı geve geve erkek dediğin maço olacak, kodum mu otutturcak,sahiplenecek bilmem ne demeyin. siz çok güçlüsünüz tüm bunlara ihtiyacınız yok, toplumun olmanızı istediği kadın tipi olmayın. elektirik yok tesisat erkek işi diye evde kocanızı beklemeyin. öğrenin. dövüşmeyi de öğrenin size kalkan o eli kırın ve erkeklerin götüne sokun artık. orospu olun ev hanımı olmayın. erkek çocuklarınıza bir kadını nasıl seveceğini öğretin, sikiyle dünyaya sahip olabileceğini değil. unutmayın we can do it. ve jin jiyan azadi artık lütfen ya
herkesin bi teori ortaya attığı olay. ama ülkede olan her şeye karşı inancımı yitirdiğimden kesinlikle tskyı bize trolleyeceklerini düşünüyorum. "yoldaşlarım, bakın bizi yolumuzdan çevirmeye, devirmeye çalıştılar. gücümüzden korkuyorlar, başkanlık sistemiyle tek yürek oluyor muyuz?" söylemlerini duymamız yakındır. evet ülkenin bana kazandırdığı tek şey ileri görüşlülük, hadi hayırlısı.
resmen bi herifi yanlışlıkla ankaraya davet ettim ve kalkıp azerbaycandan gelecek . aslında azerbaycanda ne işin var yahu demek istemiştim ama hemen seve seve gelirim felan diye atladı ve bele vaziyete soxam aybalam.
3 gün önce mezuniyetim vardı, ve kepimi havaya değil birinin kafasına fırlatma kararı aldım törende. sonra kime atsam kime atsam diye düşünürken kafama iki tane kep yedim bu arada. sonra bir baktım önümde hiç sevmediğim mutlu bir çift, kız kepini fırlatmış yehuu coşuyor. iyice gerinip kepi kızın kafasına geçirdim. kız ''ağğğh salakmısınız yaa'' dedi arkasına bakıp , tabi benim attığımı bilmiyor benle gözgöze gelince gülümsedi, bende güldüm. sonra bu çok eğlenceli geldi. yanımda da arvellian vardı onun da kepini istedim. ön sırada boş boş duran bir kız vardı zaten 4 sene boş boş durdu bari bi anısı olsun diye arvellian 'ın kepini de onun kafasına fırlattım. kız çığlık attı ve yanındaki kankası da çığlık attı - niye bilmiyorum- işte aldı beni bir gülme buna güldüm 10 dakika işte bu da böyle bir şeyimdi.
insanın hayatında asla unutmayacağı anlar olur ya, bir tanesine ve en güzellerinden birinde başroller. kendimi kötü hissettiğim bir gün kızılaya inmiştim. bir ara sokakta oturuyordum öyle sigara içiyordum yalnız. sonra bir suriyeli çocuk geldi yanıma oturdu. kendi dilinde bir şeyler söyledi gülümsedi ama ben dokunsalar ağlayacak durumda olduğumdan çocuğun ilgisi çok duygulandırdı beni. sonra benle birlikte oturdu yarım saat.ellerinde sattığı güller vardı. elleriyle ellerimi açtı ve güllerden koydu bi tane. cüzdanımı çıkarırken kaçtı ben de seslendim yemek ısmarlıycaktım arkasından da koştum ama durmadı. hayatımda aldığım en anlamlı hediye ve kurusunu hala saklıyorum. gözüm de hala o çocuğu arıyor sokaklarda. öğreneceğimiz çok şey var.
kadın cinayeti. ama trans bir kadın olduğu için kadın derneklerinde ne de sosyal medyada kimsenin yeterince ilgisini çekmeyen cinayet. üstü kapatılıp gidecek, bir "insan" ın ölmesi değil bir "trans"ın ölümü olarak bakılacak davalara. haklı sebepler bulacaklar, iyi haller, azmettirme belki birkaç yıl yatıp çıkacak her kimse. kahverengi gözlü olduğu için yakılarak öldürülen birini duydunuz mu hiç? hayır çünkü bu bir benlik özelliği. peki transeksüellik. neden olduğumuz gibi yaşamamıza izin vermiyorsunuz? neden her seferinde yanınıza kâr kalıyor ölümlerimiz. sizi kim ideal insan profili ilan etti? kimse öldürülmek için doğmadı, herkes dünyada geçirebileceği birkaç güzel günün peşinde. hande'ninkini yaktınız. yakmadıklarınızı da ahlağınıza törenize kurban ediyorsunuz. ölüp gideceksiniz birgün, belki az sonra bilinmez. sizde mutlu olacağınız güzel dakikalarınızın peşinden koşun insanların bacaklarının arasında ne olduğuyla ve kimi siktiğiyle uğraşacağınıza. valla bakın, daha huzurlu yaşayacaksınız.
kürtçe newroz manasındadır. bu sene kutlanmasını saygısızlık olarak gördüğüm bayram, cenaze evinde göbek atmaktan farkı yok ayrıca. hergün birilerini toprağa veriyoruz, bunun türkü kürdü yok. ama ve lakin daha dün iki şehit verdik. bugün abdullah öcalan bayraklarıyla ve bir coşkuyla nevruz kutlamak saygısızlıktır. hadi şehide saygınız yok, e sizin kendi ölünüze de mi saygınız yok ben anlam veremiyorum. bu neyin halayı?
insanlar neye göre "kezban" diye adlandırılıyor, hatta ve hatta niye kezban diye adlandırılıyor bilmiyorum ama, kariyer yapınca insan saygın biri olmuyor . insan sınıflandırmanın her türlüsünü cahilce buluyorum. bize takınılan "ibne" " yumuşak, ılık" etiketinin bizim tanımadan etmeden yaptığımız sınıflandırmalardan, ya da yapıştırdığımız etiketlerden saygı açısından bir farkı yok. üstelik "kezban" kelimesinin bir kadın adı olmasına değinicem, bu kezban adı da köylü kızı kezban vs kullanımlardan ötürü yine kadınları, fiziksel,kişisel açıdan insanları hem de kır insanını aşağılamaya yönelik cahil cüheyla insanların popüler ettiği bir şey. eleştirdiğimiz topluma dönüşmeyin. ya da dönüşün örnek oluyorsunuz.
10 üzerinden ne kadar saftiriksin testinde 25 çıkan kişidir. seviyorum affettim bahanesi ileri sürülür genelde. ve bunu başarabildiği için çok saygı duyduğum kişidir ayrıca, ben böyle bile bile iyi niyetini kullandırmanın bir yolunu daha bilmiyorum çünkü.
leoparsiz burjuva
