marti

Durum: 351 - 0 - 0 - 0 - 29.03.2012 01:07

Puan: 9078 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

kaçıp gitme zamanı yaklaştı
  • /
  • 18

içinde hiç boş şarkı olmayan albümler

korsan sidilerin içi boş çıkıyor bazen. bizzat şahit oldum.*

almanca

ilk öğrenmeye başladığında "ehe ehe, kolaymış bu la" deyip coştuğun, akkusativ de tek bir kural olduğunu görünce "ulan artikel artikel diye ağlıyordunuz, tüm yaygara bu kadarcık şey için miydi" diye ukalalık yaptığın, dativ e gelince enlemesine oturduğunu anladığın ve "yaa bu artikeller çok zor ama" diye ağlayanlar kervanında yer aldığın dildir. bir süre de "oğlum, almanya da sokaktaki sıradan insanlar bile bu artikelleri doğru kullanmıyormuş, salla gitsin" diye avuntularla idare edersin.

kisalt.be

kisalt.be
en sevdiğim link kısaltma sitesidir. yüzlerce karakterden oluşan bir link vermekten kurtarır insanı.

http://kisalt.be/

reaktif hipoglisemi

diyabete doğru giden uzun ince yoldaki basamaklardan birisidir. herhangi bir ilaç veya insülin kullanılmasını gerektirmeyen, sadece yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarına dikkat ederek kontrol edilen durumdur.
normalde insan birşeyler yediğinde kan şeker seviyesi yükselmeye başlar ve vücut da buna karşılık insülin salgılar ki şeker hücreler tarafından kullanılabilsin. bir süre sonra kan şekeri normal seviyeye indiğinde insülin salımı da azalır ve ikisi arasında sürekli bir ahenk vardır. ama reaktif hipoglisemi de bu ahenk bozulur ve insülin salımı önce gecikir, bu yüzden de kan şekeri çok yükselir. ardından da çok fazla insülin pompalanır ve kan şekeri aniden düşer. tam bu esnada bireyde soğuk terleme, yorgunluk, halsizlik, ellerin titremesi, aşırı duygusallık, huzursuzluk, panik atak nöbetleri ve sinirlilik başlar. bu yüzdendir ki hastaların çoğu ilk önce bir psikiyatra gider, sonra dahiliyeye yönlendirilirler.
günde 6 öğün yeme, çantada sürekli elma armut taşıma, uzun süre aç kalmama gibi tedbirlerle idare edilir ama insanın hayat kalitesinin de amına kor afedersiniz.

her yeni fotoğrafçının çektiği klişe kareler

yanyana dizili balıkçı kayıkları,
günbatımında limana dönen ya da denize açılan tekne, balıkçı kayığı görüntüsü,
deniz kenarında ağ tamir eden fakir balıkçı,
eski bir evin penceresi önünde, vita yağ tenekesi veya bilmemne yoğurt kovası içindeki çiçek fotoğrafı (vita iyidir, candır, yarışmalarda ekstra puan kazandırır)

vedic matematiği

vedic, eski hint yazıtlarında bulunan ve sri bharati krsna tirthaji tarafından 1910 yıllarında ortaya çıkartılmış çok eski bir matematik yöntemidir. sonu beşle biten sayıların karesinin alınması, herhangi bir sayının 11 ile çarpılması, üç basamaklı sayıların çarpımı gibi işlemler için basit formüller içermekle birlikte en kullanışlı ve popüler olanı iki basamaklı iki sayının çarpımı yöntemidir. bu yöntemi kağıt üzerinde biraz çalıştığınızda, bir süre sonra sadece rakamlara bakarak 5-6 saniyede çarpma işlemini zihinden gerçekleştirebilirsiniz. biraz daha pratik yaptığınızda işlemi 5 saniye içinde hiç kağıt kalem kullanmadan tamamen zihinden yaparak karşınızdaki insanın, sizin dahi falan olduğunuzu düşünmesini sağlamak da mümkündür.

tinerci çocuğun başbakana cevabı

"kırk yıllık tinerciyim, böyle kafa görmedim" sözü de yaratıcılık açısından takdire şayandır.

ayı sözlük yazarlarının okul numaraları

ilkokul 142
ortaokul 2298, sonra 924 sonra 2653
evet ortaokulda son sınıfta disiplin cezası aldım ve okuldan atıldım sözlük. bir ay sonra atıldığım okula babalar gibi geri döndüm.*
ortaokul ve lise aynı okul olduğu için, lise de de 2653 ü kullanmaya devam ettim
üniversite 8854768

kırmızı başlıklı kız

kırmızı başlıklı noel baba karşısında hiç şansı yoktur.

http://www.gaynz.com/articles/uploads/2/jiraiya-open-coat-santa.jpg

ramen

bir nevi uzakdoğu fast-food u.
ingilizceye noodle yani erişte olarak çevrilmiş olmasına rağmen, içine katılan bir sürü zımbırtıyla lezzetli sulu makarna gibi birşeydir.
bir şekilde abd falan görmüş tüm tikiler "ıyyy, fakirliğin tescili, dibe vurmuşların yiyeceği" gibi tanımlasalar da, uzakdoğuda yapılan ramen, bağımlılık yapacak kadar lezzetlidir. içinde bütün karidesler, mantar, ne olduğunu bilmediğiniz ve sormaya da cesaret edemeyeceğiniz şeylerle daha da lezzetli hale gelir. bizdeki kumpirciler gibi içine istediğiniz kadar malzeme koydurabilirsiniz.
hazır satılanları ise uzakdoğudaki herhangi bir markette 25 kuruşa alabilirsiniz. aynı lezzeti vermez ama, bir su ısıtıcınız varsa hayatta aç kalmazsınız.

baba

http://wn.com/sparrow_father_and_son_movie

internet bağımlılığı

son beş yıldır abd de internet bağımlılığından kurtulmak için tedavi olanların sayısı, uyuşturucu tedavisi görenleri geçmiş durumdadır.

back packer

metallica nın wherever ı may roam parçasında dediği gibi "where i lay my head is home" (başımı koyup uyuduğum yer evimdir benim) felsefesine göre tatil yapan, minimum harcamayla maksimum mesafelere gidip, tatili elinden geldiğince uzatan insan modelidir.

yeni neslin tatil anlayışı beş yıldızlı bir tesiste bütün gün havuz başında malak gibi yatıp, akşamüstü duşunu alıp en şık elbiseleri giydikten sonra açık büfede akşam yemeğine teşrif etmek, tabağına normal bir insana bir hafta yetecek kadar yemek alıp, diyet kola eşliğinde tıkınmaktır. bu arada tesisin her köşesinde, ki buna açık büfenin önü dahil facebook için fotoğraf çektirmek de allahın emridir. tesisin ücra bir köşesinde kablosuz internet çekmiyorsa olay çıkartılır ve herşeyden şikayet edilir.

back packer denilen insan modeli ise sırt çantasına hayatta kalabilmek için gerekli asgari eşyayı alır. cep telefonunu sadece acil durumlar için bulundurur. en ucuz pansiyonlar ve hostelleri seçer. olmadı çadırda uyur. pansiyon odasında gezen kertenkelelerin resmini çekerve buna işletmenin bir lütfu gözüyle bakar. gittiği her yerde yerel halkla iletişim içinde olmaya ve onların kültüründen, dilinden birşeyler kapmaya çalışır. saçının sakalının nasıl göründüğünü önemsemez. tipine bakarak serseri sanılmalarına rağmen birçoğu iyi eğitimli ve donanım sahibi insanlardır. yurt dışında sadece back packerlara hizmet veren bir çok turistik işletme varken, ülkemizde pek sevilmezler.

apolitize olmak

12 eylül sonrası başlayan, devlet tarafından insanlara ve özellikle gençlere "düşünme demiyorum, yine düşün ama hobi olarak" dayatmasıdır. siyasi görüşü olan her bireyi terörist olarak suçlayarak, düşünce farklılıklarını "birlik ve beraberliğe tam da en çok ihtiyacımız olan şu günlerde" söylemleriyle susturarak, alternatif her fikri işkence tezgahında ve karanlık hücrelerde yok ederek gerçekleştirilmiş bir süreçtir.

internette haber sitelerinde politik haberlerin altına yaptığınız bir cümlelik bir yorum yüzünden tutuklanabilir, bir sözlükte girdiğiniz entry yüzünden mahkemeye davet edilebilirsiniz. tüm sözlüklerde siyaset konuşmak yasaktır. mevcut düzeni ve yöneticileri öven sözler dışında söylediğiniz herşey aleyhinize delil olarak kullanılır. sıkı bir dizi takipçisi, fanatik bir taraftar, alışveriş manyağı bir beyaz yakalı veya dindar bir cemaat üyesi olma gibi seçeneklerden birini tercih etmeniz istenir.

bütün müdürler göttür

bunların genelde kapı zillerinde bile "nüfus müdürü ahmet bilmemne" diye yazar. birisiyle yeni tanıştıklarında birşeyin müdürü olduğunu söylemek için can atarlar, belki unutursunuz diye hemen kartviziti dayarlar.

ayı sözlük yazarlarının sevişirken yapılmasını tavsiye etmedikleri hareketler

uyumak. hadi sevişme öncesi masaj yüzünden gevşedin, uyuyakaldın diyelim, en azından horlamamaya gayret eder insan. karşı tarafın kendini ölüsevici gibi hissetmesine neden olur.

kürdan

fransızcadan dilimize geçen 5963 kelimeden biridir. fransa da yimah yerken yanımdaki adanalı arkadaşın "martı, sen fransızca biliyosun, garsona söyle de kürdan getirsin" demesiyle ben kürdanın fransızcasını bilmiyorum dememek için garsona yarım saat tarif edilir; "hani böyle ağaçtan küçük bir parça oluyor, yemekten sonra dişleri temizlemek için falan" diye uzun uzun anlatılır. garson suratıma bakar ve "kürdan mı istiyorsunuz?" der.

hans zimmer

rain man filmindeki "leaving wallbrook / on the road" parçasıyla varlığından haberdar olduğum abi. link yok mu link diyenlere gelsin:

sözlük çaycısı

entrylerini okuyanlarda şiddetli bir çay içme isteği uyandıran yazardır.

fake hesap

sözlükten uçurulma nedenidir. bazı yazarcanların kendi kendini hoşlamak için böyle bir şeye başvurduğu tahmin edilir.
bu arada çift kişilikli yazarları mağdur eden bir uygulamadır. * *
  • /
  • 18
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 351

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

kim ister ki gay olmak

bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.

pipili ayı sözlük teması

ben bu adamla 25 yıl önce tanıştım ve onu model olarak kullandım. o benim tek gecelik hayali sevgilimdi. her akşam onu ben yaratır, sabah olmadan yokeder, ertesi gün yeniden yaratırdım.
henüz internetin olmadığı seksenli yıllarda, böyle güzel bir erkeği çıplak görmek istiyorsanız, tek yapabileceğiniz şey sokakta gördüğünüz bir ayıyı ya da okuldaki bir hocayı falan hd formatında hafızaya kaydedip, sonra evde oturup resim kalemiyle onu resmetmekti. bir kaç osbir seansından sonra suçluluk duygusu ve yakalanma korkusuyla bu resimler genelde yakılırdı.
hayatı boyunca fizik, kimya, biyoloji ve matematik çalış (tırıl)mış bir inek olarak birgün yeğenimle resim çiziyorduk*. güzel sanatlar resim bölümü mezunu olan teyzem benim resimlerimi gördü ve "oha, bu yaşına kadar senin resim yeteneğini keşfetmemiş olmamız ne büyük kayıp. seni hayatında ilk kez resim çizerken görüyorum ve resmen şok geçirdim" dedi. e güzelim ben o yaktığım resimleri toplasaydım şimdiye kadar beşinci kişisel sergimi açardım ama hem resimlerimin konusu, hem de bünyeye verilen biyoloji ve kimya dersleri adamda ressam olma hevesi mi bıraktı.

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

kim ister ki gay olmak

bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.

ingilizce bilmeyi maharet sanmak

askerden sonra çalıştığım amerikan firmasında proje departmanı tamamen boğaziçi endüstri mühendisliği mezunlarından oluşuyordu. adamlara birşey söylemek istediğinde muhabbet genelde şöyle oluyordu;

martı : ben, piç :projeci ingilizceci çocuk

martı: ben tahmini bütçeyi haftaya gönderirim, bunu önümüzdeki dönemin eylem planına alabiliriz.
piç : aaa tabi onun benefitine bakmak lazım, rantabl bişeyse hemen bacıtı onaylarım ben.
martı : o zaman bu döneme de yetişir.
piç : ama bu kuartırın aksiyon planını değiştirmek bi sürü korıspondıns gerektirir şimdi, biz onu gelecek kuartır yapalım
martı : oldu o zaman. ha bu arada babanın götüne koyiim.

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

kürt erkekleri

antalya da, daha doğrusu güney sahilinde yaşayanlar uygun ücret karşılığında 85 yaşındaki kadından tutun da, 16 yaşındaki oğlana kadar yaş, cinsiyet ve hatta tür bile ayırdetmeden her türlü canlı ile birlikte olabilir. <br>genelde para karşılığı seks arayan zengin dulların veya eşcinsellerin olduğu mekanlarda üzerlerine yapışan ama yakışmayan gömlekleriyle ve o yüzlerindeki tuhaf sırıtışla müşteri beklerler. müşterilerinin çoğu erkek olsa da kendilerini eşcinsel olarak görmezler.

her başlığın altından şarkı sözü çıkması

evet sözlükçüm, son haftalarda sözlüğün adeta bir şarkı sözü arşivi, müzisyen, gitarist, piyanist şantör, albüm tanıtım sitesine dönüşmesi halidir. en ciddi başlıkların bile altından ya albüm tanıtımı, ya şarkı sözü çıkmasıdır.
sol çerçevede kafama göre bir şeyler göremeyince karma butonuna nazikçe dokundum ve darbe diye başlık görünce "hemen gireyim, sözlük yazarları bu konuda neler düşünüyormuş öğreneyim, ben de iki satır döktüreyim dedim ama evet, tahmin ettiğiniz gibi o başlık da sadece bir şarkının sözlerini paylaşmak için açılmıştı.
tamam müzik güzeldir, hoştur ama sol çerçevedeki başlıkların yarısından fazlasının eurovision, albüm tanıtımı, şarkı sözü vs olması da insanın kendisini konservatuarda öğrenci gibi hissetmesini sağlıyor.

bütün müdürler göttür

bunların genelde kapı zillerinde bile "nüfus müdürü ahmet bilmemne" diye yazar. birisiyle yeni tanıştıklarında birşeyin müdürü olduğunu söylemek için can atarlar, belki unutursunuz diye hemen kartviziti dayarlar.

ingilizce ilahiyat

bölüm öğrencisi ve mezunlarının ihl sözlükte "in the name of god" diye başlayan entry girmeleri muhtemeldir.

recep tayyip erdoğan

sam amca
ın adnan menderes, demirel, özal, yine demirel, çiller vs taifesinden sonra türkiye ye atadığı yeni vali.
şimdiye kadar ki valiler içinde ılımlı islama doğru en hızlı ilerlemeyi katetmiş kişi.
türkiye a.ş nin ceo su.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.