ali rıza demircan
programın sunucusu veyis ateş'in daha sonra twitter üzerinden paylaştığı özür, en az programın kendisi kadar manidar;
"bu akşam habertürk tv ana haber’de ağırladığım a.r.demircan’ın açıklamaları haklı tepkilere sebep olmuştur. programda kamuoyunun gündemindeki umre ve cuma ve vakit namazı konuşulacağı konusunda anlaşılmış olmasına rağmen konuğun canlı yayında mevzuyu toplumu ayrıştıran konulara getirmesinden ve yayın ilkelerimizle bağdaşmayan nitelikte beyanlarda bulunmasından ve buna yayın esnasında gereken tepkinin gösterilememesinden dolayı çok üzgün olduğumu belirtmek isterim. saygılarımla"
iyi de, anlaştığın konuların dışında mevzu toplumu ayrıştıran, yayın ilkenle bağdaşmayan konulara geliyorsa bunu engelleyebilecek ya da tepki gösterecek olan sen değil misin? ne işe yararsın programın sunucusu olarak?
hiç değilse "tepki gösterilememesinden dolayı" yerine "tepki gösteremediğimden dolayı" deseydin, inandırıcılık payı biraz daha fazla olurdu.
koronavirüs sebebiyle vizyona girişi ve çekimi ötelenen filmler
koronavirüs dolayısıyla vizyon tarihi ertelenen filmler;
hızlı ve öfkeli 9
no time to die
a quiet place 2
mulan
new mutans
wonder woman 1984
the lovebird
çekimleri durdurulan filmler;
the batman
matrix 4
jurassic world dominion
fantastic beasts 3
flint strong
mission ımpossible 7
kitap okumayan biriyle sevgili olmak
tüm konuşabileceği okuduğu kitaplardan ibaret birisi için büyük sıkıntı olurdu sanırım.
evet, kitap okumanın getirisi olduğu bir gerçek ama bir insanın kendini geliştirmesini sadece kitap okumasına bağlamak çokta doğru gelmiyor.
bir de bunun, okunan kitabı türü, edebi ve felsefi değeri üzerinden değerlendiren türü var ki evlerden uzak.
güzide sofi
kesinlikle katılıyorum, iddia gerçekse hem bahsi geçen kişiler hem de çanak tutanlar cümle aleme ibret için en ağır şekilde cezalandırılmalı.
sokağa çıkma yasağı
özellikle istanbul gibi nufus patlaması olan büyük şehirlerde, bölgesel karantinanın mümkün olmayacağını ve eninde sonunda mecbur uygulanacağını düşündüğüm yasak.
ayrıca şu kaçmaya çalışan, kaçırılan, bir şekilde uygulanmaya çalışılan önlemleri delmeye çalışanlar öyle hapis vs ile değil, direk vatandaşlıktan çıkarma ile cezalandırılmalılar.
ulan geri zekalı, o beklemek istemediğin tecrit süresinden kaçıp kimin yanına gideceksin, en sevdiğin ailen, yakının, akraban dışında?
28 mart 2020 ayı sözlük istanbul zirvesi
iptal yerine ertelenmesine sevindim. umarım bir an önce atlatırız şu kötü zamanı da en kısa sürede gerçekleştiririz.
yatakta iletişim eksikliği
bu aslında sağlıklı birlikteliklerde zaman içinde kendiliğinden gelişip, tarafların hareketlerini belirleyen bir durum.
ancak yatak süresi gün veya gece ile kısıtlanınca, yatakta kendisinden başka birisi daha olduğunun farkında olan ve egoizmini bastırabilen kişi belki soruyor ya da gözlemliyor.
bu da kaç kişi dersen, belki yüz kişiden sadece biri.
ayı sözlük yazarlarının fobileri
araknofobi (örümcek korkusu)
seks bahanesiyle buluşup çay içmek
hiçte sakıncası yoktur. konuşma, fotoğraflaşma boyunca hissedilen etki, karşılıklı gelindiğinde aynı olmayabilir, çay ikram edene de, kırmayıp içene de teşekkür etmek gerekir.
28 mart 2020 ayı sözlük istanbul zirvesi
ismi geçen bar gay dostu bir mekan mı, daha önceden gitmiş olanlar var mı aranızda?
alttaki yazara soracaklarım var
öğrenmeden kasıt yeni bir beceri edinmeyse evet, yaş ile orantılı olarak daha zorlaştığına inanıyorum. yok eğer genel anlamda bilmediklerini tamamlamaysa hayır, her yaşta öğrenilebileceğine inananlardanım, yeter ki görüşün açık, empati duygun yerinde, isteğin tam olsun.
sözlük buluşmasına gelmeyi düşünüyor musun?
kendi sikini yalamak
herkes alkol alırken kola içmek
alkol ve sigara ne bir statü ne olgunluk belirleme ne de eşlik aracı değildir.
ister dini inancından, ister midesi kaldırmadığından isterse de maddi olarak karşılayamadığından içmeyene saygı göstermek gerekir. içmek isteyen içer, içmek istemeyen de istediğini içer.
ayiyogi
anne rice
en bilinen eseri, kitap ve kısa hikayelerden oluşan "vampire chronicles" serisidir.
serinin ilk kitabı "interview with the vampire (
https://www.imdb.com/title/tt0110148/)", yine kendi yazdığı senaryo ile sinemaya da aktarılmış, neil jordan yönetmenliğinde brad pitt, tom cruise, antonio banderas, christian slater ve kirsten dunst gibi sağlam bir kadroyla çok ses getirmiştir.
kitaptaki kadar ayan beyan olmasa da, lestat karakterinin louis karakterine olan ilgisi aslında büyük bir aşkı anlatır.
disket
ilk versiyonları 5.25 inçti. o zamanlar oyun makineleri sayesinde tanışmıştık. kolay eğrilip, bükülebilen, ısıdan, manyetik alandan hatta hızlı çarpmadan bile bozulabilen kağıt gibi ince bir koruması vardı. maksimum 360kb veriyi silip silip yazardık.
sonra yaygın kullanıma geçilecek fırsatı veren bir anlamda daha dayanıklı 3.5 inç leri geldi. depolama da, sıkıştırmanın yardımıyla 1.44mb a çıktı. yazılabilir cd ler son kullanıcının erişebileceği fiyatlara düşene kadar da bilgisayarın olduğu tüm sektörlerde yaygın olarak kullanıldılar.
erkekler ağlamaz
valla ağlarlar elbette ama ağlamasınlar ya.
bırak karşımda derdinden, acısından arkadaşımın, dostumun ağlamasını, televizyonda, sinemada aktör ağlasa, benim de gözlerim dolar. hiç dayanamıyorum.
yere çöp atmak
yetiştirilme şekli ve aile terbiyesinin de payı olduğunu düşündüğüm hareket.
ancak bazen, gerek güvenlik nedeniyle gerekse belediyelerin işini yapmamasından dolayı kullanılacak çöp kutusu bulmak mümkün olmuyor.
sözlük yazarlarının şu an düşündükleri
hayvanlık yapma, gecenin bu saatinde iki tost yeter de artar.
müslüman eşcinsel
işte bahsettiğim trajikomik kısım da yine yazarın bizzat kendisi tarafından perçinlenmiş;
" madem gerçek olduğuna inandığın bir tanrı var ve neden seni böyle yaratıp üzerine bir de lanetliyor? "
bunu sorgulatmak inançsız olanın üzerine vazife değil, aksine inananla, inandığı arasındaki mesele... inançlı kişiler ya eğilimini ya da inancını seçme gibi bir dert içinde değil zaten, kendi kendine dert edinen; inanmayan ve inanıyorsan ya inancını ya da eğilimini seç, ikisi bir arada olmaz, diyenler.
sorun, eşcinselsen neden aynı zamanda inanmıyorsun diye yargılayan kimse yokken, hem eşcinsel olup hem de nasıl inançlı olursun diye yargılayanların olması.