pillimiyango43

Durum: 718 - 0 - 0 - 0 - 27.11.2020 02:52

Puan: 10348 - Sözlük Kaşarı

6 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 36

ali rıza demircan

programın sunucusu veyis ateş'in daha sonra twitter üzerinden paylaştığı özür, en az programın kendisi kadar manidar;

"bu akşam habertürk tv ana haber’de ağırladığım a.r.demircan’ın açıklamaları haklı tepkilere sebep olmuştur. programda kamuoyunun gündemindeki umre ve cuma ve vakit namazı konuşulacağı konusunda anlaşılmış olmasına rağmen konuğun canlı yayında mevzuyu toplumu ayrıştıran konulara getirmesinden ve yayın ilkelerimizle bağdaşmayan nitelikte beyanlarda bulunmasından ve buna yayın esnasında gereken tepkinin gösterilememesinden dolayı çok üzgün olduğumu belirtmek isterim. saygılarımla"

iyi de, anlaştığın konuların dışında mevzu toplumu ayrıştıran, yayın ilkenle bağdaşmayan konulara geliyorsa bunu engelleyebilecek ya da tepki gösterecek olan sen değil misin? ne işe yararsın programın sunucusu olarak?
hiç değilse "tepki gösterilememesinden dolayı" yerine "tepki gösteremediğimden dolayı" deseydin, inandırıcılık payı biraz daha fazla olurdu.

koronavirüs sebebiyle vizyona girişi ve çekimi ötelenen filmler

koronavirüs dolayısıyla vizyon tarihi ertelenen filmler;

hızlı ve öfkeli 9
no time to die
a quiet place 2
mulan
new mutans
wonder woman 1984
the lovebird

çekimleri durdurulan filmler;

the batman
matrix 4
jurassic world dominion
fantastic beasts 3
flint strong
mission ımpossible 7

kitap okumayan biriyle sevgili olmak

tüm konuşabileceği okuduğu kitaplardan ibaret birisi için büyük sıkıntı olurdu sanırım.
evet, kitap okumanın getirisi olduğu bir gerçek ama bir insanın kendini geliştirmesini sadece kitap okumasına bağlamak çokta doğru gelmiyor.
bir de bunun, okunan kitabı türü, edebi ve felsefi değeri üzerinden değerlendiren türü var ki evlerden uzak.

güzide sofi

kesinlikle katılıyorum, iddia gerçekse hem bahsi geçen kişiler hem de çanak tutanlar cümle aleme ibret için en ağır şekilde cezalandırılmalı.

sokağa çıkma yasağı

özellikle istanbul gibi nufus patlaması olan büyük şehirlerde, bölgesel karantinanın mümkün olmayacağını ve eninde sonunda mecbur uygulanacağını düşündüğüm yasak.
ayrıca şu kaçmaya çalışan, kaçırılan, bir şekilde uygulanmaya çalışılan önlemleri delmeye çalışanlar öyle hapis vs ile değil, direk vatandaşlıktan çıkarma ile cezalandırılmalılar.
ulan geri zekalı, o beklemek istemediğin tecrit süresinden kaçıp kimin yanına gideceksin, en sevdiğin ailen, yakının, akraban dışında?

28 mart 2020 ayı sözlük istanbul zirvesi

iptal yerine ertelenmesine sevindim. umarım bir an önce atlatırız şu kötü zamanı da en kısa sürede gerçekleştiririz.

yatakta iletişim eksikliği

bu aslında sağlıklı birlikteliklerde zaman içinde kendiliğinden gelişip, tarafların hareketlerini belirleyen bir durum.
ancak yatak süresi gün veya gece ile kısıtlanınca, yatakta kendisinden başka birisi daha olduğunun farkında olan ve egoizmini bastırabilen kişi belki soruyor ya da gözlemliyor.
bu da kaç kişi dersen, belki yüz kişiden sadece biri.

ayı sözlük yazarlarının fobileri

araknofobi (örümcek korkusu)

seks bahanesiyle buluşup çay içmek

hiçte sakıncası yoktur. konuşma, fotoğraflaşma boyunca hissedilen etki, karşılıklı gelindiğinde aynı olmayabilir, çay ikram edene de, kırmayıp içene de teşekkür etmek gerekir.

28 mart 2020 ayı sözlük istanbul zirvesi

ismi geçen bar gay dostu bir mekan mı, daha önceden gitmiş olanlar var mı aranızda?

alttaki yazara soracaklarım var

öğrenmeden kasıt yeni bir beceri edinmeyse evet, yaş ile orantılı olarak daha zorlaştığına inanıyorum. yok eğer genel anlamda bilmediklerini tamamlamaysa hayır, her yaşta öğrenilebileceğine inananlardanım, yeter ki görüşün açık, empati duygun yerinde, isteğin tam olsun.

sözlük buluşmasına gelmeyi düşünüyor musun?

kendi sikini yalamak

bir dönemin en ünlü porno firmalarından vivid interactive'in konuyla ilgili bir filmi bile bulunur.
blow your own horn (https://www.imdb.com/title/tt1247365/)

herkes alkol alırken kola içmek

alkol ve sigara ne bir statü ne olgunluk belirleme ne de eşlik aracı değildir.
ister dini inancından, ister midesi kaldırmadığından isterse de maddi olarak karşılayamadığından içmeyene saygı göstermek gerekir. içmek isteyen içer, içmek istemeyen de istediğini içer.

ayiyogi

anne rice

en bilinen eseri, kitap ve kısa hikayelerden oluşan "vampire chronicles" serisidir.
serinin ilk kitabı "interview with the vampire (https://www.imdb.com/title/tt0110148/)", yine kendi yazdığı senaryo ile sinemaya da aktarılmış, neil jordan yönetmenliğinde brad pitt, tom cruise, antonio banderas, christian slater ve kirsten dunst gibi sağlam bir kadroyla çok ses getirmiştir.
kitaptaki kadar ayan beyan olmasa da, lestat karakterinin louis karakterine olan ilgisi aslında büyük bir aşkı anlatır.

disket

ilk versiyonları 5.25 inçti. o zamanlar oyun makineleri sayesinde tanışmıştık. kolay eğrilip, bükülebilen, ısıdan, manyetik alandan hatta hızlı çarpmadan bile bozulabilen kağıt gibi ince bir koruması vardı. maksimum 360kb veriyi silip silip yazardık.
sonra yaygın kullanıma geçilecek fırsatı veren bir anlamda daha dayanıklı 3.5 inç leri geldi. depolama da, sıkıştırmanın yardımıyla 1.44mb a çıktı. yazılabilir cd ler son kullanıcının erişebileceği fiyatlara düşene kadar da bilgisayarın olduğu tüm sektörlerde yaygın olarak kullanıldılar.

erkekler ağlamaz

valla ağlarlar elbette ama ağlamasınlar ya.
bırak karşımda derdinden, acısından arkadaşımın, dostumun ağlamasını, televizyonda, sinemada aktör ağlasa, benim de gözlerim dolar. hiç dayanamıyorum.

yere çöp atmak

yetiştirilme şekli ve aile terbiyesinin de payı olduğunu düşündüğüm hareket.
ancak bazen, gerek güvenlik nedeniyle gerekse belediyelerin işini yapmamasından dolayı kullanılacak çöp kutusu bulmak mümkün olmuyor.

sözlük yazarlarının şu an düşündükleri

hayvanlık yapma, gecenin bu saatinde iki tost yeter de artar.

müslüman eşcinsel

işte bahsettiğim trajikomik kısım da yine yazarın bizzat kendisi tarafından perçinlenmiş;
" madem gerçek olduğuna inandığın bir tanrı var ve neden seni böyle yaratıp üzerine bir de lanetliyor? "
bunu sorgulatmak inançsız olanın üzerine vazife değil, aksine inananla, inandığı arasındaki mesele... inançlı kişiler ya eğilimini ya da inancını seçme gibi bir dert içinde değil zaten, kendi kendine dert edinen; inanmayan ve inanıyorsan ya inancını ya da eğilimini seç, ikisi bir arada olmaz, diyenler.
sorun, eşcinselsen neden aynı zamanda inanmıyorsun diye yargılayan kimse yokken, hem eşcinsel olup hem de nasıl inançlı olursun diye yargılayanların olması.
  • /
  • 36

her güzel şeyin bir sonu vardır

her çirkin şeyinde sonu olduğunun net ispatıdır. kendini güzel sanana ceza niteliğindedir. karbonfiber misin pzvnk.

sevgili tarafından tecavüze uğramak

ilişkilerin çoğunda yaşanan yaygın bir şey aslında bu ama çoğu zaman dile gelmez veya inkar edilir. ama bunun çizgisinin nerede çekileceği konusunda emin değilim.
mesela ben dün sevgilimle buluştum. seks yaparken ona çok acıyor çıkar dedim. o "dur geliyorum zaten" diyerek 3-5 saniye daha ilişkiye devam etti. bu durumda bana tecavüz etmiş olduğunu söyledim ona ama kabul etmedi kesinlikle.
tecavüz illa ilişkinin başından itibaren olacak bir şey değil bence. dur dendiği zaman durulmalı diye düşünüyorum.

aşık olduğundan emin olamamak

filmler, kitaplar ve efsaneler biz insanlara hep karnında hissedilen kelebeklerden, beyin aktivitesinin düzgün çalışmamasından, beyaz ata binmiş kısmetlerden bahsededursun gerçek aslında biraz farklıdır.

aşk ve sevgi öğrenilebilir kavramlardır. değer veriliyor, görülüyor, birlikte geçirilen zamanda vücut mutluluk hormonlarını bolca salgılıyorsa yani mutlu hissediyorsanız ve birlikte uyuyor ve dinlenmiş hafif uyanıyorsanız emin olabilirsiniz.

ölmesi gereken ünlüler

yarım aklımla ve yanlış algılarımla isim veremeyeceğim başlıktır. yine de kimsenin ölmesini istemem gibi ahlaki doğruculuk da yapamıyorum. aklıma deadpool 2'deki deadpool'ün hitler'i öldürmek için geçmişe gittiği sahne geliyor. bebek hitler'e bir şey yapamıyor ama adamın ileride yapacaklarını biliyordu. o aşamaya gelince muhtemelen ölmesini istediğim kişiye karşı vicdani bir tutum geliştireceğim. ama ölmesini istediğimiz ünlünün ölümüne biz sebep olmayacaksak bu kararı daha rahat verebiliyoruz değil mi! ben toplumda bölücü, insanlara zararı dokunan, kötü örneklerin (ama en uç olanlarının) ölmesini isteyebilirim ama işin derinine inince orada karar mekanizması düzgün bir ritmle çalışmıyor. böyle düşününce de ölüm denen şeyin insan eline bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. karmakarışık...

deeper and deeper

içinde yer alan pek çok gizli hit gibi harcanan bir erotica parçası. şarkı 90ların başında dünyaya yayılan dans müziğinin tanımı gibidir.



hoşlanılan erkekle duş almak

komik diyaloglarında geçtiği duş.

--hey nereye?
-ee işim bitti hayatım.
-- . gusül abdestialmadın ama.
-off yaaa.
(abdest alınmaya başlanır)
--öyle değil öyle olmaz!!
-ama benim mezhebime göre böyle alınıyo.
--hayır benim dediğim gibi alacaksın.
-öff ya öliym ben öliym iyi ki duş alalım dedik hacca yolluyacaksın adamı.
--züküşürken böyle konuşmuyordun ama !!
-assdfsdfg

ayı sözlük itiraf

insanlar ne kadar mantıklı, sağduyulu, tutarlı düşünse de bazı konularda olaylar düşüncelerini desteklediğinde çok salakça fikirlere kapılabiliyor. lise dönemi ergenliğiyle platonik bağlandığım okulumuzun müdür yardımcısı vardı. neredeyse aradan on sene geçmiştir. platoniklerin arasindan en tutkuyla bağlandığım adamdı. hayatta bana bir fırsat sunulsaydi, her türlü onunla değerlendirmeyi seçerdim. o kadar olağanüstü bir şey gibi geliyordu ki tenimin tenine değmesi; aşkı sevgiyi geçtim, sırf nasıl bir histir bu merağından belki de en çok istediğim şeydi. bilen bilir platonikler durup dururken birine bağlanma olayı değildir. dogru ya da yanlış karşı tarafın da tavırları seni buna sürükler. etkisini yitirdiğinde karşılık konusunda en iyimser düşündüğüm adamdı kendisi. yeni yaslarimin getirdiği tecrübe ve olaya birkac sene uzaktan bakınca en ufak bir alaka görmüyordum bile. hatta yakın zamanda onu gördüğümde karşılaşmamak için elimden geleni yaptım. ama dün telefona dalmışken iş yerinin oradan birinin geçtiğini farkederken kafamı kaldırır kaldirmaz birinin gözleriyle içeriye göz gezdirdigini gördüm. aynı zamanda yürüdüğü için tam gözler bana kayınca işyerini de geçmiş oldu. bir anlık noluyor lan dedim kendi kendime. anlam vermeye çalışıyorum. oldukça düşündüklerimden uzak ihtimallerden yana kullanıyorum mantığımı ama hafiften de aklım başka yana kaymiyor da değil. hani bir şey olacağından değil. biliyorum kırk yıl böyle sürse hiçbir şey olmaz ama içinin bi yerlerinde bir şeyler cız ediyor yine. gecem onu düşünerek geçti. hala karşıma çıkınca ayaklarım titriyor.

nefesin ile dertleşmek

o bile beni anlamıyor artık, vazgeçti dinlemekten

ayı sözlük günlük

yalnızlıktan geberiyorum artık günlük.
virüs yüzünden tüm sosyal aktivitelerim iptal oldu -iyice de başarıyordum sosyalleşmeyi- bir haftadır evdeyim.

evdeyken yalnızlığım daha çok canımı acıtmaya başladı. okul , iş yoğunluğundan dolayı çok hissettirmiyormuş meğersem.

yeni anladım

mesajını beklediğim kişi bana dönmedi (yine)
ah korona ah onu bu pazartesi buluşmak için ikna edicektim oysaki. bu muhabbet geçsin diye 3-4 gün bekledim fakat o bana , sana sonra yazıcağım dediği şeyi bile yazmadı yedi günde.
üzdü..
daha yazmayacam ona.

kısmet açma büyüsü bilen var mı ? büyü filan yaptırmayı düşünüyorum artık. kafayı yemeye başladım. kendimi yine instagramda çiftlere bakarken yakaladım. ulan biz bir tanesini bulamıyoruz millet polyamory ilişki yaşıyor. hemde kütahyada.

birazdan ağlayarak uyumaya çalışacağım (yine). iyi uykular günlük.

ayı sözlük günlük

merhaba günlük iki gündür bekliyorum. bekliyorum fakat yazmayacağını da biliyorum.
hep mesajları ben attım ama sıkıldım ya birazda ben ilgi göreyim. sürekli kovalayan taraf ben olmak istemiyorum hep seven hep seven ben , sevilen onlar. sıkıldım.

ne de zor sevecek sevilecek biriyle tanışmak.

neden kimseyi bulamıyorum ki günlük. sanki bedenimi saran anti-gay enerjisi var.

çok kıskanıyorum sahilde oturup birbirlerinin gözlerinin içine bakan insanları. dudağım ne zaman bir dudağa değecek ?
içimdeki boşluk ne zaman kapanacak ?
ne zaman teninin kokusunu içime çekeceğim onun ?
ne zaman keşke zamanı durdurabilseydim diyeceğim ?

her an ölecekmişim gibi.
sevilmeden , sevişmeden , sevmeden ölmek istemiyorum.

Toplam entry sayısı: 718

albertcamus

bak bu da ilginç oldu; açtığı başlıkların yüzde doksan dokuzunda keskin ifadeler, genellemeler ve sıfatlandırmalar bulunan birinin, ön yargıdan şikayet ediyor oluşu biraz garip değil mi?
sanmıyorum ki burada bulunan herhangi biri, yazdıklarını okuyarak seni tanıdığına kanaat getirsin, ama bir yandan da kabul etmek gerekir ki, yazdıklarımızı okuyan kişilerin hakkımızda fikir sahibi olmaları için ellerindeki tek veri ne yazık ki yine bizzat yazdıklarımız.
gelelim esas en üzücü olan, kurgu bir karakter olduğun ve üzerine alınmadığın kısma; yani yazdıklarının asında senin düşüncelerin olmadığını, yarattığın kurgu karakterle rahatça itham ederken, kurgu karakterini itham edenleri tuhaf olarak görüyorsun, o zaman şimdiye kadar yazdıklarını okuyan bir yazarın şunu sormaya hakkı yok mu, sen bizle kafa mı buluyorsun?

feminenlere ilgi duymayan gay

biri de benim. ama o çok bilmiş yargıların aksine sebep ne dışarıdan fark edilme kaygısı ne de cinsiyetçilik safsatası. sadece cinsel anlamda ilgimi uyandırmıyor, bu kadar basit.
bir de bunun üzerinden maruz kalınan ayrımcılık suçlamaları var ki o daha da vahim.
yani anlamıyorum, sen kıllı/kılsız, kaslı/kassız, uzun/kısa, büyük/küçük, genç/yaşlı olsun diye bir bir sıralarken ayrımcılık yapmıyorsun da ben feminen olmasın diyince mi ayrımcılık yapıyorum?

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

içerken yanında, -nabersin, keyifler iyi mi, diye sorabileceğin birinin olmadığını,
sinemada, yanındaki koltuğa kaykılmak yerine koltuğu ortaladığını,
kahve, sohbet isterken, kahve içip telefona gömülmüş olduğunu,
eve dönüşte, arayıp -bir şey lazım mı, diye sorabileceğin birinin olmadığını,
libidon tavanken, kendini bilgisayar, telefon vb başında porno izlerken bulduğunu fark ettiğin tüm o anlar.

covid-19

kronoloji müthiş;
sabah saatlerinde, dünya bankası corona virüsüyle mücadele eden ülkelere 12 milyar dolar ayırdığını açıklıyor,
sonrasında imf aynı amaçla 50 milyar dolar bütçe ayırdığını açıklıyor,
öğle saatlerinde sağlık bakanlığı'ndan "bu virüsün şu anda türkiye'de olma ihtimali çok yüksek" açıklaması geliyor,
geceyarısı da ilk vaka duyuruluyor.

ayı sözlük'ün facebook ve instagram'da engellenmesi

ben de geri bildirimde bulundum, umarım işe yarar.

albertcamus

bak bu da ilginç oldu; açtığı başlıkların yüzde doksan dokuzunda keskin ifadeler, genellemeler ve sıfatlandırmalar bulunan birinin, ön yargıdan şikayet ediyor oluşu biraz garip değil mi?
sanmıyorum ki burada bulunan herhangi biri, yazdıklarını okuyarak seni tanıdığına kanaat getirsin, ama bir yandan da kabul etmek gerekir ki, yazdıklarımızı okuyan kişilerin hakkımızda fikir sahibi olmaları için ellerindeki tek veri ne yazık ki yine bizzat yazdıklarımız.
gelelim esas en üzücü olan, kurgu bir karakter olduğun ve üzerine alınmadığın kısma; yani yazdıklarının asında senin düşüncelerin olmadığını, yarattığın kurgu karakterle rahatça itham ederken, kurgu karakterini itham edenleri tuhaf olarak görüyorsun, o zaman şimdiye kadar yazdıklarını okuyan bir yazarın şunu sormaya hakkı yok mu, sen bizle kafa mı buluyorsun?

aktif olduğunu her fırsatta dile getiren yazar

napsın adamlar? elbette her fırsatta dile getirecek yoksa adamları eşcinsel zannediyorsunuz.

ayı sözlük itiraf

bugün akşam üzeri, asla yapmayacağım bir şey yaptım, hayatımda ilk defa sadece fotosunu gördüğüm ve toplamda dört cümle yazıştığım biriyle tanıştım. -selamlar, -avm'nin üst katında x yerde yemek yiyorum, -yalnız? -evet, gelsene... bu kadar. ne olacak ki, diyip bindim asansöre, çıktım yemek katına.
plansız bir durum ve önceden verilmiş başka bir sözüm olmasından dolayı kısa bir sohbet oldu ama nasıl güzel, nasıl tatlı adamın teki namussuz. şu kadarını söyleyeyim, elimden tutup -hadi deseydi, gitmiştim adamla. o an bu hissettiğimi ne belli ettim, ne de söyledim. eğer iletişim sürerse bir gün zaten anlatırım ona da, benim pek içimde kalmaz. ama o güne kadar ne siz okudunuz ne de ben anlattım ona göre...
şimdi düşündüm de, ister misin adam sözlük yazarlarından biri olsun, rezilliğe gel

neden en popüler yazar sen değilsin

söyleyeyim sana; sözlük beni konuşsun diye değil, ben konuşabilmek için sözlükte varım.

hoşlanılan erkeğin cinsel yönelimini anlama yolları

aslında ilk yol güzel bir yöntem... ne de olsa düşük profilli, seks düşkünü insanların takıldığı hornette, en azından bir diğer kişinin profilini aramak için bile olsa hepimizin öyle ya da böyle bir profili var.
bir diğer yöntem de ayısözlüğü bilip, bilmediğini sormak olabilir?

ölümden sonra hayat varsa neden müminler hemen ölmüyorlar

başlığın sahibi için, öncelikle ahirete inanmaman kendi açından iyi olmuş çünkü bir adım öne yürüyüp, kendini bir yerlerden atmakla allah'a ulaşma fikrin tümüyle yanlış. boşu boşuna kendine yazık edermişsin.
her ne kadar senelerimi işin ilmine vermemiş olsam da basit bir şekilde; dine göre ahiret, hak etmeden önce uğruna çaba gerektirir. yani daha basitçe; bir ödüldür. ödülün iyi veya kötü olacağını senin dünyevi yaşamındaki kararların belirler. sana verilen ödev o yaşamı layıkıyla, gösterilen doğrularla yaşamandır. içinde doğmuş olduğun, yaşadığın toplum seni yargılarken bile değiştirmen için bir seçim hakkın var, en basiti müslümanların aldığı kararların yaşam haklarını, sosyal haklarını tehlikeye sokmadığı bir toplumda yaşamayı değerlendirebilirsin? bu hakkı kullanmak yine senin hür iradenle sınırlı.
ikincisi, biraz daha kafa yorup düşünürsen, hayat tarzını, gay olmanı eleştiren kişilerin dininin ne olduğu (burada müslümanlıkla eşleştirmişsin) çok önemsiz bir nokta, zannediyor musun ki o kişi başka bir dine inansaydı senin gay olmanı ya da yaşam tarzını hazımsayacaktı? hiçbir din eşcinsel ilişkiyi onaylamaz dolayısıyla konu dini inanış ya da inançsızlık değil kişinin kendisinden mütevellittir.
çıkış noktan doğru olsaydı bütün dinsizler, inançsızlar ya da müslüman olmayanlar gay olmanı normal karşılardı ama ne yazık ki yok öyle bir dünya.
ayrıca kur'an-ı kerim'de iman edilmesi için zulmetmek diye bir şey yoktur, yine eleştirdiğin din değil kişiler olmalı.

adamı göt gibi ortada bırakan sorular

yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan?

aktif eşcinsellerden soğuma sebebi

hangi birinden başlayayım bilemedim dediğim başlık.
adamın boyuna göre aktifliğine, pasifliğine pay biçmek, (1.70 altı pasif, 1.70 üstü aktif olsun mu?)
dinlediği müzik türüne, sanatçıya göre değerlendirmek, (pop dinleyenleri toptan pasif kabul edelim mi? aktifler ne dinlesin?)
kasıntı olmayı aktife mal etmek, (gelişmemiş kişilik, kendini bilmezlik, iyi olanı üstlenip diğerini yamamak, ben ulaşılmazımcı pasifleri napcaz? ayrımcılığın dibi?)
feminenlikten hoşlanmamak, (acaba karşındaki kişinin sözünün eri olmamasıyla alakası olmayıp sadece bahsi geçen davranış türünden hoşlanılmaması olabilir mi, her pasif feminen, her aktif maskülen zorunluluğu yürürlüğe mi girdi?)
arz talep sikerimciler, (sabaha kadar evirip çevirip sik beni, domaltıp kökle bana, uzun olsun, kalın olsun, büyük olsun, 5 katlı olsun deliğimi doldursuncu pasifler? yok mu sayıyoruz onları?)
icraat, bak bu iyiydi (ben şöyle yüzükoyun yatayım, 5 saat sonra iş bitince çevirirsin beni? oldu başka bir emriniz efenim?)

aile baskısı sonucu evlenmek zorunda kalan eşcinsel

birey olamamış, ezik, riyakar, çok eşli vs ilk önce bunları bir geçeceksiniz, davulun uzaktan hoş gelen sesleri bunlar.
hepimiz aynı aile, sosyal ya da ekonomik koşullar içerisinde yetişmiyoruz ne yazık ki ve içinde bulunmadığımız koşullarda, fikir yürütüp, hakkında ahkam kesmemiz o kadar kolay ki... hele ki bir de evli gay, biseksüellerin aldatma konusu var ki; yanından kalktığı gibi bir başkasının yanına giden insanlar sanki gay ortamında olağan değilmiş ya da çok şaşırtıcıymış gibi. (her kim olursa olsun aldatmanın her türlüsü = aldatmadır bu kadar kesin, bu kadar net)
beni bağlayan kişisel fikrim sadece, evliliğin diğer tarafının hiçbir seçim hakkı olmadan buna zorlanmış olmasına anlayış göstermez onun dışında bir de çocuk sahibi olabilmek var ki dünyalara bedel.

feminenlere ilgi duymayan gay

feminenlere ilgi duymayanları homofobik olarak damgalayan feminenlerin kaç tane feminen adamla birlikte olduğunu sorsak?
tanıdığım hiçbir feminen arkadaşımın şimdiye kadar feminen birine ilgi gösterdiğini görmedim.
atmaya gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz da, var mı aranızda bir cengaver, ben feminenim ve feminenlerden hoşlanıyorum diyebilecek?
Henüz takip ettiği biri yok.