siddhartha

Durum: 1335 - 0 - 0 - 0 - 29.04.2014 15:02

Puan: 19362 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 67

ben eşcinselim

"çok gergin bir müzik duyuluyordur. odasından çıkan çocuk kapıyı çarpar ve salona

gazete okuyan babanın karşısına dikilen çocuk yüksek sesle:

-ben eşcinselim
*ne olmuş
-ben eşcinselim dedim
*tamam, anladım. erkeksin ve erkeklerden hoşlanıyorsun.
-nasıl yani? şaşırmadın mı?
*yok daha neler? neden şaşırayım? hangi yüzyılda yaşıyoruz ki sadece bu yüzyıla ait bir durum değil.
-hadi baba, benimle dalga mı geçiyorsun? ben oğlun siddhartha, ben eşcinselim!
*tamam lan yeter, anladık işte gaysin. ne yapalım yani, davul zurna mı tutalım?
-baba, iyi misin...gerçekten bir doktora görünmen lazım...anneeee, babama bir şey olmuş.koş , kolonya getir. eşcinselim dedim, gayim dedim tepki vermedi.

anne gelir ve çok normal bir ifadeyle:
-* ne olmuş oğlum, baban da gay

der..."

kısa filmimdir .

yaşayan kütüphane

çok ilginç bir kütüphane. tebrik edilecek bir kütüphane

il compleanno

david's birthday diye bilinen;
"tanıdığınız kaç mutlu aile var? mesela size sorsam : bana örnek gösterebileceğiniz kaç aile tanıyorsunuz? cevabınız ne olurdu?
konumuz aile değil esasında ama her şeyin başladığı yer de aile.
bu film öyle bilindik aile filmlerinden değil. evli çocuklu insanlar, tatile gelmişler ama... ama ne?
eşcinselliğin hala kadın olmak ile alakalı olduğunu sananlara brokeback mountain yeterli gelmediyse bir de bu filmi izleyin.
ülkemizde de evli gaylerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. tabi evli lezbiyenlerin de...
eşim lezbiyen-gay mi diye korkmayın. onlar da insan!"
diye sorguladığım filmdir.
imdb: http://www.imdb.com/title/tt1273204/?ref...
trailer:

ayı sözlük yazarlarının çekici bulduğu insan tipi

sevgililer günü hikayeleri

"merhaba sevgililer günü 2013,

sevgi, anneannemle dedemin yaşadığıdır.

hikâyelerini anlatayım. mebrure 10 yaşında, hamdi 14. samanlıkta sigara içmeyi öğretmiş gizli gizli hayatının aşkına. tanışmışlar.

anneannem 1911 doğumlu. osmanlı’yı da gördü, türkiye cumhuriyeti’ni de. çarşaf da giydi, balon etekler topuklu ayakkabılarla baloya da gitti. ceza reisi’nin kızıydı, milletvekili karısı oldu. altı çocuğu oldu, biri öldü, biri komünist, biri ülkücü, biri dindar, biri ateist, biri kemalist oldu. en çok kocasını sevdi. hep sevdi.

hizmetçileri oldu, “hamdi başkasının elinden yemek yiyemez” diyerek 60 sene her akşam yemek yaptı. 60 sene her sabah hamdi’nin çayını karıştırdı “ben karıştırmadan içemez o çayını” diye. her banyoda hamdi’yi sıcak sularla, köpüklü liflerle yıkadı “tek başına yıkanmayı sevmez” diye. 60 sene bir gece ayrı yatılmadı, çünkü “yatağa küs girilmez”di. aynı yastıkta kocandı, gün gün.

komünist kız “annem gibi olmayacağım” diye büyüttü kendini. kimsenin yemeğini yapmayacağım, çayını karıştırmayacağım, kızarsam bağıracağım, dargınsam ayrı yatacağım diyerek... çok sonra anladı ki annesi yaptığı her şeyi sevgiyle, isteyerek, sevgilisi için, sevgisi için yaptı. çok sonra anladı ki annesi mutluydu, kızından daha mutlu.

anneannem 98 yaşına kadar yaşadı. dedem öldükten 15 sene sonra durdu kalbi. 15 sene boyunca “hamdi gelecek beni almaya, hazır olmalıyım, artık gitmem gerekiyor” dedi. geçen sene artık ne çocuklarını hatırlıyordu, ne beni, ne kendini, sadece hamdi’yi hatırlıyordu. gözleri kapanmadan önce “geldi” dedi.

bize bakıyorum da, hamdi’miz mi yok, yoksa biz mi mebrure değiliz?

başka hayatları bile bile, başka adamları göre göre, birinin kızı, birinin karısı, birinin annesi olmaktan başka bir şey ararken mebrure olunamıyor. o yüzden hamdi de var olamıyor.

çayını sevgiyle karıştıracağınız biri olsun..."

facebook'ta ışıl b. cinmen paylaşmıştır. bizim de böyle "bir sevgilimiz olacak mı "dediğim andır!

hoşlanılan kişinin sevgilisinin olması

"ulan bu da mı olmadı" denilen durumdur.

wristcutters: a love story

aigai'ye katılmakla birlikte bence filmin asıl şarkısı asıl budur : tom waits-dead and lovely

eski sevgilinin ünlü olması

"biz "bununla" az aşna fişna yapmamıştık, demek benden sonra başkalarıyla da çok aşna fişna yapmış. helal olsun denilecek" andır.

groundhog day

http://www.imdb.com/title/tt0107048/?ref...
"her gün aynı şeyleri yaşayabilir miydiniz?" sorusunun yanında aslında "değişmek için kendinize her gün başka bir gözle bakın" diyen filmdir. *

12:01

birine aşık oldunuz. aşık olduğunuz kişiye kendinizi anlatmak istiyorsunuz ama bu bir türlü gerçekleşmiyor. çünkü her uyandığınızda gün kendini tekrarlıyor.
*

http://www.imdb.com/title/tt0107048/?re...

buna benzer film groundhog day izlemediyseniz önerebilirim. sevgililer günü için hem eğlenceli hem de eğitici filmdir.
http://www.imdb.com/title/tt0107048/?ref...

wristcutters: a love story

bilekkesenler: bir aşk hikayesi olarak bilinen bu film sevgililer günü izlenebilecek filmlerdendir.
wristcutters: a love story

15 minutes

robert de niro, edwardburns, karel roden ve oleg taktarov büyük performanları ile +15 dakikalarınızı alacak olan filmdir.
http://www.imdb.com/title/tt0179626/?ref...

sevgililer günü

sevişmek için bir bahane sayılacak gündür.

okuribito

türkçesi "son veda" olarak bilinen film benim için de bir şeylerin sonu geldiğini hissettiren film olmuştur. bol ödüllü film için linke göz atınız
ae5ca

kadın duvar yazıları

bu kitabın içindekileri okuduktan sonra iyi ki de erkek erkeğe aşk var. yoksa ne olurdu halim dediğim kitaptır.

kadın duvar yazıları

kitabın içinde ağır sözler de vardır.
-gönlümü vermektense
bedenimi satmayı yeğlerim.

-eğer yaşam bir oyunsa
o zaman niçin hep hakemlere rastlıyorum?

akıllıca bir şey;
-otuzunu aşmış ile
otuzun altındaki erkeklere
güvenme.

kadın duvar yazıları

-kocama iyi davran
o yalnızca bir erkek



-herkesi memnun ediyorum
ama ucuza değil


bu baya eğlecenli:
-erkekler her çözüm için bir sorun bulurlar

kadın duvar yazıları

kitaplarımın arasında bulduğum ekim 1989 basım, büyülüdağ imzalı bir kitaptır. derleyen g.çorlu, çizen d.tütüncü. çok eğlenceli sözlerle doludur ki size ara ara içinden paylaşımlar yapmak istediğim kitaptır.

hadise

"hadise olacak olay" değil benim bildiğim.

kondom

sağlıklı yaşam merkezi.
  • /
  • 67
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1335

refugee

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

kadın deyince akıllara anne, eş, kız kardeş, teyze hala vb vs gibi sıfatlar geliyorsa hala yanlış bir durumdayız diye düşünüyorum. kadın denildiğinde bir birey ve insan akıllara geliyorsa o zaman sorun ortadan kalkacaktır ve kadın-erkek ayrımı olmaksızın birlikte yaşamaya başlayacağız. çok didaktik yazdım ama durum bu....

sevgili

benim istasyonumda durmayacak bir tren.

fethullah gülen'e sorulacak tek soru

cemaatinizde cok gay var. gayler icin ne dusunuyorsunuz? bir fetva verebilir misiniz?

homofobik homoseksüel

dışarda aslan kesilir, yatakta süt dökmüş kedi.

ayı sözlük itiraf

-ilk okuldaki oğuz'a aşıktım. ama o inci'ye aşıktı. ben de onun inadına inci'yle oynardım. *

-ortaokulda burak'a aşıktım. sırf onun poposunu görmek için futbol maçlarına ben de katılırdım. oysa futboldan nefret edişim de ondandır. *

-ortaokulda bana aşık olan kızların mektuplarını ablama okuturdum, ondan cevap yazmasını isterdim, sanki ben beceremiyormuşum gibi. oysa sorun belli... *

-lisede mdr yardımcısının oğlu özgür'e aşıktım. başımı sıraya koyar onu izlerdim. beni bir gün yakaladığında, uyuyor numarası yaptım ama yemedi. bana gay misin dedi yok lan, siktir git sensin gay dedim. yıllar sonra ona aşık olduğumu söyledim. ne güzel dedi ama beni umursamadı...*

atatürk'ün gençliğe hitabesi

fazla militarist bulduğum sözler içermektedir.

edep ya hu

mehmet anıl'ın inanılmaz tarihi romanı. mehmet anıl’ın son kitabı edep ya hû’nun kahramanı; bosna eyaleti avliya nüfusundan kendi halinde bir ailenin çocuğu iken alınıp istanbul’a getirilen, önce bir paşanın, sonra bir yeniçeri ağasının kapatması olan, atmeydanı’ndaki gizli bir fuhuş yuvasında, askerlere ikram edilen, duygulu, zeki, esprili kız ferhad'ın hikayesidir.

ayı sözlük yazarlarının askerlik anıları

askerlik sayılmaz ama bir hafta gata'ya gidip gelerek, psikiyatr bölümünde sıramı beklerken, sorulan sorulara şaşkınlığımı gizleyememem, nerdeyse psikoloji bölümündeki tüm doktorlarla görüşmem, "eee sen gay'e benzemiyorsun nereden anlayacağız senin gay olduğunu" diyen doktora, " sizin de gay olduğunuz belli olmuyor, nereden bileyim sizin gay olmadığınızı" diye yanıtlamam, görüşmeyi bir hafta daha uzattı.
kadın olmak istemediğimi, hiç makyaj yapmadığımı ve kıllarımı çok sevdiğimi söylediğimde sanki bu yanıtları beklemeyen doktorun şapşal yüzünü hiç unutmayacağım.
tıp bölümünden mezun birinin, gay olmayı hala kadın olmakla alakalı-eş tutan bilim dersi almış ama hala evrimleşememiş -ki evrim teorisine inanmam- bu hayvanın nasıl da doktor olduğuna şaşırdığım...
bilmem kaç yıldızlı komutanın beni odasına çağırıp, sigarasını içerken, yanyan beni keserken sorduğu sorulara iştahla cevap verdiğim ve söylediğim her şeyde tutarlı olmama şaşıran -komutan mıdır nedir- kişinin alenen gay olduğunu hissetmem şaşılacak bir durum değildir.
hadi her şeyi anladım bir ritüel var ve herkes işini yapıyor ama -ulan ben gayim - buraya kadar gelmişim ve size anlatacağımı anlatmışım - beni askere alırsanız rahat durmam, sikerim koğuşu- dediğimde aktif misin diye soran doktora "neden sordunuz? siz pasif misiniz? diye cevaplamam "ahanda şimdi bittin olum sen" diye düşünürken doktorun sakin tavrı dikkatimden kaçmadı.
nihayetinde büyük gün 28 şubat'ta kurulun karşısına çıktığımda bir doktorun -çantanda makyaj takımı var mı? diye sormasına karşılık, bunu daha önce de söylemiştim. makyaj yapmıyorum. çantamda prezervatif var. malum, ateş almaya geldik, ne olur ne olmaz diye- şey ettim...
yok ya burası tamamen sallamasyon.
gerçeği şu : çantanda makyaj seti var mı dedi. ben de makyaj yapmadığımı. çantama bakabileceklerini söyledim. sadece kitap vardı. onlara göre bu da "gayce" bir hal tabi. sadece gayler kitap okur ya ...

ve ve ve sonuç:
hatırladığım kadarıyla 566 soruluk testi cevapladım. onaylandı.
ev,ağaç, insan kompozizyonlu bir resim yaptırdılar.yaptım. resmime bayıldılar. geçtim. onaylandım.
aile görüşmesine abim gelemediğinden, yengem geldi. olduğum gibi olanları söyledi. geçtim.

askerlik muaf oldum.
16 ocak'ta başladığım süreç. 28 şubat'ta son buldu.
gay olmasaydım da askere gitmezdim. bunu kullandım. kabul ediyorum.

cocuklugumun soguk geceleri

tezer özlü'yü tanıdığım romanının adıdır. bu kadar ince bir romanın derin izler bırakacağını okuduktan sonra anlamanız sizin derinliğinizle alakalıdır. tezer özlü'yü sevdiren bu romana -yaşamın ucuna yolculuk- olan diğer romanı eşlik ediyor

ne adamlar gördük yatakta pasiftiler

sözüm ona sokakta, orada burada yani "dışarıda" erkekliğin kitabını yazan, bağıran, küfreden, maço takılan ya da ben " erkeğim ulaaannn!" tavırlarıyla kendini gösteren kişilerin dört duvar arasında nasıl miyavladıklarını * ifade eder.

atatürk'ün gençliğe hitabesi

fazla militarist bulduğum sözler içermektedir.

galatasaray

maçı aldıklarında taraftarlarının özellikle metroda aslan kesildikleri, küfürler yağdırıp metroyu salladıkları; yenildiklerinde de o aslanların süt dökmüş kediye döndükleri takımdır.

ayı sözlük ikinci yazarlar zirvesi

telefonuma kaydettiğimi sandığım "zirve notlarım" olmadığından olan biteni yeniden yazmak zor. ancak kısaca :
dark bear 'in kişisel sorunlarını zirveye yansıtmasını sitenin editörü olarak hoş karşılamadım ama nezaketen anlayışla karşılıyorum. bunun yanısıra kendisiyle tanışmaktan keyif aldım. gayet kibar bir beyfendiymiş. hakkında konuşulanları asparagas olarak değerlendiriyorum. *
arascan dönmez'in mutlu olanlar parmak kaldırsın sorusu yıkıldığım andı. beni ancak sergilediği performansı ayağa kaldırdı. ne konuştuğunu bilen biri olduğunu hissettiremedi. *. kendisinin de bir yazısı olduğu k. kitabını çekilişte kazanan şanslı kişilerden biri oldum. *
zirve damla demircioğlu'yla tanışmama vesile oldu ve belki de yakında kendisiyle kısa film çekimlerimiz başlayacak. kısa filmlerimi kendisiyle paylaşacağımı ilettim. çok başka bir enerjisi var ki çok sevdim. *
özün süzen hanıma olan saygımı ifade ederken utanırım çünkü ben o kadar anlayışlı biri olamazdım heralde. içtenliğine, sabrına ve nezaketine hayran kaldım.
dedikodu olarak da şunu yazabilirim; ayı sözlük yazarlarının böyle önemli bir zirveye değil de vur patlasın çal oynasın gibi boş bir şeye hücum etmesi beni gerçekten düşündürttü. naringergedan anlayacağın üzerine ayı sözlük birinci istanbul fasıl zirvesine katılmayacağım.

damla demircioğlu'nun dediği gibi konuşmak, çok bilmek, çok yazmak su götürmüyor. icraat arkadaşlar, icraat görelim.
ayrıca başak hülya dağdaş hanımın konuşmasını da beğendim ki en çarpıcı vurgusu "eşcinsel olarak kendinizi bir bok sanmayın" o zaman herkes olamazsınız. yoksa hep bağırırsınız "eşcinseller vardır". zaten varsınız, mühim olan hayattaki duruşunuz. *
bir de son gözlemim şu, eşcinseller en az herkes kadar iki yüzlü.

onur haftasında bütün partilere katılıp onur yürüyüşüne katılmayan insan