arvellian

Durum: 1977 - 0 - 0 - 0 - 09.01.2017 17:05

Puan: 30762 - Sözlük Kaşarı

12 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

vampyre of time and memory
  • /
  • 99

angels in america

tiyatro uyarlaması olduğu bilinerek izlenirse kimsenin garibine gitmeyecek dizidir. bu kadar güzel diyalogları başka yerde görmedim ben. justin kirk'e olan hayranlığım weeds'den önce buraya dayanıyor. bu kadar mı içten ağlar bir insan evladı.

never let me go

alternatif bir dünyada alternatif bir insan dramını anlatan çarpıcı bir bilim kurgu filmidir. "hayır haksızlık bu" dedirtip boğazını düğümler. ben mi çok yufka yürekliyim film mi çok etkili bilmiyorum ama ağlayamamıştım bile bittiğinde. öyle duygusuz bir şekilde ekrana bakakaldım.
insanı insan yapan şey nedir onu sorguluyor film. evet karakterlerimizin insan olduğu bariz fakat bunu onlara yapanlar insan mı? *

ayı sözlük itiraf

sevdiğim insanları ısırmayı çok seviyorum.

ayı sözlük 2016 erken yılbaşı zirvesi

kadıköy +26152562 diyerek son dakka atladığım zirvedir. beylikdüzü de olur bence beylikdüzü piç mi üzmeyin onu.

ayı sözlük ankara patates puresi zirvesi

portishead

kapüşonu kafaya geçirip yatakta kıvrılarak ağlama isteği uyandıran grup. çok ağır be, çok da güzel ama.

adele

kendisine dört yıl önce beslediğim hayranlık ve sempatiyi şu an beslemediğim şarkıcı. bilmiyorum o zamanlar daha samimi geliyordu bana herhalde, tombiş tombiş gülüyordu ne güzel.
ilk iki albümündeki şarkıların çoğunu ezbere biliyorum. bir yerde duyduğumda istemsizce eşlik ediyorum.

the elder scrolls v skyrim

yine yeniden diyerek üçüncü kez oynamaya başladığım günümüz rpg klasiği. oynayışını, zorluk derecesini ve atmosferini değiştiren milyon tane mod yükledikten sonra başladım bu sefer. yolda yürürken saldıran başıboş ezik kurtlardan bile korkar oldum artık. fast travel da yapmamaya karar verdim iyice saatlerimi çalsın oyun ne güzel.
şu anki karakterim witchhunter bir dark elf. okçu-büyücü badass bi şey oldum ama daha witchhunterlık kısmet olmadı. utanmasa mudcrabler kesecek beni vampirlere falan görünmüyorum o yüzden.

konuşurken gözünün içine bakan insan

duruma göre hissettirdiği şeyler farklıdır. bakan kişi sevdiğin biriyse sen de bakarsın, tatlış bir muhabbet olur. alakasız bir insansa rahatsız olup içimden "ayh bi git of" diyerek uzaklaşmaya çalışıyorum. lisede vardı böyle bir tip kafasına vurasım geliyordu benle konuşurken. dibime dibime giriyordu bir de aman allam çok korkunç.

iki birayla sarhoş olan erkek modeli

olmaya yaklaştığım erkek modelidir. yaşım büyüdükçe alkol toleransım düşüyor ilginç bir şekilde. hava atıyordum ne güzel "sarhoş olmuyom ki ben ehehe" diye. napıcam şimdi?*

ayı sözlük yazarlarının hayalleri

leoparsiz burjuva ile yeni zelanda'da eve çıkmak. yılan yokmuş orda ondan gidiyoruz.

jessica jones

başrolünü çok pis hayranlık beslediğim krysten ritter'ın üstlendiği yepyeni marvel dizisi. netfilx sağolsun topluca giriş yaptı ilk sezonu arşivime. marvel'da nefret ettiğim hiçbir şey yok dizide. son derece sansürsüz ve samimiyetsiz çocuksuluk barındırmıyor. buna rağmen filmlerle aynı evrende geçmesi de ilginç. avengers'ta olanlardan falan çekinmeden bahsediliyor. belki de luke cage'in dizisinden sonra (ki dizide zaten mevcut) defenders'ı kurup sinemaya giriş yaparlar.
hikaye depresif, agresif ve alkolik bir özel dedektif olan jessica'nın, eskiden kurbanı olduğu kilgrave adlı bir kötü adamı yakalamaya çalışmasını anlatıyor. kilgrave zihin kontrolü yapabiliyor, bu sebeple oldukça tehlikeli. ayrıca doctor who sevenlere müjde, david tennant oynuyor kendisini.
henüz 5. bölümdeyim, gayet sardı beni. bitirince daredevil'a da başlamayı düşünüyorum hatta. marvel aştı kendini.

gay bar

hiç gitmediğim ve hala kafamda koca bir soru işareti olarak kalan bildiğimiz barın gey versiyonu. ya da o kadar basit değil mi? daha mı distopik? bilmiyorum tanrım!

ayı sözlük yazarlarının ani ereksiyon hallerini bastırma şekilleri

heteroseksüel arkadaşı teselli etmek

çok zordur be inanılmaz zordur! "abartma" dersin ağzınıza sıçarlar, "siz geyler" diye başlayıp yürür giderler. evet daha rahat olabiliriz çoğu konuda heterolardan ama kötü bir şey değil sanki bu. "ayh ölüyorum galiba" diyorum bazı hetero dertlerini dinlerken.

ayı sözlük yazar nicklerinin okunuşu

sufjan stevens

şu an kendisini dinlerken hakkında entry girdiğim sanatçıdır. sesi o kadar yumuşak ki, o kadar duygulu ki hani anlatamıyorum. bazen uzanıp saatlerce müzik dinlemek istersiniz ya, işte o işi sadece sufjan stevens'la yapabilirsiniz. yaptım oldu, çok da güzel oldu.
bir de folk tınıları fantastik bir hava katıyor şarkılarına gerçekten çok hoşuma gidiyor.

beginners

durgun bir güzelliği olan film, yaşamın kendisi gibi. yıllar önce izlememe rağmen hala arada gelir aklıma. ewan mcgregor belki de sebebi.**

bir şeyleri karşı taraftan bekleyip susmanın yarattığı gerilim

" -caps lock açık- ilgilensene benle götoş!!!!11 -caps lock kapalı- " diyerek sona erdirilebilecek gerilimdir.
şaka bir yana susmakla olmuyor cidden, insan kendine zarar veriyor.

gördüğünde veya aklına geldiginde seks yapmak istediğin tip

  • /
  • 99
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1977

adem ve adem forum

ilk göz ağrım olan sevimli mi sevimli forum. kendinizi keşfeden taze bir ibne iseniz apollo abinizden azar işitip naramsin aplanızdan kucak dolusu kokulu öpücük alabilirsiniz. ya da tam tersi.
en kısa zamanda geri döneceğim forumdur.

çay içme bahanesiyle ilk buluşmada yapılabilecekler

bir kere çay içmek kendi başına yapıldığında bile huzurlu ve oldukça keyifli bir eylem. bahane olarak kullanmaya gerek yok bence. başka biriyle içildiğinde çok daha zevkli zaten.

eşcinsel aşk büyüsü

arkadaşlar inanmayın buna, a4 kağıtta fotoğrafla olmaz bu işler. platoniğinizin tükürüğü, saç teli, tırnağı falan lazım. çok daha güçlü olmasını istiyorsanız bir damla kan hatta, bakın bu da yılların vampirinden tavsiye size. ah bu günümüz büyücüleri... 3d printerla voodoo doll yapacaklar utanmasalar.

vampire: the masquerade - bloodlines

world of darkness dünyasında geçen 2004 yapımı bir rpg. bilgisayar oyunlarında, özellikle rpg türünde bir kült. bu yıla kadar farkına varmadığım ve son anına kadar bitirmemeye çalışarak özenle oynadığım; gizemli atmosferi, soundtracki ve interaktif hikayesiyle büyüleyen oyun.
karakterimiz karanlık los angeles gecelerinde egemenlik savaşı veren vampir hükümeti camarilla ve anarşist vampirlerin çatışmalarının ortasında vampire dönüştürülüyor. çatışma demişken politik bir çatışma söz konusu henüz. camarilla'dan izin almadan bizi vampire dönüştüren efendimiz idam edilince bir başımıza kalıyoruz ve bu kirli siyasetin içine bir piyon olarak giriyoruz. ek olarak vampirliğiyle gurur duyan ve insanları koyun gibi tüketen sabbat adlı bir örgütle uğraşıyoruz.
oyuna başlarken mevcut yedi vampir klanından birini seçiyoruz önce. ya da oyun önümüze bir test koyarak cevaplar doğrultusunda seçiyor klanı. bu klanlar yüzyıllar öncesinden gelen kan bağlarıyla oluşmuş.

brujah: asi ve savaşçı özellikleriyle öne çıkan klan. anarch movement'ı bunlar oluşturuyor genelde.
toreador: güzellik ve sanatçılıklarıyla öne çıkan klan. sosyal ilişkileriyle ön planda. oyun içi diyaloglarda kullandığımız baştan çıkarma ya da ikna etme özelliklerini en iyi bu klan kullanabiliyor.
malkavian: deli vampirlerden oluşan klan. söyledikleri hiçbir cümle ve yaptıkları hiçbir şey mantıklı değil. fakat deliliklerinde bir bilgelik olduğu söyleniyor. hiç beklenmedik şeyleri bilebiliyorlar. seçtiğim klan buydu ve oyun boyunca gaipten sesler duydum, televizyon ekranındaki spikerle konuştum ve dur tabelasına sataştım. diyalog seçenekleri gerçekten çok eğlenceliydi. mesela bir adamla konuşurken sırlarını, düşüncelerini falan biliyoruz. oyundaki karakterler tabi bıkıyor bir yerden sonra ve "malkavian geldi dağılıyoruz beyler" moduna bağlıyorlar. ilk oynayışta değil de ikinci için tavsiye ederim.
ventrue: aristokrat vampir klanı. camarilla hükümetinin yöneticileri. patron sınıfı yani çok hoşuma gitmiyorlar.
nosferatu: gölgelerde yaşayan vampir klanı. bu vampirler çirkinlikleriyle ön planda. dönüşürken deforme olmuşlar çünkü ve insana benzemiyorlar. fakat bunu bir avantaj olarak kullanıp camarilla'nın gizli ajanları olarak çalışıyorlar.
tremere: büyücü vampir klanı. gizemli konuşmaları, kan büyüleri falan var.
gangrel: doğayla iç içe takılan vampir klanı. yalnız kurtlar yani. hayvanlara dönüşebilme gibi özellikleri var.

birbirinden detaylı ve zekice yazılmış yan görevlerle donatılan santa monica, downtown, hollywood ve chinatown'da geçiyor oyun. oynayışınıza göre farklı sonlarla bitiyor.

masquerade ihmali dediğimiz bir olay var, kan içtiğiniz, vampir olduğunuz falan insanlar tarafından görülürse camarilla sizin hakkınızda "final death" emri veriyor. beş ihmal hakkımız var. bir de humanity puanımız var, ne kadar insancıl davranırsak o kadar farklı diyalog seçenekleri çıkıyor karşımıza. mesela tenha bir sokakta yalnız takılan birini gördünüz ve besleneceksiniz. o kişinin kanını içebilirsiniz ama öldüremezsiniz. öldürürseniz humanityniz düşüyor ve diyalog seçenekleriniz azaldığından konuşarak çıkabileceğiniz durumlardan savaşarak çıkmak zorunda kalıyorsunuz.
sonuç olarak "nerde o eski vampirler" diyen herkesin oynamaktan zevk alacağı bir oyun.

erkeklerde en sevilmeyen özellikler

sözlüğün hdplilerden oluşması

hatalı bir gözlem. ben ldp'liyim mesela. barajı kaldıracağını güvenerek verdim oyumu hdp'ye, pişman da değilim. sığ bir yorum olacak ama akp'ye koyduk mu? koyduk.
şu saatten sonra tek istediğim şey barış ve akan kanın durması. eminim hdp'ye oy veren diğer insanların istediği de bu. türkiye intikam döngüsünü kırarsa iyi yerlere gelecektir, artık umutla bakıyorum buna.

ayı sözlük itiraf

bugün yürüyüşe başlayayım dedim, gittim bir yürüyüş parkuruna yürümeye başladım emekli amcalar gibi. emekli amca demişken üç-dört tur attıktan sonra eşofmanlı bir amca jet hızıyla yürüyerek yanımdan geçti. ben de gaza geldim tabi, kaç yaşında amca bana parkurun tozunu attırıyor. hızlandım, deli gibi yürümeye başladım ve sonunda yetiştim amcaya. bi yan gözle baktı bana ve "hmpf"* efektiyle bastı yine gaza. iyice dellendim bu sefer, ride the lightning'i açarak yürüyüş atletine bağladım hemen. evet amcayı geçtim baya fakat vücudumu hissetmiyorum sözlük.
özet: spordan nefret ediyorum.

eşcinsel aşk

kendine ve diğerlerine nefret kusmaktan mütevellit sevmenin ve sevilmenin, saf ve karmaşık duyguların, özlemenin ve özlenmenin tadına bakamamış trajik insanların olmadığını iddaa ettiği duygu.
iki gey bi taksiciyle yattı diye (ki yatabilir kimseyi ilgilendirmiyor bu) (rastgele cinsel ilişkiye giren heteroseksüellerin aşkında bir sıkıntı yok ama değil mi?) koskoca aşk kavramını sikiş sokuşa indirgeyebilen çirkin zihniyetleri gösteren başlık ayrıca. uzaktan bakıp ağlayarak otuz bir çekmeye devam edin neden kimse beni sevmiyor diye. biz de yorulmalayım siz de.

eşcinsel evliliklerin abd'nin her eyaletinde serbest bırakılması

henüz gerçekleşen sevindirici olay. obama şu tweeti attı ardından:
"today is a big step in our march toward equality. gay and lesbian couples now have the right to marry, just like anyone else. #lovewins"

parti kursanız yanınıza alacağınız yazarlar

"hepsi" diyerek cevap vereceğim başlık. koca partide bir yer bulunur herkese mutlaka. ne kadar gerilsek de tartışsak da şu sözlüğe emek veren herkes değerli bence. valla politik olmaya çalışmıyorum hepinizi seviyorum.**

feminenlere ilgi duymayan gay

cinsellik konusunda kafası çok karışan insanları gösteren başlık. insan ilişkileri o kadar sığ boyutlara gelmiş ki yani... neyse.

halklailiskilerci

tuğçe kazaz'la bir akrabalığı olup olmadığını merak ettiğim yazar.

ayı sözlük itiraf

zorlama edebiyatçılar yüzünden çaya olan sevgimi dile getiremiyorum. valla fantastik edebiyat dışında edebiyat kültürüm çok yoktur, twitter'da cemal süreya rt'lemiyorum, zeki demirkubuz izlemiyorum. ama çayın yeri çok ayrı bende ya. şu an yazdığım bu girdiyi eksilemek istiyorum mesela, bu zihniyeti yaratana lanet olsun. *

sözlükteki türk kürt çatışması

öyle bir şey yoktur. ortada bir çatışma da yoktur. hdp'nin varlığını kabullenememiş insanların demokratik hakkını kullanan insanlara hakaret etmesi ve ülkenin %13'ünü terörist ilan etmesi vardır. varsın etsinler. nefret etmek kolay iş.

ayı sözlük itiraf

gözüm bir entry'yi okumadan önce entry'nin sağ alt köşesine kayıyor, buna göre okuyup okumayacağıma karar veriyorum ve zaman kaybını engellemiş oluyorum.