arvellian

Durum: 1977 - 0 - 0 - 0 - 09.01.2017 17:05

Puan: 30762 - Sözlük Kaşarı

12 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

vampyre of time and memory
  • /
  • 99

tanınmayan biri canım dediğinde verilen tepkiler

karşıdakini pek bozmam ama içimden bir "ne oluyoruz lan" tepkisi veririm. gıcık bir şey yani samimi de değil. kullanan kişi neyi kanıtlamaya çalışır bunu söylerken anlamam.
tabi bu tepki sanal ortamlarda yeni tanıştığım insanlar için geçerli. yoksa arkadaşlarıma ben de diyorum elimde olmadan.

kill bill

sürekli göndermeler yaptığım, müziklerini paylaştığım, tabiri caizse hayatıma yerleştirdiğim seridir. kaç kere izlediğimi hatırlamıyorum fakat bir kere bile sıkılmadığıma eminim izlerken.
külttür.

crusader kings 2

game of thrones modu şahane olan oyundur. modun kitapları yalayıp yutmuş kişiler tarafından yapıldığı çok bellidir. westeros tarihi yaşarsınız oynarken, ejderhaların dansı'na bile şahit olursunuz.

pitch perfect

çok farklı bir kafaya sahip, inanılmaz eğlenceli müzikal komedidir. fat amy karakterinin her çıkışı karın ağrıtır güldürmekten.
--- spoiler ---

mesela fat amy seçmelere gider ve adının fat amy olduğunu söyler. sonrasında şu diyalog gelir:
-you call yourself fat amy?
-yeah, so twig bitches like you don't do it behind my back.

--- spoiler ---

avatar: the last airbender

hayal dünyamın gelişmesinde çok büyük etkisi olan efsane çizgi dizidir. hani diyorlar ya "televizyon, bilgisayar karşısında büyüyen neslin hayal gücü gelişemez." diye. işte o cümleyi sikip atan büyük bir yapısı vardır avatar'ın.
bu dizideki karakter gelişimi şimdilerde yayınlanan yüksek bütçeli sikindirik dizilerde yoktur mesela. zuko ve iroh'nun ilişkisi, toph'un dünya ile mücadelesi, katara'nın geçmişiyle yüzleşmesi, sokka'nın ait olma isteği ve en önemlisi aang'in "büyümek" ile çatışması.
çok farklıdır avatar. ince mizahıyla, duygu dolu anlarıyla ve ölümsüz arkadaşlıklarıyla her zaman kalbimde olacaktır.

ayı sözlük link kısaltma aracı

"http kullan dedik müslüman" ifadesiyle her seferinde güldüren hizmettir. ailecek seviyoruz efenim ayı sözlük mizahını.

valar morghulis

"her insan ölmelidir." şeklinde çevrilebilen a song of ice and fire mottosudur.
dizide daenerys tarafından trollenen mottodur. "her erkek ölmelidir, biz erkek değiliz ki." demiştir hizmetkarına.
ya "man" ve "men" ile kelime oyunu yapmıştır ya da dizi sözün anlamını değiştirerek sıçmıştır. umarım birincisidir.

ayı sözlük itiraf

sınavdan sonra saçımı boyamak istiyorum sözlük. ciddi ciddi istiyorum bunu çok uzun zamandır. ama o güne yaklaştıkça daha az gerçekçi geliyor bu istek. ne sinir bozucu bir şey şu millet ne der muhabbeti.

ahmet davutoğlu

her konuşmasında bir yerlere selam çakan adam. böyle orjinal orjinal isim tamlamaları üretiyor ve sonuna "selaağm olsuğn!" ekleyip cümlesini bitiriyor. bir de bitmiyor bu selamları, sanki acun'un programına çıkmış akrabalarına selam gönderiyor arkadaş.
çok antipatik bir adam.

girilen entry'yi üstüne alınan yazar

anlayamadığım yazar profilidir. hayır gerçekten denediğim, hatta salak gibi anlaşmaya çalıştığım profildir. artık birbirimizi engelleme çagrısı yapıyorum.
(bkz: üçgen biçiminde birbirimize takacağız)

akrep burcu

benim burcumdur ve şurdakileri okuyana kadar burçlara inanmıyordum, vay be...
kinci, kıskanç olmamam ve çoğu işi yarıda bırakmam dışında uyuyor özelliklerim.
neyse yarına unuturum herhalde. inanmamak daha cool*

29 ocak 2015 vikipedi rezaleti

rezaleti de aşmış rezalettir. sıçıştır artık gözümde. gören de dünyayı yok etme planları yapan terörist bir topluluğuz sanacak ne bu rollenmeler, oylamalar falan anlamadım. çok mu önemli hissediyorlar kendilerini o maddeyi kaldırınca. bir şeyi de abartmayın amına koyim ya ne drama queen bir oluşumsunuz.

we need to talk about kevin

çok rahatsız eden fakat bu rahatsızlığı başarısından kaynaklanan kırmızı film.

türkçe şarkılarda geçen mükemmel sözler

gökyüzü ne kadar güzel,
burdan daha güzel,
bizden daha güzel.

annelerin çocuklarına taktığı lakaplar

kerem bürsin

o amerikan türkçesine sinir olduğum, konuşurken ağzına kürekle vurmak istediğim insan.
soyununca değişiyor işler tabi.

ateist ve homofobik insan

dindar homofobiklerden daha tehlikeli gelmişlerdir gözüme hep. dindar olanlara kutsal kitapları aşılıyor homofobiyi, kendileri üretmiyorlar. ateistler ise demek ki düşünmüş taşınmış kendi aklıyla varmış homofobiye. ki bu da tehlikeli bir akıl yapısını işaret ediyor bana.

onları yazana kadar iki üç hikaye karalasaydı harry potter'dan..

yok okumadım ama çok iyi yorumlar almamış diye duydum. doğru mu duydum?

işte malzeme çok da oof off j.k rowling tembel...
  • /
  • 99
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1977

adem ve adem forum

ilk göz ağrım olan sevimli mi sevimli forum. kendinizi keşfeden taze bir ibne iseniz apollo abinizden azar işitip naramsin aplanızdan kucak dolusu kokulu öpücük alabilirsiniz. ya da tam tersi.
en kısa zamanda geri döneceğim forumdur.

çay içme bahanesiyle ilk buluşmada yapılabilecekler

bir kere çay içmek kendi başına yapıldığında bile huzurlu ve oldukça keyifli bir eylem. bahane olarak kullanmaya gerek yok bence. başka biriyle içildiğinde çok daha zevkli zaten.

eşcinsel aşk büyüsü

arkadaşlar inanmayın buna, a4 kağıtta fotoğrafla olmaz bu işler. platoniğinizin tükürüğü, saç teli, tırnağı falan lazım. çok daha güçlü olmasını istiyorsanız bir damla kan hatta, bakın bu da yılların vampirinden tavsiye size. ah bu günümüz büyücüleri... 3d printerla voodoo doll yapacaklar utanmasalar.

vampire: the masquerade - bloodlines

world of darkness dünyasında geçen 2004 yapımı bir rpg. bilgisayar oyunlarında, özellikle rpg türünde bir kült. bu yıla kadar farkına varmadığım ve son anına kadar bitirmemeye çalışarak özenle oynadığım; gizemli atmosferi, soundtracki ve interaktif hikayesiyle büyüleyen oyun.
karakterimiz karanlık los angeles gecelerinde egemenlik savaşı veren vampir hükümeti camarilla ve anarşist vampirlerin çatışmalarının ortasında vampire dönüştürülüyor. çatışma demişken politik bir çatışma söz konusu henüz. camarilla'dan izin almadan bizi vampire dönüştüren efendimiz idam edilince bir başımıza kalıyoruz ve bu kirli siyasetin içine bir piyon olarak giriyoruz. ek olarak vampirliğiyle gurur duyan ve insanları koyun gibi tüketen sabbat adlı bir örgütle uğraşıyoruz.
oyuna başlarken mevcut yedi vampir klanından birini seçiyoruz önce. ya da oyun önümüze bir test koyarak cevaplar doğrultusunda seçiyor klanı. bu klanlar yüzyıllar öncesinden gelen kan bağlarıyla oluşmuş.

brujah: asi ve savaşçı özellikleriyle öne çıkan klan. anarch movement'ı bunlar oluşturuyor genelde.
toreador: güzellik ve sanatçılıklarıyla öne çıkan klan. sosyal ilişkileriyle ön planda. oyun içi diyaloglarda kullandığımız baştan çıkarma ya da ikna etme özelliklerini en iyi bu klan kullanabiliyor.
malkavian: deli vampirlerden oluşan klan. söyledikleri hiçbir cümle ve yaptıkları hiçbir şey mantıklı değil. fakat deliliklerinde bir bilgelik olduğu söyleniyor. hiç beklenmedik şeyleri bilebiliyorlar. seçtiğim klan buydu ve oyun boyunca gaipten sesler duydum, televizyon ekranındaki spikerle konuştum ve dur tabelasına sataştım. diyalog seçenekleri gerçekten çok eğlenceliydi. mesela bir adamla konuşurken sırlarını, düşüncelerini falan biliyoruz. oyundaki karakterler tabi bıkıyor bir yerden sonra ve "malkavian geldi dağılıyoruz beyler" moduna bağlıyorlar. ilk oynayışta değil de ikinci için tavsiye ederim.
ventrue: aristokrat vampir klanı. camarilla hükümetinin yöneticileri. patron sınıfı yani çok hoşuma gitmiyorlar.
nosferatu: gölgelerde yaşayan vampir klanı. bu vampirler çirkinlikleriyle ön planda. dönüşürken deforme olmuşlar çünkü ve insana benzemiyorlar. fakat bunu bir avantaj olarak kullanıp camarilla'nın gizli ajanları olarak çalışıyorlar.
tremere: büyücü vampir klanı. gizemli konuşmaları, kan büyüleri falan var.
gangrel: doğayla iç içe takılan vampir klanı. yalnız kurtlar yani. hayvanlara dönüşebilme gibi özellikleri var.

birbirinden detaylı ve zekice yazılmış yan görevlerle donatılan santa monica, downtown, hollywood ve chinatown'da geçiyor oyun. oynayışınıza göre farklı sonlarla bitiyor.

masquerade ihmali dediğimiz bir olay var, kan içtiğiniz, vampir olduğunuz falan insanlar tarafından görülürse camarilla sizin hakkınızda "final death" emri veriyor. beş ihmal hakkımız var. bir de humanity puanımız var, ne kadar insancıl davranırsak o kadar farklı diyalog seçenekleri çıkıyor karşımıza. mesela tenha bir sokakta yalnız takılan birini gördünüz ve besleneceksiniz. o kişinin kanını içebilirsiniz ama öldüremezsiniz. öldürürseniz humanityniz düşüyor ve diyalog seçenekleriniz azaldığından konuşarak çıkabileceğiniz durumlardan savaşarak çıkmak zorunda kalıyorsunuz.
sonuç olarak "nerde o eski vampirler" diyen herkesin oynamaktan zevk alacağı bir oyun.

erkeklerde en sevilmeyen özellikler

sözlüğün hdplilerden oluşması

hatalı bir gözlem. ben ldp'liyim mesela. barajı kaldıracağını güvenerek verdim oyumu hdp'ye, pişman da değilim. sığ bir yorum olacak ama akp'ye koyduk mu? koyduk.
şu saatten sonra tek istediğim şey barış ve akan kanın durması. eminim hdp'ye oy veren diğer insanların istediği de bu. türkiye intikam döngüsünü kırarsa iyi yerlere gelecektir, artık umutla bakıyorum buna.

ayı sözlük itiraf

bugün yürüyüşe başlayayım dedim, gittim bir yürüyüş parkuruna yürümeye başladım emekli amcalar gibi. emekli amca demişken üç-dört tur attıktan sonra eşofmanlı bir amca jet hızıyla yürüyerek yanımdan geçti. ben de gaza geldim tabi, kaç yaşında amca bana parkurun tozunu attırıyor. hızlandım, deli gibi yürümeye başladım ve sonunda yetiştim amcaya. bi yan gözle baktı bana ve "hmpf"* efektiyle bastı yine gaza. iyice dellendim bu sefer, ride the lightning'i açarak yürüyüş atletine bağladım hemen. evet amcayı geçtim baya fakat vücudumu hissetmiyorum sözlük.
özet: spordan nefret ediyorum.

eşcinsel aşk

kendine ve diğerlerine nefret kusmaktan mütevellit sevmenin ve sevilmenin, saf ve karmaşık duyguların, özlemenin ve özlenmenin tadına bakamamış trajik insanların olmadığını iddaa ettiği duygu.
iki gey bi taksiciyle yattı diye (ki yatabilir kimseyi ilgilendirmiyor bu) (rastgele cinsel ilişkiye giren heteroseksüellerin aşkında bir sıkıntı yok ama değil mi?) koskoca aşk kavramını sikiş sokuşa indirgeyebilen çirkin zihniyetleri gösteren başlık ayrıca. uzaktan bakıp ağlayarak otuz bir çekmeye devam edin neden kimse beni sevmiyor diye. biz de yorulmalayım siz de.

eşcinsel evliliklerin abd'nin her eyaletinde serbest bırakılması

henüz gerçekleşen sevindirici olay. obama şu tweeti attı ardından:
"today is a big step in our march toward equality. gay and lesbian couples now have the right to marry, just like anyone else. #lovewins"

parti kursanız yanınıza alacağınız yazarlar

"hepsi" diyerek cevap vereceğim başlık. koca partide bir yer bulunur herkese mutlaka. ne kadar gerilsek de tartışsak da şu sözlüğe emek veren herkes değerli bence. valla politik olmaya çalışmıyorum hepinizi seviyorum.**

feminenlere ilgi duymayan gay

cinsellik konusunda kafası çok karışan insanları gösteren başlık. insan ilişkileri o kadar sığ boyutlara gelmiş ki yani... neyse.

halklailiskilerci

tuğçe kazaz'la bir akrabalığı olup olmadığını merak ettiğim yazar.

ayı sözlük itiraf

zorlama edebiyatçılar yüzünden çaya olan sevgimi dile getiremiyorum. valla fantastik edebiyat dışında edebiyat kültürüm çok yoktur, twitter'da cemal süreya rt'lemiyorum, zeki demirkubuz izlemiyorum. ama çayın yeri çok ayrı bende ya. şu an yazdığım bu girdiyi eksilemek istiyorum mesela, bu zihniyeti yaratana lanet olsun. *

sözlükteki türk kürt çatışması

öyle bir şey yoktur. ortada bir çatışma da yoktur. hdp'nin varlığını kabullenememiş insanların demokratik hakkını kullanan insanlara hakaret etmesi ve ülkenin %13'ünü terörist ilan etmesi vardır. varsın etsinler. nefret etmek kolay iş.

ayı sözlük itiraf

gözüm bir entry'yi okumadan önce entry'nin sağ alt köşesine kayıyor, buna göre okuyup okumayacağıma karar veriyorum ve zaman kaybını engellemiş oluyorum.