2005 yılında annemin sayesinde öğrendiğim film festivali. ankara devlet opera ve balesi binasında yapılan galasına katılmıştık. sevda ferdağ ve müjde ar'ı yakından görme fırsatı bulduğum için bende bu festivalin yeri başkadır. bu sene sanırım yine türk sinemasının çok değerli isimlerinin katılımıyla gerçekleşecek ankaralılar kaçırmayın...
sözlerini aysel gürel yazmıştır bu şarkının. sezen aksu ilk olarak 88 albümünde daha sonrasında şarkı söylemek lazım albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı, bence şarkı söylemek lazım albümündeki yorumu ilkinden daha güzeldir. sözleri şu şekildedir;
dün bütün gece seni düşündüm yanarak
bir an geldi ki zannettim kalbim duracak
ellerim tutuştu hasretini okşayarak
nasıl istedim, istedim deliler gibi
sayıkladım hep sıcak sıcak nefesini
gel ne olursun gel son defa sev beni
gel, sarıl bana sarıl seni istiyorum gel
neden bilmem özlüyorum ellerini ver
yok, yalan değil artık inkar etmiyorum yeter
hatta belki seviyorum istiyorsan eğer
bu gece gel yarın istersen yine git
hatta unut ne varsa verdiğim al götür öyle git
eve kokun siner duvarlara sesin
hatta unut sen dün gece nerdeydin kimle seviştin
ilk olarak gitarcı isimli bir şarkıcıdan dinlemiştim bu şarkıyı, daha sonra göktan albümünde seslendirdi. sözleri güzeldir ve şu şekildedir...
bu eylül akşamında
o güzel deli gözlerini
görebilmek için canımı verirdim
nerdesin nerdesin
nerdesin nerde
içim dışım ızdırap
bir çıkış yolu bilmiyorum
bana dönmen için
canımı verirdim
nerdesin nerdesin
nerdesin nerde
her akşam fırtına kar yağmur
gezdiğimiz yerlerde
her akşam uğruna ağlıyorum
sen hiç bilmesen bile
ruhumdan ayrılığını koparıp
unutmak istiyorum seni
unutamıyorum
1970 istanbul doğumlu tiyatro ve sinema oyuncusu, kendisini ilk olarak mahallenin muhtarları adlı dizide goncagül karakteriyle tanımıştık. çok samimi bir oyunculuğu var kendisinin, canlandırdığı karakterleri adeta yaşıyor. özellikle çemberimde gül oya dizisindeki (bkz: canan cansev) karakteri buna verilebilecek en güzel örnektir.
son günlerce sözlük için fazlaca kullandığım küfürlerin başındaki cümledir efendim * hayır ne zaman bişey yazmaya niyetlensem düşüyorum bazen 4 kez arka arkaya giriş yapmam gerektiğinde bu cümlenin arkasına gün yüzü görmemiş küfüleri ekleyebiliyorum *
sıcakların başlamasıyla beraber, sanırım hepimizin ortak sıkıntısı olan ter kokan ve bunun önlemini almayanlara karşı isim belirtmeden uyarı yapabileceğimiz güzel bir site. olay çok basit www.terkokuyorsun.com a giriyoruz, ter koktuğunu düşündüğümüz kişinin e-posta adresini yazıp iğrençsin * butonuna tıklıyoruz. siteye ait otomatik mesaj ter kokan kişinin e-posta adresine gönderiliyor kullanımı bu kadar basit.
dün gece saat 02:30 sularında teröristler tarafından gerçekleştirilmiş 3 askerimizi şehit verdiğimiz hain saldırı. böyle üzücü bir haberi buraya taşımak istemezdim ama... başımız sağolsun ! *
çemberimde gül oya dizisinde şerif sezerin canlandırdığı karakter. dizideki son sahnesi beni çok etkilemişti. öyle ki tekrar tekrar izlemiştim bu sahneyi...
ibrahim: sultann, sultan yapma! dellenme! hapislerde çürürsün... beni düşünmüyorsan zarife'yi düşün! o nolacak!
sultan: zarife mutlu olacak, unutacak bu günleri biliim. bizdik onu solduran. sendin, bendim bahtını garartan. biz gideceğiz, o yaşayacak. hiç kimse beni mapusa koymayacak, gimse bana katil demeyecek. ölüler katil olmaz. allah seni cehenneminde garşıma çıkartmaya. şahadet getir ibraam
sultan: sanki bir ben vardır benden içeri. o davranıp kalkmakta, sanki yükselmekte göğe. böyle mi olurmuş ölmek dedikleri. ah sultan, hancıların sultan. böyle boylu boyunca uzanıp yatmakta varmış gaderde. *
sultan: şu garıncaya can veren rabbim bağışlar mı ki seni. hey mübarek; şunun çalımına bak hele! yaz geliy zaar. yaz gelmekte sen gitmektesin. ah sultan, hancıların sultan. hele dön de bi halına bak şimdi. hele dön de bir bak şimdi...
not : uzun zaman önce repliklerin tamamı hafızamdaydı ama şimdi hatırlayamadığımdan alıntıdır...
bir insanın hayatında yaşayabileceği en güzel dönem... iş yerimin karşısındaki evde oturan 2 ailenin çocukları bahçede seksek oynuyordu dün akşam üzeri, 2 aileyi de yakından tanıyorum oldukça dar bir bakış açısı olan insanlar * çocuklardan birisi 8 yaşında kız diğeri 9 yaşında erkek. beraber seksek oynadılar evin bahçesinde. daha sonradan o ailelerin yaşam tarzını belirleyecek bu çocukların arada sınırlar, cinsiyetler, ayrımlar olmadan oynaması gerçekten çok hoşuma gitti. belki de daha sonradan yaşayacakları baskı ve dayatmalar olmadan geçirecekleri sayılı güzel günlerin tadını çıkartıyorlardı... *
zamanla geçtiği de görülmüştür. (bkz: bv bear) küçük bir çocukken rahatsız edecek düzeyde kepçe kulaklara sahiptim. büyüyünce geçiyor kendimden biliyorum.
03/05/1986 - önceki açıklamalarının aksine, yetkililer çernobil kazası sonrası oluşan radyoaktif bulutların türkiye'ye ulaştığını ve bazı bölgelerde radyasyonun 7 kat arttığını açıkladılar.
03/05/2000 - galatasaray, antalyaspor'u uzatmada yenerek türkiye kupası'nı 13. kez kazandı.
ankara'da yaşayan yazarlara selam olsun 13 nisan 2019 tarihinde saat 15:00 - 16:00 civarında kızılayda birkaç eski yazar arkadaşlarla toplanıp sohbet edeceğiz ve eski günleri yad edeceğiz katılmak isteyen ve mekan önerisi olan yazarlar desteğinizi bekliyorum...
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
yaşadığım şehir.
son beş yılda çok yara aldı bu gri şehir.
peş peşe patlayan bombalardan yaka silkti. yüksel caddesinde, güvenpark'ta polisin saldırganlığından illallah etti. gezi parkı zamanında gaz bombaları ile darbe yedi, sisin pusun altına gömüldü.
yine de bozmadı düzenini.
trafik yine aynı saatlerde kilitlenmeye devam etti,
insanlar yine tandoğan'dan kızılay'a yürümeyi tercih etti.
ve ben, ne olursa olursun cuma akşamları kızılay'da bir kafede oturup kahve içmeyi ve ankara'nın kalbini izlemekten vazgeçmedim.
(bkz:kurşuni renkler) babam gelir aklıma hep. (bkz:fikrimin ince gülü) babam hastayken bu şarkıyı televizyonda gördüğünde ağlamıştı. bi hastalığın bi insanı nasıl çaresiz hale getirdiğini gördüm. içim parçalandı. belki de yaşadığı yılları, geçmişte yaptıklarını, yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. bu iki şarkıyı duyunca içim gidiyo. gözlerim yaşarıyor. kendimi bi garip hissediyorum.
(bkz:we found love) üsteki kadar beni etkilemesi imkansız olsa da bunu duyunca da italyanın teki geliyor hala aklıma. bi adam 1 haftada nasıl bu kadar derine kazınır anlamam.
2 bölümünü de izlediğim dizi. televizyondan olsa hayatta izlemem. türk dizisini televizyonda izleyen arkadaşlara da helal olsun diyorum. 3 saat boyunca imkanı yok oturamam bi dizi için. youtubeda açıyorum, saçma sapan yerlerini geçerek 1 saatte bitiriyorum. yabancı dizi tadında izlemek bu olsa gerek.
neyse gelelim dizinin konusu ve oyuncularına.
gayet kaliteli bi ekip var görünürde. tek tek anlatacak olursak ( of be ne yazasım varmış ha)
(bkz:gökçe bahadır) : (oya) benim taaaa hayat bilgisi zamanından sevdiğim oyuncudur kendisi. insanlar o dizide barbie denen kızı severken ben hep törpü törpü derdim. oyunculuk olarak gerçekten çok beğeniyorum ama o da benim yaşlarda olduğunu belli etmiş. ne kadar makyaj olsa da kırışıklıklar belli oluyor. sorun yok gayet güzel bir kadın, iyi bir oyuncudur.
(bkz:bade işçil): karşımıza pelin olarak çıkan sarışın güzelimiz. ezelde şebnem olarak izlemiştim. ben nedense bu hatuna kısa saçı daha çok yakıştıranlardanım. gayet güzel oynamaktadır.
(bkz:aslıhan gürbüz): merve karakterine hayat veren bu hanımefendi dizinin yılanı, pelinin en yakın arkadaşıdır. uzak durulması gereken psikopat hatun profili. serhanı nasıl kafeslemiş benim için bi muamma. gerçek hayatta serhan gibi bi karakterin böyle bir kadınla evlenmesinin imkanı yok.
(bkz:tülin özen) şirin arzu karakteri. ben bu kadına meryemce zamanı hastaydım. mehmet günsüre mustafam deyişleri kulaklarımda çınlardı. nasıl naif, güzel ve tatlı bi kadınsa artık, heteroseksüel bi ilişkiye resmen gıpta etmiştim. yeniden bi dizide görmek fazlasıyla mutlu etti beni.
şimdi bu kadınlar çok iyi arkadaşlar lisede. pelin ve merve aşırı kıskanç tipler ve oyayı kıskanıyolar. 96 yazında pis bi iftirayla hem oyanın hem edip öğretmenin başını yakıyolar. 20 yıl sonra filan oya büyüdüğü mahalleye geri dönüyor ve olaylar olaylar.
biraz geriden gelsem de zirvenin anahtardan sonra 2. ağır topu olarak benim de zirve ile ilgili yorumlarımı yazmadan geçeceğimi düşünmediniz herhalde...
öncelikle zirvenin organizasyonunu sağlayan sevgili hazineciye çok teşekkür ederim uzun zamandır böyle keyifli bir zirveye katılmamıştım çok iyi geldi.
mekana kadim dostum anahtarla birlikte buluşup geldik, mekanın üst katına çıktığımızda bir portatif yazı tahtasında birşeyler anlatan birisi ve dinleyen bir grup gördük ilk olarak doğal olarak biraz şaşırdık zirveler artık sunum tarzı mı yapılıyor diye birbirimize anlamsız bir bakış attıktan sonra en köşedeki masada oturan eski bir tanıdığı*aknarazı gördüm selamlaşmak için yanına gittiğimde kendisinin de sözlükte yazdığını ve zirve için geldiğini öğrendiğimde kısa süreli bir şaşkınlık* yaşadıktan sonra masaya oturup sohbete başladık. kısa bir süre sonra çekingen bir tavırla masaya * yaklaştı ve daha önceki zirveye ilk katılımdaki çekingenliği bildiğimden "evet düşündüğün kişiler biziz dedik ve sohbete devam ettik. daha sonra senseisplinter ve pena da aramıza katıldı* ve çok keyifli, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir zirve daha geçti. katılan herkese çok teşekkür ederim, keyifli ve mutlaka en kısa sürede tekrarlamamız gereken bir akşam oldu...
geçen hafta çocukluk arkadaşlarımın olduğu bir gruba açıldım ve 3 senelik bir birlikteliğim olduğunu söyledim. başta çok gerilmiştim ama sonra neden şimdiye kadar tuttun kendini dediler ve hepsi ilk etapta çok anlayışlı karşıladılar. üzerimden bir yükü daha attım bakalım önümüzdeki günlerde neler değişecek...
en sevdiğim eurovision parçalarındandır, nilüfer de albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı,
sözleri ;
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandir
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
ay la la la la... la la la la... akşam firarları
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
sinema yazarları derneği (siyad), 2017 yılı türkiye sineması ödüllerinde “en iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülüne layık görülmüştür biblom benim. ödülün anons edildiğindeki sevinci görülmeye değer. lgbt görünürlüğü adına verdiği mücadelede kazandığı bu ödül çok önemli bence. tebrikler biblom...
19. bölümde tülayın selahattin çakaler'e söylemesi için yaptığı şu benzetmelerle beni benden alan yalan dünya karakteri.
- sen insanı silikon askısı kopan sutyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin de...
- sen adeta yaz başı beyaz bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayel kırıklığı, ümitsizliksin de...
- basen genişleyince small beden külotun yanlarda bıraktığı iz gibi sadece bende geçici bir iz bıraktın de...
- selülit gibisin, senden kurtulmak istiyorum de...
zaman zaman başıma gelen hadise. sanırım çevresel koşullardan ziyade kendi iç meselelerimle ilgili oluyor bazen bana da. ama "her zaman söylüyorum sözlükte kimseyi zorla tutmuyoruz, kimseye "nooolur kal" demiyoruz. birileri daha iyisini yapana kadar şuan en iyisi budur yavrular. susun ve yalamaya devam edin. daha iyi bir sözlük kurucusu ortaya çıkana kadar da benimkiyle idare edeceksiniz, yada çekip gideceksiniz. net." olayın tam olarak ne olduğunu bilmemekle birlikte tarzında bir yaklaşımın bir sözlük admini tarafından düşülmüş ve dile getirilmiş olması beni çok üzdü. iyi günlerim de kötü günlerim de oldu burada paylaştığım... bu kadar...