cikolatali kek

Durum: 1906 - 0 - 0 - 0 - 11.11.2016 23:35

Puan: 26944 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

sometimes, change is everything
  • /
  • 96

8. edward

tarihte aşkı için tahtan vazgeçen ilk kraldır. sanırım tek, yanılıyorsam düzeltin. aşık olduğu, evli, amerikalı, wallace için tahtını bırakmıştır. kendisini king's speech'ten hatırlarsınız. ayrıca daha detaylı bir şeyler izlemek isterseniz 2011 yapımı w.e'yi izleyebilirsiniz.



böyle de güzel bir müziği vardır.

louvre museum



aklıma sürekli yukarıdaki şarkıyı getiren müzedir.

full pasif

candır. tıpkı full aktifler ve ap'ler ve biseksüeller gibi. hepinizi seviyorum.

tabii homofobik ibneleri sevmem. onları siz de sevmeyin.

cikolatali kek

diş telleriyle geçirdiği zor dönemde biraz olsun anlaşıldığını görerek sevinen yazar. sağ olun var olun a dostlar. deneyimlerinizi özelden dinlemek isterim.

haftasonları erken uyanmak

haftasonları diş telleriyle uyanmak kadar kötü değildir.

kendin hakkında en çok söylenen şeyler

diş tellerin ağrı yapıyor mu?

ak saraydaki kostümlü müsamere

hiçbirinin diş telleri yoktur.

mahmut abbas

azeri türkçesi

diş telleriyle konuşması pek zevkli değildir. zaten diş teliyle hiçbir şeyi konuşmak zevkli değil.

arctic monkeys

cinsel yönelim

herkes potansiyel biseksüeldir.

erkek adamın erkek sevgilisi olur diyen konyalı

la o çocuk konya'lı değil. ayrıca konuştuğu yer konya'nın insanlıktan arındırılmış, tamamen öğrencilerle kuşatılmış bölgesi. ayrıca o çocuğun ibne olduğunu konya'da duymayan kalmadı.

kütahya

kışın çok soğuktur, bunu hatırlıyorum.

ayrıca (bkz: kütahya porselen )

charlie hebdo

cumhuriyet yarın yayınlayacakmış bakalım akp'nin oyları yüzde kaç artacak?

artık eminim ki, tüm bu yayın organları ve siyasal partiler, işte bunların hepsi akp kazansın diye varlar.

kolay gibi görünen ama zor olan durumlar

ayı sözlük itiraf

eğer birisi bana diş teli takmanın bu kadar sancılı bir süreç olduğunu söyleseydi, takmazdım.

eğer birisi senin dişlerinde çok güzel, takma kafana deseydi ben çocukken, bunu bu kadar hırs yapmazdım.

neyse ki ağrısı azalmaya başladı ve ben izlediğim amerikan filmlerinde büyük, beyaz dişleri gördükçe kendimi gaza getiriyorum. işte benimde amerikan rüyam bu, a dostlar!

ağrısı bir yana yemek yiyemiyorum. çorba içmekten bıktım ki ben et yemeden yaşayamam. orta doğulu genlerime aykırı bir kere. alerji oluruz. nefes alamayız. neyse.

saat 20.28 ve dişlerimin ağrısı azalmış durumda.

diş teli takmanın bir diğer kötü yanı ise, tüm sevişme arzum gitmiş durumda. 12 yaşımdan beri libidom hiç bu kadar yerlere düşmemişti. ben ki günde 4 kere 5 kere yapmak isteyen birisiyim, partnerlerimi bıktırmış birisiyim ve şu anda seks yapasım gelmiyor. hayır doldum beyler, ama 31 çekmek bu yaştan sonra çok saçma geliyor. yani ne bileyim bir insan et yedikten sonra bebek mamasını tekrar yiyebilir mi?

ayrıca spor yapamıyorum. kitap okuyamıyorum. arkadaşlarımla rahat sohbet bile edemiyorum. gülmeyi çok severim, gülsem dişlerim elime gelecekmiş gibi hissediyorum. az önce oda arkadaşım yanımda tavuk dürüm, cips yedi. sınıf arkadaşlarımda bugün yemekhanede ben yoğurt çorbasını içerken gözlerimin önünde etleri götürdüler...

bir şeyleri ısırmayı özledim, anlıyor musunuz? tavuk budu sapından tutup ısırmayı, ellerimin arasına aldığım pizzayı kocaman kocaman ısırarak mideye göndermeyi, steak house'u yavaş yavaş mideye göndermeyi..

lan son yediğim yemek tavada yumurtaydı! üstelik babam yapmıştı ki babamın yaptığı yumurta çok yavan olur. bana deseydiler ben kendime son defa ziyafet çekmez miydi?

son defa doya doya sevişmez miydim?

ah ah.. gidem de az porno indirem bari. 13 yaşıma döndüm amk.

küçük penisli erkek

eğer kocaman bir özgüveni varsa o penisi elinize "22 cm damarlı" diye verebilir, en azından böyle hissettirebilir.

ayrıca boyu değil işlevi önemlidir.

ayrıca bağzı* penisler bağzen* çok estetikler.

ayrıca bazıları küçük sever.

ama bazen öyle penisler görüyorum ki heteroseksüel olmaya gidesim geliyor.

kendin hakkında en çok söylenen şeyler

-bu kazağı/pantolonu/gömleği nereden aldın?

-beni her geçen gün şaşırtıyorsun. (bunu da birlikte olduğum adamlar der hep.)

fifty shades of grey

ergenken twilight serisini okuma gafletine düşmüştüm. onu da sırf "the lion in love with a lamb, what a stupid lion," sözünden etkilenip okumuştum. ne yalan söyleyeyim ergendim ve bella'nın iç bayan kezban aşkı, stephenie meyer'ın basit anlatımıyla birleşince etkilemişti, new moon'da sıkılmıştım, onu geç. neyse. twilight pişmanlığımdan sonra best-seller kitap okumamaya hatta kadınların "ahh ohh" diye iç geçerek okudukları kitapları okumamaya karar vermiştim. ama o fragman. allah'ım o fragman!

jamie dornan'ın mükemmeliği mi?
beyonce'un enfes coverı mı?
baş roldeki kızımızın tatlılığı mı?

işte gece gece dr'dan fiyatına falan baktım. yarın muhtemelen alır ve sınav dönüşü eve giderken yolda okur bitiririm. ulu orta okumaktan hiç çekinmem ki.

6 yaşındaki çocukla evlenebilirsiniz

nurettin yıldız saçmalığı.

bu videoyu bugün aileme izlettim. "zaten size göre benim biseksüel olmam kıyamet sebebi, pedofili değil," dedim.

bir şey diyemediler.

izleyelim.


  • /
  • 96
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1906

iğrençsin ama o kadar yol geldim sevişeyim bari

asla içinde bulunmadığımdır.

hayatımda bir kere sevişmek istemediğim birisiyle seviştim. o da hastalık gibiydi. uzun süre atamamıştım üzerimden.

artık "hayır," diyorum. "seninle sevişmeyeceğiz."

unutmayın, siz bir tanesiniz, kimseyle vakit harcamak peşkeş çekmek zorunda değilsiniz.

biseksüel

ilerde bir kadınla evlenmeyi düşünüyorum dedikleri sürece asla saygı duymayacağım insanların genelde arkasına sakladıkları cinsel yönelim.

fakirliğine bakmadan çocuk yapan insan

çünkü dünyadaki bütün güzellikler gibi çocuk sahibi olmak da yalnızca zenginlere mahsus bir şeydir. fakirler gezmesin, tozmasın, eğlenmesin ve en sonunda üremesinler zaten. bazen starbucks'ta 10 tl'den kahvelerimizi içerken bazen camın kenarına geliyorlar, peçete falan satmaya çalışıyorlar. ayyhhh resmen moralim bozuluyor. hem zaten fakirler niye varlar ki? kendi kendilerine ortadan kaybolsunlar. biz de lüks sitelerimizde, aidatı aylık 350 tl olan, yüksek güvenlikli sitelerimizde yaşamak zorunda kalmayız.

ricky martin

sözlükte başlığını görünce heyecanlanmama sebep olmuş yakışıklı, şarkıcı, lgbt aktivisti ve aile babası. hiç unutmam yıl 1999, bizim böyle kocaman bir teybimiz var. ablamla beraber bir kaset doldurmuştuk işte içinde celine dion, britney spears, jeniffer lopez, back street boys falan var. bir de ricky martin. açıyoruz ricky martin'i bağıra bağıra livin la vida loca söyleyerek dans ediyoruz beraber. dilimizde pek dönmüyor tabii, en azından benim. daha okula başlamamışım veya yeni başlamışım.
aşıktım bu adama. o zamandan emindim sanki gey olduğuna.

ne güzel adamdın sen ricky abi. ehe.

ayı sözlük'te dışlanmaktan korkmak

böyle biri/birileri var mı bilmiyorum ancak c tipi kişilik'e sahip olduklarını düşünüyorum.

green apple'a cephe arkadaşları aranıyor

aziz ordumuzun uçaklarla cepheden cepheye uçuştuğu şu mübarek günlerde, sözlükte tek başına trollenmekten ve bilimum savaş karşıtı insana göğüs germekten memeleri sarkan, ışık ve sevgiyle, green apple'a cephe arkadaşları aramaktayız. eğer sizlerde 7/24 sol framei türklerin boklarının ne kadar pembe olduğuna dair doldurabilir, bütün bearhairy başlıklarının altına çemkirebilirseniz, durmayın başvurun.

aranan kriterlerimiz;

-düşük bir zeka
-bütün gün bilgisayarda vakit harcayacak kadar işsiz olmanız
-yazım yanlışları ve imla hatalarıyla dolu bir grameriniz
-2 veya 3 kelimeden fazla cümleler kurmamanız gerekmektedir.

hadi ne duruyorsunuz! dutchbear'ın eksikliğinde bu ablanıza sahip çıkmak, onu cephede bu savaş karşıtı çiçek çocuklarla yalnız bırakmamak için alın elinize klavyelerinizi.

onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması

öncelikle herkesin yaptığı işe saygı duyuyorum. kimse oturduğum yerden eleştirmeye hakkım yok, biliyorum. sonuçta ben tüm lgbt'leri destekleyen arkadaşlarıma rağmen kendimde onur yürüyüşünde yürüyecek gücü bulamıyorum. sonuçta tüm arkadaşlarım facebook profillerini gökkuşaklarıyla döşerken ben hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. türkiye'de yapılan onur yürüyüşüne de son derece saygı duyuyorum ancak zaman zaman kendime "neden onur yürüyüşüne katılmaktan bu kadar çekiniyorsun" diye sormadan edemiyorum.

şimdi izin verirseniz burada biraz bunu açıklayacağım. ama en başında şunu özellikle belirtmek istiyorum, bu uğurdan yapılan her şeye son derece saygı duyuyorum. sadece benimki biraz özeleştiri gibi.

eskiden en yakın arkadaşım olan çocukla, o da gay olduğunu öğrendim, onur yürüyüşü hakkında konuşurken "ya biz orada lgbt bireylerin hakkını savunuyoruz yoksa orospuların gördüğü polis şiddetini mi savunuyoruz?" diye sordum. "ben orada anneme aşkımı savunacağım yoksa aileme para karşılığı bedenini satmanın doğru bir şey olduğunu duyuracağım? ailem benim bir erkekle sevişmenin kabul edememişken beni bir hayat kadınıyla kol kola görseler ne düşünürler?" ki seks işçileriyle hiçbir problemim yoktur. ama benim yürüyüşümle bunun alakası ne?

biliyorsun türkiye'de tanzimattan sonra pek çok şey avrupa'dan direk alındı. biz roman üretmedik. şiir yazmadık. avrupa'dan alıp onu taklit ettik. bize hep batıyı takip etmek derken hep batıyı taklit etmeyi öğrettiler. şimdi onur yürüyüşünde yapılanda aynen bu. biz amerika'da bu yürüyüş nasıl yapılıyorsa aynen onu alıyoruz. taklit ediyoruz. senin muhattap olduğu adam obama değil ki? senin komşun kızını beceren adamla futbol izleyen john doe değil senin komşun kızını bir erkekle el ele görse tekme tokat döven onu eve kilitleyen hasan usta! seni nasıl bir amerika'lı gibi yaparsın?

recep ile şaban'ın arasın ramazan giremez! allah aşkına bu sloganı ne kadar düşündünüz? siz akp'nin yüzde 40 mhp'nin yüzde 16 aldığı bir ülkede, ki chp ile hdp'de ki muhafazakarları saymıyorum bile, bu şekilde saygı göreceğinizi mi bekliyorsunuz?

biraz önce paylaşılan görüntüleri izledim. yahu sen nasıl benim onur yürüyüşümde gidip oral seks yaparsın. bok. bok. bok. bok. boksunuz. ben anneme saatlerce iki erkeğin aşkını anlatayım, kalp hastası babamı iki erkeğin birbirini sevebileceğine ikna etmeye çalışacağım siz gidin benim cinsel yönelimimi içine aldığınız bir "onur yürüyüşü" düzenleyin ve çırılçıplak birbirinize oral seks yapın. boklar. boksunuz işte. şimdi bu görüntüyü ailem görse ben onlara ne derim? 1 senedir uğraştığım şeyi nasıl hiç edersiniz? hep üzülüyordum lgbt'ler haber programların yer bulmuyor diye. iyi ki bulmuyorlar. gerizekalılar.

bundan sonra bu ülkede tek kelime etmem lgbt hakları için. bana ne? yarın gidip ailemede tövbe ettim yok öyle bir şey derim. ne diye üzüyorum ki ben ailemi? sessiz sakin hayatımı yaşarım. okulumu bitirince de siktir olup giderim amerika'ya.

ayı sözlük itiraf

gay olmadığım halde erkeklerle cinsel ilişkim çok oldu (öpüşme ve sevişme hiç olmadı). anal ilişki ve düşüncesi bence çok çekici. yatsın yanıma götümü başımı dağıtsın sonra yatsın hali bence daha güzel.

her boku yiyip domuz eti yemeyen tipler

bıkmadınız milletin yediğini içtiğini eleştirmeye.

başkaları sizin yaşam tarzınıza karışsa "kömsö bözö önlömöyör" dersiniz. adam belki her boku yemeyi seviyor ama domuz eti yemeyi sevmiyor, olamaz mı?





30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam

okullar okunmuş, iş güç sahibi olunmuş, evlenmemeyi tercih etmiş adamın ailesiyle yaşama durumudur. annesinin yaptığı yemekleri yemenin, temiz ve ütülenmiş çamaşırlar giymenin rahatlığını bırakamamış adamdır. muhtemelen ev işlerine uygun değildir. tek başına bıraksan ya yemeği yakar ya da gömlekleri ütülerken kat izi bırakır. aileyle oturmak demek, anne ve babanın otoritesini kabul etmek ve hayatını onların dünya görüşlerine göre şekillendirmek demektir. bir insan 30 yaşını geçtiği halde hala evin oğluşu muamelesi görüyorsa oturup düşünmesi gerekir.

tabii istisnası olanları bu durumun dışında tutuyorum.

edit: 30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam beğenmedi.*

gay accountlarda feminenler ölsün akımı

genelde feminenleri rahatsız eden durum, anlıyorum.

ancak pek çok yazarında dediği gibi bir gey olarak maskülenlik arıyorum. pizzayı elleriyle yiyen, tornavidayı alıp ev işi yapan, araba bozulunca kendi işini görebilecek birisini. lady gaga dinleyip, skinny jeans pantolonların içinde kırıtan birisini değil. ben ilk kategorideyim ve ilk kategoriden hoşlanıyorum. bu yüzden arayışıma daha çabuk ulaşabilmek için feminenler yazmasın diyorum.

bir de kafa yapısı olarak çok farklıyız. etrafımdaki kadın arkadaşlarıma bakıyorum bir de feminen geylere bakıyorum... nasıl başarıyorlar bilmiyorum ama kadın arkadaşlarımdan daha kadın olmayı başarıyorlar. bilmiyorum belki burada da dendiği gibi aslında onlar gey değildir. transtırlar. ya da başka bir yaşam formu. gerçi onlar kendilerini ne olarak tanımlıyorlarsa o'durlar. benim haddime değil. ama hoşlanmıyorum işte. umarım onlarıda seven birileri vardır. hem benim sevgime muhtaç değiller ki. takılmasınlar bu kadar.

ülkede boğaziçi ve odtü'den başka üniversitenin olmaması

türkiye'nin acı gerçeği. eğer tıp fakültelerini ve hukuk fakültelerini çıkarırsanız bu okullar dışında türkiye'de doğru düzgün bir tane üniversite yok. belki itü veya bilkent'in bazı bölümleri bazı konularda iyi olabilir ancak genele baktığımızda bunlar bir üniversiteyi iyi yapmaya yetmiyor.

bir de şöyle bir tesellisi vardır bu okullara girmeyenlerin/giremeyenlerin* önemli olan nereden mezun olduğun değil nasıl mezun olduğun.*

eksi oy verenin kim olduğunu bilmediğimiz halde bir yazarı eksici olarak suçlamak

geçenlerde yukarıda bahsi geçen yazar bana mesaj atmış. benim yazdığım ikinci c sendin xxxxx, diye. çok şaşırdım ve üzüldüm. çünkü kendisine özel bir düşmanlığım yok. düşmanlığı bırakın sözlüğe ilk kayıt olduğum günlerde seri eksi verdiğim günün gecesinden dark bear tarafından uyarıldıktan sonra yaptığımın pasif-agresif ve sinsi bir davranış olduğunu fark edip seri eksi oy vermeyi bıraktım. ha,genelde artık eksi oy vermem ama hoşlanmadığım bir yazarın düşüncesini beğenmediysem anında eksiyi basarım ki tanım cümlelerini, bilgi cümlelerini asla eksilemem. dediğim gibi sevmediğim yazarların belli başlı görüşlerini eksilerim. ama beğenmediysem.

şimdi bu yazar bana öyle diyince ne yalan söyleyeyim üzüldüm. çünkü kendisiyle daha doğru düzgün tanışmadan onun düşmanı olduğumu düşünmüş. bir kaç gündür entrylerini gördükçe artılıyorum. kafasında soru işareti kalmasın diye. aman alt tarafı bir sözlük, eksi - artı için birbirimizi üzmeye değer mi? artılar feda olsun.*

30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam

okullar okunmuş, iş güç sahibi olunmuş, evlenmemeyi tercih etmiş adamın ailesiyle yaşama durumudur. annesinin yaptığı yemekleri yemenin, temiz ve ütülenmiş çamaşırlar giymenin rahatlığını bırakamamış adamdır. muhtemelen ev işlerine uygun değildir. tek başına bıraksan ya yemeği yakar ya da gömlekleri ütülerken kat izi bırakır. aileyle oturmak demek, anne ve babanın otoritesini kabul etmek ve hayatını onların dünya görüşlerine göre şekillendirmek demektir. bir insan 30 yaşını geçtiği halde hala evin oğluşu muamelesi görüyorsa oturup düşünmesi gerekir.

tabii istisnası olanları bu durumun dışında tutuyorum.

edit: 30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam beğenmedi.*

mustafa kemal atatürk

(bkz: atam atam sen kalk ben yatam)

yok efendim o kadar şişirmeyin. özel bir adamdır. hatta bir dahidir. yaptığı pek çok şey vardır ancak kimse varlığını ona muhtaç değildir. kimse hiçbir şeyi kimseye muhtaç değildir. belki anne ve babamıza çok şey borçluyuz. ayrıca yaptığı bazı hatalar bugün pkk'nın doğmasına sebep olan bir domino halkasının ilk taşını devirmiştir.
Henüz takip ettiği biri yok.