cikolatali kek

Durum: 1906 - 0 - 0 - 0 - 11.11.2016 23:35

Puan: 26944 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

sometimes, change is everything
  • /
  • 96

ayı sözlük yazarlarının kullandıkları laptop markaları

ayıyı hakaret olarak kabul ediyorum

romeo'daki ayı: ra
cikolatali kek: ck

ra: merhaba tanışabilir miyiz?
ck: evet ancak arkadaş olarak tanışalım. ayılardan hoşlanmıyorum.
ra: biraz kiloluyum ama dalga geçmene gerek yok.
sonra ayı'nın ne demek olduğunu açıklayacaktım ama saat gece 2'ydi ve benim çok uykum vardı.

müslüman eşcinsel

islamın 5 şartına inanan eşcinseldir. muhtemelen müslüman bir ailede dünyaya gelmiş, sünnet olmuş ve bayramlarda büyüklerinin elini öperek bayram harçlığı toplarken yaz tatillerini kur'an kurslarında geçirmiştir. kamışa su yürüdüğünde erkeklerden hoşlandığını anlamış, 31 çekip günaha girmesi* yetmiyormuş gibi bir de erkekleri hayal ederek vicdan azabını katmerlemiştir. biraz daha büyüyünce önünde üç yol vardır:

1- yetiştiği değerleri inkar eder. erkeklerden hoşlandığını anlayana kadar cuma namazlarına en önde durup sağda solda din satan birey birden bire vicdan azabına dayanamaz ve "beni böyle yaratan allah beni nasıl olduğum gibi sevmez," diye inkara girişir.
2- allah affetsin az önce erkek siktim ama hepsi lut kavminde çatır çatır yandılar. ben ibne değilim.
3- müslümanlık inançtır. ben eşcinsel olmayı seçmedim bu yüzden ikisi farklı şeylerdir der.

işte bu 3 yoldan hangisini seçerse zorlanacak bireydir müslüman eşcinsel.

not: neyseki 2 numaralarla alakam yok.

diş teli

çarpık dişleri düzeltmek için kullanılan araç. bugün taktırdım. kime söylesem neden bu kadar geç kaldığımı sordular. maddi durumum şimdi imkan verdi. neyse.

diş hekimim 15 dakika içerisinde başında meraklı gözlerle kendisini izleyen 5 öğrencisine anlata anlata önce braketleri sonra teli taktı. efendim braket, dişe yapışan ve teli tutan şey oluyor. öğrencileri "hocam helal olsun 15 dakikada taktınız," diye diye diş hekimimin götünü yalıyorlardı ki adam "önemli olan hızlı takmak değil, düzgün takmak," diyerek hepsini susturdu. diş hekimim doçent bu arada.

doçente görünmeden önce özele muayene olmuştum. orada dişçi* 4 tane dişini çekmemiz gerek demişti. koşarak uzaklaşmıştım. 4 diş çekilmesine hiç gerek yokmuş. onun için diş teli taktıracaklara iyi bir doktora görünmelerini tavsiye ederim.

teller ağrısız takıldı ama hastaneden eve gittikçe ağırlık çökmeye başladı. yemek yemek tam bir eziyet oldu. katı şeyleri ısırmak ne mümkün! ben bugün çiğ köfte yemeyi denedim. düşünün çok sert olmamasına rağmen lokmaları çiğnemek eziyet haline geldi. sonra çorba yedim ama tüm iştahım kaçtığı için sırf yemiş olmak için yedim.

ilk 1 hafta ağrısı olur, yemek yerken zorlanırsın ve diş teli ağzında yara yapabilir dedi hekimim. ayrıca kola ve portakal suyu gibi asitli şeyler içmeyip çok sert şeyler ısırmamalıymışım. işte bunlar hep inci gibi dişlere sahip olmak için katlanılan şeyler.

murathan mungan

candan erçetin tarafından çok güzel yorumlanan çember şarkısının söz yazarıdır. dinleyiniz.

akp nin kültür ve sanata olan bakış açısı

devlet tiyatrolarının başına boksör atamaktan ve mezar taşlarını okumaktan öteye gidememiştir.

mevsimlerin renkleri ve kokuları

kış: beyaz ve tarçınlı salep kokusu

yazarların en etkilendiği iltifatlar

"her geçen gün beni biraz daha şaşırtıyorsun. sürprizlerle dolusun."

penis halkası

yanılmıyorsam daha uzun süre ereksiyon sağlamak için testisleride içine almak üzere tüm penise takılan halkadır.

kalın bye

tavrını veya dış görünüşünü beğenmediğim beylere önce olmaz diyorum, tutmadı. eğer ısrara devam ederlerse bazen "kalın bye," diyerek işin içinden çıkıyorum. işe yarıyor mu? bazen. bazen adam sikine o kadar güveniyor ki ısrara devam ediyor. eh, bende engelliyorum.

ufak bye

tavrını veya dış görünüşünü beğenmediğim beylere önce olmaz diyorum, tutmadı. eğer ısrara devam ederlerse bazen "ufak bye," diyerek işin içinden çıkıyorum. işe yarıyor mu? bazen. bizler bu ülkede öyle bir egoyla yetiştiriliyoruz ki bazen birisi bize "hayır" dediğinde anlayamıyoruz.

evlenmemek

bir insanın başına gelebilecek en güzel şeydir. evlilik aptal erkeklerin kadınları ellerinde tutmak için uydurdukları kurumdan başka bir şey değildir. tamamen sahiplenmeyle, ama öyle bir sahiplenme ki ben istemedikçe gitmesin veya gitmek için çok uğraşsın, alakalıdır. oysa iki insanın birbirini sevmesi için evlenmeye mi ihtiyaçları vardır. pekala yoktur. böylesi daha güzel. iki insanın hiçbir toplumsal baskı olmadan sadece birbirlerini sevdikleri için bir arada yaşamaları.

yeşilçam

türkan şoray'ın tabiriyle "yeşilçam bir sinema değildir, farklı bir kültürdür. türklere hastır."

şöyle ki, her oyuncunun oynayacağı belli bir karakter bulunmaktaymış ve başka bir rol oynarlarsa türk halkı bunu kabul etmemekteymiş, türkan sultana göre.

cikolatali kek

hoş bulmuştur. ne güzel yerler buralar böyle. *

4 ocak 2015 ösym twitter hesabı rezaleti

an itibariyle ösym'nin twitter hesabının pek çok kullanıcısını engellemesi durumudur. bu kurum ya ergenliğini yaşıyor ya da fişlemenin kralını yaptılar.

tuvaleti kullandığında götünü yıkamayan insan

eğer kestiremiyorsanız sevişirken pantolonunu çıkarmadan koklayabilirsiniz. bazıları o kadar pisler, bu koku pantolonlarına siniyor. sonra sevişmenin dozunu azaltın ve nihayetinde "çok yorgunum sanırım yapamayacağım," diyerek kaçın.

gülhane askeri tıp akademisi

tıp fakültesi öğrencilerinin mezun olduktan sonra uzun bir süre bu kurumda çalışmak zorundadırlar. aksi ödeyecekleri yüklü tazminat genç hekimlerimizi beklemektedir. sırf bu tazminatı ödememek için son sene evlenip kendisini okuldan attıran birini duymuştum.

anadolu yakasına geçince gelen huzur

orhan gencebay'ın hülya avşar'ın poposunu tokatlaması

evcilik

çocukların cinsel kimliklerini keşfettikleri oyundur. yanılmıyorsam evcilik oynarken cinsel kimliğini keşfeden translar vardı.
  • /
  • 96
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1906

iğrençsin ama o kadar yol geldim sevişeyim bari

asla içinde bulunmadığımdır.

hayatımda bir kere sevişmek istemediğim birisiyle seviştim. o da hastalık gibiydi. uzun süre atamamıştım üzerimden.

artık "hayır," diyorum. "seninle sevişmeyeceğiz."

unutmayın, siz bir tanesiniz, kimseyle vakit harcamak peşkeş çekmek zorunda değilsiniz.

rasim ozan kütahyalı

green apple

ayı sözlük'te dışlanmaktan korkmak

böyle biri/birileri var mı bilmiyorum ancak c tipi kişilik'e sahip olduklarını düşünüyorum.

anayurt oteli

türk edebiyatının unutulmaz bir tipi. kesinlikle öyle. yazıldığı tarihe bakınca gerçekten hayret ettim. hani şu facebook'ta karşılaştığımız, cahil, homofobik, full sikici dayılar var ya işte kitabın baş karakteri onlardan biri, zebercet. nekrofili aynı zamanda. evde çalışan kadını öldürdüğü sırada yanına sırnaşan kediye dahi erekte olmayı başarmış bir sapık. kitabın sonunda kendisini asmasaydı, bir şeyler eksik kalırdı. karakter gerçekçiydi, kitap çok başarılıydı. ince gibi görünüyor ancak okuması bir hayli güç. kısa cümleler. bir süre hızlı hızlı okuyorsun. sonra bu maratona zihniniz dayanamıyor. yoruluyorsunuz. çünkü o kısa cümleler aslında çok ağır bir anlatıma sahip!

--- spoiler ---

ben edebiyatçı değilim. bir edebi eseri okurken alt metnini tam anlayamaya-biliyorum. ancak kitabı okuduktan sonra tuvalete gittim ve kitabı düşündüğüm bir kaç dakika içerisinde aklıma kitaptaki sembolik ifadeler doluştu.
mesela zebercet, ne zaman kadının yanına sokulsa kadının koca, kirli ayaklarını görürdü. kadının kirli ayakları ve zebercet'in her gece mutlaka ayaklarını yıkamak istemesi bastıkları toprağın ne kadar kirli olduğunu anlatıyordu.
biz hep zebercet uyuyan kadına sokulduğunda, kadın bunun farkında ama sesini çıkarmıyor sanıyorduk. zebercet'in kadını öldürdüğü bölümde anlıyoruz ki kadın gerçekten bunun farkında değilmiş. zaten o kadının geçmişinde, gerdek gecesi damat bakire olmadığı gerekçesiyle kadını evine gönderirken, kadın ailesine bekaretinin nasıl kaybolduğunu bilmediğini söylüyordu. kadın gerçekten bilmiyormuş. çünkü kadına uyurken tecavüz ediyorlarmış. kadının uykusu o kadar ağır ki bunu hiç anlamamış. biz bunu ne zaman anlıyoruz? zebercet, bir oğlandan hoşlandığı gece kadınla tekrar birlikte olmak istiyor ancak bu sefer kadını uyandırmak istiyor. neden? çünkü zebercet o zaman kadar, hiçbir kadın tarafından arzulanmamıştı. ama o gün bir oğlan onu arzulamıştı. gecelerce kadını uyurken taciz eden zebercet bu sefer kadının kendisini sevmesini istiyordu. ve kadın karşı koydu. öldürdü. dikkat ederseniz, o gece ilk defa kadının koca, kirli ayakları battaniyenin dışından sarkmamıştı. o gece kadın ayaklarını dünyanın kirinden tamamen çekmişti. o gece ayaklarını bir daha kire basmamak için battaniyenin altına sokmuştu, nitekim öyle oldu.
bir diğeri de zebercet'in oğlana aşık olduğu bölüm. oğlanla horoz güreşi esnasında tanışıyor. dikkat ederseniz, horoz güreşi bir erlik kavgasının temsilidir. yazar burada bence biraz homofobik yaklaşarak bir horozun diğer horoz altında ezilmesiyle, zebercet'in bir oğlana olana hislerini duyumsamasını aynı anda vermiş. tabii oğlan, zebercet'e kitabın başında tutulduğu kadını anımsatıyor. en azından o böyle düşünmek istiyor. çünkü zebercet'in geçmişine baktığımızda eşcinsel hisleri ilk duyumsaması o zaman olmuyor.

--- spoiler ---

bunlar benim şu an için keşfettiğim simgeler. eminim daha fazlası vardır. ara ara bulacağımı düşünüyorum ancak ne yazık ki kitabı hakkını vererek okuyamadım. dediğim gibi cümleler kısa ama çok ağır bir anlatıma sahip. okuyacaksanız bunu göz önünde bulundurun.

--- spoiler ---

zebercet gerçekten full aktif sikici dayılardan bir tanesi. kelimenin tam anlamıyla bir sapık. uyuyan bir kadına defalarca tecavüz ediyor. kadını öldürdükten sonra yanına yaklaşan kedi bile onu orgazm edebiliyor. kediyi okşamaktan zevk alabiliyor!

bundan sonra sanal ortamda karşılaştığım full aktif sikicilere zebercet diyeceğim.

--- spoiler ---

onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması

öncelikle herkesin yaptığı işe saygı duyuyorum. kimse oturduğum yerden eleştirmeye hakkım yok, biliyorum. sonuçta ben tüm lgbt'leri destekleyen arkadaşlarıma rağmen kendimde onur yürüyüşünde yürüyecek gücü bulamıyorum. sonuçta tüm arkadaşlarım facebook profillerini gökkuşaklarıyla döşerken ben hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. türkiye'de yapılan onur yürüyüşüne de son derece saygı duyuyorum ancak zaman zaman kendime "neden onur yürüyüşüne katılmaktan bu kadar çekiniyorsun" diye sormadan edemiyorum.

şimdi izin verirseniz burada biraz bunu açıklayacağım. ama en başında şunu özellikle belirtmek istiyorum, bu uğurdan yapılan her şeye son derece saygı duyuyorum. sadece benimki biraz özeleştiri gibi.

eskiden en yakın arkadaşım olan çocukla, o da gay olduğunu öğrendim, onur yürüyüşü hakkında konuşurken "ya biz orada lgbt bireylerin hakkını savunuyoruz yoksa orospuların gördüğü polis şiddetini mi savunuyoruz?" diye sordum. "ben orada anneme aşkımı savunacağım yoksa aileme para karşılığı bedenini satmanın doğru bir şey olduğunu duyuracağım? ailem benim bir erkekle sevişmenin kabul edememişken beni bir hayat kadınıyla kol kola görseler ne düşünürler?" ki seks işçileriyle hiçbir problemim yoktur. ama benim yürüyüşümle bunun alakası ne?

biliyorsun türkiye'de tanzimattan sonra pek çok şey avrupa'dan direk alındı. biz roman üretmedik. şiir yazmadık. avrupa'dan alıp onu taklit ettik. bize hep batıyı takip etmek derken hep batıyı taklit etmeyi öğrettiler. şimdi onur yürüyüşünde yapılanda aynen bu. biz amerika'da bu yürüyüş nasıl yapılıyorsa aynen onu alıyoruz. taklit ediyoruz. senin muhattap olduğu adam obama değil ki? senin komşun kızını beceren adamla futbol izleyen john doe değil senin komşun kızını bir erkekle el ele görse tekme tokat döven onu eve kilitleyen hasan usta! seni nasıl bir amerika'lı gibi yaparsın?

recep ile şaban'ın arasın ramazan giremez! allah aşkına bu sloganı ne kadar düşündünüz? siz akp'nin yüzde 40 mhp'nin yüzde 16 aldığı bir ülkede, ki chp ile hdp'de ki muhafazakarları saymıyorum bile, bu şekilde saygı göreceğinizi mi bekliyorsunuz?

biraz önce paylaşılan görüntüleri izledim. yahu sen nasıl benim onur yürüyüşümde gidip oral seks yaparsın. bok. bok. bok. bok. boksunuz. ben anneme saatlerce iki erkeğin aşkını anlatayım, kalp hastası babamı iki erkeğin birbirini sevebileceğine ikna etmeye çalışacağım siz gidin benim cinsel yönelimimi içine aldığınız bir "onur yürüyüşü" düzenleyin ve çırılçıplak birbirinize oral seks yapın. boklar. boksunuz işte. şimdi bu görüntüyü ailem görse ben onlara ne derim? 1 senedir uğraştığım şeyi nasıl hiç edersiniz? hep üzülüyordum lgbt'ler haber programların yer bulmuyor diye. iyi ki bulmuyorlar. gerizekalılar.

bundan sonra bu ülkede tek kelime etmem lgbt hakları için. bana ne? yarın gidip ailemede tövbe ettim yok öyle bir şey derim. ne diye üzüyorum ki ben ailemi? sessiz sakin hayatımı yaşarım. okulumu bitirince de siktir olup giderim amerika'ya.

green apple'a cephe arkadaşları aranıyor

aziz ordumuzun uçaklarla cepheden cepheye uçuştuğu şu mübarek günlerde, sözlükte tek başına trollenmekten ve bilimum savaş karşıtı insana göğüs germekten memeleri sarkan, ışık ve sevgiyle, green apple'a cephe arkadaşları aramaktayız. eğer sizlerde 7/24 sol framei türklerin boklarının ne kadar pembe olduğuna dair doldurabilir, bütün bearhairy başlıklarının altına çemkirebilirseniz, durmayın başvurun.

aranan kriterlerimiz;

-düşük bir zeka
-bütün gün bilgisayarda vakit harcayacak kadar işsiz olmanız
-yazım yanlışları ve imla hatalarıyla dolu bir grameriniz
-2 veya 3 kelimeden fazla cümleler kurmamanız gerekmektedir.

hadi ne duruyorsunuz! dutchbear'ın eksikliğinde bu ablanıza sahip çıkmak, onu cephede bu savaş karşıtı çiçek çocuklarla yalnız bırakmamak için alın elinize klavyelerinizi.

ayı sözlük profiline çıplak fotoğraf koymak

profiline çıplak fotoğrafını yüklemiş birisi olarak nedenini ve nasılını söylemek istiyorum.

öncelikle olaya klasik benim bedenim ve benim fotoğrafım diyerek başlamak istiyorum. zaten paylaştığım yerde benim profil sayfam. benim. hani özel olarak tıklayarak göreceğiniz sayfa. ve eğer benim sayfama giriyorsan, benimle ilgili şeyler görmen oldukça normal. benim entrylerim, benim beğenilen entrylerim, benim beğenilmeyen entrylerim ve tabii ki profil fotoğrafım. profil fotoğrafı da benim olduğuna göre oraya istediğim fotoğrafı yüklemekte özgürüm. belki kaşımı yüklerim, belki dişlerimi, belki yüzümü şimdi ise vücudumu yüklüyorum. eğer sen bu fotoğrafı görmekten rahatsız oluyorsan benim profil sayfama bakmayı bırakabilirsin.

adama derler, senin oralarda işin ne?*

bu fotoğraftan rahatsız olan varsa bunun çıplaklıktan olduğunu düşünmüyorum. eğer öyle olsaydı yazarlardan bear fotoğrafları tarzı bir yerden de rahatsız olmaları gerekirdi. ama değiller. bende değilim. orada paylaşılan fotoğrafları tıklıyor muyum? hayır. çünkü hoşlanmıyorum. benim profilime çıplak fotoğraf yüklememden rahatsız olanlarda pekala benim profilime tıklamasınlar, rica ediyorum.

kimse kimseyi bir şeye zorlamıyor.

değinmek istediğim bir diğer mevzu, bence bu en kötüsü, birisi soyununca başkası için soyunuyor algısı. evet, bu algının "mini etek giydi beni azdırmak için" mantığıyla gezen tecavüzcülerden ne farkı var? neden her şeyi kendinize yoruyorsunuz? vücudumu çok beğeniyorumdur, paylaşmak istemişimdir. vücudumla gurur duyuyorumdur, paylaşmak istemişimdir. vücut geliştirme hakkında konuşmayı seviyorumdur, vücudumu görenlerle konuşma konusu açılıyordur. hayır aslanım, sizi azdırmak veya sizin deyiminizle koli bulmak gibi bir derdim yok, olamaz. öyle bir derdim olsa hornet yüklerim ki şu an tek tabanca olarak oldukça mutluyum, teşekkür ederim. durup dururken ülkenin dört bir köşesinden yazan adamlarla flirtleşmeye çalışmam. hornet'i mi yüklerim paşa paşa oradan yeni insanlarla tanışırım.

nokta.

eski erkek arkadaşımın yeni sevgilisi bir kadın

ayı sözlük itiraf

gay olmadığım halde erkeklerle cinsel ilişkim çok oldu (öpüşme ve sevişme hiç olmadı). anal ilişki ve düşüncesi bence çok çekici. yatsın yanıma götümü başımı dağıtsın sonra yatsın hali bence daha güzel.

eksi oy verenin kim olduğunu bilmediğimiz halde bir yazarı eksici olarak suçlamak

geçenlerde yukarıda bahsi geçen yazar bana mesaj atmış. benim yazdığım ikinci c sendin xxxxx, diye. çok şaşırdım ve üzüldüm. çünkü kendisine özel bir düşmanlığım yok. düşmanlığı bırakın sözlüğe ilk kayıt olduğum günlerde seri eksi verdiğim günün gecesinden dark bear tarafından uyarıldıktan sonra yaptığımın pasif-agresif ve sinsi bir davranış olduğunu fark edip seri eksi oy vermeyi bıraktım. ha,genelde artık eksi oy vermem ama hoşlanmadığım bir yazarın düşüncesini beğenmediysem anında eksiyi basarım ki tanım cümlelerini, bilgi cümlelerini asla eksilemem. dediğim gibi sevmediğim yazarların belli başlı görüşlerini eksilerim. ama beğenmediysem.

şimdi bu yazar bana öyle diyince ne yalan söyleyeyim üzüldüm. çünkü kendisiyle daha doğru düzgün tanışmadan onun düşmanı olduğumu düşünmüş. bir kaç gündür entrylerini gördükçe artılıyorum. kafasında soru işareti kalmasın diye. aman alt tarafı bir sözlük, eksi - artı için birbirimizi üzmeye değer mi? artılar feda olsun.*

gay accountlarda feminenler ölsün akımı

genelde feminenleri rahatsız eden durum, anlıyorum.

ancak pek çok yazarında dediği gibi bir gey olarak maskülenlik arıyorum. pizzayı elleriyle yiyen, tornavidayı alıp ev işi yapan, araba bozulunca kendi işini görebilecek birisini. lady gaga dinleyip, skinny jeans pantolonların içinde kırıtan birisini değil. ben ilk kategorideyim ve ilk kategoriden hoşlanıyorum. bu yüzden arayışıma daha çabuk ulaşabilmek için feminenler yazmasın diyorum.

bir de kafa yapısı olarak çok farklıyız. etrafımdaki kadın arkadaşlarıma bakıyorum bir de feminen geylere bakıyorum... nasıl başarıyorlar bilmiyorum ama kadın arkadaşlarımdan daha kadın olmayı başarıyorlar. bilmiyorum belki burada da dendiği gibi aslında onlar gey değildir. transtırlar. ya da başka bir yaşam formu. gerçi onlar kendilerini ne olarak tanımlıyorlarsa o'durlar. benim haddime değil. ama hoşlanmıyorum işte. umarım onlarıda seven birileri vardır. hem benim sevgime muhtaç değiller ki. takılmasınlar bu kadar.

ülkede boğaziçi ve odtü'den başka üniversitenin olmaması

türkiye'nin acı gerçeği. eğer tıp fakültelerini ve hukuk fakültelerini çıkarırsanız bu okullar dışında türkiye'de doğru düzgün bir tane üniversite yok. belki itü veya bilkent'in bazı bölümleri bazı konularda iyi olabilir ancak genele baktığımızda bunlar bir üniversiteyi iyi yapmaya yetmiyor.

bir de şöyle bir tesellisi vardır bu okullara girmeyenlerin/giremeyenlerin* önemli olan nereden mezun olduğun değil nasıl mezun olduğun.*

tsk'nın eşcinsellere bakışı

bir savaş esnasında sikimde olmayan bakıştır. tsk'nin görevi savaşmaktır, ülkeyi iç ve dış tehditlerden korumaktır. bilim kurumu değildir.

bu duruma üzülüyorum çünkü tsk'nin bu bağnaz tutumu yüzünden çocukluk hayalim olan f16 pilotu olma hayalimden vazgeçmiştim. liseden mezun olduğumda harp okulu sınavlarını kazanmıştım. hem de iyi bir dereceyle. o zamanlar seks yapmayı bırak hiçbir erkeği öpmemiştim bile. tam intibak eğitimine gideceğim sabah vazgeçtim. odamdaki bütün uçak posterlerini tek tek söktüm.

ha, uygun ortam koşullarında oturulur konuşulur. bakış açısı yanlıştır. düzeltilebilir. amerika değiştirmiştir. amerikan ordusuda hep pozitif değildi eşcinselliğe karşı. önce şu trafik polisini kalleşçe vuran itlerden kurtulalım sonra onlarında sırası gelir.

1.85 boyunda baby face 65 kilo kuru götlü erkek

Henüz takip ettiği biri yok.