cikolatali kek

Durum: 1906 - 0 - 0 - 0 - 11.11.2016 23:35

Puan: 26928 - Sözlük Kaşarı

10 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

sometimes, change is everything
  • /
  • 96

ayı sözlük yazarlarının kullandıkları laptop markaları

ayıyı hakaret olarak kabul ediyorum

romeo'daki ayı: ra
cikolatali kek: ck

ra: merhaba tanışabilir miyiz?
ck: evet ancak arkadaş olarak tanışalım. ayılardan hoşlanmıyorum.
ra: biraz kiloluyum ama dalga geçmene gerek yok.
sonra ayı'nın ne demek olduğunu açıklayacaktım ama saat gece 2'ydi ve benim çok uykum vardı.

müslüman eşcinsel

islamın 5 şartına inanan eşcinseldir. muhtemelen müslüman bir ailede dünyaya gelmiş, sünnet olmuş ve bayramlarda büyüklerinin elini öperek bayram harçlığı toplarken yaz tatillerini kur'an kurslarında geçirmiştir. kamışa su yürüdüğünde erkeklerden hoşlandığını anlamış, 31 çekip günaha girmesi* yetmiyormuş gibi bir de erkekleri hayal ederek vicdan azabını katmerlemiştir. biraz daha büyüyünce önünde üç yol vardır:

1- yetiştiği değerleri inkar eder. erkeklerden hoşlandığını anlayana kadar cuma namazlarına en önde durup sağda solda din satan birey birden bire vicdan azabına dayanamaz ve "beni böyle yaratan allah beni nasıl olduğum gibi sevmez," diye inkara girişir.
2- allah affetsin az önce erkek siktim ama hepsi lut kavminde çatır çatır yandılar. ben ibne değilim.
3- müslümanlık inançtır. ben eşcinsel olmayı seçmedim bu yüzden ikisi farklı şeylerdir der.

işte bu 3 yoldan hangisini seçerse zorlanacak bireydir müslüman eşcinsel.

not: neyseki 2 numaralarla alakam yok.

diş teli

çarpık dişleri düzeltmek için kullanılan araç. bugün taktırdım. kime söylesem neden bu kadar geç kaldığımı sordular. maddi durumum şimdi imkan verdi. neyse.

diş hekimim 15 dakika içerisinde başında meraklı gözlerle kendisini izleyen 5 öğrencisine anlata anlata önce braketleri sonra teli taktı. efendim braket, dişe yapışan ve teli tutan şey oluyor. öğrencileri "hocam helal olsun 15 dakikada taktınız," diye diye diş hekimimin götünü yalıyorlardı ki adam "önemli olan hızlı takmak değil, düzgün takmak," diyerek hepsini susturdu. diş hekimim doçent bu arada.

doçente görünmeden önce özele muayene olmuştum. orada dişçi* 4 tane dişini çekmemiz gerek demişti. koşarak uzaklaşmıştım. 4 diş çekilmesine hiç gerek yokmuş. onun için diş teli taktıracaklara iyi bir doktora görünmelerini tavsiye ederim.

teller ağrısız takıldı ama hastaneden eve gittikçe ağırlık çökmeye başladı. yemek yemek tam bir eziyet oldu. katı şeyleri ısırmak ne mümkün! ben bugün çiğ köfte yemeyi denedim. düşünün çok sert olmamasına rağmen lokmaları çiğnemek eziyet haline geldi. sonra çorba yedim ama tüm iştahım kaçtığı için sırf yemiş olmak için yedim.

ilk 1 hafta ağrısı olur, yemek yerken zorlanırsın ve diş teli ağzında yara yapabilir dedi hekimim. ayrıca kola ve portakal suyu gibi asitli şeyler içmeyip çok sert şeyler ısırmamalıymışım. işte bunlar hep inci gibi dişlere sahip olmak için katlanılan şeyler.

murathan mungan

candan erçetin tarafından çok güzel yorumlanan çember şarkısının söz yazarıdır. dinleyiniz.

akp nin kültür ve sanata olan bakış açısı

devlet tiyatrolarının başına boksör atamaktan ve mezar taşlarını okumaktan öteye gidememiştir.

mevsimlerin renkleri ve kokuları

kış: beyaz ve tarçınlı salep kokusu

yazarların en etkilendiği iltifatlar

"her geçen gün beni biraz daha şaşırtıyorsun. sürprizlerle dolusun."

penis halkası

yanılmıyorsam daha uzun süre ereksiyon sağlamak için testisleride içine almak üzere tüm penise takılan halkadır.

kalın bye

tavrını veya dış görünüşünü beğenmediğim beylere önce olmaz diyorum, tutmadı. eğer ısrara devam ederlerse bazen "kalın bye," diyerek işin içinden çıkıyorum. işe yarıyor mu? bazen. bazen adam sikine o kadar güveniyor ki ısrara devam ediyor. eh, bende engelliyorum.

ufak bye

tavrını veya dış görünüşünü beğenmediğim beylere önce olmaz diyorum, tutmadı. eğer ısrara devam ederlerse bazen "ufak bye," diyerek işin içinden çıkıyorum. işe yarıyor mu? bazen. bizler bu ülkede öyle bir egoyla yetiştiriliyoruz ki bazen birisi bize "hayır" dediğinde anlayamıyoruz.

evlenmemek

bir insanın başına gelebilecek en güzel şeydir. evlilik aptal erkeklerin kadınları ellerinde tutmak için uydurdukları kurumdan başka bir şey değildir. tamamen sahiplenmeyle, ama öyle bir sahiplenme ki ben istemedikçe gitmesin veya gitmek için çok uğraşsın, alakalıdır. oysa iki insanın birbirini sevmesi için evlenmeye mi ihtiyaçları vardır. pekala yoktur. böylesi daha güzel. iki insanın hiçbir toplumsal baskı olmadan sadece birbirlerini sevdikleri için bir arada yaşamaları.

yeşilçam

türkan şoray'ın tabiriyle "yeşilçam bir sinema değildir, farklı bir kültürdür. türklere hastır."

şöyle ki, her oyuncunun oynayacağı belli bir karakter bulunmaktaymış ve başka bir rol oynarlarsa türk halkı bunu kabul etmemekteymiş, türkan sultana göre.

cikolatali kek

hoş bulmuştur. ne güzel yerler buralar böyle. *

4 ocak 2015 ösym twitter hesabı rezaleti

an itibariyle ösym'nin twitter hesabının pek çok kullanıcısını engellemesi durumudur. bu kurum ya ergenliğini yaşıyor ya da fişlemenin kralını yaptılar.

tuvaleti kullandığında götünü yıkamayan insan

eğer kestiremiyorsanız sevişirken pantolonunu çıkarmadan koklayabilirsiniz. bazıları o kadar pisler, bu koku pantolonlarına siniyor. sonra sevişmenin dozunu azaltın ve nihayetinde "çok yorgunum sanırım yapamayacağım," diyerek kaçın.

gülhane askeri tıp akademisi

tıp fakültesi öğrencilerinin mezun olduktan sonra uzun bir süre bu kurumda çalışmak zorundadırlar. aksi ödeyecekleri yüklü tazminat genç hekimlerimizi beklemektedir. sırf bu tazminatı ödememek için son sene evlenip kendisini okuldan attıran birini duymuştum.

anadolu yakasına geçince gelen huzur

orhan gencebay'ın hülya avşar'ın poposunu tokatlaması

evcilik

çocukların cinsel kimliklerini keşfettikleri oyundur. yanılmıyorsam evcilik oynarken cinsel kimliğini keşfeden translar vardı.
  • /
  • 96
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1906

iğrençsin ama o kadar yol geldim sevişeyim bari

asla içinde bulunmadığımdır.

hayatımda bir kere sevişmek istemediğim birisiyle seviştim. o da hastalık gibiydi. uzun süre atamamıştım üzerimden.

artık "hayır," diyorum. "seninle sevişmeyeceğiz."

unutmayın, siz bir tanesiniz, kimseyle vakit harcamak peşkeş çekmek zorunda değilsiniz.

bir eşcinselin başına gelebilecek en kötü şey

gay sosyal tanışma ağları dururken ayı sözlük'te seks arayan yazar modeli

gene kişisel hak ve özgürlüklerle ilgili ders verici bir çalışma olmuş. zaten hepimiz milletin işine karışıyor onlara nerede ve nasıl seks arayıp aramayacaklarını söylüyoruz. zaten ekşi sözlükte kimse kimseye yavşamıyor. kimse o kadar gay account dururken spor salonundaki veya okulundaki adamı götürmeye çalışmıyor. sosyal hayvanlarız işte bebeklerim iş o noktaya gidebilir.

ayı sözlük'te dışlanmaktan korkmak

böyle biri/birileri var mı bilmiyorum ancak c tipi kişilik'e sahip olduklarını düşünüyorum.

dost kitabevi

içinde 2 saat geçirmeyi başardığım sayılı kitabevi. bir diğer (bkz: seyhan kitabevi) çok güzeldir.

neredeyse bulamayacağınız hiçbir kitap yoktur. kitapların yanında sevdiğiniz dergilerin amerika editionları bile mevcuttur. 25-30 tl arası ütopik fiyatları vardır ama bulmak güzeldir.

ne yazık ki ankara şubesi için konuşmam gerekirse yabancı dil öğrenim kitapları konusunda yetersiz. ayrıca harry potter gibi popüler bir kitabın ingilizcesini bulundurmamaları büyük hata bence. 1. kitabı olsaydı ellerinde o gün 7 kitabı birden alacaktım.

onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması

öncelikle herkesin yaptığı işe saygı duyuyorum. kimse oturduğum yerden eleştirmeye hakkım yok, biliyorum. sonuçta ben tüm lgbt'leri destekleyen arkadaşlarıma rağmen kendimde onur yürüyüşünde yürüyecek gücü bulamıyorum. sonuçta tüm arkadaşlarım facebook profillerini gökkuşaklarıyla döşerken ben hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. türkiye'de yapılan onur yürüyüşüne de son derece saygı duyuyorum ancak zaman zaman kendime "neden onur yürüyüşüne katılmaktan bu kadar çekiniyorsun" diye sormadan edemiyorum.

şimdi izin verirseniz burada biraz bunu açıklayacağım. ama en başında şunu özellikle belirtmek istiyorum, bu uğurdan yapılan her şeye son derece saygı duyuyorum. sadece benimki biraz özeleştiri gibi.

eskiden en yakın arkadaşım olan çocukla, o da gay olduğunu öğrendim, onur yürüyüşü hakkında konuşurken "ya biz orada lgbt bireylerin hakkını savunuyoruz yoksa orospuların gördüğü polis şiddetini mi savunuyoruz?" diye sordum. "ben orada anneme aşkımı savunacağım yoksa aileme para karşılığı bedenini satmanın doğru bir şey olduğunu duyuracağım? ailem benim bir erkekle sevişmenin kabul edememişken beni bir hayat kadınıyla kol kola görseler ne düşünürler?" ki seks işçileriyle hiçbir problemim yoktur. ama benim yürüyüşümle bunun alakası ne?

biliyorsun türkiye'de tanzimattan sonra pek çok şey avrupa'dan direk alındı. biz roman üretmedik. şiir yazmadık. avrupa'dan alıp onu taklit ettik. bize hep batıyı takip etmek derken hep batıyı taklit etmeyi öğrettiler. şimdi onur yürüyüşünde yapılanda aynen bu. biz amerika'da bu yürüyüş nasıl yapılıyorsa aynen onu alıyoruz. taklit ediyoruz. senin muhattap olduğu adam obama değil ki? senin komşun kızını beceren adamla futbol izleyen john doe değil senin komşun kızını bir erkekle el ele görse tekme tokat döven onu eve kilitleyen hasan usta! seni nasıl bir amerika'lı gibi yaparsın?

recep ile şaban'ın arasın ramazan giremez! allah aşkına bu sloganı ne kadar düşündünüz? siz akp'nin yüzde 40 mhp'nin yüzde 16 aldığı bir ülkede, ki chp ile hdp'de ki muhafazakarları saymıyorum bile, bu şekilde saygı göreceğinizi mi bekliyorsunuz?

biraz önce paylaşılan görüntüleri izledim. yahu sen nasıl benim onur yürüyüşümde gidip oral seks yaparsın. bok. bok. bok. bok. boksunuz. ben anneme saatlerce iki erkeğin aşkını anlatayım, kalp hastası babamı iki erkeğin birbirini sevebileceğine ikna etmeye çalışacağım siz gidin benim cinsel yönelimimi içine aldığınız bir "onur yürüyüşü" düzenleyin ve çırılçıplak birbirinize oral seks yapın. boklar. boksunuz işte. şimdi bu görüntüyü ailem görse ben onlara ne derim? 1 senedir uğraştığım şeyi nasıl hiç edersiniz? hep üzülüyordum lgbt'ler haber programların yer bulmuyor diye. iyi ki bulmuyorlar. gerizekalılar.

bundan sonra bu ülkede tek kelime etmem lgbt hakları için. bana ne? yarın gidip ailemede tövbe ettim yok öyle bir şey derim. ne diye üzüyorum ki ben ailemi? sessiz sakin hayatımı yaşarım. okulumu bitirince de siktir olup giderim amerika'ya.

green apple'a cephe arkadaşları aranıyor

aziz ordumuzun uçaklarla cepheden cepheye uçuştuğu şu mübarek günlerde, sözlükte tek başına trollenmekten ve bilimum savaş karşıtı insana göğüs germekten memeleri sarkan, ışık ve sevgiyle, green apple'a cephe arkadaşları aramaktayız. eğer sizlerde 7/24 sol framei türklerin boklarının ne kadar pembe olduğuna dair doldurabilir, bütün bearhairy başlıklarının altına çemkirebilirseniz, durmayın başvurun.

aranan kriterlerimiz;

-düşük bir zeka
-bütün gün bilgisayarda vakit harcayacak kadar işsiz olmanız
-yazım yanlışları ve imla hatalarıyla dolu bir grameriniz
-2 veya 3 kelimeden fazla cümleler kurmamanız gerekmektedir.

hadi ne duruyorsunuz! dutchbear'ın eksikliğinde bu ablanıza sahip çıkmak, onu cephede bu savaş karşıtı çiçek çocuklarla yalnız bırakmamak için alın elinize klavyelerinizi.

ayı sözlük itiraf

gay olmadığım halde erkeklerle cinsel ilişkim çok oldu (öpüşme ve sevişme hiç olmadı). anal ilişki ve düşüncesi bence çok çekici. yatsın yanıma götümü başımı dağıtsın sonra yatsın hali bence daha güzel.

her boku yiyip domuz eti yemeyen tipler

bıkmadınız milletin yediğini içtiğini eleştirmeye.

başkaları sizin yaşam tarzınıza karışsa "kömsö bözö önlömöyör" dersiniz. adam belki her boku yemeyi seviyor ama domuz eti yemeyi sevmiyor, olamaz mı?





30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam

okullar okunmuş, iş güç sahibi olunmuş, evlenmemeyi tercih etmiş adamın ailesiyle yaşama durumudur. annesinin yaptığı yemekleri yemenin, temiz ve ütülenmiş çamaşırlar giymenin rahatlığını bırakamamış adamdır. muhtemelen ev işlerine uygun değildir. tek başına bıraksan ya yemeği yakar ya da gömlekleri ütülerken kat izi bırakır. aileyle oturmak demek, anne ve babanın otoritesini kabul etmek ve hayatını onların dünya görüşlerine göre şekillendirmek demektir. bir insan 30 yaşını geçtiği halde hala evin oğluşu muamelesi görüyorsa oturup düşünmesi gerekir.

tabii istisnası olanları bu durumun dışında tutuyorum.

edit: 30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam beğenmedi.*

ülkede boğaziçi ve odtü'den başka üniversitenin olmaması

türkiye'nin acı gerçeği. eğer tıp fakültelerini ve hukuk fakültelerini çıkarırsanız bu okullar dışında türkiye'de doğru düzgün bir tane üniversite yok. belki itü veya bilkent'in bazı bölümleri bazı konularda iyi olabilir ancak genele baktığımızda bunlar bir üniversiteyi iyi yapmaya yetmiyor.

bir de şöyle bir tesellisi vardır bu okullara girmeyenlerin/giremeyenlerin* önemli olan nereden mezun olduğun değil nasıl mezun olduğun.*

gay accountlarda feminenler ölsün akımı

genelde feminenleri rahatsız eden durum, anlıyorum.

ancak pek çok yazarında dediği gibi bir gey olarak maskülenlik arıyorum. pizzayı elleriyle yiyen, tornavidayı alıp ev işi yapan, araba bozulunca kendi işini görebilecek birisini. lady gaga dinleyip, skinny jeans pantolonların içinde kırıtan birisini değil. ben ilk kategorideyim ve ilk kategoriden hoşlanıyorum. bu yüzden arayışıma daha çabuk ulaşabilmek için feminenler yazmasın diyorum.

bir de kafa yapısı olarak çok farklıyız. etrafımdaki kadın arkadaşlarıma bakıyorum bir de feminen geylere bakıyorum... nasıl başarıyorlar bilmiyorum ama kadın arkadaşlarımdan daha kadın olmayı başarıyorlar. bilmiyorum belki burada da dendiği gibi aslında onlar gey değildir. transtırlar. ya da başka bir yaşam formu. gerçi onlar kendilerini ne olarak tanımlıyorlarsa o'durlar. benim haddime değil. ama hoşlanmıyorum işte. umarım onlarıda seven birileri vardır. hem benim sevgime muhtaç değiller ki. takılmasınlar bu kadar.

eksi oy verenin kim olduğunu bilmediğimiz halde bir yazarı eksici olarak suçlamak

geçenlerde yukarıda bahsi geçen yazar bana mesaj atmış. benim yazdığım ikinci c sendin xxxxx, diye. çok şaşırdım ve üzüldüm. çünkü kendisine özel bir düşmanlığım yok. düşmanlığı bırakın sözlüğe ilk kayıt olduğum günlerde seri eksi verdiğim günün gecesinden dark bear tarafından uyarıldıktan sonra yaptığımın pasif-agresif ve sinsi bir davranış olduğunu fark edip seri eksi oy vermeyi bıraktım. ha,genelde artık eksi oy vermem ama hoşlanmadığım bir yazarın düşüncesini beğenmediysem anında eksiyi basarım ki tanım cümlelerini, bilgi cümlelerini asla eksilemem. dediğim gibi sevmediğim yazarların belli başlı görüşlerini eksilerim. ama beğenmediysem.

şimdi bu yazar bana öyle diyince ne yalan söyleyeyim üzüldüm. çünkü kendisiyle daha doğru düzgün tanışmadan onun düşmanı olduğumu düşünmüş. bir kaç gündür entrylerini gördükçe artılıyorum. kafasında soru işareti kalmasın diye. aman alt tarafı bir sözlük, eksi - artı için birbirimizi üzmeye değer mi? artılar feda olsun.*

götten gelen kanı alna sürmek

aktifin, bekaretini aldığı pasifinin, çatlayan deliğinden çıkan bir iki damla kanı pasifinin alnına sürme durumudur. bir kaç dakika göz göze gelinir. sonra yavaşça pasifin alnından öpüldükten sonra domaltılıp çatır çutur sikmeye devam edilir. ayrıca pasifin yüzüne attırmaktan daha romantik taam mı?!

türk tipi gay

bir kaç genelleme yapacağım dedim aklıma bir şey gelmedi. en basitinden mesela ben melezim. türk diye kodladığımız adamlarda laz veya kürt olabilir. bence genelleme yaparken türkiye halkları tipi gay olsa daha iyi olur. gecenin sonunda hepimiz aynı bokun lacivertiyiz.
Henüz takip ettiği biri yok.