cute guy

Durum: 405 - 0 - 0 - 0 - 23.10.2014 14:31

Puan: 5910 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 21

1.75 boyunda beyaz tenli dövmeli hafif kaslı kültürlü gay

1.67 boyundaki versiyon benim.

tüm geyler anal seks yaparlar

"tüm kadınların vajinal seksten hoşlandıkları, hi. anal takılmadıkları" düşüncesi kadar kısır, bağnaz ve doğadışı bir görüş.

ayrıca gay olmayan milyonlarca erkek var anal seksten hoşlanan. cesur olanlar partnerlerine söylüyor, ancak tabii ki genelde söyleyemedikleri, hatta söyleyince yanlış anlaşıldıkları için kısır kalıyorlar.

ayı sözlük itiraf

dün gece "metezori" birlikte olduğum dangalaklara dayanmak için içkiyi fazla kaçırdım. bir sürü -ne olduğunu hatırlamadığım ama hatırlayınca fena utanacağımı sezdiğim- dangalaklık yapmakla kalmayıp, bu gün gün boyu hasta yattım. yeni açtım gözümü!

gruplarda inanılmaz canım sıkılıyor, bunu bir eksik olarak görüyorum... gideremiyorum. köpeklerin yanında, insanların yanında olduğumdan çok daha mutluyum. ayıp bişi sanki bu... hep öyle diyollaa... biz de "yaw hehe" deyip geçiyos... mu acaba? yoksa derinlerimde gömülü olan, ama nerede olduğunu bilemediğim "ben uyumsuzum, geçimsizim" inancı içimi kanırtıp duruyor mu?

düğmeli pantolon vs fermuarlı pantolon

zımbalı düğmelerden biri kopup güzelim pantalonu çöpe atarken de fermuarlıya kıstırmışsın kadar can yakar.

modadan anlamayan gay

modadan anlamayan yoktur, modacıların dediğini yapmayan vardır.

yazarların yattığı kişilerin meslekleri

motosiklet tamircisi
demirci (armağanı olan ferforje masa hala çalışma masamdır)

dans etmenin bile yasak olduğu ülke

gaylere dair dayatılmış düşünceler

bir gay'in feminen tipi varsa illa p olması (ya da tersi) inancı.

p lerin illa kadınsı davranacakları ve böyle muamelelerden hoşlanacakları inancı.

gaylerin askerlik, polislik benzeri mesleklerde ya da self defence benzeri sporlarda başarılı olamayacakları inancı.

gaylerin kadınlarla daha iyi iletişim kurdukları inancı.

bunların tümünün gerisinde transseküellik ve eşcinselliğin karıştırılması ya da yanlış bilinmesi var tabii ki... gerçek homoseksüeller hangi konumda seks yaparlarsa yapsınlar kimlik ve tavırları kendi cinsi yönünde bilenmiş kişilerdir. karşı cinsin tavrı, huy ve gerçeklerini benimseyenler trans eğilimlidirler.

toplu taşıma aracına lahmacun poşetiyle binen insan

bir "toplu taşıma aracına soğanlı lahmacun yedikten sonra binen insan" değildir.

yazarların ilk 31 çektiklerinde düşledikleri

bdsm ortamına ait görüntülerdi, eminim; çünkü hala değişmedi.

paranın satın alamayacağı şeyler

sağlık.

sanılanın aksine para asla sağlık alamaz; çünkü hasta eden kadar iyileştiren de beyindir, bakteriler ya da aşınma değil! tıbbın yaptığı yegane şey ise gerçekte hastanın kişiliğine göre ya onu oyalamak, ya da daha berbat hasta etmektir.

deniz seki

aşk kadını olma bahanesi ardına gizlenip insanların duygularını, düzenlerini hiçe sayan aşiftelerdendir. sezen aksu da "bir evli arkadaşımı arzulasam, yatarım" gibi inciler döktürmüştü bir zamanlar. "seviyorum" ayağına kadınları şıp diye öldürenler bu tiplerin erkek versiyonlarıdır.

önce insana saygı duymayı; aşkın, egoizmle asla bağdaşamayacak duygu olduğunu öğrenmek gerek. aşk ile çılgınlığı iç içe gördükleri için sevince her zevzekliği yapmayı hak gören zibidiler, herşey gibi aşkın da bir ciddiyeti, bir sorumluluğu, bir içsel dengesi olduğunu acılarla öğrenirler. deniz seki de farklı bir örnek değildir. başına gelenlerde çektiği negatif enerjiler olduğuna inanıyorum.

nefret edilen hitap edilme sözcükleri

adım dışında söylenen her bir kelime... istisnasız...

yine de en sinirime dokunan "abi" sözcüğü. aq, bu adı bana ne diye vermişler herkes abi diyecekse? bazen "adım bu, lütfen adımı kullan" diye uyardığımda "saygı göstermek adına abi diyorum" şeklinde cevap geliyor. o kadar saygılıysan "falanca bey" de kardeşim. o da yok! illa abi! amma meraklı milletiz şu aileye! herkes ya baba, ya dayı, ya abi, ya yenge, ya abla.

bir ceza yöntemi olarak sikmek

cinsel içerikli her kavramın aşağılayıcı olarak belletilmesinden kaynaklanmaz; iyi olan birçok şeyin kötü olarak belletilmesinden kaynaklanır. örneğin eşek, öküz, inek, köpek, koyun, keçi gibi insan dostu hayvanların adı en yaygın küfürlerdendir. son zamanların popüler küfrü çakal, dişisi ölünce kusarak yavrularını besleyen erkeklere sahip bir hayvan türüdür. yine yaygın bir küfre isim babalığı yapmış ayıların eşleri öldürülünce köy basacak kadar acı çektiği bilinir… tıpkı yılanlar gibi! dahası, yılan tıbbın ve eczacılığın sembolü olacak kadar gizemlerle dolu bir hayvandır. alet yapan, yumurtlayınca erkek ve dişi sıra ile kuluçkaya yatan karga, "besle kargayı oysun gözünü" şeklinde anılacak kadar haksızlığa uğrar. doğadaki en acımasız canlılardan olan karınca ise çocuklara örnek olarak yansıtılır. sanılanın tersine son derece savaşçı bir hayvan olan at "yiğitler yoldaşı" biçiminde lanse edilir. örnekler bol… okka altına giden sadece gayler ve seks değil görüldüğü gibi…

kalıplaşmış yalanlar

köprüdeyim
yoğundum
çok yakışmıış
seni seviyorum

lacrimosa

pipimsi

cinsel kimlik ile uyuşuyorsa huzur verir.

soma'ya acıyamamak

çirkin esmer kısa saçlı ve hödük olmayan her geyin pasif ve küçük pipili olması

küçük cinsel organa sahip olmanın beter birşey olduğu inancı sadece bağnaz ataerkil kültürlerde görülür. ayrıca her kör satıcının, bir kör alıcısı vardır derdi babam. yıllar boyu bir sürü kezban "erkeler iri göğüs sever" ittirmecesi ile bıçak altına yattılar. nette pornonun yaygınlaşması ile küçük, hatta düz göğüslü kadınların da "alıcısı" olduğu ortaya çıktı.

yav, ben de bu trollere oturmuş yanıt yazıyorum, ona yandım şimdi.

eğğğyyy bu saçma sapan başlıkları açan kardeşler... mümkünse azalarak bitin emi?

eşcinsellerin genellikle terbiyesiz insanlar olması

oo homofobi almayayım öksürtüyor...
  • /
  • 21
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 405

ülkemizde tüm gaylerin kadınsı pasif gay olarak bilinmesi sorunsalı

nedenler çeşitli:
- ülkemizdeki transkadınların yıllarca kendini gay sanması.
- eş cinselliğin -adı üzerinde- eş cinsi (yani kendi cinsini) çekici bulmak demek olduğunu okuyamayacak beyinlere sahip bireylerin bolluğu.
- ataerki baskısı ile erkekliği sadece bir kesimin yorumlamasına izin vermek.
- mitoloji bilmemek. yunan mitolojisinde tüm kahramanlar eşcinseldir ve hepsi de erkeklik timsalidirler. (bkz: akhilleus/patroklos). aynı gerçek sümer mitolojisinde gılgamış/enkidu ilişkisinde görülür.

babanız hakkındaki acı gerçekler

30 yıl sonra duyduğum olaydır.

bir hava kuvvetleri sıkı yönetim komutanı babamın çocukluk kankasıydı. birlikte büyümüşler, pilotluk sınavına birlikte girmişler. babannem, babama fazla yedirdiği için sınavda babam kusmuş; pilot olma şansını böylece yitirmiş.

adı geçen abi, ben çocukken babamın ofisine gelmişti -ki, o zamanlar komutandı- demişti ki: "ben ...ların evine gittiğimde karnım doyardı..."

sonra bir gün, teyzem -gerçekten istemeden- bir laf etti: meğer babamla bu komutan arasında bir dedikodu çıkmış yıllar önce...

bu "şaiayı" duyduğumda gay değildim. inandım hemen. gaydar yanım o zaman da vardı belki de... ancak çok acı gelmişti.

şimdi ise seni anlıyorum baba...

ayı sözlük itiraf

ücretliyim. önceki haftalarda parasızlıktan geberme sınırındaydım. sonunda ctesi iyi bir iş çıktı. bir birahaneye -daha önceden tanıdığım eli açık bir bey- çağırıyordu beni.

yabanlık pantalonumu ve çizmelerimi giydim. rafımdaki son parayı koydum cebime. minibüse atladım, gittim mekana... bey gelmedi!

dönmek için param bile yoktu. mecburen sağanakta yürüdüm eve kadar. pantalonum çamur içinde kaldı. sırtında hd baskısı olan ceketim ve yabanlık çizmelerim yamuldu gökten ve yerden akan sularda ıslanmaktan.

sonuç olarak ölümüne nefret ettiğim ev arkadaşımdan yine borç almak zorunda kaldım.

buraya dek yazdıklarım overture, uvertür, girizgah, zemin... asıl itiraf şimdi geliyor: yıllardır düzgün bir işte çalışamıyorum. beceremedim, beceremiyorum.

(bkz: beceriksizlik korkusu)
(bkz: çalışma korkusu)
(bkz: tembel bir serseri olmak)

edit:
yalnız biriyim. anlatmayı isteyip konuşamayacağım bir ortamdayım. bu sözlükte ise kendimi şöyle hissettim: karşımda günah çıkartıp rahatlayacağım -alt yapısı aynı, ama ayrı ekolden olan- papazlar ordusu vardı. ben de en yakın zamanda yaşadığım, bir başıma üzerimden atamadığım bir derdimi yazdım.

anlamsız seçilmiş.

edit 2: sağ olsun dostlar; bu entrymi beğenilenlere taşımışlar.

türkiye'de gay olmak

sanıldığı kadar zorlu değildir.

yurt dışında kimse siklemez, ama bu ülkede havalı bir yanı vardır. türkiye'de gay olduğunu saklamayan erkekler, diğer ülkelerden çok daha fazla kovalanır -normal- erkeklerce.

eğlencelidir.

ayı sözlük'ten heteroseksüel erkeklere tavsiyeler

arkadan birşeyler sokun 31 çekerken...

erkeğin orgazmını yaratan prostat bezine baskı yaparak gelince anlarsınız önceden pek de az boşaldığınızı.

anal seks, fizyolojik yapı açısından erkekler içindir, kadınlar değil.

yunanlı kahramanlar ve eşcinsellik

yunan mitolojisinde üç tane "erkekliği sembolize eden" baş kahraman vardır. heracles (herkül), achilleus (aşil tendonu değiminin isim babası) ve antik mitolojide "theseus'suz birşey yoktur" sözcüğünün kaynağı theseus...

theseus'un erkek sevgilisi lapith kralı peirithoos'tur. birlikte argonout'lar seferi ve klydon avına katılmışlardır. žşölen adlı kitabında socrates, theseus ve peirithoos'un "birlikte yatmalarından çok, birbirlerine içten bir saygı duyup, büyük işler başardıkları için övüldüklerini" söylemektedir.

tanışmaları ilginçtir: peirithoos bir gün theseus'un sürülerini çalar. theseus bunu fark eder ve onu kovalamaya başlar. peirithoos çarpışmağa karar verir, theseus'un karşısına çıkar…ama theseus öyle yakışıklıdır ki peirithoos onu görür
görmez aşık olur. diz çöker kahramanın önünde. böylece birleşen iki kahraman peirithoos ölene dek ayrılmayacaklardır.

erkekliğin doruğu, gücün atası, muhteşem maskülenite herakles ise öncelikle lidya kraliçesi omphale yanında kaldığı sürece kadın elbiseleri ve iş işlemek benzeri uğraşlar ile yaşamıştır. bu konu tüm rönesans ressamlarının betimlemekten bıkıp usanmadığı bir konudur.
http://www.wikigallery.org/paintings/266501-267000/266651/painting1.jpg
http://www.bonzasheila.com/stories/heraklesomphale.html

kahramanın, giyinmesine yardım eden(!) güzeller güzeli bir delikanlı olan hylas adlı bir de oğlanı vardır. çok sever hylas'ı. birlikte argonoutlar seferine katılırlar. gemi
mysia'ya gelince hylas su aramak için karaya çıkar ve güzelliğine vurulan
nymphe'ler tarafından kaçırılır.

hylas'ın bir türlü dönmediğini gören herakles aramak üzere diğer yiğitlerle karaya çıkar ve uzun uzun delikanlıya bağırırlar. ama hylas geri dönmez. sonunda hylas'ı yitirdiğini iyice anlayan herakles öylesine acı çeker ki, sağa sola saldırıp üstünü başını yırtmağa başlar.

hylas'tan sonra herakles'i de yitireceklerini anlayan argonoutlar efsanevi kahramanı ancak bağladıktan sonra zorla gemiye bindirip yola koyulabilirler. ünlü antik çağ coğrafyacısı strabon uzun süre gemlik'te hylas adına festival düzenlendiğini ve burada insanların alay halinde çevreye yayılıp hylas'ı arar gibi ismini bağırdıklarını yazmıştır.

iliada destanının yarı-tanrı kahramanı achilleus da silah ve yatak arkadaşı patroklos'u yitirince benzer bir "krize" girmiştir. (detaylı bilgi için bkz. myrmidon'lar tragedyası.) patroklos yiğit bir savaşçıdır. ancak yine de patroklos'u kendinin katılmadığı bir muharebeye meraklı anneler gibi yollamaktadır. bu durum bir kahramanlık öyküsü okumakta olan okuyucuya hayli ilginç gelir.

illiada xvi/85
"troialıları gemilerden kovdun mu geri dön"
(…)
"kente kadar (orduya) önderlik edeyim deme"
(…)
"kurtuluş ateşi parlar parlamaz gemilerin üzerinde,
hiç durma bak geriye dönmeye,
bırak onları (akhalar ile troialıları), kozlarını paylaşsınlar ovada"

oysa yine de savaş sırasında patroklos ölür. bu haberi alan achilleus ise aynı herkül
gibi saçını başını yolar kederden!

illiada xviii/20
(…) akhilleus'u kapkara bir yas bulutu kapladı,
iki eliyle aldı ocağın küllerini,
döktü başının üstüne, kirletti güzelim yüzünü.
mis kokulu gömleği bulandı kapkara küle.
sonra uzandı boylu boyunca tozun toprağın içine,
elleriyle çekip kopardı, kirletti saçlarını.

ilk eşcinsel ilişkiden sonra yapılanlar

balkona (oteldeydim) çırılçıplak çıkıp dans etmiştim. üstelik müzik filan yoktu!

hem genelgeçere ters düşen birşeyler yapıp baş kaldırmıştım baskıya... ama en önemlisi: süper bir orgazmdı. her noktam boşalmıştı. daha doğrusu her noktamdaki tutsaklar, birikmişler, boşalmıştı.

süper bir partnerim yoktu aslında. yaşadığım daha çok yıllarca çekilen duvarların gümlemesydi.

sanki leş gibi bir bedenle çivileme denize, ama gece denizine, dalmak gibiydi.

kadın bedeni üzerinden iğrenç küfürler

(bkz: erkek eşcinsellerin kadın bedenini pek de kafaya takmasalar da ciddiye alıp sorumluluk duymaları)

eklemeden duramayacağım:
aybaşın mı tuttu?
amcık hoşafı.
veriyo.
açmış nah buraya kadar!

bu liste uzatılabilir, hiç de değeri yok. önemli olan bu pespaye lafları üreten aç, dengesiz, yalnız kimselerin gayler için de taşınması zor laflar üretmeleri.

kadınlarla aynı kefeye konmak beni hep rahatsız etmiştir; ki, bazı heterolar, bazı "ful aktifler" bu şekilde davranıyorlar. geyler, tıpkı kadınlar gibi, kimilerinin pis laflarla egolarını tatmin ettikleri yemler! oysa kendi cinsimden -yeri gelince- hoşlanmam, karşı cins ile benzer görülmeme neden oluyorsa burada büyyyüüüük bir pislik var demektir. bu pisliğin abarmasının nedeni belki erkek olduğumuzu hatırlayıp o "gariplere" yeterince tepki vermemek.

yanlış (ya da çok kişiyi rahatsız edecek) birşey söyleyecek olabilirim; ancak demirtaş gibi bir politikacının, kürt milliyetçisi olmayan birçok kimsenin bu denli sempatisini kazanmasının bir nedeni de acaba terör (evet, kelime bu) değil mi? "ağlamayan çocuğa süt verilmiyor" mu? dişlerini gösterip bazen de ısırmayınca hep "okka altına" mı gidiyorsun?"

bu konu, üzerinde ciddiyetle durulması gereken dinamikler içeriyor. bu yüzden biz gayler -belki de- bu kadar gök kuşağı rengi olacağımıza -hani nasıl diyeyim- biraz silahlanıp, erkek olduğumuzu göstermemiz mi gerek acaba?

yoksa o ortama hiiiiç bulaşmayıp, onlara rahat ve neşeli olmayı öğretmemiz mi?

gerçekten bilemiyorum.



mustafa kemal atatürk

farklı, çok farklı bir kimlik olduğunu görmemek imkansız. olumlamıyorum, olumsuzlamıyorum; sadece lise tarih kitaplarındaki bilgileri bir yetişkin akl-ı selimi ile okuyanın bile dikkat çekici biri olduğunu anlayacağını biliyorum.

bilinmeyen, ya da pek bilinmeyen yanları vardır ulu önderin: örneğin cumhurbaşkanlığı sürecindeki hızla bozulan sağlığı, pek duyulmamıştır: kaşıntıları, başına yığılan doktor denen cellatlardan usanmışlığı, dostlarına yazdığı mektuplarda bunlardan "şekvacı olması".

cephede soğuk, açlık, tehlike, leblebi, alkol = adrenalin ile var olan bu zorlu adamı, bu dehayı, dandik tipler arasına, kısır politik dansözlükler içine at... adamı hasta et. en zorlu konumlarda lider olarak var olan bu adam, o ortamlardan savarona sürecine girince neden hasta oldu? ya... evet: çok yoruldu cephede dimi? zarrrttttt! o adam asıl fedakarlığı gerçeği olan savaş alanlarından koparak, elde edilenleri şuna buna kaptırmamak için acayip hallerde durmayı göze almakla yaptı!

bizler o ulu kişiye borç olarak cumhuriyet ve batı standartları kadar, bu konumu "bizler için" kabul etmesini de borçluyuz.

kim dinler, kim aldırır?

hetero görünümlü gay

hetero görünüm nasıl oluyor pek de anlamadım, ancak gay olmadan önce, yıllarca hetero olarak efemine bir tiple yaşamak zorunda kalmak gibi bir bahtsızlığa uğradım! fiziksel görüntüm, özellikle yüz hatlarım, doğuştan yumuşak. ancak beden dilim, konuşma tarzım o zamanlarda son derece olağan, yani erkeksiydi; şimdilerde de öyle. buna rağmen o zamanlarda da, şimdilerde de hep gay olarak yaftalandım. bu durum eskiden çok rahatsız etmişti. bir sürü acı veren deneyim yaşadım tipim yüzümden. şimdi işime geliyor belki, ama geçmişle ilgili çok kötü anılarım var.

söylemek istediğim şu: fiziksel görünüm, cinsel seçim hakkında asla, asla, asla ip ucu veremez. adı geçen ip ucu sadece beden dili ile (yani bilinçli yapılan hareketlerle) oluşturabilirsiniz.

insanları tipine göre yargılamak çok yanlış diyorum ben.

missstiffany

bir yere mi gitmiş? pek anlamadım?

birkaç kere yazıştım, pek de tanımam; ancak diğer bazı trans kadınlar gibi x kromozomunun verdiği anlayış, sevecenlik, uyum, şefkat, besleme gibi niteliklere yabancı.

edit: bazı dostlar neler olduğunu sormuşlar açıklayayım: bir entrymde "eşcinsellik, kadınsılık ile eş görülüyor, translar kültürlerini bizden iyi yayıyorlar" mealinde bir şey yazdım. durduk yerde bana mesaj attı, transları sevmiyor musun yok bilmemne... bir de alıntı "fazla dolanmayın ortalıktaya da getirmişsin(kiimseciklerin ne haddi ne gücü yeter buna)" nereden çıkartmılş bunları? valla ağzım açık kaldı. öyle ağırıma gitti ki upuzun yanıtlar yazdım, inanılmaz ölçüde "alttan alır" cevaplar verdim; tamamen yanıldığını, hatta bir zamanlar bir trans erkekle ilişkim olduğunu, çektikleri sorunları yakından bildiğimi anlattım. ancak dinletmenin imkanı yok. isteyene onun yazdığı mesajları ve benim yanıtlarımı yollayabilirim.

bu sözlükte hazzetmediğim tek erkektir. missmiş... atacı, yani baskıcı, "illa dediğim olacak, kimse benim doğrularıma karşı çıkamaz" tipi erkeğin önde gideni.

kimse bir diğer yazar kendi gibi düşünmüyor diye mesaj atıp kabadayılık etmeyecek!

edit: yazdığım -o kişiyi değil, onu sevenleri sivri bir dille eleştirdiğim- için kuma'yı rahatsz etmiş. haklıdır. bu yüzden entrymi siliyorum.

ekleyeyim: o kişi hakkında düşüncelerim aynıdır. kimse hoşuna gitmeyen entry görünce gagalamaya ve susturmaya çalışmayacak. erkekçe ağırbaşlılıkla, ya da kadınca hanımefendilikle karşılayacak.

ensest ilişki

satanizm sanılan paganizmde çocuklara ilk cinsel deneyimi ebeveynleri verir. (kedi kesen, alelacayip makyajlarla insanları korkutmaya çalşırken kendi korkularını sergileyen -sapık asla demem- bana aşırı garip gelen kimselerin din diye ortaya sürdükleri sistemden söz etmiyorum; doğaya, özgürlüğe, farklı bir moral sisteme göre yaşayan kimselerin inancından bahsediyorum)

birçok kimseyi "rencide edici" bir düşüncedir bu. ancak biraz yüreklice düşünürsek farklı sonuçlara varmak olası: ilk cinsel ilişki, ayıp sanılan bir eylemi, büyük olasılıkla gizliden gizliye, suçluluk içinde uygulamaktır. bu yüzden ilk deneyim cesaret ister. arzu yaratır bu cesareti. korku dizginlenir ve cinsellik denenir. yine de sonuç hüsran olabilir; deneyimsiz tarafta ciddi travmalar yaratabilir. sonucun başarısı partnerin deneyimi, sabrı ve iyi niyeti ile yakından ilişkilidir.

bu riski almamanın yoldur belki de bir insanın ilk deneyimini onu en seven kişi ile -değim yerindeyse güvenlik içinde- yaşaması. bir oğlana en yakını annesi, bir kıza da en yakını babasıysa neden bu "en yakın" kimseler cinsel enerji denilen enerjiye kapıları "usulünce" açtırmasınlar? bu uygulama ebeveynlerce bir zevk değil, bir görev olarak algılanır, bir çeşit terbiye süreci (bedeni terbiye etmek) olarak üstlenilir ve dikkatle yapılırsa birçok bireyin cinsel hayatının ilerideki yaşlarda daha sağlıklı olacağını düşünmeden edemiyorum.

erkek severlik

ağırbaşlılığı, zorlukları omuzlamayı, az ve öz konuşmayı, sadece gerekince anlatmayı, soğukkanlılığı, edebi ve adabı, o farklı gücü bilmektir erkeklik. ve de bunları sevmektir.

bize ibne derler... bizler belki de -heterolardan bile- daha gerçek erkekleriz.

bir trans kadından sevişme teklifi almak

reddederim... net.

bir trans erkekle çok uzun süre ciddi bir ilişki yaşamış olsam da.

sabah ezanı

kaç desibel olduğunu tespit edip, belediyeye gürültü kirliliği olarak şikayet etmeyi deli gibi isteten "kükrelti"(!)dir.

edit: evim cami karşısında. cami 2 minareli, her minarede 2 balkon(!), her balkonda dört hoparlör var da... demek ki amaç uyuyanı uyandırmak. hastayı, bebeyi, islam olmayanı... kimse uyumayacak! net.
Henüz takip ettiği biri yok.