bülent ersoy'un bebek taklidi yapması
bitakım katır kutur konuşup, hart hart bakan yönetici hanımlardan daha sıcaktır.
şirin olmaya çabalamanın nesi kötü?
2014 erkek mayo modasındaki yenilik
11 haziran 2014 şırnak'ta maden ocağı göcüğü
sözlük yazarlarının depresyon nedenleri
yoktur ki depresyon diye birşey! ukala dümbeleklerinin insanı daha da kasıp cep doldurmaları için uydurdukları havalı bir laftır sadece. "teşhis koyarsan, gerçek kılarsın!"
ortada sadece "peş peşe istediğine ulaşamama durumunun yarattığı fena halde canının sıkılması" durumu vardır; hepsi bu. keyif verecek birkaç olay gelsin üst üste... birşeycik kalmaz. sorun o birkaç olayın gelmemesidir kolay kolay.
bu can sıkıntısını aşmak için yapılacak tek birşey vardır: depresyon diye bir bok olmadığını, sadece canın çok sıkıldığını bilip, düşünmeden, yani "şöyle yapayım da depresyondan çıkayım", ya da "düşünmemeliyim" diye bile düşünmeden aklı dağıtmaya zorlamaktır kendini. sevdiğin bir parçayı yüksek sesle dinlemek, sevdiğin bir filmi hiç üşenmeden izlemek, sevdiğin bir dostu aramak, sevdiğin bir şeyi yemek, paraya hiç acımadan sevdiğin birşeyleri satın almak, duşa girip oynamak, masturbasyon yapmak, otobüse atlayıp daha önce gitmediğin birş yere gitmek, işten izin alıp eve gelip yatmak, okulu kırmak... hatta zor gelen -yaşlı bir akraba ziyareti, ya da temizlik yapmak benzeri- bir görevi ifa etmek bile yardımcı olabilir; çünkü önemli olan -önceden söylediğim gibi- aklı dağıtmaktır!
can sıkıntısı boğar, bu saydıklarımı, ya da kişiye özel "akıl dağıtıcı" bir eylemi yapmayı engeller. bu engeli aşmak için biraz gayret etmek yapılacak tek şeydir. gerisi kendinden gelir.
şahan gökbakar
giderek dejenerasyon sınırlarını bile zorlayan filmler yapan bir?.. bir?.. buldum bir çocuk.
karizmatik
seksi açıdan çekici anlamında kullanılan bu sözcüğün kökeni yunanca "kharisma"dır ve "karşılıksız olarak iyilik yapan" anlamına gelmektedir!
zaten bazı ezoterik tradisyonlarda çekiciliği güzel hatlar ya da seks düşüncesi çağrıştıran bir beden değil, ruhsal oluşumun sağladığı inancı vardır. "pozitif kişi" denilen, yani gerçekte rahat davranan, son yılların moda değimi ile "komplekssiz" insanlar doğal çekicidirler; çünkü bu kişilerin beyni pozitif enerji yayar.
yunan mitolojisinde de "charites" adlı üç tanrıça vardır ve hepsi de bereket ile ilgilidirler. isimlerinin manası ise son derece anlamlıdır: aglaea (parıltı), euphrosyne (sevinç-gülüş) ve thalia (iyi neşe).
herkesin kendine özel bir çekiciliği vardır; bunu realize edememenin nedeni beyindeki ketlemeler, yani negatif enerjilerdir. haset (kıskançlık değil, haset), hırs (öfke değil, hırs), aşırı korku, gibi olumsuz duygular beyinde negatif elektrik yaratırlar. bu duygular tetiklenmişken nöronlar arasındaki yıldırım, şimşek benzeri "çakmaların" resmi bile çekilmiştir.
toparlamak gerekirse karizmayı (cinsel çekimi, insanların dikkatini çekecek bir manyetizmayı) yaratan güzel bir yüz ve bedenden çok, rahat bir beyin ve iyi bir huydur.
güzellik diye de çok değerli bir şey vardır tabii ki; ancak karizma ile taçlanmıyorsa ancak ilk başta adaylar arasından seçilmek için avantajdır. sonrasını getirecek olan ise kesinlikle karizma, yani pozitif bir kimliktir.
buzdolabının kapağını açıp biraz baktıktan sonra kapatmak
eline geçen her lirayı piize yatırmış olanlar için çok acı bir hadise.
sadece p sadece a
evet, sadece p yim... 3 kere evlendim, hala hanım partnerlerim var, yine de erkeği beceremiyorum.
evet, yarak yemeği de çok seviyorum, bunu söylemekten -çok canımı yakacak tepkiler alsam da- vazgeçmiyorum.
hiç de feminen beden dilli biri değilim, hala da cute bir erkeğim.
bunları yaşıyorum, demek ki varım.
klase/kategorize etmeyin, ötekileştirmeyin, sınırlamayın, çözümlemek adına kısıtlamayın. bu dünyada alınan kaç nefes varsa, o kadar da farklı gerçek var.
yok aslında birbirimizden farkımız... ama hepimiz farklı farklıyız.
bırakın isteyen sadece a olsun, ya da p, veya versatile. hiç olmazsa bu "gay" (neşe) ortamında "vay, şu da bunu yaptı" biçimindeki suçlayıcı ataerkil yaklaşım olmasın.
herkes rahat konuşsun, istediğini söylesin. dydukları saçma gelen bile en azından "tamamdır, sıkıntı yooook, rahat ol, kasma" desin.
gülelim, eğlenelim, gay olalım.
alkol alınan gece yapılmaması gerekenler
külkedisi (cindrella) masalını unutmak!
partiyi saat 24.00'de -yani balonun en hızlı sürecinde- terk edecek aklı/gücü/bilgisi/kahramanlığı/geyliği olmayan kişi eve arabası ile değil, kabakla dönmeye uğraşır.
gece serinliğinde yapılan şeyler
soyunmak penceresi (ve de perdeleri) açık odada... sonra da koridorun sonundaki ışığı açmak ve saçlarını uçurarak dans etmek!
gün boyu adamı boğan basınçtan kurtulup rahatlayınca tıpkı serin sulara girer gibi ferahlar, hızlanırsın da... o yüzden olur minik çılgınlıklar.
lice'de katliam var
20 yıla yakın süre önce evimize, yaşlı teyzeme bakması için bir genç kız geldi. lice'liydi. lice adını ilk ondan duymuştum. lıce diye söylerdi. evdeki ikinci saati sonunda ilk yaptığı -kapağı üzerinde kabartma melek figürleri olan- pek pahalı, pek havalı porselen şekerlikteki divan çikolataları yemek oldu. ciddiyim! resmen gitti, kapağı açtı ve yedi. küçük vahşi bir hayvan gibiydi. babam kafası bozulan ev halkını azarlamış "canı istemiş, yemiş" demişti. adı emineydi.
iki yıl bizimle kaldı. bu sürede teyzem vefat etti. ben bir hanımla yaşamaya başladım. (o zamanlar heteroydum.) onu da yanıma aldım. iki yılın sonunda ben ve hatun gece çıkarsak evde yalnız kalıp sıkılmasın diye yanımıza alır, arkadaşımız diye tanıtırdık. adı artık nezin'di. kendi seçmişti bu adı. konuşana dek (şivesi düzelmedi o sürede doğal olarak) hiç kimse sadece iki yıldır istanbul'da olduğunu anlamazdı.
bir gün ağabeyi geldi... aldı götürdü. ağlayarak ayrıldı. "döneceğim, söz" dedi...
bir daha görmedik.
en küçük detayına dek gerçek bir olaydır bu.
kıssadan hisse...
sadece insanlar değil, tüm canlıların özü bir: hücre.
sadece canlılar değil, tüm varlıkların özü bir: atom.
neyse...
ha, aklıma bir de söz geldi, her niyeyse: "kötü şartlar, kötü insanlar yaratır."
ayı sözlük yazarlarından iyi görünme taktikleri
kimseye sorup danışmadan sevdiğinizi, beğendiğinizi giyin/takın. kimine göre yırtık jean, kimine william fioravanti takım elbise, kimine futbolcu arda smokini...
kendini beğenince rahatlarsın; ancak rahat olduğunda adı konmamış o gizli manyetizma aktif olur.
efes alsın yeter
karizmatik erkek isimleri
mutsuz ama neşeli insan
feedback mechanism''e (ya da metafiziğin "benzer benzeri çeker" teorisine) inanıyordur. (gamlı baykuş takılan negatif enerji celbeder. vice versa...)
beynin, kişi mutsuz olduğunda yüze keder dolu bir ifade yolladığı gerçeği ters yönlü olarak feedback ile meydana getirilebilir: yani sürekli -zorla da olsa- gülümseyen, ya da neşeli davranan biri, bir süre sonra beynindeki negatif enerjiyi geri besleme ile dağıtabilir.
reddedilince çemkiren eşcinsel modeli
kimi insan tipinin doğasında bulunan çemkirmedir, eşcinsellere özgü değildir.
bu tipler genelde ataerkil ortamın ürünüdürler: sahip olmak, ya da yenilmemek/kaybetmemek için bildikleri tek yol saldırmaktır. "efendilik" denen o "bir çeşit sakinlik, sabır ve hoşgörü" onlara göre -kendileri açısından- enayilik, karşısındaki kişi açısından "enayi/av" olmak anlamındadır.
sözün özü cinsel seçimle hiç de ilgisi olan bir kişilik özelliği değildir sözü edilen tavır. hatta bence "gay" (neşeli) sözcüğü ile anılacak kadar "keyfe keder" ve "çelebi" yapıdaki gey toğluluğu üylerine daha uzak bir niteliktir.
türk erkeklerinin seks hakkındaki yalanları
ayı sözlük yazarlarının en sevdiği seks pozisyonu
ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar
koyu lacivert geceden yayılan -arada sırada duyulan köpek havlamaları, araç motoru sesi, gök gürültüsü ve bilgisayarımdan dökülen fan'in sesi ile bezeli- herkesin uykuda olduğu saatlerin sessizliğinin büyülü müziği...
eşcinsel cinayetleri
toplam sayısı kocası tarafından öldürülen hetero kadın cinayetlerinin sayısını yarılamayan sayıdadır.