cute guy

Durum: 405 - 0 - 0 - 0 - 23.10.2014 14:31

Puan: 5910 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 21

mustafa sarıgül

"ben ters bir adamım" diye ifşaatta bulunmuş politikacıdır. varın gerisini sizi düşünün.

ancak -sanırım 2002 yılıydı- teşvikiye yılbaşı halk konserine katılmış ve şampanya patlatmıştı. çıldırmıştık o zaman.

çok yıl sonra yine yılbaşında, niş. caddelerine -bizce insan dostu hayvanların önde gideni olan- inek/öküz imajlarını süsleyip koymuştu.

özetle: bence negatif yanı olan bir insan. yine de belki de çevredeki yönetenlerle sadece bu enerjideki insanlar başa çıkabilir... kim bilir? bekleyip göreceğiz.

seksi ayı

kadınların asla tadına varamayacakları erkeklerden olan...

küçükken doğru bildiğimiz yanlış şeyler

babam en cesur, annem en şefkatlidir. seks, sadece cinsel organlarla yapılabilir. (bkz: ayak fetişizmi.) beni sürekli evine çağırıp dürbün koleksiyonunu göstermeyi teklif eden komşu "pis ihtiyar"dır.

sanal seks

"size özel çevrilmiş bir porno film izleyerek boşalmak" şeklinde özetlenebilir. diğer yandan vitamin hapları ve besin tabletleri ile beslenmek gibi bir durumdur.

eşcinsellerin iş hayatları

çevrede ne kadar kadınsız kalmış aç erkek olduğunu ve hetero erkeklerin aslında hiç de hetero olmadıklarını gözlemlemenin en kolay yoludur. böylece "azınlık bir gruba dahil sayıldığınız için eş bulmakta zorlanacağınız" üzerine yazılıp çizilen lafların boşluğunu anlamak da mümkündür.

ayı sözlük'te bir garip heteroseksüel olmak

berkin elvan

çatışma ortasından ekmek almaya giden çocuktur. bir elinde sapan, diğerinde bir işaret ile göründüğü resimleri rahatsız etmiştir. çok genç yaşta pis bir kaza (ya da kasit) ile ölen her çocuk kadar derinden üzmüştür.

eşcinsel olduğunuzu bildiği için mesafeli duranlar

prostat orgazmı

anal seksin erkekler için önemini gösteren gerçek. bu işin p veya a olmakla ilgisi yok; anatomi meselesi. ha, a larda prostat bezi barsakla duvar duvara ilişkide değilse onu bilmem.

erkek, anatomisi gereği yerken de orgazm olur; çünkü orgazmın kaynağı prostat bezidir. prostat bezine de en kolay anal yolla ulaşılır. kadınlar bu yüzden analın tadını asla alamaz, erkek isteyince "sapıığğğık" diye suçlarlar çokluk. anlamak için empati yapmalılar... evet.

arkadaş ortamında havada aniden beliren koku

herkesin suçluluk içinde birbirini incelemesine neden olur.

karşı cinsle seks

kendimi kasıp "erkek" diye dayatılan rolleri kesmek zorunda bırakıldığım sevişme çeşidi.

kadınlar tarafından bekleniyor bu dar ceketi giymem. bunun nedeni iki ayrı cins arasında asla sıfırlanamayan power game. üstün olmanız lazım kadınlar yanında, bir yandan da ona her türlü özgürlüğü falan-filan sağlayıp "hık deyicisi"ni oynamanız. o "ayakları yere basan" çağdaş kadın... yine de hesap ödemez, gece geç kalırsa atölyesinden, almanızı bekler; "gün"leri hatırlamanızı da, destek olmanızı da... onun tarafından belirlenen periyotlarda hem patron, hem işçi olmak demek bu!

nilgün belgün "hetero ilişkinin dinamiğinde var çekişme, yok edilemez" demişti. sanırım yıllar içinde yorulduğum için taraf değiştirdim biraz da.

erkeğim diye sorumluluk almam, hesap ödemem gerektiğine inanmadığım için kasılıyorum (hayır, "cool takılıyorum" değil, kasılıp kalıyorum anlamında) belki de. bana erkek partnerler gibi yaklaşan bir kadın bulsam... yeniden karşı kıyıya atlarım belki de.

kanımca çağdaş kadınlar sayıca arttıkça biseks erkeler de aynı oranda fazlalaşacak.

eşcinsellerde görülen kişilik bozuklukları

kişilik bozukluğu olan gay (neşeli, hoppalama, boşverici, şen) mi olur?

üç kişilik aşk

bir katılımcının kendine güveninin zedelenmesiyle biter. (en azından bana hep böyle oldu.)

ilk eşcinsel ilişkiden sonra yapılanlar

"sıçtım bir kere daha gagana sistem" demiştim. bu yüzden uzun süre yüzümde silemediğim bir gülümseme ile dolaştım. beni baştan çıkaran partnerim tarafından farklı algılandı tabii ki bu halim, ben de açıklamalar yapmaya gerek görmedim.

sonraki deneyimlerimde de en küçük suçluluk duygusu yaşamadım. benim için hayatı gazlamak ve her alana parmak atmak anlamındaydı. gurur duyuyordum kendimle.

rahatsızlık sonradan geldi... bir erkeğe aşık olduğumda!

eşcinsellik hakaret değil cinsel yönelimdir

ne önemi var ki bunun?

yıllarca hetero yaşadım, evlendim vb. sonra bir gün bir erkekle denedim. o gün güzel bir ortam vardı, coşmuştuk, her şeye kahkahalar atıyorduk. "aman ne olmuş ki?" dedim. o günden beri de vazgeçmedim.

fazla kasılıyor ortam bence. kiminde doğuştan olan eğilimdir, kimi sonradan edinir bu zevki. başta sevmediğin halde yıllar içinde bayıla bayıla yediğin bir dolu yemek vardır; bu da aynı hikaye.


ak parti ibnelerin oyuna muhtaç değildir

insanları nitelerken küfür sözcüğü kullanmayı erkeklik sanan ak partiliden çıktığı belli olan sözdür.

ayı sözlük itiraf

pissing

shower olarak da, peeing (içmek) olarak da eğlenceli bdsm oyunu. kesinlikle zararsız (eğer hepatiti benzeri bir durum veya bulaşıcı bir hastalık yoksa). vitamin ve mineral açısından zengin bir çeşmeden içmek anlamında. özellikle partner alkollüyse liquor etisi var.

iki erkeği yan yana görünce kesin bunlar gaydir diyen insan modeli

tek gecelik ilişki

hala aşık olmayı da becerebiliyorsan özgürlük... "ben özgürüm" diye ilişkileri tek gecelikle sınırlıyorsan tutsaklık.
  • /
  • 21
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 405

ülkemizde tüm gaylerin kadınsı pasif gay olarak bilinmesi sorunsalı

nedenler çeşitli:
- ülkemizdeki transkadınların yıllarca kendini gay sanması.
- eş cinselliğin -adı üzerinde- eş cinsi (yani kendi cinsini) çekici bulmak demek olduğunu okuyamayacak beyinlere sahip bireylerin bolluğu.
- ataerki baskısı ile erkekliği sadece bir kesimin yorumlamasına izin vermek.
- mitoloji bilmemek. yunan mitolojisinde tüm kahramanlar eşcinseldir ve hepsi de erkeklik timsalidirler. (bkz: akhilleus/patroklos). aynı gerçek sümer mitolojisinde gılgamış/enkidu ilişkisinde görülür.

ayı sözlük'ten heteroseksüel erkeklere tavsiyeler

arkadan birşeyler sokun 31 çekerken...

erkeğin orgazmını yaratan prostat bezine baskı yaparak gelince anlarsınız önceden pek de az boşaldığınızı.

anal seks, fizyolojik yapı açısından erkekler içindir, kadınlar değil.

ayı sözlük itiraf

ücretliyim. önceki haftalarda parasızlıktan geberme sınırındaydım. sonunda ctesi iyi bir iş çıktı. bir birahaneye -daha önceden tanıdığım eli açık bir bey- çağırıyordu beni.

yabanlık pantalonumu ve çizmelerimi giydim. rafımdaki son parayı koydum cebime. minibüse atladım, gittim mekana... bey gelmedi!

dönmek için param bile yoktu. mecburen sağanakta yürüdüm eve kadar. pantalonum çamur içinde kaldı. sırtında hd baskısı olan ceketim ve yabanlık çizmelerim yamuldu gökten ve yerden akan sularda ıslanmaktan.

sonuç olarak ölümüne nefret ettiğim ev arkadaşımdan yine borç almak zorunda kaldım.

buraya dek yazdıklarım overture, uvertür, girizgah, zemin... asıl itiraf şimdi geliyor: yıllardır düzgün bir işte çalışamıyorum. beceremedim, beceremiyorum.

(bkz: beceriksizlik korkusu)
(bkz: çalışma korkusu)
(bkz: tembel bir serseri olmak)

edit:
yalnız biriyim. anlatmayı isteyip konuşamayacağım bir ortamdayım. bu sözlükte ise kendimi şöyle hissettim: karşımda günah çıkartıp rahatlayacağım -alt yapısı aynı, ama ayrı ekolden olan- papazlar ordusu vardı. ben de en yakın zamanda yaşadığım, bir başıma üzerimden atamadığım bir derdimi yazdım.

anlamsız seçilmiş.

edit 2: sağ olsun dostlar; bu entrymi beğenilenlere taşımışlar.

türkiye'de gay olmak

sanıldığı kadar zorlu değildir.

yurt dışında kimse siklemez, ama bu ülkede havalı bir yanı vardır. türkiye'de gay olduğunu saklamayan erkekler, diğer ülkelerden çok daha fazla kovalanır -normal- erkeklerce.

eğlencelidir.

sevişirken başa gelen komik olaylar

4 gün önce başıma gelmiş bir olaydır: bir müşteri, beni yaşadığı apartmanın kapıcı dairesi karşısındaki depo benzeri yere götürebileceğini söyledi. kapıcının işine bir yıl kadar önce son verilmişti, bu yüzden alt kat tamamen boştu.

kabul ettim.

alt kata indik, müşteri demir bir kapıyı anahtarı ile açtı... ve o eski daire, yeni deponun dibine ilerleyip diz çöktüm ve işe giriştim.

birkaç dakika geçmemişti ki "sen ne yapıyorsun orada? diye bir ses duyarak kendimi birşeylerin (sarhoşluktan hatırlamıyorum) arkasına attım. adam karanlıklar içinden toparlanarak çıktı, gelen kadını yine hatırlamadığım birşeyler diyerek yatıştırdı... ve birlikte çekip gittiler! beni depoda kilitleyerek!

inanılmaz bir bunalım içinde, depo kapısına tekmeler atmamak için dişlerimi sıkarak ne kadar bekledim? yüzyıl? on dakika? bilmiyorum.

neyse... müşteri geldi ve beni kilitli olduğum yerden kurtardı.

kolay gecelerden biriydi anlayacağınız.

edit: gelen hatun yöneticiymiş.

dostlara tavsiye: artık her bir yerde -yerini sadece yöneticilerin yerini bildiği, gizli- kameralar var. "burda yok, biliyom, gel" diyenlere pek güvenmek yanlış. ayırca raflardaki çiçek arkaları, masum kalemler, kapalı -ama ilginç pozisyonda duran- cep telefonları da kuşkulu nesneler. kendini bir sabah x... bilmemne dot com da izlemek istemeyenler lafıma kulak vermeli.

yunanlı kahramanlar ve eşcinsellik

yunan mitolojisinde üç tane "erkekliği sembolize eden" baş kahraman vardır. heracles (herkül), achilleus (aşil tendonu değiminin isim babası) ve antik mitolojide "theseus'suz birşey yoktur" sözcüğünün kaynağı theseus...

theseus'un erkek sevgilisi lapith kralı peirithoos'tur. birlikte argonout'lar seferi ve klydon avına katılmışlardır. žşölen adlı kitabında socrates, theseus ve peirithoos'un "birlikte yatmalarından çok, birbirlerine içten bir saygı duyup, büyük işler başardıkları için övüldüklerini" söylemektedir.

tanışmaları ilginçtir: peirithoos bir gün theseus'un sürülerini çalar. theseus bunu fark eder ve onu kovalamaya başlar. peirithoos çarpışmağa karar verir, theseus'un karşısına çıkar…ama theseus öyle yakışıklıdır ki peirithoos onu görür
görmez aşık olur. diz çöker kahramanın önünde. böylece birleşen iki kahraman peirithoos ölene dek ayrılmayacaklardır.

erkekliğin doruğu, gücün atası, muhteşem maskülenite herakles ise öncelikle lidya kraliçesi omphale yanında kaldığı sürece kadın elbiseleri ve iş işlemek benzeri uğraşlar ile yaşamıştır. bu konu tüm rönesans ressamlarının betimlemekten bıkıp usanmadığı bir konudur.
http://www.wikigallery.org/paintings/266501-267000/266651/painting1.jpg
http://www.bonzasheila.com/stories/heraklesomphale.html

kahramanın, giyinmesine yardım eden(!) güzeller güzeli bir delikanlı olan hylas adlı bir de oğlanı vardır. çok sever hylas'ı. birlikte argonoutlar seferine katılırlar. gemi
mysia'ya gelince hylas su aramak için karaya çıkar ve güzelliğine vurulan
nymphe'ler tarafından kaçırılır.

hylas'ın bir türlü dönmediğini gören herakles aramak üzere diğer yiğitlerle karaya çıkar ve uzun uzun delikanlıya bağırırlar. ama hylas geri dönmez. sonunda hylas'ı yitirdiğini iyice anlayan herakles öylesine acı çeker ki, sağa sola saldırıp üstünü başını yırtmağa başlar.

hylas'tan sonra herakles'i de yitireceklerini anlayan argonoutlar efsanevi kahramanı ancak bağladıktan sonra zorla gemiye bindirip yola koyulabilirler. ünlü antik çağ coğrafyacısı strabon uzun süre gemlik'te hylas adına festival düzenlendiğini ve burada insanların alay halinde çevreye yayılıp hylas'ı arar gibi ismini bağırdıklarını yazmıştır.

iliada destanının yarı-tanrı kahramanı achilleus da silah ve yatak arkadaşı patroklos'u yitirince benzer bir "krize" girmiştir. (detaylı bilgi için bkz. myrmidon'lar tragedyası.) patroklos yiğit bir savaşçıdır. ancak yine de patroklos'u kendinin katılmadığı bir muharebeye meraklı anneler gibi yollamaktadır. bu durum bir kahramanlık öyküsü okumakta olan okuyucuya hayli ilginç gelir.

illiada xvi/85
"troialıları gemilerden kovdun mu geri dön"
(…)
"kente kadar (orduya) önderlik edeyim deme"
(…)
"kurtuluş ateşi parlar parlamaz gemilerin üzerinde,
hiç durma bak geriye dönmeye,
bırak onları (akhalar ile troialıları), kozlarını paylaşsınlar ovada"

oysa yine de savaş sırasında patroklos ölür. bu haberi alan achilleus ise aynı herkül
gibi saçını başını yolar kederden!

illiada xviii/20
(…) akhilleus'u kapkara bir yas bulutu kapladı,
iki eliyle aldı ocağın küllerini,
döktü başının üstüne, kirletti güzelim yüzünü.
mis kokulu gömleği bulandı kapkara küle.
sonra uzandı boylu boyunca tozun toprağın içine,
elleriyle çekip kopardı, kirletti saçlarını.

ilk eşcinsel ilişkiden sonra yapılanlar

balkona (oteldeydim) çırılçıplak çıkıp dans etmiştim. üstelik müzik filan yoktu!

hem genelgeçere ters düşen birşeyler yapıp baş kaldırmıştım baskıya... ama en önemlisi: süper bir orgazmdı. her noktam boşalmıştı. daha doğrusu her noktamdaki tutsaklar, birikmişler, boşalmıştı.

süper bir partnerim yoktu aslında. yaşadığım daha çok yıllarca çekilen duvarların gümlemesydi.

sanki leş gibi bir bedenle çivileme denize, ama gece denizine, dalmak gibiydi.

kadın bedeni üzerinden iğrenç küfürler

(bkz: erkek eşcinsellerin kadın bedenini pek de kafaya takmasalar da ciddiye alıp sorumluluk duymaları)

eklemeden duramayacağım:
aybaşın mı tuttu?
amcık hoşafı.
veriyo.
açmış nah buraya kadar!

bu liste uzatılabilir, hiç de değeri yok. önemli olan bu pespaye lafları üreten aç, dengesiz, yalnız kimselerin gayler için de taşınması zor laflar üretmeleri.

kadınlarla aynı kefeye konmak beni hep rahatsız etmiştir; ki, bazı heterolar, bazı "ful aktifler" bu şekilde davranıyorlar. geyler, tıpkı kadınlar gibi, kimilerinin pis laflarla egolarını tatmin ettikleri yemler! oysa kendi cinsimden -yeri gelince- hoşlanmam, karşı cins ile benzer görülmeme neden oluyorsa burada büyyyüüüük bir pislik var demektir. bu pisliğin abarmasının nedeni belki erkek olduğumuzu hatırlayıp o "gariplere" yeterince tepki vermemek.

yanlış (ya da çok kişiyi rahatsız edecek) birşey söyleyecek olabilirim; ancak demirtaş gibi bir politikacının, kürt milliyetçisi olmayan birçok kimsenin bu denli sempatisini kazanmasının bir nedeni de acaba terör (evet, kelime bu) değil mi? "ağlamayan çocuğa süt verilmiyor" mu? dişlerini gösterip bazen de ısırmayınca hep "okka altına" mı gidiyorsun?"

bu konu, üzerinde ciddiyetle durulması gereken dinamikler içeriyor. bu yüzden biz gayler -belki de- bu kadar gök kuşağı rengi olacağımıza -hani nasıl diyeyim- biraz silahlanıp, erkek olduğumuzu göstermemiz mi gerek acaba?

yoksa o ortama hiiiiç bulaşmayıp, onlara rahat ve neşeli olmayı öğretmemiz mi?

gerçekten bilemiyorum.



sikini boka batıran gayler

batırdığı yerin boklu olup olaması bir kaçınılmaz kader değildir. yani her batıran gay boka batırıyor sanılmamalıdır.

öpülen kızın dişinin kanaması, vajinasının içinde beyaz şehriye gibi şeyler olması, tenini yalayınca ağızda acayip bir tat oluşması, tırnaklarının içinde siyah gölgelerin bulunması, kafa derisinden acı bir kokunun yayılması benzeridir bu durum ve kesinlikle eşcinsellikle ilgili sayılamaz...

partneri iyi seçmezsen başına her alemde gelir bu durumlar. bilmiyorsan, yeterince yaşamamışsın demektir.

bir ceza yöntemi olarak sikmek

cinsel içerikli her kavramın aşağılayıcı olarak belletilmesinden kaynaklanmaz; iyi olan birçok şeyin kötü olarak belletilmesinden kaynaklanır. örneğin eşek, öküz, inek, köpek, koyun, keçi gibi insan dostu hayvanların adı en yaygın küfürlerdendir. son zamanların popüler küfrü çakal, dişisi ölünce kusarak yavrularını besleyen erkeklere sahip bir hayvan türüdür. yine yaygın bir küfre isim babalığı yapmış ayıların eşleri öldürülünce köy basacak kadar acı çektiği bilinir… tıpkı yılanlar gibi! dahası, yılan tıbbın ve eczacılığın sembolü olacak kadar gizemlerle dolu bir hayvandır. alet yapan, yumurtlayınca erkek ve dişi sıra ile kuluçkaya yatan karga, "besle kargayı oysun gözünü" şeklinde anılacak kadar haksızlığa uğrar. doğadaki en acımasız canlılardan olan karınca ise çocuklara örnek olarak yansıtılır. sanılanın tersine son derece savaşçı bir hayvan olan at "yiğitler yoldaşı" biçiminde lanse edilir. örnekler bol… okka altına giden sadece gayler ve seks değil görüldüğü gibi…

ensest ilişki

satanizm sanılan paganizmde çocuklara ilk cinsel deneyimi ebeveynleri verir. (kedi kesen, alelacayip makyajlarla insanları korkutmaya çalşırken kendi korkularını sergileyen -sapık asla demem- bana aşırı garip gelen kimselerin din diye ortaya sürdükleri sistemden söz etmiyorum; doğaya, özgürlüğe, farklı bir moral sisteme göre yaşayan kimselerin inancından bahsediyorum)

birçok kimseyi "rencide edici" bir düşüncedir bu. ancak biraz yüreklice düşünürsek farklı sonuçlara varmak olası: ilk cinsel ilişki, ayıp sanılan bir eylemi, büyük olasılıkla gizliden gizliye, suçluluk içinde uygulamaktır. bu yüzden ilk deneyim cesaret ister. arzu yaratır bu cesareti. korku dizginlenir ve cinsellik denenir. yine de sonuç hüsran olabilir; deneyimsiz tarafta ciddi travmalar yaratabilir. sonucun başarısı partnerin deneyimi, sabrı ve iyi niyeti ile yakından ilişkilidir.

bu riski almamanın yoldur belki de bir insanın ilk deneyimini onu en seven kişi ile -değim yerindeyse güvenlik içinde- yaşaması. bir oğlana en yakını annesi, bir kıza da en yakını babasıysa neden bu "en yakın" kimseler cinsel enerji denilen enerjiye kapıları "usulünce" açtırmasınlar? bu uygulama ebeveynlerce bir zevk değil, bir görev olarak algılanır, bir çeşit terbiye süreci (bedeni terbiye etmek) olarak üstlenilir ve dikkatle yapılırsa birçok bireyin cinsel hayatının ilerideki yaşlarda daha sağlıklı olacağını düşünmeden edemiyorum.

missstiffany

bir yere mi gitmiş? pek anlamadım?

birkaç kere yazıştım, pek de tanımam; ancak diğer bazı trans kadınlar gibi x kromozomunun verdiği anlayış, sevecenlik, uyum, şefkat, besleme gibi niteliklere yabancı.

edit: bazı dostlar neler olduğunu sormuşlar açıklayayım: bir entrymde "eşcinsellik, kadınsılık ile eş görülüyor, translar kültürlerini bizden iyi yayıyorlar" mealinde bir şey yazdım. durduk yerde bana mesaj attı, transları sevmiyor musun yok bilmemne... bir de alıntı "fazla dolanmayın ortalıktaya da getirmişsin(kiimseciklerin ne haddi ne gücü yeter buna)" nereden çıkartmılş bunları? valla ağzım açık kaldı. öyle ağırıma gitti ki upuzun yanıtlar yazdım, inanılmaz ölçüde "alttan alır" cevaplar verdim; tamamen yanıldığını, hatta bir zamanlar bir trans erkekle ilişkim olduğunu, çektikleri sorunları yakından bildiğimi anlattım. ancak dinletmenin imkanı yok. isteyene onun yazdığı mesajları ve benim yanıtlarımı yollayabilirim.

bu sözlükte hazzetmediğim tek erkektir. missmiş... atacı, yani baskıcı, "illa dediğim olacak, kimse benim doğrularıma karşı çıkamaz" tipi erkeğin önde gideni.

kimse bir diğer yazar kendi gibi düşünmüyor diye mesaj atıp kabadayılık etmeyecek!

edit: yazdığım -o kişiyi değil, onu sevenleri sivri bir dille eleştirdiğim- için kuma'yı rahatsz etmiş. haklıdır. bu yüzden entrymi siliyorum.

ekleyeyim: o kişi hakkında düşüncelerim aynıdır. kimse hoşuna gitmeyen entry görünce gagalamaya ve susturmaya çalışmayacak. erkekçe ağırbaşlılıkla, ya da kadınca hanımefendilikle karşılayacak.

itirazım var

tevrat'ta adem'e kafası bozulan rab'ın "sen erkek, yiyeceğini topraktan zorlukla çıkaracaksın" (kadına da "sen kadın, acı ile doğuracaksın") diye insana lanet etmesine. yarın yine işbaşı da...

meraklısı için:
tevrat, yaratılış 3:
14 bunun üzerine rab tanrı yılana, “bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın” dedi, “karnının üzerinde sürünecek, yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
15 seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.”
16 rab tanrı kadına, “çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim” dedi, “ağrı çekerek doğum yapacaksın. kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek.”
17 rab tanrı adem'e, “karının sözünü dinlediğin ve sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.

metin feyzioğlu

yürekliliği kadar sakinliğe de sahip profesör insandır. erdoğan'ın tepkisine sakin yanıtları ile başbakanın halinin garipliğinin altını çizmiştir.

tayyip bey, sakin... çok değil bir gram yeter.

erkek severlik

ağırbaşlılığı, zorlukları omuzlamayı, az ve öz konuşmayı, sadece gerekince anlatmayı, soğukkanlılığı, edebi ve adabı, o farklı gücü bilmektir erkeklik. ve de bunları sevmektir.

bize ibne derler... bizler belki de -heterolardan bile- daha gerçek erkekleriz.
Henüz takip ettiği biri yok.