loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

dicle üniversitesi

bugün dicle üniversitesinde hizbullahçıların saldırılarını protesto etmek isteyen öğrenciler ile eğitim-senlilerin üzerine helikopterden gaz bombası atılmış. izinsiz gösterilere müdahale konusunda türk polisi level atlamış. ha gayret jesus!

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyase...

başlıkları alt alta okumak

·ideal sevgili
·salak
·jon kortajarena

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

dicle üniversitesi

bugün hizbullahçı öğrencilerle kürt öğrenciler arasında olayların yaşandığı üniversite. *

http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?a...

queen of denmark

deli gibi o site benim, şu link senin derken bir türlü weekend filminin bitiş şarkısını bulamadım. ne şarkının ismi ne söyleyenin adı elimde yok... derken yanlışlıkla lost soul a ait bu başlığın ilk entrisindeki ikinci şarkı gözüme ilişti: marz. kalbim mi temiz, yoksa tembelliğimi mi taçlandırmaya meyilliyim anlayamadım ama aradığım şarkı oymuş. nasıl sevindim, nasıl mutlu oldum bir bahtiyarım.

tanım: ulug tengri lost souldan razı gelsin dedirtten başlık. ha queen of denmark'ı bilmiyordum ancak öğrenmiş oldum.

(bkz: ağlamak istiyorum sayın seyirciler)

ayı sözlük

dün geceden beri bana el kol hareketi yapan tatlımız. bana mesaj var diyor, giriyorum ve evet haklı, biri mesaj göndermiş. tıklıyorum ve ayımsözlüğüm ne dese beğenirsiniz önce giriş yapmalısın. ondan önce ve sonra gelen nice mesajı açarken böyle bir şey demeyen sözlük neden sadece o mesajda böyle tepki veriyor anlamadım. acaba beni başkasına yar mı etmek istemiyor. *

rüya

tanım: uykuda iken görünen şey. izlenmez. yaşanılır.

tuhaf bir rüya gördüm bu sabaha karşı. gözlerimi açtım kim olduğunu hatırlamaya çalıştım. kim olabilirdi. kim? sabah ezanı okunuyordu. ama kendi kendimi yiyorum kimdi bu çocuk? son zamanlarda tanıdığım biri olamaz. son zamanlarda kimseyle konuşmadım. adamla, rüyamda bir hukukun meyvesi olan muhabbetimiz vardı. gelecekten haber falan da değildi. meraklı bir tefekkür haliyle yorganımı kafama çektim ve başımı yastıktan indirip yatağa yapıştırdım. uyuyakalmayayım diye hep yaparım düşünürken. ama içim geçmiş. bir an gözlerimi açtım ve hatırladım. ezanın son kelimesine denk geldi. bu kadar kısa bir sürede yoğun bir düşünme faaliyetine girmiş olmamı bir yana bırakıyorum asıl olan bu çocuğun lisans ikide hoşlandığım kişi olmasıydı. adını hala hatırlamıyorum. ve en son 2011de gördüm. niye bilincime atmışsam artık, rüyamı çekerken fışkırıverdi. hayırdır diyorum.

not: rüyalarımda hiç konuşmam. başkaları konuşur ama ben konuşmam. kelimeleri olmayan bir bakışma dilim var. ve bu çocukla bakışıyorduk. nasıl bir muhabbet. töbe ya. sabah sabah.

istanbul

birilerin bir an önce deli gömleği giydirmesi gerektiğini düşündüğüm şehir. hemeroidi ameliyatlık hale gelmiştir. birilerin derhal operasyonu başlatması gerek. ya da ne diyorum, zaten olan olmuş.

bir de:

istanbulun havası bana dangalak tipleri hatırlatıyor. ya da densiz. düpedüz saçmalık! daha iki gün önce kan ter içinde kalmama neden olan bu şehir şimdi yağmurla ıslanmış ve soğuk. bunun mart ayı ile bir ilgisi yok. tamamen şımarık bir şehrin can sıkan ilkokul esprilerinden biri.

not: en son 30 martı yaşadığım için nisanın neredeyse ortasını mart diye yazıvermişim. allah aglıma mugayyet olsun!

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

iki günde üç defa weekendi izledim. kitabı dersi araştırması neyin bitirir bitirmez bir daha izlicem. bildiğin sabırsızlanıyorum. bu defa da kağıt kalemle izlicem. diyaloglar güzel. yeterince izledikten ve notlarımı aldıktan sonra kendi başlığında entri yaratacağım. yüce isanın korkutucu merhameti adına!

facebook'ta isminin başına tc koymak

inci sözlük trollüğü* olduğuna dair ortalıkta gezen* kanıtın üçüncü yorumu beni kopardı: "hassiktir amk bütün sazanlar adlarına tc koyacak amk komediye bak ben varım panpa*" 5.04.2013 saat 01:51 yer inci sözlük.*

(bkz: bizımlasın)

osmanlıca

kemalist elitlerin başarılı bir şekilde yirmi yılda yok ettiği türk dilinin en kıymetli devresini çocuklara öğretmek için bir fırsattır. sadece fırsattır çünkü eğitim sisteminde ne iyi de bu ders iyi olacaktır. osmanlıcayı öğretecek öğretmen mi? bu memlekette kum gibi edebiyat , tarih mezunu var. bir çocuğu da işsizlikten polis olan. daha da bir şey demiyorum.

ha osmanlıca öcü falan değildir. tek amacı osmanlı kültürünü yok etmek ve "modern" türk insanını yaratmak olan kadrocu'ların kaş yaparken çıkardıkları o gözdür "osmanlıca". öyle aptal ve gereksiz insanımız vardır ki hala arap alfabesinin türk diline uymadığını sanar. ama hayır onları aptal saymak, maruz kaldıkları iç asimilasyonu göz ardı etmek olur.

(bkz: kendi imkanlarıyla doğmaya çalışmış)*

facebook'ta isminin başına tc koymak

yaran türk filmi replikleri

ne olacak şimdi'de perran kutmanın harika repliği.

perran kutman : tükür babanın suratına yavrum
oğul : ttüüüoff
şener şen : aaa oğlum yapmasana
p.k. : afferin yavrum.

ayı olmayıp ayı sözlük'te yazmak

isimlere önem vermemektir. kategorilere de. en azından elden geldiğince.

perran kutman

redhack

israile siber savaş ilan etmişlerdir. anonymous gibi diğer hekırlarla. nasıl heyecanlandım. bilim kurgu romanında gibi hissediyorum kendimi. fonda klasik müzik. bir genç bilgisayar ekranına bakıyor. ve haberleri takip ediyor. ekranda yazılar, görüntüler hızla gidip geliyor. göz bebekleri büyüyor. şaşkınlık. "ya peki şimdi" bakışları atılıyor. bu arada beş on tane daha kahramanın manzarası veriliyor. sessiz sokak ve ardından hükümetler derken helikopterler, yuvarlak masa toplantıları. tanrım! modern jules verne olmam için elimde yeterince malzemem var o halde bilimi kurgulayayım. *

(bkz: romantik bakış açısıyla reel savaşlar)

mahmut sütlaç

onun anarşist olduğuna dair bir takım malumatın bir şehir efsanesi gibi sokaklarda yaşatıldığı bir hakikat ise de bunun aslı yoktur. doğrusu mahmut sütlaç bir osmanlı beyefendisinin biri kız iki evladından biriydi. zengin pederi vefat edip de zamanının örf ve adetlerince ona kalan sütlaç dükkanından kar etmediği bir yalandır. şayet aksi düşünülüyorsa bugün bilhassa sirkecide tapu araştırmalarına başlanması gerektiğini düşünmekteyim. bunun dışında onun kapitalist bir yaşama da sıcak baktığı ve bu hayasız hayatı tamamen yaşadığı söylenemez. sütlaç dükkanının bir anarşist toplantı mekanı olduğuna kaynaklık eden buluşmalar ise mahmut sütlaç ın devrin darülfünun talebelerine yaptığı bir kıyaktır. gençler oraya toplaşır sütlaç yer ve ardından kiler denilen kattaki yuvarlak masanın etrafında toplaşılıp bakunin üzerine derin tefekkürlere gark olurlardı.

mahmut sütlaç’ın kuşkusuz bu hadiselerle münasebeti vardır. zira kendisinin ruz-namelerinden anlaşıldığı üzere anarşist dostlarının tesirinde kaldığı müşahede edilmektedir. fakat bunu salt fikri bir etkilenme olarak algılamak büyük bir gaflet olacaktır. zira “selim bey” ismi onun bir aşk macerasının kahramanı olduğuna işaret etmektedir. şöyle ki…

selim bey darülfununda okuyup ileride tercüme dairesinde çalışacak olan bir talebedir. sosyalizm, anarşizm gibi bir çok hayalet ile boğuşan paristeki eğitimini yarıda keserek aynı hayaletin der-saadette de hortlamasını sağlamak arzusundadır. işlerin sarpa sardığı zaman dilimi tam olarak onun birkaç arkadaşıyla girdiği sütlaç dükkanıdır. o sırada bir mahkeme yapılmaktadır ve dükkan ağzına kadar dolmuştur. pierre loti sütlaçların ağızda köpürüyor oluşundan şikayetçi olmuştur. yahya kemal ise bunun şımarık avrupai bir yazar kırmasının iftirası olduğunu iddia etmektedir. diğer yandan mahmut sütlaç üzülmüştür. kendisi yüzünde peyda olan bu münakaşaya katlanamayıp tezgah arkasına çömelmiş bir yandan yirmi iki gün önce bıraktığı sigaraya yenden başlamış diğer yandan sütlaç yemektedir. onun bu gibi durumlarda elini fesin içine sokup oyunlar icat ettiği de görülmüştür. bu ilginç mekanizmasıyla rahatlamaya çalıştığı sıra selim bey içeriye girer. gürler. heeyyttt bea! bu tok ses üzere peyami safa sütlaç kasesini de alarak ortamdan uzaklaşır zira ilham gelmiştir. gereksiz bir şekilde herkes bu genç adamın konuyu öğrenmek için merakla bağırmasıyla ortalıktan sıvışmıştır. derken mahmut ile selim bakışırlar. fesler uçuşur. ortalıkta bir rüzgar. fakat dükkanda biri belirir. sevda hanım. selimle sevda sevdayla mahmut derken yeniden mahmutla sevda bakışırlar. aman rabbim derken içeriye müfide hanım girer. sevda hanım ile müfide hanım bakışırlar. derken sırasıyla…

maalesef ki olayın bundan sonrasına vâkıf değiliz. çünkü 22 rebiülevvel tarihli günlük sayfası burada son olmaktadır. fakat bir bilgimiz var ki o gün istanbul’da yeniçerilik kurumunun tekrar kurulması için sokaklara dökülen bir kısım eski kafalılar sütlaç dükkanını önce yağmalayıp sonra taşlayıp camlarını indirmiştir. bu olayın yeniçerilik maskesi altında işlenmiş bir anarşik hadise olduğu devrin gazetelerinde ilk sayfadan verilmiştir. ceride-i maarif adlı gazetenin bir haberini burada sizinle paylaşmak celp edecektir: pierre loti ile yahya kemalin tartışırken hiç bir şey yokmuş gibi bir anda münakaşayı kesmesi, dükkandan ilkin peyami safanın çıkması hayli düşündürücüdür. olayın devlet-i aliyyeyi zor durumda bırakıp müstakbel isyanları haklı göstermek için uydurulduğu da haberin bir başka yorumudur.

lev troçkiyle ilgili olan dedikodu ise asılsızdır. mahmut sütlaç bir lev tanır o da tolstoydur.

divanü lügati't türk

budist tapınağına gidip heykelin kafasına sıçtık gibi bir manaya gelen bir kaç mısraya sahip kıymetli bir eser. tabi kıymetli olan o mısra değil eserin kendisi.

kişneyerek şarkı söyleyen kadın

sabah sabah bütün ev ahalisine izletip de tepkilerini ölçmeme sebep olan ve kahkaha atmaktan kırıldığım bir(1) video.

--- spoiler---
bildiğin kişniyor.
--- spoiler ---

isney
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

yazmak

yazmak yıkanmaktır. yazmak özgürlük ve yazmak kimi zaman kusmak. yazmak kaçış, ardına bile bakmadan bazen. yazmak gün geliyor sessizliği bozmak belki de aksine sessizliğe boyun eğmek. yazmak mukaddes bir eylem ve yazmak masumiyet, naiflik ve bütün mevzuya inat nezaket. yazmak...

brokeback mountain

esasında roman falan değildir. annie proulx'un yazdığı kısa bir öykü. aralarında teorik bir ayırım olmasa da hikaye bile diyemiyorum bu öyküye.
everest'in film çıktığında popüler kaygılarla brokeback dağı diye türkçeye iğrencü'l-vahşet bir tercümeyle kazandırdığı öykü. bu kötü çeviriden olsa gerek -diye umuyorum- öykü hayli sıkıcı. onu okuduktan sonra kitabın başka hiç bir öyküsünü okumadım.

bu filmi sinemada izledim ben arkadaş. daha bir tane bile gay arkadaşım yokken. bir tane bile gay pornosu izlememişken. (aynı zamanda genel porno da izlememiştim.) bakırköy'de +18 mi ne yazıyordu o zaman. kimliğimi isteyecekler diye altıma sıçmıştım korkudan. ama bir kere beni kesmedi. sonraki hafta ikinci kez gittim. benim için ne kadar anlamlı olduğunu anlatamam. o zamana kadar yalnızca e2'de yayınlanan hollyoaks dizisinde gördüğüm eşcinsel sevgili muhabbetleri bir anda koca bir öykü olarak beyaz perde aracılığıyla gözümün önüne serilmişti. arkadaş o zaman ben de sonu böyle olmayan ama sevdiğimle güzel bir ilişki yaşayabilirim deyüpde sinemadan çıkararaktan eve koşmuştum. gözlerim de yaşlıydı efendim. ağlamamış değildim. son sahnede.

diğer yandan. sözlük, bu film sinemada izlediğim ilk filmdir. benim için önemini anlatabiliyor muyum? ve 2006 yılı benim için ne kadar mukaddestir. lise daha bitmemişken nihayet sinemaya gittim demek için sinemaya gitmeye çalışan ben'in -param olmazdı da gitmezdim, net zaten yoktu- gittiği ilk filmin brokeback olması hayli hoş bir tesadüf.

mutluluktan siken birine asla sahip olamayacağınızı bilmek

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

nevruz

türkiyede kürtler tarafından her yıl alanlara çıkılarak harlanmış ateşlerin etrafında müzik eşliğinde halay çekilerek kutlanan ve genellikle günün ortasından itibaren gaz bombası, cop ve orantılı polis şiddetiyle devam edilip akabinde türk medyasının orta yerine oturan mühim bir bayram.

bilindiği üzere en görkemli newroz kutlamaları diyarbakır'da yapılmaktadır ve onu istanbul izlemektedir. bugün kutlanacak olan 2013 newrozu yine zeytinburnu kazlıçeşme meydanında yapılacaktır. program saat onda başlamış olmalı.

(bkz: demirci kawa destanı)
(bkz: bir newroz ateşi maddesi olarak tekerlek)

not: türkçe karşılığı nevruz olup yeni gün anlamına gelmesinden ötürü bazı çevrelerce yeni gün diye de nitelendirilen bu bayramın devlet tarafından engelenememesi ile bir türkiye türkü versiyonu ortaya çıkartılıp türk bayramı ilan edilmesi ironiktir. şimdilerde resmi bayram statüsünde olması ise...

(bkz: nevruz)

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **