marvelous

Durum: 410 - 0 - 0 - 0 - 12.01.2017 15:36

Puan: 6840 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Cunning is fundamental.
  • /
  • 21

türkiye'deki lgbti destekçisi firmalar

mesleksiz kezbanın kariyerli bey araması

sadece elit beyler yazsın diyen lubun gibidir.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

balıkesir'in tüm ilçelerinin güzel olması

sahil ilçeleri güzeldir ama oralar da kendisini balıkesir olarak görmez zaten, bir nevi özerkliğini ilan etmişler. mesela bir bandırmalı'ya katiyyen balıkesirli olduğunu söyletemezsiniz, kesinlikle kabul etmez. istanbullular da sadece yazdan yaza gittikleri yazlıklarının olduğu yerleri balıkesir sanıp iç geçirirler ama malesef merkez ve çevresindeki ilçeler asıl balıkesirdir ve o sıcak iklimi ve sıcak insanları oralarda pek bulamazsınız. anadolu şehrinden hallice bir durgunluk ve neredeyse bütün kış şehrin üstünde çökmüş bir sis dalgası ile yaşarsınız ve ayazı cidden soğuktur, öyle deniz iklimine pek benzemez yani merkezin iklimi. ayrıca sahil kesimi halkı büyük oranda chp'li iken merkez ve civarı ise daha çok milliyetçi ve kısmen muhafazakardır.

sonuna su gelen isimler

kesha

farkında mısınız bilmiyorum ama gerek müzik gerekse sinema-tv dünyasında kadınlar sürekli orospu, yollu, kaşar şeklinde yaftalanıyor, ve bunu yapanlar da çoğunlukla onlara bakıp ağızlarının sularını akıtan erkekler... bu yaftalama hayatın her anında var ancak sanat ve medya dünyasında görünürlük, farklılık ve dikkat çekme unsurları gerekli olduğundan kadınlar buralarda çok daha fazla yaftalanıyorlar ve neredeyse hayatlarının sonuna dek bu yaftalama ile yaşıyorlar. halbuki biz sanıyoruz ki onlar zengin diye her şeyi atlatır. bu kadınların da tıpkı diğer kadınlar gibi bir onuru, kişiliği, ailesi ve hayatları var, ve bu insanlar sırf bu suçlamalar nedeniyle "gençken hata yaptım" vs. gibi sözlerle kendilerini aklamak zorunda hissediyorlar. kesha da bunun en büyük örneklerinden biri. yaşadığı bu tecavüz hayatını etkiliyor, hatta tehditler nedeniyle istediği tarzda müzik yapamadığını bile söylüyor. kafamızda öyle imaj oluşturmuşuz ki bu kadınları neredeyse birer sex objesi olarak yaftalıyoruz, ister kadın ister erkek olalım...

hukuk sistemleri bu iğrenç zengin ve güçlü erkekleri korumaya devam ettikçe kadınlar tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi müzik dünyasında da ezilmeye ve sex objesi olarak görülmeye devam edilecekler. istedikleri müzikleri yapamayacak, o tecavüzcü patronların istediklerini yapmaya "mahkeme kararı" zoruyla devam edecekler ve yarın bir gün intihar ettiklerinde de insanlar arkalarından "yolluydu, su testisi su yolunda kırılır" gibi iğrenç laflar söylemeye devam edecek...

hayatından 12 yıl çalınmış olacak belki, 30 yaşına geldiğinde. kimin yüzünden, tabii ki tecavüzcü bir erkek... şaşırdık mı? hayır.

nutella'nın şişirilmiş bir balon olması

şu resim şurada dursun önce:

evet, şu anda overrated olduğu doğrudur fakat bunun sebebinin yıldan yıla malzeme kalitesinin düşmesiyle doğru orantılı olduğu söylenmekte. öncelikle fındık ezmesi gibi muazzam bir yiyeceğin fiyatı ile nutellanınki karşılaştırıldığında fark belirgindir çünkü türkiye'de gittikçe pahalılaşan fındık nedeniyle nutellaya o kavruk-kremamsı tadı veren fındığın miktarı azaltılmış ve kakao-fındık dengesini sağlayamadıkları için de şekeri basmışlardır. ayrıca o beğenmediğiniz yağ tabakası nedeniyle yağı da azaltıldı (o yağ ürünü korurdu ve daha yoğun bir aroma kazandırırdı); çünkü çocukken yediğim nutella daha yağlı, daha kakaolu ve daha fındık aromalıydı. uzun süre sonra yediğim nutelladan ise aşırı şeker nedeniyle ne fındık, ne de kakao tadı alabildim, zaten içinde kakao ve fındığın esamesi bile okunmuyordu.

ayrıca isviçre, italya ve almanya'daki nutellanın buradaki nutelladan çok çok daha iyi olduğunu söylüyor deneyenler. bizdeki gibi malzeme ve kalite kıtlığı çekmedikleri kesin tabii.

harry potter and the cursed child

bu arada bu 8. kitap olarak geçiyor bir pazarlama stratejisi olarak ancak özünde yayınlanacak olan 2 part'lık tiyatro gösterisinin senaryo metninden oluşacak, yani doğrudan hikayenin devamı olmayacak. akıllarından ne geçiyor bilmiyorum ama zamanla tüm detaylar ortaya çıkacaktır. bundan ziyade ben jk'nın eski röportajlarında bahsettiği ansiklopedinin çıkıp çıkmayacağını merak ediyorum çünkü yine aynı röportajda bunun için çalıştığını fakat epey zaman alacağından bahsetmişti. eğer öyleyse benim aklımı kaçırtacak yegane şey o ansiklopedi olacaktır.

sigara içenlerin katlanılmaz kokusu

90'lı yıllarda babaların ve orta yaşlardaki erkeklerin giydiği bol deri ceketi ve gür saç-bıyık kombinasyonunu gözünüzün önüne getirin, arka plana da siyah tüplü tv ve levent yüksel klibi koyun, biraz da demir ayaklı masa ve okey takımı eklediniz mi burnunuza o sigara kokusu gelmeye başlayacaktır...

sevgililer gününe çare yıldız tilbe

ilginç bir şekilde reklam her yerden kaldırılmış ve bir açıklama getirilmemiştir ancak haber sitelerinde yahudilere söylediği ırkçı sözler nedeniyle olduğu geçmekte...

bu da kaldırılmasından sonra yıldız'ın tweetleri:

sabun göndermesi de manidar, neyse. #racismsucks

eşcinsel bir erkeğin rüyada bir kadınla seviştiğini görmesi

please. get. out. of. my. head!

i'm done. *

ios mu android mi

ios tasarım ve kullanım kolaylığı, android ise performans ve kişiselleştirme anlamında iyiler.

fakat totalde android benim için.

kışın ortasında güneş gözlüğü takmak

belki stüdyo ışıkları gözünü alıyordur. (bkz: nur yerlitaş)

hayvanları sevip insanları sevmemek

o benimdir. hayvanlar art niyet düşünmez, arkandan kuyunu kazmaz, içinden lanet okumaz, bencillik yapmaz ve kesinlikle nankör değillerdir.

biraz yiyecek, su ve sevgi yeterlidir. ev hayvanı veya sokak hayvanı olsun fark etmez, size katiyyen kötü davranmayacaklardır.
"ama beni ısırdııığ" diye ağlıyorsanız da yapmayın, demek ki o hayvan zamanında iki ayaklılardan şiddet görmüş, size karşı da kendisini savunmuştur. size insan gibi kin beslemeyecek, zamanla alışacaktır.

-hayvan sevgisine giriş 101-

sevgilisine sapına kadar güvenen eşcinsel

hdp'nin lgbt adayından vazgeçmesi

bence kimsenin bir şeyden vazgeçtiği falan yok, niye hemen galeyana geliniyor anlamadım. barış sulu da zaten durumu izah etmiş.
öncelikle erken seçim zırvalığı yüzünden partiler çoğunlukla aynı adayları koydular, dolayısıyla chp veya hdp'nin parti politikalarını değiştirdiklerini kesinlikle düşünmüyorum.
zaten bizim kazanımlarımız belediyeler ile başladı, umarım zamanla kurulacak koalisyona da yansıyacaktır. dolayısıyla "aman neden aday göstermediler bilmem ne" şeklinde gaza gelmeler kazanımlarımıza zarar veriyor. bizi öyle ya da böyle kabul edecekler, çünkü etmek zorundalar, dünya değişiyor.

iskenderiye kütüphanesi

bu kütüphanenin başına gelenin bir benzeri de alamut kalesi için gerçekleşmiş. tıpkı buradaki gibi orada da tarihi değiştirebilecek düzeyde el yazması eserlerin olduğu rivayetleri var. hatta bilenleriniz vardır; kaleyi timur önderliğindeki türk orduları yıkmıştır. bu hareketle iran haşhaşileri sert bir darbe alarak eski güçlerine kavuşamamışlardır, hatta gerileyerek yok olmuş da diyebilirsiniz fakat haşhaşilerin yani suikastçilerin günümüzde de varlığını sürdürdüklerini düşünüyorum. (bunu sadece bir iktidar mücadelesi olarak mı yoksa sünni inancının şii "kültürüne" olan saldırısı olarak mı görmeliyiz o konuda emin değilim.)

yine benzer rivayetler iskenderiye kütüphanesi'nin yıkımı için söz konusudur. fakat bu sefer yükselen semavi dinlerin müritlerinin deli cesareti, antik dönem gelişmiş mısır medeniyetine karşı önemli üstünlük kazanarak yıkılmasını sağlamıştır. kütüphanenin ard arda müslüman ve hristiyan ordularının hışımına uğradığı söylenmektedir. üzücü olan durum bence budur. "dark age" dediğimiz dönemlere girişin göstergelerinden. hatta bu karanlık çağ öylesine uzun sürmüştür ki neredeyse rönesans'a kadar aydınlıkçı pek fikir geliştirilememiş, pek yazma eser yazılamamış ve az çok bir şeyler yapmak isteyen düşünür ve bilim adamları da yine bu ilahi din kurumları tarafından elimine edilmiştir.

tarihte kelebek etkisi dediğimiz şeyin etkisinin olduğuna inanıyorum biraz. ha, tek neden tabii ki bu değildir fakat tarihi değiştiren çoğu şey bu yazma eser kütüphaneleri ve derme çatma bilim evleri-rasathanelerde ortaya çıkmıştır. siz uygulama alanlarını yağmalar ve yok ederseniz sonra neden bu durumdayız deme hakkınız kalmaz. bugün mısır'ın hali bu kadar kötüyse bunda zamanında sahip oldukları eşsiz medeni kültürü yok etmelerinin önemli nedeni olduğunu düşünmekteyim.

pokemon go

giyilebilir teknolojiler gelişmediği sürece yaygınlaşması çok zor. bırakın türkiye'yi, abd ve japonya'da bile bu teknolojiler tercih edilmiyor günümüzde. ha, belki de bu teknolojilerin reklamını yapmak için pokemon gibi hassas bir noktadan vurmuş da olabilirler. poketop görevi görecek bileklik de bu teknolojiye dahil bu arada.

ayarlanacak gps'ler, pokemon'ların bu gps'lere yerleştirilmesi, başlı başına hologram teknolojisi, telefonlar arası bağlantılar filan derken henüz 4g'ye bile geçememiş bir ülke için hayal gibi duruyor. umarım 2016 senesi ortaları gibi abd, kanada, japonya gibi ülkelerdeki oyuncular deneyimlerini paylaşır da bizim internet ve altyapı geliştiricilerimiz önemli adımlar atar. böylece çok gelişmiş akıllı telefonlarımız taş devrinden kalmış altyapı ve internet teknolojimiz nedeniyle bu oyundan mahrum kalmaz. fakat yine söylüyorum, adam akıllı bir glass olmadıkça (belki oculus'a da uyarlarlar) sadece telefon ekranından kro kro oynarız.

ayı sözlük yazarlarını ayı sözlük'te yazmaya iten sebepler

bi nedeni yok, spontane. bazen 3 ayda 1 entry, bazen günde 10 entry. içimden nasıl geliyorsa..

süt

anne sütü çocuğun belli bir yaşa kadar olan bağışıklığı için yeterlidir. paket sütler ise ısıl işlem görürler ve sudan farkları kalmaz. normalde de bileşeni bolca sudan oluşan inek sütü inekler içindir zaten, hayvanları zorla seri tecavüze uğratıp sütlerini içiyoruz ve bize faydalı olacak sanıyoruz. bu da doğanın insan müdahalesine bir şakası sanırım.

onun dışında litrelerce sütten elde edilen doğal fermente ürünler * sütün kendisinden hem protein hem kalsiyum olarak daha zengindir.


edit: şark kurnazlığı yapıp entry uçuranlar sağolsun..
  • /
  • 21
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 410

lykke li

eurovision takip etmeyen gay

dünyanın en büyük ve eğlenceli gay organizasyonundan bihaber olan eşcinseldir. muhtemelen yarışmayı da sıradan ve demode buluyordur. tuhaf kafalar. aynı şekilde drag şovları, gay prideları, life ball etkinliklerini de ya bilmiyor ya gereksiz buluyolardır. mesela conchita için "ne gerek var ki sakala filan" derler.

ayrıca türkiye yok diye izlememek neyin kafası yahu? bildiğin eşcinsel etkinliği bu. milli gurur kabartmak nedir ayrıca allasen...

iskenderiye kütüphanesi

bu kütüphanenin başına gelenin bir benzeri de alamut kalesi için gerçekleşmiş. tıpkı buradaki gibi orada da tarihi değiştirebilecek düzeyde el yazması eserlerin olduğu rivayetleri var. hatta bilenleriniz vardır; kaleyi timur önderliğindeki türk orduları yıkmıştır. bu hareketle iran haşhaşileri sert bir darbe alarak eski güçlerine kavuşamamışlardır, hatta gerileyerek yok olmuş da diyebilirsiniz fakat haşhaşilerin yani suikastçilerin günümüzde de varlığını sürdürdüklerini düşünüyorum. (bunu sadece bir iktidar mücadelesi olarak mı yoksa sünni inancının şii "kültürüne" olan saldırısı olarak mı görmeliyiz o konuda emin değilim.)

yine benzer rivayetler iskenderiye kütüphanesi'nin yıkımı için söz konusudur. fakat bu sefer yükselen semavi dinlerin müritlerinin deli cesareti, antik dönem gelişmiş mısır medeniyetine karşı önemli üstünlük kazanarak yıkılmasını sağlamıştır. kütüphanenin ard arda müslüman ve hristiyan ordularının hışımına uğradığı söylenmektedir. üzücü olan durum bence budur. "dark age" dediğimiz dönemlere girişin göstergelerinden. hatta bu karanlık çağ öylesine uzun sürmüştür ki neredeyse rönesans'a kadar aydınlıkçı pek fikir geliştirilememiş, pek yazma eser yazılamamış ve az çok bir şeyler yapmak isteyen düşünür ve bilim adamları da yine bu ilahi din kurumları tarafından elimine edilmiştir.

tarihte kelebek etkisi dediğimiz şeyin etkisinin olduğuna inanıyorum biraz. ha, tek neden tabii ki bu değildir fakat tarihi değiştiren çoğu şey bu yazma eser kütüphaneleri ve derme çatma bilim evleri-rasathanelerde ortaya çıkmıştır. siz uygulama alanlarını yağmalar ve yok ederseniz sonra neden bu durumdayız deme hakkınız kalmaz. bugün mısır'ın hali bu kadar kötüyse bunda zamanında sahip oldukları eşsiz medeni kültürü yok etmelerinin önemli nedeni olduğunu düşünmekteyim.

akp li gay

geçen nickini ilk kez görünce bi gülme geldi bana. hayır, mhp'li veya chp'li, hatta hdp'li gay olsa dahi gülerdim.

oldukça dikkat çekici bi nick aslında, bu yönüyle takdir edilesi. iyi güldürdün asdfsds

pasif eşcinsellerden soğuma sebepleri

tamam, pasiflerden bir şekilde soğudun, ama:

"biseksüellerin kafası karışık. heterolar tü kaka. ap'ler seksten anlamıyor. full aktiflerin allah cezasını versin zaten."

bunlar benim görüşüm değil, sadece hakim düşüncelerden birkaç örnekti.
diyeceğim o'dur ki; kendi aramızda bile birbirimizden soğumak için eften püften bahaneler bulmaya çalışmayalım. buradan çok komik gözüküyor çünkü.

küsenler barışsın kampanyası

öncelikle bir şeyler yazıcam, anlamsız yere eksilemeden bir okuyun bence. yeşil elma nickli milliyetçi ablamız diğer ak-troller ile birlik olurken ve biz ona bir şeyler anlatmaya çalışırken hepimize vatan haini gibi ithamlarda bulundu ve bu aklanma girişimi o aralar yoktu. öncelikle o milliyetçi beyinlerinize şunu sokun: bizler bu ülkede kalıcı barış için uğraşıyoruz. bizler insanın ölmesine üzülüyoruz ve daha fazla kan aksın istemiyoruz. fakat sizin politikalarınız malesef kan ve gözyaşı getirdi bu ülkeye. şimdi herkes barışsın diyorsunuz, fakat biz her barıştan bahsederken ortalarda yoktunuz. bunu gerçekten suçlamak için yazmadım bu arada. neyse.

şimdi diyenleriniz oluyordur bu kadar tartışma kavga neden herkes barışsın bilmem ne diye.. evet, şu sözlüğe bir şeyler yazmak kelebek etkisi gösterebliliyorsa bu bir kazanımdır, ve bu kavga ile olacaksa olsundur. şuraya yazılanlar tartışılmasın mantığı ile kenara atılıp tartışanlar suçlanıyorsa vay halimize. o zaman her sesi çıkana anarşist-terörist damgası yapıştıran devletten ne farkımız kalır?

küsenler varsa onlar da bu başlık altında barışsın, negzel işte güzel fırsat, gerçekten. hazır konuşabilme tartışabilme platformlarımız varken değerlendirmeliyiz; yarın bir gün post-siyasal islam dönemine girersek buralar hep kapalı olacak çünküsü.

struggle is real, my friends. bearhairy beybiliboy kankime selamlars. * *


edit: anlamsız veren arkadaş neyi anlamsız bulduğunu yazarsa bi nebze aydınlanırız belki, gofrettin'in ışıkları gibi *.



ali ismail korkmaz

uzun zamandır bir insan için bu kadar içim yanmamıştı. belki yaşıtım diye kendimi onun yerine koydum, belki kendimi veya onun yerinde olabilecek bir arkadaşımı düşündüm. yaşıtlarımla yaptığım muhabbetler aklıma geldi belki. benim yaşadığım veya çoğu yaşıtımın yaşadığı gelecek kaygısını o da yaşıyordu. geçen yıl benimle aynı vakitlerde üniversite hayalleri kuruyordu belki, ya da sahip olacağı meslek sonrasında gelecek hayalleri vardı. ve ben ilk defa kardeşim gibi gördüğüm bu insan için ağladım...

yazıklar olsun böyle ülkeye, böyle hükümete, böyle adalete...

recep tayyip erdoğan'ın götünün kılıyım

"ak partiliyiz, ak partili. hulooooğğğ" diye bağıran hemcinsinin kankasıdır muhtemelen. geceleri ayran içip, idollerini * izleyerek orgazm olmaları da muhtemel.

kaslı erkeklerin ukala olması

şöyle bir durum var; bu tür kişiler -genelde sporu bir yaşam tarzı haline getirmiş olanların dışındakiler- salon sporlarının yaygınlaşması ile bir hevesle başlıyorlar ve iyi kötü bir netice elde edenler bir anda ne oldum delisine dönebiliyor. hayatlarının belli döneminde çelimsiz olduklarından cinsel hayatları da sönüktü doğal olarak. vücutlarını öyle böyle bir şekle sokunca da muhtemel yaşantılarını "düzgün ilişki, düzenli seks" ile sürdürmek istiyorlar. dolayısıyla zaten bu kadar beklenti içine girmiş birine gidip de "ben eşcinselim ve senden hoşlandım" dediğinde elde ettiği özgüvenle direktman reddediyor. mesela bu duruma bir de tersinden bakarsak o zaman da elden ayaktan düşmüş kelli felli amcaların eşcinsellere düşkünlüğünü anlamlandırabiliriz.

ramazanda içki içmeye devam ediyoruz kampanyası

içen içiyor zaten kısacası umrumda değil milletin tuttuğu oruç. saygı duyarım tamam da onun bunun orucunu ben de mi yaşamak zorundayım bu çöl sıcağında?
bu havada buz gibi bira içilmez de ne içilir siz söyleyin madem.

neyse size hayırlı ramazanlar, göstermelik hoşgörünüzle birlikte. beni olduğum gibi kabul eden ediyorsa tamamdır zaten.

madonna

abartılıyor mu ne. başıma bir iş gelmeyecekse söyleyebilirim ki lady gaga'yı her anlamda daha başarılı buluyorum bu kadından.

lezbiyenlerde aktiflik pasiflik

valla lezbiyenler bile anlamıyorsa bizden anlamamızı beklemeyin. :p *

küsenler barışsın kampanyası

öncelikle bir şeyler yazıcam, anlamsız yere eksilemeden bir okuyun bence. yeşil elma nickli milliyetçi ablamız diğer ak-troller ile birlik olurken ve biz ona bir şeyler anlatmaya çalışırken hepimize vatan haini gibi ithamlarda bulundu ve bu aklanma girişimi o aralar yoktu. öncelikle o milliyetçi beyinlerinize şunu sokun: bizler bu ülkede kalıcı barış için uğraşıyoruz. bizler insanın ölmesine üzülüyoruz ve daha fazla kan aksın istemiyoruz. fakat sizin politikalarınız malesef kan ve gözyaşı getirdi bu ülkeye. şimdi herkes barışsın diyorsunuz, fakat biz her barıştan bahsederken ortalarda yoktunuz. bunu gerçekten suçlamak için yazmadım bu arada. neyse.

şimdi diyenleriniz oluyordur bu kadar tartışma kavga neden herkes barışsın bilmem ne diye.. evet, şu sözlüğe bir şeyler yazmak kelebek etkisi gösterebliliyorsa bu bir kazanımdır, ve bu kavga ile olacaksa olsundur. şuraya yazılanlar tartışılmasın mantığı ile kenara atılıp tartışanlar suçlanıyorsa vay halimize. o zaman her sesi çıkana anarşist-terörist damgası yapıştıran devletten ne farkımız kalır?

küsenler varsa onlar da bu başlık altında barışsın, negzel işte güzel fırsat, gerçekten. hazır konuşabilme tartışabilme platformlarımız varken değerlendirmeliyiz; yarın bir gün post-siyasal islam dönemine girersek buralar hep kapalı olacak çünküsü.

struggle is real, my friends. bearhairy beybiliboy kankime selamlars. * *


edit: anlamsız veren arkadaş neyi anlamsız bulduğunu yazarsa bi nebze aydınlanırız belki, gofrettin'in ışıkları gibi *.



ekmekle tabağın dibini sıyıran insan

bir çorbayı 5 ekmekle yiyen gizli diyabet insan gibidir fakat bunun farkında değildir. zaten yemeği ekmekle yiyerek yemeğin bütün tadını mundar etmektedir, üstüne bir de dibini sıyırmaktadır. ya tanesi kalmasın günah diyen über müslümandır, ya da demin bahsettiğim mundar etmeye bayılan bir tiptir işte. ekmeğe abanmayın yazıktır yahu yemeğin güzelim tadını mahvediyorsunuz.
Henüz takip ettiği biri yok.