padre

Durum: 269 - 0 - 0 - 0 - 10.02.2016 22:10

Puan: 4306 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 14

cübbeli ahmet hoca

edip yüksel'in tabiriyle bokçu, sidikçi, leşçi adamdır. yüksel'in tespitlerine tamamen katılıyorum.

bu da sidik ve kan içip dışkı koklayan cüppeli bir şeytan başlıklı videonun linki :


ağzına sağlık edip yüksel.

bir deyok efendim cübbeli eşcinsellere toleranslı, yok travestileri hoş görüyor diyen arkadaşlara da bi tarafımla gülüyorum. toleransın ne olduğunu bilmemekten sanırım.

türkiye'nin en gereksiz kurumu

diyanet işleri başkanlığıdır. inansın inanmasın bütün halkın vergisinin sadece tek bir dinin tek bir kolunu temsil eden bu kokuşmuş kuruma verilmesi tam bir şaçmalıktır, haksızlıktır. hiristiyan, alevi, ateist vs.. vatandaşın vergisiyle cahiller ve yobazlar ordusunu finanse etmek de nedir? bu kurumun kendisi bizzat islama aykırıdır zaten. din hizmeti parayla satılır mı? gerçi allahın kitabı dedikleri kuranı da parayla satıyor bunlar. resmen kâr elde ediyorlar. bir de cami çıkışlarında milletten para toplamazlar mı. falanca yere yardım filanca yere yardım diye. daha bir tane okula, eğitim kurumuna yardım toplanıldığını görmedim. varsa yoksa kimsenin gitmediği camiler, kuran kursları yapılsın. birileri şu kurumu kapatsa da milletçe rahat etsek.

para para para


akla abba'nın money money money şarkısını getiriyor. şarkıdan sevdiğim bir bölüm ise aşağıda. manidar!!!

money money money
always sunny
in the rich man's world
money money money
always sunny
in the rich man's world

evli bir erkekle ilişki yaşamak

çıkmaz bir sokağa girmektir. evli bir adamla sadece sex ilişkisi yaşanabilir ki ben şahsen onu da yaşayamam. evli eşcinsellerin bir erkekle ilişki kurmak duygusal olarak bağlanmak gibi ihtiyaçları yok mu? tabiki var. ancak eşcinsel bir insanın evlenmeden önce samimi olup bunu evleneceği kişiye açıklaması lazım. eğer kadın kabul ederse neden olmasın. böyle bir kadın bulmak elbette imkansıza yakın. dolayısıyla bir şeyleri gizlemektense evlenmemek en iyi yol. hem istediğiniz ilişkiyi yaşayabilirsiniz hem de kimseyi kandırmamış olursunuz.

grindr profiline kız arkadaşıyla çekildiği fotoğrafı koyan eşcinsel

bir insan hangi akla hizmet böyle birşey yapar anlamıyorum. hayır türkiye o kadar rahatladı mı bu konularda yoksa bende mi bir eksiklik var nedir.

arada kalmışlık

millet olarak en ciddi problemimiz. bir çok derdimizin ardında yatan sebep. ne doğuyuz ne de batı. arada bir yerlerde. zaten edebiyatımızın da bir zamanlar en önemli meselesi bu olmuş. tanzimat edebiyatından itibaren bunu açık şekilde görmek mümkün. hatta bir konferansında hilmi yavuz "ciddi edebiyat eserinin bir derdi, bir problemi olmalıdır o dert ise bizim için ne doğulu ne de batılı olabilmemiz, arada kalmışlığımızıdır. bir edebiyat eseri buna değinmeden asla büyük bir eser olamaz." demişti. bazen düşünüyorum da adam haklı demeden edemiyorum.

erkek cinselliğinin nihai amacı

bu noktada yakın amaç ve uzak amaç ön plana çıkar. yakın amaç haz almak güzel vakit geçirmektir. uzak amaç ise üremek ve soyu devam ettirmektir. bunu şöyle de ifade edebiliriz. erkek haz almak, güzel vakit geçirmek ister, genler ise kendilerini kopyalamak ve yaşayabildikleri kadar yaşamak isterler. yeni bedenlerde bir daha hayat bulmak isterler.

ankara'ya yaz gelmemesi

takvimler 5 haziranı gösteriyor ve ben ankara'da evde ve dışarıda üşüyorum. yaz gelmedi gelemedi şu şehre bi türlü :(

ağaca tırmanan levrek

06e4 adresinde görülen balıklar. sanki sudn karaya geçişin ilk örnekleri gibiler. çok şaşırtıcı

doktor cinayetleri

gözü dönmüşlüğün, cehaletin, şerefsizliğin son noktasıdır, dibidir.

aşk

çölde serap görmek değilse, başka nedir ki aşk?

seks argosu

taşkın su tarafından kaleme alınan ve marjinal kitap'tan çıkan bir argo sözlüğü. adındanda anlaşılabileceği gibi sözlük sadece cinsellikle ilgili argo sözcüklere yer veriyor. kitapta aynı zamanda seks argosunun mağduru olan isimler verilmiş. hafız'dan yemiş'e muzo'dan bıldırcın'a çeşitli isimleri kaç kişinin kullandığı türkiye istatistik kurumun'dan alınan rakamlarla veriliyor. sözlüğün ilginç bir tarafı sözcükler için verilen kullanım örneklerinden bazılarının ekşi sözlük, uludağ sözlük gibi internet sözlüklerinden seçilmiş olması. şimdiye kadar ayı sözlüğü göremedim. argoya meraklı arkdaşlar bakabilirler.

ali ile ramazan

perihan mağden'in okuduğum ilk kitabı. olmamış bence. kitapta işlenen konu güzel ama bunun analtılma şekli, dil, üslup falan hiç mi hiç olmamış. yani çıkıp da çok etkilendim, bitirince çok fena oldum, ağladım dersem edebiyata, kaliteli yazarlara, kaliteli metinlere hakaret etmiş olurum. belki de ben duygusuz bir insanım. bilmiyorum.

kitap bana aradığım duygu yoğunluğunu pek veremedi. evet konu güzel, kahramanlar acınacak bir haldeler çok zor bir hayatları var ama o kadar işte. sevişme sahneleri kötü betimlenmiş. insanı içine çekmiyor. kitapta bıçaklanan bir lubunya ve öldürülen bir bestekar var. bunları eserin kahramanı ramazan yapıyor. ancak hiç pişmanlık falan hissetiği yok ramazan beyin. şimdi tutup da ben nasıl üzüleyim ramazan'a. çok eziyet görüyor, tacize uğruyor, polisten dayak yiyor. sokaklarda kalıyor, itiliyor, dışlanıyor. bütün bunların sonunda da hayat onu biraz acımasız, gözü kara yapıyor. ancak bunu romanın cümlelerinden anlamıyorsunuz, mağden o duyguyu veremiyor. son derece kuru, kötü bir anlatımla ramazan'ı acındırıyor ve başarılı olamıyor.

eserde ayılardan da bahsediliyor. cümleler şöyle:

.....tüyleri diken diken oluyor ramazan'ın. hiç olmazsa ayılarla cilveleşmek gerekmiyor. dan dun: çabuk ve tamam. o kadar, ayılarla. öncesinde, sonrasında peşrev gerekmiyor....

bu cümlelere pek katılamayacağım. ayılar kadar güzel sevişen mi var?

sonuç olarak konu güzel, çarpıcı ancak anlatım, edebi güç son derece zayıf. yine de okuyun derim kendi kararınızı kendiniz verin.

uyanık sevgili

benim gibi saftorik biriyseniz böyle bir sevgiliniz olması avantajlı olabilir. sağdan soldan kazık yemekten, insanlar tarafından aldatılmaktan alıkoyar sizi. bir nevi kazıksavar /antivirüs gibi düşünün.

ayı sözlük'ün vajinismus olması

yetiş ey haydar dümen...

imam nikahlı eşcinsel çift

açıkçası nikahı kıydıranlar normal iki insansa ki öyle galiba dini bir hassasiyetleri olduğunu ben de düşünmüyorum. zira islam bırakın eşcinsel nikahı eşcinselliği bile kabul etmiyor ki. en önde gelen islam alimleri bas bas bağırıyor eşcinselliğin dinde yeri yok diye. bir de nikahı kıyan imamın kendi de eşcinsel zaar.

damadı düğünde pasta oyunuyla sinirlendiren gelin

bir kez daha iyi ki hetero değilim dememe sebep olmuş durum. hiçbir gey düğününde böyle bir şeyin olacağını düşünmüyorum. her zaman her yerde ciddiye alınmayı istemek kadar hastalıklı, anormal bir duygu olamaz.

ofis boşken rahatça yapılanlar

bir ilköğretim ders kitabındaki tuhaflıklar

çocukluğumuzda bizlerden, bizim gerçeklerimizden kopuk ders kitapları vardı. o kitaplar hala var. işte bazı örnekler:

1.
2.

bu resimler evet bir yere kadar haklı. kılık kıyafette inkılap yapıldı. iyi ki de yapıldı. ancak birçoğumuzun annesi, kız kardeşi, ablası vs. kapalı. ister kabul edin ister etmeyin bu bir türkiye gerçeği. birinci resimde tesbih ve çarçafa benzeyen kıyafet çağ dışı/ modern olmayan olarak gösterilmiş. evet bunda da bir noktaya kadar haklılık payı var. ancak ilköğretim 1. sınıfta okuyan bir çocuk olayı çarşaf şeklinde değerlendiremeyebilir. bütün kapalı kadınların çağ dışı olduğu yargısına varabilir. üstelik adamın elindeki tesbih de neyin nesi. tesbih de mi çağ dışı. bu çağdışı ailenin yanında verilen aileye ne demeli. gayet güzel modern bir aile resmi vermişsiniz iyi ama bunun gerçek hayatta karşılığı var mı. herkesin annesi babası böyle mi? böyle olmak zorunda mı? muhafazakar bir ailesi olan çocuk bu resme baktığında ne düşünür? ne anlar? bu sorulara cevap vermek güç.

ikinci fotoğrafta ise yine çarşaflı bir kadın ve fes takan bir çocuk var. her iki resimde de kadın çarşaflı çocuk fesli. biri olmazsa diğeri olmuyor sanki. aile çağ dışılıkta zirve yapmış!!

3. http://imageshack.com/i/eygEnTShj

bu resimlerde küvette banyo yapma merakı nedir ya anlamış değilim. elin ingilizi bile ayakta duş alan insan resmi koyar kitaplarına bizimkiler küvette duş yapan çocuk. kaç çocuk küvette yıkanıyor ya. biraz gerçekçi olmak gerekmez mi. iyi bir şey mi küvette böyle banyo etmek?

4.

hele şu yerli malı haftası zırvalığı yok mu ona ne demeli. asıl çağ dışılık bu değil de nedir. benim bildiğim yerli malı haftası çocukların evlerinden anneleri ne koyduysa okula getirmeleri ve okulda saçma sapan gereksiz bir piknik havası esmesidir. derslere ara verilir hademesinden müdürüne herkes çocukların getirdikleri yiyeceklerden nasiplenir. yerli malının ne olduğunu anlamayan bazı saf öğrenciler kola, ithal bisküviler vb şeyler de getirirler. böyle saçma, garip bir şeydir yerli malı haftası.

sonuç olarak ders kitaplarını yazan bu zihniyetin bir an önce değişmesi gerektiğini düşünüyorum. bizim eğitim hayatımızı rezil ettiniz bari gelecek kuşaklar böyle olmasın. hoş ders kitaplarını kim sallar artık. her şeye erişim kolay ama olsun. onlar da bir şeylerin göstergesi!!

bir ilköğretim okulundaki veli grafiği garabeti

bir ilköğretim okulunda sınıfın birinin duvarına asılan veli grafiği beni şok etti. grafik şöyle: http://imageshack.com/i/p5dMvP9Cj

bu nedir allah aşkına!! öğrencileri babalarının yaptığı işe göre sınıflara ayırmak da nedir? üstelik bununla da kalınamamış ve meslek gurupları ile sanki dalga geçilmiş. hele çiftçinin o sefil hali nedir ya? babası çiftçi olan bir çocuk babasının mesleğinden utanır bu resmi görünce. ya tüccar sanayiciye ne demeli. bıyıklı klişe bir fabrikatör tipi. tüccar bu mu yani? serbest meslek erbabı ise halinden memnun gibi gülümsüyor. memur ağzı açık aval aval bakıyor. adamın başına geçir bir kasket oluveriyor hemen işçi. bir de diğerleri var ki onlar zaten adam yerine konulmamış. hala bu uygulamaları yapan öğretmenler var ya allah onları bildiği gibi yapsın. çağ dışı geri kafalı insanlar sizi.
  • /
  • 14
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 269

kadın memesiyle ilgili kavramsal dizin

ampul; ayva; balkon; bodoslama; bomba; cephe; cucu; çakıl; çan; çıban; çıngırak; çunçun; elma; far; füze; füze gibi; güğüm; güverte; hepsi senin mi?; ikizler; kaçak inşaat; kristal lamba; küre; küskün; mal; mihrap; portakal; protez; şanzıman; şeftali; tampon; taret; titi; vaşington; vitrin; yedek parçalar. (kaynak: hulki aktunç,büyük argo sözlük).

göt

dîvânu lugâti't türk'te köt şeklinde geçiyor. köt ile ilgili olarak geçen kelimeler ise şunlar:

kötiç: çocuklara sövüldüğü zaman kullanılan "ey kıç gibi kokmuş" anlamına gelen bir sövgü sözü.

kötle-:bu kelime bir fiil. oğlan vb. sikmek/düzmek anlamına geliyor. bir örnek de verilmiş. oglanıg kötledi yani o, oğlanı sikti/ düzdü. daha 11. yüzyılda erkek sikmek anlamına gelen bir kelimemiz var düşünün!!

kötlet-: bu kelime de fiil kökü. anlamı oğlan vb. siktirmek/ düzdürmek. örnek olarak ol oglanıg kötletti yani o, oğlanı siktirdi/düzdürdü.

kötlüg: ibne, luti anlamlarına gelen bir küfür.

sevgiliyle korunmadan ilişkiye girmek

sevgilinize sonuna/sapına/tamamen artık ne derseniz diyin güveniyorsanız olması gerekendir. prezervatif seksten alınan keyfi çok çok azaltıyor bana göre. ancak sevgilnize güvenmiyorsanız asla korunmadan ilişkiye girmeyin. güvenmediğiniz, güvenemediğiniz bir insana da nasıl sevgili dersiniz o da ayrı mevzu. mesele sevgililerin başkalarıyla seks yapmalarından aldatmalarından ziyade partnerlerinin/ eşlerinin sağlığını tehlikeye atabilecek kadar acımasız, düşüncesiz olmalarıdır. eğer sevgilinizin sizi riske atmayacağından eminseniz varsın başkalarıylla yatsın bence çok da önemli değil.

kürt

kürt=insan, türk= insan, arap= insan, alman=insan........ insan, insan, insan....

türkiye'nin en gereksiz kurumu

diyanet işleri başkanlığıdır. inansın inanmasın bütün halkın vergisinin sadece tek bir dinin tek bir kolunu temsil eden bu kokuşmuş kuruma verilmesi tam bir şaçmalıktır, haksızlıktır. hiristiyan, alevi, ateist vs.. vatandaşın vergisiyle cahiller ve yobazlar ordusunu finanse etmek de nedir? bu kurumun kendisi bizzat islama aykırıdır zaten. din hizmeti parayla satılır mı? gerçi allahın kitabı dedikleri kuranı da parayla satıyor bunlar. resmen kâr elde ediyorlar. bir de cami çıkışlarında milletten para toplamazlar mı. falanca yere yardım filanca yere yardım diye. daha bir tane okula, eğitim kurumuna yardım toplanıldığını görmedim. varsa yoksa kimsenin gitmediği camiler, kuran kursları yapılsın. birileri şu kurumu kapatsa da milletçe rahat etsek.

hung up

melodi abba'nın gimme gimme gimme adlı şarkısından alınmış. abba'nınki de çok güzel.

gulampareler zenparelere karşı

götçüler amcılara karşı olarak da tercüme edebiliriz. iki gurup arasındaki tartışma anlatılıyor.

gulampâre yaranların (dostların, sevgililerin) ve zenpâre biraderlerin mabeyninde (arasında) olan münazaran (tartışmayı) ve mefâhiratı (övünmeleri) tafsil ve tasvir eyler (açıklar ve anlatır). zenpâre, mahbubeler musahabetinden (kadınlar sohbetinden) hazzedip (zevk alıp) mahbublar mücamaatın menedip (erkeklerle cinsel ilişkiyi yasaklayıp) gulampârelere serzeniş ve tevbih ederler (sitem edip kınarlar) ki, "ey ağızları tadını ve nefisleri murâdını bilmez derdmendler (dertliler) ve iyiden yanlıyı (iyi olanı) farketmez biçareler!. niçin ş'ol (şu) zerdali boylu, yumuşak beypazarı kavunu gibi tatlılığından iki şakk (parça) olmuş garaimi koyup ol mâden-i necaset (pislik madeni) ve menba-i habaset (kötülük kaynağı) ve bais-i kabahat (suç sebebi) dedikleri murdara uyup şöyle yüz karalığın kılarsınız" deyu (diye) yakındığıylan (yakınıp) hitablar ve itablar kılıb nâmeler (mektuplar) ve kitaplar gönderdiler. gulampâre yaranlar, zenpârelerin bu tâ'nım (kınamasını) işidib "göt gibi azîz ve nefis ve bir nesne (birşey) var mıdır" deyip dil uzattıklarına gayet ile (çok) incinib dağda ve taşda ve kuruda ve yaşda ve köyde ve şehirde ne kadar gulampâre var ise cem' olub (toplanıp) sikden alemler kaldırıp ve götden nakkareler (trampeti andırır küçük, vurmalı bir çalgı) çalıp "varalım şu zenpârelerin başına am gibi kik (geniş) dünyayı göt gibi dar ve başların kesip am kapısında taşak gibi berdar edelim (asalım)" deyüp divane oldular. zenpârelere bu haber vasıl olıcak (bu haber ulaşınca), onlar dahi zenançe (kız işi) kaftancıklar giyip ve ibrişim kuşaklar kuşanıp ve kıvracık kırcık ve ucu tellice saçaklar sarınıp ve destmalcikler takınıp şah, paşazade, hanzade, kadıncık kızı gibi düzünüp koşunup bir yere cem' olup (toplanıp) fikirlerin (fikirlerini) bunun üzerine mukarrer kılıp (kararlaştırıp) dediler ki: "gulampârelerin kavli (sözü) kutlu, avâzeleri (sesleri) heybetlû, cümbüşleri merdane (eğlenceleri erkekçe) ve direnişleri pehlivânedir. zira onlar kûh-ı billurun (billur dağ) gibi yaylakda perverde olmuştur (beslenmiştir). bizim dut keser gibi yerde oturmadan benzimizde tendürüstlük (sağlık) yerine zaiflik (zayıflık) ve süstlük (tebellik) arız olmuştur. biz onlar ile mukabele ve mukavemet etmek (bizim onlara karşılık verip karşıkoymamız) kabil değildir. hemân (hemen) çaresi budur ki, "sizinle mukatele (savaş) ve mücadele etmekden safamız yoktur (istemiyoruz, zevk almıyoruz). amma gelin münazara ve muhavere edelim (tartışıp konuşalım), her birimiz medhini delille isbat etsin (övündüğü konuda haklı olduğunu kanıtlasın), her kimin kelimatında (sözlerinde) kuvvet ve istikamet ziyade olursa (güç ve yöneliş fazlaysa), hükm-ü galebe ona müteallik olup (galibiyet kararı onun için verilsin) canibinde niza' mürtefı' olsun (anlaşmazlık ortadan kalksın)" deyu el ağız bir eyleyip bu resme tedbir eylediler (bu şekilde bir çözüm önerdiler). birkaç günden (birkaç gün sonra) gulampâreler askeri erişip saflar ve alaylar bağlayıp durdular. zenpâreler bu hali gördüler ve bildiler, can başlarına sıçrayıp söyledikleri söze peşiman (pişman) oldular. ahiren, (sonra) içlerinden bir cihandîde (dünya görmüş) ve belâdan ve doksan dokuz kazadan arta kalmış, kesret-i zinadan (zina çokluğundan) gönlü kararmış ve am havasından benzi sararmış, çok çalışmaktan beli bükülmüş bir pîr (yaşlı), başında külâh-ı kes (şarap dolu bardaktan yapılmış külah), elinde âsây-i kîr (erkeklik organından âsâ), ayak üzre durup ve bülendâ-vâz (yüksek ses) ile çağırıp ayıttı (dedi) ki, "ey gulampâreler, iki cihanda yüzü kareler ve âvâreler. hadd-ü insaftan (insaf derecesinden) teâdî (çıkmak) ve tecavüz etmek râh-ı delâlete (sapkınlık yoluna) ve tarîk-i cehalete (cahillik yoluna) düşüp gitmek, hakkı koyup bâtıla uymak, sikleri boklara mâlâmâl olmuş (dolmuş) götlere koymak ne demektir?

şiir:
"var iken dünyada zîbâ ve lâtif am
kişi göt sikmek gayet bok yemekdir
var iken billahi yağ, parmağını
boka bandırmak âdem ne demekdir?"

gulampâreler bu haberi gûş kılıp (duyup) deryayı muhit (etrafı çevreleyen deniz) gibi hurûş ve cûş edüp (coşup kaynayıp) hemen ol dem (o an) dilediler kim (ki), hücum edip zenpâreleri taşak zarbıyle (vuruşuyla) helak edeler ve sik nîzeleri (mızrakları) ile sinelerin (göğüslerin) çak edeler (yırtalar) şeytan aleyhilâne (allah ona lanet etsin) bu haberi görüp ayak üzre kalkıp bir eline bir âsâ ve bir eline teşbih alıp ş'ol (şu) komşuluk ("komşu" yerine) amı sikmekten yüzü kara olmuş merdümek (mercimek) sorusu gibi bir azîz şeyh olup çıka geldi, iki askerin mabeyninde (arasında) durdu..."
...şeytan aleyhilâne (allah ona lanet etsin) çıkıp gelip bunların arasına seccade-i sulh (barış seccadesi) deyu (diye) bir sikişhane hasırın saldı, geçip üstüne oturdu, zenpâreleri ve gulampâreleri önüne getirdi, bunları ayıttı (dedi) ki: "ey gözümün nuru gulampâreler ve ey gönlümün surum (sevinci) zenpâreler. kiminiz bakıyye-i kavm-i lût (lût kavminden artakalan) ve kiminiz bende-i nesl-i kabil (adem peygamberin oğullarından kabil'in soyundan gelenler). bana yar-ı yoldaş (yar ve yoldaş) olmaya sizden gayrı kim kabil? gelin siz ceng ve cidal (savaş) etmen (etmeyin) ve beni şuridehâl etmen (perişan etmeyin)" deyu her birine nasayih-i pür fasayih (güzel sözlerle dolu nasihatler) söyeleyib bulduğu pohu (boku) yiyip ahiren (sonra) "sulh hayırdır" diyip bunları sulha davet edip kadı oldu. zenpâreler can ve gönülden buna razı oldu. amma gulampâreler "madem ki bu zenpârelerden bize bir nesne hasıl olmaz, bunlar bu murada vâsıl olmaz (ermez)"dediler. pes (o zaman) şeytan aleyhilâne (allah ona lanet etsin) bu sözü kabul eyleyip zenpârelere söyleyip bu kavli (sözü) bunun üzerine bağladılar kim (şöyle karar verdiler ki), zinadan ne kadar evlâd hasıl oldu ise, gulampârelere vâsıl ola (verile) ve her ne muradlan var ise göreler (ne isterlerse yapalar). gulamparler bu sözü işidip kail oldular, (kabul ettiler), taze götler sikmeye mail (istekli) oldular. sikten kalem ve götten divat (eskiden belde'taşınan, yazı yazmak için kalem ve mürekkebin konulduğu alet; divit) getirip kalem divata bastırdılar. boku meni ile ezdiler yani mürekkep düzdüler (yaptılar), bir tuman (don) içine yazdılar. madem ki zenpâreler göte dil 'izadıp itale-i lisan etmeyeler (söz atmıyorlar),, gulampâreler onları taşak zarbıyla (vuruşuyla) ve sik, zahmı (yarası) ile mecruh edip (yaralayıp) incitmeyeler. ş'ol (şu) şartla kim (ki), zinadan hasıl olan zina püserleri (oğlanları) zina dilberleri cem' edip (toplayıp) cima talim edip (öğretip) andan (ondan sonra) gulampârelere temlik edeler (mal olarak vereler). çün ahidname (anlaşma) tamam oldu, zenpârelerin yüzü kara ve başı aşağa ve oğlanların götü sike ve ??? olup herbiri bed-nâm (kötü isimli) ve rusvây-ı âm (dünyanın rezili) oldular, neye uğradıklarını bildiler, kuyruk göte kısıp yildiler (hızla yürüdüler). gulampâreler safalar kesbedip (alıp) huzurlar sürdüler, göt dümbeleklerin çala çala ve sik alemlerin sala sala feth-u zafer birle (zafer ve fetih ile) yerli yerine gittiler.

şiir: sürür ile döndü gulampâreler
gam ile helak oldu zenpâreler
koyup oğlanı her kim zenpâre ola
bu denlû belâlar ona az ola
götü terk idüp her kim ki sike am
yeridir olursa rusvây-ı âm...".

uzak mesafe ilişkisi

zordur, yıpratıcıdır. bir buçuk yılı ayrı geçen 2 bir uzun mesafe ilişkim var ve artık sona geldiğimi hissediyorum. onunla tanıştığım şehirden bir buçuk sene önce ayrıldığımda en nihayetinde kavuşacağımızı, artık hiçbirşeyin bizi zayırmayacağını düşünmüştüm. ayrı kaldığımız süre boyunca da kimseyle birlikte olmadım.sık sık sevgilimin yanına gidip geldim o da benim kadar sık olmasa da beni ziyaret etti. her görüşmemiz bir travma halini almaya başladı. yine ayrılık, yine özlem. artık sabrımın sınırına geldim. sanki birşeyleri kaçırıyor gibiyim. sürekli telefon görüşmeleri bunalttı beni. etrafımdaki mutlu çiftleri görmek üzmeye başladı. ve sonunda dikkatim çevremdeki insanlara kaymaya başladı. yeypyeni ve daha güzel ilişkiler kurabileceğimi farkettim. zamanımı ve gençliğimi harcadığımı düşünmeye başladım. tam işte bu noktada ona olan aşkımın bittiğini anladım. skyptan yaptığımız büyük çoğunluğu sex içerikli sohbetler ergence gelmeye başladı kendimi zavallı gibi hissettim. zamanla kopuşun eşiğine geldim. artık farkındayım ki kavuşma çabuk olmayacaksa, yıllar sürecekse bu tarz ilişkileri yürütmek hem çok zor hem de gereksiz. özlemle geçen boş yıllarınıza ve zamanınıza yazık. ha çok çok mu seviyorsunuz o halde her imkanı zorlar aynı şehirde yaşarsınız. imkanlarınızı zorlamıyorsanız zaten çok sevmiyorsunuzdur kendinizi kandırmayın, lişkinizi masaya yatırın bence. zira aşkta ve rüyada imkansızlıklar yoktur.

göt

dîvânu lugâti't türk'te köt şeklinde geçiyor. köt ile ilgili olarak geçen kelimeler ise şunlar:

kötiç: çocuklara sövüldüğü zaman kullanılan "ey kıç gibi kokmuş" anlamına gelen bir sövgü sözü.

kötle-:bu kelime bir fiil. oğlan vb. sikmek/düzmek anlamına geliyor. bir örnek de verilmiş. oglanıg kötledi yani o, oğlanı sikti/ düzdü. daha 11. yüzyılda erkek sikmek anlamına gelen bir kelimemiz var düşünün!!

kötlet-: bu kelime de fiil kökü. anlamı oğlan vb. siktirmek/ düzdürmek. örnek olarak ol oglanıg kötletti yani o, oğlanı siktirdi/düzdürdü.

kötlüg: ibne, luti anlamlarına gelen bir küfür.

hdp nin baraj altında kalması

kalır mı kalmaz mı daha belli değil ama içinden bir ses oh olsun, beter olun diyor. tabi mantıklı yanım da keşke baraj altında kalmasalar diyor. teröre ve pkk'ya mesafe koyamazsan, sağda solda özerklik ilan edilmesine göz yumarsan, katliamlardan oy devşirmeye uğraşırsan ve daha bir sürü şey, olacağı bu.

horizonmersin

geniş bir ilgi alanı ve bilgisi olan, yazılarını takip etiğim ve severek okuduğum yazar.

öpüşmeyi bilmeyen adam

çok şeye tahammülüm var ama öpüşmesini bilmeyen adamlara karşı tahammülüm yok. öpüşmesini bilmeyen bir adam bana göre ders anlatmasını bilmeyen öğretmen, anayasadan haberi olmayan hukukçu gibi bir şeydir.

keskinoğlu fileto fit

piyasada yiyebileceğiniz en berbat gıda maddeleri arasındadır. tıpkı ton balığı gibi piliç göğsünü konserve halinde tüketiciye sunmuşlar. ancak insan piyasaya sürmeden önce tadına bakmaz mı ya!?

bülent arınç ve abdullah gül ün kuracağı partiye isim önerileri

gaypar: gül(en) ve arınç yoldaşlığı partisi.
Henüz takip eden biri yok.