yorgun pipi

Durum: 772 - 0 - 0 - 0 - 18.01.2015 17:17

Puan: 18492 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 39

içinde antep geçen şarkılar

koliye ayak yıkatmak

anne babalarımızın yapabildikleri en ekstrem sado-mazo fantazisidir. tabi bizim için oldukça soft sayılır ama yine de nostaljik bir tadı var. ayak fetişi bir koli bulursanız bir denemenizi tavsiye ederim.

gay ilişkide partnerine kocacım diyen erkek

kocacım diyen adamı değil de, bu hitap şeklinin altından bu kadar anlam çıkarılmasını garipsedim. bir kelime ile bin farklı kişilik analizi yaptınız.

ilk defa geçen hafta elemanın biri bana böyle seslendi. hoşuma bile gitti. bir dahaki sefere elemana ayaklarımı yıkatmayı düşünüyorum. *

jigolo

çoğu insanın yaptığı gibi ruhunu satmak yerine bedenlerini kiralarlar. bu yüzden orospulardan sonra en dürüst insan grubudur gözümde. sürekli bir şeyler satttığını veya bir şeyler satın aldığını unutan- fark etmeyen-kabul etmeyen insan sürüsü içinde daha erdemli bir duruşları vardır bana göre.

bedenine yatırım yapan, insan ruhundan anlayan ve işini ciddiye alıp profesyonelce icra eden adamlar, aldıkları parayı sonuna kadar hak etmişlerdir. hatta daha helal bir para düşünemiyorum. işini iyi yapan her insanı sevdiğim gibi işini iyi yapan jigoloları da severim.

türk kızları

türk erkeklerine* fazladırlar.

tskda sapkın binbaşı

her şeyi anladım da...

"5- askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak"

adanalı karpuzcunun makatına giren şişe

ne var, ne olmuş? adam deneysel bir çalışma yapmak istemiş belki. hangimiz göte giren şişenin akıbetini merak etmedik ki?

spartacus

--- spoiler ---

çok kızgınım. sezar'ın tecavüze uğradığı sahne çok daha az sansürsüz ve daha uzun olmalıydı. en az 20 otsbirlik malzeme çıkardı bana.

--- spoiler ---

kıymeti bilinmeyen güzel gelenekler

tayt don giyen kadınlar giremez

bey amca lastikli don fetişi bence. bıngıl bıngıl kalçaları donun sıkıştırması yerine kendisi bizzat sıkıştırmayı seviyordur.

-bu görüntülere erkekler dayanabilir mi... *

kişinin eşcinsel olup olmadığını anlama yolları

http://ayisozluk.com/lnk/a0592a

ne adamlar gördük yatakta pasiftiler

bu pasiflerin ne bitmez çilesi varmış arkadaş. kadınsı olsalar "önünde yarrak var, götünü veriyorsan da erkekliğini bil" derler. yok erkeksi olsalar "götünü her akşam vurdurup erkeğim diye ortada dolanma bari" derler.

biri çıkıp anlatsın yahu, bu pasifler nasıl davransalar gözünüze girecekler.

muhabbet kuşu

bu kuşlara isim koyma konusunda pek yaratıcılık gösteremedik türk milleti olarak, mesela yüzde 50'sinin adı çapkın'dı, yüzde 30'u da boncuktu. başka bir isim vermek anarşistçe mi bulunurdu bilmemki.

bu kuşların konuşanlarını bulmak bir hayli dertti. gerçi bizim öyle bir derdimiz olmamıştı. şans eseri çok özel bir tanesini edinmiştik. genelde bu kuşlar sarı, yeşil ve mavi olurlardı ama bizimkisi bildiğin mordu. daha sonra ona sarı renk bir dişi almıştık. 50 kadar yavru yapmışlardır. hepsinin rengi de yeşil olmuştu, yeşilin her türünü denemişler ve istisnasız her yavru da konuşmuştu. o yüzden bizimkiler yavru yapınca tanıdık ettik herkes sıraya girerdi. ama bu kuşların vahşileri hiç çekilmez, mesela aldığımız dişi öyleydi. bir de sanıyorum bunların en iyi türü jumbo'ymuş. bu türleri daha zeki ve daha gösterişli oluyor. bizim erkek kuş da jumboydu yanılmıyorsam. bizim çapkının fiziksl özellikleri arkadaşlarımın uyduruk muhabbet kuşlarından daha farklıydı, kafası daha büyüktü mesela. alacaksanız jumbo alın.

adobe illustrator

arayüzü ve kullanımı word paint'ten bir iki tık komplikedir çok çok. tablet ile kullanıldığında harikalar yaratabilir. photoshop'u adam akıllı öğrenmek 8-9 ayınızı alabilir ama illustrator'ı öğrenmek 2-3 aydan fazla sürmese gerek.

biseksüelleri eleştirmenin bifobi sayılması

biseksüellik benim için hayatın büyük gizemlerinden biri olmuştur hep. hatta tanrıdan, uzaylılardan, cinlerden ve hayaletlerden sonra en gizemli varlıklar listemde beşinci sırada falan yer alırlar. çünkü biseksüelliğe inanıp inanmamak gibi bir durum söz konusu. hala inanıp inanmamam gerektiğini bilmiyorum. aynı şeyi tanrı, uzaylılar, cinler ve hayaletler için de söyleyebilirim.

birçok yazar biseksüellik için "geçiş dönemi" denmesine atarlanmış ancak şu ana kadar gördüğüm "biseksüel" örneklere bakarak buna başka bir şey diyemiyorum. belki gerçekten de biseksüeller vardır, bilemiyorum. ama karşıma gerçek bir tanesi çıkana kadar bu dine inanmamayı sürdüreceğim.

o yüzden "ayol biseksüel mi var ki bifobisi olsun" diyorum, şimdilik bütün söyleyebileceğim bu.

hüseyin kaçın

eğer bir allah gerçekten varsa, lütfen belanı versin hüseyin emi.

sevişirken kan verir gibi yatan erkek

itiraf etmek gerekirse bazı durumlarda bu adam benim.

eğer durum buysa bunun iki açıklaması vardır.

1-kafam iyidir, rüyalar alemine doğru yola çıkmışımdır.
2-seks partnerimden pek fazla etkilenmemişimdir, ayıp olmasın diye sikişiyorumdur. (bkz: ayıp olmasın diye sikişmek) (bkz: zoraki sikiş) (bkz: gönülsüz sikişten sakat çocuk doğar)

ama ten uyumunu yakaladığım bir adamla yaptığım seks asla bu değildir. açıkçası yazılanları görünce alındım. * yani hem gönül koyma diye sevişelim hem de arkamdan onca laf et. ayıp ayıp. bana bok atacağınıza gidin iki üç orospuluk öğrenin. kan mı veriyorum kan mı alıyorum görün. hadi dağılın şimdi.

halkı askerlikten soğutmak

aslında mantıken tsk'nın her gün bu suçu işlemekten dolayı ceza alması gerekir. ama askere giden bilir "askerlikte mantık aranmaz"

asker intiharları

aman halkımız askerlikten soğumasın da gerekirse bu uğurda birkaç kurban verilebilir. kaldıki medya bu işin üstüne gidemez çünkü ciddi bir suç işlemiş olur.

(bkz: halkı askerlikten soğutmak)

tanrı ile allah arasındaki fark

tanrı insanları birleştirir, allah böler.
  • /
  • 39
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 772

ilk cinsel deneyim

en az 5 kere kutlanan 39 uncu yaş günü gibi bir şeydir gayler için. her defasında ilki gibi... ilkim olur musun ?

eşcinsellerin ünlü eşcinsellere yüklediği misyon

bu konuda üstünde konuşabileceğimiz pek örnek yok. ama elimizde olanlar kafi. bir cemil ipekçi gerçeğimiz var mesela. özelde cemil ipekçi genelde tüm ünlü eşcinseller üzerinden giderek eşcinsellerin ünlü eşcinsellere yüklediği haksız isteklere bir bakalım.

-eşcinselleri temsil ettiği bu yüzden iyi bir imaj çizmesi gerekliliği **
bir insanın "ben eşcinselim" demesi onu diğer eşcinsellerin temsilcisi yapmaz. tıpkı ünlü birinin ben yahudiyim demesi onu tüm yahudilerin temsilcisi yapmayacağı gibi. hiç kimse hiç kimsenin imajından sorumlu değildir. zaten herkesi memnun etmek de mümkün değildir. eğer insanlar tek bir örneğe bakıp genelleştirmeye gidiyorsa bu yine de o ünlüye imajını düzeltme zorunluluğu getirmez. toplumdaki eşcinsel imajıyla ilgili sorunun varsa, çık meydana millet eşcinsel görsün.

-eşcinsel haklarını savunması gerekliliği *
her koyun kendi bacağından asılır. ünlü biri, eşcinsel olduğunu açıklayarak zaten kendi savaşını vermiştir, ve istese de istemese de eşcinsel hakları için bir adım atmıştır. ama hiçbir koşulda kimsenin o kişiye o gruba mensup diye o grubun hakları için çarpışmasını talep etmeye hakkı yoktur. kaldıki o adam başarısını ve ününü o gruba borçlu değilse ortada bir minnet borcu falan da yok.

-kimliğini açıklaması talebi *
buna da çok rastlıyorum. hepimizin gay olduğunu bildiği ama bunu resmen açıklamamış olan ünlülerimiz var. niyeyse biz cinsel kimliklerimizi her ortamda saklama gereği duyarken, onların kimliklerini heteroseksüel arkadaşlarımıza bile ifşa etmekten hiçbir çekince duymayız. evet onların da bir ailesi, bir işi, bir statüsü, bir dışlanma ve mücadele korkusu var. bir de pişkin pişkin yok efenim "niye ibne olduğunu söylemiyor, halbuki böyle adamlar itiraf etse bizim işimiz daha kolay olur" diyebiliyoruz falan.

kadınlarla çok sikişen heteroseksüel erkeğin zamanla eşcinsele dönüşmesi

teori bana ait değil, 2 farklı heteroseksüel erkekten duyduğum bir iddiadır. kadınlarla çok sikişen adam artık sıkılıp başka şeyler denemek istiyormuş falan. ayol biz niye sikiştikçe kadınlara kayamıyoruz o zaman diye bir cevap vermek istedim, veremedim içimde patladı.

eşcinselliğin beş şartı

1-farklı ve özel olmak
eşcinsellerden bahsederken onlar diyerek ve tanıştığınız her insana onlardan farklı olduğunuzu ima ederek veya direkt söyleyerek bu şart yerine getirilmiş olunur.
2-kültürlü olmak
en az 3 yabancı diziyi hatmetmiş olmak ve birkaç tane de yabancı şarkı ve şarkıcı ismi biliyor olmak yeterli bu şartı yerine getirmek için.
3-tek gecelik ilişki aramamak
tabiki tek gecelik ilişki aramamakla tek gecelik ilişkilerin seni bulması aynı şey değil
4-erkeksi olmak
pantolon ve gömlek giyiyor olmak bu şartı yerine getirmek için yeterli. hatta etek, pembe ve transparan giymediğiniz sürece bu şart aşılmış olunur.
5-çanta
mükemmeliğin son rötüşü de denebilir bu şart için. tüm o önemli eşyaları amele gibi cebinde taşıyacak değilsin tabiki.

doktor dövmek

evet... öyle sanıyorum insanların kafasında doktorların "üstün insan" olduğuna dair bir kod olduğuna inanacak kadar şimdi yeteri kadar delile sahibim. öncelikle belirteyim: benim için kutsal bir meslek yoktur, işini iyi yapan insan kutsaldır benim için * * yok bu insanlar bize yardım etmek için gönderilmiş melekvari yaratıklardır, yok bu işi yapmak için bir ömür ortaya koymuşlar falan... bunlar sadece tipik dramatik türk insanı savunması. her insan grubunu yüceltmek için bu tip dramalar yapmak mümkündür. örneğin ben şimdi kadınların yüceliğyle ilgili öyle bir edebiyat parçalarım ki, bizi 9 ay karnında taşımasından girer, yaptığı hayati fedakarlıklardan çıkarım, sonra da bu insanlara nasıl el kaldırılır diye sorarım.

sanki hiç hastaneye gitmedik! sanki hiç doktor görmedik! işini layıkıyla yapan oldukça değerli doktorlarla tanıştım ancak, genel tablo konusunda oldukça kötümserim maalesef. müthiş bir ilgisizlikle ve zoraki işini yapan ve hastaya kötü muamele eden, cahilliğinden ya da üstün körü işler çıkarmasından dolayı hastaya ciddi zaralar veren doktorlar da türkiye'nin bir gerçeği. hem de işini iyi yapanlardan daha büyük bir gerçek. yaşadığım son olaydan örnek vereyim. 1 yılı aşkın süredir sol bacağımda ciddi bir eklem ağrısıyla yaşıyorum. tedavimi geciktirdim çünkü bu denli sikimsonik işleyen bir sağlık sisteminde bacağımın iyileşmesini bırak, bacağımı kesip alacaklarına adım kadar eminim. doktorların insanları yürüyen et parçaları olan malzemeler olarak görmesine varan ilgisizlik de cabası. velhasıl kelam, ağrılar rahatsız edici boyutlara varınca hastaneye gidip haklı olduğumu bir kez daha görüp bir kez daha lanet ettim. tedavinin sonunu getiremedim çünkü benim o muayne kuyruğunda harcayacak bir 5 saatim daha yok, benim o ilgisizliğe dayanacak başka bir tahammül sınırım da yok *. dolayısıyla şu an hala o eklem ağrılarıyla yaşıyorum. o yüzden kimse çıkıp da doktorlar şifa dağıtmak için böyle çırpınıyor, şöyle savaş veriyor, öyle halk kahramanlarıdır falan diye yırtınmasın, gerçekten çok komik oluyor. *

aslında bu kadar uzatmak istemezdim, konudan bayağa bir saptım ancak doktorların üstün insanlar oldukları ya da üstün işler yaptıkları ön kabulü gerçeğin ne olduğunu anlamamızı oldukça güçleştiriyor. öyle sanıyorum hepimiz şiddetin kime yapılırsa yapılsın kötü bir şey olduğu konusunda hemfikiriz, ancak kusura bakmayın bu şiddetin mağduru doktorlar oldu diye başkalarına duyduğum üzüntüden daha fazla üzüntü duymuyorum-duyamıyorum.

istanbul'da yaşamak için yeterli maaş

-asgari ücret alıyorsanız ve yalnız yaşıyorsanız, intihar edin demek istemem tabi bu sizin bileceğiniz iş. ama yine de üstünde düşünülmesi gereken bir seçenek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.000-1.300 arası maaş alıyorsanız, çöp arabalarının neden bu binaları da çöp diye alıp götürmediklerini uzun uzun düşüneceğiniz türden bir mahallede yaşayabilirsiniz. evinize köpek bağlamayı bir deneyin hele. sigara içmek gibi bir lüksünüz yoktur. öğünlerinizi işyerinizde yemek gibi dahiyane planlar yapabilirsiniz. buzdolabınızda bulunan yemekler şunlardır: oha buzdolabın mı var? eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler kısaca şunlardır: gabile'den koli düşürmeye çalışmak, park sahil gibi bir yere gidip pampişlerle çekirdek çıtlamak belki yanında bir tane de bira, 31 çekmek

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.300-1.600 arası bir maaşınız varsa, merkezi sayılabilen ama yine de köhne bir mahallede oturabilirsiniz, eğer şanslıysanız nispeten güzel bir semtte temiz bir 1artı1 de bulabilirsiniz. evinizin muhtemelen çirkin bir banyosu toparlanmaya çalışılmış bir mutfağı vardır, tek kelimeyle eviniz çirkindir ama ona alışacaksınız zamanla. kaçak sigara içmek gibi bir lüksünüz olabilir ya da haftada 2 paket 2001 sanırım sorun olmaz. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: makarna, bim yoğurdu*eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: gabile'den koli düşürmeye çalışmak, masasında plastik çiçekler olan bir kafede pampişlerle çay içmek belki bir tane de kola, zara'ya gidip asla satın almayacağın giysileri denemek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.600-1.900 arası bir maaşınız varsa, kötü bir mahallede iyi bir evi ya da iyi bir mahallede kötü bir evi karşılayabilirsiniz sanırım. evinizde böcük gibi ufak tefek sorunlar olabilir ama böcük zaten ufak tefektir işte. sigara için ama yine de bokunu çıkartmayın. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: makarna, beyaz peynir, o hafta kilerde hangi meyve sebze ucuzsa ondan, çikolata-kola gibi lüks tüketim ürünü sayılabilecek birkaç şey. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: romeoplanet'tan adam düşürmeye çalışmak, kendisine bohem hava vermeye çalışmış ama aslında sadece ucuz olan bir kafede pampişlerle bira içmek belki bir tane de baileys, kedi beslemek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 1.900-2.200 arasındaysa, oturduğunuz semti önceliklerinize göre seçme lüksünüze sahipsinizdir, işe yakın olabilir, koli merkezi taksim'e yakın olabilir, ya da sessiz sakin nezih bir yer olabilir. eviniz lükse değil belki ama sevimlidir. sigaranı iç anacım, bir şey olmaz. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: beyaz peynir, uyum marketten aldığınız hindi salam, biraz da tavuklu pilav. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: romeoplanet'ten adam düşürmeye çalışmak, iç dekoru bir iç mimara yaptırılmış olan bir kafede rakı içmek belki yanına biraz da meze, sinemaya gitmek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 2.200-2.500 arasındaysa, oturduğunuz semtteki binaların ufak şirin bahçeleri vardır ya da en azından mimarisi zevklidir. eviniz lüks sayılabilir, iyidir iyi. sigara da içersin nargile de. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: ton balığı, kırmızı et ürünleri, carrefour'dan aldığın pastane ürünleri. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: el altında bekleyen hazır ve nazır kolileri kaldırmak, canlı müzik çalan bir kafede şarap içmek belki bir kadeh de viski. caz konserine gitmek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 2.500-3000 arasındaysa, oturduğunuz semtle ilgili yaşadığınız tek problem arabanızı park edecek yer bulamamanızdır. ankastre dolap tam olarak ne bilmiyorum ama evinde kesin ondan vardır. amına koyim sigara mı içiyorsun utanmadan bir de, git ot mot bir şey bul. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: migros'tan aldığın havyar *. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: "seviyeli ilişki aramak, genellikle rezervasyonla müşteri alan bir restoran/kafede kola içmek *, haftasonu uludağa gitmek.

kullanışlı bir planetromeo profili açmanın incelikleri

koli bulamıyor musun? bulduklarını düşüremiyor musun ya da düşürdüklerini beğenmiyor musun? işte bu başlıkla tüm sorunlarına kökünden çözüm bulacaksın. doğadan özenle toplanan binlerce ayının deneyimlerinden yararlanarak artık senin de hergünün başka bir sikişle dolacak.

1-ilk adım ne istediğini belirleme adımıdır. onların ne istediğini boş ver sen ne istiyorsun?

2-aslında ilk adımı boş ver. hepimiz yarrak istiyoruz işte. burdan ne anlıyorsun? gözü dönmüş bir pasif olsan bile asla profilinde "bottom only" ya da "more bottom" gibi ibareler kullanma. unutmaki "top only"ler bile "top only"leri düdüklemeye çalışıyor.

3-feminenler uzak dursun, erkek erkeğe, feminenlere saygım var ama, erkeksi değilim erkeğim, feminenlerden hoşlansaydım heteroseksüel olurdum diye profillerde karşına çıkan ibareler seni yanıltmasın. bu ibare sahiplerinin yüzde 95'inde yüksek oranda östrojen hormonu vardır. bu herkesin bildiği ama yüksek sesle dile getirmediği bir gerçektir. bu adamlar bir araya gelip kendi aralarında erkekçilik oyunu oynuyorlar başka bir anlamda. yani üçüncü maddeden ne anlıyoruz? profiline bu tip şeyler yazmaman gerektiğini anlıyoruz. sadece çirkin ifadeler oldukları için değil, senin aslında feminenliğini bastırmaya çalıştığın anlamına geldiği için.

4-kendine güvenen gelsin, düzgün insanlar gelsin, yakışıklı bilmem kimler gelsin şeklinde oldukça garip ifadelere rastlayabilirsin profillerde. düşünecek olursan bu gay milletinde hakikaten yarım gram zeka kırıntısı bile yok. herkesin kendine güvendiği, herkesin kendini düzgün sandığı herkesin yakışıklı olduğu bir dünyada neyin filtresini yapmaya çalışıyorsun be gerizekalı? bir de şöyle bir durum var. bu elitçi, seviyelici ve düzgüncü arkadaşların yine yüzde 95'i varoş mu varoş apaçi mi apaçidir. yani dördüncü madde neymiş? asla düzgün-kaliteli-seviyeli-elit-kültürlü kelimelerini cümle içinde kullanmaymış.

5-isviçreli bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre planetromeo'da bir paragraftan uzun yazıların okunma başarısı is yüzde 5'tir. o yüzden boşu boşuna kendi kendini kasmana lüzum yok. yani beşinci maddeden ne anlıyoruz? (bkz: özet geç piç)

5.5- beş buçukuncu adım 5 ile 6 arasında bir ara adımdır. resimlerini ve yazılarını yüklemeden önce kendine bir rol seçmen gerek. önce seçmemen gereken rollere bir göz atalım istersen.

a- ortalık orospusu **
b- şirinlik muskası *
c- üstün insan * * * *
d- çirkef *

şimdi gelelim seçebileceğin rollere

a- olgun gay **
b- yeni düşmüş masum bebe ***
c- maço **
d- zengin **
e- gizemli ***

6-şimdi senin için en uygun rolü seçtiğine göre profil yazılarını buna göre yazabilirsin. e artık onu da bana yazdırmayacaksın değil mi?

7-ayı sözlük yazarlarının bamya fobilerinden de anlaşılabileceği gibi yarrak boyu gayler için düşündüğünden çok daha önemli bir kriter. romeo jargonunda s yarrağım yok demek, m küçücük bir yarrağım var demek, l eh ortalama bir yarrağım var demek. bu 3 seçenek de iş yapmaz. peki bu konuda ne yapabilirsin? bu konuyu hiç belirtmeyebilirsin ya da yalan söyleyebilirsin.

8-geldik en önemli konuya. resimleeeeeerrrrrr. bu aslında tek başına bir ana başlık ama konuyu elimden geldiğince toparlamaya çalışacağım.
ilk önce yapmaman gereken şeylerden başlayalım.

a- hayır öpücük atarak kameraya bakan fotoğraflarını koyma. hatta o fotoğrafları uzayın sonsuz boşluğuna gönder.
b-hayır tuvalet aynasında cep telefonuyla çektiğin resimleri de koyma.
c- resimlerde çok fazla gülme, hele hele gülmek sana yakışmıyorsa.
d- resimlerde poz verme, zaten bu konuda hiç biriniz başarılı falan değilsiniz.
e- yarrak ve göt resimleri ile kaldıracağın koliler genelde yarrak gibi ve göt gibi olmak üzere ikiye ayrılırlar. o iş de yaş.
f- göbeğini içine çekerek çektiğin resimleri de koymanı önermem. insan gözü diyafram ile kas arasındaki farkı seçebilecek kadar gelişmiştir.
g-barda çekildiğin resimleri de koyma. biliyorsun. biliyorsun gay lugatında gay bar eşittir ortalık orospusu.
h-aqua park'ta çekindiğin resimleri de koyma. bir nedeni yok. sadece çok klişe lan!
ı-gözlerinin resmini de koyma. biliyorum aynaya baktığında gözlerinle sevişmek isteyecek kadar narsistsin. ama inan bana iş yapmıyorlar.
i-spor salonunda çektiğin resimleri de koyma diyeceğim ama burası zaten ayı sözlük olduğuna göre o tür resimleri olanınız haliyle yoktur.

şimdi geldik koyman gereken resimlere: zaten yunan tanrısı isen yapman gereken fazla bir şey yok ama değilsen şunlar yapılabilir.
a-ucundan koklat resmi. puzzle'n 3-5 parçasını ver adamlara. bırak gerisini onlar tamamlasın. bırak seni bir max george yapsınlar. bırak seni bir joe manganiello yapsınlar.
b-gay olmaktan başka, karakteri olan, ruhu olan bir varlık olduğun mesajlarını veren resimler koyabilirsin. mesela play station oynarken ya da ne bileyim odun keserken falan *
c-maço objelerle görün resimlerle. mesela motorsiklte üzerinde * ya da basketbol topuyla *
d-erotik resimler koy ama pornografik değil.
e-resimlerde gözlerin kameraya bakmasın, böyle uzaklara bak, çok uzaklara. sanki hayatın anlamını çözmüşsün ve o sırrı kimseyle paylaşmaya niyetin yokmuş gibi.
f-lüks zevklerin ve yaşamın olduğuna dair bir sanrı yaratman lazım. sanki senin arabanmış gibi bir bmw'nin önünde resim falan çekil. yaratıcı ol azıcık.

9-şimdi geldik başka bir önemli konuya. ilk mesaj. açıkçası slm, nbr, tanışalım mı gibi tırt şeylerle birinin hemen etkilemen çok zor. ama evet yaratıcı olmakla uğraşamayacaksan bunlar en yaygın yöntemlerdir. fakat sen kolini hemen ağına düşürmek istiyosun. neler yapılabilir peki?

to be continued

gay ilişkilerdeki en büyük sorun

doğru olanın ya da olması gerekenin toplumca belirlenmiş bir kalıbı yok gay ilişkinin. çünkü gay olmak zaten baştan yanlıştır. örneğin heteroseksüel bir kız olsaydık eli yüzü düzgün işi gücü yerinde bir koca bulmak ve bulana kadar da kimseyle sikişmemek bulunca da 2 tane velet yapmak "doğru" olandı. dolayısıyla heteroseksüellerin eşcinseller gibi neyin doğru olduğunu anlamak için pek kafa yormadıklarını söylemek çok yanlış değil. olması gerekenin ne olduğunu bilirler, öyle olmasalar bile öyleymiş gibi göstermek zorundadırlar. öte yandan eşcinseller büyük bir tabuyu yıkarak gerçek hayata başlarlar. bence en büyük ve en en travmatik sorun bu. aslında buna bir sorun adını vermek doğru olur mu onu da bilmiyorum. ama hayatımızda iyi ve kötü adını verdiğimiz şeylerin temelinde bu olduğunu görüyorum. çünkü eşcinseller kuralları konulmuş bir dünyanın ferdi olmaya çalışmak yerine yepyeni bir ahlak ve yaşam görüşü inşa etmek zorundalar. bu da ucu açık bir özgürlük getiriyor. gerisi zaten zincirleme olarak yaşanıyor. ilişkileri hızlı tüketmek, doyumsuzluk, kabul görmemek, sadakatsizlik, normalleşme arayışı hep bunun sonucu.

arda boyları

türkü sevmeyen insanların bile tüylerini diken diken eden trakya türküsü. sanırım türkünün insanı en çok çarpan tarafı türküyü ölü bir kızın ağzından dinleme fikri.

tebrikler kızınız hamile

güldüren ender bir facebook paylaşımı

"oğlunuz ikidir cumaya gelmiyor." (diyanet işleri)

“kızınız yine alışverişte.” (ekonomi bakanlığı) **

“kızınız bir odun için her gece sular seller gibi ağlıyor.” (orman ve su işleri bakanlığı) **

“kızınız bir öküzü seviyor.” (tarım ve hayvancılık bakanlığı) **

"aslında kızınız iyi de çevresi kötü" (çevre bakanlığı) ** “kızınız barda eğleniyor.” (içişleri bakanlığı) **

“kızınız yine o çocuğun evine gidiyor.” (ulaştırma bakanlığı) **

“kızınız dün konserde, bugün sahilde öpüştü.” (kültür ve turizm bakanlığı) **

“geç kalmadan kızınızı evlendirin.” (aile bakanlığı) **

“kızınızın eline erkek eli değmemiş, milli servet resmen boşa akıyor.” (enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı) **

"oğlunuzu suriye ile savaşa sokuyoruz!" (milli savunma bakanlığı) **

“sağlık bakanlığı ismiyle "tebrikler! kızınız hamile." mesajları atan dolandırıcılara itibar etmeyiniz! kızınız valla burcular’da kaldı.” (emniyet genel müdürlüğü) **

“kızınızın maşallahı var, gelip alabilirsiniz” (diyanet işleri başkanlığı) **

"kızınız facebook'ta atatürk'ü seviyorum resmi paylaştı, bir daha olmasın." (atatürk araştırma merkezi) **

"kızınız, mayo değil bikini giymiş." (denizcilik müsteşarlığı) **

"sizin oğlan milli oldu." - (spor bakanlığı)

ayak kokusu

bir apış arası kokusu kadar tahrik edici olmasa da kendine has bir çekiciliği olan koku. hatta acıktırıcı bile sayılır.

(bkz: doritos nacho peynirli)

izmirlilerin güzel oldukları kadar küstah da olmaları

özellikle söz konusu izmir olunca çok hırçın olabiliyorlar.

bir izmirliyle karşılaşırsanız şu soruları sormanızı şiddetle öneririm. sorarken de yüzünüze en kezban ifadeyi takının.

1-izmir'de cami var mı?
2-izmir büyükşehir oldu mu? ....... -aaa ciddi misin?
3-tanıştığım bütün izmirli kızlar çirkindi, güzel olanları dışarıdan mı yerleşmiş acaba?
4-izmir'den sahilini çıkarırsan geriye dünyanın en çirkin şehri kalır diyorlar, kuzum sizin sahilinizden başka numaranız yok mu sahi?
5-izmir'de türbanlıları neden linç etmeye kalkışıyorsunuz?
6-neden izmir'de yaşıyorsun ki?
7-izmirlilerin izmirli olmaktan başka gurur duyacağı bir başarısı yok mu?
8-izmir'in geçim kaynağı daha çok tarım mı hayvancılık mı?
9-izmir'de niye kız kulesi gibi, galata kulesi gibi, boğaz köprüsü gibi şehirle özdeşleşmiş herhangi bir yapı yok?
10-istanbul'da ya da ankara'da yaşamak varken neden burada yaşıyorsunuzki?
11-izmirliler kendi yavurluklarını sindiremedikleri için mi faşist ve ırkçı oluyorlar?
12-bir izmirli günde ortalama kaç kez seks yapıyor?
13-sen nasıl izmirlisin, ağzın içki kokmuyor?
14-küçük şehirde yaşamanın ne tür avantajları var?

**

eşcinselliğin beş şartı

1-farklı ve özel olmak
eşcinsellerden bahsederken onlar diyerek ve tanıştığınız her insana onlardan farklı olduğunuzu ima ederek veya direkt söyleyerek bu şart yerine getirilmiş olunur.
2-kültürlü olmak
en az 3 yabancı diziyi hatmetmiş olmak ve birkaç tane de yabancı şarkı ve şarkıcı ismi biliyor olmak yeterli bu şartı yerine getirmek için.
3-tek gecelik ilişki aramamak
tabiki tek gecelik ilişki aramamakla tek gecelik ilişkilerin seni bulması aynı şey değil
4-erkeksi olmak
pantolon ve gömlek giyiyor olmak bu şartı yerine getirmek için yeterli. hatta etek, pembe ve transparan giymediğiniz sürece bu şart aşılmış olunur.
5-çanta
mükemmeliğin son rötüşü de denebilir bu şart için. tüm o önemli eşyaları amele gibi cebinde taşıyacak değilsin tabiki.

evlerinde zorla tutulan yüzde elli

onu bunu bilmem de "gel %50, otur %50, pati ver %50, saldır %50" muamelesini gerçekten hazmetmişlerse aferin onlara. bir kemik şeklinde kurabiye de benden. bu konuda ne kadar empati yapmaya çalışsam da başarılı olamadım. rte'nin bu konuşmasını izleyip hala "helal sana, adamsın" diyen akpliler var. bu arada rte bu sözleri sarf ederken %50sine zaten, ne duruyorsunuz hırlasanıza, azıcık dişinizi göstersenize mesajını vermiştir.

öpüşmek

bir kulak yalamak bir kulak memesi kemirmek bir kulak ısırmak değildir
açıkçası bir türlü sevemediğim aktivite olmuştur. sanırım iyi bir öpüşken değilim ya da doğru kurbağayı bulamadığım için mi bilmiyorum. ama neden icat edildiğini bile anlayabilmiş değilim hala.
Henüz takip ettiği biri yok.