yorgun pipi

Durum: 772 - 0 - 0 - 0 - 18.01.2015 17:17

Puan: 18492 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 39

entelektüel öfke patlaması

entelektüel bünyenin genellikle memleket meselesinden bahsederken yaşadığı kriz anıdır. entelektüel öfke patlamalarını diğer öfke krizlerinden ve patlamalarından nasıl ayırt edersiniz?

1- entelektüel zat öfke krizi boyunca bacak bacak üstüne atar. en tipik özellik bu diyebilirim.
2- eğer entelektüel zat bir sandalye üzerinde oturuyorsa, tek kolu sandalyenin arka kısmına dolanmıştır, tabi böyle oturabilmek için vücut hafif yana dönmek zorundadır, diğer kol ise boştadır.
3- entelektüel zattın boşta olan kolu hararetli hararetli hareket halindedir. tabi bu kola öfke krizi boyunca bir gözlük, bir kalem, bir sigara ya da bir viski bardağı aksesuar olarak eşlik edebilir.
4- entelektüel bünyeye özel olan o fransızca kokulu ingilizce vurgulu türkçe süslü aksanında bir bozulma gözlenmez sadece volüm biraz artar.

ermeniler

bu ermeni soykırımı meselesi konusunda eşcinseller bile çok hassas görünüyor. yukarıdaki entrylere bakarak rahatlıkla şunu söyleyebilirim, en insancıl yaklaşımda bile, soykırımı kabul etmek iyi ermeni ve kötü ermeni arasındaki çizgiyi belirliyor gibi sanki. konuyu masaya yatırmak bana birkaç eksiye mal olacağını bildiğim halde bir şeyler söylemek zorunda hissediyorum kendimi.

bulunduğumuz semtten ötürü rum ve ermeni ahbaplarımız çokça olmuştur. ama bir tane ermeni aile var ki yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez. işin ilginç tarafı 20 yıla yaklaşan aile dostluğu boyunca bu konuların esamesi bile okunmadı aramızda, ama ben geçenlerde işimin gereği* bu olayı değil ama buna paralel birkaç şeyi araştırmam gerektiği için bizzat konuyu açtım ve anlatmalarını istedim. şimdi size teker teker anlatamam neler dediler, öyle sanıyorum anlatacaklarım ya da onların anlattıkları suç bile olabilir yasalarca. sadece o odada bulunup o sohbeti dinleyebilmiş olmanızı dilerdim. şu ana kadar bize anlatılan hikayelerin tek taraflı olduğunu ve hikayeyi hiç karşı taraftan dinlemediğimi fark ettim. ya da ne bileyim bana giydirilen milliyetçi zırh karşı tarafın hikayesini bir şekilde geri püskürtüyordu. kendi adıma konuşmam gerekirse bu olayda taraf tutacak ya da kimin haklı kimin haksız olduğunu söyleyecek tarihsel bilgiye de sahip değilim hala. ama o günki sohbetimizden sonra hiç bir şeyin bu kadar siyah ve bu kadar beyaz olmadığını da söyleyebilirim rahatlıkla. herkesin kendisini şu soruları sormasını isterim o yüzden: bu konuda ahkam kesecek ya da taraf olacak kadar ne biliyorum? yok eğer tatmin edici ölçüde bir şey bilmiyorsam neden bu kadar kendimden eminim?

neyse anacım ermeniler hakkında bilemiyor olabileceğinizi düşündüğüm bir kaç şey:

1- türkiye'de yaşayan ermeniler ermenistan'da yaşayan ermenilerden pek hazzetmiyor. hatta genetik bağları hariç ortak hiç bir şeye sahip olmadıklarını düşünüyorlar. hepsi hırsız dolandırıcı falan diyorlar hatta.
2- ermenilerin yüzde 90'ı kuyumculukla uğraşıyor ve yüzyıllardır bu böyle. hatta onlara sordum neden başka işlere yönelmiyor ermeniler diye. ne yapalım diye sordular. sen hiç ermeni bir memur gördün mü? öğretmen, milletvekili herhangi bir ermeniye devlet kadrosunda iş verildiğini gördün mü dediler? hayır dedim gerçekten görmedim. onlar söyleyene kadar da bunu fark etmemiştim üstelik. hala bu denli ciddi bir ayrımcılığın sürdüğünü bilmiyordum. peki niye herhangi özel bir sektörde benim gibi maaşla çalışmak gibi bir çabası yok dedim ermeni gençlerinin. dediler o da zor, belki devletin yaptığı gibi ağır bir ayrımcılık olmuyor ama türkiye'de ermenilerden nefret etmeyen patron bulmak da hayli zor diyorlar. yani geriye sadece esnaflık ve zanaatçılık kalıyor. onlar da yüzyıllardır en iyi yaptığı işi kuyumculuğu devam ettiriyorlar.
3- yakın zamana kadar ermenilerin yüzde 90'ı chp'ye oy veriyorlarmış. ama şimdi yüzde 90'ı akp'ye oy veriyorlarmış. bunun nedenini de uzun uzun açıkladılar ama uzun ve sıkıcı bir hikaye. hemen hemen hiçbiri mhp'ye oy vermiyor. neden diye sormayacaksınız herhalde. ben çok büyük kısmının bdp'ye oy verdiğini sanıyordum ama bdp nin samimiyetine inanmıyormuş çok büyük kısmı anladığım kadarıyla.
4- bir de mimar sinan aslında mimar simonmuş.

eski yılbaşı eğlenceleri

3 boyutlu gözlükler devrim olmuştu bir ara. asena güya salonumuzda kıvırıyormuş falan. düşünün işte işin vehametini.

hoşlanılan kişinin eşcinsel olup olmadığını anlamak

aşılması gereken basamaklardan biri olduğu su götürmez gerçek ama sonuca götürmeye tek başına yeterli olmayacak olan eylemdir. eşcinsel olduğunu anladığınız herkes sizle yatmak zorunda değildir. niyeyse böyle bir ön kabule sahibiz.

leşcinsel

mutfakta orospu, sokakta orospu, yatakda daha bir orospu olan eşcinsel.

suriye

yeni devlet başkanı esed olan ülke, esad ile karıştırmayınız. esad başka bir devlet adamıydı, zeki, çevik ve ahlaklıydı. esed ise şeytanın ta kendisidir, kenafir gözlü bir diktatördür.

(bkz: medya bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor)

yazar engelleme nedenleri

alev alatlı

yüce rabbim onu eşcinnsellerin belasını versin diye yaratmış. aydınım benim.

http://www.kisalt.be/bza6c2

muhteşem yüzyıl

zinhar, devleti aliye osmanlı bir daha dizi yapılmasın.

platonik aşk

* * * * *kelimenin kökeni eşcinsel bir filozof olan eflatundan nam-ı diğer platondan gelir. tam olarak neden geldiğini ben de bilmiyorum. bazı kaynaklar platonun ideal devlet aşkı görüşünden geldiğini söyler, bazı kaynaklar da platonun bir erkek öğrencisine duyduğu aşktan geldiğini söyler. eğer durum ikincisiyse bu çok komik. heteroseksüeller yıllar yılı bir homoseksüel aşk yaşıyorlarmış da haberleri yokmuş demek olur çünkü bu.

hairflip

http://www.kisalt.be/2x62p6 videosunda ne olduğu ayrıntılı biçimde açıklanmış aktivitedir.

(bkz: chris crocker)

eski sevgiliyi görmezden gelmek

golden shower

sado mazo ilişkinin bir ürünüdür çoğunlukla. bunu talep eden adam büyük ihtimalle haşin oyunlardan hatta daha da ötesinden hoşlanıyordur, tecavüz, dayak, tükürme, aşağılanma, küfür ve şiddetin her türlüsü...

engelli eşcinsel

savaş

20. ve 21. yüzyılda barışı ve huzuru sağlamak, demokrasiyi getirmek gibi bahanelerin arkasına saklanmaya başlamıştır. halbuki;

(bkz: barış için savaşmak bekaret için sikişmek gibidir)

zenci penisi

zenci kardeşlerimin acısını paylaşıyorum. zannedildiği gibi avantajlı bir durum değildir. hayatım boyunca neredeyse hiç anal seks yapmadım desem yalan olmaz. yaptığım anal seksler de hep yarım kaldı. insanlar ne kadarını alacaklarının pazarlığını seks yapmadan önce yapıyorlar, o yüzden şu ana kadar hiç ağız tadıyla seks yapamadım sırf bu durumdan dolayı. çok isterdim 18-19 boylarında ortalama bir penise sahip olmayı, gerçekten de ideal olanı ortalama bir şeye sahip olmak. bir avantaj olarak şundan bahsedebilirim ama, insanlar anal seksten köşe bucak kaçarken sakso çekmek konusunda oldukça hevesliler. koca koca adamların hayatı boyunca ilk defa şeker yiyen çocuk gibi heyecanlanmalarını ve gözlerinin ayrıldığını izlemek oldukça keyifli. gerçi bir tanesi oral seks yapmaktan da korkmuştu, ben senin yerinde olsaydım bununla afrikadaki açlığa son verirdim gibi bir şey diyip kaçmıştı. ama dediğim gibi yine de oldukça can sıkıcı bir durum. belki gavuristanda yaşıyor olsaydım fisting'e falan alışık birilerini bulabilirdim ama türkiye'de böyle ideal bir partner bulmak çok zor

*******

bok değil kaka

güzel bir ayar cümlesidir. var olan çirkin duruma güzel bir isim verince o durumu daha güzel gösterebileceğine inananlara söylenir.

tuvalet edebiyatı

en beğenilen film replikleri

fıstık benim olacak, binicem üstüne vurucam kırbacı.

alice harikalar diyarında

oldukça zeka dolu bir hikayedir. yüzeyi çocuklar için dibi de yetişkinler için yazılmıştır. * çok fazla kelime oyunu olduğundan kitabın orjinal dilinden okunması tavsiye edilir genellikle.
hikayede geçen bir diyalog:

alice: hangi yoldan gitmem lazım?
kedi: bu nereye gitmek istediğine bağlı.
alice: ama nereye gitmek istediğimi bilmiyorum.
kedi : o zaman seçeceğin yolun bir önemi yok.
  • /
  • 39
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 772

ilk cinsel deneyim

en az 5 kere kutlanan 39 uncu yaş günü gibi bir şeydir gayler için. her defasında ilki gibi... ilkim olur musun ?

eşcinsellerin ünlü eşcinsellere yüklediği misyon

bu konuda üstünde konuşabileceğimiz pek örnek yok. ama elimizde olanlar kafi. bir cemil ipekçi gerçeğimiz var mesela. özelde cemil ipekçi genelde tüm ünlü eşcinseller üzerinden giderek eşcinsellerin ünlü eşcinsellere yüklediği haksız isteklere bir bakalım.

-eşcinselleri temsil ettiği bu yüzden iyi bir imaj çizmesi gerekliliği **
bir insanın "ben eşcinselim" demesi onu diğer eşcinsellerin temsilcisi yapmaz. tıpkı ünlü birinin ben yahudiyim demesi onu tüm yahudilerin temsilcisi yapmayacağı gibi. hiç kimse hiç kimsenin imajından sorumlu değildir. zaten herkesi memnun etmek de mümkün değildir. eğer insanlar tek bir örneğe bakıp genelleştirmeye gidiyorsa bu yine de o ünlüye imajını düzeltme zorunluluğu getirmez. toplumdaki eşcinsel imajıyla ilgili sorunun varsa, çık meydana millet eşcinsel görsün.

-eşcinsel haklarını savunması gerekliliği *
her koyun kendi bacağından asılır. ünlü biri, eşcinsel olduğunu açıklayarak zaten kendi savaşını vermiştir, ve istese de istemese de eşcinsel hakları için bir adım atmıştır. ama hiçbir koşulda kimsenin o kişiye o gruba mensup diye o grubun hakları için çarpışmasını talep etmeye hakkı yoktur. kaldıki o adam başarısını ve ününü o gruba borçlu değilse ortada bir minnet borcu falan da yok.

-kimliğini açıklaması talebi *
buna da çok rastlıyorum. hepimizin gay olduğunu bildiği ama bunu resmen açıklamamış olan ünlülerimiz var. niyeyse biz cinsel kimliklerimizi her ortamda saklama gereği duyarken, onların kimliklerini heteroseksüel arkadaşlarımıza bile ifşa etmekten hiçbir çekince duymayız. evet onların da bir ailesi, bir işi, bir statüsü, bir dışlanma ve mücadele korkusu var. bir de pişkin pişkin yok efenim "niye ibne olduğunu söylemiyor, halbuki böyle adamlar itiraf etse bizim işimiz daha kolay olur" diyebiliyoruz falan.

azis

bu adamı ne zaman görsem kafamda hep aynı senaryo canlanıyor. sanki sibel can la fatih ürek çiftleşmişler bir oğulları olmuş. sonra tarık mengüçle lady gaga çiftleşmişler bir kızları olmuş. sonra bu oğlanla bu kız büyümüşler ve çocuk yapmışlar. bir hermafroditleri olmuş. bu hermafroditle king kong çiftleşmiş ve azis doğmuş. öyle bir şey sanki. bunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

kadınlarla çok sikişen heteroseksüel erkeğin zamanla eşcinsele dönüşmesi

teori bana ait değil, 2 farklı heteroseksüel erkekten duyduğum bir iddiadır. kadınlarla çok sikişen adam artık sıkılıp başka şeyler denemek istiyormuş falan. ayol biz niye sikiştikçe kadınlara kayamıyoruz o zaman diye bir cevap vermek istedim, veremedim içimde patladı.

kadınlardan da hoşlanan bear

bunun için bir kelime vardı. hmmm neydi o... neydi o... biçersikersüel miydi, biskövitseksöel miydi. hah buldum

(bkz: biseksüel)
(bkz: biseksüel bear)

istanbul'da yaşamak için yeterli maaş

-asgari ücret alıyorsanız ve yalnız yaşıyorsanız, intihar edin demek istemem tabi bu sizin bileceğiniz iş. ama yine de üstünde düşünülmesi gereken bir seçenek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.000-1.300 arası maaş alıyorsanız, çöp arabalarının neden bu binaları da çöp diye alıp götürmediklerini uzun uzun düşüneceğiniz türden bir mahallede yaşayabilirsiniz. evinize köpek bağlamayı bir deneyin hele. sigara içmek gibi bir lüksünüz yoktur. öğünlerinizi işyerinizde yemek gibi dahiyane planlar yapabilirsiniz. buzdolabınızda bulunan yemekler şunlardır: oha buzdolabın mı var? eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler kısaca şunlardır: gabile'den koli düşürmeye çalışmak, park sahil gibi bir yere gidip pampişlerle çekirdek çıtlamak belki yanında bir tane de bira, 31 çekmek

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.300-1.600 arası bir maaşınız varsa, merkezi sayılabilen ama yine de köhne bir mahallede oturabilirsiniz, eğer şanslıysanız nispeten güzel bir semtte temiz bir 1artı1 de bulabilirsiniz. evinizin muhtemelen çirkin bir banyosu toparlanmaya çalışılmış bir mutfağı vardır, tek kelimeyle eviniz çirkindir ama ona alışacaksınız zamanla. kaçak sigara içmek gibi bir lüksünüz olabilir ya da haftada 2 paket 2001 sanırım sorun olmaz. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: makarna, bim yoğurdu*eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: gabile'den koli düşürmeye çalışmak, masasında plastik çiçekler olan bir kafede pampişlerle çay içmek belki bir tane de kola, zara'ya gidip asla satın almayacağın giysileri denemek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve 1.600-1.900 arası bir maaşınız varsa, kötü bir mahallede iyi bir evi ya da iyi bir mahallede kötü bir evi karşılayabilirsiniz sanırım. evinizde böcük gibi ufak tefek sorunlar olabilir ama böcük zaten ufak tefektir işte. sigara için ama yine de bokunu çıkartmayın. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: makarna, beyaz peynir, o hafta kilerde hangi meyve sebze ucuzsa ondan, çikolata-kola gibi lüks tüketim ürünü sayılabilecek birkaç şey. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: romeoplanet'tan adam düşürmeye çalışmak, kendisine bohem hava vermeye çalışmış ama aslında sadece ucuz olan bir kafede pampişlerle bira içmek belki bir tane de baileys, kedi beslemek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 1.900-2.200 arasındaysa, oturduğunuz semti önceliklerinize göre seçme lüksünüze sahipsinizdir, işe yakın olabilir, koli merkezi taksim'e yakın olabilir, ya da sessiz sakin nezih bir yer olabilir. eviniz lükse değil belki ama sevimlidir. sigaranı iç anacım, bir şey olmaz. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: beyaz peynir, uyum marketten aldığınız hindi salam, biraz da tavuklu pilav. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: romeoplanet'ten adam düşürmeye çalışmak, iç dekoru bir iç mimara yaptırılmış olan bir kafede rakı içmek belki yanına biraz da meze, sinemaya gitmek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 2.200-2.500 arasındaysa, oturduğunuz semtteki binaların ufak şirin bahçeleri vardır ya da en azından mimarisi zevklidir. eviniz lüks sayılabilir, iyidir iyi. sigara da içersin nargile de. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: ton balığı, kırmızı et ürünleri, carrefour'dan aldığın pastane ürünleri. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: el altında bekleyen hazır ve nazır kolileri kaldırmak, canlı müzik çalan bir kafede şarap içmek belki bir kadeh de viski. caz konserine gitmek.

-eğer yalnız yaşıyorsanız ve maaşınız 2.500-3000 arasındaysa, oturduğunuz semtle ilgili yaşadığınız tek problem arabanızı park edecek yer bulamamanızdır. ankastre dolap tam olarak ne bilmiyorum ama evinde kesin ondan vardır. amına koyim sigara mı içiyorsun utanmadan bir de, git ot mot bir şey bul. buzdolabınızda bulunan malzemeler şunlardır: migros'tan aldığın havyar *. eğlence olsun diye yapabileceğiniz aktiviteler şunlardır: "seviyeli ilişki aramak, genellikle rezervasyonla müşteri alan bir restoran/kafede kola içmek *, haftasonu uludağa gitmek.

kullanışlı bir planetromeo profili açmanın incelikleri

koli bulamıyor musun? bulduklarını düşüremiyor musun ya da düşürdüklerini beğenmiyor musun? işte bu başlıkla tüm sorunlarına kökünden çözüm bulacaksın. doğadan özenle toplanan binlerce ayının deneyimlerinden yararlanarak artık senin de hergünün başka bir sikişle dolacak.

1-ilk adım ne istediğini belirleme adımıdır. onların ne istediğini boş ver sen ne istiyorsun?

2-aslında ilk adımı boş ver. hepimiz yarrak istiyoruz işte. burdan ne anlıyorsun? gözü dönmüş bir pasif olsan bile asla profilinde "bottom only" ya da "more bottom" gibi ibareler kullanma. unutmaki "top only"ler bile "top only"leri düdüklemeye çalışıyor.

3-feminenler uzak dursun, erkek erkeğe, feminenlere saygım var ama, erkeksi değilim erkeğim, feminenlerden hoşlansaydım heteroseksüel olurdum diye profillerde karşına çıkan ibareler seni yanıltmasın. bu ibare sahiplerinin yüzde 95'inde yüksek oranda östrojen hormonu vardır. bu herkesin bildiği ama yüksek sesle dile getirmediği bir gerçektir. bu adamlar bir araya gelip kendi aralarında erkekçilik oyunu oynuyorlar başka bir anlamda. yani üçüncü maddeden ne anlıyoruz? profiline bu tip şeyler yazmaman gerektiğini anlıyoruz. sadece çirkin ifadeler oldukları için değil, senin aslında feminenliğini bastırmaya çalıştığın anlamına geldiği için.

4-kendine güvenen gelsin, düzgün insanlar gelsin, yakışıklı bilmem kimler gelsin şeklinde oldukça garip ifadelere rastlayabilirsin profillerde. düşünecek olursan bu gay milletinde hakikaten yarım gram zeka kırıntısı bile yok. herkesin kendine güvendiği, herkesin kendini düzgün sandığı herkesin yakışıklı olduğu bir dünyada neyin filtresini yapmaya çalışıyorsun be gerizekalı? bir de şöyle bir durum var. bu elitçi, seviyelici ve düzgüncü arkadaşların yine yüzde 95'i varoş mu varoş apaçi mi apaçidir. yani dördüncü madde neymiş? asla düzgün-kaliteli-seviyeli-elit-kültürlü kelimelerini cümle içinde kullanmaymış.

5-isviçreli bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre planetromeo'da bir paragraftan uzun yazıların okunma başarısı is yüzde 5'tir. o yüzden boşu boşuna kendi kendini kasmana lüzum yok. yani beşinci maddeden ne anlıyoruz? (bkz: özet geç piç)

5.5- beş buçukuncu adım 5 ile 6 arasında bir ara adımdır. resimlerini ve yazılarını yüklemeden önce kendine bir rol seçmen gerek. önce seçmemen gereken rollere bir göz atalım istersen.

a- ortalık orospusu **
b- şirinlik muskası *
c- üstün insan * * * *
d- çirkef *

şimdi gelelim seçebileceğin rollere

a- olgun gay **
b- yeni düşmüş masum bebe ***
c- maço **
d- zengin **
e- gizemli ***

6-şimdi senin için en uygun rolü seçtiğine göre profil yazılarını buna göre yazabilirsin. e artık onu da bana yazdırmayacaksın değil mi?

7-ayı sözlük yazarlarının bamya fobilerinden de anlaşılabileceği gibi yarrak boyu gayler için düşündüğünden çok daha önemli bir kriter. romeo jargonunda s yarrağım yok demek, m küçücük bir yarrağım var demek, l eh ortalama bir yarrağım var demek. bu 3 seçenek de iş yapmaz. peki bu konuda ne yapabilirsin? bu konuyu hiç belirtmeyebilirsin ya da yalan söyleyebilirsin.

8-geldik en önemli konuya. resimleeeeeerrrrrr. bu aslında tek başına bir ana başlık ama konuyu elimden geldiğince toparlamaya çalışacağım.
ilk önce yapmaman gereken şeylerden başlayalım.

a- hayır öpücük atarak kameraya bakan fotoğraflarını koyma. hatta o fotoğrafları uzayın sonsuz boşluğuna gönder.
b-hayır tuvalet aynasında cep telefonuyla çektiğin resimleri de koyma.
c- resimlerde çok fazla gülme, hele hele gülmek sana yakışmıyorsa.
d- resimlerde poz verme, zaten bu konuda hiç biriniz başarılı falan değilsiniz.
e- yarrak ve göt resimleri ile kaldıracağın koliler genelde yarrak gibi ve göt gibi olmak üzere ikiye ayrılırlar. o iş de yaş.
f- göbeğini içine çekerek çektiğin resimleri de koymanı önermem. insan gözü diyafram ile kas arasındaki farkı seçebilecek kadar gelişmiştir.
g-barda çekildiğin resimleri de koyma. biliyorsun. biliyorsun gay lugatında gay bar eşittir ortalık orospusu.
h-aqua park'ta çekindiğin resimleri de koyma. bir nedeni yok. sadece çok klişe lan!
ı-gözlerinin resmini de koyma. biliyorum aynaya baktığında gözlerinle sevişmek isteyecek kadar narsistsin. ama inan bana iş yapmıyorlar.
i-spor salonunda çektiğin resimleri de koyma diyeceğim ama burası zaten ayı sözlük olduğuna göre o tür resimleri olanınız haliyle yoktur.

şimdi geldik koyman gereken resimlere: zaten yunan tanrısı isen yapman gereken fazla bir şey yok ama değilsen şunlar yapılabilir.
a-ucundan koklat resmi. puzzle'n 3-5 parçasını ver adamlara. bırak gerisini onlar tamamlasın. bırak seni bir max george yapsınlar. bırak seni bir joe manganiello yapsınlar.
b-gay olmaktan başka, karakteri olan, ruhu olan bir varlık olduğun mesajlarını veren resimler koyabilirsin. mesela play station oynarken ya da ne bileyim odun keserken falan *
c-maço objelerle görün resimlerle. mesela motorsiklte üzerinde * ya da basketbol topuyla *
d-erotik resimler koy ama pornografik değil.
e-resimlerde gözlerin kameraya bakmasın, böyle uzaklara bak, çok uzaklara. sanki hayatın anlamını çözmüşsün ve o sırrı kimseyle paylaşmaya niyetin yokmuş gibi.
f-lüks zevklerin ve yaşamın olduğuna dair bir sanrı yaratman lazım. sanki senin arabanmış gibi bir bmw'nin önünde resim falan çekil. yaratıcı ol azıcık.

9-şimdi geldik başka bir önemli konuya. ilk mesaj. açıkçası slm, nbr, tanışalım mı gibi tırt şeylerle birinin hemen etkilemen çok zor. ama evet yaratıcı olmakla uğraşamayacaksan bunlar en yaygın yöntemlerdir. fakat sen kolini hemen ağına düşürmek istiyosun. neler yapılabilir peki?

to be continued

gay ilişkilerdeki en büyük sorun

doğru olanın ya da olması gerekenin toplumca belirlenmiş bir kalıbı yok gay ilişkinin. çünkü gay olmak zaten baştan yanlıştır. örneğin heteroseksüel bir kız olsaydık eli yüzü düzgün işi gücü yerinde bir koca bulmak ve bulana kadar da kimseyle sikişmemek bulunca da 2 tane velet yapmak "doğru" olandı. dolayısıyla heteroseksüellerin eşcinseller gibi neyin doğru olduğunu anlamak için pek kafa yormadıklarını söylemek çok yanlış değil. olması gerekenin ne olduğunu bilirler, öyle olmasalar bile öyleymiş gibi göstermek zorundadırlar. öte yandan eşcinseller büyük bir tabuyu yıkarak gerçek hayata başlarlar. bence en büyük ve en en travmatik sorun bu. aslında buna bir sorun adını vermek doğru olur mu onu da bilmiyorum. ama hayatımızda iyi ve kötü adını verdiğimiz şeylerin temelinde bu olduğunu görüyorum. çünkü eşcinseller kuralları konulmuş bir dünyanın ferdi olmaya çalışmak yerine yepyeni bir ahlak ve yaşam görüşü inşa etmek zorundalar. bu da ucu açık bir özgürlük getiriyor. gerisi zaten zincirleme olarak yaşanıyor. ilişkileri hızlı tüketmek, doyumsuzluk, kabul görmemek, sadakatsizlik, normalleşme arayışı hep bunun sonucu.

arda boyları

türkü sevmeyen insanların bile tüylerini diken diken eden trakya türküsü. sanırım türkünün insanı en çok çarpan tarafı türküyü ölü bir kızın ağzından dinleme fikri.

tebrikler kızınız hamile

güldüren ender bir facebook paylaşımı

"oğlunuz ikidir cumaya gelmiyor." (diyanet işleri)

“kızınız yine alışverişte.” (ekonomi bakanlığı) **

“kızınız bir odun için her gece sular seller gibi ağlıyor.” (orman ve su işleri bakanlığı) **

“kızınız bir öküzü seviyor.” (tarım ve hayvancılık bakanlığı) **

"aslında kızınız iyi de çevresi kötü" (çevre bakanlığı) ** “kızınız barda eğleniyor.” (içişleri bakanlığı) **

“kızınız yine o çocuğun evine gidiyor.” (ulaştırma bakanlığı) **

“kızınız dün konserde, bugün sahilde öpüştü.” (kültür ve turizm bakanlığı) **

“geç kalmadan kızınızı evlendirin.” (aile bakanlığı) **

“kızınızın eline erkek eli değmemiş, milli servet resmen boşa akıyor.” (enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı) **

"oğlunuzu suriye ile savaşa sokuyoruz!" (milli savunma bakanlığı) **

“sağlık bakanlığı ismiyle "tebrikler! kızınız hamile." mesajları atan dolandırıcılara itibar etmeyiniz! kızınız valla burcular’da kaldı.” (emniyet genel müdürlüğü) **

“kızınızın maşallahı var, gelip alabilirsiniz” (diyanet işleri başkanlığı) **

"kızınız facebook'ta atatürk'ü seviyorum resmi paylaştı, bir daha olmasın." (atatürk araştırma merkezi) **

"kızınız, mayo değil bikini giymiş." (denizcilik müsteşarlığı) **

"sizin oğlan milli oldu." - (spor bakanlığı)

ayak kokusu

bir apış arası kokusu kadar tahrik edici olmasa da kendine has bir çekiciliği olan koku. hatta acıktırıcı bile sayılır.

(bkz: doritos nacho peynirli)

eşcinselliğin beş şartı

1-farklı ve özel olmak
eşcinsellerden bahsederken onlar diyerek ve tanıştığınız her insana onlardan farklı olduğunuzu ima ederek veya direkt söyleyerek bu şart yerine getirilmiş olunur.
2-kültürlü olmak
en az 3 yabancı diziyi hatmetmiş olmak ve birkaç tane de yabancı şarkı ve şarkıcı ismi biliyor olmak yeterli bu şartı yerine getirmek için.
3-tek gecelik ilişki aramamak
tabiki tek gecelik ilişki aramamakla tek gecelik ilişkilerin seni bulması aynı şey değil
4-erkeksi olmak
pantolon ve gömlek giyiyor olmak bu şartı yerine getirmek için yeterli. hatta etek, pembe ve transparan giymediğiniz sürece bu şart aşılmış olunur.
5-çanta
mükemmeliğin son rötüşü de denebilir bu şart için. tüm o önemli eşyaları amele gibi cebinde taşıyacak değilsin tabiki.

izmirlilerin güzel oldukları kadar küstah da olmaları

özellikle söz konusu izmir olunca çok hırçın olabiliyorlar.

bir izmirliyle karşılaşırsanız şu soruları sormanızı şiddetle öneririm. sorarken de yüzünüze en kezban ifadeyi takının.

1-izmir'de cami var mı?
2-izmir büyükşehir oldu mu? ....... -aaa ciddi misin?
3-tanıştığım bütün izmirli kızlar çirkindi, güzel olanları dışarıdan mı yerleşmiş acaba?
4-izmir'den sahilini çıkarırsan geriye dünyanın en çirkin şehri kalır diyorlar, kuzum sizin sahilinizden başka numaranız yok mu sahi?
5-izmir'de türbanlıları neden linç etmeye kalkışıyorsunuz?
6-neden izmir'de yaşıyorsun ki?
7-izmirlilerin izmirli olmaktan başka gurur duyacağı bir başarısı yok mu?
8-izmir'in geçim kaynağı daha çok tarım mı hayvancılık mı?
9-izmir'de niye kız kulesi gibi, galata kulesi gibi, boğaz köprüsü gibi şehirle özdeşleşmiş herhangi bir yapı yok?
10-istanbul'da ya da ankara'da yaşamak varken neden burada yaşıyorsunuzki?
11-izmirliler kendi yavurluklarını sindiremedikleri için mi faşist ve ırkçı oluyorlar?
12-bir izmirli günde ortalama kaç kez seks yapıyor?
13-sen nasıl izmirlisin, ağzın içki kokmuyor?
14-küçük şehirde yaşamanın ne tür avantajları var?

**

heterofobi

bir tepki olarak çoktan doğmuş olması gereken akımdır. bu tür uç ve anarşik yapılanmalara ihtiyacımız var. şu an için bütün gay barların kapısına " heteroseksüeller ve köpekler giremez" yazılsa bana yine de yeter.

öpüşmek

bir kulak yalamak bir kulak memesi kemirmek bir kulak ısırmak değildir
açıkçası bir türlü sevemediğim aktivite olmuştur. sanırım iyi bir öpüşken değilim ya da doğru kurbağayı bulamadığım için mi bilmiyorum. ama neden icat edildiğini bile anlayabilmiş değilim hala.
Henüz takip ettiği biri yok.