keşke yemek tarifi gibi kolay olsaydı. ilişkiye bitti denildiğinde kalp bitmiş olmuyor ki. istediği kadar sıkıntılı süreçler geçmiş olsun. yürümeyeceği belli olmuş olsun. ne fark eder. acıyacak işte. ne yaparsan yap. ilişki içinde paylaşılanların zamanla da pek alakası yok. kısa sürede çokça duygular da paylaşılabilir. acıyacak işte. dokunup birer birer sevdiğin eşyalara. acıyor acıyor acıyor her yolu denedim bitmiyor kalbimin ortasına bıraktın aşkını batıyor. geçer geçer daha öncekiler gibi bu da geçer. yok ötesi. yazan yazmış söylemiş. ben ne yaptım daha önceleri? salmamak lazım kendini, aksine çok daha iyi görünmek lazım. ondan kalan ne varsa derhal ortadan kaldırılmalı. ortadan kaldırmak derken yok edilmeli yani bir yerlere kaldırmak değil. resim eşya ne varsa yok edilmeli. iletişim tamamen kesilmeli. içinde yeni ve acınası umutlar bırakılmamalı. öyle ya da böyle umut kalır ya içinde. yok işte onu bile sileceksin. kimseye söyleyemediğin söylemediğin arar geri dön yalvarırım seni çok özledim temalı düşünceler silinmeli. arasa da konuşulmamalı. bitti gitti. bir sorun var ki bitti. yeniden başlasa aynı şeyler aynen geri gelecek. işten güçten uzak kalmadan aksine yapışarak devam hayata. gerçek dostlar yanında olacak saçmalayacaksın ağlayacaksın. belki onları da kıracaksın ama yanında kalacaklar. sen iteceksin onlar geri gelecek. zaman geçecek. acıyacak acıyacak. ama zamanla azalacak. asla tamamen geçmeyecek. kimse onun yerini alamayacak. sadece yeni birileri kalbinde başka bir yere kurulacak ki o da yeni yaralar açacak sonunda. hayat işte, delik deşik kalp ile yola devam. tepeden tırnağa herkes yaralı.
aha çakma tarkan eksikti o da geldi şahtı şahbaz oldu. ama olmuyor elbette zor tarkan şarkılarını söylemek. ya kendi yazıyor ya da onun sesine özel yazıyorlar. e sonra yanar döner acayip kalırsın ortada. böğrkk
maraba olm bunlar. söyle erkam. yok bir daha söyleme yok dur yok söyle. yiyorsa bülent ersoy'a de bakalım bir daha söyle. adamın götünden şırınga ile kan alır. üstüne o kanı satar onun da parasını alır. yine de söylemez.
nedir bu yahu? hangi enrtyme lubunya ya da muadillerini yazsam derhal eksileniyorum. lubunya lubun lubuncan lubundil lubunnaz. ehhh lubunya işte. eziklemek için değil durumu ortaya koymak için yazıyorum. mesela parayla seks yapana fahişe oruspu ya da seks işçisi denir. yani bunlardan birini söylediğinde durumu ortaya koyarsın işte. kendi öz cinsiyetini terkeden ya da bir şekilde terk ettirilen erkek eşcinsele de lubunya denir. eee bu durumda neyin eksisi? *
çağrı daha mı iyi söylüyordu nedir. yahu kuyruğu sıkışmış kedi gibi. öf yahu sevmedim. dombili çağrı. olmadı. erkam daha iyi söyledi. yazık bir de musti'nin takımı iki kişi kalmış yazık. *
ve karşınızda sahnelerin * yeni lubunyası eren. sakal bıraktın da ne oldu pasparlak lubundan sakallı lubuna terif ettin. güzelim şarkıya böğürerek başlayıp ses kaliteni ortaya serdin. daha nakarata gelmeden 6 kez sesin kaydı şabalak. hali hazırda kaymaya devam ediyor. bir siktir ol git.
aydanı hiç sevmedim. ayda nın kıyafeti ne lan. ne salakça. basenler iki metre sahnenin bir yanından diğer yanına kadar uzanıyor. öte yandan şarkıyı bağdaştıramadım. sesi 2 kez kaydı. olmadı yahu.
pavyon şarkıcısı mümtaz mı taklit olduğu iddia edilen mustafa mı. tiplere baksana dingabak mümtaz. eller havaya şarkıcısı ol anca sen. musti nin hem ses tonu benziyor ahmet kayaya ve ne yazık ki onun şarkılarını söylüyor. ama ezer geçer. ki şimdi geçtiç *
kabus gibi yazılanlara baktım açtım yine son hali nicedir diye. yok şarkı güzel de o nedir nasıldır. olmayan 3.cinsiyeti yaratmış adam. sonra erkeğe benzer bir hali olan klip seyrettim. siktir git dedim sadece bu. yok efendim cinsiyet kavramını sallamazmış yok kadın erkek neymiş. yok arkadaş. kadın kadındır erkek te erkek. o kadar. **
severim filmlerini tarantinonun. kill bill kaç kere seyrettim bilmiyorum artık. ama bu filmde sıkıldım arkadaş. afakanlar bastı. çok uzun de yahu bitmeyecek sandım. elbette her dakikada ekşın da beklemiyordum ama salaklara bağlanan filmlere de ayrıca kıl oluyorum
bir dizi * ne içermelidir? senaryo. yani karakterleri, olayları ve mekanları anlatmalı. bakıyoruz türk dizilerine. dur ya da bakmayalım o kadar sabrım yok. zeka pırıltısı ve yaratıcılık içeren kaç senaryo var ki. başka ne olmalı? elbette oyuncular ve dolayısı ile oyunculuk. yine bakmaya kalbim dayanmayacak. her dizide bir iki işe yarar performans ki bazılarında o da yok. dizi ya da filmlerde bir kırılma noktası olmalı. olaylar zinciri ilerlemeli bunun üstüne. bizde ki dizilerin ortak noktası salakça olmaları. ya da en iyisi yabancı dizi ya da filmlerde kopyalanmaları. bir örnek vereyim. grey's anatomy diye bir dizi var. 9. sezon da devam ediyor. yani kurtlar sofrasında 9. sezon. doktorlar diye tr versiyonu yapıldı. inanılmaz başarısızdı. nihayetinde yayından kalktı. sonra tekrar yeni bölümler yayınlandı ve nihayetinde bitti. fark o kadar çoktu ki iki versiyon arasında. yani orjinal senaryoyu alıp adapte etmek bile çözüm olmadı. zira ne yönetmen yönetmen ne oyuncu oyuncu ne de akıl var fikir var *. özetle adamlar kuralları koyuyor. bizde ise sadece kötü ve veya çok kötü kopyaları oluyor.
akp nin en sevdiği ikinci parti. zira chp nin yaptığı berbat muhalefet ve yapamadığı politikalar adamların ekmeğine yağ * sürüyor. tek başlarına takılıyorlar iktidarda. bu ülkede ne sağ bıraktılar ne sol ne de orta. her türlü siyasi akımı ezip kendi akımlarını yarattılar. rakip yok alternatif yok. oy vereceksin gittin sandık başına. kime verebileceksin ki? kılıçdaroğlu senilen sümsük liderlerine mi? mütemadiyen birbirlerini yiyip hizip yapan partilerine mi? kime vereceksin oyunu. politika biraz şans biraz da karizma işi. bir baksanıza adama. ne uzar ne kısalır. ne yazık ki dürüst olmakla ilerlemiyor politika. hangi açıdan bakarsan bak adamda liderlik vasfı yok. bu iktidara dur diyebilecek kimse yok. muhalefet yok. alternatif yok. chp yok. bir tabela bir sümsük bolca hizip. hepsi bu.
sadece ilk sezonu seyrettim. iyiydi elbette. ama tiksinç heteroseksüel sevişme sahnelerinden, tiksinç kadın bedeninden yine neredeyse benim için aynı derecede tiksinç olan kılsız erkek bedeni görmekten iyice tiksindiğim * dizi.
performans artırıcı değildir. devamlı kullanım önerilmez. viagra, levitra ve cialis cinsel uyarı ( görsel, düşünsel ve tabi temas) ile ereksiyon sağlar. performans arttırmaz aslında. ancak ilaç almanın verdiği çok ciddi bir psikolojik "performans" artışı hissedilir. ilk çıkan malumunuz viagra. mavi büyü. tek atımlık bir ereksiyon sağlar. daha sonra levitra çıktı. işte asıl baba budur. zira alkol alındığı zaman da rahatça kullanılabilir. etki süresi değişkendir. 4 saat-12 saat gibi. ayrıca dozu uygun almanız lazım. bu sik büyüklüğünüz değilde vücut ağırlığınızla alakalıdır. cialis ise hafta sonu hapı diye bilinir. genelde yapılan kaçamaklar için, cuma akşamı alınır pazar gününe kadar işe yarar. evet levitra kullandım bir kaç sefer ( tamam 40 oluyorum ama maşallahım var), onlarda grupsal çalışmalar içindi. aklınız durur, başka bir şey demiyorum. dikkatli kullanın her şekilde.
bir kilo köftelik bulgur, yarım kilo kırmızı mercimek. aynı ölçülerde azaltıp artırabilirsiniz.
mercimeği uygun büyüklükte bir tencerede haşlayın, iyice açılsın mercimekler. pişince bulguru tencereye ekleyin karışıtırın biraz ve kapağını kapatın tencerenin.
3-4 kuru soğanı ince kıyın, yaklaşık 1 su bardağı sıvı yağı uygun bir tavada ateşe koyun. soğanları ekleyin. soğanlar iyice pişsin. yarım baş kadar sarımsak ta ekleyin. 2 kaşık biber salçası ( salça bol olmalı) ekleyin. 1-2 dakika kavurun. bol kimyon, karabiber ve istenilen miktarda acı kırmızı biber ekleyin kapatın.
bolca taze soğan, sarımsak, çok bol maydanoz, taze nane ayıklayın temizleyin yıkayın kurutun ve ince ince kıyın.
tenceredeki bulgur, mercimeğin suyu ve sıcağıyla açılmış olmalı. büyük bir kaba alın. dikkat sıcaktır yanarsınız. yağı ekleyin ve yoğurmaya başlayın. tuz eklemeyin. salça tuzludur dikkat edin. yeşillikleri ekleyin. limon suyu koyun. tuzuna limonuna ve acısına bakın ayarlayın.
.mercimek köftesi en çok ince kesim soğan, domates, maydanoz, limon ve nar ekşisi ile yapılan salatayla iyi olur. bol marul, turşu ve ayranda mükemmelleştirir.
feminenler sakın yazmasın cümlesinde rahatsızlık veren kelime "sakın" mıdır? feminenler yazmasın deyince daha mı uygun olacaktı. her iki şekilde de neden kırıcı oluyor ki. feminen yani doğuştan erkek cinsiyetli olup, hali hazırda erkek cinsel organlarına sahip olan, ancak duygusal ve veya fiziksel olarak kadın olmaya çalışan ve veya özenen eşcinsellerle herkes seks yapmak ya da tanışmak zorunda mıdır. nedir yani bu durum. benim gibi iri kıllı şişman bir eşcinsel ile nasıl ki kimse tanışmak zorunda değilse aynısı herkes için geçerli. yani kimse kimseyle tanışmak yazışmak düzüşmek zorunda değil. bu durumunu da istediği gibi yazmakta özgür. pek çok kişide şişmanlar yazmasın diye belirmiştir. ya da benzer istenen ya da istenmeyen durumlar yazılmıştır. bu isteklerin kökenin hakkında sayfalarca yazabiliriz. ama sonuç değişmez. herkes kendi keyfine bakar, kendi hakkında yalan söyler ya da söylemez. kime ne? kime neyi ispat edeceksin. hem de hangi hakla bu işe bulaşacaksın. öte yandan başka bir durum var. anlaşılan ayısözlük feminen erkek eşcinseleri koruma ve kollama derneği gibi çalışıyor. bakıyorum da bu tarz başlıkların altı tü kaka laflarıyla dolu. ben buradan tekrar yazayım da her yazdığım benzer yazılar gibi ortalama 10 eksi alayım ve eksik kalmayayım.
o kadar çok okuyorumki...ama sanırım kara kule yi seçecegim. 7 kitaplık bir seri. tuğla gibi ev yap. o derece. okumakta mücadele gibi. emek vermek gerekiyor. kesinlikle yaratıcı akıcı. özellikle 5. kitap olan "callanın kurtları" bir kurgu şaheseri. her sene bir kez daha okurum seriyi. neredeyse kaftada bir kitap okuyan biri olarak açtığıma pişman oldum. seçemiyorum. küsecekler kitaplarım bana sonra
17 yaşında yaptığı albümle ( bu albüm kelimesinin hikayesi de ilginçtir), gençliğimin naif dönemine damgasını vurmuştur. sevgiliye adındaki albüm tapılası şarkılardan oluşur.. hemen örneklendirelim
yazık, gençliğimize yazık..böylemi sonamı erecekti. böyle parça parçamı olacaktı. bu kadar yalan mı yaşandı herşey...
ne olursun yalan de. bu bir rüya sadece, ne olur sus konuşma. sana ihtiyacım var dinle
ikimize de yazık. gençliğimize yazık
sevgiliye..
bir gün gelir her yer sen olur, bilirimki beni özlemişsindir o an..öyle kuvvetli isterim ki seni yok olur engeller var olur zaman ve mekan
bile bile
birarada olabilmek ne mümkün
birarada kalabilmek imkansız
seneler alıp gitmiş
ne var ne yoksa herşeyi
inanılmaz, değişen ben miyim
inanılmaz, bu yabancı da kim
sen misin böyle uzak
veda sözleri söyleyen
geri dönmek inan işten değil
hani var ya tutamazsın kendini
bir ümitle ya olursa dersin hep
bile bile herşeyin bittiğini
sonradan kor sonradan kor
ayrılıklar an be an
akıp gider akıp gider
zaman sana aldırmadan
"sevgiliye 1990"
01 ayrılmam
02 başka birşey
03 bile bile
04 çağırma beni
05 olmaz
06 seni aldattım
07 sevgiliye
08 susma
09 öyle bakma
10 yazık
işte böyle bir albümdü. tam yetişmemiş duyguların sözlüğü gibiydi bu şarkılar. hayatın ve aşkın kılavuzu gibi....
feminenler sakın yazmasın cümlesinde rahatsızlık veren kelime "sakın" mıdır? feminenler yazmasın deyince daha mı uygun olacaktı. her iki şekilde de neden kırıcı oluyor ki. feminen yani doğuştan erkek cinsiyetli olup, hali hazırda erkek cinsel organlarına sahip olan, ancak duygusal ve veya fiziksel olarak kadın olmaya çalışan ve veya özenen eşcinsellerle herkes seks yapmak ya da tanışmak zorunda mıdır. nedir yani bu durum. benim gibi iri kıllı şişman bir eşcinsel ile nasıl ki kimse tanışmak zorunda değilse aynısı herkes için geçerli. yani kimse kimseyle tanışmak yazışmak düzüşmek zorunda değil. bu durumunu da istediği gibi yazmakta özgür. pek çok kişide şişmanlar yazmasın diye belirmiştir. ya da benzer istenen ya da istenmeyen durumlar yazılmıştır. bu isteklerin kökenin hakkında sayfalarca yazabiliriz. ama sonuç değişmez. herkes kendi keyfine bakar, kendi hakkında yalan söyler ya da söylemez. kime ne? kime neyi ispat edeceksin. hem de hangi hakla bu işe bulaşacaksın. öte yandan başka bir durum var. anlaşılan ayısözlük feminen erkek eşcinseleri koruma ve kollama derneği gibi çalışıyor. bakıyorum da bu tarz başlıkların altı tü kaka laflarıyla dolu. ben buradan tekrar yazayım da her yazdığım benzer yazılar gibi ortalama 10 eksi alayım ve eksik kalmayayım.
sabah ereksiyonu malum. sebebi ise, gece boyunca biriken idrarın baskı yapması. pek sevmem, hani hazır kalkmışken indirelim muhabbetini. sadece o değil, ağzın yapış yapış, gözler yarı açık. bakmamak lazım porno filmlere, insan uyanınca rezil bir halde oluyor. en iyisi yıkanmak, dişleri fırçalamak, bir kahve içmek ve kendine gelmek. *
her şey bir yana, aşk meşk bir yana. bazen deriz ya kalbimin yarısı nı o aldı falan filan. aslında çocuğunuz varsa kalbiniz zaten onda oluyor. beyniniz fikriniz de onda oluyor. bazen düşünüyorum çocuğum var ve çalışabiliyorum, araba kullanabiliyorum. insanın beyninde devamlı bir nokta nabız gibi atıyor. iyimi mutlumu sağlıklı mı ??? hayat o andan, yani çocuğunuz olduğu andan itibaren tamamen değişiyor ve asla eskisi gibi olmuyor.
eşcinsel imam, öğretmen, doktor falan filan. eşcinsellikle işin alakası nedir ki? imam olması yani işinin din olması seks hayatı yok demek değil ki. sen ben nasıl eşcinselsek onlar da aynı şekilde eşcinsel. hayatlarının merkezinde din olması içsel arzuları her zaman engellemiyor işte. tanıdık gelmedi mi size de? aynaya bakın göreceksiniz.
dilerim ki bu sözlükte lezbiyen yazar olmasın. hiç olmasın. ben sözlükte sadece bir yazarım elbette, ne yöneticiyim ne de başka bir şey. temennim budur.
kişi her hangi birini sevmek ya da sevmemek zorunda değildir. her hangi bir eğilimi yönelimi beğenmek ya da beğenmemek zorunda değildir. örneğin ben, saygı duymadım da ne yaptım yoldan geçerken saldırdım mı? ya da hoşlanmadım da ne yaptım. bu benim hayatım, beğenmediğim herhangi bir şeyle temas kurmamak ta benim seçeneğim. "kıllı götlü göbekli adamlar utanmadan sevişiyorlar" lafı az duyulmadı. pasif olandan bana ne, aktif olandan bana ne. kimin neresine ne girer çıkar bana ne. ayı olmak benim için özel bir durum, kadınsı olmak ise bir kusur. ben eşcinsel olmayı üçüncü bir tercih olarak görmüyorum. benim için ya kadın ya erkek var. erkeksi ya da kadınsı olmak kusur. kusur da, bana ne yine. seks yapmam o kadar. hayatımı tehdit eden bir kusur değildir. bu konuların tekrar tekrar açılması kendi içini anlayamayan, yüksek ihtimalle ya yaşı ya da zeka yaşı yetersiz kalan arkadaşlara ve şakşakçılarına malzeme olsun diyedir. bana iki yüzlü, riyakar diyen şahsı bekliyorum. neden üstüne alındın diyecekler için, benim yazdıklarımdan alıntılarla dolu. merak ediyorum, cidden merak ediyorum. bu sanal cesaretliler ne kadar gerçek cesaretlidir. istediğime istediğimi söylerim. bana göre kadınsı olmak kusurdur. bu kadar. çirkin demem. herkes kendine göre güzeldir. ama kusurdur.
hadi bunu zorla olsa da hak vereyim biraz. eşcinsel bile olmayan birileri neden yazardır? okusun herkes elbette. ama neden yazıyor. neden hoş ya da boş deme hakkı var. burası belli bir gurubun yaşamlarını anlatmak için var. eee ne işi varmış bu arkadaşların. sonuçta adresi yazdığınızda site açılıyor. gizli değil yazılanlar. benim için çok can sıkıcı bir durum. haksızlık bu.
yeni türeyen bir grup kişi. seks gibi temel bir ihtiyacı sadece ilişki içinde yaşamak isterler. bu bir tercihtir tabi, ancak asıl sorun kendileri gibi düşünmeyen insanları motor, orospu gibi tanımlamalarla anmalarıdır. onlara göre kendilerinden olmayan herkes pisliktir, ucuzdur, basittir. sürekli bir ilişki arayışı içinde olur bunlar. hep çok severler çok sadıktırlar ama sevgilileri motor çıkar onları aldatır. hep aynı hikayeyi yaşar zorla yaşatırlar. bu türlerden şiddetle uzak durulmalı, akılları başlarına gelinceye kadar toplumdan uzaklaştırılmalıdır. elbette ideal olan özel duygular yaşadığın biri ile seks yaşamaktır. ama bu durum da zorlanılmaz ki. hayat bu. herkes keyfi peşinde.