hayatta gördüğüm en güzel tasarıma sahip ağrı kesicidir. geçtiğimiz günlerde yaşadığım öldürücü böbrek ağrısı sonrasında tanıştığım resmini facebook sayfamda paylaşmamdan sonra öğrendiğim kadarıyla kadınların adet sancılarını dindirmesiyle de ünlü olan camgöbeği rengindeki pfizer firması tarafından üretilen ilaç.
30/10/1905 - aspirin ilk kez satışa sunuldu.
30/10/1918 - çekoslovakya'da cumhuriyet ilan edildi.
30/10/1937 - ankara gar binası törenle açıldı.
30/10/1973 - boğaziçi köprüsü, cumhurbaşkanı fahri korutürk tarafından açıldı.
30/10/2001 - michael jackson, invincible albümünü piyasaya sürdü.
30/10/2012 - bv bear üzerindeki ölü toprağını atıp ayı sözlüğe yeniden yazmaya başladı *
sılanın geçtiğimiz günlerde çıkardığı yeni albümünün adı. uzun zamandır beklediğim, koşarak almaya gittiğim, cd çalara taktıktan sonra beni ciddi anlamda hayal kırıklığına uğratan sıla albümüdür aynı zamanda. tam oldu bu kız muhteşem şarkılar ve soundlar geliyor derken hiç olmamış aceleye gelmiş albümdür bence. 2-3 şarkısı tamam ama diğerlerini defalarca dinlesem de sevemem sanırım.
christian dior un 1988 yılında piyasaya sürdüğü, koyu kırmızıdan açık kırmızıya inen bir şişede satılan, babam başta olmak üzere çıktığı dönemde çevremdeki erkeklerin tamamının kullandığı klasik parfüm.
fahrenheit veya fahrenhayt, alman fizikçi daniel gabriel fahrenheit tarafından 1724 yılında öne sürülen bir sıcaklık ölçüm birimidir. bu birime göre, suyun donma sıcaklığı 32, kaynama sıcaklığı ise 212 derece olarak alınmış ve iki nokta arası 180 dereceye bölünmüştür.
izmirde özel bir hastanenin onkoloji servisinde 15 gündür kanser tedavisi gören türk halk müziğinin usta sesi neşet ertaş, sabah saat 08:45 sularında hayatını kaybetti. sanatçı dün ise primer hastalığı yoğun bakım servisine kaldırılan ertaş, bugün hayatını kaybetti. kırşehirli ünlü saz ve söz ustası neşet ertaş doğduğu kırşehirde toprağa verilecek.
cumartesi günü nihayet tanışma fırsatı bulduğum yazarcan. çok sempatik ve sıcakkanlı bir adamdır kendisi. umarım daha sık görüşme fırsatımız olur. çok memnun oldum tanıştığımıza...
evet sözlük... bugün tam 1 ay oldu. 1 aydır hayatımın en güzel günlerini geçiriyorum yakışıklım sayesinde. ondan sana yar olmaz, çok çapkın vs. tarzında şeyler söyleyenlere sanırım en güzel cevabı 1 aydır çok mutlu olduğumuzu göstererek veriyoruz. iyki kalbimin sesini dinlemişim ve o muhteşem adamı kaçırmak gibi bir aptallık yapmamışım. *
an itibariyle albümün tamamını dinlemiş bulunduğum için eleştirilere gelebilirim.** albümün öne çıkan isimleri ; sibel can, zara, zerrin özer, şevval sam, ajda pekkan, nükhet duru, sezen aksu, hande yener ve demet akalın.* gelelim albümün olmamış denilen kısımlarına, dil yarası şarkısını kesinlikle linet okumalıydı kesinlikle ebru gündeşin parmağı var linetin albümde yer almamasında hiç çekemez onu sesi ve fiziği daha güzel olduğu için* seksendört, duman, athena, manga ve serdar ortaçın albümde yer alması pek hoşuma gitmedi. keşke albümdeki şarkıların düzenlemesi orijial haliyle yapılsaydı da sağlam bir arabesk albümünü sevilen şarkıcılardan dinleseydik dedim.*
17 eylül 2012 de piyasaya sürülen orhan gencebayın 60. sanat yılı için özel hazırladığı 33 eserini 32 sanatçının seslendirdiği koleksiyon albümünün adı. albümde ilk gözüme çarpan linetin albümde yer almaması oldu. orhan gencebayın keşfi olan linete albümde neden yer verilmediği ciddi bir merak konusu oldu içimde. acaba diğerlerinin seslerinden daha üst bir sese sahip olduğu için mi yer vermediler ki ? neyse belki 2. si çıkar orada dinlerim sevgili linetin o muhteşem sesini. sonuç olarak albüm güzel olmuş ve az önce iş arkadaşımı almaya gönderdim. tamamını dinledikten sonra daha detaylı yorumlarım *
şarkı listesi ;
cd1
1. ajda pekkan - severek ayrılalım
2. athena - bir araya gelemeyiz
3. berkay - dünya dönüyor
4. candan erçetin - beni böyle sev
5. demet akalın - farkında mısın
6. deniz seki - benim dünyam
7. duman - gönül
8. ebru gündeş - dil yarası
9. emel sayın - hayat devam ediyor
10. emre aydın - bir teselli ver
11. hande yener - kaderimin oyunu
12. izel - kabahat seni sevende
13. kutsi - ben o zaman ölürüm
14. manga - ya evde yoksan
15. mustafa ceceli - yarabbim
16. mustafa sandal - kır gönlünün zincirini
17. nilüfer - dertler benim olsun
18. koro - batsın bu dünya
cd2
1. nükhet duru - gitti de gitti
2. özcan deniz - vazgeç gönlüm
3. rafet el roman - beni biraz anlasaydın
4. seksendört - dokunma
5. serdar ortaç - hor görme garibi
6. sezen aksu - akşam güneşi
7. sibel can - bilmesin o felek
8. şevval sam - kahrolayım
9. tarkan - hatasız kul olmaz
10. volkan konak - gurbet
11. yaşar - yorgun gözler
12. yıldız tilbe - aşkımı sakla
13. yıldız usmanova - neyi değiştirdik ki
14. zara - dilenci
15. zerrin özer - sev dedi gözlerim
16. koro - batsın bu dünya
çok gereksiz bulduğum, mekanların otopark görevlilerine verilen isim. hayır mekana kadar arabamla gidebildiysem arabamı da kendim park edebilirim diye düşünüyorum. sinir olduğum hadise şudur efendim. bu vale denen şahıslar arabanızı sanki 200 metre kullanacak gibi değil de 200 km kullanacak gibi davranırlar; ayna, koltuk hatta çarşamba günü gittiğim düğün mekanının otoparkındaki arkadaş far yükseklik ayarıma kadar değiştirip o sarhoş şeker gibi halimi canavara dönüştürmeyi başarmıştır. bonus olarak da sevgili vale arkadaşım kapı kolumu bozmuştur.**
19/09/1575 - padişah iii. murat'ın görevlendirdiği müneccimbaşı takiyüddin efendi'nin öncülüğünde kurulan istanbul rasathanesi, açıldı. rasathane, devrin şeyhülislamı tarafından 1580'de yıktırıldı. araştırmacılar, rasathanenin galatasaray lisesi civarında kurulduğunu tahmin ediyorlar.
19/09/1921 - tbmm, mustafa kemal paşa'ya, ''mareşal'' rütbesiyle ''gazi'' unvanı verdi.
19/09/1970 - türk hava yolları'nın "antalya" isimli uçağı isparta yakınlarında düştü: 154 kişi öldü.
19/09/1987 - 10. akdeniz oyunları'nda serbest güreş milli takımı 6 altın, 1 gümüş madalya kazandı. böylece, türkiye, takım halinde şampiyon oldu.
14 yıllık arkadaşıma az önce tekrar hatırlattığım şey. üniversiteye başladığım yıllarda tüm arkadaşlarıma açılmıştım ama aradan geçen uzun yıllar sonra en yakın arkadaşıma tekrar hatırlatmakta fayda gördüm. öğrendim ki son kalem henüz yıkılmamış. çok rahatladım. boşandıktan sonra yaşadığım süreçten daha detaylı olarak bahsettim. 3 haftadır yaşadığım harika duyguları anlattım. tek tepkisi "bunları neden bu kadar uzun süre içinde tuttun ?" oldu. sarıldık, ağladık ve rahatladık.
hande yenerin 2006 yılında pop müzik okurken değişik bir tarz deneyip büyük risk aldığı ama bunu da başarabileceğini kanıtladığı, değeri zaman geçtikçe artan albümü. çıktığı hafta 150.000 satmıştır. mete özgencil, alper narman, fettah can ve erdem kınay albümde ismi geçen müzisyenlerdir.
2000 yazında dmc prodüksyonundan çıkardığı senden ibaret albümüyle o dönemde çıkıp kalıcı olmayı başarabilmiş pop şarkıcısı*. daha sonrasında izelle yollarını ayıran altan çetinle çalışarak, erol köse prodüksyonundan çıkardığı sen yoluna ben yoluma albümü ile başarısını iyice perçinlemiştir. aşk kadın ruhundan anlamıyor albümünde ilk kez bir sezen aksu şarkısı seslendirmiş ve müzik dünyasının önde gelen isimlerinden iyi övgüler almıştır. 2006 yılında çıkardığı apayrı albümü daha önceki 3 albümünde sürekli popüler şarkılar seslendiren handeyi değişik bir tarzda gören hayranlarını* sert eleştiri oklarına mağruz bırakmışlardır. ama apayrı albümü ilk dinleyişte değil keyfine zaman geçtikten sonra varılan albümlerdendir.
ankara'da yaşayan yazarlara selam olsun 13 nisan 2019 tarihinde saat 15:00 - 16:00 civarında kızılayda birkaç eski yazar arkadaşlarla toplanıp sohbet edeceğiz ve eski günleri yad edeceğiz katılmak isteyen ve mekan önerisi olan yazarlar desteğinizi bekliyorum...
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
yaşadığım şehir.
son beş yılda çok yara aldı bu gri şehir.
peş peşe patlayan bombalardan yaka silkti. yüksel caddesinde, güvenpark'ta polisin saldırganlığından illallah etti. gezi parkı zamanında gaz bombaları ile darbe yedi, sisin pusun altına gömüldü.
yine de bozmadı düzenini.
trafik yine aynı saatlerde kilitlenmeye devam etti,
insanlar yine tandoğan'dan kızılay'a yürümeyi tercih etti.
ve ben, ne olursa olursun cuma akşamları kızılay'da bir kafede oturup kahve içmeyi ve ankara'nın kalbini izlemekten vazgeçmedim.
(bkz:kurşuni renkler) babam gelir aklıma hep. (bkz:fikrimin ince gülü) babam hastayken bu şarkıyı televizyonda gördüğünde ağlamıştı. bi hastalığın bi insanı nasıl çaresiz hale getirdiğini gördüm. içim parçalandı. belki de yaşadığı yılları, geçmişte yaptıklarını, yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. bu iki şarkıyı duyunca içim gidiyo. gözlerim yaşarıyor. kendimi bi garip hissediyorum.
(bkz:we found love) üsteki kadar beni etkilemesi imkansız olsa da bunu duyunca da italyanın teki geliyor hala aklıma. bi adam 1 haftada nasıl bu kadar derine kazınır anlamam.
2 bölümünü de izlediğim dizi. televizyondan olsa hayatta izlemem. türk dizisini televizyonda izleyen arkadaşlara da helal olsun diyorum. 3 saat boyunca imkanı yok oturamam bi dizi için. youtubeda açıyorum, saçma sapan yerlerini geçerek 1 saatte bitiriyorum. yabancı dizi tadında izlemek bu olsa gerek.
neyse gelelim dizinin konusu ve oyuncularına.
gayet kaliteli bi ekip var görünürde. tek tek anlatacak olursak ( of be ne yazasım varmış ha)
(bkz:gökçe bahadır) : (oya) benim taaaa hayat bilgisi zamanından sevdiğim oyuncudur kendisi. insanlar o dizide barbie denen kızı severken ben hep törpü törpü derdim. oyunculuk olarak gerçekten çok beğeniyorum ama o da benim yaşlarda olduğunu belli etmiş. ne kadar makyaj olsa da kırışıklıklar belli oluyor. sorun yok gayet güzel bir kadın, iyi bir oyuncudur.
(bkz:bade işçil): karşımıza pelin olarak çıkan sarışın güzelimiz. ezelde şebnem olarak izlemiştim. ben nedense bu hatuna kısa saçı daha çok yakıştıranlardanım. gayet güzel oynamaktadır.
(bkz:aslıhan gürbüz): merve karakterine hayat veren bu hanımefendi dizinin yılanı, pelinin en yakın arkadaşıdır. uzak durulması gereken psikopat hatun profili. serhanı nasıl kafeslemiş benim için bi muamma. gerçek hayatta serhan gibi bi karakterin böyle bir kadınla evlenmesinin imkanı yok.
(bkz:tülin özen) şirin arzu karakteri. ben bu kadına meryemce zamanı hastaydım. mehmet günsüre mustafam deyişleri kulaklarımda çınlardı. nasıl naif, güzel ve tatlı bi kadınsa artık, heteroseksüel bi ilişkiye resmen gıpta etmiştim. yeniden bi dizide görmek fazlasıyla mutlu etti beni.
şimdi bu kadınlar çok iyi arkadaşlar lisede. pelin ve merve aşırı kıskanç tipler ve oyayı kıskanıyolar. 96 yazında pis bi iftirayla hem oyanın hem edip öğretmenin başını yakıyolar. 20 yıl sonra filan oya büyüdüğü mahalleye geri dönüyor ve olaylar olaylar.
biraz geriden gelsem de zirvenin anahtardan sonra 2. ağır topu olarak benim de zirve ile ilgili yorumlarımı yazmadan geçeceğimi düşünmediniz herhalde...
öncelikle zirvenin organizasyonunu sağlayan sevgili hazineciye çok teşekkür ederim uzun zamandır böyle keyifli bir zirveye katılmamıştım çok iyi geldi.
mekana kadim dostum anahtarla birlikte buluşup geldik, mekanın üst katına çıktığımızda bir portatif yazı tahtasında birşeyler anlatan birisi ve dinleyen bir grup gördük ilk olarak doğal olarak biraz şaşırdık zirveler artık sunum tarzı mı yapılıyor diye birbirimize anlamsız bir bakış attıktan sonra en köşedeki masada oturan eski bir tanıdığı*aknarazı gördüm selamlaşmak için yanına gittiğimde kendisinin de sözlükte yazdığını ve zirve için geldiğini öğrendiğimde kısa süreli bir şaşkınlık* yaşadıktan sonra masaya oturup sohbete başladık. kısa bir süre sonra çekingen bir tavırla masaya * yaklaştı ve daha önceki zirveye ilk katılımdaki çekingenliği bildiğimden "evet düşündüğün kişiler biziz dedik ve sohbete devam ettik. daha sonra senseisplinter ve pena da aramıza katıldı* ve çok keyifli, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir zirve daha geçti. katılan herkese çok teşekkür ederim, keyifli ve mutlaka en kısa sürede tekrarlamamız gereken bir akşam oldu...
en sevdiğim eurovision parçalarındandır, nilüfer de albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı,
sözleri ;
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandir
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
ay la la la la... la la la la... akşam firarları
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
sinema yazarları derneği (siyad), 2017 yılı türkiye sineması ödüllerinde “en iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülüne layık görülmüştür biblom benim. ödülün anons edildiğindeki sevinci görülmeye değer. lgbt görünürlüğü adına verdiği mücadelede kazandığı bu ödül çok önemli bence. tebrikler biblom...
19. bölümde tülayın selahattin çakaler'e söylemesi için yaptığı şu benzetmelerle beni benden alan yalan dünya karakteri.
- sen insanı silikon askısı kopan sutyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin de...
- sen adeta yaz başı beyaz bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayel kırıklığı, ümitsizliksin de...
- basen genişleyince small beden külotun yanlarda bıraktığı iz gibi sadece bende geçici bir iz bıraktın de...
- selülit gibisin, senden kurtulmak istiyorum de...
zaman zaman başıma gelen hadise. sanırım çevresel koşullardan ziyade kendi iç meselelerimle ilgili oluyor bazen bana da. ama "her zaman söylüyorum sözlükte kimseyi zorla tutmuyoruz, kimseye "nooolur kal" demiyoruz. birileri daha iyisini yapana kadar şuan en iyisi budur yavrular. susun ve yalamaya devam edin. daha iyi bir sözlük kurucusu ortaya çıkana kadar da benimkiyle idare edeceksiniz, yada çekip gideceksiniz. net." olayın tam olarak ne olduğunu bilmemekle birlikte tarzında bir yaklaşımın bir sözlük admini tarafından düşülmüş ve dile getirilmiş olması beni çok üzdü. iyi günlerim de kötü günlerim de oldu burada paylaştığım... bu kadar...
zirveye giderken kafamda bir ton soru işareti olmasını sağlayan ve içten içe korkutan yazar. acaba gerçek hayatta da mesajlarda olduğu gibi anlaması zor cümleler kurup beynimi yakmaya çalışacak mı diye derin düşüncelere dalmış olsam da garson çağırır gibi işaretler yapıp beni masasına davet eden ve sonra da zirve sonunda ayrılana kadar yalnız bırakmayan yazarcan. bayağı uzun ve derin mevzularda uzun uzun sohbet ettiğimiz* aynı okulun aynı mekanlarında çok özel anılarımızı paylaştığımız ve zirve haricinde de sık sık görüşeceğimizin sinyallerini verdiğimiz keyifli, zeki, hazırcevap ve espirili adam. böyle bir zirve organize edip yüksek katılım sağlamak için çabaladığın ve bu kadar güzel ev sahipliği yaptığın için ayrıca teşekkürler... tanıştığıma çok memnun oldum...
doğuşun 1998 yılında çıkardığı albümünde yer alan arabesk tarzdaki parçası. geçen gün tesadüf eseri parçanın radyoda çalmaya başmasıyla hönkürerek ağlamama sebep olmuştur bu parça aynı zamanda. *
sözleri ;
sessiz bir köşede yine tek başıma
uykusuz sabahım güneşsiz yarınım
ağlıyorum, yanıyorum
herkes kendi keyfinde
soldum artık belalım
bir umut ver dön bana
kime gitsem ah ne etsem
senin yerini alır mı sence
vurdum duymazlık etme
bir dön bak ardınsıra
kıyamet günü senin gidişin
hiçbirşey umrumda değil
yine yandı yine ağladı çaresiz kaldı gönlüm