volkswagenin efsanevi kaefer modelinin günümüze uyarlanmış şeklidir. 2012 modelleri piyasaya sürülmüş ve bettle aşığı beni büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. özellikle iç tasarımı sadeliğin ön planda tutulduğu bettle serilerinden oldukça uzaklaşmış ve bettle tarzı olan yuvarlatılmış hatlar araç kokpitinde neredeyse hiç kullanılmamıştır. *
yonca evcimikin 1998 yılındaki günaha davet şarkısından sonra yaptığı en iyi iş. dün akşam sevgilimin kankası tarafından keşfetmem sağlandı bu güzide eseri.* şarkının sözleri barlasa düzenlemesi iskender paydaşa müziği de talib kuliev aitmiş.
sözleri :
yallah hadi git
yallah tatile
yordu bizi hayat ellerinde
sorma canim
dünya nankör
beni bozar bu durum e tabii ki
yallah hadi git
yallah sevgili
bana zarar bu askin hayali
kanma canim
insan nankör
ezelden beri kötünün esiri
ask ister bu yürek
ah bu kahpe felek
bulamadik yine meskin muhabbetini
verdigim her emek
yaptigim her yemek
hazirlamis meger fasl-i felaketimi
aman aman yar
söyle aman yar
onda ne buldun bende var olmayan
tamam tamam yar
caydim aman yar
kime gidersen (özelsen) yallah haydi bye bye
yallah hadi git
yallah tatile
nicin azar böyle insanoglu
sorma canim
dünya nankör
beni bozar bu durum e tabii ki
15/09/1923 - lozan antlaşması uyarınca edirne'ye bağlı karaağaç istasyonu yunanlılardan teslim alındı.
15/09/1923 - türkiye'de ilk yüzme yarışı, galatasaray kulübünce istanbul-büyükada'da düzenlendi.
15/09/1971 - greenpeace (yeşilbarış) çevre örgütü kuruldu.
aşkın nur yenginin 1997 çıkışlı haberci albümünün çıkış parçasıdır aynı zamanda. sözleri şehrazata aittir. müziği de we yloumouni adlı amr diab şarkısından alınmıştır. ayrıca klipteki yabani de çok seksi bir adamdır.*
ben sana bir ömür aşk vermedim mi
koy elini vicdanına yetmedim mi
eller bir yudum vefaya muhtaçken
ben seni ölesiye sevmedim mi
fazla güvenme gençliğine
böyle sevda ele geçmez geçmez bir daha
hemen kızma surat asma (işi bozma)
kime kalmış üç günlük dünya
kalmaz sana da
dün kuzenim, teyzem ve kardeşimle yaptığım bir sohbet esnasında aslında çok derin anlamlar taşıyabileceğini öğrendiğim eylem.* sevdiğinize gönderdiğiniz günaydın mesajının altında taşıdığı anlamın "günaydın, şu an yeni uyandım ve aklımda sen varsın. seni düşünüyorum" olduğunu öğrenmek gerçekten çok güzel oldu benim için. **
tarkanın ilk albümü yine sensizde yer alan sözleri tarkana ait cover şarkısının adı.
sözleri ;
hadi canım sen de
olmaz ki böyle
küsen, kızan, kıran kimdi söyle?
yine beni terkedip giden kimdi,
kimdi, kimdi, kimdi, kimdi,
kimdi, ah kimdi, kimdi, kimdi söyle?
yalan dolan dolu sözlerinle
deli deli bakan gözlerinle
beni beni dertlere salan kimdi,
kimdi, kimdi, kimdi, kimdi,
kimdi, ah kimdi, kimdi, kimdi söyle?
yaktın beni sen kor ateşinle
üzdün beni bitmez hasretinle
seviyorum bırakmam diyen kimdi,
kimdi, kimdi, kimdi, kimdi,
kimdi, ah kimdi, kimdi, kimdi söyle?
hadi canım sen de
olmaz ki böyle
küsen, kızan, kıran kimdi söyle?
yine beni terkedip giden kimdi,
kimdi, kimdi, kimdi, kimdi,
kimdi, ah kimdi, kimdi, kimdi söyle?
nazın cazın hiç bitmedi gitti
sazın sözün de zamanı geçti
güle güle sana da artık bitti,
bitti, bitti, bitti, bitti,
istanbulda çok zor olduğunu fark ettiğim hadise. şehir merkezinde magmanın üzerindeki katmanlarda oturulabilecek uygun fiyatlı bir ev bulmak neredeyse imkansız gibi.**
murat bozun en ateşli parçalarındandır efendim. söz ve müziği tarkana aittir. *
kalmadı tahammülüm gücüm gözgöre göre tükeniyorum
mecnun misali pervanenim ama günbegün soluyorum
hastayım sana ben tescilli vurgununum
küt küt atıyorum kalbim gönül tutuklunum
püf de üfle yanıyorum
mum gibi alev alev eriyorum
hanidir bu gönül divane
senin için tütüyorum
kaşına gözüne boyuna posuna yavrum * tütütütü maşalah
bir hayli özenip bözenip yaratmış seni allah * endamın havan yakıyor yeri göğü
tütütü maşalah
sabrın sonu selamettir benimsin inşallah
al varımı yorum veda olsun sana bu can
el üstünde tutarım başıma tac ederim seni inan
hastayım aman gel gör sensiz halim duman
aşkın gözü kör gel kurtar beni bu azaptan
püf de üfle yanıyorum
mum gibi alev alev eriyorum
hanidir bu gönül divane
senin için tütüyorum
ben o bildiğin havarilerden değilim güzelim
aşk için ölenlerdenim sevdim mi tam severim
fazla naz aşık usandırır ya hafife alma beni
elini çabuk tut acilen kaçırma beni
püf de üfle yanıyorum
mum gibi alev alev eriyorum
hanidir bu gönül divane
senin için tütüyorum
gülben ergenin giden günlerim oldu şarkısına elbiseleriyle duşa girip klip çekme gibi bir gereksiz harekette bulunmuş, çabaları başarıya ulaşmış bir dönemin internet fenomeni olmuş trabzonlu kardeşimiz ismail lopus*un lakabıdır.
ankara'da yaşayan yazarlara selam olsun 13 nisan 2019 tarihinde saat 15:00 - 16:00 civarında kızılayda birkaç eski yazar arkadaşlarla toplanıp sohbet edeceğiz ve eski günleri yad edeceğiz katılmak isteyen ve mekan önerisi olan yazarlar desteğinizi bekliyorum...
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
yaşadığım şehir.
son beş yılda çok yara aldı bu gri şehir.
peş peşe patlayan bombalardan yaka silkti. yüksel caddesinde, güvenpark'ta polisin saldırganlığından illallah etti. gezi parkı zamanında gaz bombaları ile darbe yedi, sisin pusun altına gömüldü.
yine de bozmadı düzenini.
trafik yine aynı saatlerde kilitlenmeye devam etti,
insanlar yine tandoğan'dan kızılay'a yürümeyi tercih etti.
ve ben, ne olursa olursun cuma akşamları kızılay'da bir kafede oturup kahve içmeyi ve ankara'nın kalbini izlemekten vazgeçmedim.
(bkz:kurşuni renkler) babam gelir aklıma hep. (bkz:fikrimin ince gülü) babam hastayken bu şarkıyı televizyonda gördüğünde ağlamıştı. bi hastalığın bi insanı nasıl çaresiz hale getirdiğini gördüm. içim parçalandı. belki de yaşadığı yılları, geçmişte yaptıklarını, yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. bu iki şarkıyı duyunca içim gidiyo. gözlerim yaşarıyor. kendimi bi garip hissediyorum.
(bkz:we found love) üsteki kadar beni etkilemesi imkansız olsa da bunu duyunca da italyanın teki geliyor hala aklıma. bi adam 1 haftada nasıl bu kadar derine kazınır anlamam.
2 bölümünü de izlediğim dizi. televizyondan olsa hayatta izlemem. türk dizisini televizyonda izleyen arkadaşlara da helal olsun diyorum. 3 saat boyunca imkanı yok oturamam bi dizi için. youtubeda açıyorum, saçma sapan yerlerini geçerek 1 saatte bitiriyorum. yabancı dizi tadında izlemek bu olsa gerek.
neyse gelelim dizinin konusu ve oyuncularına.
gayet kaliteli bi ekip var görünürde. tek tek anlatacak olursak ( of be ne yazasım varmış ha)
(bkz:gökçe bahadır) : (oya) benim taaaa hayat bilgisi zamanından sevdiğim oyuncudur kendisi. insanlar o dizide barbie denen kızı severken ben hep törpü törpü derdim. oyunculuk olarak gerçekten çok beğeniyorum ama o da benim yaşlarda olduğunu belli etmiş. ne kadar makyaj olsa da kırışıklıklar belli oluyor. sorun yok gayet güzel bir kadın, iyi bir oyuncudur.
(bkz:bade işçil): karşımıza pelin olarak çıkan sarışın güzelimiz. ezelde şebnem olarak izlemiştim. ben nedense bu hatuna kısa saçı daha çok yakıştıranlardanım. gayet güzel oynamaktadır.
(bkz:aslıhan gürbüz): merve karakterine hayat veren bu hanımefendi dizinin yılanı, pelinin en yakın arkadaşıdır. uzak durulması gereken psikopat hatun profili. serhanı nasıl kafeslemiş benim için bi muamma. gerçek hayatta serhan gibi bi karakterin böyle bir kadınla evlenmesinin imkanı yok.
(bkz:tülin özen) şirin arzu karakteri. ben bu kadına meryemce zamanı hastaydım. mehmet günsüre mustafam deyişleri kulaklarımda çınlardı. nasıl naif, güzel ve tatlı bi kadınsa artık, heteroseksüel bi ilişkiye resmen gıpta etmiştim. yeniden bi dizide görmek fazlasıyla mutlu etti beni.
şimdi bu kadınlar çok iyi arkadaşlar lisede. pelin ve merve aşırı kıskanç tipler ve oyayı kıskanıyolar. 96 yazında pis bi iftirayla hem oyanın hem edip öğretmenin başını yakıyolar. 20 yıl sonra filan oya büyüdüğü mahalleye geri dönüyor ve olaylar olaylar.
biraz geriden gelsem de zirvenin anahtardan sonra 2. ağır topu olarak benim de zirve ile ilgili yorumlarımı yazmadan geçeceğimi düşünmediniz herhalde...
öncelikle zirvenin organizasyonunu sağlayan sevgili hazineciye çok teşekkür ederim uzun zamandır böyle keyifli bir zirveye katılmamıştım çok iyi geldi.
mekana kadim dostum anahtarla birlikte buluşup geldik, mekanın üst katına çıktığımızda bir portatif yazı tahtasında birşeyler anlatan birisi ve dinleyen bir grup gördük ilk olarak doğal olarak biraz şaşırdık zirveler artık sunum tarzı mı yapılıyor diye birbirimize anlamsız bir bakış attıktan sonra en köşedeki masada oturan eski bir tanıdığı*aknarazı gördüm selamlaşmak için yanına gittiğimde kendisinin de sözlükte yazdığını ve zirve için geldiğini öğrendiğimde kısa süreli bir şaşkınlık* yaşadıktan sonra masaya oturup sohbete başladık. kısa bir süre sonra çekingen bir tavırla masaya * yaklaştı ve daha önceki zirveye ilk katılımdaki çekingenliği bildiğimden "evet düşündüğün kişiler biziz dedik ve sohbete devam ettik. daha sonra senseisplinter ve pena da aramıza katıldı* ve çok keyifli, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir zirve daha geçti. katılan herkese çok teşekkür ederim, keyifli ve mutlaka en kısa sürede tekrarlamamız gereken bir akşam oldu...
sinema yazarları derneği (siyad), 2017 yılı türkiye sineması ödüllerinde “en iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülüne layık görülmüştür biblom benim. ödülün anons edildiğindeki sevinci görülmeye değer. lgbt görünürlüğü adına verdiği mücadelede kazandığı bu ödül çok önemli bence. tebrikler biblom...
en sevdiğim eurovision parçalarındandır, nilüfer de albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı,
sözleri ;
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandir
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
ay la la la la... la la la la... akşam firarları
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
19. bölümde tülayın selahattin çakaler'e söylemesi için yaptığı şu benzetmelerle beni benden alan yalan dünya karakteri.
- sen insanı silikon askısı kopan sutyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin de...
- sen adeta yaz başı beyaz bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayel kırıklığı, ümitsizliksin de...
- basen genişleyince small beden külotun yanlarda bıraktığı iz gibi sadece bende geçici bir iz bıraktın de...
- selülit gibisin, senden kurtulmak istiyorum de...
zaman zaman başıma gelen hadise. sanırım çevresel koşullardan ziyade kendi iç meselelerimle ilgili oluyor bazen bana da. ama "her zaman söylüyorum sözlükte kimseyi zorla tutmuyoruz, kimseye "nooolur kal" demiyoruz. birileri daha iyisini yapana kadar şuan en iyisi budur yavrular. susun ve yalamaya devam edin. daha iyi bir sözlük kurucusu ortaya çıkana kadar da benimkiyle idare edeceksiniz, yada çekip gideceksiniz. net." olayın tam olarak ne olduğunu bilmemekle birlikte tarzında bir yaklaşımın bir sözlük admini tarafından düşülmüş ve dile getirilmiş olması beni çok üzdü. iyi günlerim de kötü günlerim de oldu burada paylaştığım... bu kadar...
4 artı 4 artı 4 sistemi hala tartışıla dursun adamlar yavaş yavaş harekete geçmeye başlamış. az önce şöyle bir haber okudum gazetede 6d531 ve şaşırmıyorum artık böyle şeylere. siz okursunuz öğretmen olmak tek hayalinizdir. eğitim fakültesini bitirirsiniz ve can atarsınız tazecik beyinlere bilgilerinizi aktarmak için, ama önünüzde kpss diye bir engel bulunmaktadır. sınava girersiniz başarılı olursunuz ama atanamazsınız... din eğitimine hiçbir zaman karşı olmadım ama bu haber çok canımı sıktı. hiçbir pedagojik eğitimi olmayan ne olduğu belli olmayan insanların çocuklarımıza ders vermesi korkunç birşey... iyi uykular türkiyem... ne demişlerdi durmak yok yola devam diye... hızla ilerliyorlar dedikleri gibi...
gün itibariyle bv bear olduğunu bildirmekten mutluluk duyarım...
olayları şu şekilde gelişir :
bv sabah evden sınav için çıkar, arabasını park edecek bir yer bulamadığı için ara sokaklara yönelir. ara sokaklar çok dar olduğu için geri manevra yaparken park sensörünün ikaz edeceğini düşünerek arkasına bakmayı akıl etmez ve malum sonuç... arkasındaki arabaya çarpmıştır, sınavın başlamasına çok az bi süre kaldığı için telaşla çarptığı aracın sahibini bulur, aracın sahibine sınava gireceğini sınav çıkışı hemen tutanak tutacağını söyler ve önce telefon numarasını verir, sonra da kartvizitini vermek için cüzdanını açar ama her zaman taşıdığı sayısız kartvizitlerinden hiçbirisi cüzdanında bulunmamaktadır. sonra çarptığı aracın sahibi telefonunuz kapalı beyefendi der... olayın heyecanına kapılan bv açık olan numarasını değilde kapalı olan numarasını vermiştir. resimler çekilir bv sınav yerine doğru hızla uzaklaşır... sınava geç kaldığını sanan bv olanca hızıyla sınav yerine ulaşır. ama o da ne sınav bilinmeyen bir sebepten dolayı 30 dakika gecikmeli başlayacaktır... sınav süresince çarptığı aracın sahibi tarafından yanlış anlaşıldığını düşünen bv sınavda kaza harici hiçbirşey düşünemez ve belki de hayatını değiştirebilecek sınav ellerinin arasından kayıp gider... sınav bitmiştir bv aracın yanına gider tutanaklar tutulur... daha sonra akşam saatlerinde bv ve ailesi alışveriş için çıkarlar alışveriş dönüşü bv nin arabası birden garipleşmeye başlar, bv arabasından iner ve büyük sürpriz... lastik patlamıştır... 1 saat uğraştan sonra lastik değişir ve nihayet başına başka birşey gelmeden nihayet evine girmiştir bv ...