bende diyorum bişey unuttum ama neyi. şimdi gördüm ve çok utandım. ilk olarak zirveye katılamayacağını duyunca tanışamayacağım için üzüldüğüm sonrasında tekyöne tüm karizmasıyla gelip ortamı neşelendiren, yazdıklarını her okuduğumda yüzümde bir tebessüm oluşturan karizmatik yazarcan. pek sohbet edemesek de tanıştığıma çok memnun oldum.
asla büyük konuşmamak gerektiği gerçeğini hatırlatandır. tam tüm zırhlarımı kuşandım bundan sonra aşk meşk işleri bana göre dediğiniz anda birdenbire yüzünüze bir tokat gibi iner sırılısıklam aşık olduğunuz gerçeği...**
acil bir işim çıktığı için işaretlememe rağmen o saatlerde istanbulda olacağım için üzülerek sözümü yediğim ve katılmayı çok istesem de zorunlu sebeplerden dolayı katılamayacağım zirvedir.*
bimde satılan boxer markası. yurdum erkekleri tarafından çok sevilen bi marka olduğunu düşük bel pantolonlardan ve chatroulette tarzı sitelerde sıkça karşımıza çıkmasından anlıyoruz efendim. yakında chatroulette tarzı sitelerin tamamına sponsor olacaklarını açıklamalarını bekliyorum.
uzun zamandır beklediğim* bimde satılan muhteşem ürünlerin en ilgincidir. yok yok açıkta satmıyorlar kimse anlamasın diye karayel kolonya ambalajında veriyorlar. e tabi gizli olduğundan adını tersten yazmışlar. ilgilenenlere duyrulur.*
sibel tüzünün 2. albümü olan nefes keser aşklarda yer alan söz ve müziği sezen aksuya ait. sezenimin yine bir erkeğe yazılabilecek en güzel kelimelerle işlediği muhteşem şarkısının adı.*
sözleri ;
gönül gözüm kapalı
bilerek sana yazılıyorum
a penceresi aralı
her yerine bayılıyorum * yavrum baban nereli
nereden bu kaşın gözün temeli
sana neler demeli
ay seni çıtır çıtır yemeli
anam babam aman, kaçın kurası bu
ne baş belası bu, gönül kirası
anam babam aman, kaçın kurası bu
ne baş belası bu, gönül kirası ah...
aman bize nasip olur inşallah * boyuna da posuna da bin maşallah* senden gelecek cefalara, nazlara,
sözlere, sazlara eyvallah.
aman bize nasip olur inşallah
boyuna da posuna da bin maşallah
senden gelecek cefalara, nazlara,
sözlere, sazlara eyvallah.
aynı zamanda yakın dostum olan hey gidi heyle yaptığımız bir muhabbet esnasında ne kadar ahlaklı birisi olduğumu anlatmak için kurduğum cümlede geçen "iffet" kelimesini şu şekilde bir cümle içinde yorumlamıştır kendisi.*
bv : canım ben o kadar namusluyum ki arkadaşlarım kendi aralarında bana iffet derler.
hgh : evet canım kesinlikle öyledir. aynı iffet gibisin açıkta araba camı görsen kafanı sokuyorsun içeri.
bv : :'^'!^+^%^+%^+ *
aynı zamanda müjde ar ve faruk pekerin başrollerini paylaştığı, araba camına sıkıştırarak tecavüz sahnesiyle zihinlere kazınmış kartal tibetin yönettiği 1982 yapımı türk filmi. kenar mahalle kızı iffet, şoför cemil'i deli gibi sevmektedir. ne var ki cemil'in amacı başkadır. külüstür arabasının yerine yenisini almak için zengin bir dulun kızıyla ilişki kurar. bu arada iffet'i iğfal eder. iffet'in babası da mahalledeki dedikodular yüzünden kızını evden kovar. ve iffet yepyeni para, şöhret ve hırs dolu bir hayata başlar.
bakış açısı olarak heteroseksüel çiftlerin ötekileştiren tavırları olmadan hoşgörülü bir ailede büyüyecekleri için gelcekte mükemmel birer insan olacaklardır diye tahmin ediyorum.
nilüferin ilk kez nilüfer'84 albümünde seslendirdiği arabesk-pop tarzının en güzel örneklerinden olan şarkı. garip bir şekilde seda sayanın seslendirdiği şekli daha çok hoşuma gidiyor.
sözleri ;
askindan paramparca
bir kalbi tasiyorum
gittigin günden beri
sanma ki yasiyorum
seni bana sorana
haberim yok diyorum
simdi nerde kimlesin
bilmek istemiyorum
dönsen bile dönsen bile
bulamazsin beni bende
araya ayrilik girmis
sen nerdesin ben nerde
aklımdan geçeni okumuş internet sitesi. sezen aksu şarkıları dinlemek için arama yaptığımda ilk sırada ayı sözlük itiraf başlığına yazdığım entry de geçen şarkıyı bulması çok garip oldu gerçekten.
ankara'da yaşayan yazarlara selam olsun 13 nisan 2019 tarihinde saat 15:00 - 16:00 civarında kızılayda birkaç eski yazar arkadaşlarla toplanıp sohbet edeceğiz ve eski günleri yad edeceğiz katılmak isteyen ve mekan önerisi olan yazarlar desteğinizi bekliyorum...
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
yaşadığım şehir.
son beş yılda çok yara aldı bu gri şehir.
peş peşe patlayan bombalardan yaka silkti. yüksel caddesinde, güvenpark'ta polisin saldırganlığından illallah etti. gezi parkı zamanında gaz bombaları ile darbe yedi, sisin pusun altına gömüldü.
yine de bozmadı düzenini.
trafik yine aynı saatlerde kilitlenmeye devam etti,
insanlar yine tandoğan'dan kızılay'a yürümeyi tercih etti.
ve ben, ne olursa olursun cuma akşamları kızılay'da bir kafede oturup kahve içmeyi ve ankara'nın kalbini izlemekten vazgeçmedim.
(bkz:kurşuni renkler) babam gelir aklıma hep. (bkz:fikrimin ince gülü) babam hastayken bu şarkıyı televizyonda gördüğünde ağlamıştı. bi hastalığın bi insanı nasıl çaresiz hale getirdiğini gördüm. içim parçalandı. belki de yaşadığı yılları, geçmişte yaptıklarını, yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. bu iki şarkıyı duyunca içim gidiyo. gözlerim yaşarıyor. kendimi bi garip hissediyorum.
(bkz:we found love) üsteki kadar beni etkilemesi imkansız olsa da bunu duyunca da italyanın teki geliyor hala aklıma. bi adam 1 haftada nasıl bu kadar derine kazınır anlamam.
2 bölümünü de izlediğim dizi. televizyondan olsa hayatta izlemem. türk dizisini televizyonda izleyen arkadaşlara da helal olsun diyorum. 3 saat boyunca imkanı yok oturamam bi dizi için. youtubeda açıyorum, saçma sapan yerlerini geçerek 1 saatte bitiriyorum. yabancı dizi tadında izlemek bu olsa gerek.
neyse gelelim dizinin konusu ve oyuncularına.
gayet kaliteli bi ekip var görünürde. tek tek anlatacak olursak ( of be ne yazasım varmış ha)
(bkz:gökçe bahadır) : (oya) benim taaaa hayat bilgisi zamanından sevdiğim oyuncudur kendisi. insanlar o dizide barbie denen kızı severken ben hep törpü törpü derdim. oyunculuk olarak gerçekten çok beğeniyorum ama o da benim yaşlarda olduğunu belli etmiş. ne kadar makyaj olsa da kırışıklıklar belli oluyor. sorun yok gayet güzel bir kadın, iyi bir oyuncudur.
(bkz:bade işçil): karşımıza pelin olarak çıkan sarışın güzelimiz. ezelde şebnem olarak izlemiştim. ben nedense bu hatuna kısa saçı daha çok yakıştıranlardanım. gayet güzel oynamaktadır.
(bkz:aslıhan gürbüz): merve karakterine hayat veren bu hanımefendi dizinin yılanı, pelinin en yakın arkadaşıdır. uzak durulması gereken psikopat hatun profili. serhanı nasıl kafeslemiş benim için bi muamma. gerçek hayatta serhan gibi bi karakterin böyle bir kadınla evlenmesinin imkanı yok.
(bkz:tülin özen) şirin arzu karakteri. ben bu kadına meryemce zamanı hastaydım. mehmet günsüre mustafam deyişleri kulaklarımda çınlardı. nasıl naif, güzel ve tatlı bi kadınsa artık, heteroseksüel bi ilişkiye resmen gıpta etmiştim. yeniden bi dizide görmek fazlasıyla mutlu etti beni.
şimdi bu kadınlar çok iyi arkadaşlar lisede. pelin ve merve aşırı kıskanç tipler ve oyayı kıskanıyolar. 96 yazında pis bi iftirayla hem oyanın hem edip öğretmenin başını yakıyolar. 20 yıl sonra filan oya büyüdüğü mahalleye geri dönüyor ve olaylar olaylar.
biraz geriden gelsem de zirvenin anahtardan sonra 2. ağır topu olarak benim de zirve ile ilgili yorumlarımı yazmadan geçeceğimi düşünmediniz herhalde...
öncelikle zirvenin organizasyonunu sağlayan sevgili hazineciye çok teşekkür ederim uzun zamandır böyle keyifli bir zirveye katılmamıştım çok iyi geldi.
mekana kadim dostum anahtarla birlikte buluşup geldik, mekanın üst katına çıktığımızda bir portatif yazı tahtasında birşeyler anlatan birisi ve dinleyen bir grup gördük ilk olarak doğal olarak biraz şaşırdık zirveler artık sunum tarzı mı yapılıyor diye birbirimize anlamsız bir bakış attıktan sonra en köşedeki masada oturan eski bir tanıdığı*aknarazı gördüm selamlaşmak için yanına gittiğimde kendisinin de sözlükte yazdığını ve zirve için geldiğini öğrendiğimde kısa süreli bir şaşkınlık* yaşadıktan sonra masaya oturup sohbete başladık. kısa bir süre sonra çekingen bir tavırla masaya * yaklaştı ve daha önceki zirveye ilk katılımdaki çekingenliği bildiğimden "evet düşündüğün kişiler biziz dedik ve sohbete devam ettik. daha sonra senseisplinter ve pena da aramıza katıldı* ve çok keyifli, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir zirve daha geçti. katılan herkese çok teşekkür ederim, keyifli ve mutlaka en kısa sürede tekrarlamamız gereken bir akşam oldu...
en sevdiğim eurovision parçalarındandır, nilüfer de albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı,
sözleri ;
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandir
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
ay la la la la... la la la la... akşam firarları
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
sinema yazarları derneği (siyad), 2017 yılı türkiye sineması ödüllerinde “en iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülüne layık görülmüştür biblom benim. ödülün anons edildiğindeki sevinci görülmeye değer. lgbt görünürlüğü adına verdiği mücadelede kazandığı bu ödül çok önemli bence. tebrikler biblom...
19. bölümde tülayın selahattin çakaler'e söylemesi için yaptığı şu benzetmelerle beni benden alan yalan dünya karakteri.
- sen insanı silikon askısı kopan sutyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin de...
- sen adeta yaz başı beyaz bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayel kırıklığı, ümitsizliksin de...
- basen genişleyince small beden külotun yanlarda bıraktığı iz gibi sadece bende geçici bir iz bıraktın de...
- selülit gibisin, senden kurtulmak istiyorum de...
zaman zaman başıma gelen hadise. sanırım çevresel koşullardan ziyade kendi iç meselelerimle ilgili oluyor bazen bana da. ama "her zaman söylüyorum sözlükte kimseyi zorla tutmuyoruz, kimseye "nooolur kal" demiyoruz. birileri daha iyisini yapana kadar şuan en iyisi budur yavrular. susun ve yalamaya devam edin. daha iyi bir sözlük kurucusu ortaya çıkana kadar da benimkiyle idare edeceksiniz, yada çekip gideceksiniz. net." olayın tam olarak ne olduğunu bilmemekle birlikte tarzında bir yaklaşımın bir sözlük admini tarafından düşülmüş ve dile getirilmiş olması beni çok üzdü. iyi günlerim de kötü günlerim de oldu burada paylaştığım... bu kadar...
zirveye giderken kafamda bir ton soru işareti olmasını sağlayan ve içten içe korkutan yazar. acaba gerçek hayatta da mesajlarda olduğu gibi anlaması zor cümleler kurup beynimi yakmaya çalışacak mı diye derin düşüncelere dalmış olsam da garson çağırır gibi işaretler yapıp beni masasına davet eden ve sonra da zirve sonunda ayrılana kadar yalnız bırakmayan yazarcan. bayağı uzun ve derin mevzularda uzun uzun sohbet ettiğimiz* aynı okulun aynı mekanlarında çok özel anılarımızı paylaştığımız ve zirve haricinde de sık sık görüşeceğimizin sinyallerini verdiğimiz keyifli, zeki, hazırcevap ve espirili adam. böyle bir zirve organize edip yüksek katılım sağlamak için çabaladığın ve bu kadar güzel ev sahipliği yaptığın için ayrıca teşekkürler... tanıştığıma çok memnun oldum...