bana kalırsa türkiye nin gelişimini anlatacağım diye gereksiz uzayan ve yer yer kör göze parmak seviyesine gelen bilgilendirmeleriyle, geçim sıkıntısının yuzeysel verilmesiyle sıkıcı hale gelmiş bir kitaptır. çıkar kavgası, açlık yok misal her ne kadar vurgulanmış ise de hissedemedim. mevlut un boza satmaktaki ısrarı bi noktadan sonra baydı. bir romantiklik var ama gereksiz olmuş diye düşündüm.
bu adamın sessiz ev, cevdet bey ve oğulları, kara kitap adlı eserleri güzeldi ama işte sınıfsal olarak alt tabakadaki insanların kaygılarını anlayamaması herseye deginme ihtiyacı ama değindiği birçok şeyin doğal olarak yüzeysel kalması kitabın eksileri.(misalen söylüyorum kitapta bir escinsel var ama o kadar )
yine de okunabilir. ama son tarafları yani bir yüz sayfa bitsin diye okudum yalan yok.
her ne kadar cinsel gerilimle ilgi çeken bir yapım olsa da merkezinde bu yoktur aslında yukarıda da bahsedildiği üzere 2. vatikan konsilinin ruhban sınıfına etkileri klisenin bu konsile tepkileri guzel işlenmiş darısı ülkemizdeki ruhban sınıfınin basina
(spoiler: koca karı rahibenin hayatını adamasının ve bir çırpıda konsille beraber butun hayatının harcanışının acısı guzel yansıtılmıştı. kadın resmen şunu dedi madem boyle olacaktı niye sevişmedim demediyse de gözleriyle dedi niye heyatımı yaşamadım.
konsille beraber dindar insanlar da rahibelere esit olacaktı bak goruyor musun şunu tarikatler veya cemaatler dese başını açan kadınlar da aynı şekilde muteberdir kaç kisi kalirdi acaba
gerisi zaten bilinen şeyler nefse işkence hayatın tüm keyif ve zevk verici aktivitelerinden uzaklaşma bırakma olur da aldatilirsa nefsine uyarsa kendi agzına şıçma sıçtıkça gerilimin büyümesi günahın datlanması
birilerinin yasi ve adanmisligi ile otekilerin hayatında tumden soz sahibi olmasi rahibelerin sozlerinin de aslinda pek gecmemesi herkesin gucu yetene birseyleri dayatması
son olarak da tahmin edebileceginiz uzere lambaya püf de hoh deme püf de perdeyi ört kız açma da ört kız)
kalitesi 140 p bile olmayan bir klip adam zeki müren i taklit etmiş resmen
ıntro kısmı biraz gerilimli ve gizemli olduğundan korkuyorum şarkının bu kısmında
bu akşam rüyamda leylâ'yı gördüm,
derdini ağlarken yanan bir muma;
ipek saçlarını elimle ördüm,
ve bir kement gibi takdım boynuma,
bu akşam rüyamda leylâ'yı gördüm.
işimi yaparken manevi bir tatmin saglayamıyorum sanki o nedenle de sıkılıyorum . bazen bosluktaymışım gibi geliyor. başka şeylerle uğraşmak mi gerekiyor yapsam ne yaparım düşünüyorum ama birseyler denemedigimden ne yapmak istediğimden de emin değilim.
aslında buraya başarıdan başarıya koşarak gelmiştim ama insan karşılık görmeyince ve gelişime yönelik zorlanmayınca köreliyor.
zehirlenme yapabilir. bana gelince istesem de o kadar tutamam.
bi de sıkışınca karşıdakinin nefes almadan lafa tutması vardır ki öf yani ben ecel terleri dökerken adam bana peygamberler tarihi anlatıyor. artık başıma gelecekleri kabullenmeliyim en ufak bir dürtme öksürük gülüş mahvedecek herseyi hala nasıl kaçırmadım ona şaşırıyorum. 15 dk ayakta bilemedim nasıl gecti.
o nedenle kim sıkışıksa sıramı veririm halden anlarım. tesekkurler
kültür bakanlığı görmüş de savcılarımız daha görmemiş herhalde filmi. çıplak savcıyı süzeceksin ve gözaltına alınmayacaksın. filmdeki diğer yerleri izlemediğim için orasına yorum yapamayacağım ama fragman bile yeterli :)
elimi de kolumu da bağla hadi
bir odaya bir ömür hapset hadi
becerebilirsen zaptet hadi
yangınım çok büyük of of of
eddie redmayne diye biliyorum. şaka bir yana danish girl deki performansı süperdi. oyunculuk bir sanat gerçekten. o süreçler geriye dönmenin imkansız oluşu bastırılan herseyin tüm gücüyle hücum etmesi güzel bir filmdi
kararın abukluğu bir yana o kadar değişik bir ortam varki komplo teorileri gırla gidiyor beraate ayrı teori mahkumiyete ayrı teori dosya kesinleşir mi ayrı teori kesinlesmezse ayrı teori herkes birsey mi düşünüyor yoksa herkes hicbirsey düşünmüyor mu anlamadım
ama adamın hak aramaya devam etmesi aksiyon alması iyip ve btp (huseyin baş bile) nin bu konuşmaya destek vermesi çok hoşuma gitti.
gelecek deva demokrat parti saadet partisinin herhalde yoğun mesaileri (!) vardi gelemediler herhalde
kılıçdaroğlunun yaptığı basiretsizlige değinmek bile istemiyorum.
dikkat edilmesi gereken başka bir nokta ise henüz birsey kesinlesmediginden belediye yönetimi ve genel seçim adaylığının kaybedilmedigini net bir şekilde vurgulamak pısırık olmamak.
yapılan konuşmada umut aşılanması da çok iyi geldi
seçimden sonra şu milletin ve sözlüğün yüzü gülsün be
eskiden çekilişler olurdu hediye heyecanı olurdu ama hediyeler genelde iyi olmazdı zaten çekilen isim de yani hiç istemedigim muhabbetim olmayan kişilerden olurdu.
ama şuan bilemiyorum güzel bir çadır şamadıra kano benzeri şeyler süper olurdu
yılbaşı akşamı en azından arkadaş muhabbet edecek bir insan olsa o da olumlu
mortgage in beni bu kadar üzebileceğini kırabileceğini bilmiyordum. halbuki o mortgage benle düşünülse havalara uçardım öf be kredi ödemeye de razıyız da şu düştüğümüz hale bak
küncü de koyarız. askerlere verilmek üzere veya kıtlık zamanlarında evde bir şey olsun diye yapılan onca güzellikten biri. nenem içindeki mayananın (rezene) askerler savaştayken el titremelerini ve gerginliğini alsın diye konduğunu söylerdi. kilis'te de güzel yapılır, ama anası anteptir.
montreal’den bir tanıdığın pek ünlü internet projesi. dünya haritasında her hangi bir yere dokunup bir ibnelik hikayenizi anonim bir şekilde paylaşabiliyorsunuz. türkiye’den de bir dolu hikaye var hatta kadıköy iskelesinde eski kocamın biz halen evliyken bıraktığı notu görebilirsiniz.. *
refik saydam eski sağlık bakanı ve başbakan. atatürk'ün değişmez sağlık bakanı, inönü'nün de celal bayar'ı saymazsak aslında ilk başbakanıdır. 1942'de ölmüştür.
bugün sağda solda sağlık ocağı, eski dispanser, okullar vs isimleri ile hatırlanan saydam 19 mayıs'ta samsun'a çıkanlardan da biridir.
aslında benim nazarımda onu önemli kılan şu meşhur sözüdür: her işimiz a'dan z'ye bozuktur, düzeltmek ister.
her işimiz halen bozuk, düzeldiği de yok. saydam düzeldiğini göremeden, düzeltemeden kalp sektesinden terki diyar etti; biz ise her gün bir kalp sektesi ile yaşamaya devam ediyoruz.
selçuk ural ünlü modacı canan yaka ile evliyken şarkıcı ceyhan cem ilişki yaşamaya baslar. ceyhan hanımla olan evlilik dışı ilişkiden hakan ural doğar. sanırım selçuk ural bir kumpas sonucu bu hamileliğin gerçekleştiğine inanmış olmalı ki 16 yaşına kadar hakan ural'ın çocuğu olduğunu kabul etmedi. hükmen 17 yaşında kendi oğlu olduğunu zar zor kabul etti. sonra bu nefret sibel can evliliği ile tekrar gündeme geldi ve evlatlıktan red yedi hakan.
ığdır yöresine atfedilen türkü. pek severim. barış manço'dan selva erdener'e kadar birçok sanatçı icra etti, güzel söyledi. ben özellikle aşağıdaki halini ve abdullah kurbani'nin baştaki icrasına bayılıyorum.
tam bir coming out şarkısı bence
görüyordum duyuyordum biliyordum susuyordum
istemedim neden hayır diyemedim ki
kızıyordum kaçıyordum köşelerde yaşıyordum
söyleyecek sözüm çoktu neden sustum ki
benim kendimle ufak bir sorunum var
içimde patlamaya hazır bir bomba var
ben bu gece karar verdim
kuş olup gökte uçmaya
sevdiğimi kızdığımı
dünyaya haykırmaya
puslu puslu duruyordum uslu uslu yaşıyordum
açıklarda yüzmenin tam zamanı şimdi
hep bir sebep buluyordum uzaktan seyrediyordum
ne varsa tutuklu bende bıraktım gitti
benim kendimle ufak bir sorunum var
biriktirdiğim ne varsa şimdi patlar
ben bu sabah karar verdim
yıldızları yakmaya
bildiğimi gördüğümü dünyaya anlatmaya
sorun ülkede fakirlik yoksulluk olması değil kesinlikle sorun salak yerine konulmak emeklerinin birtakım sığırlar tarafından heba edilmesi
az değil yıllar veriliyor ve bir kere yaşıyoruz.
türkiye de sınava gireceksen takmayacaksın takarsan sen ruh hastası oluyorsun o yüzden bosverin
arabuluculuk sınavı 6 ay ertelendi mesela ama neden olduğu belirsiz benim tahminim kıdemi yetmeyen insanlar var ve paralı kurs veren kuruluşlar daha çok kazanmak istiyor
ülkede dinlenme tesisi diye bir kavram yok dini turizmin gelişmiş olduğunu göz önünde bulundurursak taharet konusu sıkıntılı şehirde ne bir insan görünüyor ne bir hareket hayalet gibi bir çok yer
çölleri ve hiçliği görünce insan beni buralara bi yerlere gomebilirler kimse de bulamaz diyor insan
acayip de gamsızlardır benzin istasyonlarında sigaralar kül dökmeler otobüs sürerken direksiyonu bırakıp otobüsün başka bi yerine gitmeler
gamsızlık sinir edici olduğu kadar bulaşıcı bi süre sonra sen de rahatlıyorsun kadercilik gamsızlık arabalarda da görülebilir çarpık çurpuk ama yeni arabalar görebilirsiniz adamların umurunda değil yeni bi tane alıyorlar
insan hayatı önemli değil burada dini vecibelerinizi yerine getirirken ölürseniz apar topar gömerler dönmeyi dusunmeyin
velhasıl gidince anayasamızın ilk 4 maddesini öpüp koklayabilirsiniz.
kadınların böyle şeriat düzenine ozenenlerini buraya getirmek lazım gerçi anlarlar mi bilinmez
kadınlara bazı şeyler cabalamadan verildiği için değer kıymet bilmiyorlar kan gözyaşı ile alınsaydı bazı haklar daha farklı olabilirdi
antep fıstıgından daha güzeldir kuruyemis olarak yani kabukları açıktır ve daha dolgundur. ama baklavalara katılmaz sanırım yağ oranının az olması ve renginin solukluguyla alakali
ama özellikle ana çatlak siirt fıstığı yiyen antep fisitigina dönmek istemez.şuan fiyatları geçen seneye göre 2 kat arttı
bu yıl cumhuriyet 100 yılını tamamlıyor ikinci yüyıl icin dileklerim atatürk'ün bir şekilde reenkarne olması, ortaçağ dan çıkış yeni ve yakın çagı süratle geçmemiz baktık olmadı en azından aydınlanma çagını yaşamak cahilligin son bulması.