haci
çok sık kullandığım bir hitaptır... hacı öyle, hacı böyle gibi, muadili "kanka"dır benim lugatımda... ama hacı kavede de kabul görür, esnaf muhabbetinde de... kanka uymaz pek ...
yazara göre entry listesi
sözlüğümüzün böyle bir yeteneği olsa ne güzel olurdu, mesela entry lerini görmek istediğim yazar kutucuğu olsa oraya isim girsek ve hoop bütün entryleri sıralansa... bazı yazarlar var kitap gibi okuyasım geliyor hacım ne yalan diyim...
acun ılıcalı
kumdan kale saltanatları; rüzgar eser savrulur, köpük değer yıkılır...
ayı sözlük rüya tabirleri
kuzu görmek:
yorum: aç yatmak bünyeye zarar verir. tez bir kebapçıya gidip çatlayasıya kadar yeyin için, ayunun aç yatması hayra yorulmaz.
cübbeli ahmet hocanın gözaltına alınması
bataklık kendi içine çöker...
anne
solak olanların daha akıllı olması sorunsalı
evelalla... birinciler belli, ikinciler kalanlarla tartışsın....
solaklık
bende farkedildiği anda serbest gelişime bırakılmış halimdir. o derece solakım ki sağ adımımı atmayı unuturum bazen... zorluğu okulda yaşamışımdır, o ilim irfan yuvalarında "sağ elini kullansan daha iyi olurdu" gibi yönlendirmeler olmuş, denemeler yaptırılmıştı... başaramayınca da beni yeteneksizlikle tanımlayan eğriltenler (eğitmenler değil) olmuştu. hepsini af ediyorum ama kendi dar alanlarında passız kalırlarsa hoş olur kanaatindeyim...
ayı sözlük yazarlarının göz renkleri
marksist
"ben"den çıkıp "biz"e ulaşma yol haritasında gidenlerden her birisidir. karlı kayın ormanlarının kıyısında yazılmış bir düşünce ve disiplinin taraftarıdır. aynı coğrafyada denenmiş lakin "ben" in hakimiyeti sebebiyle "biz" ler çok eziyet çekmiştir.
sardunya
çiçektir, pek dirayetlidir; kırılmış dalı sok toprağa, bir bardak suya, hemen köklenmeye başlar. yaşama tutkusu öyle kuvvetlidir, dalın yarısı çürüse bile kalan yarısı köklenir dallanır, bırakmaz kendini tutunur hayata çiçeklenir... bir havai fişek patlaması gibi coşkuludur çiçeği, kokus yaprağındadır ne kadar ilginç dimi... "mutlulukta görünüşten değil eldendir ,çabadandır, emektendir" gibidir.
yol hikayeleri
2006 senesi idi sanırım, kadıköy hasanpaşadan bakırköye araba ile 4:45 satte gelerek rekor kırmış idim.(40 km.) papa geldiydi o yaz, birde sultanahmet camiinde el açıp amin dediydi bizim diyanet başkanı ile beraber, elbiseleri nasıl öle altın yaldızlı felan idi, luxor tapınağı rahipleri gibin... hiç hazetmem böyle gösterişten, hele de içinde din mevzusu var ise... sadelikte kefen, tevazuda toprağı örnek almaları gerek iken ışıl ışıl parıldamakta şaşa ları, sürüp gitmekte gösterişleri... gel gör ki benim bütün rönesans duygularım şahlanmış vaziyettedir. neyde efenim bu ziyaret sebebiyle yollar kapatılmış, köprüler zaptedilmiş, devlet karayolları gaflet delalat içerisinde kıvranır iken, ben direksiyon koltuğunda pet şişeleremi işemedim (köprü üstünde hemde. bir an aklıma çıkayım köprüden çüğdüreyim geldi ama yapamadım) küflü bisküvileri mi ayıklamadım küflerinden, küllükteki yarım söndürdüğüm sigaralarımı içmedim ( o vakit sigara icerdim) neyse susadıydım ama çişimi içmeye acet kalmadan eve vardıydım. bu yolculukta obsesif kompulsif duygularımı deneyimlemiş ve şükür sağ sağlim çıkmış idim testten.
22222 nci entryi girmek
12345 de kimin entrisi var demeden geçemeyeceğim :-)
ayı sözlük yazarlarının zirve önerileri
ayı sözlük kahvaltı zirvesi
mart ayı içinde bütün ayular ile birlikte "mart bahardır ayular bu zamanda uyanır" deyü sabahın erken saatinde bir araya gelinir. en uygun açık büfe kahvaltıcısına gidilir. geniş bir masaya yerleşilir ve açık büfeye git geller ile bir gün geçirilir. mekan sahibide ömründe ilk defa tezgahın dibini boş görür. hoş olur.
ayılar yolda
bir yol etkinliğidir cuma akşamında , cumartesi, pazar akşamına, kadar sürer. tercihen tren ile bir ildeki ayular toplanır diğer ile giderler. uyku yolda alınır bu yüzden oteldi moteldi dert edilmez... bu aktivitede önemli olan yolda yaşananlardır...ne karşılama beklenir nede uğurlama sadece yol için yapılan bir etkinliktir... yoldaş, arkadaş, ucra istasyonlar, o istasyonun taş binası, ucsuz bucaksız ovalar dır paylaşılan gidilen ildeki yeme içme mekanları ziyaret edilir geri dönülür.
ıspanaklı börek
ustasının elinde şiire dönüşen lezzettir. helede ıspanağı taze ise boğazından yudum yudum geçerken ,çayı yudumlarken bir lezzet fanusunda bulursun kendini...
annenin en sevilen yemeği
tarhana çorbası...nohut mayalı ekmek
tutunamayanlar
ergen yaşlarda okunması tavsiye edilmez... bu birikim kitabıyla kendinizi tartmak istiyorsanız, terazinin sizin tarafınızdada birşeyler olması gerekir... okuyayım bilgileneyim kitabı değildir... gerçeklik ve düş nerde başlıyor nerde bitiyor ayıramıyorsan zorlanırsın bu kitabı okurken; bir kapı önünde açılmasını beklerken 10 sayfa betimlemenin içinden kaybolmadan, kendi düş sarmalına kapılmadan çıkıp, kapının açılma tıkırtısı ile bulunduğun mekana ve kitabın içinde bulunduğun mekanına geri dönebiliyorsan olmuşsun demektir. sende bu kitabı kütüphanenin alfabetik dizilimine bakmadan ilk sıraya koyacaksın artık. soranlarada onun yeri ayrı o kitabı dizinler arasına koymak olmaz diyeceksin...
onlarda "amaan bende okumayı denedim, ama bu ne böyle beee saçmalık" diyecekler..."
sende " o ham bıngıldak kafana bi koysam da çökertsem beyin tasını, şöyle de rahatlasam" diyeceksin, ama yapmayacaksın...
konuyu değiştireceksin bu kitabı okurken içinden geçtiğin o bakir beyin tünellerini saklayacaksın ondan
"seni düşünmeyince yoksun" diyeceksin içinden.... seni düşünmeyince yoksun.....
yatakta kahvaltı
elimi yüzümü yıkamamışım, dişimi fırçalamamışım, duşumu almamışım, kendi kendimden zehirlenmekteyim o an itibariyle... " ben sipariş etmedim " deme ihtimalim çok yüksektir, sabahın o ilk saatinde adımı hatırlamam ben, nüfüs cuzdanım hep yanımdadır önce ona bakarım...
lanet edilesiler