kilo vermek isteyenlere tavsiyeler
kimse için şaşırtıcı olmayan bir tavsiye ama spor ve sağlıklı beslenmek yapabileceğiniz tek şey ve çoğu zaman da etkili. ama zaten spor ve sağlıklı beslenmek için motivasyonumuz zayıf olmak olmamalı. vücudundan memnun olan birisi de spor yapmalı ki kas gücünü, kalp sağlığını, yaşam kalitesini yükseltsin. keza sağlıklı beslenme de aynı şekilde çünkü yediğiniz şeylerin vücudunuzda etkilemediği yer yok. yani kilo vermenin tek yolu yaşam tarzı değişiklikleri. bana kalsa kimse kilo vermesin ne gerek var sağlıklı olun mutlu olun kendinizi sevin gerisi boş
küçük pipisine bakmadan bubble butt isteyen adam
şu anda onlardan biriyle iletişim halindeyim.. hiç lafını sakınmadan popon küçük dedi, sonra aletinin resmini attı neredeyse parmağı sanacaktım. şu kendini bilmez aktif özgüveninden olsa keşke bende de
surata boşalmak
bir daha bunu beğendiğim için hor görülmeyi kabul edemem... başkası da yapsa kendi kendime da yapsam baya zevkli aktivite
taha özer
evet iğrenç bir adam ve heteroseksüel erkeklerin karikatürü haline gelmiş bir durumda ama twitterda karşıma pornosu vs çıktığında izlemelere doyamıyorum... gerçekten bazı penisler müzede sergilenecek kadar güzel...
eşcinsel uygulamalar
uygulamalar konusunda birkaç tavsiyeye ihtiyacım var maalesef. ankarada hornetten asla bir iş çıkmadığını zor da olsa öğrendim. zaten çıksa da orada yüz resmi atınca uymadı kusura bakma yazan erkeklerin egolarıyla savaşmaya hazır değilmişim. ama bu twinkin de şaplaklanmaya ihtiyacı var....
rimming yaptığı dudaklarıyla öpüşmeye çalışan tip
bana rimming yapan adamı değil öpmek kolundan tuttuğum gibi nikah dairesine götürürüm. kıymet bilmezler sizi...
ayı sözlükteki doktorlar
stajyer doktorum birkaç yıl sonra umarım uzmanlığımı bitirince gelip tekrar yazarım
meni yutmakla hiv bulaşır mı
eğer ağzınızda, yutağınızda veya özofagusunuzda açık yaralar varsa bulaşma riski vardır. örneğin yirmilik diş çekiminden sonra, ağzınızda aft vs varken veya uzun süredir şiddetli reflü hastasıysanız yutmak önerilmiyor. ama tabiki günümüzde pozitif olan insanlar bulaşıcı değil statusune gelmelerini sağlayan ilaçlar kullandığından büyük ihtimalle antik çağlardan kalma bir bilgi verdim. yine de durumunu bilmeyen biriyleyseniz ve dediğim gibi bir açık yaranız varsa boşverin riske atmayın. onun dışında siz ananas yiyin biz yutalım herkes mutlu olsun.
the boys in the band
30 eylül tarihinde netflix'e girdi herkese izlemesini tavsiye ederim.
imdb açıklaması "1968 new york'taki bir doğum günü partisinde, sürpriz bir konuk ve sarhoş bir oyun, yedi eşcinsel arkadaşın konuşulmayan duygular ve gömülü gerçeklerle hesaplaşmasına neden olur." şeklinde, filmi izledikten sonra gerçekten güzel bir açıklama olduğunu düşünüyorum.
matt crowley'nin aynı isimli oyunu 2018'de efsane bir cast tarafından broadway'de sahnelenmiş filmde de aynı cast oynuyor. jim parsons, andrew rannells, zachary quinto ve matt bomer (ah matt bomer...) casttan birkaç kişi.
herkesin izlemesini tavsiye ederim. gerçekten eşcinseller için çok karanlık bir zamanda geçmesine rağmen oldukça mutlu ve komik bir ilk yarısı var. ikinci yarısında bazı karanlık gerçeklerin ortaya çıkmasıyla izleyicinin nefesinin daraldığı ve gözlerinin dolduğu yerler oluyor, en azından benim için kesinlikle oldu. birbirlerine yaşattıkları o kadar rahatsız durumun sonunda birbirlerine neyse yarın görüşürüz diyip ayrılmaları benim için filmin en etkileyici kısmı oldu. sonuçta o dönemde eşcinsellerin birbirlerine -her şeye rağmen- destek olmaktan başka seçenekleri yokmuş belli ki.
izleyenlerle karakterleri ayrı ayrı tartışmayı kesinlikle isterim. karakterlerin hepsi şirinler gibi birbirinden oldukça farklı ama hepsi derinine düşünülerek yazılmış, bu bana benziyor bu sana demek kaçınılmaz yani.
bu kadar laf yeterli olmadıysa birkaç çıplak matt bomer sahnesi var, onlar için izleyin. ahh matt bomer...
bodrum'da gündüz vakti seks yapan dayılar
haberi gördüğüm uygulama malesef onedio oldu ve haberin altındaki yorumlar yüzünden küçük çaplı kalp krizleri geçiriyorum.
birkaç örnek:
"vay be toplar bodrumda darbe yapmis resmen.hollanda vatandasligina gecin, ozgur g.tunuzu amsterdam da gosterin,duduklermisiniz,dudukletirmisiniz ne b.k yerseniz yiyin"
"ıbnelik bu cagin en buyuk hastaligi. netflix, amerikan dizileri vs hepsinde normallestirmeye calisiyorlar. bir sonraki adim da pedofiliyi normallestirmek."
bu ülkede gayler her zaman toplumun geneli tarafından hor görülen şeyler yaptığında temsil ediliyor. sahilde cinsel ilişki, tecavüz ve pedofili içeren bir haberde gayler varsa hemen bütün gaylerle ilişkilendiriliyor. hayat kurtarıcı icatları olan bilim insanlarının da bazılarının gay olması kimsenin umrunda değil, hemen üstü kapatılıyor ve önemli başarıları olan insanların gay olması görmezden geliniyor.
bakın bir tavsiyem var; tecavüzcü, pedofili, veya halk içinde cinsel ilişkiye giren insanların cinsel tercihiyle anılmasına izin vermeyelim. tecavüzcünün teki gayse de heteroseksüel de tecavüzcü olduğunu değiştirmez, aynısı pedofili için de geçerli.
lgbt topluluğu üyelerinin hepsinin reşit insanlarla karşılıklı rıza çerçevesinde cinsel ilişkiye girdiğine şüphem yok, heteroseksüeller arasında bunun garantisini verebilecek kişilerin yüzdesi kaç acaba.
toplumun ezilip köşeye atılan bir kesimi olmanın sonucu her zaman bu mu olmak zorunda, sadece birkaç sapkının hatalarıyla anılmaya mahkumuz.
haberin içeriğinden bağımsızdı bütün bu atarım, yoksa public fantezisi olmayan gay mi vardır. açıkçası ben cesaret gelse taksim meydanında bile cinsel ilişkiye girerim. public/outdoor gibi kategorileri olmayan gay porno sitesi mi olurmuş.
neden yalnızsınız
büyük ihtimalle genel çoğunluk yüzümü çirkin buluyor. bunu denemek için hornetime yüzümün görünmediği bir vücut fotoğrafı koydum ve hayal bile edemeyeceğim kadar yakışıklı tipler bana yazdı ve yüz atsana dediler. %90’ı yüz attıktan sonra uymaz kusura bakma dediler. gerçekten bu uygulamalardaki davranışlarımızın karşı tarafı nasıl etkileyeceğini hiç düşünmüyoruz. benden başka biri olsa cidden mahvolabilirdi, neyse ki 20 yaşında bir bakire olarak çirkin olduğumun farkındayım da beni etkilemedi. ben de kendimi spor salonuna atıp skinny legend olana kadar çıkmadım, yani yüzümü yastığa bastırarak yapmak isteyen varsa tekliflere açığım.
grup seksteki pasif partnerde aranan özellikler
ne kadar verimli bir başlık olmuş eminim çok derin ve mantıklı varoluşsal tartışmalar olacak burada. katkıda bulunamayacağım malesef çünkü unicornuma binip atlantise gitmem lazım ve orada da sherlock holmes ve gandalf bana double penetration yapacak.
jockstrap
bananawears diye bir türk markası çıkmış jockstrap ve tanga satan, tasarımlar genelde addicted'dan çalıntı ama almak istiyorsam tek şansım orası galiba. alan varsa yorumlarını söyleyebilir mi, belinin lastiği çok kalın olup bebek bezi gibi duracak diye korkuyorum. zaten jockstrap ve tanga satan bir markanın online mağazasındaki resimlere ürünlerin arkadan resimlerini koymaması baya türkiyede olacak bir şey.
penis
en nefret edilesi ama en sık kullanılan takma adı da alet sanırım... aletin nasıl aletin büyük mü soruları midemi bulandırıyor.. çük desen en azından işin içinde bir komedi var bir sempati katıyor
penis
komedyen michelle wolf bir standup'ında diyor ki "gayler penis hakkında konuşurken noel hakkında konuşan çocuklar gibiler ama kızlar penis hakkında konuşurken noel hakkında konuşan yahudiler gibiler." maalesef penisi bir organdan daha fazlası olarak görüp sevgimizden kahrolmak galiba gerçek bir özelliğimiz, benim için öyle en azından. sevilmeyecek bir yanı yok yani üzgünüm..
cemal can canseven
survivor bittiğinden beri 1 milyona yakın instagram takipçisi kaybetmiş. türk insanı televizyonlarında gördükleri editlenmiş ve sansürlenmiş insanlara bayılıyor sonra sosyal medyalarında özgür, gay ve göğsünü gere gere feminen olan yönlerini görünce arkasını bakmadan kaçıyor. homofobinin en basit ve en yaygınlaşmış örneklerinden birini yaşıyor ne yazık ki.
yalnız yaşayan gay
yalniz yasamaya basladigim ilk gun kendime internetten jockstrap ve tanga siparis edecegim, hayattan beklentilerimin ne kadar dusuk oldugunu bu cumle ile gosterdim sanirim.
transparent
güzel bir diziydi fakat başrol oyuncusu jeffrey tambor’un setteki trans kadınlara karşı transfobik hareketleri ve yer yer tacize dönüşmesinin ortaya çıkması diziden soğuttu beni. çok sayıda trans bireyin çalıştığı bir dizi cis hetero bir erkeğin aptallıkları yüzünden lekelendi bir kez daha. tabi trans karakteri cis erkeğe peruk giydirip oynatan yapımcı ve yönetmenin de kararları sorgulanmalı. bir kez daha herkese pose izlemelerini tavsiye edeceğim, trans karakterler ve hikayeleri trans bireyler tarafından yazılıp oynandığında ne kadar fark ettiğini göreceksiniz.
huzursuz bağırsak sendromu
bu hastalığa ve fonksiyonel dispepsi isimli diğer bir hastalığa genel başlık olarak fonksiyonel hastalıklar ismini koymuşlar. çünkü fizyolojik ve anatomik sistemlerde belirlenebilen bir bozukluk olmadan semptomlar oluştuğu için. yani bir hastalık grubunun adı fonksiyonel hastalıklarsa benim aklıma bunun tam tersi geliyor, kesin fonksiyonlarda ciddi bir bozukluk var diyorum. normalde kimsenin takılmadığı bir detay ama bende başlık fetişi var her şeyi gruplandırma ihtiyacı, tabi sonra da yanlış öğrendim diye ağlıyorum.
karpal tünel sendromu
ezbere dayalı tıp eğitiminin mağduru olduğum için her zaman sıkışan medyan sinir mi ulnar sinir mi karıştırıyorum. halbuki azıcık aklımı kullansam carpal tünelden geçen sinirin medyan sinir olduğu aşikar.