jan xwen

Durum: 160 - 0 - 0 - 0 - 13.02.2012 00:09

Puan: 2296 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 8

mütecessim

başta m harfi olunca mef-ul oluyor yani o işte netkilenen şey , kişi , kurum ya da kuruluş

bu da cisme bürünen şey anlamına geliyor dolayısıyla

mia aioniotita kai mia mera

selanikte yağmurlu bir gün... ünlü bir yazar olan alexander, amansız bir hastalığa yakalanmıştır. karısından, 30 yıl önceki bir yaz gününü anlatan bir mektup alan alexander için bütün yaşamını geçirdiği sahil kenarındaki evini terketmenin vakti gelmiştir.ve sonunda geçmişinin ve şimdiki hayatının karışmış olduğu ilginç bir geziye çıkar o güzel, mutlu dakikaları tekrar yaşayabilmek için... belki bir günün içinde belki de bir sonsuzluğun...bu yolculuğun içinde karşısına çıkan beklenmedik kişiler ise bugünün getirdiği süprizler olarak hayatının son anlarında yer edecektir.

film içerisinde beni en çok etkileyen repliklerden biri de şudur:


son zamanlarda
dünyayla tek bağlantım
şu bilinmeyen
karşı pencere
bana hep aynı müzikle karşılık veren
kim bu?
nasıl biri?
bir sabah onu bulmaya karar vermiştim
ama sonra bir daha düşündüm
belki de bilmemek ve hayal etmek daha iyidir
hayal ediyorum
kimi istersem o oluyor

kardeş türküler

aslında grubun adı bgst yani boğaziçi gösteri sanatlar topluluğu. grubun ilk albümlerinin adıdır kardeş türküler.o albümdeki düzgün bawo,burçak tarlası,demme demme ve daha bir çok eser takdire şayandır. albümün adı daha ön plana çıktığından grubun adı gibi göründü ve öyle kaldı.

çok sesli müzikleri ve kendilerine has vokal teknikleri de kendilerini birçok gruptan farklı tutuyor.2011 yılında arto tunçboyacıyan ile ortakalaşa çıkardıkları çocuk h-aklı albümleri ile de yerlerini perçinlemiş güzide gruplarımızdandır.

çıkardıkları albümler: kardeş türküler,doğu,vizontele-1 soundtrack,hemavaz,vizontele tuuba soundtrack,bahar ,çocuk h-aklı...

aynı zamanda şiwan perverin roj u heyv albümünde düzenlemeleri de kendileri yapmıştır.

fellow

uzak iklimlerin gri kentlerinde
sisli sokakları solurken burada ben
gökkuşağı olarak kalmayı başarmış olan
ey sen
soluk bir ton ver bana
sarı sıcak olsun
islenmiş-
-ten

pandora nın kutusu

2008 yaapımı bir yeşim ustaoğlu filmidir kendileri.

istanbul’un farklı semtlerinde yaşayan, her biri diğerinden farklı sorunun ve hayat standardının içinde sıkışıp kalmış, birbirinden habersiz, orta yaş ve sınıfa mensup üç kardeşi (nesrin – derya alabora, güzin – övül avkıran, mehmet – osman sonant), bir gün doğup büyüdükleri batı karadeniz dağlarındaki köylerinden gelen bir telefon bir araya getirir.

yaşlı anneleri nusret hanım (tsilla chelton) kaybolmuştur. annelerini aramak için buluşan üç kardeşin köylerine yaptıkları mecburi yolculuk, saklı kalan pek çok sorunun, hayatlarındaki ve ilişkilerindeki bir çok çarpıklığa dair pek çok şeyin pandora’nın kutusu misali ortaya saçılmasına neden olur.

faşizm

faşizm, kurucusu benito mussolini sayılan, italyan filozof giovanni gentile'nin, benito mussoliniden etkilenerek 1920li yıllarda ardı ardına yayımladığı kitaplarla ilkeleri belirlenmiş bir siyasi doktrindir.
gentileden yoğun olarak etkilenen ve faşizmi bir dünya görüşü olarak benimseyen italyan lider benito mussolininin, 1922'de italyada iktidarı ele geçirmesinin ardından, mussolini iktidarı döneminde, italyada resmi ideoloji olarak yürütülmüştür.
kısa süre içerisinde genel anlamıyla baskıcı, otoriter rejim anlayışını betimler bir nitelemeye dönüşmüş ve nazizm başta olmak üzere, anti-demokratik ideoloji ve yönetim sistemlerinin tamamına halk tarafından verilen genel bir isim halini almıştır.

kısaca faşizm aşırı milliyetçi, anti-demokratik, anti-komünist bir sistemdir.

kaynak: vikipedi


hoşçakal

evet bir çok şarkıya konu olmuş kelimedir kendileri

sanırım hoşçakal kelimesinin en güzel kullanıldığı şarkılardan bir i cem adrianın parçasıdır
şöyle ki :

bugün damarlarımda kan yerine ayrılık dolaşıyor
bugün ellerime ellerin yerine yalnızlık dokunuyor
ve aşk şimdi çok uzakta uyuyan bir çocuğun kalbidir
ve aşk şimdi çok uzakta uyuyan bir çocuğun kalbindedir

bugün parmaklarıma saçların yerine sessizlik dolanıyor
bugün bana kolların yerine yokluğun sarılıyor
ve aşk şimdi çok uzakta uyuyan bir çocuğun kalbidir
ve şimdi bir kalbi bir bedenden ayırıp gitmenin tam
vaktidir

hoşçakal

matematik

herkes payına düşeni yaşıyor
çoğu zaman paydası sıfır
ama hep elde var
bir sonrakine eklenecek kadar kahır

ayı sözlük yazarlarının hayvan sevgisi

ama sanırım bizim yaşımızda olan grup bir dönem ipekböceği yetiştirmiştir.çok keyiflidir.dut yaprakları yer ve keçi boku gibi zıçarlar.kozadan çıkan tombul kelebekler yumurtlayıp öldükten sonra atılır.

mr nobody

jaco van dormael filmi.4-5 alternatif hayatı gerçekleşmiş gibi anlatan şiirsel bir film.

ilk güvercin deneyi sahnesinden sonra insanı(sinema sever) ekrana çivilemeyi başarmıştır kendileri.
zaten her şey son 20 dakikasında açığa kavuşuyor.bir çok filmde gördüğüm hayatın alernatif yanlarını düşünmeyi sağlıyor kişiye.

aslında sanırım filmin mesajı şu:
seçim yaparsan diğerlerinden vazgeçmiş olursun ama seçmezsen her şeyin senin olabilme ihtimali var

farkındalık

farkındalık üzer insanı çünkü bilgi bilgisizlikten daha fazla acı verir insana

ayı sözlük yazarlarının ideal seks süreleri

zaten hepimiz sevişmeye başlamadan önce saate bakar bir yere not alır boşaldıktan sonra da tekrar bakar ve süresini hesaplarız değil mi...

ya hu bunun süresi mi olur canlar?
ama güneş batmamışken başlanmış bir sevişme sonrasında odadan çıktığımda havanın karardığını görmüşlüğüm vardır...

n.ç.

sevgili adını çaldığımız çocuğum n.ç.:
ülkemin, adı ve hakları çalınmış bütün çocukları adına özür diliyorum senden. çocukları hukukun ve ülkenin nesnesi durumuna getirenleri bütün ruhumla kınıyorum.

yargitay kararı hiçbir bağlam içinde kabul edilemez ve bu karar tam anlamıyla insanlığı öldürmeye kastetmiştir. sevgili türkiyem: senden hiçbir zaman umudumu kesmedim. biliyorum, ne yetişkinlerin ne de çocukların cumhuriyeti olabildin. acemi demokrasin de hukukun da yetişkinlerin, sistemin ve egemenlerin mutfağına çorba pişiriyor hâlâ. bu yüzden önce çocuklar ölüyor kucağında. çocuklarla birlikte çocukluk da ölüyor bu ülkede. buna karşın her doğan bebekle biz de doğuyoruz ve umudumuz tazeleniyor.

sevgili çocuğum n.ç. : senin hakkında bu kararı verenlerin hep açık yarayla dolaşacağına inan. sen katillerini affedebilirsin. senin büyüklüğüne yakışır bu. fakat, biz affetmeyeceğiz bu kararı verenleri ve çocuklar için adalet çağrımız daha gür çıkacak. şunu bilmen yeterli: bu karar karşısında, ömrüm oldukça kefenimi üzerimde hissedeceğim ve kalbimde taşıyacağım acılı kardeşlerini. affet bizi, sevgili n.ç.; bir çocuğu affeder gibi affet!.. kalbinden öpüyorum.

çocuk vakfı başkanı mustafa ruhi şirin

acı

girerken de çıkarken de yakan bir şeyi bu kadar sevmek ne ironik

her türk asker doğar

antimilitarist biri olarak askerliğin ne türklükle ne de güç ile ilgili olduğunu düşünüyorum...bu başka bir piyasa ürünü.bu konu uzadıkça uzar ve abd ile devam eder.bumerang misali bana geri döner.

yerli malı haftası

30 lu yaşları devirmiş anadolu insanının ilkokul yıllarında haşlanmış patates ya da haşlanmış yumurta getirdiği ve hepbirlikte herkesin getirdiği haşlanmışları yediği bir haftadır kendileri.bu hafta öğrenciler kabız olurlar ve diğer hafta tuvalet sıkıntısı yaşarlardı.

bana sorarsanız yerli malı haftasında kızılderililerin yediği yiyeceklerin tüketilmesi yerlileri sevindirmek adına önemlidir derim

the fountain

bu arada filmin müziklerini yapan clinth mansell eli öpülesidir

adres soramayan erkek

"ben buranın yabancısıyım" cevabını almamak için öncelikle
-pardon siz buranın yerlisimisiniz
sorusu sorulur (hayır ben buranın yamyamıyım cevabı almaktan korkmadan sorulur bu soru)
daha sonra asıl adres tarifine geçilir ki bu genelde zaten 2.aşamaya geçmeden anlaşılır ki soru sorulan kızılderili olan yerli arkadaş aslında buranın yabancısıdır(onca kalabalık içinden nasıl seçilir ve bulunur anlaşılır değildir).

od

her yazdığı romanla yüz binlerin kalbini feth eden iskender palanın yeni romanı .

od bir yunus emre romanı.
gök kubbemizin her zaman parlayan ve hep çok sevilen, şiirleri gönülden gönüle dolup dilden dile dolaşan yunus emre, bu kez od un ana kahramanı.

iskender palanın ilim ve kültür adamı olmasının yanında, yazar kişiliğinin imbiğinden geçirilerek aşkın tahtına bir kez daha oturtuluyor. 13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına yunus emrenin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor.

yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatıyor ve elbette kalbe dokuna dokuna yol alıyor. romanın her sayfasında yunusun hamlıktan saflığa geçişi okunuyor.

biliyorum, biz bu ilden gider olduk, kalanlara selam olsun, demişti; yine biliyorum, bizim için hayır dua kılanlara selam olsun. demişti; ve sevgiliye gittiği o geceden sonra adının dilden dile, aşkının gönülden gönüle dolaştığını da biliyorum. şimdilerde ona kimisi Âşık yunus, miskin yunus; derviş yunus;varsın onu da desinler. ve türk yurtlarında, onu en çok bizim yunus diye çağırırlar. biliyorum; ten fânidir, can ölmez çün, gitti geri gelmez ölür ise ten ölür canlar ölesi değil

the fountain

izledikten sonra bir süre yerimden kalkamadığım yine bir darren aronofsky filmidir.sonra her eşyayı bal renginde görmeye başlamıştım (2500 lü yıllardaki kurumuş ağaç sahnelerinden sebep).
ölüm ancak bu kadar güzel resmedilirdi bir şiire.
keşke filmden anlayan bir arkadaşım olsa da bu film üzerinde günlerce konuşsaydım demişimdir ama yine de diyorum konuşabileceğim biri varsa benimle irtibata geçebilirler hala...

sanırım sadece özetleyebilirim (her ne kadar haiddegger her özet faşizandır dese de) :
ölümsüz olmak için ölmek gerekir ve ölüm huşuya giden yoldur...

bir hadis-i şerif te bu özeti onaylar niteliktedir: insan şimdi rüyadadır; ölünce uyanacaktır
  • /
  • 8
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 160

gelmiş geçmiş en salakça sorular

hemşerim memleket nire?

kanguru

1700lu yıllarda yaşayan ingiliz denizci james cook, sosyete adalarını ve yeni zelandayı keşfedip, haritalarını çizdiği 1769 yılında, avustralyanın doğu kıyılarını da ortaya çıkardı.

kaptan cook, bitki ordusunun zenginliğinden ötürü botany bay (botanik koyu) adını verdiği koyda, avustralyalı yerlileri ilk gören yabancı oldu (aslında sömürgecilik sistemi her dönem o bölgeyi keşfetmek ve medeniyet yerleştirmek manasında kullanılmştır). yerlilerle el kol hareketleri ile güçlükle anlaşabilen james cook, karınlarındaki ceplerde yavrularını taşıyan ve arka ayakları üzerinde zıplayarak hareket eden uzun kuyruklu hayvanları görünce, yine el kol hareketleri ve çeşitli işaretlerle bunların adlarının ne olduğunu sordu.yerlilerin kanguru demesinden sonra da bu hayvanları dünyaya kanguru olarak tanıttı.

aradan 50 yıla yakın bir süre geçtikten sonra, 1800 lerin başında, kanguru sözcüğünün gerçek anlamı anlaşıldı... kanguru, avustralyalı yerlilerin(aborjinlerin) dilinde; ne demek istiyorsun yabancı? anlamına geliyordu.

mutsuzluk veren küçük şeyler

yemek yiyorken ve ağızda kocaman bir lokma varken hapşurmak

ikizler burcu

söylenilen bütün güzel düşüncelerin doğru olduğu burçtur

şizofren olduğumuz da doğru değildir
çünkü ben şizofren değiliz

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği filmler

darren aronofsky nin the fountain (kaynak) i

ayı sözlük'teki tahammülsüzlük

dengbej

en ünlü ve en eski dengbej olarak,efsaneleşmiş kişi, evdale zeynike olarak kabul edilmiştir

eleni karaindrou

müzikleri ile filmlerin cesedine öyle bir kıyafet biçiyor ki bu bazen ruhunuzun kefeni de olabiliyor

bitmiş bir ilişkinin tekrar başlaması

bu durumlarda verilen çivi örneği çok klişedir.bazı kişilerde değişkenlik gösterir duvar ya da tahta gibi..eğer sizin partneriniz yada siz aynı maddeden yapıldıysanız (bkz.beton veya kereste) ona bir şey diyemem elbette .
sakızda enteresan bir betimleme aletidir.eğer sizin sevginiz ağzınızda aldığınız tattan ibaret ise ve kanınıza karışıp kalbinize ulaşmamışsa zaten izlediği güzergah:ağız,mide,kalın ve ince bağırsaklar silsilesi olmaya mahkumdur. bir ilişkinin bitmesi de tuvalete bıraktığımız (b)esinlerin (o)ksitlenmiş (k)alıntısından başka bir şey olmayacaktır.

aslında canlar bu işin aritmetiği çok basit (hadi kağıt kalem çıkarın malzeme listesini tekrar ediyorum)

bitmiş bir ilişkiye başlanmışsa o ilişki zaten bitmemiştir ki yeniden başlanmış.ipler kopar ve düğüm atılır .bilirsiniz ki iyi bir düğüm atılmışsa ip hiçbir zaman oradan kopmaz bir daha.ipin en sağlam yerleri düğümler,bunu sıkı düğüm atanlar bilirler

aslında başlık bizi yanılttı çünkü bizde algıda seçicilik , seçicilikte tamamlayıcılık ve tamamlayıcılıkta içini boşaltıcılık olduğundan dolayı yazıyoruz belki de ne dersiniz?

ayı şiirler

seni tanıdıkça nefret ettim insanlardan
seni tanıdıkça sevdim bütün hayvanları
özellikle ayıları
kıllı bütün mahlukları
nefret ettim insanlardan seni tanıdıkça

özellikle ayıları
kıllı bütün mahlukları
nefret ettim insanlardan seni tanıdıkça

(söz-müzik: jan xwen)

buda

buda gelir buda geçer...

obsesif kompulsif bozukluk

yeme ve içmeden kesilmek,sadece o şeyi düşünmek,uyuma problemi gibi etkilerle anlaşılan bir tür hastalık. araştırmacılar buna kısaca aşk demişler
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.